16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2013 PAZAR 4 HABERLER Cumhurbaşkanı, Taksim direnişinin 5. gününde hükümeti orantısız şiddet için uyardı Gezi Parkı Çocukları Sevgili, Parklar bana hep büyük kentlerin, günah çıkarma, doğadan özür dileme alanları gibi gelir. Yoğun kentleşme başlayınca eskiden doğa ile kucak kucağa yaşayan insan, ondan uzaklaşmasını telafi etmek için kentlerinin orasına, burasına irili ufaklı parklar oturtmuştur. Kentlerin, şaşmaz uygarlık ölçütlerinden biri de parklardır. Dünyanın büyük ünlü kentlerinin, her birinin kendileri kadar ünlü parkları vardır. Orada, doğayla hemhal olup yeşille kucaklaşılır, temiz hava solunur. Büyük kentleri anarken parklarını hatırlamadan edemezsin. Central Park’sız New York, Hyde Park’sız Londra düşünülemez. Paris’in iki ucundaki parklar park olmaktan çıkıp, koru olarak anılırlar, göbekteki Luxembourg Parkı ile Monceaux ve Montsouris parkları da ünlüdür. Uzun yıllar, insanların içine kapanık bir yaşam sürdüğü İstanbul’da ise Avrupa yakasının iki büyük parkı, Gülhane ile Yıldız Parkları eski saray bahçeleridir. HHH Taksim Gezi Parkı, kentin daha yeni merkezinde olduğundan daha çok bilinir. Taksim Gezisi’nin yerinde daha önce, 1806 yılında Halil Paşa tarafından yaptırılmış olan melez biçemli Topçu Kışlası vardı. Cumhuriyet dönemi yöneticileri kentin park eksiğini gidermek üzere çalışmalar yaparlarken, Fransız Henri Prost’un önerisine uyarak, Topçu Kışlası’nın olduğu yerden Maçka’ya kadar uzanan bir park alanı oluşturmaya karar vermişler ve 1940 yılında kışlayı yıktırmışlardır. Kışlanın yerine yapılan Gezi Parkı’nda açık hava çayhanesi gibi halkın gelip nefes alabileceği mekânlar da yapılmış ve 31 Mart vakasından başlayarak, birçok tarihi olaya mekân olmuş olan “Gezi”, kentin birinci meydan parkı haline dönüşmüştü. Kent rantı talanı ekonomisinin bir numaralı kaynağı olan, 21. yüzyılla başlayan AKP iktidarının Taksim Meydanı ile Gezi Parkı’na ilgisiz kalması, buradaki rantı görmezden gelmesi beklenemezdi. HHH Bir zamanlar, kıyısında ağaçların altında “Mutfak” diye hoş bir mekânın tiryakisi olduğum, Gezi Parkı gerçi zaten son yıllarda orasından burasından kemirilmeye başlanmıştı. Ama AKP son ve öldürücü darbeyi indirdi. Bunlara karşılık kentin sakinleri, kentin alanlarına, parklarına kültür binalarına sahip çıkmaya çalıştılar, Topçu Kışlası’nın yeniden ihyası adı altında yeni rant alanları oluşturulmasına karşı koydular. Taksim’deki olayları kışkırtmayla açıklamak isteyen iktidar, Taksim Gezi Parkı’nı korumak için oluşturulmuş sivil toplum kuruluşlarını görmezden geliyor, tıpkı, yeni inşaat kararı hakkında 6. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararını olduğu gibi... Bütün bunlar birikimi artırdı ve Taksim Gezi Parkı savaş alanına dönüştü. İstanbul’un Gezi Parkı Çocukları bana 1906’da yazılmış olan Pal Sokağı Çocukları’nın öyküsünü hatırlatıyor. Evet, 20. yüzyıl başında, kentleşmenin yoğunluğundan, çocuklara nefes alma ve oyun alanının kalmadığı Budapeşte’den Pal Sokağı’nın yoksul çocuklarının, “Kızıl Gömlekliler” denen zengin veletlere karşı “kale”lerini korumaları gibi, İstanbullular da Gezi Parkı’nı belediye’nin dozerlerine, rant iktidarının polisinin biber gazlarına karşı direnerek korumaya çalışıyorlar. Parkın yeşiline göz diken rantiyeler, ummadıkları bir halk direnişiyle karşılaştı. İçlerinden Nemeçek’i elde son kalan toprak parçasını savunurken şehit veren Budapeşte’deki Pal Sokağı çocuklarından 107 yıl sonra İstanbul’da Taksim Gezi Parkı çocukları kentin göbeğinde, rantiye faşizminin talanına karşı, elde kalan son yeşili korumanın savaşını veriyor. Bakalım, analarının ak sütü gibi helal parklarının üzerinde rant ve talan bayrağının dalgalanmasını engelleyebilecekler mi? ‘Polis ölçülü olmalı’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Taksim’de birkaç günden bu yana devam eden ve maalesef dün itibarıyla kaygı verici bir noktaya gelen olayların yatışması için hepimize düşen daha fazla olgunluktur” dedi. Gül, Taksim’de başlayan ve tüm Türkiye’ye yayılan eylemlerle ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamasında, “Demokrasiye, çoğulculuğa ve hukukun üstünlüğüne inanan ve bu yolda daha fazla mesafe katetme azminde olan Türkiye’de, pek çok farklı düşüncenin, bakış açısının olması, önemli konularda u Taksim’de başlayan ve tüm ülkeye yayılan eylemler konusunda dün yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokrasilerde farklı düşüncelerin gerekliliğine vurgu yaparak güvenlik güçlerini ölçülü olmaya çağırdı. Gül bu düşüncelerini hükümete de ilettiğini açıkladı. farklı yorumların, yaklaşımların, görüşlerin ortaya çıkması gayet tabiidir” diyen Gül, şunları kaydetti: “Esas önemli olan medeni bir şekilde tartışabilmektir: Diyaloğa açık olmak, farklı görüşlere kulak verebilmektir. Demokratik bir toplumda, tepkiler istismara mahal vermeyecek şekilde, kurallara uyarak, sağduyu ve sükunet ile verilebilmeli; buna mukabil, yönetenler de farklı düşüncelere ve kaygılara kulak vermek için daha çok çaba sarf etmelidir. Taksim’de birkaç günden bu yana devam eden ve maalesef dün itibarıyla kaygı verici bir noktaya gelen olayların yatışması için hepimize düşen, daha fazla olgunluktur. Güvenlik güçlerimiz, görevlerini yerine getirirken her zamankinden daha fazla ihtimam göstermeli, müdahalele rinde ölçülü olmaya dikkat etmeli, üzücü görüntülerin ortaya çıkmasına izin vermemelidir.” Cumhurbaşkanı Gül, tüm bu görüşlerini hükümetle de paylaştığını belirtirken “Bu (dün) sabah başta Sayın Başbakan olmak üzere ilgili hükümet ve devlet yetkilileri ile görüşerek bu hususları kendileriyle de paylaştım. Sükunetin sağlanması ve konunun yeniden bizlere yakışır bir şekilde tartışılarak neticelendirilmesi için herkesin üzerine düşeni ivedilikle yapacağına inanıyorum” diye ekledi. ‘Hükümetle paylaştım’ Erdoğan’a istifa çağrısı İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın istifasını isteyerek “Adam gibi adamsan, demokrasiden nasibini aldıysan istifa et. Demokrasilerde istifa edilir” dedi. Kılıçdaroğlu, dün partisinin Kadıköy’deki mitingi için Ankara’dan İstanbul’a gelişinde Atatürk Havalimanı’nın VIP salonunda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Partisinin Kadıköy mitinginin bir ay önce alınan kararla planlandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, Taksim’deki gelişmeler üzerine mitingi iptal ettiklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, “İstanbul kaynaklı, bütün Türkiye’ye etap etap yayılan bir halk direnişi var, halk hareketi var. Arkadaşlarımızla değerlendirdik, mitingi iptal ettik. Arkadaşlarımız ve bütün milletvekillerimiz Taksim’de olacaklar” dedi. Erdoğan’ın “Birisinin burnu kanarsa sorumlusu CHP olacaktır” şeklindeki sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Neye dayanarak bunu söylüyor? Polisine güvenerek mi söylüyor? TOMA’lara güvenerek mi bunu söylüyor? Devletin görevi, eylem yapan yurttaşın hakkını korumaktır. Hâlâ CHP’yi suçlayarak kendisini kurtaracağını sanıyor. Sen bu ülkenin başına bela oldun Recep Tayyip Erdoğan. Bu milletin yakasından düşme zamanı geldi artık. Adam gibi adamsan, demokrasiden nasibini aldıysan istifa et. Demokrasilerde istifa edilir. Ağacına sahip çıkanın üzerine biber gazıyla mı gidilir? Polisle mi gidilir, panzerle mi gidilir?” diye konuştu. İstanbul’a hareketinden önce gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, medyanın sansürüne de tepki göstererek “1940’ların Almanyası’nı 2013’ün Türkiyesi’nde yaşamak istemiyoruz” dedi. Tüm ülkede yüzbinlerce kişinin direnişi nedeniyle geriadım atmak zorunda kalan Tayyip Erdoğan polisin aşırı güç kullandığını itiraf etti. (Fotoğraf: AA) Kılıçdaroğlu: Ağacına sahip çıkanın üzerine biber gazıyla mı gidilir? Erdoğan’ın en zor günleri İstanbul Haber Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, binlerce kişinin ayağa kalktığı direniş sonunda geri adım atmak zorunda kaldı. Erdoğan, polisin biber gazı kullanımında aşırıya kaçtığını “Burada bir yanlış var eyvallah” sözleriyle itiraf etti. Taksim’deki direnişi “ideolojik” diye niteleyen Erdoğan, CHP’yi illegal örgütlerin peşine takılmakla, medyayı da kışkırtıcılık yapmakla suçladı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Beşiktaş’tan itibaren gelirken doğabilecek her türlü yanlışın faturası senindir” diyerek olayların faturasını CHP liderine çıkarmaya çalıştı. Erdoğan, dün Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Cevahir Grand Otel’de düzenlenen 20. Olağan Genel Kurulu’nda ve İlim Yayma Cemiyeti’nin YTÜ Davutpaşa Kampusu’ndaki genel uruluunda konuşma yaptı. Eylemlerin sona erdirilmesini isteyen Erdoğan “Taksim’de esnafa, yayalara, ziyaretçilere daha fazla zarar verilmemesini eylemcilerden rica ediyorum” dedi. Erdoğan sosyal medyada yalan haberlerle Taksim’in provokasyonun merkezi haline getirildiğini söyledi. Güvenlik güçlerinin yoğun olarak biber gazı kullanmalarına ilişkin Erdoğan’dan şu itiraf geldi: “Güvenlik güçlerimizin özellikle biber gazı kullanımındaki yanlışları şu anda bakanlık tarafından zaten incelenmektedir, araştırılmaktadır. Burada bir yanlış var eyvallah. Nitekim burada da böyle bir aşırılık söz konusudur. Onun için de gerek İçişleri Bakanıma gerek İstanbul Valime bu konuyla ilgili talimatları verdim, bütün görüntüler incelenmek suretiyle atılması gereken adımlar, alınması gereken kararlar alınacaktır” diye konuştu. Taksim’de yayalaştırma çalışması yaptıklarını savunan Erdoğan şu açıklamayı yaptı: “Topçu Kışlası yapıldığı zaman bunun giriş katı, altı ister AVM yapılabilir veyahut da bir şehir müzesi yapılabilir. Ama burada henüz kesin atılmış bir adım yok.” Erdoğan, muhalefeti eleştirirken “Ana muhalefetin genel başkanı çıkıyor, diyor ki: ‘Hükümet istifa, başbakan istifa, polisini çek.’ Polis orada dün de vardı, bugün de olacak, yarın da olacak. Niye? Çünkü Taksim Meydanı aşırı uçların cirit attığı bir yer olamaz” dedi. CHP’ye de seslenen Başbakan “Olay miting yapmaksa, burada toplumsal hareketse ben kalkarım onun 20 topladığı yerde 200 bin toplarım, onun 100 bin topladığı yerde partim olarak 1 milyon insan toplarım. Bizim böyle bir sıkıntımız yok. Ama işi buraya getirmesinler” dedi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Beşiktaş’tan itibaren gelirken doğabilecek her türlü yanlışın faturası senindir” diye seslenerek olayların faturasını CHP liderine çıkarmaya çalıştı. Erdoğan “Çoğunluğun azınlığa dayatmalar yapması, baskı kurması, azınlığı ezmesi, onların tercihlerine kulak tıkaması diye bir şeyi biz bugüne kadar kabul etmedik, bundan sonra da kabul etmeyiz” diye konuştu. Erdoğan “Eğer ağaç istiyorsanız biz size ağaç verelim, elimizde ağaç çok bol. Ancak illa ‘Topçu Kışları buraya olmaz’ diyorsanız kusura bakmayın, olacak” dedi. Direnişin 5. gününde Taksim ve çevresinde polise direnen eylemciler saatlerce yoğun biber gazına ve tazyikli suya maruz kaldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, Taksim olaylarından dersini almış: Artık halkı bilgilendireceğiz! İstanbul Haber Servisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Taksim’de yaşanan olayları değerlendirirken “Önce halkı bilgilendirmek gerektiği daha iyi anlaşıldı. Bundan sonra daha ciddi bir bilgilendirme çalışması içinde olacağız” dedi. Katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlarken olayların dünyaya yansıtılışının 2020 olimpiyat hedefini vurabileceğini belirterek “Bu görüntüleri dünyaya nasıl anlatırız” dedi. Olayın eksik bilgilendirmeden kaynaklandığını savunan Topbaş, “Bizim orada sadece 5 ağacı taşıma işlemimiz var. Burada sadece 150 metrekarelik bir alan ve yaya yolunu biraz genişletme işi yapılacak. Oraya gelenlere sorsanız AVM ve Topçu Kışlası’na karşı olduklarını söyleyecekler. Oysa şu anda öyle bir çalışma yok. Bu çalışma ile ilgili kuruldan onay almışız. Meclis’te tüm partiler buna onay vermişler” dedi. “Vatandaş bize bir şeyler hatırlattı” diyen Topbaş, “Taksim Meydanı’nda proje daha çok netleşirse, buraya yapılacak sanat galerileri ve müzelerin yer alacağı projenin daha geniş bir şekilde duyurulması ve vatandaşın duyarlılığın alınması gerektiğini gördüm. Önce halkı bilgilendirmek gerektiği daha iyi anlaşıldı. Bundan sonra daha ciddi bir bilgilendirme çalışması içinde olacağız. Proje gerçekleşirse içinde belki kafesi olan, bunun yanında kültür merkezi, müze ve sanat alanlarının olacağı bir bina yapılacaktır. Ancak kesinlikle rant alanı olmasına müsade edilmeyecektir” ifadelerini kullandı. Aşırıya kaçtılar DİRENİŞÇİLERİ KUTLARIM AMA... Demirtaş’tan bir garip açıklama DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kayapınar Kültür Merkezi’nde Taksim’de yaşanan olaylarla ilgili açıklamalarda bulundu. Taksim’deki olayların baskıcı politikalara yönelik tepki olduğunu söyleyen Demirtaş, direnişe katkı sunan herkesi kutladığını ve ortaya çıkan görüntülerin sürecin genel karakterine aykırı olduğunu belirtti. Demirtaş, aşırı güç kullanan güvenlik güçleri hakkında soruşturma başlatılması gerektiğine değinerek, “Başbakan’ın çıkıp olgun bir şekilde özür dilemesi lazım” dedi. Bir gazetecinin, “Gezi Parkı’ndaki olayları, sürece vurulmak istenen bir darbe olarak görüyor musunuz?” yönündeki sorusuna Demirtaş, “Ulusalcı, ırkçı, milliyetçi kesimler, ‘Kürt sorunu ile ilgili başlayan müzakere sürecini nereden baltalayabiliriz?’ diye arayış içindeler” yanıtını verdi. CHP’ye eleştiri okları DARBEYE ZEMİN HAZIRLANIYORMUŞ ERDOĞAN’I KIZDIRACAK AÇIKLAMALAR AKP’liler eylemleri çarpıtma yarışında İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Taksim Gezi Parkı’nı korumaya çalışan göstericilere polisin şiddetini görmezden gelirken gösterileri “darbeye zemin hazırlama” olarak niteledi. Balçova’da partisinin düzenlediği toplantıda konuşan Şahin, “Acaba biz buradan darbeye zemin hazırlayıp kaos çıkarabilir miyiz, amaç bu. Bunların başka türlü iktidar olma umudu yok. Sadece darbe ve darbecilerden olur. Böyle umut çıkar mı? Amaç oradaki 13 ağaç değil” dedi. Aynı toplantıda konuşan Şamil Tayyar ise sosyal medyayı eleştirerek “Darbe zemini oluşturmaya yönelik eylemdi, bir provaydı... Ayık kafayla seçim sandığını bulamayanlar, sarhoş kafayla sokaklarda darbe üretmeye çalışıyorlar” ifadelerini kullandı. Arınç: Keşke bu noktaya gelmeseydi BURSA (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taksim Gezi Parkı’nda ağaçların kesilerek yerine AVM yapılmak istenmesine karşı gerçekleştirilen gösterilerde polisin aşırı şiddetini “Keşke çevreye duyarlılık, insanların hayatına ve sağlığına zarar verebilecek bir noktaya gelmeseydi” sözleriyle değerlendirdi. AKP Bursa İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyen Arınç, mahkemenin Topçu Kışlası projesini iptal etmesini “isabetli bir karar” olarak değerlendirdi. Arınç, gösteriler sırasında zarar görenlerin çevreye duyarlı insanlar olduğunu belirtti. Projenin halka iyi anlatılamadığını belirten Başbakan Yardımcısı Arınç, belediye ve Kültür Bakanlığı’nın halkın duyarlılığını paylaşması ve yaşananlardan dolayı özür dilemesi gerektiğini belirtti. Azınlığın dayatması
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle