23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 AĞUSTOS 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Karkas et birkaç ayda 14 liradan 15.75’e çıktı. ESK, fiyatı 15.60 lira olarak belirledi Kırmızı ete müdahale Kırmızı et üretiminin artmasına ve et ithaline devam edilmesine karşın fiyatlarda görülen yükseliş eğilimi Et ve Süt Kurumu’nun müdahalesine yol açtı. Besiciye erken kesim primi ve nakliye farkı verecek, ayrıca satın alma bedellerinin yarısını nakit ödeyecek kurum, bu sayede karkas etin belirlenen eşik fiyatla tüketiciye ulaşmasını hedefliyor. Ekonomi Servisi Et ve Süt Kurumu (ESK), 15 Ekim’e kadar kesim yaptıracak sözleşmeli besicilere, erken kesim primi ve nakliye farkı uygulamasıyla karkas etin kilogramı için asgari 15.60 lira ödeneceğini açıkladı. ESK’nin internet sitesinde yer alan açıklamada, kırmızı et sektöründe yaşanan dönemselliğin sonucu, döküm mevsiminin bitmesi, hayvanların mera ve yaylalara çıkması gibi faktörlerin etkisiyle hayvan arzının daha kontrollü seyretmesine karşılık hem ramazan ayı hem de turizm mevsimi gibi talebi artıran eğilimlerin yaşandığı bugünlerde karkas et fiyatlarında hareketlenme yaşandığı belirtildi. Açıklamada, yeterli hayvanın kesime gelmemesi ve besilik hayvan sayısında sıkıntı yaşanması nedeniyle ithalatın açılması gerektiği yönünde spekülasyonlar yapıldığı ifade edildi. Kırmızı et sektöründe bugünlerde yaşanan arz ve talep seyri geçmiş yıllarla kıyaslandığında talebin iç üretimle karşılanması açısından daha olumlu bir sürecin yaşandığının görüldüğüne dikket çekilen açıklamada, “Bu kapsamda kurumumuzun 15 lira/kilogram fiyatına karşılık aylarca 1314 lira/kilogram seviyelerinde seyreden karkas et fiyatları son birkaç ay içinde kısmi hareketlenmiş olup halen 17 il için günlük karkas et fiyat ortalaması 15.75 lira/kilogram seviyelerindedir. Besicilerimizin maliyetleri yanında finansman ihtiyaçları da göz önüne alınarak kurumumuz tarafından 15 Ekim 2013’e kadar karkas et satın alma fiyatına erken kesim primi ve nakliye farkı uygulaması başlatılarak sözleşmeli besicilerimizin eline asgari 15.60 lira/kilogram civarı net fiyatın geçmesi sağlanacak, satın alma bedellerinin yüzde 50’si peşin ödenerek besicilerin nakit ihtiyaçları karşılanacak” denildi. Öte yandan, Türkiye İstatistik Kurumu, 2013 yılı 2. Çeyrek Kırmızı Et Üretimi istatistiklerini açıkladı. Buna göre 2013 yılının 2. çeyreğinde toplam kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre Toplam kırmızı et üretimi bir önceki döneme göre yüzde 2.1 oranında artışla 212 bin 885 ton tona yükseldi. Kırmızı et üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16.3 oranında arttı. Kırmızı et üretimi 2013 yılının ilk 6 aylık döneminde geçen yılın eş dönemine kıyasla yüzde 19 oranında artışla 354 bin 482 tondan 421 bin 482 ton düzeyinde tahmin edildi. Süt üretimi düştü peynir yükseldi! Deutsche Bank’tan ‘İmkânsız Üçleme’ Uyarıları “İmkânsız Üçleme” kavramı uluslararası iktisat çalışmalarının ana savlarından birisi olarak bilinir. Ekonomi öğrencileri kavramla genellikle üçüncü sınıfta “uluslararası finans” derslerinde tanışırlar. Kabaca ifade etmek gerekirse; imkânsız üçleme kavramı, uluslararası ekonomik ilişkilere açık bir piyasa ekonomisinde merkez bankasının şu üç stratejik politika değişkeninden sadece ikisini seçebileceğini, üçünün eş anlı olarak sağlanmasının mümkün olmadığını savlar: (i) Döviz kurunun kontrolü; (ii) bağımsız para politikası (faiz oranı veya piyasaya sunulan para miktarı) ve yurtdışı sermaye hareketleri rejiminin kontrolü. Uluslararası ekonomik ilişkilere açık ve dolayısıyla küresel rekabet içinde olan bir pazar ekonomisinde merkez bankacılığı yukarıdaki üç değişkenden eş anlı olarak sadece ikisini kontrol ederek üçüncüsünü “piyasaya” terk etmek zorundadır. Hatta, ekonomi biliminin renkli söylemleri söz konusu savı, Katolik Hıristiyan öğretisinin üçleme inancına atıf vererek “kutsal olmayan üçleme” (unholy trinity) diye de anmakta olduğunu görmekteyiz. Köşemizin sınırları söz konusu savı derinlemesine incelemeye ve örnekler sunmaya yeterli değil. Ancak, bu üç değişkenin eş anlı olarak kontrolünün olanaksızlığına dayanarak geliştirilen merkez bankacılığı sistemlerinin, sermaye hareketlerinin kontrol edilmesine dayalı politikalar demetiyle (örn. Tobin ya da finansal işlem vergisi); tamamen serbest bırakılması (örn. sıcak paraya dayalı, spekülatif enflasyon hedeflemesi) arasında yapılan tercihleri ön plana çıkartarak, günümüzün modern para politikası tartışmalarının odak noktasını oluşturduğunu belirtelim. Uluslararası ekonomi politik alanında bir başka “imkânsız üçleme” kavramı ise Princeton İleri Araştırmalar Enstitüsü Profesörü Dani Rodrik’e ait. Dani Hoca 2007’deki bir yazısında, bir ülkenin aynı anda (i) küresel entegrasyon; (ii) katılımcı demokrasi ve (iii) ulus devlet seçeneklerinden aynı anda sadece ikisini sağlayabileceğini; üçünün eş anlı olarak uygulanmasının imkânsız olduğunu vurgulamakta idi. HHH Deutsche Bank, temmuz ayı ortasında Türkiye ekonomisi için yeni bir “imkânsız üçleme” savını ortaya attı. Buna göre TC Merkez Bankası’nın izlemekte olduğu politikalar şu üç hedefi eş anlı olarak elde edemeyecektir: Yüksek büyüme hızı; düşük enflasyon; istikrarlı cari işlemler açığı (sürdürülebilir cari açık finansmanı). Türkiye ekonomisinin güncel verileri (i) büyüme hızının düşük; (ii) cari işlemler açığının göreceli olarak yüksek ve finansmanının da “sağlıksız”; (iii) enflasyonun ise göreceli olarak yüksek ya da yükselme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Deutsche Bank teknisyenleri de bu gözlemlere dayanarak Merkez Bankası’nın artık tek bir çaresinin kaldığını vurgulamaktadır: Faiz oranlarını yükselterek cari açığın finansmanını “istikrara kavuşturmak” ve düşük enflasyonu “hedefleyebilmek.” Dolayısıyla, Deutsche Bank’ın Türkiye için gözlemlediği imkânsız üçlemeyi çözebilecek sihirli reçete tektir: Yabancı sermaye girişlerinin özendirilmesi. Merkez Bankası faiz oranlarını yükselterek yurtdışı “yatırımcının” Türkiye’ye yeniden ilgisini cezbetmelidir. Böylelikle cari işlemler açığı finanse edilerek “istikrarlı” bir düzeyde tutulabilecek; ithal mallarının ucuzlatılması sayesinde enflasyonist baskılar hafifletilecek ve büyüme de talep yönlü olarak ivmelendirilebilecektir. Söz konusu “sihirli reçete” 2001 krizi sonrasında IMF programının ana dayanağı ve AKP’nin ve ekonomi bürokrasisinin de harfiyen izlemekte olduğu formül idi. Ancak, spekülatif sıcak para girişleri aracılığıyla bir ülkenin sürekli olarak cari işlemler açığı (dış açık) vererek yüksek ve istikrarlı bir büyüme hızı elde etmesinin beklenemeyeceğini Türkiye çok yakından bilmektedir. Yüksek büyüme hızı ile düşük enflasyon ikilisinin de eş anlı olarak korunmasının çok zor olduğu gözlemi ise iktisada giriş derslerinin neredeyse ana temasını oluşturmaktadır. Geriye ne kalıyor? Olası çözüm önerilerini geliştirebilmek için yazımızın yukarıdaki ilk iki paragrafını bir kez daha düşünmek gerekiyor. Sığır eti artışı yüzde 19 2013’ün ikinci çeyreğinde sığır eti üretimi bir önceki döneme göre yüzde 3.8 oranında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.7 oranında artışla 187 bin 587 ton düzeyinde oldu. Koyun eti üretimi 2013 yılının 2. çeyreğinde bir önceki döneme göre yüzde 10.2, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9.2 oranında artışla 21 bin 959 ton düzeyinde gerçekleşti. Koyun eti üretimi 2013 yılının ilk 6 ayında geçen yılın eş dönemine oranla yüzde 12 artışla 41 bin 889 ton düzeyinde tahmin edildi. TÜİK Haziran 2013 Süt ve Süt Ürünleri Üretimi verilerine göre haziranda ticari süt işletmelerinin topladığı inek sütü miktarı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 4.9 azalışla 692 bin 8 ton oldu. İnek sütü miktarı bir önceki aya göre yüzde 10 geriledi. Haziranda inek peyniri üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.1 oranında artışla 52 bin 571 ton olurken, geçen yılın aynı dönemine göre de yüzde 7 artışla 298 bin 385 tona yükseldi. Koyun, keçi, manda ve karışık sütlerden elde edilen peynir çeşitleri de geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8.4 artışla 4 bin 289 ton oldu. Haziranda yoğurt üretimi 95 bin 10 tonla aynı kalırken, ayran üretimi de 53 bin 907 ton ile geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14.4 arttı. TZOB: Niye et ithal ediliyor? Et üretimindeki artışın sevindirici olduğunu belirten TZOB Başkanı Bayraktar, 2010’dan bugüne 3 milyar doların üzerinde ödeme yapıldığını vurgulayarak, niçin et ithal edildiğini sordu. Ekonomi Servisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’de et üretimi olağanüstü hızla artarken, et ithalatını gündeme getirmenin art niyetten başka bir amacı olmadığını belirtti. Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, “Bu yılın ilk çeyreğinde 208 bin 597 ton olan kırmızı et üretimi, nisanhaziran döneminde yüzde 16.3 artışla 212 bin 885 tona yükseldi. Bu ortamda Türkiye neden et ithal etsin? Üretim olağanüstü bir hızla artarken et ithalatını gündeme getirmenin art niyetten başka bir amacı yoktur. Ette ithalat lobilerine sesleniyorum. 2010 Haziran ayından bu yana ithalata 3 milyar 223 milyon dolar ödemişiz. Yazıktır, bu ülkenin parası. Bırakın da çiftçimiz üretsin” dedi. Geçen yılki yem fiyatlarının artışına karşın et üretimindeki bu artışın kayda değer olduğunu vurgulayan Bayraktar, üreticinin devletin vereceği desteklerle ve gümrük vergilerindeki koruyucu önlemlerle halkımızın ihtiyacını rahatça karşılayabileceğini savundu. Fiyatı dibe vurdu Geçen yıl zam şampiyonu olan ve ithal edilmek durumunda kalınan samanın kilogramı, bu yıl 20 kuruşa kadar düştü. Birçok çiftçi, para etmediği gerekçesiyle samanını tarlada bıraktı. Karaman Ziraat Odası Başkanı Recep Muğlu, bu yıl bahar yağışlarının iyi geçmesi nedeniyle hububat rekoltesinin beklenenden yüksek gerçekleştiğini söyledi. Geçen yıl yaşanan kuraklıktan dolayı ilk kez saman ithal edildiğini hatırlatan Muğlu, geçen yıl samanın kilogramının 80 kuruşları gördüğünü hatırlatarak, “Buğdayın kilogramı 50 kuruşa satılırken, sapından yapılan samanın fiyatı 80 kuruştu” dedi. Et üretimi arttı Tavuk yumurtası ür lının ilk 6 ayında ge etimi 2013 yıçe dönemine göre yüzd n yılın aynı e artışla 8 milyar 49 m 12 oranında adede yükseldi. Kes ilyon 143 bin sının yüzde 4 artışla ilen tavuk sayı53 bin adete yükseldiği 4 milyon 916 döneminde kesilen OcakHaziran hi de 3 azalışla 1 mily ndi sayısı yüzon oldu. Bu dönemde 898 bin adet tavuk eti üretimi yüzde 2 artışla 87 yükselirken, hindi et 5 bin 352 tona i 11 azalışla 16 bin 97 üretimi yüzde 7 ton düzeyinde gerçekleşti. TÜİK Haziran 2013 vancılığı Üretimi ve Kümes Hayril vuk eti üretimi hazi erine göre taranda bir önceki aya göre yüzde 3.8, ge ayına göre yüzde 1. çen yılın aynı 3 oranında azalışla 155 bin 345 to na geriledi. Yumurta üretimi de arttı Yunanistan 5 yılda yüzde 20 küçüldü Ekonomi Servisi Yunanistan son beş yıl içinde yüzde 20’den fazla küçüldüğünü açıkladı. Atina hükümetine göre, ülke ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde de yüzde 4.6 küçüldü. Yunanistan’da ekonomik durgunluk altı yıldır devam ediyor. Ülkede işgücünün yüzde 27’si işsiz. Gençlerin üçte ikisi de iş bulamadığı için çalışamıyor. Yunanistan’da işsizlik oranı Avrupa ülkeleri arasındaki en yükseklerinden biri. Ekonomistlere göre, Yunanistan ekonomisinin 2014 sonundan itibaren iyileşmeye başlaması mümkün.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle