28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2013 PAZAR 16 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr Taksim direnişi dünya medyasında Türkiye medyası, protestolara ve saldırılara büyük ölçüde gözünü kaparken Gezi Parkı direnişinin Erdoğan’ın otoriterleşen rejimine ve Suriye politikasına tepkiye dönüştüğüne dikkat çeken uluslararası basın, AKP’nin şimdiye kadarki en büyük direnişle karşı karşıya olduğunu yazdı. Dış Haberler Servisi İstanbul’u ve Türkiye’nin başka şehirlerini sallayan protestolarla, polisin göstericilere sert müdahalesine Türkiye’de birkaç televizyon dışında hiçbir kanalın yer vermemesi dikkat çekerken dünya basını olayları “Polis, barışçı göstericilere tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla saldırdı” yorumlarıyla duyurdu. Halkın protestoları ve polis saldırısı İngiliz yayın kuruluşu BBC, Guardian, Independent gazeteleri; Amerikan gazete ve televizyonları New York Times, CNN, Washington Post; Katar televizyonu El Cezire; İsrail gazeteleri Jerusalem Post, Haaretz; İran kanalı Press TV, El Arabiya dahil belli başlı yayın kuruluşlarıyla AP, Reuters ve AFP gibi haber ajansları tarafından, biber gazına maruz kalan göstericilerin fotoğraflarıyla birlikte ilk sırada verildi. Taksim’in Mısır’ın Tahrir Meydanı’yla karşılaştırıldığı haberlerde, Erdoğan rejiminin gittikçe otoriterleştiği vurgusu ile Türkiye medyasının olaylara yer vermemesine duyulan öfke dikkat çekti. Amerikan New York Times gazetesi konuyla ilgili haberinde “polisin barışçı göstericilere tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz Ağaçlardan Fazlası… Taksim’den Tahrir çıkar mı tartışması yapılıyor ya... Taksim’den Tahrir çıkmaz ama bir “Khimki” çıkar/çıkabilir... “Khimki de nedir?” diyeceksiniz... Khimki, Moskova’da 10 bin dönümlük görkemli bir doğa alanı... Rusların o yaprakları bol, ince uzun “milli ağaçları” olan huş ormanları; meşeler, tilkiler, geyikler, yaban domuzları ve soyu tükenmeye yüz tutan bitkiler, böcekler var içinde. İstanbul gibi yoğun yapılaşma ve trafikten nefes alınmayan bir metropolde yaşayan Moskova halkı için Khimki, muhteşem bir yaşam damarı demek. 56 yıl önce Khimki ormanının civarında yaşayan Evgenia Chirikova adında iki çocuk annesi bir kadın, çocuklarıyla ormanda yürürken, bazı ağaçların yıkım için işaretlendiğini görüyor... Chirikova’nın rastlantısal olarak dikkatini çeken olayın altından, Moskova halkından sır gibi saklanan bir “otoyol projesi” çıkıyor. Ülkeyi dönüşümlü olarak yöneten PutinMedvedev ikilisi, dev bir Fransız inşaat şirketi olan Vinci firması ile anlaşarak Khimki’nin ağaçlarını kesip buradan St. Petersburg’a bir otoyol geçirmek istiyorlar... İktidarın Khimki ormanlarını rant projesi için yağmalamak üzere olduğunun anlaşılması, Moskova halkının “kontağını attırıyor”! Ve birdenbire sivil toplumda hiç o güne dek görülmemiş bir hareketlilik başlıyor. Rusya’ya en son 2008’de tam bu hareketin eşiğinde gitmiştim. Konuştuğum Rusların hepsi, siyasetin üzerine hiçbir zaman olmadığı kadar bariz biçimde bir ölü toprağı serpildiğini söylüyordu. Putin, “halkla” zımni bir anlaşma yapmıştı: Köşe dönmecilik önündeki engellerin kaldırılması karşılığında onlardan “suskunluk” ve körü körüne “itaat” bekliyordu. Rus orta sınıfı mümkün mertebe zenginleşecek ama bunun karşılığında “siyasi haklar”/“özgürlükler” gibi sakıncalı talepler peşinde koşmayacaktı. Khimki, tam bizde “Gezi” örneğinde olduğu gibi Rus halkı ile yapılan bu zımni mutabakatı sürpriz biçimde bozdu. Standart bir “çevrecilik mücadelesi”, böylece aynı zamanda büyük bir “insan hakları”, “siyasi haklar” ve “yolsuzluk/ kanunsuzluk mücadelesine” dönüştü. Olay akabinde hızla Rus sivil toplumunun bayrağı haline geldi. İster sol ve ister sağ olsun, Moskova sakinlerinin hepsi tarafından tutkuyla sevilen, yaşanılan ve paylaşılan bir büyük kent alanının yurttaşı hiçe sayarak ele geçirilmek istenmesi, bambaşka hayatlardan gelen insanları etkemik gibi birleştirdi. Komünistlerden liberallere, hatta o ana dek apolitik olan insanlara uzanan bir yelpazede Ruslar, Khimki’yi vermemek gibi olabildiğince somut bir gayede birleşti. Putin Rusyası’nda bu, o ana dek görülmemiş bir siyasiinsan hakları uyanışını tetikledi. Khimki’yi geri almak için Ruslar hızla yollara döküldü ve yıkılması asla düşünülemeyecek bir “korku duvarı” yıkıldı. Ormanın akıbetini... sorarsanız. Mücadele daha sonuçlanmış değil. Tam geçen yılki seçimlere giderken gösterilerin büyümekte olduğunu gören eski Devlet Başkanı Medvedev, 2010 yılında otoyol projesini askıya aldı. İktidar üzerinden kesin sonuç alamayacaklarını gören Khimki aktivistleri, bunun üzerine mücadelelerini “web”de sürdürdü ve internette yalnız hükümeti değil, projeyi üstlenen inşaat şirketini de hedefe oturttu. Otoyola talip olan Vinci firmasının projeden vazgeçmesi için bir imza kampanyası açtılar. “Change.org” gibi tanınmış uluslararası eylem sitelerinde, davalarına Rus sınırları ötesinde destek almak için ayrıntılı bilgilendirme forumları kurdular. Hareketin lideri konumuna yükselen simge isim Evgenia bu arada boş durmadı. Fransız şirketi caydırabilmek için Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile bile randevu alıp görüştü. Aktivistler bununla kalmadı. AB Komisyonu’nu ve (Fransız şirketinin imzacısı olduğu) BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni, yol yapımında ısrarcı davranan Vinci şirketini durdurması için devreye soktu. Hareketle güçlenen siyasi bilinçlenme, Khimki ormanlarının ötesinde yaygın bir farkındalık yarattı. Orman davası adına bir araya gelen kesimler, aynı dava ivmesiyle giderek Putin’in 3. başkanlık seçimine de muhalefet etti. Geçen yıl Putin’e karşı yapılan büyük gösteri ve yürüyüşlerin hepsinde, Khimki’nin fitillediği ilk kıvılcımın ateşi vardı. Putin’in çarlığı, sonuçta heyhatengellenemedi. Ama karizması yara aldı. Dünya, Putin’e karşı artık güçlü bir muhalefet olduğunun farkında. Tıpkı “Gezi” sonrası, Erdoğan’a ele, dişe gelir bir muhalefet olduğunun farkına varmış olduğu gibi... Dünya medyasının son iki gündür ilgilendiği en can alıcı konu da bu zaten. ‘İstanbul’un ‘Tahrir’i Taksim’ la saldırdığını” bildirdi. Gazete, turistlerin, protestocuların ve sivillerin dükkânlara, lüks otellere kaçıştığını, polis saldırılarının şehri turist mevsiminde savaş alanına çevirdiğini yazdı. Kahire’nin Tahrir Meydanı’nın eşiti Taksim Meydanı’nda parkla ilgili planları protestoya polis müdahalesinin benzer müdahalelerin sonuncusu olduğu belirtilen haberde, park için başlayan eylemlerin Başbakan Tayyip Erdoğan’la hükümetinin despot taktiklerine karşı öfkeye dönüştüğü kaydedildi. Haberde, kentsel dönüşüm planlarıy la, Ankara’nın Suriye’deki isyancılara verdiği desteğin tepki çektiği de vurgulandı. İngiliz yayın kuruluşu BBC de park için başlayan protestonun kısa sürede hükümet ve iktidardaki AKP’ye yönelik tepkiye dönüştüğü ve ülkenin son yıllardaki en büyük halk isyanı ile polis şiddetine sahne olduğu vurgulandı. BBC, halkın olaylara yer vermeyen medyaya da ateş püskürdüğünü duyurdu. Köprüden 40 bin kişinin geçtiğini söyleyen bir eylemci, helikopterlerden de biber gazı atıldığını anlatırken BBC muhabiri, polis için Antalya’dan bile takviye güç gönderildiğini söyledi. Suriye: Erdoğan istifa etsin Haber Merkezi Suriye Enformasyon Bakanı Umran El Zubi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı kendi halkını terörize etmekle suçladı ve Başbakan’ı istifaya çağırdı. Zubi devlet televizyonuna verdiği açıklamada, “Türk halkının istekleri, uygulanan şiddetin gerekçesi olamaz ve eğer Erdoğan şiddet içermeyen metotlar kullanmakta acizse görevini bırakmalı” dedi. Bakan sözlerine “Erdoğan ülkesini şiddetle yönetiyor, Türk halkının sahip olduğu medeniyeti ve başarılarını yok ediyor” şeklinde devam etti. CHOMSKY: Utanç verici anlar Dış Haberler Servisi ABD’li dünyacı ünlü aktivist ve dilbilimci Noam Chomsky, “Gezi Parkı Nöbeti”ne destek verdiğini duyurdu. Chomsky yaptığı açıklamada, “Son günlerde gelen haberler Türk tarihinin, geçmişte kaldığı zannedilen en utanç verici anlarını anımsatıyor” değerlendirmesi yapıldı. Taksim Gezi Parkı’nda yapılması planlanan projeye karşı çıkan İstanbullulara bir destek de Twitter’ın kurucusu ve CEO’su Jack Dorsey’den geldi. Gezi Direnişi’ne katılanlarla dayanışma için Türkiye’nin çeşitli kentleriyle bütün dünyada eylemler düzenlendi. Binlerce kişinin Boğaz Köprüsü’nden geçmeye çalıştığını yazan İngiliz The Guardian gazetesi, gittikçe otoriterleştiği düşünülen Erdoğan’a, hükümetin Suriye politikasına, alkol yasağına ve açık alanda öpüşmeyle ilgili tartışmaya yönelik protestoya dönen Gezi Parkı eylemlerinin sağcısolcu, gençyaşlı herkesi bir arkaya getirdiğine dikkat çekti. 1000 kişinin yaralandığından ve 6 kişinin gaz yüzünden gözlerini kaybettiğinden söz eden gazete “Bu gösteriler Türkiye için alışılmadık; çünkü genç yaşlı, sağcı solcu, Kürtçü, Türkçü herkesi bir araya getirdi” denildi. Gazetedeki bir yorumda, Ankara, İzmir, Bodrum ve başka pek çok kentteki gösterilerin, Erdoğan’ın gittikçe otoriterleşen yönetimine tepki olduğu belirtilirken, ana akım medyanın İstanbul merkezli olaylara yer vermemesinin, Erdoğan’ın medyaya sansürü olarak görüldüğü aktarıldı. Amatör bir video kaydında bazı askerlerin polise yardım etmeyi reddettiğinin görüldüğü, göstericilere gaz maskeleri dağıttığı da haberde yer aldı. Rus Devlet Televizyonu, “Türkiye’de ayaklanmalar, barikatlar, sokak savaşları yaşanıyor” ifadesini kullandı. Protestocuların “Faşizme karşı birlik” sloganı attıklarını kaydeden El Cezire, park için başlayan gösterilerin Erdoğan ile İslami kökenli AKP ve gittikçe otoriterleşen rejime karşı eyleme dönüştüğünü bildirdi. Halkın Suriye politikasından duyduğu hoşnutsuzluğa, alkol yasaklarına da dikkat çekildi. ürt’ü Türk’ü birleşti’ ‘K ‘Somut hedefin’ gücü ANA: Suriye politikası da olayları etkiledi Suriye’nin resmi ajansı SANA da eylemleri Suriye politikası dahil genel bir hoşnutsuzluğun yansıması olarak değerlendirdi. “Hükümet istifa” sloganlarının atıldığı kaydedilen haberde, AKP’nin 2002’den beri ilk kez bu kadar büyük bir protesto ile karşı karşıya kaldığı vurgulandı. S ‘Sokak savaşları yaşanıyor’ Twitter kurucusundan destek ‘Korku duvarı’ yıkıldı T.C. SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO : 2012/193 Esas DAVALILAR : 1 HATİCE KAHRAMAN Ali kızı 1939 d’lu 2MAHMUT DURSUN Tahir oğlu 1930 d’lu 3CEMİL ÖZÜSOLMAZ Ahmet oğlu 1935 d’lu Davacı tarafından aleyhinize açılan Tapu İptali Ve Tescil davası gereğince; Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. “HMK’nun 139. maddesi uyarınca, 04/07/2013 günü saat 09:10’da Ön İnceleme Duruşması için mahkememizde hazır bulunmanız, HMK 150 maddesi gereğince, belirlenen gün ve saatte geçerli bir mazeretiniz olmaksızın duruşmaya gelmediğiniz takdirde, gelen tarafça davanın takip edilmemesi halinde veya her iki tarafın da gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılacağı, Ayrıca sulh için gerekli hazırlıkları yapmanız ve varsa sulha ilişkin proje ve belgeleri hazırlayıp sunmanız, duruşmaya geçerli bir mazeret olmaksızın gelmediğiniz ve yalnızca karşı tarafın gelip de yargılamaya devam etmesi halinde yokluğunuzda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğiniz ve yine duruşmaya gelen tarafça yokluğunuzda iddia ve savunmasını muvafakatınız olmaksızın genişletip değiştirebileceği, HMK yönetmeliğinin 41. md. 2. bendi gereğince, ön inceleme duruşmasında tahkikata geçerek karar verilebileceği, ön inceleme duruşması ile tahkikat duruşmasının birlikte yapılması halinde yargılama aşamalarının tutanakta ayrı ayrı belirtileceği hususu” duruşma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 17/05/2013 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 33390) ABD ve AB, POLİS ŞİDDeTİNe TePKİ GÖSTeRDİ Washington, müttefiki Ankara’nın kulağını çekti Dış Haberler Servisi Türkiye’yi ayağa kaldıran polis şiddetine ABD ve AB cephesinden de sert tepki geldi. Washington’dan önceki gece gelen açıklamada, polisin göstericilere yönelik müdahalesi sonucu yaralananların durumlarından kaygılı olduğu belirtilirken ifade özgürlüğüne vurgu yapıldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Taksim Gezi Parkı’ndaki olaylarla ilgili, “Polisin protestocuları dağıtması sırasında yaralananların sayısına dair kaygılıyız. Türkiye’nin uzun vadeli istikrarı, güvenliği ve refahını en iyi garanti altına almanın yolu, ifade, toplanma ve dernek kurma gibi temel özgürlüklerin onaylanmasından geçiyor. Öyle görülüyor ki bu bireyler de (eylemciler) bunu yapıyordu” ifadesini kullandı. Basın toplantısında protestolara ilişkin soruları da yanıtlayan Psaki, özgürlüklerin sağlıklı demokrasiler için kritik önemde olduğunu kaydetti. Psaki, bu aşamada Uluslararası Af Örgütü’nün konuyla ilgili raporlarının olduğuna işaret ederek kendilerinin de halen olaylarla ilgili bilgi edinmeyi sürdürdüklerini söyledi. “Bölgedeki Amerikalıların güvenliklerine dair kaygılarının olup olmadığına” dair soru üzerine Psaki, “Tabii ki bunu gözlüyoruz. Biliyorsunuz, kaygılarımız olduğu durumlarda ihtiyaca göre düzenli güncellemeler (seyahat uyarıları) yapıyoruz. Şu aşamada bu olmadı ve hâlâ bu olaylarla ilgili ayrıntılara bakıyoruz” ifadesini kullandı. Psaki, “Türk yetkililere ya da İstanbul’daki protestoculara herhangi bir tavsiyeniz var mı?” yönündeki soruyu ise “Alanda olan gelişmelere dair hâlâ detaylar topluyor olduğumuzu göz önüne alırsanız, bunu yapmam benim açımdan zor. Elbette evrensel olarak barışçıl protestoları destekliyoruz, bu olayda da olduğu gibi. Ancak önümüzdeki birkaç gün içerisinde belki söyleyecek daha çok şeyimiz olur” diye yanıtladı. AFP ajansı Washington’dan gelen tepkiye ilişkin “ABD, müttefiki Türkiye’ye nadir görülen bir çıkışta bulundu” yorumunu yaptı. ‘Change.org’ kampanyası T.C. MERSİN 8. İCRA DAİRESİ TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2012/281 TLMT. Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50’sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50’sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV’nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 27/05/2013 1. İhale Tarihi: 24/06/2013 günü, saat 11:00 11:05 arası. 2. İhale Tarihi: 09/07/2013 günü, saat 11:00 11:05 arası. İhale Yeri: ÇELİK OTA PARK5001 SOK. NO:13 NUSRATİYE MAH. MERSİN No: 1 Takdir Edilen Değeri TL.: 48.000,00 Adedi: 1 KDV: %18 Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri): 33 E 0267 Plakalı, 2009 Model , KIA Marka , D4EA8H392064 Motor No’lu , U6YJESS189L057702 Şasi No’lu, GRİ GÜMÜŞ RENKLİ KIA MARKA SPORTEGE DSL 2000 CC SEDAN MARKA İÇ DÖŞEMELERİ SİYAH DERİ KAPLAMA, MECAUX MARKA DVA 9880 RADYO VE KAMERA GÖRÜNTÜLÜ EKRANI, KRİKO VE İSTEPNESİ MEVCUT, ÖN KOLTUK BAŞLIK ARKASINDA 2 ADET ÇALIŞIR VAZİYETTE NECSOK TV EKRANI, SAĞLAM VAZİYETTE ARACIN MUHTELİF YERLERİNDE ÇİZİKLER, ORJİNAL ÇELİK CANT OLUP ARACIN RUHSATI MEVCUTTUR. Açıklamalı Araç * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 63’e karşılık gelmektedir. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 33357) ürkiye’ye Avrupa’da yer var mı? Avrupa Komisyonu’nun açıklamasında, Türk güvenlik güçlerinin aşırı ve orantısız güç kullanımını kınadıkları bildirildi. ABHaber’e göre komisyonun açıklamasında, İstanbul’da yaşanan olaylardan endişe duyulduğu kaydedilerek “AB olarak ifade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü dahil olmak üzere temel hakların önemini hatırlatmak istiyoruz. Herhangi bir sınırlama AİHS ve AİHM içtihatları ile tanımlanan sınırlar içinde olmalıdır” denildi TürkiyeAB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Avrupa Parlamentosu Liberal Grup üyesi Andrew Duff, olaylarla ilgili olarak, “Türkiye’ye Avrupa’da yer var mı?” diye sordu. Duff, Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso’dan açıklama istedi. T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle