17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER Başkentteki eylemlerin 5. gününde sert müdahalede bulunan polis çocuk yaşlı ayırmadı İlk ölüm Ankara’da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İstanbul’da Gezi Parkı için başlayan eylemler kapsamında önceki gün Ankara’da polis tarafından gerçek mermiyle vurulan 26 yaşındaki Ethem Büyüksülük’ün beyin ölümü gerçekleşti. Kızılay’da dün toplanan binlerce göstericiyle polisler arasında yine çatışma çıktı. Siyah renkli bir araç Kızılay Meydanı’nda bulunan yurttaşların arasına daldı. Biri ağır olmak üzere 5 kişi yaralandı. Araç sürücüsü daha sonra gözaltına alındı. Saat 21.00’de başlayan tencere ve tava eylemlerinde de Ankara’nın tüm semtleri ayaklandı. Başkent dün gece binlerce kişinin hep bir ağızdan söylediği “Hükümet istifa” sloganıyla yankılandı. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden haberleşen gruplar, dün saat 14.00’te Kızılay’da toplandı. Ankara’nın çeşitli noktalarından yola çıkan diğer katılımcılar da Kızılay’daki gruplara katıldı. Önceki günkü eylem sırasında atılan gazlar nedeniyle Kızılay’da nefes almak zorlaştı. Otobüs durakları, reklam panoları ve kaldırım taşlarının tahdrip edildiği gözlendi. Gaza karşı seyyar satıcılar tarafından maske ve limon satıldı. Eylemcilerin gazdan korunmak için maske taktıkları, süt, limon Talcid’li su taşıdıkları gözlendi. Eylemciler sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Tayyip istifa”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Hükümet istifa” ve “Diktatör istifa” sloganları attı. Eylemcilere otobüs üzerinden hitap edilirken CHP Milletvekili Aylin Nazlıaka da araç üzerinde yer al RTE Bir Türlü Anlayamıyor! Anadolu, on binlerce, sabahın köründe köprüden Taksim’e yürümüş. Bütün gün bütün gece millet Taksim diye biber gazlarının, gaddar polisin gaz fişeklerinin, plastik mermilerinin üzerine üzerine gitmiş, göğsünü siper etmiş, vurulmuş, düşmüş, yaralarını sarmış, düşmüş kalkmış, hastaneden yine eyleme koşmuş... Aç kalmış, susuz kalmış, gece kapı önlerinde uyuyakalmış. Taksim Gezi Parkı, direniş demiş başka bir şey dememiş. Bu gözükaralık mı, evet, bir kara sevda Parkı’na, İstanbul’una karşı. Aynı zamanda RTE’ye karşı da bir gözükaralık: Yeter artık! Çek git... HHH 11 yıllık RTE iktidarının katlanılmaz ağırlığını üzerinden silkip atmadır aynı zamanda halkın Gezi Parkı Direnişi... Millet hafifledi, gençleşti, yüzü gözü açıldı, gözleri pırıl pırıl, kaşları gergin değil, çatıklık kayboldu, bedeninin her bir tarafı gülüm gülüm gülümseme içinde... Hayatı keşfetti insanoğlu. Tepesinde günde beş posta boza pişiren bir Başbakan’a karşı, çiçeği keşfetti, böceği keşfetti, gökyüzünügüneşi keşfetti... Kendini keşfetti! Arkadaşlığı, dostluğu, dayanışmayı, yardımlaşmayı keşfetti.. Elinden kaçırılmak istenen parkını, İstanbul’unu, Atatürk’ünü, ülkesini, Türkiye’yi keşfetti... HHH Götürülmek istendiği savaşa karşı barışı keşfetti! Kardeşliği keşfetti, görüş ayrılığı içinde olduklarıyla... Düşüncesini keşfetti, kimliğini keşfetti, bastırılarak yok edilmek istenen.. Ceberrutluğa, diktatörlüğe, hiçe sayılmaya karşı direnmeyi keşfetti.. Yokoluşa karşı varoluşu keşfetti! Yalanı, dolanı, hırsızlığı, sahtekârlığı, Silivri’yi keşfetti. Herkes içindeki yükselen, bıraksa patlayacak sesi keşfetti! Yüreğindeki kıpır kıpırlığı keşfetti... “Artık yeter” isyanını keşfetti. Her gün kafasına indirilen RTE ve on para etmez ciğersizlerin tokmaklarını keşfetti. HHH Millet medyanın medya olmadığını, alçaklığını, satılmışlığını keşfetti. Para ve iktidar için her şeyi satabileceğini keşfetti... Kendi medyasını kurmayı keşfetti... HHH Millet, önünde her gün sahnelenen siyaset cambazlığını ve büyük onursuzluğu keşfetti. Ve kendi onurunu keşfetti. Gezi Parkı’nın da çiçeğin böceğin de ağacın da geçmişin de onurunu keşfetti. Ayyaşlığın, ayyaşsızlara karşı büyük faziletini keşfetti. HHH Demokrasiyi keşfetti sonunda insanoğlu! Direnmenin, protestonun, isyanın, göğsünü siper etmenin, yaralanmanın, öfke duymanın, bazen nefret de etmenin, hak ve özgürlüklerinde ısrarlı olmanın, yılmamanın, korkmamanın demokrasinin ta kendisi olduğunu keşfetti. Görüşlerini korkmadan dile getirmenin, inandıkları uğruna mücadele etmenin adına demokrasi dendiğini anımsadı. HHH Sahip olduğu güzel şeyleri, kendine ait olan varlıkları yitirmenin yaratacağı büyük boşluğu, yeniden kurulmakta olan köhne yapıyı keşfetti.. Diktatörlüğü gördü, mezar kazıcılarını tanıdı... HHH Vee... 40 kentte onlarca kez milyonlar ayaklanacak... dünyanın desteği akacak direnenlere... Ve RTE bunu görmeyecek... Verdikleri kararların arkasına duracak... mırın kırın... biraz fazla oldu... sorumluları araştırıyoruz... bir sürü boş laf... bir sürü politikacı palavrası.. ...millet bize hatamızı gösterdi demek yok... direnişin bir demokrasi olduğunu anlamak yok... Milletin aslında kendisine karşı büyük bir demokrasi mücadelesi verdiğini, demokrasi hızası çektiğini, demokrasiye gel çağrısı yaptığını görmek, kavramak ve özür dilemek yok... Ya ne var? Gezi Parkı’na AVM yapmayabilirlermiş, Topçu Kışlası yapacaklarmış... gerisini düşünürlermiş... Bir de Taksim’e cami yapacaklarmış müjdesi üstüne üstlük... Bir diktatör heveslisi halkın dilinden, mücadelesinden anlamaz. Ülkenin bütününü “aşırı uç” görür... değil mi kendisine karşı direniyor millet! Millete hizmet eden diktatör olamazmış. Dünya, “iyi niyetli”, milletine hizmet ettiğini söyleyen diktatörler mezarlığı halinde... Hitler de milletinin yüzde 99’unu arkasına almıştı ve yaptığı hizmetler sayfalar tutar. Ama biliyoruz ki Hitler de hiç diktatör olmadı! RTE’ye tek çıkış yolu kalıyor... Millete de Gezi Parkı’na bütün saflığıyla sahip çıkmak... İstiklal Marşı molası Kızılay Meydanı çevresinde dün devam eden eylemlerde, polisle çatışan gruplar, İstiklal Marşı okudu. Grubun İstiklal Marşı’nı okuduğu sırada, polis ekipleri de hazır ola geçti. Marşın ardından polis göstericilere tekrar müdahale etti. Türk bayraklı gruba müdahale eden TOMA aracının üzerine asılan bayrak ise dikkatlerden kaçmadı. Başbakanlık’ta polis barikatı AVM’lerde eylemci avı Kızılay’da polis AVM’ye sığınan protestocuları gözaltına alarak, belediye otobüsleri ile karakollara taşıdı. Eylemler sırasında yaklaşık 200 kişi gözaltına alındı. (REUTERS) dı. Bu sırada meydanda hiç polis olmadığı görüldü. Polis, Başbakanlık çevresinde barikatlar oluşturdu. Daha sonra katılımcılar Milli Müdafa Caddesi ve Atatürk Bulvarı’ndan yürüyüşe geçti. Atatürk Bulvarı’nda bulunan grup polise taş atarken polisler de gaz bombalarıyla karşılık verdi. Bunun üzerine çatışma çıktı. Zaman zaman eylemciler, “taş atma” sloganları ile taş atan grubu sakinleştirmeye çalıştı. Ancak çatışma devam etti. Eylemciler bulvar üzerinde barikatlar oluşturdu. Çatışma saatlerce devam ederken katılımcılar “Dağ Başını Duman Almış” marşını seslendirdi. Meydandaki kalabalığın sayısı her geçen saat daha da arttı. Yurttaşlar polisin attığı gaz bombalarını tekrar polise fırlattı. gaz bombaları eşliğinde Atatürk Bulvarı ve Kızılay meydanına girdi. Polis, eylemcileri ara sokaklara kovaladı. Yurttaşların bir bölümü kurtuluş tarafına yönelirken diğer bölümü de Tunalı Hilmi Caddesi üzerinden Kuğulu Park’a geçti. Müdahale sırasında çok sayıda yurttaş yaralandı. Yurttaşlar ara sokaklarda ilerlerken etraftaki bulananlar da alkışlarla destek verdi. Siyah camlı araç terörü Çevik Kuvvet ekipleri günlerdir gaz bombası ile müdehale ettiği göstericilere dün çok sert saldırdı. Polisin saldırısı, siyah renkli ve siyah camlı 61 ES 459 plakalı bir aracın Kızılay Meydanı’ndaki yurttaşları ezmesinden sonra başladı. Akşam saatlerinde başlayan sert müdahale, yurttaşların Konur, Karanfil Sokak ve ara sokaklara dağılmasıyla sonuçlandı. Ara sokaklara 20 kişilik timler halinde giren çevik kuvvet ekipleri buradaki yurttaşlara ses ve gaz bombası ile saldırdı. Çok sayıda yaralının bulunduğu sokakta yurttaşlar, eğlence mekanları ve dükkanlara sığındı. Ankara’daki olaylarda çok sayıda kişi yaralandı. (AFP) Kafeler revire dönüştürüldü Karanfil Sokak’taki kafeler küçük bir revire dönüştürüldü. Yaralananlara ilk müdahale burada tıp fakültesi öğrencileri tarafından yapıldı. Başbakanlık çevresinde barikat oluşturan polis, saat 20.30 sıralarında ANKARA TÜM GECE AYAKTAYDI Sokaklar yıkıldı İLHAN TAŞCI sloganlarla ANKARA Kuğulu Park’a henüz gelmiştik ki ıslıklar, korna sesleri, sloganlar inletiyor Kavaklıdere’yi. Kalabalığı yara yara ilerlerken yüzlerine baktığımız o “marjinal eylemciler” o güne kadar pek de eylemlerde görmeye alışkın olmadığımız “temiz yüzlüler”. Kendi aralarında tartışıyorlar bu eyleme niye geldiklerini. Gencecik bir kadın elini sallaya sallaya anlatıyor: Ben apolitik bir kadınım. Beni bile sonunda buraya getirtti! Kim getirtti, niye getirtti? Herkesi oraya getiren “ben, ben, ben” demekten kendini alamayan birinci tekil şahıs aynı ama herkesin gelme nedeni farklı. Zekânın zekâtı sayılacak türden yaratıcı bir sloganı bulanın ağzından çıkması yetiyor binlerce kişinin bir ağızdan söylemesine. Daha o gün söylemişti Başbakan, “yüz bin topladığınız yerde 1 milyon toplarım” diye. Onlar da toplanınca sokaklar, caddeler dolusu hep bir ağızdan gülüşerek atıyorlar sloganı: ‘Kaç kişiyiz saysana’ Ne ki, daha ne sloganlar var “Zıplamayan Tayyip”, “Pışşt rica ederiz”, “Tayyip şerefine”, “Tayyip baksa na şişeleri saysana”...Fenomene dönüşen AKP iktidarının ileri demokrasisinden nasibini alan Behzat Ç. dizisinin amiri Erdal Beşikçioğlu Kızılay’da boynuna doladığı atkısıyla üstlerine üstlerine yürürken; dizinin “hayalet”i İnanç Konukçu da Kuğulupark’ta karşımıza çıktı. “Kızılay’da saldırı varmış yürüyelim” sesiyle kitle bir anda hareketlenip soluğu Tunus Caddesi’nde alıyor. Art arda gaz bombaları patlıyor. Göz gözü görmüyor. Yol boyu bakıyoruz mahalle aralarında bile ellerde tencere tavalar vurdukça vuruyorlar… Onca yıldır öğrencisinden öğretmenine, memurundan hekimine kadar pek çok toplumsal olayı yakından izleme olanağı bulduk. Şöyle bir hafızamızı yokladığımızda aklımızda kalan en çatışmalı eylem ülkücülerle solcu öğrencilerin Kızılay Meydanı’nda polisin seyirciliğinde sabah saatlerinde başlayıp gece yarısına kadar süreniydi. Ama bu… Bu değil, bu da değil, bu hiç değil. Bu hiçbiri gibi değil. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara Tabip Odası (ATO), eylemler sırasında başkentte 15’i ağır 414 kişinin yaralandığını bildirdi. Durumu ağır olan ve beyin cerrahisinde tedavisi süren Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, polisin ateş açtığını belirterek “Ethem direkt vurulup yere düştü” dedi. ATO, yaralılardan birinin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli bir subay olduğunu ve GATA’ya sevk edildiğini bildirdi. Ankara Tabip Odası, SES, ÇHD, Devrimci 78’liler Federasyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Halkevleri, Ankara Barosu CHP Ankara Milletvekili İzzet Çetin ve Ayaş Belediye Başkanı Ali Başkaraağaç, Numune Hastanesi’ndeki yaralıları ziyaret ederek yaralıların durumları hakkında bilgi aldı. Ziyaretin ardından yapılan basın açıklamasında, “Gözaltılar serbest bırakılsın, hükümet hatasını kabul etsin, İçişleri bakanı Muammer Güler istifa etsin ve Gezi Parkı projesinden vazgeçilsin” çağrısında bulunuldu. Açıklamada, ATO’nun verdiği bilgilere göre Ankara’da 15’i ağır toplamda 414 yaralının olduğu bildirildi. Ankara Baro Başkanvekili Sema Aksoy, gözaltında bulunanlara Ankara Barosu’nun 200 avukatla hizmet verdiğini dile getirdi. 89 kişinin ifadesinin alınması işlemlerine devam edildiğini belirten Ak ‘Polis ateş açtı’ soy, “Dün gece 1415 yaşlarındaki çocuklar kelepçeyle bağlandılar. Bileklerinde hâlâ izleri duruyor. Buna hangi vicdan hangi özgürlük anlaşıyı hangi demokrasi evet der” diye sordu. Acil hukuk hizmeti verildiğini belirten Aksoy, “Avukatınız olmadan hukuki bir sürece girmeyin. Mutlaka öncelikle merkezimizi ziyaret edin” diyerek yurttaşları uyardı. İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ise halkın bir noktadan sonra isyan ettiğini belirterek “Gösteri halkın hakkıdır. Saygı duyun. Polisi çekin. Her şey yoluna girecek” dedi. Numune Hastanesi’nde gözünden yaralı olarak yatan Murat Üret’in annesi Gaye Üret, polisin orantısız güç kullandığını söylerek “Murat yarın (bugün) ameliyat olacak. Ben de oradaydım. Elbette üzüldüm, ama oğlumun yaptığı şeyi sonuna kadar destekliyorum” dedi. İki bacağı da kırılan Sevgi Korkmaz da kapsülün ayağının dibinde patladığını söylerek “Birden bire iki bacağımı da hissedemedim. En kötüsü de ambulansa binerken gaz yağmaya devam ediyordu. Sedyeye yatırılamadım ambulansın içerisi dahi gaz doluydu. Hemşireler dahi ağlıyordu” dedi. Numune Hastanesi’nde yatan ve hayati tehlikesi devam eden OSTİM’de kaynak işçisi olan 26 yaşındaki Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa Sarısülük, polisin ateş açtığını belirterek “Ethem direkt vurulup yere düştü. Şu anda solunum cihazına bağlı ve yaşam mücadelesini sürdüyor” dedi. Ankara Tabip Odası’nin iki gündür faaliyet gösteren kriz masasının verdiği bilgiye göreyse başkentteki çeşitli hastanele kaldırılan yaralılarda “kafa travması, beyin kanaması, beyin zarları arasında kanama, kafasına biber gazı kapsülü saplanması, göz kaybı, çene ve kalça kırığı” tespit edildi. Ankara Tabip Odası, yaralılardan birinin Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’nda görevli bir subay olduğunu ve bilinci kapalı olarak GATA’ya sevk edildiğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle