Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada çalışmalarını tıkayan başkanlık önerisini çekip komisyonun önünü açacağına, görüşülüp kabul edilmiş olan 48 maddenin bir haftada Meclis’ten geçirilmesini önerdi. Muhalefet partileri, önerinin kurt kapanı olduğunu sezinledi... CHP baştan reddetti... MHP’ye gelince önce hiçbir koşul öne sürmeksizin öneriyi kaptı. Sonra ayıldı. Genel Başkan Devlet Bahçeli zehir zemberek bir açıklamayla öneriye hayır, dedi. Kürt sorununda istediklerini elde etme pahasına RTE’yle iyi geçinmeye çalışan BDP bile bu öneriye sıcak bakmadı. AKP kadrosu ve Başbakan’ı, MHP’nin başta evet demesinden çok ama çok umutlandı. Hah, dediler içlerinden biri kapana düştü diye rahat bir nefes alırken muhalefet partilerinden topluca “bir haftada yarım yamalak anayasa” önerisine ret yanıtı alınca, yeni yutturma formülleri aramaya başladılar. Önce parti sözcüleri Hüseyin Bey; TV’lerden muhalefete, partisinin tabiatına uygun sözcük ve ifadelerle bir güzel küfretti. Suçladı... Patronları da muhalefetin, başta CHP’nin samimi olmadığını ilan etti... HHH Sonra? Özellikle iki milletvekili hapiste olan CHP’yi, bir bakıma MHP’yi yakından ilgilendiren ne ki RTE’nin önerisini yaşama geçirecek yeni bir öneriyi, anayasa komisyonu üyesi, AKP birinci genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Bey sanki kişisel düşüncesinin ürünüymüş gibi bir TV sohbetinde açıkladı. Bu açıklama pek yankı bulmazken bu kez Meclis Başkanı Cemil Çiçek devreye girdi. Genel başkan yardımcısının önerisini pekiştirecek görüşler öne sürdü. Üç yıla yakın Silivri’de yatan tutuklu milletvekilleri sorununu çözmek istemiyor musunuz? Anayasada 14. ve 83. maddeler yürürlükte kaldıkça, bu sorunun yasalarla çözümlenemeyeceğini öne sürmüyor musun? Öyleyse buyurun; bu konuda 4 partinin birbirine yakın görüşlerinden yararlanarak bu iki maddeyi yürürlükten kaldırıp tutuklu milletvekilleri sorununu çözümleyelim, dedi. HHH Tabii ortada yanıtlanmayan bir iki soru var: RTE ile, partiler önünde tarafsız Meclis Başkanı rolünü pekâlâ, maharetle oynayan AKP’li Cemil Çiçek mademki... ... Tutuklu milletvekilleri sorununun anayasanın iki maddesinde yapılacak değişiklikle çözümlenmeye hazır olduğunu söylüyor... ... Öyleyse onca yıl bu konuda anayasada yapılacak değişikliklere kulak tıkayan AKP iktidarı, birden ne oluyor da hidayete eriyor... ... Sorunu çözecek bu öneriyi A’dan Z’ye hararetle neden savunuyor acaba? İçtenlik önerinin neresinde? Yoksa RTE’nin dayattığı 48 maddeyi Genel Kurul’a getirip kabulünü sağlamak amacıyla bu iki maddeyi muhalefete yeni bir yem olarak mı hesaplıyorlar?.. Zira, iktidar ne zaman buna benzer girişimlerde bulunsa, altından kabule zorlayıp olumlu karşılık vermediği, başka sorunlar çıktığı pek çok defa doğrulandı... Sureti haktan görünerek iktidarın tutuklu milletvekilleri sorununu süratle çözme arzusunda görünmesinin altında, bu sorunun çözümlenmesini isteyen CHP’nin içtenliğinden yararlanarak, acaba başka dayatmaların kabulünü sağlamaya mı hazırlanıyor? Bugün yarın sorular yanıtlanır Sonuç mu?.. HHH ... Siyaset bu. Yarın ne getirir götürür bilinmez ki... Kurşun sınırı aştı Suriye sınırında El Kaide’ye bağlı El Nusra ile PYD arasında çıkan çatışmada sınırı aşan kurşunlar nedeniyle 1 kişi öldü bir kişi ağır yaralandı. Kapı Hudut Karakolu’na 2 roketatar mermisi isabet etti ŞANLIURFA (Cumhuriyet) Suriye sınırında PYD ve El Kaide’ye bağlı El Nusra militanları arasındaki çatışmalar 2 gündür sürerken, Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde 17 yaşındaki M.E, Suriye tarafından gelen bir kurşunla yaşamını yitirdi. 15 yaşındaki A. G. başından ağır yaralanırken, Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Nezir Atilla ise evinde otururken kolundan vuruldu. Yaşananların ardından halk, hastanede Suriyeli yaralıları getiren ambulanslara saldırdı. Sınırda güvenlik önlemleri artırılırken, TSK de angajman kuralları çerçevesinde Suriye’ye karşılık verdi. Suriye’nin Haseki kentine bağlı Resulayn ilçesinde, El Kaide’ye bağlı El Nusra ile terör örgütü PKK’ye yakınlığıyla bilinen PYD militanları arasında çatışma çıktı. Çatışmalarda Suriye sınırındaki Ceylanpınar ilçesine de mermiler isabet etti. Ceylanpınar’da önceki gün 15 yaşındaki A.G’nin başına kurşun isabet etti. Akşam saatlerinde de yeniden silah seslerinin duyulduğu Ceylanpınar’da halk paniğe kapılırken, sınıra yakın olan Aydınlık Mahallesi’nde yolda yürüyen 17 yaşındaki M.E. de göğsünden vuruldu. Ceylanpınar Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalenin ardından Şanlıurfa’daki Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen E, dün sabaha karşı yaşamını yitirirken, Balıklıgöl Devlet Hastanesi’nde tedavisi süren G’nin de durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Resulayn’da El Kaide’ye bağlı El Nusra ile PYD arasındaki çatışmalar dün sabah yeniden şiddetlendi. Ceylanpınar’da evinde oturan Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Nezir Atilla, isabet eden kurşunla sağ kolundan yaralandı. Ceylanpınar’da çatışmalar nedeniyle büyük panik yaşanırken, önceki gece Ceylanpınar Devlet Hastanesi’nde yurttaşlarla Suriyeliler arasında gerginlik yaşandı. Yaralı Suriyeli’nin bulunduğu sedye ve ambulansa saldıran bazı kişiler acil servisin camlarını kırdı. Gerginlik, ihbar üzerine olay yerine gönderilen takviye polis ekiplerinin müdahalesiyle engellendi. İlçede belediye hoparlörlerinden yapılan anonslarla yurttaşların sınır hattından uzak durmaları ve gerekmedikçe dışarı çıkmamaları istendi. Yurttaşlar ise sokağa çıkmaya korktuklarını ve bir an önce çatışmaların sona ermesini istediklerini söyledi. İlçede 1 kişinin ölümü, 2 kişinin yaralanması ve yaşanan gerginliğin ardından güvenlik güçleri de Suriye sınırında önlemlerini artırdı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamalarda, Ceylanpınar Kapı Hudut Karakolu’nun dış emniyet duvarına Suriye tarafından gelen 2 adet RPG7 roketatar mermisi düştüğü, ilçedeki bazı evlere ve Ceylanpınar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne 5 hafif silah mermisinin isabet ettiği belirtildi. Açıklamada açılan ateşlere angajman kuralları çerçevesinde piyade tüfeği, makineli tüfek ve havanla karşılık verildiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca, “Resulayn’daki çatışmaların saat 15.30 itibarıyla sona erdiği ve ilçenin bölücü terör örgütü PYD’nin kontrolüne geçtiği bildirilmiştir” denildi. ANF’de yer alan habere göre ise PYD ile El Kaide ve El Nusra Cehpesi militanları arasında 16 Temmuz’dan beri süren çatışmaların ardından PYD’nin sınır hattındaki bir karakolu ve karargâhları ele geçirdiği belirtildi. El Nusra Cephesi ve Heyet El Şeri isimli grupların merkezi olan Emil Mislimin PYD’nin kontrolüne geçerken, 15 ÖSO militanı ve 2 PYD’linin öldüğü belirtildi. HABERLER Sınır PYD’nin kontrolünde TSK karşılık verdi ‘Köprüyü eleştirenler Boğaz’ı sandalla geçsin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu kez de İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. köprünün adının Yavuz Sultan Selim olmasını ve köprünün projesini eleştirenleri hedef aldı. Erdoğan, “Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerine de bunlar karşı çıktı. Şimdi en çok onlar kullanıyor. Hadi kullanmayın o köprüleri, sandalla gidip gelin Boğaz’dan” dedi. Erdoğan, AKP Ankara İl Başkanlığı’nın Altınpark’ta düzenlediği iftarda konuştu. Gezi Parkı eylemleri sırasında kendisinin demokrasiye yönelik söylemleri için getirilen “Hitler de sandıktan çıktı” eleştirilerine, “Sandık azınlığın çoğunluğa zulmetmesinin panzehiridir. ‘Hitler de sandıktan çıktı’ diyorlar. Peki ne yapalım? Hitler çıkabilir diye sandığı mı kaldıralım? Türkiye’de 1946’ya kadar sandık yoktu. Türkiye, Führer değil de Milli Şef olarak bilinen birisi tarafından yönetiliyordu. 1950 yılındaki temiz seçimlerden bu yana asla Führer’vari lider çıkarmamıştır. Hitler çıkabilir demek demokrasiye hasmane tutumdan başka bir şey değildir.” sözleriyle yanıt verdi. li Şef’ine bir gün demişler ki ‘Paşa hiç Allah demiyorsun. Bu millet Allah’ı sever. Bir Allah deyi ver.’ ‘Az önce dedim ya’ diyor. ‘Ne dediniz?’ ‘Allahaısmarladık dedim’ diyor. Milletten yetki alamayanlar farklı oyunlarla Türkiye’nin istikrarına yeltenmesinler. Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerine de bunlar karşı çıktı. Şimdi en çok onlar kullanıyor. Hadi kullanmayın o köprüleri, sandalla gidip gelin Boğaz’dan. Biz Kanal İstanbul’u, Boğazımızı çevre katliamından kurtarmak için yapıyoruz.” Erdoğan, Alevi ve Sünni diye yurttaşların arasına nifak sokulmaya çalışıldığını da belirterek, “AleviSünni diye ayırmaya çalışıyorlar. Ne demek bu ayrımcılık? Alevilik Hz. Ali’yi sevmekse ben dört dörtlük bir Aleviyim. Peygamberimizin damadıydı, cengâverdi. Kışkırtmalara, tahriklere oyunlara gelmeyeceğiz. Türkiye sevdamızı, millet sevdamızı onlarla paylaşacağız” diye konuştu. İki kişi gece yarısı soymak için gittikleri evin sahiplerini yaraladı Reyhanlı’da ÖSO dehşeti MUSTAFA KEMAL ERDEMOL Hedefine muhalefet partilerini de alan Erdoğan, seçime 8 ay varken muhalefet partilerinin “yenileceklerini anladıkları için yaygara kopartmaya başladığını” ifade etti. Başbakan, şöyle konuştu: “Bir genç, ‘Beni oruç tutmadığım için darp ettiler’ diye polis merkezine başvuruyor. Polisler de ‘Kardeşim ramazan yarın başlıyor, otur bir çayımızı iç’ diyor. Yenilginize şimdiden bahane üretiyorlar. Bunların Mil katliamından kurtarmak için’ ‘Çevre ‘Dört dörtlük Aleviyim’ Barış Dönmez, Beyoğlu’nda “Academy 14” adlı barda, boğazı kesilerek öldürülmüştü Sahte MİT’çi suç makinesi çıktı MURAT UYGUN 9 yıllık cinayet davası HİLAL KÖSE SAKARYA Çankırı’da meydana gelen trafik kazasında motosikletiyle bir otomobile çarpan, üzerinden MİT kimliği, 80 bin Avro ve bir Kalaşnikof silah çıkan Yusuf Say (32) memleketi Sakarya’nın Karasu ilçesinde toprağa verildi. MİT böyle bir elemanının olmadığını, kimliğin sahte olduğunu iddia ederken Say’ın çok sayıda suçtan sabıkası olduğu ortaya çıktı. Almanya’dan gelen baba Mustafa Say, oğlu ile 17 yıldır görüşmediğini belirterek, “Olayı sizlerin bildiği gibi biliyorum. Yurtdışına gidene kadar burada kalmıştı. 17 senedir kendisini görmedim. Oğlumun MİT mensubu olduğuna inanmıyorum. Kendisinin İstanbul’da bodyguard’lık yaptığını biliyordum. Bu olayın aydınlatılmasını istiyorum” dedi. Say’ın sabıka dosyası ise oldukça kabarık. Say’ın hırsızlık, emniyeti suiistimal, adam yaralama, adam dövme gibi suçlardan çok sayıda sabıkası olduğu, geçen yıl Taksim’deki Rıhtım Bar’ın sahibi Murat Başkan’ın şoförü Mustafa Gümüştaş’ın öldüğü, 5 kişinin de yaralandığı olayın faili olarak arandığı bildirildi. Bilgi Üniversitesi’nden yeni mezun olan Barış Dönmez’in, Beyoğlu’nda “Academy 14” adlı barda, boğazı kesilerek öldürülmesinin üzerinden 9 yıl geçti. Barış Dönmez (26), 10 Nisan 2004 gecesi öldürülmeseydi, ertesi gün askere gidecekti. Arkadaşlarıyla bir araya geldiği barda bıçaklandı ve yaşamını yitirdi. Olayın ardından gözaltına alınan İbrahim Biberoğlu 8 ay tutukluluğun ardından tahliye edildi. Biberoğlu, geçen yıl kalp krizinden öldü. Davanın tutuksuz yargılanan diğer sanığı Ömer Faruk Saral’ın 30 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor. Mahkemede, Barış Dönmez’in arkadaşları dahil, dinlenen tanıkların tümü “cinayeti görmediklerini” söylediler. Olay sonrasında barı temizleyerek delilleri kararttıkları gerekçesiyle yargılanan işletmeci İzzet Çapa dahil 16 sanığın davası, İstanbul 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2011’de zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı. Bu davada 1’er yıl 8’er ay hapse mahkum edilen 3 sanık hakkında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. eşif yapılmadı İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden cinayet davasının önceki gün yapılan oturumunda, Dönmez ailesinin avukatları Bülent Utku ve Enis Coşkun, mahkemeye dilekçe sundular. Avukatlar, mahkemenin karar aldığını ancak uygulamadığına dikkat çekerek şöyle devam ettiler: “4 farklı ara kararda olmasına karşın, ifadeleri çelişkili olan tanıklar yüzleştirilmedi. Bilirkişi ve bar çalışanlarının katılımıyla 22 Nisan 2005 günü olay yerinde keşif yapılması kararlaştırıldı ancak bu yapılmadı. Daha sonra da talep etmemize karşın bu konuda bir karar verilmedi.” Dava, avukatların taleplerinin karara bağlanması amacıyla 22 Ekim’e ertelendi. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde kendilerini Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) askeri olarak tanıtan iki kişi soymak istedikleri evin sahiplerini silahla yaraladı. Durumlarının iyi olduğu belirtilen çiftin halen hastanede tedavi altında oldukları belirtildi. İlçenin Suriye sınırına 50 metre uzaklıktaki Yenişehir Mahallesi’nde oturan Halil Hazırlar’a ait eve önceki gece saat 23.00’te gelen ve aç olduklarını söyleyerek önce yiyecek, ardından da giysi isteyen şahısların, istekleri yerine getirildikten sonra ev sahiplerinden para da istedikleri ileri sürüldü. Hazırlar ve eşinin yoksul olduklarını belirterek isteğe olumsuz yanıt vermeleri üzerine yanlarında tabanca ve el bombaları bulunduğu belirtilen söz konusu şahısların saldırdıkları aile tarafından evden uzaklaştırıldığı ancak Kırgız ya da Özbek oldukları tahmin edilen saldırganların kapıya ateş ederek yeniden eve girdikleri ifade edildi. Saldırganların çiftin pencereden atlayan oğullarını da bir süre kovaladıktan sonra, oğlunu korumaya çalışan 51 yaşındaki Fatma Hazırlar ve Halil Hazırlar’ı kollarından yaraladıkları bildirildi. Hastaneye kaldırılan çiftten Fatma Hazırlar’ın ameliyata alındığı belirtildi. Olayı doğrulayan ve yaralı çiftle yakından ilgilenen CHP Reyhanlı İlçe Başkanı Tamer Apiş bu ve benzeri olaylara karşı yetkilileri defalarca uyardıkları halde sonuç alamadıklarını belirterek, önlem alınmaması halinde bu tür çok olayın yaşanacağını ileri sürdü. Apiş, “Neredeyse haftada bir, sokaklarda el bombaları buluyoruz. Bu hafta bir Suriyelinin üzerinde 3 adet el bombası çıktı” dedi. A.U. çırılçıplak aranmıştı 27 yılda baskı değişmedi İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İHD’nin 27. yıldönümünde hak ihlalleri raporunu açıkladı. Sultanahmet’te basın açıklaması yapan İHD İstanbul Şubesi Başkanı Ümit Efe, “İnsan hakları mücadelesi Türkiye gibi darbe anayasasıyla yönetilen ülkelerde zordur. 27 yılın bedeli ağır olmuştur. İnsan hakları mücadelesinde birçok yönetici ve üyemiz öldürülmüştür” diye konuştu. İHD üyeleri 27. yıldönümünde insan hakları mücadelesine devam edeceklerini söylediler. İHD’nin 17 Temmuz 1986’da 98 insan hakları savunucusu tarafından kurulduğunu söyleyen Ümit Efe, “Tek ve belirli amacımız ‘insan hak ve özgürlükleri’ konusunda çalışmalar yapmaktı. Türkiye’de insan hakları bilincinin ve hak arama özgürlüğünün gelişmesinde İHD’nin önemli katkıları oldu” dedi. “Türkiye’de 27 yıldır değişmeyen tek şey sistemin ve siyasi iktidarın otoriter yapısıdır” diyen Efe, “Değişim ve dönüşüm sürecinin hızlandığı günümüzde AKP iktidarı, tekçi ve otoriter yapısını ısrarla devam ettirmeye çalışmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Karakolda genital aramaya dava İstanbul Haber Servisi İcra davasında, hakkındaki eski arama kararı nedeniyle gözaltına alınan ve polis merkezinde çıplak üst aramasına maruz kalan kadının şikâyeti üzerine iki polis hakkında 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Pasaport almaya giden 23 yaşındaki A.U., hakkındaki arama kararı silinmediği için Üsküdar Doğancılar Polis Merkezi’ne götürüldü. Burada nezarethanenin yanındaki odaya alınarak kadın polis tarafından çırılçıplak üst aramasına maruz kaldı. Daha sonra savılığa suç duyurusunda bulunan A.U., hakkında gözaltı kararı olmadığına dikkat çekti. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’nca yürütülen soruşturmanın ardından, erkek polis İ.T. ve kadın polis M.G. hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Savcı Ekrem Türkoğlu, şüpheli polislerin üst aramasıyla ilgili kanun ve yönetmeliklerde belirlenmiş usullerin dışına çıkarak genç kadının elbiselerini çıkarttırarak görevlerini kötüye kullandıklarını ifade etti. Militanların kaçırdığı taksici ölü bulundu TUNCELİ / MALATYA (Cumhuriyet) Tunceli’nin Ovacık ilçesine bağlı Çakmaklı köyüne müşteri götürdükten sonra 23 Haziran’da TKPML/TİKKO militanlarınca kaçırılan taksici Cemal Beyazgül (45) bir arazide ölü bulundu. Bir arazide ıslak olarak bulunan ceset otopsi için Malatya Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi. İncelemede Beyazgül’ün cesedinde kurşun ve darp izi olmadığı, kesin ölüm sebebinin yapılacak detaylı incelemenin ardından belirleneceği açıklandı. K Mahkeme: Başından vurdu ama nişan almamıştı! Haber Merkezi Mahkeme, 4 Mart 2012’de asker kaçağı olduğu iddiasıyla kaçarken polis Murat Saylam’ın açtığı ateş sonucu başından ve omzundan vurularak ölen 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya’yı vuran polisin nişan almış olduğuna dair kanıt bulamadı. Aydın’da, kaçmakta olan Mahir Zorbey Demirkaya’yı arkasından ateş edip öldüren polis Murat Saylam’a 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezası veren 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararını açıkladı. Mahkeme, attığı üç kurşundan ikisini Demirkaya’nın başına ve omzuna isabet ettiren Saylam’ın öldürme kastıyla nişan alıp ateş etmediğini ve “kafa kısmını hedef aldığına dair bir delil bulunmadığını” savundu.