16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Direnişçilere ‘çapulcu’ diyen Başbakan, Taksim projelerinin yapılacağını açıkladı 5 Erdoğan geriyor İstanbul Haber Servisi Yurttaşların Gezi Parkı direnişini sert sözlerle eleştiren Başbakan Tayyip Erdoğan “Biz birkaç tane çapulcunun o meydana gelip, insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine, pabuç bırakmayız” diyerek binlerce yurttaşa hakaret etti. Erdoğan, AKM’yi yıkarak opera binası ve cami yapacaklarını belirterek “Ben bunun iznini şimdi gidip de CHP’nin genel başkanından alacak değilim ve bu birkaç tane çapulcudan da alacak değilim” dedi. Twitter sayesin gerçekleşen Arap Baharı’nı destekleyen Erdoğan, yurttaşlar Türkiye’de sosyal medyada örgütlenince, “Twitter baş belası” dedi. Erdoğan, içki içen her insanın alkolik olduğunu da sözlerine ekledi. İstanbul’da Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Olağan Genel Kurulu’nun açılışında konuşan Erdoğan “Geçmişte, hükümetleri tehdit etmek, hükümetleri hizaya getirmek, bir kaos ortamı oluşturarak, demokrasi dışı müdahalelere zemin hazırlamak için tertip edilen tuzakların benzerini, şu anda tekrar yaşıyoruz. Sandıkta başarı sağlayamayanların ve başarı sağlayamayacağını da bilen, son dönemde sık sık sokak sokak direniş çağrısı yapan bir anamuhalefet parrtisinin ve onun yanında diğerlerinin umutsuzluk içinde bu eylemleri kışkırttığını görüyoruz.” Başbakan Erdoğan, “Taksim’de Gezi Parkı ortadan kalksın” diye bir iddiaları olmadığını vurgulayarak, “Topçu Kışlası’nı yeşili de muhafaza edecek şekilde yeniden inşa etmek, Atatürk Kültür Merkezi’ni yıkıp yanındaki boşluğu katacak şekilde dev bir kültür ve opera binası” yapmak istediklerini söyledi. Taksim Meydanı’nı yayalaştırdıklarını belirten Erdoğan “Tutturmuşlar ‘AVM, AVM olacak’. Uluslararası camiada alışılmış bir AVM’yi zaten siz buradaki alana yapamazsınız. Burada, kesinleşmiş olarak bir AVM projesi de yok. Belki biz buraya bir şehir müzesi yapacağız, burada farklı etkinlikleri ortaya koyabilecek bir mimari eser ortaya koyacağız. Kesinleşen, elimizde belirlenen bir belge var mı? Yok. Sadece bir kez söylenmiş, ifade edilmiş olaylar üzerine. Karşımızda bir muhatap da yok... Alıyorlar, birilerini geliyorlar, onlarla beraber orada gösteri yapıyorlar. Dert başka” diye konuştu. ‘İçki içiyorsa Ahlak anonsuna alkoliktir’ tuhaf yorum Alkoliktir, içkiyi içiyorsa alkoliktir. Bunun tanımı odur. Ya onlar bile bana oy veriyor, sen bakma. Onlar zaten alkolikler arasına girmemiş oluyor. Az önce de ifade ettim, ayda yılda bir iki kadeh içmiş kişiler alkolik değil. Alkolik olması için düzenli içmesi gerekiyor. Benim oy tabanımda böyle ayda yılda bir içenler var. Alkolünü içenler alkolünü de alıyor. Alkol yasağı gibi bir hedefimiz yok. Bu tamamen gençliğe yöneliktir. ‘Twitter baş belası’ Twitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Bu sosyal medya denilen şey aslında şu anda bana göre toplumların baş belasıdır. “Ağaçlarda sallandıracaklar”, “Yüz tane İslamcı Taksim’e Kalaşnikoflarla geliyor” filan... Toplum bu şekilde terörize edilir. Photoshoplarla cesetler yayımladılar. Partimin tabanı da “Biz bunlara karşı sessiz mi kalacağız” diye sürekli bizi aradılar ama biz sakin durduk. Her yerin kendine ait kuralları vardır. Devletin metrosunda da ahlak kuralları vardır. Bu ahlak kuralları aşılırsa buna karşı anonsa yapılmasının nesi yanlış? Sonra da bir grup geliyor, ellerinde alkoller malkoller. Şimdi soruyorum, bir anne baba kızının affedersin birinin kucağına oturmasını ister mi? Birisiyle bir bankta oturursun sohbet edersin, bunu saygıyla karşılarsın. Ben Dolmabahçe’de ofisimin önünde, Kadıköy’den gelenlerin durumunu görüyorum. Ama saygı gösteriyorum. Giyimine kuşamına karışmıyorum. Ama aynı saygıyı benim eşim, kızım giyinenlere de göstermeliler. Erdoğan’ın Korkusu: İstanbul’u Kaybetmek Mehmet Bekaroğlu, kapatılan FP’de milletvekiliydi. Rizeli olarak Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hemşerisidir, AKP kadrolarının tamamının “eski” arkadaşıdır. Bir eski arkadaş niteliğiyle İstanbul’da başlayıp Türkiye’ye yayılan ve alışık olunmayan ve bu nedenle henüz bir tanıma oturtulamayan eylemleri ve Başbakan Erdoğan’ın sergilediği tutumu değerlendirdi. Erdoğan’ın ağzından kaçırdığını belirttiği korkusuna dikkat çekti ve CHP’yi de uyardı. Bekaroğlu’nun AKP’li olmayan “İslamcı” çevrelerle birlikte bizzat içinde de yer aldığı eylemlere ilişkin değerlendirmeleri, araya girmeden kendi ağzından veriyoruz: Başbakan’ın kibiri: Halk bu eylemlerle çok önemli şeyler söyledi. Bir defa bana göre en önemlisi Başbakan’ın kibirli tutumuna “Her şeyi ben bilirim, istediğimi yaparım” tavrına karşı öfkesini ifade etti. İlk defa bu kadar kararlı ve yaygın biçimde ifade etti bunu. Bu çok önemli ve bence Başbakan bu tepkinin boyutlarını gördü ve bu nedenle telaş hatta panik içinde. Tek adamlık: Bir taraftan “tek adam” karizmasının çizildiğini, yavaş yavaş işin sonuna doğru geldiğini hissediyor. Bunun için bir şeyler yapmak istiyor ama öbür taraftan içinde olduğu ruh halinin dışına çıkılamıyor. Dün “çapulcu” diyor, kibirli tutumundan vazgeçemiyor, bunu devam ettiriyor. Bu eylemler bunu açığa çıkardı. İstanbul korkusu: Başbakan aslında bir süredir, tavırlarıyla 2014’teki yerel seçimler, cumhurbaşkanı seçimi ve 2015’teki genel seçimler olmak üzere 3 seçimin kampanyasını erken başlattı ve bunu bildiği yöntemlerle yaptı. Kutuplaştırmayı derinleştirerek yaptı. Köprüye Yavuz Sultan Selim adının verilmesi, sert konuşmaları ile üç seçimi kutuplaştırarak kazanacağı hesabını yaptı. Ama bu eylemler hesapların bu kadar kolay olmayacağını gösterdi. Erdoğan’ın da bir korkusunu açığa çıkardı. Erdoğan bunu gördü. Çünkü ağzından kaçırdı, “Bunlar İstanbul’u almak istiyor” dedi. Çünkü 2014 yerel seçimlerinde Erdoğan İstanbul’u kaybederse ne olacağını görüyor. İstanbul’u kaybederse tepetaklak gidecektir. CHP’ye uyarı: Başbakan kutuplaştırma tavrını eylemler için de sergiliyor. Eylemler çok anlamlı bir şekilde devam ederken Erdoğan, eylemlerin sahibinin CHP olduğu mesajını vermeye başladı. Bu eylemleri sadece CHP’ye mal ederek, geniş kesimlerin desteğini kırmaya çalışıyor. Eylemlerdeki koalisyonun dağılmasını sağlamaya çalışıyor. CHP’nin de bunu görmesi gerekir. Eylemlerde sahici bir muhalefet vardı. Ama Başbakan verdiği mesajlarıyla olayları AKPCHP kutuplaşmasına getirerek kendisine yönelik partisiz, örgütsüz sahici muhalefeti bitirmek istiyor. Geniş muhafazakârları bu eylemlerden uzaklaştırmak istiyor. Çünkü bu eylemin anlamlı olması, lidersiz ve örgütsüz olmasıdır. Ancak Başbakan bu eylemin liderliğinin CHP olmasını istiyor. Eylemlerde anti demokratik gidişten rahatsız olan geniş muhafazakâr kesimler de vardı. Başbakan bu kesimleri eylemlerden koparmaya çalışıyor. CHP sosyal demokrat bir parti gibi davranmalı, Başbakan tarafından bu eylemlerin “Cumhuriyet mitingilerine” benzetilmesine neden olmamalı. ‘Karşımızda muhatap yok’ doğal gölet, gezi ve dinlenme ile çocuk oyun alanları, Yurttaşa sorun sinde botanik ve tematik bahçeler ile restoran ve kafeterya bulunan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Bakırköy’de oluşturulan içeri 90 bin metrekare üzerine kurulu Botanik Parkı’nın açılış törenine katıldı. AKP’ye imara açmak istedikleri yeşil alanları halkoyuna sunması çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, alanda bulunanların “Direne direne kazanacağız” sloganları üzerine “Evet direne direne kazandınız. Halk direndi ve kazandı” dedi. AKM’nin yıkılarak, yerine opera binası yapılacağını söyleyen Erdoğan’a, bir katılımcı “Cami de istiyoruz” diye seslendi. Erdoğan, bunun üzerine, “Evet, cami de yapacağız. Ben bunun iznini şimdi gidip de CHP’nin genel başkanından alacak değilim ve bu birkaç tane çapulcudan da alacak değilim” dedi. liderinden ‘CHP izin alacak değilim’ Halktan özür dile CHP lideri Kılıçdaroğlu, polisin yurttaşa karşı uyguladığı şiddetten Başbakan Erdoğan’ın sorumlu olduğunu söyledi İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Taksim’de Gezi Parkı’nda ağaçların kesilerek yerine AVM yapılacak olmasına karşı direnen yurttaşlara yönelik polis şiddeti için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “halktan özür dilemesi” gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Gezi parkında başlayan olay uluslararası ortama taşıyorsa, her ilde eylemler yapılıyorsa, bu AKP iktidarının getirdiği baskının bir sonucudur” dedi. Kılıçdaroğlu CHP’li sosyal demokrat belediyelerin düzenlediği “Kentine güvenen kentler buluşması”nın kapanış etkinliğine katıldı. Etkinliğin ardından gazetecilere açıklama yapan Kılıçdaroğlu, “Toplum özgürlük ve demokrasi konusunda ciddi bir tepki verdi. Gezi Parkı’nda başlayan olay uluslararası ortama taşıyorsa, her ilde eylemler yapılıyorsa, bu AKP iktidarının getirdiği baskının bir sonucudur” dedi. Türkiye’nin Erdoğan’ın bildiği Türkiye olmadığına vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Başbakan hele hele ‘Ben de 1 milyon kişi toplarım’ diyorsa bu da başka bir bölücülüktür” değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, Taksim’e sivil bir yurttaş olarak gittiğini ve CHP olarak halka saygı göstermek için mitingini erteleyerek bayraklarını alana getirmediklerini anlattı. Erdoğan’ın halktan özür dilemesini beklediğini belirten Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın halka rağmen iktidar olunamayacağını bilmesi lazım. Halka rağmen iktidar olunmaz, halk demokrasilerde en büyük güçtür” dedi. Kılıçdaroğlu, medyaya yönelik tepkilere ilişkin ise “Medya halkın özgürlük tepkisini yeterince yansıtmadı ama bunun sorumlusu medya çalışanları değil medya patronlarıdır. Medya çalışanları da özgürlük istiyor, onlara karşı hepimizin saygılı olması lazım” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın ise “Türkiye’de bunca yıllık baskıya karşı bir halk devrimi yaşanıyor. Halkın ‘Artık yeter’ demesi dünyada birçok rejimi ortadan kaldırmıştır” dedi. Etkinliğin son gününde CHP’li eski belediye başkanları deneyimlerini aktardı. Diğer yüzde 50 de gereğini yapıyor! Taksim’de Gezi Park için on binler gaza, tazyikli suya direnirken TBMM’de de Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında CHP’nin verdiği gensoru görüşüldü. Ancak konu elbette Taksim Meydan Savaşı’ydı... BDP’li Ertuğrul Kürkçü, Gezi Parkı direnişinde yaralanan İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e yapılanların hesabını soracaklarını, Türkiye’nin “tek adam diktatörlüğü”ne gittiğini belirten konuşmasıyla görüşmelere damga vurdu. “Sataşma” gerekçesiyle söz alan AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, çıktı kürsüye, muhalefetin “Taksim’e bakın Taksim’e!” protestolarına karşı, Gezi Parkı tartışmasının dayanağını “halktan aldıkları oya” yasladı: “Bizim on yıldan beri yaptığımız siyasetin külliyatı ortadadır, milletle kurduğumuz ilişki ortadadır, genel başkanımızla kurduğumuz ilişki ortadadır. Eğer birileri bunu durdukları yerden toptancı bir görüş olarak algılıyorlarsa, diktatoryal bir görüş olarak algılıyorlarsa, dönüp geçmişe baksınlar. Biz dokuz yılda 7 defa sandığa gittik, her seferinde düşüncemizi, siyasetimizi, vizyonumuzu millete sorduk ve milletin hassasiyetleri dışında bir şey yapmadık. Yüzde 50 oyla buraya geldik ve şimdi de bunun gereğini yapıyoruz. Eğer bunu kabul etmeyenler varsa bunun hesabını sandıkta görürüz, burada değil.” CHP’li Aytuğ Atıcı, küçük bir anımsatma yaptı: “Saddam da, Beşar Esad da yüzde 50 oy almıştır” diye... Tabii şunu da eklemek gerekiyor: Hükümet yüzde 50 oyun gereğini yapıyorsa, oy vermeyen diğer yüzde 50 de buna demokratik tepkisini göstererek gereğini yapıyor. Ama gaz yiyerek ama tazyikli sudan nasibini alarak... Erdoğan akşam saatlerinde bir televizyon kanalında soruları yanıtladı. Erdoğan, özetle şu açıklamaları yaptı: Neden vatandaşa soralım: Gezi Parkı nedir? Bunu şu anda bilmeyen çok. Orada 10 tane sökülen ve taşınan, 2 tane de kesilen ağaç var. Bunun nasıl yapılacağını sormanın gereği yok. Taksim’de aslında mesele AVM ve Gezi Parkı olayı değildir. Rektör yazı yazdı: Bu okulun rektörü (Koç Üniversitesi) öğrencilere yazı yazdı. “Taksim’deki eylemlere katılabilirsiniz. Rapor getirmeseniz de izinli sayılacaksınız” diye. Şimdi Zekeriyaköy nere, Taksim nere? AVM’de geri adım: İstanbul zaten AVM’ye doymuş durumda. İstanbul’un en büyük sıkıntısı şu an rezidans ve otel sıkıntısı. Bizim İstanbul’da ciddi manada otel ihtiyacımız var. Topçu Kışlası büyük ihtimalle otel olacak. Altı da şehir müzesi olur büyük olasılıkla. Buraya insanlar geleceği için alışveriş mağazaları da olmalı. Halı mağazası vs. Ama bunların modern olması lazım. Rastgele değil. Bunun kararı tam anlamıyla verilmiş değil. Parkı’nı ‘Gezi bilmeyen çok’ ‘Baskıya karşı bir halk devrimi’ Ayşe Sayın, Erdem Gül, Mahmut Lıcalı [email protected] Demirtaş, polis şiddetinin haklılığının olmayacağını söyledi Medyaya tepki, reklam verene tehdit: Burada bazı medya grupları bunların yanında yer aldılar. Öyle gazeteler oldu ki; özellikle köşe yazarları ve atılan başlıklarla provokatif çağrılar yaptılar. Aracı reklam kurumları gazetelere ve televizyonlara reklam vermiyormuş. Böyle bir şey olabilir mi? Bu bir defa medya grupları için ve ülke ekonomisi için bir sıkıntı. Ben çok açık net söylüyorum. Arkadaşlara dedim bu kuruluşları bir tespit edin. Hangi kuruluşlar şirketlerin reklam vermelerine ambargo uyguluyorlar. Gereğini yaparız. Başıboş bırakmayız. vermeyeni ‘Reklam tespit edin’ ‘Hükümet iyi dinlesin’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Taksim’deki Gezi Parkı’na AVM yapılacak olmasını protesto eden göstericilere yönelik polis şiddetini değerlendirirken polis şiddetinin meşruiyeti ve haklılığının olmayacağını belirtti. Demirtaş, Haymana’ya bağlı Özköyler Sebilibağla’daki hıdrellez şenliğine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, Taksim’deki olaylara ilişkin soru üzerine hiçbir yerde polis şiddetinin meşruiyeti ve haklılığının olmayacağını söyledi. Demirtaş, “İnsanlar, hükümetin baskı politikalarına karşı tepkilerini meşru, haklı yollardan dile getiriyorlar. Bütün bunları hükümetin çok iyi dinlemesi, anlaması gerekiyor. Sokağın vermek istediği mesajı, hükümetin duyması gerekiyor. Bu mesajı polis zoruyla, gazla, copla bastırmaya çalışırsanız kendi halkınızla karşı karşıya gelirsiniz. Hükümetin yıllardır yaptığı bu. Yıllardır doğuda yapılıyordu, şimdi batıda yapılıyor. Halkın sesine kulak vermek yerine, halkın taleplerini dinlemek yerine polisime, panzerime güvenerek ezerim derseniz yanılırsınız. Öfke artık evlerden sokağa taşmıştır. Hükümet acil bir şekilde ülkede özgürlükleri ve demokrasiyi hayata geçirecek projeleri yasal ve anayasal değişiklikleri gündeme almak durumundadır. İnsanlar yaşam tarzına, insanların inançlarına, kimliğine ve düşüncelerine dönük hiçbir hakareti artık kabul etmiyor. Sokak bunu göstermiştir” diye konuştu. Yurttaşlardaki “öfke halinin” bilinçli bir siyasi talebe dönüşmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, olaylardan etnik çatışma ya da Kürt karşıtlığı çıkartmak isteyen çevreler olduğunu ileri sürdü. n İstanbul Haber Servisi Taksim Meydanı’na dün öğlen saatlerinde iki korumasıyla ve yaya olarak gelen eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, kendisini tanıyanlar tarafından önce protesto edildi. Ortamın gerginleşmesi üzerine İnönü Stadyumu yönüne doğru hızlı bir şekilde uzaklaşan Türk’e bazı göstericiler saldırmaya çalıştı. Türk bölgeden taksiye binerek uzaklaştı. Türk cezaevlerinde çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan Hayata Dönüş operasyonları döneminde Adalet Bakanlığı görevini yapıyordu. Hikmet Sami Türk’e taşlı sopalı saldırı n İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu trafından Gezi Parkı direniş sürecinde İstanbul’da süren olaylarda polis şiddetine maruz kalan yurttaşların hukuki yardımlardan yararlanmaları için İstanbul Barosu’nda birim oluşturuldu. Taksim Gezi Parkı direnişinde kendilerine uygulanan şiddetle ilgili olarak suç duyurusunda bulunmak isteyen yurttaşlar bu birimdeki avukatlardan bugün itibarıyla hukuki yardım alabilecek. İstanbul Barosu’ndan hukuki yardım
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle