14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 TEMMUZ 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 AKP ile coştu u CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 10 yıl sonra “uyandığı”nı, bankaların krediler ve diğer bankacılık işlemleri nedeniyle müşterilerinden 100’e yakın isim altında aldıkları ücret ve komisyon gelirlerinin AKP döneminde arttığına dikkat çekti. Oran, AKP döneminde bankaların hizmet gelirlerinin de yüzde 500 oranında arttığını vurguladı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, yaptığı açıklamada, bankaların özellikle 2001 krizinden sonraki dönemde, faizlerin aşağı doğru gitmesiyle birlikte gelirlerini artırmak için ücret ve komisyon kalemlerine yöneldiğini, AKP hükümetinin buna seyirci kaldığını hatta sektörle ilgili olarak yaptığı düzenlemelerle bu durumu desteklediğini belirtti. Oran, bankaların 2002’de 910 milyon lirası krediler üzerinden alınan ücret ve komisyon, 2 milyar 468 milyon lirası da bankacılık hizmet geliri olmak üzere toplam 3 milyar 377 milyon lira olan ücret, komisyon ve hizmet bedeli gelirlerinin 2012’de 4 milyar 435 milyon liralık kısmı ücret ve komisyon, 14 milyar 807 milyon liralık kısmı bankacılık hizmet geliri olmak üzere toplam 19 milyar 242 milyon liraya kadar yükseldiğini vurguladı. Türk bankacılık sisteminin toplam aktiflerinin yüzde 30’unu Ziraat, Halk ve Vakıfbank’ın kontrol ettiğini hatırlatan Oran, “Başbakan eğer samimiyse bu bankaların vatandaşlardan aldığı ücret, komisyon ve hizmet gelirlerini ya tümüyle kaldırsın ya da gerçek maliyeti neyse oraya indirsin. Böyle bir uygulama karşısında diğer bankalar da bütün ücret ve komisyonlarını aşağı çekmek zorunda kalacaktır” diye konuştu. Oran’ın bankaların aldığı ücret ve komisyonların on yılda nasıl arttığına dair verdiği bilgiler özetle şöyle: l Kredilerden alınan ücret ve komisyonlar geçen yılın ilk beş aylık dönemine göre yüzde 27.5, hizmet gelirleri de yüzde 17.4 yükseldi. l Bankaların toplam gelirlerinin 2002’de yüzde 6.3’ü ücret, komisyon ve hizmet gelirlerinden meydana geliyordu. Bu oran AKP döneminde yıllar itibarıyla artarak 2011 Erdoğan’ın eleştirdiği kredi kartlarındaki ücret ve komisyonlar başbakanlığında yüzde 387.5 arttı ABD’nin Ortadoğu Projesinde Değişiklik mi? Ortadoğu’da Arap âleminde, Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan olaylara, ABD’nin Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) açısından bakmak, çözümlemek gerekir. ABD’nin projesi, Kuzey Afrika sahilinden Avrasya’ya uzanan bölgenin yalnız siyasal sınırlarını, ekonomik yapısını değiştirmek, bölgeyi dünya ekonomisine, ABD’ye eklemlemek değildir. Projenin bir de siyasal düzen yönü vardır. Bölge ülkelerinde ABD’nin öngördüğü, biçimlediği demokratik idareler kurmak da planın parçasıdır. ABD, uzun süreli diktatörlükler, krallıklar, askeri yönetimler yerine bölgede kendisinin biçemlendirdiği demokratik düzen hedeflemiştir. Böylece proje insancıl bir görüntü Alacak, ABD ve dünya kamuoyu tarafından benimsenmesi, en azından tepki çekmemesi sağlanacaktır. Demokrasi, halkın refahının artması, altyapı yatırımları, gelirin daha adil bölüşülmesi, bölgenin yalnız petrol gelirine bağlı kalmaması, bölge ekonomisinin dünya ekonomisi ile bütünleşmesi gibi sloganlarla süslenmiş, bezenmiş bir projenin bölge halklarınca desteklenmesi de sağlanacaktır. ABD’nin demokrasi anlayışı, kendi nüfuz bölgesinde seçimleri, desteklediği, güdümünde olan siyasi akımın kazanması, bunu sağlayacak yol ve yöntemlerin yaratılmasıdır. ABD’nin BOP ya da GOP uygulaması 1990’lı yılların başlarında Birinci Körfez Savaşı’na mı yoksa daha eski, 1980’li yıllara, 12 Eylül 1980’e değin uzanır mı? Görüş ayrılıkları olabilir. Amaçlanan, şeklen demokrasi olduğuna göre, projenin yürütülebilmesi için ABD’ye yakın, ABD’nin güdümünde olan siyasi akımların seçim sandığından çıkmasının sağlanması gerekir. Böylece ABD, diktatörlerle, krallarla, emirlerle değil, halkın seçmiş olduğu temsilcilerle, demokratik düzeni benimsemiş ülkelerle işbirliği yapmış görünecektir. Bölgeye hem demokratik düzen gelmiş görünecek, hem de proje ABD’nin iç ve dış askeri müdahalelerine gerek kalmadan uygulamaya konulmuş olacaktır. Bu stratejinin maliyeti düşük olduğu gibi savunulması kolay, kamuoyunda kredibilitesi de yüksektir. Burada sorun hangi siyasi akımın ABD ve emperyal güçler tarafından destekleneceğinin kararlaştırılmasıdır. Emperyal güçler, gerçek milliyetçi, ulusalcı akımları desteklemezler. Milliyetçiler, ulusalcılar, emperyalizm karşıtıdırlar, bağımsızlığı, özgürlüğü savunurlar. Sol akımlarla, emperyalizmin işbirliği zaten söz konusu olamaz. Emperyalizmle işbirliği yapacak liberal kesimin ise bu coğrafyada sandıktan çıkma gücü yoktur. Kemalizm, hem bağımsızlığı, hem özgürlüğü hem de sol eğilimi içerdiğinden, emperyalizmin gömmeye çalıştığı bir akımdır. Kala kala elde dinci, İslami akımlar kalmaktadır. Bölge, dinde reform ve rönesans dönemlerini geçirmemiş, sınai devrimi de yaşamamış ve eğitim düzeyi de düşük olduğundan, Ortadoğu’da din sömürüsü, toplum üzerinde etkili olmaktadır. Ayrıca kapitalistler, dincilerin maddi çıkarlara düşkünlüğünü de gözlemişlerdir. Tüm bu nedenlerle ılımlı sıfatı da eklenmiş, din sömürüsüne dayanan siyasi akımı desteklemek emperyal güçler açısından tercih edilmiştir. Böyle bir akımın liberal olarak nitelendirilen dışa bağımlı yerli odaklar tarafından desteklenebileceği de öngörülmüştür. Projenin siyasi düzen ayağının uygulanması, Türkiye’de AKP ile denenmiştir. AKP iktidarının kökeni, 12 Eylül 1980 askeri harekâtı, vetolu, hesaplı bir seçimle Özal’ın iktidara getirilmesine kadar uzanır. 28 Şubat postmodern hükümet değişikliği, IMF önerileriyle Türkiye’nin 2001 krizine sokulması, yüzde 10 seçim barajı, tüm bunlar, bir uygulamanın, iktidara getirmenin ön hazırlıkları olarak düşünülebilir. AKP iktidarı formülü, daha sonra “Arap Baharı” sloganı ile bölgeye yaygınlaştırılmaya başlanmış, ılımlı İslam görüntülü AKP benzeri partiler kurulmuş, hatta bazı ülkelerde iktidara gelmeleri de sağlanmıştır. Ancak Libya’da istenen düzenin henüz kurulmaması, Suriye direnci, Mısır’daki düzensizlik ve darbe, Türkiye’nin siyasal ve ekonomik bir bunalıma sürüklenmekte oluşu, ABD’nin GOP uygulamasında bir değişikliğe yol açar mı? Bu soru bile bağımsızlık, özgürlük tutkusundan, ulusal onurdan yoksun oluşun hazin sonucu değil midir? Telefon ellerinden düşmedi Ekonomi Servisi Bankaların telefonla aradığı müşteriler arttı. Nisanhaziran döneminde bankalar tarafından müşterilere yapılan aramalar, geçen yılın aynı dönemine yüzde 80.9 arttı. Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) çağrı merkezi istatistiklerinden derlenen bilgiye göre, ikinci çeyrekte bankaların satış, tahsilat, ATMPOS izleme ve operasyonel amaçlı yaptığı aramalar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 80.9 artarak 13 milyon 349 bin 749’a ulaştı. İkinci çeyrekte satış amaçlı 7 milyon 857 bin 979, ATMPOS izleme amaçlı 52 bin 283 ve operasyonel amaçlı 4 milyon 820 bin 168 arama yapıldı. Yurttaş kredi batağında MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan yurttaşlara kredi kartı kullanmamalarını öğütlüyor ancak rakamlar AKP iktidarında kredi kullanımının katlandığını gösteriyor. Cebinde nakit parası olmayan yurttaş evde, işte hayatını kredilerle döndürüyor. 2007’de 251 milyar lira olan kurumsal, ticari ve bireysel tüm krediler bugün 849 milyar liraya ulaştı. Konut kredileri 92 milyarı, taşıt kredileri de 7 milyar lirayı buldu. Kredilerde başı İstanbul çekiyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin kredilere Yurttaş evde işte çarkı kredilerle döndürüyor. Kredi borçları almış yürümüş durumda... Bireysel kredi kartları tutarı 2007’de 27 milyardı bugün 73 milyar lira... ilişkin soru önergesini yanıtladı. Babacan’ın verdiği bilgiye göre kredi türlerine ve illere göre kredi tutarları şöyle: Toplam nakdi krediler: Kurumsal, ticari ve bireysel tüm kredileri içeren toplam nakdi kredilerin toplamı 849 milyar 478 milyon 523 bin lira. Bu rakam 2007’de 251 milyar 374 milyon 412 bin liraydı. Toplam gayri nakdi krediler: Toplamı 229 milyar 625 mil yon 530 bin lira. Aralık 2007’de rakam 94 milyar 469 milyon 968 bin liraydı. Konut kredileri: Konut kredileri toplamı 92 milyar 115 milyon 277 bin lira. Aralık 2007’de bu rakam 32 milyar 261 milyon 576 bin liraydı. Taşıt kredileri: Toplamı 7 milyar 958 milyon 58 bin lira. Aralık 2007’de 6 milyar 108 milyon 624 bin liraydı. Diğer tüketici kredileri: Toplam 106 milyar 417 milyon 472 bin lira. 2007’de 29 milyar 223 milyon 979 bin liraydı. Bireysel kredi kartları: Toplam 73 milyar 268 milyon 905 bin lira. 2007’de 27 milyar 71 milyon 192 bin liraydı. Nakit arttı yılında yüzde 14.5 düzeyine kadar yükseldi. Son olarak 2012’de yüzde 13.5 oldu. Ücret, komisyon ve bankacılık hizmet gelirlerinin, banka gelirleri içindeki payı AKP döneminde 7 puandan fazla artış gösterdi. l Bankalar, dosya ücretinin yanı sıra çekilen miktara bağlı olarak ihtiyaç kredilerinde kredinin yüzde 4’üne kadar, taşıt kredilerinde de asgari tutarı 200 TL olmak üzere kredinin yüzde 4’üne kadar komisyon alıyor. Konut kredisinde en az 600 lira olmak üzere çekilen miktarın yüzde 4.5’ine ulaşan tutarda komisyon tahsil ediliyor. l Bankalar, kartın türüne göre 500 liraya kadar yıllık üyelik ücreti alabiliyor. Ek kredi kartı sahiplerinden yıllık 2 lira ile 40 lira, nakit çekmek isteyenlerden de yüzde 2.12 faizin yanı sıra çektiği miktarın yüzde 3’üne kadar komisyon alıyor. l Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Twitter hesabından 11 Ocak 2013’te “Kredi kartı kullanımı yaygınlaştıkça kayıt dışı ekonomi azalır” açıklamasında bulunmuş, vatandaşlara kart kullanmayı tavsiye etmişti. Başbakan’ın geldiği nokta Maliye Bakanı’nın açıklamalarıyla bile çelişiyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın uyguladığı politikalar nedeniyle halkı kredi kartlarına mahkum ettiğini belirten Oran, “Başbakan’ın bir dediği bir dediğini tutmuyor. Hükümetin bakanları, icraatları ile Başbakan ayrı telden çalıyor. Hükümet ekonomi politikalarıyla halkı kredi kartına mecbur bırakıyor, ondan sonra da almayın diye akıl veriyor. Başbakan’ın görevi halka akıl vermek değil, halkın refahını ve imkânlarını artırarak daha iyi yaşamasını sağlamak” dedi. Öte yandan ülkede ocakmayıs döneminde yerli kredi kartlarından nakit çekme tutarı 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 105 artarak, 15 milyar 191 milyon liraya ulaştı. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verilerinden derlediği bilgiye göre, yerli kredi kartlarından günlük ortalama nakit çekme tutarı 2008 yılının ocakmayıs döneminde 49.1 milyon lira, bu yılın aynı döneminde ise 100.6 milyon liraya ulaştı. Beş ücretten vazgeçildi! u Bankalar, BDDK ile yaptıkları zorlu görüşmelerin ardından şaka gibi olan kasa ziyareti, bozuk para değiştirme gibi 5 kalemden vazgeçti... Ekonomi Servisi BDDK ile uzun süredir masada olan bankalar komisyon ve ücretlerden 5’inin kaldırılmasını kabul etti. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) ile bankalar arasındaki ilk pazarlıklarda tüketici lehine 5 geri adım atıldı. Bankaların kaldırılmasını kabul ettiği maddelerin zorunlu hayat sigortasının yanı sıra kiralık kasa ziyaret ücreti, konut kredisinde ipotek kaldırma ücreti, bozuk para değiştirme ücreti ve işletimsizlik ücreti (hesabını hiç kullanmayandan alınan) olduğu öğrenildi. Daha çok tartışma konusu olan havale, EFT, dosya ve istihbarat ücreti gibi 20 maddede ise bankaların üst ücret sınırı belirleyip BDDK’ye gönderdiği ancak BDDK’nin bu sınırı az bulduğu ve bankalara yeni sınır belirlemesi için geri gönderdiği belirtildi. BDDK’nin bu 20 maddede maliyet belirlemeye çalıştığı ve belirlenen maliyetin üstüne yüzde 10 kadar kâr marjı koyup yeni tarifeyi belirleyeceği bankacılık kaynaklarınca kaydediliyor. Habertürk’te yer alan habere göre bankalar ile BDDK arasında en büyük pazarlık konularından biri de kart ücreti. Edinilen bilgiye göre kişi başına 200 lirayı bulan kredi kartı ücretlerinin daha makul seviyeye çekilmesi için BDDK, bankalara bastırıyor. BDDK’nin hedefi bu rakamın yarı yarıya aşağıya çekilmesi. G20; istihdam programlarını, küçük ve orta ölçekli işletmeler ve işsizliğin azaltılmasını teşvik ediyor. İşsizliğin azaltılması özendirildi MOSKOVA (AA) G20 ülkeleri çalışma ve maliye bakanlarının, istihdam programları, küçük ve orta ölçekli işletmelerle işsizliğin azaltılmasında teşviklerin uygulanması konusunda anlaşmaya vardığı belirtildi. Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen G20 Çalışma ve Maliye Bakanları Toplantısı’nın ardından yapılan açıklamada, birçok ülkede ekonomik büyüme oranının çok düşük kaldığı vurgulanarak bu bağlamda düzgün makroekonomik tedbirlerin alınması, istikrarlı kamu maliyesinin sağlanması, sağlıklı düzenleyici ortam ve yapısal reformların hedefe ulaşmak için önemli olduğu belirtildi. G20 ülkeleri bakanlıklarının gençler arasında istihdamın artırılması, sürekli eğitim, istihdam programlarına yatırımın çoğaltılması konularında çabalarını yoğunlaştırmayı taahhüt ettikleri aktarıldı. İlk defa çalışma ve maliye bakanlarını bir araya getiren formatta yapılan toplantıda, özel sektörün gelişmesinin önündeki önemli engellerin, uygun yatırım koşullarının oluşmaması, mali kaynaklara ulaşım zorluğu, zayıf altyapı ve nitelikli eleman azlığı olduğu belirtilerek bakanlıkların, bu problemlerin çözümünde devletin rolünü güçlendirmeye hazır oldukları kaydedildi. Katmerciler’e Platin Ödülü Katmerciler’in “2012 Faaliyet Raporu”, Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi’nden üç “Platin Ödül” kazandı. Katmerciler raporu, ABD ve Avrupa başta olmak üzere 800’ü aşkın şirket raporu arasında, “Dünyanın En Yaratıcı”, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgesinin de “En İyi” ve “En Yaratıcı” faaliyet raporu seçilerek üç kategoride “Platin” ödülünün sahibi oldu. Katmerciler, jüri oylamasında 100 üzerinde 99 puan alarak dünya sıralamasında yedinciliğe imza attı. Aygaz’a Altın Ödül Aygaz, Faaliyet Raporu Vizyon Ödülleri’nde “Altın Ödül”e layık bulundu. Amerikan İletişim Profesyonelleri Ligi’nde 100 üzerinden 98 puana ulaşan Aygaz, dünya çapında “EnerjiPetrol ve Gaz ile tüketilebilir yakıtlar” kategorisinde Altın Ödül’e sahip oldu. İstanbul da Godiva kutularında Godiva için özel olarak tasarlanan ülke ve şehir kutularına İstanbul da eklendi. İstanbul için tasarladıkları kutu Tarihi Yarımada silueti, Kız Kulesi, Boğaz Köprüsü, şehir hatları vapuru ve martıları yansıtıyor. Kutular, eylül itibarıyla satılacak. Kutuların satış grafiğine bakıldığında; 2012’de 2011 yılına kıyasla seyehat temalı kutular yüzde 40 daha fazla satılırken 2013’ün ilk yarısında da 2012 yılının ilkyarısına kıyasla yüzde 35 daha fazla kutu satıldığı görülüyor. 80 ülkede 450 satış noktası ile faaliyet gösteren Godiva’nın hediyelik kutuları en çok Paris’te ardından Londra, Hawaii, Brüksel’de ilgi görüyor. IKEA Ramallah yolcusu İsveç merkezli mobilya mağazası zinciri IKEA, İsrail işgali altındaki Ramallah’ta mağaza açmaya hazırlanıyor. İsrail Haaretz gazetesinin haberine göre; IKEA bir süreden beri Batı Şeria’da açılacak mağaza için hazırlık yapıyor. IKEA bir süre Filistin halkına karşı ayrımcılıkla suçlanmıştı. VakıfBank’a Gümüş Ödül VakıfBank, Amerikan İletişim Profesyonelleri Derneği (LACP) tarafından düzenlenen yarışmada bankacılık kategorisinde “Gümüş Ödül” kazandı. Aynı zamanda “Bölgesinde En İyi 50 Faaliyet Raporu” ve “En İyi Ulusal Onur” kategorilerinde yer buldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle