14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 TEMMUZ 2013 PERŞEMBE 10 Yurttaş kart almasın da EKONOMİ [email protected] Ben Bernanke 11 tolarının can kaybı ve yaralanmalara mal olan sınırı geçen kurşunlar bağlantılı olduğunu sanacaksınız... Yanılacaksınız... HHH Ne de olsa çatışmaların sınır tanımayan kur şunların sahip leri Türkiye’den, Ceylanpınar’dan ezbere bilinemiyor. TSK’nin hedef olduğu ateşe ateşle cevap vermesinin de anlamı sınır tanımayan kurşunlarla bağlantılı, açıklanmış bir durum değil... Suriye’den direniş cephesinin yaralıları hep Türkiye’ye getirilip tedavi ediliyor, protesto konusu olmuyor. Bu getirilen yaralıların özel konumları var. Bu yaralılar Suriye’de özerk Kürdistan kurmaya çalışan PYD ile çatışan AKP’nin özel desteklediği düşünülen Suriyeli direnişçi gruplardan. Açık ve özet, Ceylanpınar Hastanesi’nde yatan Kürt kökenli vatandaşlarımızın akrabalarını vuranlardan sayılıyorlar... Benimki komplo teorisi değil... İlk özerk Kürdistan kurma girşimi sırasında yaşanan benzer çatışmanın benzer uygulaması için yaşananlardan dinlediklerimden... Taksim’de gün boyu yapılan bir panelde Ceylanpınar Belediye Başkanı, Suriye Kürdistanı yönetimi temsilcileri, BDP yetkililerinin açıklamalarının bütününde dinlediklerimden... PYD Suriye iç savaşı süreci gelişmelerinde baştan Esad ile olan iyi ilişkilerini ne ölçüde kesmiş bilemem, gelişmelerden sonuç çıkarmış, özerk Kürdistan projesini uygulamaya sokmuştu. Adı geçen toplantıya kadar önce Suriyeli direnişçilerin silahlı müdahalesi ile silahlı sert çatışmalar yaşanmış, sonra saldırmazlık anlaşması imzalanmıştı... İşte toplantı ateşkes sonrası kuruluşu ilan edilen özerk Suriye Kürdistanı, Rojava mucizesini tanıtma odaklıydı. O zaman Erdoğan iktidarının Suriye Kürdistanı’nı önlemeye yönelik, desteklediği Suriye muhalefetini yönlendirdiği, çatışmalarına destek verdiği, yaralılarını Türkiye’ye taşıdığı öne sürülmüştü. Ceylanpınarlıların sadece sınır tanımayan kurşunlara hedef oldukları için değil, akrabalarını öldürenlerle aynı hastanelerde yatmak, tedavi görmek istemedikleri için uygulamaya karşı çıktıkları, Suriye Kürtleri ile çatışan Suriyeli direnişçi yaralıların Türkiye’de başka hastanelere taşınmalarını sağladıkları belirtilmişti. Yine Türkiye ağırlıklı Kürt siyasetinin devreye girmesi ile kalıcı barış olmasa da karşılıklı ateşkesin sağlandığı, ilk özerk Kürdistan denemesi Rojava mucizesinin uygulamaya sokulduğu ilan edilmişti. Yeni çatışmaların yeni dengelerdeki yerini, anlamını elbette hiç bilmiyoruz, bildiğimiz klasik Suriye iktidarı, muhalefeti çatışmalarından çok daha farklı rengi, nedenleri olduğu... B aşbakan Erdoğan’ın ‘kredi kartı almayın’ çağırısına başta siyasiler ve tüketiciler olmak üzere toplumun pek çok kesiminden tepki yağdı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, ‘Başbakan’ın önce yurttaşı borçlandırarak, kredi kartı cambazı olmaya zorladığını, sonra da kart kullandığı için suçladığını dile getirirken, tüketici dernekleri de halkın ekmeği bile kredi kartı ile alabildiğine dikkat çekti. aç mı kalsın Gezi’nin intikamı acı oluyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Faiz dışı gelirlerle abat olan var. Kredi kartı falan diyorsunuz ya… Bunları almayın” diyerek ismini vermediği bankanın hangisi olduğu tartışılıyor. “MANŞET.at” adlı web sitesinde yer alan bir değerlendirmeye göre bu tanım en fazla Garanti Bankası’na uyuyor. Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı eylemleri sırasında da bu banka yöneticilerini hedef almıştı. Başbakan Erdoğan önceki akşam, “Geçenlerde ben faiz lobisi derken boşuna demedim bunları. Faiz dışı gelirlerle abat olan bir lobi var. Şu kredi kartları filan falan diyorsunuz ya… Bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankaya vereceğiniz, isim vermiyorum 600 trilyon, 1 yılda. Geliri, faizin dışında” demişti. Başbakan Erdoğan’ın gelirlerinin sadece 599 milyon lira olduğunu söylediği üç kamu bankası Halk, Ziraat ve Vakıfbank’ın toplam gelirleri de 600 milyon lira. Piyasanın istediği Taşerona sendika vizesi OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA İstatistiklerde sayılmadığı için yetkisini kaybeden emekçiye toplusözleşme olanağı doğdu mesajı verdi Ekonomi Servisi ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke, Fed’in aylık tahvil alım miktarını bu yıl içinde azaltma planında değişiklik olmadığını söyleyince son bir buçuk aydır diken üstünde çalkalanan piyasalar rahat bir nefes aldı. Bernanke, ABD Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi’ne yapacağı sunumdan önce yayımlanan konuşma metninde, geçen ay söylediği “tahvil alımlarının 2014 ortasında sonlandırılabileceği” ifadesini tekrar etmesine rağmen, bu konuda kesin hiçbir plan olmadığını ifade etti. Buna göre Fed, ekonomik koşullar beklenenden daha çabuk iyileşirse tahvil alımlarını “biraz daha hızlı” azaltabilecek. Eğer istihdam piyasasının görünümünde bir bozulma ortaya çıkar ya da enflasyon yüzde 2 olan hedefe yaklaşmaz ise şu anda ayda 85 milyar dolar olan tahvil alımları “daha uzun süre sürdürülebilecek.” Bernanke, Fed’in faiz artırımlarına başlayacağı zaman bunun kademeli olarak gerçekleşeceğini ve ABD ekonomisinin küresel ekonominin beklenenden yavaş büyümesi riskine karşı hassas olduğunu belirtmeyi de ihmal etmedi. ANKARA İSTANBUL (Cumhuriyet) Başbakan Erdoğan’ın önceki akşam yaptığı “kredi kartı almayın” çağrısına sert eleştiriler yağdı. Muhalefet, Başbakan’ı bu söylemi nedeniyle eleştirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın, ülkeyi on yıldır borçla, sıcak parayla idare ettiğini, geliri artmayan vatandaşın da hayatını sürdürmek için bir bankadan bir bankaya koşup, bir kredi kartı borcunu bir başka bankanın kartıyla, kredisiyle kapatmaya çalıştığını dile getirdi. Öztrak, “Şimdi de kalkmış borç batağına saplanan insanlara kredi kartı kullanmayın, diyor. Sanki 10 yıldır iktidarda bir başkası var. O zaman ülkede üretimi artırın, vatandaşın gelirini artırın. İnsanlar borçla hayatta kalır hale gelmişler. Kart kullanmayıp ne yapacaklar, aç mı kalacaklar” diye sordu. Öztrak, Başbakan’ın Gezi Parkı olaylarının sorumlusu olarak faiz lobisini gösterdiğini anımsatırken dünkü açıklamalarıyla faiz lobisini kredi kartına indirgeyerek, geri adım attığını da vurguladı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, sorunun özellikle toplumun yüzde 20’lik alt gelir grubunda yaşandığına dikkat çekerek, bu kişilerin yaşamlarını sürdürmek için kredi veya kredi kartı kullandığının altını çizdi. Tanrıkulu, “Başbakan bu insanlara yaşamınızı sürdürmeyin, çağrısı mı yapıyor” diye sordu. “Kredi kartı kullanmayın” çağrısı yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt veren Tüketici Hakları Derneği (THD) Başkanı Turhan Çakar, Türkiye’de 60 milyonun üzerinde kredi kartı olduğuna dikkat çekerek, “Halkın nakit parası yok ki. Nasıl kredi kartı kullanmasın? İnsanlar ekmeğini bile kredi kartı ile alıyor. Başbakan hangi ülkede yaşıyor” dedi. Çakar, hükümetin acilen halkın satınalma gücünü yükseltmesi, işsizliği, yoksulluğu önlemesi gerektiğine işaret ederek, “Ayrıca dolaylı vergiler düşürülmeli. Dünyanın en yüksek dolaylı vergisi Türkiye’de. Şampiyonuz. Yüzde 68. ÖTV, KDV ve diğer dolaylı vergiler ivedilikle düşürülmeli. Yanlış ithalat politikaları önlenmeli. Türkiye’de üretebileceğimiz birçok şeyi dışarıdan ithal ediyoruz” diye konuştu. Radikal gazetesi yazarı ve ekonomist Uğur Gürses, Başbakan’ın söyleminin faizden, faiz dışı gelir ve komisyonlara döndüğünün altını çizdi. Ancak Erdoğan’ın şikâyet etmek yerine rekabeti artırıcı ve ücretleri düşürücü yönde adımlar atması gerektiğini kaydeden Gürses, “Orası şikâyet merci değil. Eğer Başbakan bu konuda çok muzdaripse o zaman elinin altında kamu bankaları var, o bankalara talimat verir ve komisyonlarını düşürmesini ister” dedi. Gürses, ekonomilerde kimseye “kredi kartı almayın” denmeyeceğini ancak kredi kartı kullanmanın da aslında belirli bir finansal okuryazarlık gerektirdiğinin altını çizdi. Dev Sağlıkİş’in Ocak 2013 sendika istatistiklerine açtığı davada bilirkişi raporu taşeron işçilerin sendika hakkının nasıl kullanılamadığını gösterdi. Altı ayda bir yayımlanan Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre 1234 üyesi görüldüğü için barajın altında kalarak toplu iş sözleşmesi hakkını kaybeden Dev Sağlıkİş’in, bilirkişi raporuna göre 7899 üyesi olduğu ortaya koydu. 25 Temmuz’da görülecek davanın seyrini belirleyecek gözüyle bakılan bilirkişi raporuyla taşeron işçiye sendika yolu açılmış olacak. Konuya ilişkin bilgi veren DİSK’e bağlı Dev Sağlıkİş sendikası Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Ankara 12. İş Mahkemesi’nde Türkiye’de 585 bini kamu kurumlarında, 419 bini özel sektörde çalışan 1 milyona yakın taşeron işçiyi yakından ilgilendiren bir dava görüldüğünü anlatarak, üyeleri u Dev Sağlıkİş tarafından açılan ve Türkiye’de 585 bini kamuda, 419 bini özel sektörde çalışan 1 milyona yakın taşeron işçiyi ilgilendiren davadaki gelişmeyle sağlık sektöründe çalışan ve Dev Sağlıkİş üyesi olan emekçiye toplu iş sözleşmesinin yolu açılacak. nin neredeyse tamamı taşeron işçilerden oluşan sendikanın toplu sözleşme hakkını elde etmek üzere çaba sarfettiklerini dile getirdi. Söz konusu dava Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından dört yıllık bir aranın ardından 6 ayda bir yayımlanmak üzere Ocak 2013’te açıklanan ve Türkiye’de sendikaların toplusözleşme yetkisini belirleyen sendikal istatistiklere itiraz davası. Dev Sağlıkİş’in hepsi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı onayından geçmiş on bine yakın üyesi bulunuyor. Fakat bakanlık istatistiklerinde sendikanın üye sayısı 1234 olarak açıklandı. Bu büyük fark taşeron işçiler başta olmak üzere tüm işçilerin sendika ve toplusözleşme hakkını fiilen ortadan kaldıran bir uygulamadan kaynaklanıyor. Bilirkişi raporunda iki önemli noktaya dikkat çekiliyor. Öncelikle işverenlerin SGK bildirimlerine dayanan sendikal üyelik süreci hem sendika ve toplu sözleşme hakkını kullanılamaz hale getiriyor hem de işyeri bütünlüğünü parçalıyor. Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayımlanan istatistikler eksik veriler içeriyor, üyelik başlangıç ve bitiş tarihleri bulunuyor. Bilirkişi raporu Bakanlığın 2013’ten önce açıklanan son istatistik olan 2009 istatistiklerinde üye sayısının 4824 ola 3590 üye nereye gitti rak göründüğünü aradan geçen dört yılda hiç üyelik yapmamış olsa bile 3590 üyeyi nasıl kaybettiğinin açıklanmaz olduğunu dile getiriyor. Bilirkişi hastanelerde hizmet alımı yoluyla çalışan işçilerin bir bölümünün asıl işte taşeron işçi olarak çalıştığının, bir bölümünün de asıl işe yardımcı işlerde taşeron işçi olarak çalıştığının yasa gereğince yardımcı işlerin de asıl işin işkolundan sayıldığını hatırlatarak hastanede çalışan işçilerin sağlık işçisi olarak sayılmamasının hatasına da vurgu yapıyor. Dev Sağlıkİş’in örgütlü olduğu işyerlerinden gelen taşeron işçi listeleri ile sendikanın işyeri üye listesini kıyaslayan bilirkişi sendikanın gerçek üye sayısının 7899 olduğunu, işkolu düzeyinde örgütlülüğünün yüzde 2.4 olması gerektiğini belirtiyor. Bu oran sendikanın işkolu barajını aşması ve yetkili sendika haline gelmesi anlamına geliyor. Kurşun Sınır Tanımıyor... Suriye sınırında yeniden şiddetlenen çatışmalarda, sınır tanımayan kurşunlar Ceylanpınar’a ulaşınca ilk aşamada bir gencimiz öldü, biri ağır iki kişi daha yaralandı. Taciz atışları TSK’nin bulunduğu bölgeyi de hedef alınca, Genelkurmay’dan yapılan açıklamayla karşı ateş açıldığı bildirildi. Ceylanpınar’da halktan bir kez daha zorunluluk olmadıkça sokağa çıkmamaları, camlara yakın durmamaları istendi, dükkânların kepenkleri indi. Ceylanpınarlılar Suriye direniş örgütünden yaralıların getirilip tedavi edildiği hastaneye gelip Suriyeli direnişçilerin tedavilerinin burada yapılmamasını istediler. Polis protestocuları gaz bombası, basınçlı suyla dağıttı... Gün boyu yinelenen haber ürkütücü, “kurşunun sınır tanımadığını, sıcak savaşa bulaşmamız durumunda ne boyutlarda risk altında olduğumuzu göstermek..” anlamında uyarıcı... Ama o kadar mı? Birkaç ay önce birden fazla yazı ile bu köşeden sizlerle paylaştığım gelişmeleri anımsattığımda, sıradan bir Suriye iç savaşına bağlı çatışmaların sınırımız yakınlarına kayan boyutu ile hiç de sınırlı olmadığını görecek, benimle birlikte çok daha fazla kaygılanmış olarak üzerinde kafa yorma gereğini duyacaksınız... Öncelikle, farklı kanallarda farklı cümlelerle çok da uzun yer almayan haberlerin içinden zaman zaman yer verilen bir vurgulamanın daha altını çizmek gerekiyor... Söz konusu sınırımıza kayan çatışmalar Esad cephesi ile muhalefet cephesi arasındaki klasik tanımlar içinde değil. Daha önce de yaşanmış Esad muhalefet cephesi grupları ile PKK’ye yakınlıkları ile bilinen Suriyeli Kürt örgütlenmesi PYD arasında yaşandığı bildiriliyor. Bir boyutunu daha yaşanan sonuçlarından biz çıkaralım. Esad karşıtı silahlı güçlerin odağında Türkiye sınırlarında güçlenmiş, Türkiye’den destek alabilenler var... Çünkü aynı haberlerin çıplak bilgilerinden, söz konusu çatışmalarda yaralanan Suriyeli direnişçilerin tedavi için Türkiye’ye getirildikleri, Ceylanpınar Hastanesi’nde de tedavi edilmek üzere yatırılanların olduğu anlaşılıyor. Ceylanpınarlılar işte bu yaralıların kendi hastalarının da yattığı hastanelerde tedavi edilmelerine isyan ediyor, oradan alınmalarını isteyerek hastane önünde protesto eylemi yapmaya kalkışıyorlar. Bu protesto eylemleri de haberlerin içinde verildiği üzere polisin bildik orantısız güç yöntemleri ile müdahalesine konu oluyor, gün boyu protestocular toplanmaya çalıştıkça dağıtılıyorlar. Siz şimdi yine bilgi eksikliğinden Ceylanpınarlıların öfke ve protes Alt gelir grubu sorunlu Fiyatlar katlandı, halk borçlandı Oran’a göre, AKP iktidarında devlet borcu ikiye katlandı, ekmek yüzde 173, motorin de yüzde 225 zamlandı. MUSTAFA ÇAKIR Temel ilkelere aynen devam u Başbakan Yardımcısı Babacan, ‘Mali disiplin, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı ve yapısal reformlar aynen devam edecek’ dedi. Babacan 1.5 aylık gelişmelerin nedeninin Fed’in para politikasındaki değişik olduğunu vurguladı. Eknomi Servisi Son 2 ayda yükselen faizlerin ve borsadaki kayıpların temel nedeninin “tüm gelişmekte olan ülkeleri etkileyen küresel konjonktür” olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bunların hiçbirinin Türkiye’ye özel olmadığını söyledi. Babacan, “Tüm gelişmekte olan ülkelerin büyüme beklentileri aşağı revize edilirken, bizde de ufak tefek bir revizyon olursa bu sürpriz olmamalı” dedi. Merkez Bankası’nın operasyonel bağımsızlığı dahil, son 10.5 yıldır devam eden güven ve istikrar politikalarına aynen devam edileceğini söyleyen Babacan, NTVCNBCe’nin ortak yayınında yöneltilen soruları özetle şöyle yanıtladı: 4 Son 1.5 aydır gelişmekte olan ülkelerin piyasalarında ciddi bir hareketlilik var. Bunun temel sebebi Fed Başkanı Ben Bernanke’nin 22 Mayıs’ta yaptığı varlık alımlarına ilişkin açıklama, Fed’in para politikasındaki duruş değişikliği. 4 22 Mayıs’tan düne kadar borsa endeksinde daha fazla etkilenen ülkeler arasındayız. Nedeni, içimizdeki gelişmeler ve cari açık. Bu iki konu bize özel. 4 Hafta sonu Başbakan Erdoğan’la toplantıda bundan sonraki dönemde uygulanabilecek politikaları görüştük. Son 10.5 yıldır izlediğimiz temel ilkeler, yani mali disiplin, Merkez Bankamızın operasyonel bağımsızlığı, yapısal reformlar bundan sonra da kararlılıkla aynen devam edecek. Madenci grev kararı aldı Nakit yok ki ANKARA 2002’de iktidara gelen AKP döneminde borçlar da, fiyatlar da katlandı. Bankalara tüketici kredisi borcu olanların sayısı 2002’de 1,7 milyondu, şimdi 13,8 milyonu aştı. 12,1 milyon kişi borçla tanıştı. Benzinin fiyatı yüzde 196 arttı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, AKP’nin iktidarda olduğu dönemdeki rakamsal değişmeleri derledi. Oran’ın ulaştığı sonuçlar şöyle: l AKP döneminde devletin borcu 242.7 milyar liradan 546 milyara çıktı. AKP’nin 149,9 milyar lira olarak devraldığı devletin iç borcu şimdi 395,2 milyar lira. l Türkiye’nin dış borcu 2002’de 129.6 milyar dolardı. Şimdi 350 milyar dolar. l Şirketlerin bankalara 56.2 milyar lira olan borcu 682 milyar liraya ulaştı. l AKP’den önceki 80 yılda toplam 44 milyar dolar cari açık verilmişti. Son 10 yılda verilen açık 358 milyar dolar. Türkiye 2002’de milli gelirinin yüzde 17.3’ünü tasarruf ediyordu, 2012 yılında tasarruf oranı yüzde 14. l 2002’de Türkiye’de 9.1 milyar dolar sıcak para vardı. 21 Haziran 2013 itibarıyla sıcak para 145 milyar dolar. yıs l Aileler 2002’de gelirinin yüzde 5.5’i kadar bankalara borçluydu. Şimdi borç gelirin yüzde 50’sine ulaştı. l AKP döneminde ekmek fiyatı tam yüzde 173 oranında arttı. 2002 yılında 1.03 TL olan bir kilo ekmeğin fiyatı 2.81 TL’ye çıktı. Kamu bankalarına talimat versin Herkesin en az bir kartı var u Kredi kartlarının sayısı 56.4 milyona ulaştı. Son üç yılda takibe alınan kart sahibi sayısı 2.5 milyon. Ekonomi Servisi Yararları ve zararları bir kez daha tartışma konusu olan kredi kartları son beş yılda yüzde 30 arttı. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) verilerine göre, kredi kartlarının sayısı mayıs sonu itibarıyla 56.4 milyona ulaştı. Söz konusu rakamlar, ülke nüfusuyla oranlandığında da kişi başına düşen kredi kartı sayısında artış yaşandığı dikkati çekti. Çocuklar ve yaşlılar göz önüne alındığında ortalama kişi başına 1.1’e ulaştı. Son üç yıldaki harcamalar dikkat çeker boyuta ulaşınca takipler de başladı. 2.5 milyon kart sahibi takibe alındı. Kredi kartındaki takipteki alacak büyümesi de çift haneli büyüdü. Bankacılık sektörünün takipteki alacakları Mart 2013 itibarıyla 25.6 milyar TL seviyesine yükselirken aynı dönemde takipteki kredi kartı alacaklarının artış hızı sektörün takipteki alacakların büyüme oranını da geride bıraktı 472 milyon TL ve yüzde 12.3’lük artış ile son 3 yıldaki en yüksek artışını sergiledi. Bernanke’nin açıklamaları iç ve dış piyasalarda olumlu yankılandı. Öğle saatlerinden önce gerçekleştirilen Merkez Bankası’nın 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesinin de etkisiyle dolar/TL kuru 1.916 seviyelerine kadar geriledi. Gösterge bononun bileşik faizi yüzde 8.81 seviyelerine indi. 10 yıl vadeli tahvil yüzde 8.88 seviyelerinden işlem gördü. Gün içerisinde 75.426 77.255 bandı arasında işlem gören BİST 100 Endeksi yüzde 1.84’lük yükseliş ile 77.072 seviyesinden günü kapattı. Borsa yukarı yönlü Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Başkanlığı, toplu iş görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Maden Tetkik Arama (MTA) Müdürlüğü iş yerlerinde grev kararı aldı. GMİS tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre; GMİS ile Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası (Kamuİş) arasın da devam eden TTK 25. dönem, MTA’da 15. Dönem Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Bunun üzerine Genel Başkan Eyüp Alabaş başkanlığında toplanan GMİS Yönetim Kurulu, TTK ve MTA iş yerlerinde grev kararı aldı. Bu kararla grev uygulama tarihi için 60 günlük yasal süreç başlamış oldu. Bize özel konular Havaİş’ten ‘oyuna gelmeyin’ çağrısı gulandığını dile getirEkonomi Servisi Havaİş Sendika u HABOM ve MNG Teknik’te di. Sendikasız bir işyeişçilerin metal işkoluna üye ri olan HABOM/MNG sı, HABOM ve MNG şirketinde metal işkolunTeknik çalışanlarının meyapılmak istendiği öne daki bir sendika havacılık tal iş kolundaki Çelikİş’e sürüldü. sektörüne sokulup, yeni bir üye yapılmak istenmesine örnek yaratılmak istendiği betepki gösterdi. Havaİş, süreçlirtilen açıklamada, uçak bakım onale ilgili çalışanları uyardı. Sendika yönetimi kurulu tarafından yapılan ya rım işlemleri hava taşımacılığının deszılı açıklamada, bu oyunun daha önce tek hizmetleri ve hava taşımacılığının de MNG Teknik’te görüldüğünü ha asıl işleri olduğu bunun da yargı karartırlatarak, şimdi farklı bir senaryo uy ları ile kesinleştiği vurgulandı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle