25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Türkiye’ye kapsamlı soruşturma çağrısı Zulmün Temyizi Olmaz Balyoz Davası’nın temyiz aşaması olaylı şekilde başladı. Balyoz Davası da Ergenekon Davası da ne iddia edilirse edilsin, özde siyasal davalardır. Siyasi davalarda, savunma sorunu beni hep düşündürmüştür. Tarafsızlığı hakkında, hem sanıkların, hem tanıkların, hem iddianın, hem savunmanın hem kamuoyunun yeterince fikir sahibi olduğu bu gibi davaları gören mahkemelere karşı yapılan savunma ne anlam taşır ki, diye düşünmüşümdür hep. Bu nokta gerçekten önemlidir. Nahak yere suçlananlara sözde mahkemeler önünde oynatılmak istenen adaletçilik oyununa, savunma yaparak katılmamaları gerektiğini düşünürüm hep. Ama olayın bir de öbür yönü var. Bu gibi davalarda yapılan savunmalar, mahkeme heyetinden beklentilerden çok, tarihe bırakılmış belgelerdir. Evet, savunmalar ne olursa olsun, karar değişmeyecektir. Ama o savunmalar, karardan yıllar sonra da okunacak, zaman içinde, kamu vicdanında değerlendirilecektir. Bu bakımdan siyasi davaların sanıkları belki de savunmalarında mahkemeden bir şey beklemediklerini, tarih önünde savunmalarını yaptıklarını belirtebilirler. Ama yine de savunma yapmak durumundadırlar. HHH Balyoz Davası’nın avukatları, mahkeme önünde olduğu kadar, Yargıtay aşamasında da hukuki savunmaya ağırlık vereceklerini açıkladılar. Savunmanın özü, delillerin sahteliği üzerine kurgulanmış bir ithamın söz konusu olduğu gerekçesine dayandırılmakta. “Ama diyorlar savunma avukatları bir an bu kurgulamaların doğru olduğunu düşünsek bile ki düşünmüyoruz, Türk Ceza Yasası’nın hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu düzenleyen 147. maddesi uygulanamaz, çünkü bu olayda icrai hareketlere başlanmamış. İcrai hareketlere başlanmadan da 147. maddede öngörülen suça teşebbüs fiili oluşamaz. Bu nedenle bütün sanıklar beraat ettirilmeli.” Davanın hukuki yönü olduğu kadar, delillerin nitelikleri konusunda da çok yazıldı çizildi. Bu alanda Dani Rodrik ile Pınar Doğan’ın Balyoz Davası ile ilgili yazdıklarına olduğu kadar Oramiral Özden Örnek’in konuyla ilgilenenlerin mutlaka okumaları gereken “Cambazı Bırak Balyoz’a Bak” adlı kitabını tavsiye ederim. Ancak bugün ben olayın hukuki yönü ve delillerin niteliği üzerinde olduğu gibi, Yargıtay aşamasının üzerinde de fazla duracak değilim. Davaların temyiz aşaması, yargı bağımsızlığının egemen olduğu sistemlerde anlam taşır. Eğer yargının bağımsızlığı kalmamış, kuvvetler ayrılığı ilkeleri ayaklar altına alınmışsa ya da bütün bunlara bile gerek kalmadan, kimi tutuklama ve mahkumiyet kararları kamunun vicdanını kanatıyorsa, orada artık hukuk hukuk olmaktan çıkmış zulüm olmuş demektir. Hukukta temyiz vardır. Ama zulmün temyizi olmaz. HHH İleri sürdüklerim, Yargıtay’ın, özel yetkili mahkemelerin yargıçlarının niteliklerinden, tarafsızlıklarından, vicdani özgürlüklerinden, hukuki yeteneklerinden tümüyle bağımsızdır. Özel davalar için ihdas edilmiş, özel yetkili mahkemelerin olduğu yerde hukuktan, delillerin değerlendirilmesinden söz etmek, yargıçların nitelikleri ne olursa olsun, mümkün değildir. Usul hükümlerinin çiğnendiği yerde hukuk yoktur. Hukukun alanı boşaltıldı mı yerini zulüm doldurur. Bu açıdan sorarsanız eğer “Balyoz Davası temyizi aşamasında ne olur?” diye, yanıtım açıktır: Zulmün temyizi olmaz. Bugün yazıma, şair avukat dostum Işık İşgüden’in dizeleri ile son vereyim: Ezan Çiçekleri Karartırsan günümüzü Yanar ateşböcekleri Unutursan dünümüzü Açar Ezan Çiçekleri Merhametin marazıyla Tetiğin horozuyla, Sıktığın biber gazıyla Solmaz hazan çiçekleri ‘Polis gazı mermi gibi atıyor’ İstanbul Haber Servisi Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Gezi Parkı olayları sırasında gaz bombalarının mermi gibi kullanıldığına dikkat çekerek “Türkiye, doğrudan insanların üstüne biber gazı atılmasının yasaklandığını yönergelerde açıkça vurgulamalıdır” çağrısında bulundu. HRW Türkiye uzmanı araştırmacısı Emma SinclairWebb, polisin uygulamalarına ilişkin “en tepeye kadar ulaşacak” kapsamlı bir soruşturma yapılması gerektiğini belirterek “Kıdemsiz memurlarca gerçekleştirilen ihlalleri kovuşturmak, polisin gelecekte de aynı şekilde davranmasını engellemek için yeterli değildir” dedi. Örgüt, polisin Gezi Parkı direnişçilerine karşı biber gazı kullanımına ilişkin mağdurlar, tanıklar, avukatlar ve tıbbi personelle yaptığı görüşmeler sonucu dün bir açıklama yaptı. Polisin biber gazı kapsüllerini doğrudan göstericilerin üzerine attığına, bunları tehlikeli mermilere dönüştürdüğüne dikkat çeken HRW, gaz bombalarının bu şekilde kullanılması nedeniyle on ağır yaralanma vakası tespit ettiği anlatıldı. İnsan Hakları İzleme Örgütü açıklamasında yetkililere, “Türkiye makamları biber gazının ne zaman ve nasıl kullanılabileceğine dair yönergeleri derhal elden geçirmeli, kapalı mekânlara ve doğrudan insanların üstüne biber gazı atılmasının yasaklandığını bu yönergelerde açıkça vurgulamalıdır. Yetkililer bu politikaya sıkı bir şekilde uyulmasını ve yönergeye uygun davranmayan polis memurlarının hesap vermelerini sağlamalıdır” şeklinde çağrı yaptı. Biber gazının ancak “gerekli durumlarda ve orantılı olarak kullanma” çağrısında da bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü açıklamasında, “Normal koşullar altında ölümcül bir silah olmayan biber gazı, sınırlı kullanımı halinde bile maruz kalan kişilerde ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Biber gazı bir kalabalık kontrol yöntemi olarak ancak mutlaka gerektiğinde ve şiddeti yatıştırmak üzere orantılı biçimde kullanılmalıdır” şeklinde ifadelere yer verdi. Mahkeme, Sarısülük’ün katil zanlısı hakkındaki yargılamanın durdurulmasına karar verdi Sanık polise ‘koruma’ 30 KİŞİNİN SORGUSU SÜRÜYOR Emniyet övündü: Sınavı bekledik İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı Direnişi’ne katıldıkları için önceki gün sabaha karşı gözaltına alınan çoğu lise ve üniversite öğrencisi 30 kişinin Emniyet’teki işlemleri sürdürüldü. Emniyet; eldiven, gaz maskesi gibi eşyaların da aralarında bulunduğu bazı malzemeleri “suç unsuru” olarak niteleyerek basına gösterdi. Emniyet’ten yapılan açıklamada, olaylara karıştığı belirlenen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan bir kişinin operasyon kapsamında gözaltına alınmak istendiğinde sınavda olduğunun görüldüğü ve gözaltı için sınavının bitmesinin beklendiği belirtildi. Gezi Parkı eylemlerini katıldıkları gerekçesiyle önceki gün sabaha karşı 104 adrese yapılan baskın sonucu gözaltına alınan ESP, Halkevleri, Öğrenci Kolektifleri, HKP, TGB gibi sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti üyelerinin aralarında bulunduğu 30 kişinin dün Emniyet’teki işlemlerine devam edildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan yerleşkesindeki terörle mücadele şube müdürlüğünde yapılan basın açıklamasında şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda “2’si kurusıkı 4 tabanca, 2 av tüfeği, biber gazı, sopa, kelepçe” ele geçtiği iddia edildi. “Suç unsurları” olarak sergilenen malzemeler arasında “gaz maskeleri, sprey boyalar, eldivenler, bilyeler” de yer aldı. TEM açıklamasında Taksim’deki olaylar sırasında esnafa ve polise taş, molotofkokteyli atan kişilerin MOBESE ve işyeri güvenlik kameraları görüntülerinden tespit edilerek gözaltına alındığı, gözaltına alınanlar arasında üniversite öğrencilerinin de bulunduğu belirtildi.Açıklamada “Olaylara karıştığı iddia edilen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan bir kişinin de operasyon kapsamında gözaltına alınmak istendiğinde sınavda olduğunun görüldüğü ve sınavın bitmesi beklenerek yakalandığı” kaydedildi. İTÜ öğretim elemanları ve çalışanları tarafından yapılan açıklamada, gözaltına alınanlar arasında üç İTÜ öğrencisinin de olduğu belirtilerek öğrencilerin serbest bırakılması istendi. “Cadı avına son, gençlere özgürlük” başlıklı açıklamada İTÜ Ayazağa Kampusu’ndaki Vadi Yurdu basılarak Tahir Özgür Kütahya ile evlerinden Uğur Cucu ve İsmail Cem Bakır adlı öğrencilerin gözaltına alındığı belirtildi. “Vadi Yurdu”ndaki gözaltı esnasında diğer öğrencilerden tepki çekmemek için “bir hırsızlık vakası” denilerek gözaltı işleminin gerçekleştirildiği anlatılan açıklamada “Hiçbir somut delil ve suçlama olmamasına rağmen öğrencilerimizin terörle mücadele şubesinde sorgulanmasından ve dosyaya gizlilik tedbiri konmasından kaygılıyız” denildi. Kefenli protesto ALİCAN ULUDAĞ Gezi Direnişi sırasında öldürülen eylemciler Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz için Antakya’da kefenli yürüyüş düzenlendi. Önceki akşam saatlerinde Armutlu Mahallesi’nde toplanan eylemcilerden bazıları 4 gencin resminin olduğu ve “katilim hâlâ bulunamadı” yazılı kanlı kefenler giydi. Grup, Abdullah Cömert’in başından vurularak öldürüldüğü noktaya kadar yürüdü. “Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür”, “Abdullah Cömert onurumuzdur”, “Katiller bulunsun hesap sorulsun”, “Vali istifa”, “Hü kümet istifa” sloganları atan eylemciler, Gezi Direnişi’nde yaşamlarını yitiren Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert ve Mehmet Ayvalıtaş’ın fotoğraflarını taşıdı. Polis, eylemi uzaktan izledi. Eylemciler daha sonra Abdullah Cömert’in ailesine destek ziyaretinde bulundu. Eskişehir’de 2 Haziran’daki eylemde bir grup tarafından sopalarla dövülen ve geçirdiği beyin kanamasının ardından 10 Temmuz’da yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz için de dün Ekinciler beldesindeki evinde mevlit okutuldu. (MEHMET ALİ SOLAK) ANKARA Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Kızılay’daki Gezi eyleminde Ethem Sarısülük’ü vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında açılan davada durma kararı verdi. Memur olan sanık polisin suçu “idari görevi sebebiyle işlediği” belirtilen kararda, davanın soruşturma izni alınmadan açıldığı gerekçesiyle dosyayı savcılığa gönderdi. Pazartesi günü Sarısülük iddianamesini kabul eden Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi, dün tepki yaratan bir karara imza attı. Daha önceki polisin adam öldürme davalarında görülmeyen bir uygulamaya imza atan mahkeme, dosyayı sürpriz bir kararla savcılığa gönderdi. Sanığın Ankara Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü emrinde çalışan polis memuru olduğu anımsatılan kararda, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’ya göre memurlar ve diğer kamu görevlilerinin “görev sebebiyle” işledikleri suçlarda yargılama yapılabilmesi için izin alınması gerektiği, görev sebebiyle işlenen bir suçun bu yasa kapsamında sayılabilmesi için “idari nitelikte” bulunması gerektiği ifade edildi. Kararda, şöyle denildi: “Sanığın, idari görevi sebebiyle işlediği iddia olunan atılı suçtan yargılanmasının yapılabilmesi için 4483 sayılı yasa hükümlerine göre yetkili merci tarafından verilmiş soruşturma izni bulunması gerektiği halde yargılama şartı olan bu izin alınmadan doğrudan soruşturma yapılarak kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında yargılama şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar vermek gerekmiştir.” Savcılıktan ‘sopalı’ için itiraz CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR Eskişehir’de Gezi Direnişi sırasında 2 Haziran’da eli sopalı bir grup tarafından öldüresiye dövülen ve 38 günlük yaşam mücadelesini kaybeden 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle İçişleri Bakanlığı ve Emniyet müfettişleri de Eskişehir’de inceleme başlattı. Korkmaz’ın ölümüyle ilgili Cumhuriyet savcılığı, eylemcileri döven eli sopalı grup arasında bulunduğu kamera kayıtlarından tespit edilen Serkan Kavak’ın (33) serbest bırakılmasına itiraz etti. Olayla ilgili bir kişinin arandığı belirtildi. Ali’yi döven grup arasında sivil polislerin de bulunduğu yönündeki tanık ifadelerinin ardından o gün bölgede görevli 150 polis ile ilgili başlatılan soruşturmada da henüz ancak birkaç polisin ifade verdiği bildirildi. Saldırının meydana geldiği Sanayi Sokak’ta bir fırından alınan ve açılamayan olay yeri görüntülerini geri döndürmek için ise Jandarma Kriminal Laboratuvarı’ndaki çalışma sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla genel merkezde Ali’nin öldürülmesiyle ilgili bir komisyon oluşturdu. Öte yandan Ethem Sarısülük’ün öldürüldüğü saatlerde Kızılay’da polisin yaptığı telsiz kayıtları dava dosyasında yer aldı. Kayıtlara göre Sarısülük’ün vurulmasına ilişkin tek bir görüşme dahi yapılmamış. Olayların büyümesi üzerine polisin TKP İl Başkanı’na ulaşmaya çalıştığı anlaşılan kayıtlarda, bir polis amirine, “Adalet Bakanlığı önünde kadro personelimiz var. Maskeleri yok. Bu tarafa gaz atmazlarsa uygun olur” isteğinde bulunuyor. “Merkez” de “Tamam anlaşıldı, arkadaşları uyarıyorum” karşılığını veriyor. yok gaz sıkmayın’ ‘Maskemiz İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Ali’nin son sözleri: Basın Özgürlüğü Ödülü Biçici’ye n İstanbul Haber Servisi Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) basın özgürlüğünün önemini vurgulamak için geleneksel olarak verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri’ni bu yıl kazanan isimler açıklandı. Basın Özgürlüğü Ödülü’ne Taksim Gezi Parkı olayları sırasında doğru bilgileri sosyal medyada paylaşan yurttaş gazeteciler ile sahada çalışan, şiddete, tehdide uğrayan, gözaltına alınan, işten atılan tüm muhabirler, foto muhabirleri ve kameramanlar adına İMC Program Editörü Gökhan Biçici ödüle değer görüldü. Biçici, Gezi eylemleri sırasında polislerce dövülerek yaka paça gözaltına alınmıştı. Tutuklu gazeteciler adına 7 yıldır cezaevinde bulunan Özgür Radyo Yayın Yönetmeni Füsun Erdoğan’a ödül verildi. Kurum dalında Doğan Haber Ajansı (DHA), kişi dalında Milliyet gazetesi yazarı Kadri Gürsel ödüle layık görüldü. Öğretim üyeleri: Cadı avı Başım ağrıyor ESKİŞEHİR (Cumhuriyet) Eskişehir’de dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın saldırıdan sonra Odunpazarı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde verdiği ifade ortaya çıktı. Ali İsmail’in “Eski Gar arkasından evime gittiğim sırada 5 6 kişilik bir grup önüme geçerek ellerindeki sopalarla saldırdı. Kafama, sırtıma, omzuma ve bacaklarıma vurdular. Yere düştüm... Dün konuşma zorluğu yaşamıyordum ama bugün hatırlama zorluğu çekiyorum. Bir dişim sallanıyor. Başım ağrıyor. Bana kimlerin neden vurduğunu bilmiyorum, sivil kıyafetliydiler. Şikâyetçiyim...” dediği belirtildi. Korkmaz’ın arkadaşlarından Turan Gürler ise savcılıkta verdiği ifadede Ali’yi polislerin dövdüğünü belirterek şunları söyledi: “Ali İsmail kolunu tutuyordu, darp edilmişti. Ne olduğunu sorduğum da ‘Polis copladı, tekmeledi ve kafama darbe yedim’ dedi. namikzafer@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle