19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2013 PAZAR 6 l HABERLER CHP Cezaevi Komisyonu üyeleri, İzmir Şakran’da Gezi, Askeri Casusluk davası sanıklarının da aralarında bulunduğu kadın tutuklularla görüştü: 30 üzerimde AYŞE SAYIN tane el vardı ‘Başka kardeşler ölmesin’ çağrısı ANKARA CHP Cezaevi İzleme Komisyonu üyelerinin Şakran Cezaevi’nde ziyaret ettiği Gezi eylemcisi kadın tutuklular, “sert ve tacize varan” muameleye tabi tutulduklarını belirtirken “çıplak arama” işkencesinden yakındı. İzmir 9 Eylül Üniversitesi öğrencisi Elif Kaya çıplak arama dayatılmasına karşı koyduktan sonra yaşadıklarını CHP’lilere, “Peki o zaman müdahale ekibi gelecek. 15 kişilik müdahale ekibi geldi. Hayatımda onurum hiç bu kadar kırılmamıştı. Ve bu kadar onurumun kırılacağı ve benliğimin zedeleneceği bir muamele görmeyi düşünmüyordum. O kadar kalabalıklardı ki, bir darp herhangi bir iz gibi bir şey yok ama 30 tane el vardı üzerimde. Çıplak arandım ve bu çok ağırıma gitti...” sözleriyle anlattı. ıplak aramaya devam Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir’den oluşan CHP Cezaevi İzleme Komisyonu üyeleri en yoğun “kötü muamele” yakınmalarının geldiği İzmir Şakran Cezaevi’nde MarksistKomünist Parti davası, askeri casusluk davası ve Gezi eylemlerinin kadın tutukluları ile görüştü. Komisyon raporunda, cezaevinde “kısmen iyileşme” olmakla birlikte, “çıplak arama” uygulamasının sürdüğü saptamasına yer verilirken cezaevi ziyaretinden 1 saat sonra Gezi tutuklularından Esra Ayyıldız’ın tahliye edildiği bilgisi de yer aldı. Ç ezi’cilere özel muamele ‘G Komisyon raporunda, özellikle Gezi tutuklularına “merkezden” gelen “tahammülsüz” yaklaşım nedeniyle, koşulların ağırlaştığı değerlendirmesine yer verildi. Şakran’daki eylemcilerin de Ankara’daki gibi “Birileri gözaltına alınacaktı, sizi biliyorduk, sizi aldık” dediklerinin belirtildiği raporda, birçok tutuklunun Gezi eylemleri öncesinde katıldıkları 1 Mayıs, üniversite eylemleri gibi eylemler nedeniyle suçlandıkları vurgulandı. Gezi eylemi tutuklusu kadınların yaşadıkları ve kendilerine yöneltilen suçlamalar rapora şöyle yansıdı: l Cenazeye katılmıştı Gizem Türmen, Sosya list Gençlik Derneği üyesi olduğu için MLKP ile ilişkisi kurulmuş. Facebook’tan paylaştığı 1 Mayıs pankartı görseli delil olarak gösterilmiş. Gizem konuyla ilgili; “Paylaştığım bu görseldeki pankartı taşıyanlar ile beni ilişkilendiriyorlar. Ben güzel pankart diye beğendim sadece ve paylaştım. 3 Haziran’da dedem vefat etti ve köye gittim ama dosyada 34 Haziran’daki eylemlerle suçlanıyorum” diyor. Sabah 6.00’da eve uzun namlulu silahlarla girip Gizem’i götürmüşler. l içeride kalması sakıncalı Tutuklulardan Burcu Koçlu’nun yüzde 52 oranında kas gücünü kaybettiğine ilişkin raporu bulunmaktadır. Daha önce geçirdiği ameliyatlar nedeniyle kaburga kemikleri demirlerle tutturulan Burcu’nun hayati tehlikesi bulunmakta ve Burcu “Myasthenia Gravis” denilen kas hastalığıyla cezaevi koşullarında boğuşmaktadır. Hastalığına uygun beslenme ve dinlenme koşullarına sahip olmayan Burcu, şu anda cezaevinde zor günler geçirmektedir. MKP tutuklularının da 1 Mayıs, 8 Mart etkinliklerine katılmak, İbrahim Kaypakkaya’nın anmasına katılmak, konser izlemek, tiyatro oyunu sergilemekle suçlandığına işaret edilen raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: l 45 günde 45 dilekçe Tutuklular cezaevi savcısı ile görüşmek istediklerini ancak kendisi ile hiçbir şekilde görüşemediklerini söylemişlerdir. Tutuklulardan Yeşer Aydın, savcıyı görmek için 45 günde 45 dilekçe yazmış ancak savcıyı hâlâ görememiştir. l Tırnak makası yasak 4 kişinin kaldığı bir koğuşta 4 tırnak makası bulan yönetimin, “bu dört tırnak makasına ne gerek var, ne yapacaksınız bunlarla” söyleminin Gezi’den sonraki denetimlerin ağırlaştığına dair önemli bir gösterge olduğunu ifade etmişlerdir. l Memleketten et geldi Fatma Akgül, Tunceli’den annesininbabasının kendisine et yolladığını ve Marpuç Kafe’de çalışan arkadaşı Barış’ın da bu etleri kendisine getirdiğini söylemiş ve arkadaşı Barış’ın “Fatoş, memleketten et gelmiş, ne gün gelirsin çözdüreyim mi?” sorusunun, kendisinin ise “çözüldü mü et” sorularının “Tunceli’den emanet geldi. Emanet çözüldü mü” şeklinde kayıtlara geçtiğini belirtmiştir. l İstanbul Haber Servisi TAYAD’lı aileler, Gezi eylemleri sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, İrfan Tuna ve Zeynep Eryaşar için Galatasaray Lisesi önünde 24 saatlik oturma eylemi başlattı. Galatasaray Meydanı’nda toplanan aileler “Evlatlarımızın katillerini istiyoruz” parkartı açarak eylemlerde hayatını kaydenlerin fotoğraflarını taşıdılar. Eyleme katılan Gezi Parkı eylemlerinin ilk kaybı olan Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş, katillerin yakalanıp hesap sorulmasını isteyerek “Başka kardeşler ölmesin” dedi. Abdullah Cömert’in kardeşi Za fer Cömert de eyleme katılarak faillerin bir an önce yakalanmasını beklediklerini söyledi. TAYAD’lı aileler adına yapılan açıklamada da Gezi olaylarında AKP iktidarının bütün resmi ve sivil güçlerini seferber ettiğini ve bu zulmü yaratanlara karşı hiçbir soruşturma açılmadığına dikkat çekildi. Açıklamada “Katil polisler, silahlı, palalı, bıçaklı sivil faşistler korunarak, polis şefleri, valiler, bakanlar bunun için seferber olmuştur. Gelinen son noktada Recep Tayyip Erdoğan ‘polisimiz destan yazmıştır’ ve ‘4 kişi ölüyor, Twitter alt üst, Mısır’da 300 kişi ölüyor, dünya sessiz’ diyerek işkenceci ve katillere kol kanat germiştir” denildi. Tahliye yerine sürgün l İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu’nun F tipi cezaevlerindeki hak ihlallerine ve ağır hasta olan tutuklulara dikkat çekmek için düzenlediği “F Oturmaları” eyleminin 74. haftasında Edirne F Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen Memduh Kılıç’ın durumu gündeme getirildi. Galatasaray’da dün gerçekleştirilen oturma eyleminde açıklama yapan İHD üyesi Hulusi Zeybel, hasta tutuklu Memduh Kılıç’ın 21 yıldır hapishanede olduğunu ve daha önce geçirdiği veremden dolayı akciğer yetmezliği bulunduğunu belirtti. Zeybel “Memduh Kılıç, solunum cihazına bağlı olarak yaşıyor. Bunun yanı sıra ileri derecede bel ve boyun fıtığı, mide reflüsü, kronik farenjit, astım ve sol bacağında tümör bulundu” dedi. Zeybel, Memduh Kılıç’ın tedavisi için tahliye edilmesi gerekirken, Şakran 3 No’lu T Tipi Hapishanesi’nden, daha ağır tecrit koşullarının yaşandığı Edirne F Tipi’ne sürgün edilmesine tepki gösterdi. İBB, çadırları yaktıkları iddia edilen zabıtalarla ilgili ‘Müfettiş kararını uyguluyoruz’ dedi Gezi’yi karıştıran zabıtalar işbaşında İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmesini önlemek için kurulan çadırların 30 Mayıs sabahı saat 05.00’te yakılması olayı ile ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından açılan soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan 4 zabıta ve 3 taşeron firma çalışanı görevine iade edildi. Avukat Can Atalay, çadırlar ateşe verildiğinde parkta 7 değil 7080 sivil kamu görevlisinin bulunduğunu belirterek “Bunca sivil şahıs arasından bu 7 kişi nasıl saptandı? Açığa alındığı ifade edilen kişiler hangi gerekçe ile açığa alınmıştı ve şimdi hangi gerekçe ile görevlerine iade ediliyorlar” diye sordu. da yangınlaşmasında önemli rol oynayan ve hükümet kanadının da “yanlıştı” dediği çadırların yakılması olayıyla ilgili soruşturmada başa dönüldü. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından Yok edilenlerin annelerinden 438. buluşma l İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri, Galatasaray’da dün 438. kez gerçekleştirdikleri oturma eyleminde Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 1995’te gözaltında kaybedilen Osman Buluttekin’i anarak sorumluların yargılanmasını istedi. Eylemde ilk sözü alan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, “Başbakan; Libya, Mısır ve Suriye’ye Başbakanlık yapacağına kendi vatanına ne zaman başbakanlık yapacak? Roboski’nin faillerini ne zaman açıklayacak? Roboski kendi döneminde oldu ama Başbakan failleri saklıyor” dedi. Cumartesi Anneleri’ne destek olarak eyleme katılan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise “Osman Buluttekin başta olmak üzere bugüne kadar olan tüm kayıpların avukatlığını yaptım. Osman Buluttekin, Emniyeti’ne bağlı bir bekçiydi. Polis kılığına giren şahıslar tarafından hem Emniyet’e hem de jandarmaya 100 metre yakın olan evinden gözaltına alınarak yok edildi. Bizler bugüne kadar çok mücadele ettik ama ileri gidemedik” diye konuştu. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) İktidarın en yakını Yeni Şafak’ın geçen günkü manşeti, doğrudan ABD’yi hedef alıyordu, İsrail’in yanı sıra... Bu “Gezi Direnişi’ni faiz lobisi, dış güçler düzenledi” biçimindeki, aslında dolaylı olarak suçlanmasından sonra, bu kez ismiyle ABD manşetten sanırım ilk kez suçlanarak anıldı. Bunu, diplomatik deyimle, not edelim! RTE’nin onayı olmadan bu manşet zor atılır, belki sadece gazetecilik refleksi ile! Gazetecilik refleksi onlara bu manşeti attırmadan önce de oturup bin kez hükümet refleksini düşünürler... RTE ABD ilişkisi bana göre, aşağı doğru bir nitelik kazandı. RTE, bir yandan ABD’nin desteği olmadan iktidarda çok fazla duramayacağının bilincindedir. Nasıl yani derseniz: ABD ile RTE arasında giderek limonileşen bir ilişki, dünya piyasalarında siyasi istikrarsızlık çağrısı yapar. Türkiye’nin riski artar! Sıcak para çoook nazlanır, sıcak paranın en çok risk seveni kalır ve istikrarsızlığın doğurduğu ortamdan büyük paralar kazanmanın pususuna yatar (borç faizinde artış, dolarTL oynaklığı, devlet tahvilleri faiz yüksekliği vb). Tabii bu durum derecelendirme kurumlarının notlarına da hemen yansır... Hazine üç ay önceye kıyasla, yüzde yüz daha çok faiz öder oldu (%5’ten %10’a). Faik Öztrak’a göre önümüzdeki bir yıl içinde iktidar 163 milyar $ (+60 milyar cari açık) borcu çevirmek zorunda. Bu gelişmeyi şimdiden uluslararası piyasalarda paranın boğazının sıkılması sonucu ile de olsa kısmen gözlüyoruz! Türkiye en çok etkilenecek ülkeler listesine hemen girdi! HHH Gezi’den önce ABD ile RTE arasında derin sorunlar başlamıştı. Gezi olaylarında iktidarın halkı düşman gören zulmüne, ABD’den 10’a yakın uyarı yapıldı. Başkan yardımcısı katına kadar çıktı uyarılar! Bu uyarıların ABD’nin demokratik endişelerinden kaynaklandığını söylemek mümkün değil. Aralarındaki sorunlu ilişkiler (IrakSuriye), peş peşe uyarıların kaynağıdır. Yağbal olsalardı, tek uyarı ile geçiştirilirdi, bunun nedeni de “aman sevgili müttefikimiz güme gitmesin” olurdu! İktidar bu mesajı kuşkunuz olmasın ki aldı! Mısır, ABD ile RTEiktidarı arasında ayırt edici diğer ciddi konu oldu. RTE’nin, Arap dünyasının en önemli ülkelerinden Mısır’da Mursi ile kurduğu ilişki, öyle sıradan değil, çok boyutludur. Mursi’nin yönlendiricisi RTEDavutoğlu’dur. Ankara Kahire ittifakıhattı ile, aslında RTE İslam dünyasında birden ciddi bir ağırlık zanacakatı. RTE için Mısır/Mursi/İhvan güçlü bir kaldıraçtı... AnkaraKahire birlikteliği, İslam dünyasında ciddi bir etkileme rüzgârı estirecekti. RTE türünde bir iktidar yapısı ile RTE aynı zamanda içeride de İslami iktidarına güçlü bir dayanak elde edecekti. Bu amaçla Mursi/İhvan iktidarına büyük yatırımlar yapıldı. Milyar doları aşan borçlar verildi, işadamlarıyla seferler düzenlendi, bizimkiler fabrikalarişyerleri açtılar ve İhvan (Müslüman Kardeşler) iktidarın güçlendirmeye çalıştılar... HHH Ancak, Mursi’nin Mısır’da RTE’den bile daha büyük adımlarla, Mısır’ın tamamını İhvanlaştırma baskısı ve zulmü, 16 milyon insanı sokağa döktü... Keşke Tahrir Meydanı’ndaki milyonlarca kişi Mursi’nin sarayını basıp iktidarı ele geçirseydi de askeri darbe olmasaydı! ABD ve Batı’nın suskunluğu, Mısır’ın köktendinciliğe yönelik diktatoryal iktidarını sağlamlaştırma hamlelerinden ileri geliyor. Bu endişe yarattı. Unutmayalım ki Mursi, seçmenin yüzde 42 katılımıyla başkan seçilmişti! Yani zaten baştan bir temsilmeşruiyet sorunu ile iktidar olmuştu! Şimdi AKP ve tayfaları terör estiriyor Türkiye’de... Bu, AKP iktidarına karşı muhalif çevrelere tam bir intikam ve yıldırma amaçlı terördür. İki yönü var bu terörün: İlki, RTE’nin MursiKahire politikası ve aksının tam çökmesidir. Rüyası bitti adamların! Bunun kızgınlığı ve hıncı var. İkincisi ise Mursi’nin gidiş biçimi, on milyonu aşan Mısırlının sokağa dökülüp Mursi’yi istifaya zorlaması ve sonunda askeri yolla gitmesi, Ankara’ya da korkulu düş gördürüyor. Askeri değil ama milyonlarca insanın RTE iktidarını hedef alabilecek alanlar ve gösteriler, RTE’yi orada zorlar ve iktidarın çöküşünü getirebilir... Başbakan bu nedenle, polisiye önlemlerini artırıyor, stadyumlara da savcılarını göndermeye hazırlanıyor! İşe bak! Sonbaharda gösteriler yaparsanız bunun bedelini ağır ödersiniz, diye ağır tehditlerde bulunuyor halkına karşı! Mursi bile Mısır’da bunu söyleyememişti! RTE, Mursi rolünü değil ama halkına karşı, Mısır’da askerlerin rolünü üstlenme heveslisi olarak ortaya çıktı! RTE, Mısır’da da ABD karşısında eğik düzlemde kayıyor... Durun, dahası var bu ikili ilişkinin! ABD ve AKP: Nereye? B aşa dönüldü Gezi Parkı eylemlerinin Türkiye çapın zabıta memurları görevlerinden uzaklaştırılmıştı. Araştırma ve ön incelemeyi sürdüren Mülkiye Başmüfettişliği daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yeni bir yazı göndererek zabıta personeli ile ilgili görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırıldığını bildirdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı da başmüfettişlik kararını uygulayarak zabıta amiri A.R.T., zabıta ekipler amiri M.S., zabıta komiseri H.A. ve zabıta memuru S.A.’ya 45 günlük zorunlu iznin ardından görev ba şı yaptırdı. Eski bakanlardan Abdülkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu’ya ait firmaya bağlı çalışan ve iş akitleri feshedilen taşeron görevliler M.Y., O.Ç. ve H.A.’nın da İBB’nin alt müdürlüklerinde yeni görevlerine başlayacakları öğrenildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sadece müfettişlerin kararını uyguladıklarını, zabıta personeli hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca yürütülen idari ve disiplin soruşturmalarının ise sürdüğünü açıkladı. n MALATYA (Cumhuriyet) Kale ilçesinde su için kuyu açan Kemal Kalkan(60) ile Osman Aslan(55), göçük sonucu toprağın altında kaldı. Çevredekilerin durumu güvenlik güçlerine bildirmesi üzerine sevk edilen kurtarma ekipleri, toprak altında kalan Kalkan ve Aslan’ı çıkartı. Olay yerinde ölen kaybeden 2 kişi savcılığın incelemesi ardından otopsi için Malatya Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Jandarma, olayla ilgili soruşturma başlattı. n ŞANLIURFA (AA) Mehmet Furkan Karahan idaresindeki otomobil, SiverekÇermik karayolunun 16. kilometresinde şarampole devrildi. Kazada sürücü Karahan ile Gülistan Nazlı hayatını kaybetti. Yaralanan 8 kişi ise hastaneye kaldırıldı. Su kuyusu çöktü: 2 kişi öldü Trafik kazası yine can aldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle