01 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bahçeli: Polis emri uyguladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, eylemlerde polisin çok şiddetli davrandığını belirterek, “Polisi kimse suçlamasın. Polis emri yerine getirmiştir, söyleneni yapmıştır” dedi. Bahçeli, MHP’nin hiçbir ferdinin yaşanan olaylar içinde yer almadığını kaydetti. Barış sağlamak isteyenlerin Gezi Parkı eylemlerinde başı çektiğini söyleyen Bahçeli, olaylar arttıktan sonra mahkemenin neden 15 ay sonra kararını açıkladığını sorarak, “Bu kararı başında vermiş olsaydı, Türkiye böyle bir kargaşanın içine girmezdi” dedi. Gezi Parkı’nda ağaç kesimine karşı çıkanlara polisin tazyikli su ve gazla karşılık vermesiyle başlayan olaylar sırasında, Gümüşsuyu Asker Hastanesi’nde yurttaşlara tıbbi maske dağıtılması ve asker ile polis arasında yaşanan bazı gergin diyaloglar üzerine, İstanbul’daki birliklerde askerlerin hafta sonu iznine çıkışı yasaklandı. 9 Fransa konsolosluk kapattı, İngiltere uyardı Başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin çeşitli kentlerinde polisin göstericilere orantısız güç kullanarak biber gazı sıkması üzerine Türkiye’deki bazı yabancı büyükelçilikler bir yandan olaylardan kaygı duyduklarını açıklarken, diğer yandan özellikle İstanbul’daki diplomatik misyonlarını olaylar sona erene kadar kapatma kararı aldı. Fransa Büyükelçisi Laurent Bili, “Taksim’de göstericilere sıkılan gazdan, İstiklal Caddesi’ndeki başkonsolosluğumuz personeli de zarar gördü. Bugünden (dün) itibaren olaylar yatışana kadar konsolosluğumuzu kapatıyoruz” diye konuştu. İngiltere Büyükelçisi David Reddaway ise dün yaptığı yazılı açıklamada, “Gelişmelerden kaygılıyız. Türk makamlarından göstericilere orantısız biçimde biber gazı sıkmamalarını talep ediyoruz. Türk makamlarını ayrıca, her demokratik ülkede temel insan hakkı sayılan barışçıl gösteri düzenleme hakkına saygı duymaya teşvik ediyoruz” dedi. insani tepki Maske dağıtmak Polisle yaşanan gerginlik üzerine birliklerde izinler iptal edildi Önceki gün çıkan olaylarda Taksim civarındaki askeri tesislerde yaşanan ve basına da yansıyan bazı gelişmeler askeri makamlarca tek tek mercek altına alındı. Bunlardan birincisi Gümüşsuyu Askeri Hastanesi bahçesinde biber gazı yiyen göstericilere asker tarafından tıbbi maske dağıtılmasıydı. Yapılan incelemenin sonucuna göre, askeri makamlar “Bunun tek bir asker tarafından yapılan ve ‘kurumsal’ bir yönü olmayıp tamamen insani hislerle atılan bir adım olduğu” sonucuna vardı. O askerle ilgili ise herhangi bir disiplin soruşturması açılmasına gerek olmadığına karar verildi. Asker Kışladan Çıkarılmadı Ne gaz skerpolis atışmasına yakın takip Sosyal medyaya ve ardından dün basına yansıyan ikinci hadise ise askeri bir birliğin kapısı önünde manevra yapmak isteyen zırhlı bir polis aracı (TOMA) ile birliğin nizamiyesinde görevli askerler arasında yaşandı. Askeri makamların bu olayla ilgili yaptığı incelemede, TOMA aracının manevra için istediği alanı askerler açmayınca, polislerin “Buraya da bir gaz bombası atmak lazım” diye laf attığı öğrenildi. Nöbette bekleyen askerlerin de bu söze “Siz atarsanız biz de size bir şey atarız” yanıtıyla yükselen tansiyon ise, nöbetçi subayın olay yerine gelerek zırhlı araca manevra alanı yaratmasıyla sona erdiği bilgisi de askeri makamlara iletildi. Askerlerin titizlikle araştırdığı üçüncü hadise ise bir grup göstericinin polisten kaçarken Harbiye Orduevi’ne sığınmasını gösteren görüntüler oldu. Bu konuda yapılan çalışma sonucunda, “kurumsal bir tavrın söz konusu olmadığı, göstericilerin bir boşluğu değerlendirerek orduevinin bahçesine girdiği” bilgisine ulaşıldı. Buna göre, askerlerin “burası askeri bölge” diyerek nazikçe uyarması üzerine de göstericiler birkaç dakika kaldıktan sonra orduevini terk ettiler. Polisle askeri karşı karşıya getiren bu tür olaylar üzerine, dün İstanbul’daki askeri birliklere talimat gönderilerek askerlerin hafta sonu izni için kışla dışına çıkışına izin verilmemesi istendi. A Gitti faça IŞIK KANSU halkı ARİF KIZILYALIN Günlerden Cumartesi. Taksim direnişinin üzerinden 35 saat geçmiş. Taksim, Nişantaşı, Gezi Parkı, Tünel civarına konuşlanan Çevik Kuvvet ve sivil polisler yorgun, bitkin. Bir tanesi yanındakine “35 saat oldu buradayız, ne yaptığımızı bilmiyoruz” diyor. Öteki, “Bir 35 saat daha durursak şaşma, şu gazlar yüzünden gözümü açamıyorum...” O sırada Tünel Odakule tarafında biriken binler, İstiklal’e yürümek istiyor, keza Mis ve Bekar Sokak’tan da İstiklal’e çıkma çabaları var. Ama polis sürekli gaz bombası yağdırıp yolları tıkıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ‘temizlik’ ekipleri de TOMA’lara (Toplumsal Olaylara Müdahe Aracı) rahat hareket kabiliyeti sağlamak için Galatasaray Lisesi önündeki ağaçları kaldırıyor. Cadde üstündeki tüm dükkânların kepenk ve vitrinlerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet ve polis aleyhine sloganlar yazılmış. Ancak yağmalama yok, çünkü önceki gece Taksim’e yürüyen on binlerin amacı ‘vandalizm ve rantçılık’ değil, ‘hak aramak...’ Saatler 14.00’e kadar polis, helikopter destekli taktiklerle grupları dağıtıyor. Başarılılar da. Çünkü halkın yoğunlaştığı bölge, havadan belirleniyor, TOMA’lar ve ‘zırhlı’ çevik kuvvet birlikleri önlem alıyor. Yurttaşın tek güvencesi cep telefonları ile Twitter ve Faceebok. Ancak ‘jammer’larla (frekans bozucularla) kullanılmaz halde sosyal medya. Lakin yurttaşın durmaya niyeti yok. Bir gece önce Taksim’de dayak yiyen ‘hemşehri’lerine destek vermek için Bogaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçen on binler bu kez, Atatürk Evi’nin bulunduğu Şişli’den harekete geçiyor. Saat 15.00’i gösterirken, polis Harbiye Orduevi’nin önünde son barikatını kurmuş ve durduruyor binleri. Ancak yürüyüş ‘bozulur’ gibi olurken Beşiktaş taraftar grubu Çarşı imdada yetişiyor. Aralarında GFB, Kill for you (F.Bahçe), ultrAslan (G.Saray), Göztepe ve Karşıyakalılar var. “Sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. Maskeni çıkar, copunu bırak delikanlı kim bakalım” söylemi ile tazyikli su ve biber gazına karşı direniyorlar. O sırada cadde üzerindeki bir evin sakinleri limon ve su dağıtıyor, polisin orantısız gücünden etkilenenlere. Yerli ve yabancı ilaç firmaları da ‘antiasit’ içeren sprey ve kremlerle Taksim direnişine destek oluyorlar. Ve polis, giderek çoğalan kalabalığa direnemiyor. Telsizlerden gelen “Göstericiler barikatı aşmasın” anonsu, Çarşı’nın önderliğindeki halk direnişine dayanamıyor ve TOMA’lar çekiliyor. Artık parkta polis yok. F.Bahçe ve G.Saraylılar da, Beşiktaşlı ‘kardeş’lerine “Direnin yetiştik” sloganlarıyla katılıyor. Saatler 16.00’yı gösterdiğinde halk önce sabah saatlerinde ‘polis otoparkı’na çevrilen Gezi Parkı’na giriyor, ardından Taksim Meydanı. Hani, şu “Binlerce kişi gelirse can güvenliği sağlanamaz” gerekçesiyle 1 Mayıs törenlerine kapatılan Taksim’in göbeği var ya, halk biber gazı, basınçlı su ve copa karşın, ‘çevreci’ direnişini zaferle noktalıyor. Gel gelelim, polis çekilirken de biber gazı merakından vazgeçmiş değil. Peş peşe atılıyor kimsayallar halkın üzerine, onlar da TOMA’lara taş ve barikatlar fırlatıyorlar. Biraz önce ellerinde cop, yakaladıklarını döven ‘sivil’ler ‘tabdili kıyafet’ meydanı terk ediyor. Sonrası mı? Halk, kornalarla, sloganlara, düdüklerle başlattığı kutlamanın faturasını Beşiktaş’ta ödedi. Polis 3 TOMA aracı ile Dolmabahçe caddesindeki halkı sıkıştırınca onlarca kişi yaralandı. İnönü Stadı önünde polis aracı yakıldı, Seba Caddesi cehenneme döndü. Kısaca polis halkı düşman bellemişti dün. durdurdu ne cop Mecburen bütün gece ayık kaldı, anlaması gerek artık: Kızılay ve Bakanlıklar’ı dolduran Ankaralı eylemcilerin dün tek hedefi vardı: Başbakanlık. TBMM, az ötedeydi oysa. Yok, oraya yürümedi onca insan. Gazı yedi, suyu yedi, bana mısın demedi, inadına döndü döndü Başbakanlık’a yöneldi: “Hükümet istifa, hükümet istifa.” Deneyimli birkaç 68’li gördük, o günler kadar kararlı ve gözükaraydılar, ama çoğunluk gençlerdeydi. “Bu genç kuşaktan bir şey olmaz” diyenler utansın... O genizleri yakan gaz kokusu olm asa, yüzlere maske takılmış olmasa, millet hep birlikte güle oynaya şenliğe gidiyor sanacaksın. Öyle bir ortam. Asık suratlı değil kimse, “Tayyip istifa” diye bile bağırırken... Kafesinden kaçan saka gibi pırpır herkes. Köprünün korkuluklarına, elektrik direklerine vurularak çıkarılan gürültü, birilerinin kulakları çınlasın diye... Dağ Başını Duman Almış marşı, epeydir beklenen güneşin ufuktan doğduğunu sezdiriyor. Yerlerde limon kabukları. Alkışlar, ıslıklar, yuhlara karşın hâlâ kabadayılık taslayanın façası fena bozuldu, karizması hiç de ince değil, basbayağı kalınca çizildi. Farkında değil, “Halkına zulmetme” diye akıl veriyordu, oldu bir gün, bir gecede Esed! İzinler iptal rduevinden nazikçe çıkarıldılar O ‘Ayyaşın torunları ayıldı’ MİYASE İLKNUR Eylemcilere evlerden maske, limon ve su verildi. Tencere gürültüleri dünyaya verilen bir mesajdı l YURT HABERLERİ: ÖMER ŞAN, CEMİL CİGERİM, ABİDİN YAĞMUR, CAN HACIOĞLU, ERDOĞAN ERİŞEN. l İZMİR BÜRO: OZAN YAYMAN, EMRE DÖKER, METE KIZIK. l İSTANBUL: ÖZLEM GÜVEMLİ, VEDAT ARIK, KAAN SAĞANAK, FATİH ERDOĞDU, HAZAL OCAK, ERHAN KIZILGÜL, SERCAN MERİÇ CUMHUR ÖNDER ARSLAN. l ANKARA: MAHMUT LICALI, ALİCAN ULUDAĞ, SİNAN TARTANOĞLU, NECATİ SAVAŞ, İKLİM ÖNGEL, MERT TAŞÇILAR. Haber ve fotoğraflar İstanbul dün gece uyumadı tüm Türkiye gibi. Uykusuzluk çekmediler. Çünkü yeterince uyuduklarına inanıyorlardı. Taşıdıkları pankartlarda, attıkları sloganlarda ve tweet’lerde bunu sıklıkla dile getirdiler. “Uyan Türkiye yeterince uyudun”, “Ayyaşın torunları ayıldı”, “Şerefine Tayyip şerefine”, “Alkolü yasakladın sayende Türkiye uyandı” gibisinden onlarca renkli slogan... Olay artık Gezi Parkı’ndaki ağaçları kurtarma davasını aşmıştı. İstanbullu otoriterliğe, hilafet özenticiliğine, despotluğa karşı isyandaydı. Üstelik bu kez muhalefet öylesine birleşmişti ki CHP’lisi, İP’lisi, ÖDP’lisi, TKP’lisi, ESP’li, DİSK’lisi, KESK’lisi, BJK Çarşı Grubu, Genç FB’lisi, GS’lisi, Timsah grubu, Teksas grubu hepsi tek yürek olmuştu. Dört beş koldan yürüyüşe geçildi. Bir grup Gümüşsuyu’ndan, bir grup Osmanbey hattından, büyük bir grup Tünel ve İstiklal Caddesi’nden, bir grup Tarlabaşı’ndan Gezi Parkı’na doğru slogan atarak yürüyordu. Polisin gazı ile bir süreliğine geri çekilen kitlenin yerini yeni gelenler alıyordu. Arkaya çekilen gruplar biraz soluk aldıktan sonra devriye görevini devralıyordu. Evlerden, ofislerden direnişçile l Ajanslar: DHA, AFP, Reuters, AP, AA. re maske, limon ve su şişeleri atılarak lojistik destek sağlanıyordu. Özellikle Cumhuriyet Caddesi üzerindeki Diş Hekimleri Odası, Harbiye Orduevi, Gümüşsuyu Asker Hastanesi, Divan ve Hilton otellerinin personeli direnişçilere hem kapılarını açtı hem de yardımlarını esirgemedi. Zaman zaman askerle polis karşı karşıya kaldı. Gümüşsuyu Asker Hastanesi ile Harbiye Orduevi’nin kapısındaki nöbetçi amirler ile polisler karşılıklı restleşmeler yaşadılar. Harbiye Orduevi atılan gaz fişeklerinden yaralananları içeriye alıp ilk müdahaleyi yaparak ambulans çağırdılar. Bu arada Şişli ve Beşiktaş belediyelerinin ambulans ve sağlık ekipleri de sabaha kadar mesai yaptı. Hilton ve Divan Oteli kapılarını gazdan kaçan direnişçilere ardına kadar açtı. Polis Divan Oteli’ni basmak istedi. Ancak Divan Oteli Müdürü “Burası özel mülkiyet” diyerek polisi içeri sokmadı. Hilton Oteli’ne binlerce gösterici sığındı. Otelin lobisini, kafeteryasını, terasını, koridorlarını dolduran direnişçilere içeride oturanlar su ve çay ikram ettiler. Lobideki yüzlerce kişi alkışlarla Hilton yönetimine ve içerideki müşterilere konukseverliğinden dolayı teşekkürlerini iletti. Maçlarda kıyasıya kavga eden, birbirlerine döner bıçaklarıyla saldıran spor kulüplerinin taraftarları dayanışmanın “Allah”ını sergilediler. Polisler arasında kalan ve saldırıya uğrayan Genç Fenerbahçeliler’in imdadına Galatasaraylılar yetişti. Çarşı Grubu’nun direnişi ise görülmeye değerdi. Gaz maskeleriyle yürüyüşün ön safına yerleşen Çarşı Grubu onca gaza ve tazyikli suya karşın bir adım geri atmadı. Ancak coplu saldırı başlayınca geri çekilip tekrar taarruza geçiyordu. Tophane sakinleri ve esnafı ise bu dayanışmaya gölge düşüren tek gruptu. Taksim’de insanları aralarına alarak ve bir kişiye on kişi kalaslarla saldırarak ne kadar “delikanlı!” olduklarını sergilediler. İstanbul halkı Tophanelileri unutmayacak. Gece yarısından sonra eylemler tüm İstanbul’a dalga dalga yayıldı. Tabii ki sosyal medya aracılığıyla. Halk TV, Ulusal Kanal ve İMC dışındaki televizyonlar üç maymunu oynuyordu. Birdenbire bütün İstanbul’u tencere ve tava sesleri kapladı. Önce Kurtuluş ve Fulya deresinden başlayan tencere ve tava sesleri Ulus, Etiler, Beşiktaş, Cihangir derken Boğaz’ı aşıp Üsküdar, Ataşehir, Bostancı, Moda ve Kartal’a kadar uzandı. Bu metal sesleri “Ayyaşın torunlarının uyandığı”nı ilan ediyordu dünyaya.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle