28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2013 PAZAR 6 HABERLER Celalettin Can ‘Direniş meşrudur’ derken, Bendevi Palandöken ‘Demokratikleşme zarar görüyor’ dedi Akiller de isyan etti DİRENİŞİN SEMBOLÜ KADINLAR re şu açık; bu bir baskının sonucudur. İnsanların baskıya, yaşam koşullarına ANKARA Tüm Türkiye’yi ayağa karşı direnmeleri meşrudur ve ben de kaldıran polis şiddeti akil insanları da isbunun bir parçasıyım.” yan ettirdi. İç Anadolu Bölgesi Akil İnTESK Başkanı Bendevi Palandöken sanlar Heyeti üyesi Celalettin de insanların kafasındaki sorular Can, “Olayların nedeni basve sorunların üst üste geldiğini bekıdır. İnsanların yaşam tarzlirterek “İnsanlar tepkilerini dile Bendevi Palandöken: İnsanlara larıyla, yemesi içmesiyle uğgetiriyorlar. Bu süreç hem ülke demokratikleşme sürecinde biraz raştılar. Bunu kabul etmiyoekonomisine de etkiliyor. Haldaha hoşgörülü davranmak lazım. rum. İnsanların baskıya karbuki insanlara demokratikleşme şı direnmeleri meşrudur” deİnsanlar tepkilerini dile getiriyorlar. sürecinde biraz daha hoşgörülü di. Can, 63 akil insanın tümülazım. Polisin vatanHerkes bu konuda elini taşın altına davranmak ne ortak hareket etme çağrısındaşa karşı eylemlerinden zarakoymalı. Meseleler vatandaşın da bulunduğunu söyledi. Kararı en çok esnaf görüyor. Bölgedeniz Bölgesi Akil İnsanlar Hedeki alışveriş durma noktasına önünde tartışılmalı. yeti üyesi TESK Başkanı Bengelmiş” değerlendirmesini yaptı. devi Palandöken de yaşananToplumsal gerginlikten kimseları “Çok tehlikeli bir süreç” nin nemalanamayacağını aktaolarak nitelendirirken demokraran Palandöken, “DemokratikCelalettin Can: İnsanların yaşam tikleşme sürecinin de zarar göreleşme, barış süreci de bu yaşatarzlarıyla, hayatlarıyla, yemeleri ceğini söyledi. nanlardan zarar görür. Her78’liler Girişimi Sözcüsü Can, kes bu konuda elini taşın altına içmeleriyle uğraştılar. Yavuz Selim’le kendisinin de polisin sert müdakoymalı. Meseleler vatandaşın uğraştılar, Gezi Parkı ile uğraştılar. Tüm halesine karşı gösterilen tepkinin önünde tartışılmalı. Oraya ne bunların sonunda insanlar kendilerini ve direnişin “bir parçası” olduyapılacağı netlik kazanmalı ve bir şekilde baskı altında hissettiler, ğunu vurgularken şöyle konuştu: tek ağızdan söylenmeli. Vatan“Bir kere bunun nedeni basdaş da ikna olmalı. Çünkü bu hepsi katlandı ve bu sonuç ortaya çıktı. kıdır. İnsanların yaşam tarzlaarada illegal örgütler, provorıyla, hayatlarıyla, yemeleri içkatörler de çıkacak, olay farklı meleriyle uğraştılar. Ne bileyim, “Ben dün akşam 63 tane akil insana yönlere çekile cek. Herkes zarar göreYavuz Selim’le uğraştılar, Gezi Parkı tek tek mail attım. ‘Feci şeyler yaşanı cek. Bence biraz daha sağduyulu olunile uğraştılar. Tüm bunların sonunda yor, biz bu süreci seyredemeyiz. Barış bu malı ve toplumsal tartışma zemini hainsanlar kendilerini bir şekilde baskı haliyle anlam yitimine uğruyor. Hepimiz zırlanmalı. Demokratik bir sürecin işaltında hissettiler, hepsi katlandı ve ortak tavır geliştirelim. Akil ve vicdan letilmesi gerekiyor. Yoksa kimse bu sübu sonuç ortaya çıktı. Bunu rahatlık lı bir tavır geliştirelim’ dedim. Bir ke reçten kârlı çıkmaz” dedi. İLHAN TAŞCI/FIRAT KOZOK la söyleyebilirim.” Sert sözlerle yaşananlara tepki gösteren Can, tüm akil heyetlerinin sürece karşı ortak tavır sergilemeleri gerektiğini vurguladı. Can şunları kaydetti: Halk Depremi, Büyüklüğü: 7.4 Türkiye’yi sarsan bu olay, milletin kendiliğinden örgütlenip sokakları ve alanları işgal etmesi zerre kadar sıradan bir olay değildir. Dünyada da böyle aniden gelişip bir günde bütün ülkeyi saran bir halk hareketi, protestosu görülmemiştir. RTE’nin tahtı 7.4 büyüklüğünde bir halk hareketi depremiyle sarsıldı. Karizmasında ve krallığında derin bir fay yarığı açıldı! Bu deprem; barışçıl, korkusuz ve kararlıydı. Bir şanlı düğün gibi gerçekleşti. Birinci büyük olay budur. İlk kez halkın; gençlerin, kızların, annelerin, kadınların, babaların, çocukların bu depremi, hiçbir örgüte, partiye ait olmadan gerçekleşti. Bayrağını kapıp gelen particikler oldu ama halktan insanların, burada örgüt kimliği yok lütfen bu bayrakları indirin uyarılarıyla karşılaştı. İkinci büyük olay budur. Direniş veya protesto büyük olgunlukla amaca ve hedefe yönelik olarak yapıldı. Bu da önemlidir. Hedef Taksim’in kurtulmasıdır. RTE, halkın bu malına dokunmazsa, halkın malını geri verirse, deprem durulacak ve sona erecektir. Şimdilik bu kadar. Gerisini halk sonra düşünür! HHH RTE diyor ki “ mesele 510 ağaç değil ideolojiktir”. Su ve Orman Bakanı da inanılmaz saflıkla veya herkesi aptal sanarak “Başka yerde bunun bin mislini dikeriz. 5 ağaç için değer mi” benzeri şeyler söyledi. RTE haklıdır mesele Gezi Parkı’ndaki 5 ağaç değildir. Meseleyi 5 ağaç olarak gösteren bizzat kendileridir! Mesele öncelikle şüphesiz ki Gezi Parkı’dır. Bütün İstanbulluların gezdiği, bildiği, anısının olduğu, nefes alıp verdiği bir yeşil alanın ellerinden alınmaya kalkışılmasıdır. Recep Bey halkın bu malını gasp etme niyetindedir. Oraya moktan bir kışla, AVM ve zenginlere şahane katlar inşa etmek istemektedir. İstanbullu ise istemiyor. Bu kadar... Mesele buna paralel, RTE’nin doğayı bizzat yıkma, kesme biçme eylemlerini doruğa çıkarmasıdır aynı zamanda. Kuzeyini ve ormanları tamamen yok edecek projeleriyle, gerisinde bir İstanbul leşi bırakmak girişimidir. Taksim Gezi Parkı, bunun yanında çok çok anlamsız kalır ama Taksim Gezi Parkı işte hemen sahiplenebileceğimiz gözümüzün önünde bir yerdedir. Bu açıdan mesele, RTE kaynaklı bir doğa katliamı eylemcisi görüntüsüyle ortaya çıkmasıdır. HHH Bu büyük deprem hareketinin nedeni sadece bunlar da değildir. RTE’nin birbiri ardına halkın düşüncesine, kendisinin benimsemediği inançlarına, yaşam tarzına saldırmasıdır. Kapsamlı alkol yasağı, etkilenen milyonlarca insanın haydi işine git diyebileceği biri, dinci bir söylemin inanılmaz bir hoyratlıkla üstelik, ülkeye millete dayatılmasıdır. Halk bunu reddediyor! HHH Sadece bu da değildir büyük depremin nedeni: Atatürk ve arkadaşlarına ayyaşlar diye saldırılmasıdır. Atatürk, bu ülkenin ve bu ülkede bizim varoluşumuzun büyük simgesidir. Büyük kitlelerin her yönüyle, bütünüyle sevip bağrına bastığı, kalbine gömdüğü bir lidere saldırmayı, hele hele iktidar düzeyinde, kimse kabul edemez. Bu deprem, aynı zamanda RTE’ye bir Atatürk ayarı depremidir. Dokunma Atatürk’e. Kendisinin kutsal saydıkları konusunda yeri göğü titretirken, milletin yaşamsal saydığı ve kendisiyle özdeşleştirdiği varlıklarına saldırmak, tek kelime ile kendini bilmezliktir. RTE Atatürk’e kastetmediğini açıklamadığı sürece toplumda oluşan algı budur. RTE’ye teşekkür, milyonlarca gencin Atatürk’le bütünleşmesine yardımcı olmuştur! HHH Mesele sadece bunlar mıdır? Hayır, bin kere hayır.. Balyoz, Ergenekon, Odatv sahtekârlıklarının ortaya çıkması ve suçsuz insanların hapishanelerde öldürülmesi, süründürülmesi, tutulmasıdır... Hayır.. hayır ve hayır.. Mesele RTE’nin diktatörlük kurduğuna ilişkin güçlü algıdır. Millete sık sık hakaretamiz saldırılarıdır. RTE’nin 11 yıldır millete sunduğu bir RTEDüşüncesi EylemiKimliği Kişiliği bütünlüğüdür mesele. Bu itici bir güç oluşturmuştur artık. Mesele bütün bunlarla bardağın dolmuş olmasıdır.. Taksim Gezi Parkı, bardağa son damla olarak düşünce, bardak taşmıştır. Taşacaktı da Gezi vesile oldu! Mesele ideolojik midir? Buna sadece gülmek gerekir. AKP’ya karşı olmak ideolojikse evet ideolojik. RTE tepeden tırnağa, enlemesine genişlemesine ideolojik bir insandır. Her şeyiyle, her adımıyla, her yaptırımıyla.. Bir dinsel söylem, sağcı, gerici yani muhafazakâr olarak duruyor ortalıkta. Eh yani size karşı olmanın da bir ideolojik yanıyönü olduğunu sanmanın, aramanın ve söylemenin, fazla bir zekâ gerektirmediği de açık değil mi? İdeolojikse ideolojik. Çiçek: Sağduyulu olunmalı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Taksim Gezi Parkı’ndaki gösterilerle ilgili sağduyu çağrısında bulunarak “Böyle zamanlarda fırsat kollayan yasadışı bir kısım grupların ve unsurların bu olayları nasıl istismar ettiğini ve bölücü bir kısım sonuçlara sebebiyet verdiğini de tecrübelerle biliyoruz. Onun için hepimizin hem fiilleriyle hem açıklamalarıyla hem eylemleriyle daha sorumlu ve sağduyulu davranması gerektiğinin hepimiz farkında olmalıyız” dedi. Böyle zamanlarda herkese çok büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayan Çiçek, “Temenni ederim, iş bundan daha öte bir notaya taşınmasın” dedi. Bakandan ‘Gaza gelme’ çıkışı KONYA (Cumhuriyet) Devlet Su İşleri tarafından yapılan 42 tesisin toplu açılış ve temel atma törenine katılan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu lise öğrencisi genç bir kızın protestosu ile karşılaştı. Gezi Parkı eylemine destek vermek isteyen Selin Üstündağ’ı bakanın korumaları engellemek istedi. Bakan korumalarına genç kıza müdahale etmemelerini istedi. Bakanın korumalarına ‘ayağımı ezdiniz’ dedikten sonra platforma çıkan Selin Üstündağ, “Gezi Parkımızın elimizden alınmasını istemiyoruz. Biraz doğa istiyoruz” dedi. Eroğlu ise “Tamam yavrum ağaç dikeceğiz. Liseni organize et bir ağaçlandırma seferberliği yapalım. Sen gaza gelme, hadi bakalım” dedi. Şebnem Ferah’tan Erdoğan’a mektup n Haber Merkezi Ünlü şarkıcı Şebnem Ferah, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili konuşmasına tepki gösterdiği Başbakan Tayyip Erdoğan’a mektup yazdı. Ferah’ın “Unutmayınız; siz, size oy vermeyenlerin, sizinle aynı fikirde olmayanların da Başbakanısınız” diyerek başladığı mektup sosyal medyada paylaşım rekoru kırdı. Ferah, Başbakan’ı özür dilemeye çağırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle