16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 HAZİRAN 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 13 Köprünün ‘ilk’leri l Üçüncü köprünün diğerlerinden farkı gidiş geliş 8 şeritli, raylı sistemli, 1.408 metre ile diğerlerinden üçte bir oranında daha uzun. 320 metrelik kule yüksekliği diğerlerinin iki katı. l Kule yüksekliği ve raylı geçişin de tek platformda çözülmesi ve genişlik bakımından dünyada da bir ilk oluşturuyor. l Diğer iki köprü Devlet Karayolları tarafından yapılmıştı. Bu, özel sektör eliyle yapılan ilk Boğaz Köprüsü olacak. Otoyol üzerinde toplam 19 kavşak, 65 viyadük, 4 tünel, 3 açkapa tünel ve bir ekolojik köprü var. l 2.3 milyar dolarlık finansman kredisini de Akbank, Garanti, Halkbank, İş, Vakıfbank, Yapı Kredi ve Ziraat olmak üzere tamamı 7 Türk bankası sağladı. l Toplam 116 kilometrelik otoyol ve yan yol ağına bağlanacak köprünün ayaklarının altında yürüyüş yolları, otoparklar ve seyir alanları olacak. u Boğaz Köprüsü ile Kuzey Marmara Otoyolu’nun 165 kilometrelik bölümünü gerçekleştirecek IC İÇTAŞ ve Astaldi Konsorsiyumu adına konuşan IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, köprüye Yavuz Sultan Selim adının konduğunu herkesle beraber temel atılırken duyduğunu söyledi. Çeçen, “Bana kalsa kendi adımı verirdim” dedi. Ekonomi Servisi Temeli 29 Mayıs’ta atılan 3. Boğaz Köprüsü’nün “Yavuz Sultan Selim” diye adlandırılması üzerine doğan tepkiler hakkında görüşü sorulan IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, kendisinin de bunu herkesle beraber tören sırasında öğrendiğini söyledi. Çeçen soruyu, “Haberim olsa kendi adımı koyardım” diye cevaplamayı tercih etti. Kuzey Marmara Otoyolu (KMO) ve 3. Boğaz Köprüsü’nü “Yap, işlet, devret” modeliyle gerçekleştirecek IC İÇTAŞAstaldi Konsorsiyumu adına Garipçe şantiyesinde bir basın toplantısı düzenleyen Çeçen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın köprünün “quicklyquickly” zamanından önce tamamlanması ile ilgili istemini yerine getirmek için “ellerinden gelen gayreti göstereceklerini” söyledi ama zaman vermekten kaçındı. Anlaşıldığı kadarı ile teslim süresinin hızlanabilmesi kulelerin tamamlanmasına bağlı olacak. Kule Önceden haberim olsa kendi adımı koyardım lerde kayar kalıp sistemleri kullanılıyor. Bu durumda sisteme yapı elemanı sağlayan firmalar ne kadar hızlanabilirlerse teslim süresi de o kadar öne alınabilecek. Çeçen ve kurmayları, köprü ve çevre yollarının doğaya en az zarar verecek şekilde tasarlandığını belirttiler. Buna karşılık, Kuzey Marmara Otoyolu ve köprü nedeniyle İstanbul’un kuzeyinde ortaya çıkacak nüfus yoğunlaşmasının “kendi projelerinin alanı dışında” kaldığını söylediler. Ağaç kesmeden olmaz toyoldaki kavşak ve tüneller Kuzey Marmara Otoyolu’nun proje içinde kalan bölümü dört kısımdan oluşuyor. Avrupa yakasında İstoç’tan gişelerin yer alacağı Odayeri’ne kadar olan 32 kilometrelik bölümde yaklaşık toplam uzunluğu 5.2 km’yi bulan 13 viyadük geçişi var. Toplam 8 kavşağın 6’sı İstoç’tan sonraki yerleşim alanlarında, ki yolun yarısı böyle, ikisi ise bölümün so O 3. Boğaz Köprüsü için iki milyon civarında ağacın kesileceği ifade edilirken İbrahim Çeçen bu konu ile ilgili olarak da “Ağaç kesmeden bu iş olmaz” diyerek ağaç katliamının haberini vermiş oldu. Toplantıda verilen bilgilere göre projelendirme öncesinde uzman biyologlar ön proje güzergâhındaki habitat yapısını 8 ay boyunca incelediler. Bu çerçevede bazı güzergâh değişiklikleri yapıldı. Otoyolun OdayeriGaripçe arasındaki bölümü Belgrad Ormanı’nın kuzeyini yalayarak geçirildi. l Yaban hayatı koruma sahasında yaşayan hayvanların hareketinin sınırlandırılmaması için tüm vadiler viyadükle geçildi. Belgrad ormanı geçişinde bir ekolojik köprü yapıldı. l Riva bölgesinde göçmen kuşların dinlenme alanı bulunuyor. Burada güzergâh İbrahim Çeçen, 3. köprünün inşaat alanını gazetecilere tanıttı. güneye kaydırıldı. nunda, Odayeri’nden önceki yerle Anadolu yakasında prol Vakıf Taşdelen memba suları bölgesinde olan güzergâh da değiştirilerek su şimlerde bulunuyor. Ormanlık alan jenin 3. ve 4. kesimi yer alıhavzaları kollandı. da kavşak yok. yor. Çamlık (Çekmeköy tal 8 aylık ekolojik inceleme, şu an Odayeri’ndeki kavşaktan Garip rafı) ve Paşaköy’den gelen dan sonra da devam ettirilecek. Buçe’deki köprü ayaklarına kadar olan iki kol Reşadiye’de birleşina göre gereken değişiklikler yayaklaşık 30 km’lik ikinci kesimde, yor. Sonra Hüseyinli ve Riva pılacak. sadece bir kavşak yer alıyor. Aşa üzerinden Poyrazköy’e bağlal Ağaç kesilmeden yol yağı yukarı tamamı ormanlık alanlar nıyor. Reşadiye’ye kadar olan ve pılamaz. Ama en azıüzerinden geçen bu bölüm, toplamı çoğu bugün için yerleşime açılmış nı keseceğiz, kestiği9.5 km’yi bulan 22 viyadük ve bir bölgede 7, sonraki bölümde ise bimizden fazlasını aç kapa tünelle geçiliyor. Ormanlık ri Hüseyinli’de biri Riva’da olmak dikeceğiz. bölümde bir ekolojik köprü de var. üzere iki kavşak var. Ç evre Bakanlığı 1.5 milyon TL, Orman Bakanlığı 304 bin TL, TRT 500 bin TL, AA 270 bin dolar lisans ücreti ödedi. Her kurumun farklı lisans ücretleri ödemesi de akılları karıştırıyor. Kamu kurumlarında Microsoft inadı dolar ödedi AA 270 bin u Ücretsiz işletim sistemi ve ofis yazılımı yerine kamu kurum ve kuruluşları ücretli yazılımlara her yıl milyonlarca TL tutarında lisans bedeli ödüyor. MAHMUT LICALI Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü’nde (AA) 1053 kişisel bilgisayar, 160 sunucu hizmet veriyor. Kişisel bilgisayarlarda Windows ve Mac OS işletim sistemleri kullanılırken, sunucularda ise Linux, Mac OS ve Windows işletim sistemleri bulunuyor. AA altyapısında bulunan tüm sunucu ve istemci bilgisayarlarda kullanılmak üzere Microsoft ile 270 bin dolar karşılığında 3 yıllık lisans anlaşması yapmış durumda. Buna göre AA’da bir bilgisayar başına ödenen lisans bedeli 3 yıllığına 502.6 TL’ye denk geliyor. ANKARA TÜBİTAK öncülüğünde geliştirilen ücretsiz işletim sistemi ve ofis yazılımı bulunurken, pek çok kamu kurum ve kuruluşu Microsoft yazılımlarını kullanıyor. Kamu kurumlarının ücretli yazılımı tercih gerekçesi ise “son kullanıcının Windows işletim sistemine alışkın olması” ve “ofis programlarıyla yazılım uyumluluğu” olarak gösteriliyor. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın kamunun ödediği lisans ücretlerine ilişkin soru önergesine verilen yanıtlar, kamunun her yıl lisans ücreti adı altında milyonlarca TL tutarında ücret ödediğini ortaya koydu. Bazı kamu kurumlarının yazılım lisansına ödediği tutarlar şöyle: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na kayıtlı 7 bin 220 masaüstü, 947 dizüstü ve 135 sunucu bilgisayar bulunuyor. Masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda işletim sistemi olarak Windows 7; sunucu bilgisayarlarda ise Windows 2008 R2 ve Linux kullanılıyor. 2012 için yaklaşık 1 milyon 500 bin TL tutarında lisans bedeli ödendi. Buna göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda bilgisayar başına ortalama 180.6 TL lisans bedeli ödendi. Çevre Bakanlığı’nda TÜBİTAK tarafından geliştirilen Pardus işletim sistemi ve ücretsiz ofis yazılımına geçiş için herhangi bir çalışma yapılmıyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda masaüstü ve dizüstü olmak üzere toplam 7 bin 800 kullanıcı bilgisayarı ve 78 sunucu bilgisayarı bulunuyor. Kullanıcı bilgisayarlarında Windows XP, Windows 7; sunucularda ise Windows 2003, Windows 2008 R2, Linux işletim sistemleri kullanılıyor. Bakanlığın uygulama sunucularında yüzde 95 oranında Microsoft işletim sistemi, geri kalan sunucularda ise Linux bulunuyor. KDV’yle birlikte lisans ücreti 359 bin 605 TL’ye çıkarken, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nda bir bilgisayar başına ödenen ortalama lisans ücreti 45.6 TL olarak hesaplanıyor. TRT Genel Müdürlüğü’nde 4 bin 300 kişisel bilgisayar ve 150 sunucu bilgisayar hizmet veriyor. Kullanıcı bilgisayarlarında Windows XP, Windows 7 ve Linux tabanlı işletim sistemleri; sunucu bilgisayarlarında Windows 2003, Windows 2008 R2 ve Linux işletim sistemleri kullanılıyor. Söz konusu yazılımlar için 3 yıllık kurumsal anlaşma yapılarak 500 bin TL lisans bedeli ödendi. Veresiye defteri geri döndü Ekonomi Servisi Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, kredi kartı ödemelerinde zorluk çeken vatandaşın esnafa koştuğunu bunun sonucunda da veresiye defterinin sürekli yükselmeye başladığını vurguladı. Palandöken yaptığı açıklamada, veresiye defterlerinin kabardığını vurguladı. Borcunu ödeyemediği için vatandaşın huzurunun kaçtığını ifade eden Palandöken “Bankalar yüksek limitli kredi kartı vermemeli. Düşük gelirli kişiye 10 bin TL kredi limitli harcama kartı verilince insanların borç bataklığına düşmesi artıyor. Şu an 2 milyon ailenin ocağına ateş düşmüş durumda” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle