16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ 4 HABERLER Göstericiler sığındıkları Swiss Otel’de sabahladı. Yurttaşlar evlerini açtı stanbullular önceki gün polisin Taksim Meydanı’ndan çekilmeİ sine karşın sabaha kadar sokaktaydı. Taksim’de şenlik havası eserken polis Beşiktaş ve çevresini yine gaza boğdu. Beşiktaş’ta önceki gece 23.00 sıralarında Başbakanlık Ofisi’nin önünde yolu trafiğe kapatan bir gruba polis, biber gazı sıktı. Bir grup gösterici ise Swiss Otel’e sığınırken polis otelin bahçesine çok sayıda biber gazı attı. Turistler ve çok sayıda direnişçi kapalı mekânda biber gazından etkilendi. Gece yarısından sonra Beşiktaş’a ulaşım sağlayan tüm yolların kesilmesi nedeniyle bazı göstericiler Swiss Otel’in lobisinde sabahladı. Polis, Barbaros Bulvarı, Beşiktaş Çarşısı ve Asariye Yokuşu’nun da olduğu birçok sokak ve caddede yoğun biber gazı kullandı. Biber gazının etkisi Maçka ve Nişantaşı’ndaki konutlara kadar yayıldı. Yurttaşlar evlerini kaçan göstericilere açtı. Maçka’da yurttaşlar, göstericilerin sığınabilmesi için apartman kapılarını açık bıraktı, kablosuz ağların şifrelerini kaldırdı. Kentin Ruhuna Dokundunuz… Kentin ruhuna dokundunuz... Ve kent isyan etti. HHH İstanbul 560 yıl önce fethedildi. 1453 yılında gerçekleşen fetihle de ortaçağ kapandı, yeni bir çağ başladı. 1450 yılında Gütenberg’le başlayan, 1453 yılında İstanbul’un fethiyle gelişen, 1492 yılında Amerika’nın keşfiyle yeni bir eksene giren yeniçağ Rönesans ve Aydınlanma ile insanlık tarihini değiştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet de bir Rönesans insanıdır. Bu yanı ne bilinmiş, ne de işlenmiştir. Ama şimdi, İstanbul’un fethinden 560 yıl sonra Rönesans ve Aydınlanma inkâr edilmekte, ortaçağa yeniden dönme girişimleri yaşanmaktadır. Ortaçağ tarihi, önyargıların, despotluğun, dogmaların, egemenlerin adaletsiz şiddetinin tarihidir. Rönesans ve Aydınlanma ile kazanılan da “aklın üstünlüğü”, “eşitliğe dayalı adalet”, “doğaya saygı” ile buluşturulan “özgür yaşam”a kavuşan insan ve toplumdur. İstanbul’un fethi bir çağı kapatmıştı. Ondan sonra gelen yüzyıllar boyunca İstanbul bir “hayalşehir” oldu. Son elli yıl, bu elli yılın son on yılı ise bir “İstanbul yağması”na dönüştü. Yağmalanan topraklar. Arsaya dönüştürülen tarım alanları, arsalar üzerinde giderek gökdelenlere dönüşen yapılar, gözü dönmüş kâr hırsının engel tanımaz saldırısı bu yağmanın kanıtlarıdır. Yağmalanan su kaynakları. Yağma uğruna gözden çıkarılan su kaynakları, kurutulan dereler, bu dere yataklarına yapılan yapıların sel basmaları, heyelan sonucu çökmeleri, kaybedilen canlar. Yağmalanan hava. Bu çarpık yapılaşmanın kestiği hava akımları. Kentin hava alan boğazlarının kapatılması. Toprağın, suyun, havanın yağmalanmasıyla oluşan “kentin boğulması”nı artıran trafik sıkışıklığı, artık hiçbir ulaşıma yetmeyen yollar. Bu yağmaya damgasını vuran yolsuzluk, yetkileri kötüye kullanmalar, yaygınlaşan rüşvet, gizli saklı çıkar ortaklıkları, mal mülk paylaşımına dayalı çıkar kavgaları. Yüzyıllardır kendini koruyan kentin artık bu yağmayla teslim alınışı. Gezi Parkı olayları bir kentin isyanıdır. Bir park, ağaçlarıyla, banklarıyla, gezenleriyle, oturanlarıyla bir kentin ruhudur. Kimi zaman bir yer, kimi zaman bir olay, kimi zaman bir kişi, zamanın ruhunu temsil eder. Ona dokunduğunuz zaman o kaybediş dayanılmaz olur, kabul edilemez olur. O zaman da her şey göze alınır ve kent kendini savunur. Uzun sessizlikler her zaman korkutucudur. Sessizlik duyabilene çok şey söyler. Sonra da duymak istemediğiniz sözlerin haykırışlarını şaşkınlıkla izlersiniz. Türkiye on yıl boyunca bir hesaplaşmanın içine sokuldu. Rönesans ve Aydınlanma karşıtları, emperyalist siyasetin ortaklığını kabul ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini değiştirmeye çalışıyorlar. Bu açık gerçek artık hiç kimsenin karşı çıkamayacağı çizgiye taşındı. Hesaplaşma elbette çatışmasız olmaz. Siyasal çatışma demokratik kurallar içinde yürütülür. Bu kuralları ortadan kaldırıp despotizme başvurursanız işi çığrından çıkarırsınız. Yaşananlar da budur. Kimi zaman bir olay kentin de, doğanın da, toplumun da sembolü olur. O zaman tarihin saatine bakacaksınız. Tarihin saati kimi zaman durur ama asla geriye işlemez. Bu gerçek bir kez daha görülecektir. Binlerce kişi dün yeniden Taksim’de buluşarak hükümeti istifaya çağırdı Direnişe devam İstanbul Haber Servisi Taksim Gezi Parkı’ndaki yıkıma karşı 6 günden bu yana devam eden direnişin ardından, polisin çekilmesiyle birlikte binlerce kişi dün öğle saatlerinden itibaren yeniden Taksim’de bir araya geldi. Tarlabaşı Bulvarı ve Beşiktaş’tan yürüyerek meydana gelen gruplar, halaylar çekti, türküler söyledi. Taksim Dayanışma tarafından düzenlenen mitingte, AKP hükümetini istifaya çağıran topluluk, sık sık “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganlarının attı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, 5 gün süren olaylarda 15002000’e yakın yaralının olduğunu söyledi. Taksim’den polisin çekilmesiyle nöbete başlayan eylemciler, dün öğle saatlerinde yeniden toplanmaya başladı. Binlerce kişi, Tarlabaşı Bulvarı ve Beşiktaş’tan yürüyerek Taksim’e geldi. Gezi Parkı ve çevresindeki birçok alana pankartlar asılırken, gruplar sloganlar attı. Olaylar nedeniyle Taksim Gezi Parkı ve çevresi yakılan ve paramparça edilen belediye otobüsleri, polis araçları ve bazı medya kuruluşlarına ait araçlar belediyeye ait ekiplerce kaldırıldı. Taksim Dayanışması ise saat 14.00 sıralarında Taksim Meydanı’nda miting düzenlendi. Mitinge Pınar Aydınlar, Hilmi Yarayıcı, Grup Yorum, Kardeş Türküler, Nejat Yavaşoğulları, Barış Güney, Mehmet Ekici, Grup Emeğe Ezgi, Grup Entu, Karmate’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı katılarak destek verdi. Sanatçı Pınar Aydınlar, Taksim’de bir halk direnişinin olduğunu vurgulayarak “Bu mücadeleyi bir kez daha Taksim’e yazıyoruz, hükümet istifa diyoruz” dedi. ‘Sokaklarda kazanacağız’ Alana gelen ve Taksim Dayanışması adına konuşan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, Gezi Parkı’na kimsenin dokunmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Gezi Parkı’nın özgürlük, demokrasi ve yaşama inancı olduğunu vurgulayan Çerkezoğlu, parka halkın sahip çıktığını söyledi. Çerkezoğlu “Sokaklarda birleştik, sokaklarda kazanacağız. Gezi Parkı’na, emeğimize, yaşamımıza, doğamıza sahip çıkıyoruz” dedi. Bu sırada, alandaki bazı kişiler, Abdullah Öcalan’ın posterini taşıyan grubtakilere tepki göstererek, su şişeleri ve pankart sopalarını attı. Boğaz köprüsünde protesto Her yerde eylem Z incirlikuyu’nda metrobüs bekleyen yurttaşlar, buradan Boğaziçi Köprüsü yoluna girip yolu trafiğe kapatarak Anadolu Yakası’na yürüdü. Kadıköy, Beylikdüzü, Esenler, Ataköy ve Şişli’de ve birçok semtte yurttaşlar parklarda toplanarak, Gezi Parkı eylemine destek verdi. Bazı yurttaşlar evlerinin ışıklarını yakıp söndürürken tava ve tencereleri birbirine vurdu. Bakırköy’de yürüyüşe geçen bir grup E5 Karayolunu bir süre trafiğe kapattı. Kadınlar, ellerindeki tencere ve tavaları birbirine vurdu. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen eyleme Esenyurt Kurucu Belediye Başkanı Gürbüz Çapan da destek verdi. Gazi Mahallesi’nden yaklaşık 4 bin kişi tencere ve tavalarla Gazi Cemevi önünde toplanarak polis merkezine kadar yürüdü. Bir grup Gazi Polis Merkezi Amirliği’ne taş ve molotofkokteliyli attı. Anadolu Yakası’nda Ataşehir, Üsküdar’da sokaklarında yurttaşlar sokağa çıkarak direnişe destek verdi. Tencere ve tavalarla Gülsuyu Köprüsü’nde buluşan yurttaşlar E5 karayolunu trafiğe kapattı. Sanatçı Hilmi Yarayıcı da direnişin ilk gününden bu yana Taksim’de olduğunu anımsatarak “Bu müdalemiz burada başladı ama burada bitmeyecek. Mücadelemiz sürecek. Ta ki özgür bir ülke olana kadar” diye konuştu. Akşam saatleride halka seslenen Havaİş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, halkın direnerek Taksim’i kazandığını belirterek, “Bu yetmez. Ülkeyi bu ceberrut iktidardan kurtarmamız lazım” dedi. Akşam saatlerinde binlerce kişilik bir grup da direnişin başladığı günden bu yana haber yayınlamadıklarını belirttikleri Habertürk binası önüne yürüyerek protesto gösterisi gerçekleştirdi. Beşiktaş’ta ise polis ve eylemciler arasında yine çatışma yaşandı. Beşiktaş’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde yine sert müdahale Beşiktaş’ta dün akşam saatlerinde bir araya gelen eylemcilere polis biber gazı ve TOMA’lardan sıkılan tayzikli suyla müdahale etti. Grup da polise taş atarak karşılık verdi. Burada bir gösterici TOMA’nın üzerine çıkarak Türk bayrağı astı. Çatışmalar gece geç saatlere kadar devam etti. Gazi Mahallesi’nde binlerce kişi Gazi Cemevi’nin önün den karakola doğru yürüdü. Kitle, karakola yaklaştığında, karakoldan gaz bombaları atıldı. Ataşehir’e bağlı Mustafa Kemal Mahalesi’nde ise karakol durağında bir araya gelen binlerce kişi E5’e yürüdü. Buradaki yol kesme eylemi sırasında bir araç iki eylemciye çarptı. Kazada, 2 eylemci ağır yaralandı. Taksi şoförünün de yaralandığı öğrenildi. lTaksim’e gelen yurttaşlar acıkan eylemciler için yiyecek bıraktı. 5 günde 1730 gözaltı İçişleri Bakanı Muammer Güler, Taksim Gezi Parkı ile ilgili 28 Mayıs’tan bugüne kadar 67 ilde 235 eylem ve etkinliğin yapıldığını, bunlarla ilgili 1730 kişinin gözaltına alındığını belirterek, “Gözaltına alınan kişilerin büyük çoğunluğu ifadeleri alınıp kimlikleri tespit edilerek serbest bırakılan kişilerdir” dedi. Olaylarda, yurttaşlar ve güvenlik güçlerinden yaralananlar olduğunu belirten Güler, şunları söyledi: “115 güvenlik görevlimizin hafif veya büyük yaralanması söz konusu. Yine çok sayıda vatandaşımızın gerek ambulanslarda gerek hastanelerde tedavileri yapıldı. Şu anda 58 vatandaşımızın hastanelerdeki tedavileri sürüyor. Bunlardan 23’ü İstanbul’da, 31’i Ankara’da. Gerek Ankara’da gerek İstanbul’da tedavileri sürdürülen vatandaşlarımızdan 4 kişi İstanbul’da 2’si de Ankara’da yoğun bakımdadır.” Gece nöbet sabah temizlik Taksim’de polisin çekilmesinin ardından Gezi Parkı direnişçileri, sabaha kadar bir şenlik havası içindeydiler. Gruplar halinde sohbet edip şarkılar söylediler. Binlerce kişi geç saatlere kadar Taksim Meydanı, Gezi Parkı, İstiklal ve Sıraselviler Caddesi ve çevresinde halaylar çekti, şarkılar söyledi, dans etti. Bazı eylemciler gece yarısından sonra polislerden kalan demir bariyerleri Harbiye tarafına taşıyarak barikat oluşturdu. Ancak gece 03.00 sıralarında Gezi Parkı bitişiğindeki yayalaştırma projesi şantiyesinde bulunan iş makineleri ve bir tanker ateşe verildi. İş makineleri kullanılamaz hale geldi. Direnişçiler, sabah erken saatlerde çöp topladı. Yaralıların durumu ciddiyetini koruyor İstanbu Haber Servisi İstanbul Tabip Odası Başkan Özdemir Aktan polis müdahalesi sonucu ağır yaralanan çok sayıda hastanın sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu bildirdi. Aktan, polis tarafından doğrudan atılan biber gazı kapsülünün vücudunun çeşitli yerlerine isabet etmesi sonucu kemikleri kırılan hastaların da çok olduğunu söyledi. Aktan, bibergazı kapsülüyle yaralanan ve Taksim İlkyardım Hastanesi’nde yoğun bakımda tutulan Lobna Allani’nin 2 ameliyat geçerdiğini ve solunum cihazına bağlı olduğunu belirtti. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul Şişli Yöneticisi Aziz Çelik de Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 31 Mayıs tarihinde polis müdahalesiyle ağır yaralanan 32 kişinin, önceki gün ise 65 kişinin başvurduğunu belirtti. Çelik, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan ağır yaralı 1 kişinin biber gazı kapsülünün gözüne isabet etmesi sonucu 2 gözünü birden kaybettiğini, 1 hastanın 1 gözünü kaybettiğini diğer gözünün ise ameliyatlı olduğunu, 4 kişide de yüz kırılmalarının mevcut olduğunu söyledi. Bazı yurttaşların sağlık durumu şöyle: Mehmet Reha Baran: Göz travması geçirdi. Eyüp Murat Öztürk: Yüzünde kırık var. Yakup Duman: Çenesinde kırık mevcut.Erdem Çubuk: Sol kalçasında kırık var. Ergin Şahin: Sol ayak bileği kırık Erhan Alver: Beyin kanaması geçirdi. lTarlabaşı girişinde inşaat molozlarıyla büyük bir ateş yakıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle