25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Çapulcu medyamız... Gezi direnişinin başladığı günden bu yana başta televizyonlar olmak üzere basının yanlı ve ‘görmeyen’ tutumuna karşı parkta üç TV, bir radyo ve bir de gazete yayına başladı İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’ndaki komünal yaşam, bir insanın ihtiyaç duyacağı bütün gereksinimleri gönüllülük ve dayanışma yoluyla karşılıyor. Aşevi, marketi, reviri, tuvaleti, çöp toplama merkezi derken kendi medyasını da hızla devreye soktu. Park içinde üç TV, bir de radyo yayını yapan görsel ve işitsel medyanın yanında “Gezi Postası” adında iki sayfadan oluşan bir gazete çıkarılıyor. Çapul TV parkın içindeki kalan tek kafede mekân kurmuş. Rivolte İstanbul ile Gezi TV ise çadırdan yayın yapıyor. Her üçü de internet üzerinden yayın akışı sağlıyor. Çapul TV: Parkın içindeki kafeden yayın yapıyor. Mithat Hamarat’ın yönetiminde üç gönüllü daha var. Çapul TV’nin elemenları ilk deneyimlerini TEKEL direnişi sırasında elde etmiş. Televizyonun tüm ekipmanı bağış yoluyla kurulmuş. Dört günde 320 bin kişinin izlediği Çapul TV, gündüzleri dışarıdan alınan görüntüleri yayımlıyor. Öğleden sonra da parktan canlı yayına geçiliyor. Kameranın karşısına konulan mikrofon açık kürsü gibi. Konuşmak, mesaj vermek isteyen her kişi, her dernek, her plaform süre sınırlaması olmaksızın gelip konuşabiliyor. Gezi TV: Fatih Yücel Köroğlu ve kamereman Cansu’dan oluşan iki kişilik ekiple çadırdan yayın yapıyor. Geçen perşembeden beri aralıksız yayındalar. Cansu, “Merkez medya içeriden haberleri perdeliyor, kitlelere ulaştırmıyor, biz de kitleleri olan bitenden haberdar etmek için Gezi Televizyonu’nu kurduk” diyor... İmam Uçtu Uçtu... Bir: İktidarının sonuna geldiğini anladı... H İki: Çok sinirli... 23 kilometrede, arkasındaki aynı kalabalığa durup durup dört konuşma yapması ondan... H Üç: ABD onu gözden çıkardı... Beyaz Saray’ın peş peşe tepki açıklamaları... Washington Post ile New York Times yayınları bir yana... ABD, toplumun tüm etkili güçlerini kaybetmiş, ne yapacağı fazla belli olmayan bir siyasetçinin arkasında durmaz... H Dört: Son çaresi, kendi tabanını tehdit olarak kullanmayı deniyor... Sokakların kana bulanacağını bilse bile, iktidarını kaybedeceğini anladığı an, bunu yapabilecek bir cahil cesaretine sahip nasılsa... H Beş: Hafta sonu büyük mitingler yapmaya kalkması, sadece Türk kamuoyuna mesaj ya da muhalif gençleri sindirmek için değil... Dünyaya, özelikle ABD’ye “millet benim arkamda” mesajı vermek istiyor... H Altı: AKP çekip gider mi?.. Zor... Çünkü toplumun büyük tepkisine karşın, yerine iç huzuru ile konulacak bir şey yok... Yani sandığa gidildiği zaman, insanların seve seve ve güvenerek oy verebilecekleri bir başka parti ortada gözükmüyor... H Yedi: O zaman ne anlatıyorsun iki saat?.. H Sekiz: Bunca büyük yıkımlardan, hukuksuzluktan, can yakmadan sonra karşı devrimciler Türkiye’yi asla geri vermek istemezler, onlar için bu yaşamsaldır... Abdullah Gül formülü var... Gül, Erdoğan’ın yerini alırken, sussun diye bunu sorumsuz ve yetkisiz bir cumhurbaşkanı olarak Çankaya’ya çıkarıp oturtmak... ABD ile birlikte cemaat bunu düşünüyor... H Dokuz: Daha da açıkçası; içeride ve dışarıda artık güven vermeyen Tayyip Erdoğan iktidarı bitecek... Ama AKPcemaat iktidarı sürecek... H On: İyi olur mu?.. Çok iyi olur... İmamdan kurtulursunuz... Abdullah’ınız olur... ‘Haberciliği biz yaparız’ Yayın genellikle çadırın önüne kurulan bir mikrofona gelen insanların içini dökmesi şeklinde gerçekleşiyor. Kameraman Cansu ana akım medyaya şöyle sesleniyor: “Onlara hiç kimsenin ihtiyacı yok. Onlar fildişi kulelerinde gazetecilik ve teyevizyonculuk oynamaya devam etsinler. Bizde zaten bu işi hakkıyla, bilerek yapacak insanlar var. Onlar sadece para kazanmaya baksınlar, haberciliği biz yaparız.” Gezi Radyo: Sarp İzgi ve iki arkadaşının başının altından çıkmış radyo fikri. Tabii çıkış noktası yine ana akım medyanın olan biteni perdelemesi. “Burada ciddi bir halk hareketi vardı. Bu halk hareketini insanlara yansıtmayan konvansiyonel bir medya vardı. Buradaki insanların temel amacı dışarıya sesini duyurmaksa bu sesin duyrulmasına daha fazla yardımcı olabiliriz” diyerek anlatıyor radyo yayınını Sarp. Bizim dilimizi biliyorsa konuşalım İstanbul Haber Servisi Taksim Gezi Parkı direnişinde 14 gündür eyleme katılan ve geceyi Taksim’de geçiren çeşitli siyasi görüşe mensup yurttaşlar ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri, taleplerinin kabul edilememesi halinde direnişe devam edeceklerini bir kez daha yinelediler. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın demokratik istemleri kabul etmesi gerektiğini vurgulayan direnişçiler, “Barışçıl, uzlaşmacı, hoşgörülü bir dil ve yöntem kullanıyoruz. Erdoğan’ın bu barışçıl ve demokratik dili anlayabileceğini düşünmüyoruz” dediler. Taksim Gezi Parkı direnişine katılan yurttaşlar, öğrenciler, eşcinseller, Müslümanlar, ateistler, sosyalistler, anarşistler ve çeşitli siyasi görüşleri taşıyan insanlar, bir arada saygılı ve rengarenk bir ortam yaratarak mücadelelerini sürdürdüklerini anlattılar. Gezi Parkı Kütüphanesi’nde gönüllü olarak görev yapan Ozan Türkmen, 10 gündür direnişte bulunduğunu belirterek, “Farklı dillerin, inançların ve renklerin toplandığı bu demokratik alanda, birbirimize saygılı ve hoşgörülü olarak yaklaşıyoruz” dedi. Sivil İnisiyatif gönüllüsü Deniz Evrenol da çevre ve doğa bilinciyle yola çıktıklarını vurguladı. Evrenol, “Tek başına iktidar olan bir hükümetin bizim adımıza karar verirken, bize danışmıyor. Hazar arkadaşımızın testisleri yırtıldığı için baba olma hakkı polis tarafındwan elinden alındı. Hazar arkadaşımızı ve Hatay’da direnişe destek olduğu için öldürülen Abdullah Cömert’i unutmayacağız” değerlendirmesi yaptı. Erdoğan’ın ayrıştırıcı bir dil kullandığını dile getiren öğrenci Erdem Bolca da “Bizi anlamasını beklemiyoruz. Burada insanlar birbirlerine bağlı, saygılı mücadelelerine devam ediyor” dedi. Gezi Parkı direnişçilerinden Erdoğan’a yanıt: Avrupa Sol Partisi’nden destek Avrupa Sol Partisi üyesi İllias Chrohopoulos, Gezi Parkı direnişini “Akdeniz baharı” olarak gördüklerini belirterek, “Lütfen mücadeleyi bırakmayın. İktidar, bizim mücadelemizi anlamaktan uzak. Bizi terörist ve holigan olarak nitelendiriyorlar. Kendilerini savunma taktikleri polisleri üzerimize salmak. Rengârenk bayrakları göndere çekmeye devam edin” dedi. nternette de var FM bandında da Radyonun yayını iki yoldan oluyor. Biri internet üzerinden “geziradyo.org” adresinden diğeri de FM bandı üzerinden korsan yayın. 101.9’dan Gezi Parkı çevresine yayın yapılırken internet üzerinden dünyanın her yerinden dinlemek mümkün. Rivolte İstanbul: Bir cep telefonundan başka ekipmanı yok. Küresel bir oluşumun yerel aktörleri. Soyadını vermek istemeyen Mehmet adlı eylemci, daha önce Yunanistan, İspanya ve Wall Street gibi toplumsal olaylarda da benzer şekilde yayın yaptıklarını söylüyor. Telefonu kamera gibi kullanıyorlar. İndirilen bir programla bir kullanıcı hesabı alınıyor ve o kişi bir kanala sahip oluyor. Yayınlar da bu koordinasyon merkezinden dünyaya duyuruluyor. İ Gazi Mahallesi Gezi için direniyor Cep telefonu nelere kadir... ‘Kaşıdıkça sahipleneceğiz’ LGBT üyesi Eylem de tüm gün parkta kalarak barış bayrağı salladığını ve kitap dağıtarak direnişe destek olduğunu kaydetti. Antikapitalist Müslümanlar çadırında konuştuğumuz Yasin Akgün ise “Kendi kitlesini mülkü olarak gören Başbakan, buradaki direnişi kaşıdıkça biz burayı daha da sahipleneceğiz” dedi. Direnişçilerden Eylem Çelenk ise Başbakan’ın “Anlayacakları dilden konuşuruz” söylemini anımsatarak, “Başbakan çapulcu dili biliyorsa konuşabilir” değerlendirmesini yaptı. Gazi Mahallesi’ndeki polis şiddeti sürüyor. 10 gündür biber gazı, tazyikli su ve plastik mermi ile gerçekleştirilen sert müdahalelerde 2’si ağır 300’e yakın kişi yaralandı. Gazi Mahallesi halkı Gezi Parkı için akşam saatlerinde toplanarak gördükleri şiddetin merkezi olan karakola doğru yürüyüşe geçiyor. Ve her gece bu yürüyüş polis tarafından tazyikli su ve gaz bombaları ile engelleniyor. Bu eylemlerde ağır yaralanan Duran Akbaş (27) Murat Çetinkaya’nın (19) Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki tedavisi de sürüyor. Bir başka olur parkta panel İstanbul Haber Servisi Halkların Demokratik Kongresi (HDK) parkta “Barış” konulu panel düzenledi. Panelde konuşan Doç. Dr. Nazan Üstündağ, Türk ve Kürt gençlerinin birlikte mücadele ederek yeni bir geleceğin mümkün olduğunu söyleyerek “Bizim burada anlatmak istediğimiz şey, Türk ve Kürt halklarının birlikte kurtulacağıdır” dedi. Prof. Gençay Gürsoy da Taksim ve Gezi Parkı’nda yaşananlardan dolayı çok şaşkın olduğunu kaydederek “Bu alandakiler bizim kuşağa oranla çok daha özgürlük istiyor. Biz eski devrimcilerin hep suratı asıktı. Bu meydanda devrimin güler yüzle de yapılabileceğini öğrendik. Bu direnişle Kürt halkının tanıdığı kadar demokrasinin ne kadar kaçınılmaz olduğunu Fırat’ın batısı da anladı” diye konuştu. HDK’nin gerçekleştirdiği panel her gün saat 20.30’da farklı konularda devam edecek. Bugünkü panele ise yazar Murathan Mungan’ın katılması bekleniyor. TGS’den suç duyurusu, Müzecilerden tepki Alanda AKM ve sanat kurumlarının yıkılmaması için imza kampanyası başlatıldı. Yurttaşlar kampanyaya büyük ilgi gösterdi. Özgür Eğitim Platformu’nda ise öğrenciler eğitim sistemi ve gündemi değerlendirerek görüşlerini dile getirdiler. İmza kampanyası başladı HABER VE FOTOĞRAFLAR: KAYHAN AYHAN / CANAN COŞKUN/SERCAN MERİÇ/MELTEM YILMAZ/UĞURCAN ATA Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi, direniş sırasında polis şiddetine maruz kalan ve yaralanan basın emekçileri ile birlikte bugün Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunacak. Aziz Nesin’in oğlu Prof. Dr. Ali Nesin de aktivistlere parkta matematik dersi verdi. Müzecilik Meslek Kuruluşu, Taksim Gezi Parkı’na İstanbul Kent Müzesi kurulmasına itiraz etti. Müzeciler, İstanbul Kent Müzesi’nin Taksim’deki saldırı ve şiddet hafızası üzerine oturtulmaya çalışılmasını kınadılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle