Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ 10 CÜNEYT ARCAYÜREK Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ HABERLER GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada mitinglerinden ikincisi İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilecek. İlki 18 Mayıs’ta Aydın’da yapılan mitinglerin üçüncüsü 8 Haziran’da Mersin’de, dördüncüsü de 15 Haziran’da Ordu’da. İnancım ve beklentim o ki, bu mitingler Türkiye’nin iyi yönetilmediğini ortaya koyma, bunu toplumla paylaşma hedefini aşacak; yeni iktidar beklentisinin sesini yükseltecek. MHP mitinglerine olan yoğun katılım da yeni iktidar arayışının sadece toplumun belli kesimlerinde değil, daha geniş bir yelpazede olduğunu ortaya koyuyor. 2014 seçimler yılının fiilen başladığı dikkate alınırsa, siyasetin ana damarı olan “meydan” çekişmelerinin de fitilinin ateşlendiği söylenebilir. HHH Durum şu: Hükümet, ülkeyi yönetmekten çok her şeyi ele geçirme mücadelesindedir. Alkol tartışmasının tarihteki anayasalara kadar uzanması, iktidar sarhoşluğunun en ayık göstergesidir. Diktatörlüklerin klasik yöntemlerinden biri “toplumun hizmetkârıyım” görüntüsüyle kendi kitlesini inşa etmektir. İş dünyası bir yandan zenginleştirilmiş, bir yandan da bu zenginliğini her an kaybedebileceği korkusuyla sadıklaştırılmıştır. Sendikaların çalışanlarla bağını koparmak için medyadan yargıya her yöntem kullanılmaktadır. Basın özgürlüğü, toplumun haber alma hakkını değil, iktidarın istediği haberi topluma iletme hakkını içermektedir. Özellikle insanlarla yüz yüze olan kurumlarda, devlet memuru, hükümet memuru olarak hizmet vermeye zorlanmaktadır. Basın özgürlüğü, mutluluk endeksi, kadın hakları ve benzer ölçümlerde Türkiye hep son dilimde yer almaktadır. Ortak paydamız olan ulusal bayramlarımız devletle milletin ayrı kutladığı tartışmalı günler haline gelmiştir. Mahkemeler, adalet dağıtan kurumlar olmaktan çıkmış, iktidarın işine gelmeyen kurumları ve muhalefeti imha silahına dönüşmüştür. Toplumun en kutsal özlemi olan iç barış, rejimi şekillendirmenin aracı olarak kullanılmaktadır. HHH Bir köşe yazısının sınırları içinde aktarabileceğimiz durumun özeti böyle. Bu tablo dünyanın demokrasiyle yönetilen her ülkesinde iktidar değişikliğini getirir. Demokrasisi oturmamış ülkelerde ise iktidarları her türlü densizliğe sürükler. Tümüyle ikinci şıkkın esiri olmamak için önümüzde bir yıllık süreç var. Böylesi durumlarda zaman dilimine dayalı eşikler vermek sağlıklı olmaz ama, içinden geçtiğimiz dönem vahim sonuçlara gebe. Bunun tersi de mümkün... Yazının başında vurguladığımız toplumsal uyanış belirleyici olabilir. Cumhuriyet’in Brüksel’deki temsilcisi Erdinç Utku’yu önce Deniz Som’un Vaziyet köşesindeki mizah tamlamalarından tanıdım. Derken pazar yazıları başladı. 26 Mayıs Pazar günkü “CHP için Brüksel tamam, sıra Ankara’da” başlıklı yazısı beni de 1977’de götürdü. 1011 yaşındayken Ecevit’in Tokat mitingine gidişlerini, yaşadığı heyecanı, kalabalığı anlatıyordu. Ben de aynı yıl lisedeydim, Nazilli İstasyon Meydanı’nda binlerce kişi Ecevit’in gelişini beklemişti. Gecikince insanlarda öfke yerine “yoksa gelmeyecek mi” endişesi belirmişti. Erdinç, kurdukları CHP Belçika Birliği’ni umut ve heyecan dolu ifadelerle anlatıyor, yazısını şöyle bitiriyordu: “Brüksel’deki coşkumuzu, umudumuzu ve heyecanımızı Ankara’ya bulaştırmak zorundayız. CHP’nin iktidar yürüyüşü Brüksel’deki Türk mahallesinde başladı, Türkiye’de devam etmeli.” Yurtdışındaki Türklerin duyarlığını ben de gördüm, bilirim. Türkiye hapşırsa onlar nezle olur. Son dönemde CHP’nin yurtdışı örgütlenmelerine ilişkin ben de güzel haberler alıyorum, seviniyorum. Bugün Kadıköy’de saat 16.00’da başlayacak mitinge katılım 6 haneli rakamlara ulaşınca bunun etkisi ülke sınırlarını da aşacaktır. Bugünkü mitingin Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine saygılı, daha iyi bir gelecek arayan herkesi kucaklamasını diliyorum. Bugün ben de Kadıköy’de olmak isterdim. GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada buyruk genel başkanı RTE’ye karşı karardan dönsün diye iki, üç, hadi diyelim ki beş bin kişi geceli gündüzlü eylem yapıyor. Demokrasi kültüründen nasibini almayan bir Başbakan olduğu için Taksim’deki eylemlere biber gazıyla karşılık verdi ve… …3’üncü köprü törenindeki konuşmasında, eylem yapanlarla alay edercesine dudaklarında hafif bir gülümsemeyle “Karar verdik, yapacağız!” dedi. O gün ve ertesi günler kimi köşeler, RTE’nin bu söylemini, “Bir Başbakan’ın belediyenin sorumluluğu içindeki yaptırımlara karıştığı nerede, hangi demokraside görülmüştür?” diye eleştirdiler. Fakat ne hikmetse artık dünya basınında da giderek yaygınlaşan bir kanıdan söz edilmedi. Eleştirilerde, “Ben karar verdim, yaptım” denilecek anlama gelen söylemler; faşist rejimlerdeki her konuda bilgiç, öngörü sahibi liderlere özgüdür diyen de çıkmadı. Üstelik RTE’nin kendisine diktatör, tek adam denilmesinden fazla rahatsız olmadığı, “Hayır, ben tanımlanan nitelikte birisi değilim” diye karşı çıktığına da tanık olmadık. Diktatör, tek adam gibi tanımları sindirmiş görünüyor. HHH Şimdi ve de artık zamanı geldi. Hitler’in “Kavgam” kitabına benzer, örneğin adı “Hayatım” olacak; ne ki dini siyasallaştırarak, demokrasiyi, erdemlerini istismar ederek demokrasinin ırzına nasıl geçtiğini… …karşılığında zaten çoğunluğun demokrasiye aldırış etmediği bu ülkede, yollar, köprüler yaparak, kömür falan dağıtarak halkı mutlu ettiğini anlatan bir kitap yazmalı. Tabii kapağında da Kuran okuyan fotoğrafıyla! HHH Dinci Akit dünkü manşetinde RTE’nin Taksim Gezi alanındaki eylemlere bakış açısını özetledi: “Soytarılık!” İyi ama; yirmi yıl önce belediye başkanı iken “Üçüncü köprü cinayettir” diyen; “Böyle bir teşebbüsün İstanbul için ölümcül sonuçlar doğuracağını.. inşallah bu cinayet bitmeden bu hükümetin değişeceğini” söyleyen ve.. bugün tam aksine üçüncü köprüye temel atan RTE değil de sanki “Pazar ola Hasan Bey!”... Bu sözünü RTE’ye şimdi anımsatan yazarlar, ancak ima yoluyla katilin kim olduğunu soruyorlar. Ne var ki RTE’nin önceki yıllardaki söyleminden ders çıkarılabilir!.. Umut bu ya; İstanbul’a böyle bir teşebbüsün ölümcül sonuçlar doğuracağını söyleyen “RTE’nin hükümetinin, partisinin başımızdan gideceği” varsayılabilir. HHH Lakin Bay Başbakan, kişiliğinin iki yüzünün açığa vurulmasından hiç mi hiç rahatsız olmuyor. Vurdumduymazlık mıdır, ne oldum delisi olanlara özgü bir haslet midir; gün gelir yazılır mı bilemem. “Yukarıdan” yaşam süresini saptayan icazet, garanti almış gibi; 2023’lere kadar tek başına iktidarda kalmayı garantilemeye çalışıyor... Ülkeyi daha iyi yönetmek için fedakâr lider rolüne soyunuyor. Masum istek gibi göstererek.. başkan ya da yarı başkan olmaya çabalıyor. Partisinin 2071’lere kadar iktidar olacağını hayal ediyor. HHH Oysa unuttuğu bir iki gerçek var: Şairin dediği gibi, “gün gelir senin de çarkın kırılır” ve… …insan hayal ettiği sürece yaşar! Her yer ‘Gezi!’ Taksim’e tüm yurt ‘ses’ verdi. İzmir ve Ankara başta olmak üzere çok sayıda kentte on binler ‘Diren Gezi’ sloganlarıyla yürüdü ALİCAN ULUDAĞ SİNAN TARTANOĞLU CAN HACIOĞLU/ METE KIZIK Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan polis şiddeti yurt genelinde düzenlenen eylemlerle protesto edildi. “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganıyla yürüyen binlerce kişi hükümeti istifaya çağırdı. Ankara’da Başbakanlık önüne siyah çelenk bırakmak isteyen gruba polis müdahale etti. Yaralanan iki kişi hastaneye kaldırıldı ANKARA’da; Gezi Parkı’nda yaşanan direnişe desteğin adresi Kuğulu Park oldu. Sosyal medyadan yapılan çağrıya uyan binlerce kişi, 19:00’da Kuğulu’ya akın etti. ÖDP, KESK, Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri gibi örgütlerden oluşan Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, parktaki buluşmaya destek vermek ve 31 Mayıs 2011’de Hopa’daki polis müdahalesinde hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu’yu anmak için Yüksel Caddesi’nde buluştu. “Metin Lokumcu ölümsüzdür” sloganı atan grup, buradan AKP Ankara İl Başkanlığı önüne yürüdü. Grup daha sonra Kuğulu Park’a yürüyerek buradaki eyleme katıldı. CHP ise Kızılay’daki il başkanlığı önünde buluşarak Kuğulu’daki eyleme katıldı. CHP Gençlik Kolları yürüyüş öncesinde, Tayyip Erdoğan’ın “iki ayyaş” sözünü protesto etmek için Başbakanlık’a siyah çelenk bırakmak istedi. Polis ise bu yürüyüşe izin vermeyerek biber gazıyla müdahale etti. CHP milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Bülent Kuşoğlu, İzzet Çetin Taksim Gezi Parkı’nda yaşanan olaylar, Ankara’da Kuğulu Park’ta protesto edildi. Kızılay’dan Kuğulu Park’a yürümek isteyen CHP’lilere polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. İzmir’deki eylemlere de polis müdahalede bulundu. ‘DİRENİŞ’ SINIRLARI AŞTI G ezi Parkı için başlatılan direniş sınırları aştı. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nin (KKTC) Başkenti Lefkoşa’da toplanan Kıbrıslılar “Diren Taksim Kıbrıs seninle” sloganları attı. AKP hükümetini protesto eden grup, “yeşil talanına son verin” çağrısı yaptı. ABD’nin New York, Hollanda’nın Amsterdam ve Belçika’nın Brüksel kentlerinde ise bugün Taksim Gezi Parkı’nda yapılan eyleme destek olmak amacıyla protesto gösterisi düzenleneceği bildirildi. ve Levent Gök’ün de etkilendiği müdahalede yaralanan iki CHP’li hastaneye kaldırıldı. Müdahalenin ardından tekrar toplanan grup bu kez Kuğulu’ya yürümek istedi. Polis, bu yürüyüşe de müdahale etti. Üzerlerine tazyikli su ve biber gazı sıkılan grup geri adım atmayarak, polis barikatını aştı ve yürüyüşünü sürdürdü. CHP’liler, Kuğulu’daki halka katıldı. Siyasi parti ve diğer örgütlerin katılmasıyla Kuğulu Park’ta adım atacak yer kalmadı. Parktan taşan halk, Tunalı Caddesi’ni doldurdu. Binlerce kişi, “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek” sloganları attı. Eylemciler, karanlık çöktüğünde meşaleler yakarak protestolarını geç saate kadar sürdürdü. Daha sonra Kızılay’a yürümek isteyen bir gruba polis gaz bombalarıyla müdahale etti. Polis ile eylemciler arasında çatışma çıktı. Tunus Caddesi’nde bazı eğlence yerindeki görevliler, havaya ateş açtı. Konur Sokak’ta polis çok sert müdaha Plastik mermi kullanıldı leyle dükkânlara sığınan kişileri gözaltına aldı. Sokakta bulunan Halkevleri binasında bulunan kişilere de polis plastik mermi kullandı. Konur Sokak ile Meşrutiyet Caddesi savaş alanına döndü. Çatışmalar gece geç saatlere kadar sürdü. İZMİR Alsancak Vapur İskelesi, Kıbrıs Şehitleri Caddesi, Konak Meydanı’nda toplanan on binler Gezi Parkı’ndaki direnişe destek verdi.Topluluk “Her yer Taksim her yer direniş”, “Kimyasal Erdoğan” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı. İzmir Fuarı’nın 9 Eylül kapısında toplanarak Konak Meydanı’nda yürümek isteyen bir grup polis müdahalesiyle karşılaştı. Polis gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale ettiği grubu dağıttı. ESKİŞEHİR’de de sosyal medya üzerinden örgütlenen halk, saatler 19.00’u gösterdiğinde Porsuk Çayı kıyısındaki Eti Park’ta buluştu. Binlerce Eskişehirli Taksim’de yaşananları protesto etti. Polis, AKP il binasına yürümek isteyen gruba biber gazı ile müdahale ederek dağıttı. Samsun, İzmit, Mersin, Muğla, Konya, Zonguldak, Tunceli’de kent meydanlarında destek gösterileri düzenlendi. Kılıçdaroğlu: Polisini geri çek! CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan ve hükümeti sorumluluğa çağırdı. Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada Başbakan Erdoğan’a seslenerek; “Yargının verdiği karar doğrultusunda polisi derhal Taksim Gezi Alanı’ndan geri çek, halkla polisi karşı karşıya getirme. Halk kendi kentine yani İstanbul’a sahip çıkıyor. Bu andan itibaren yaşanan her olayın sorumlusu Başbakandır” dedi. EVİNİ DERGÂHA ÇEVİRDİ Meclis’te de gündem gaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin Başkentgaz’ın özelleştirilmesinde devleti zarara uğrattığı gerekçesiyle Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında gensorunun gündeme alınıp alınmamasına yönelik görüşmelere geçilmeden önce muhalefet milletvekilleri Gezi Parkı’nda yaşananlara tepki gösterdi. CHP’li Mahmut Tanal, milletvekillerine gaz maskesi alınmasını teklif etti. BDP’li Ertuğrul Kürkçü de Taksim’de süren kavganın tek adam yönetiminin apaçık bir göstergesi olduğunu söyledi. Gezi Parkı’ndaki direnişte BDP’li Sırrı Süreyya Önder’in omzundan gaz kapsülüyle vurulduğunu söyleyen Kürkçü, “Vuranları affetmeyeceğiz, onların başbakanlarını da affetmeyeceğiz, bunun hesabını kalubelaya kadar sormazsak namerdiz” dedi. AKP’li Ahmet Yeni’nin “Biz milletin hizmetkârıyız” diye laf atması üzerine Kürkçü, “Milletin hizmetkârı milleti sopalamaz, gazlamaz” dedi. Sahte hocanın hesaplarında servet çıktı ALİCAN ULUDAĞ n Lokumcu’nun oğlunu babasının yaşadıklarını is anlattığı ve ‘Bir gün pol esizi de öldürebilir’ ifad yal leriyle biten yazısı sos du. bul kı yan da dya me ANKARA Başkentteki dolandırıcılık olayı, dini duygularının nasıl istismar edildiğini ortaya koydu. Kendisini “Seyyit Muhammet Ali Hoca” olarak tanıtan Ali Yılmaz (25), dergâha dönüştürdüğü evine gelen onlarca yurttaşa, “Büyü bozarım, engellileri iyileştiririm, ailevi sorunları çözerim” vaadinde bulundu. Yılmaz’ın bankadaki 16 ayrı hesabında 776 bin lira topladığı iddia edildi. Kendisine başvuranların yardım istediği konuya göre “reçete” hazırlayan Yılmaz, mağdurlardan kurban parası adı altında para topladı. Bir süre sonra Yılmaz’ın “dolandırıcı” olduğu iddiası ortaya atıldı. Yılmaz ile kız karUmutları sömürdü deşi ve annesine dini Bankacı Murat Kö inançlarınrın istismaşeci, sanığa 3 kur rı suretiyle dolandırıban parası verdiği cılık suçundan dava ni, 2 yıl boyunca bu açıldı. İlk duruşmada nun peşinden koştu suçlamaları reddederğunu kaydetti. Bir diğer mağdur Yılmaz ken Yılmaz “KimseErdoğan ise engelli den zorla para isteçocuğunun iyi olma medim” savunmasısı için sanığa gittiği nı yaptı. Duruşmada, ba ni belirterek “Bana bir yıl içinde iyi ola zı mağdurların hacağını söyledi. An len sanıktan “Hocacak hiçbir düzelme mız” diye bahsetmeolmadı. Toplam 35 si, mahkeme başkabin lira verdim” dedi. nının tepkisini çekti. Lokumcu’dan Taksim’e selam ÖMER ŞAN RİZE Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011’deki Hopa mitingi sırasında çıkan olaylarda polisin biber gazı nedeniyle yaşamını yitiren öğretmen Metin Lokumcu için, ölümünün 2. yılında anma töreni düzenlendi. Lokumcu için yaptırılan anıtmezar da açıldı. Hopalılar, Gezi Parkı’nda polisin sert müdahalesine karşı eylemlerini sürdüren İstanbullulara selam gönderdi. Hopa Çay Fabrikası önünde toplanan Lokumcu’nun ailesi ve sevenlerinin yanı sıra siyasi partiler, melek odaları ve demokratik kitle örgütleri temsilcileri “Metin Lokumcu onurumuzdur” pankartı taşıyarak ve Lokumcu’nun siluetinin bulunduğu tişörtler giyerek Hopa Meydanı’na yürüdü. Burada açıklama yapan Lokumcu’nun kardeşi Mete Lokumcu, Taksim Gezi Parkı’nda direnenlere Metin Lokumcu’nun selamını gönderdi. Fotoğraf: METE KIZIK ARİF KIZILYALIN Yer Taksim Meydanı. Polis, metro, karayolu ve ara sokaklardaki barikatlarla yolunu kestiği yurttaşların meydanda konuşlanmasını engellemek için biber gazı sıkıyor. O sırada bankadan emekli aylığını çeken 70 yaşındaki bir ihtiyar, nefes nefese; mendilini sıyırıp, “Oğlum sıkmayın şu gazı evimize gidelim” diyor. Yanıt sert ve buz gibi: “Madem yaşlısın evinde otur, ne geliyorsun Taksim’e, sana mı kaldı Gezi Parkı’nı savunmak...” Bu arada Taksim’de jammer’lar(yayın kesici cihaz) devrede. Cep telefonu, kablosuz iletişim kesik. Sosyal medyaya olaylar yansımıyor. Ama çare tükenmez. Esnaftan wifi (kablosuz internet) şifrelerinin kaldırılması isteniyor ve dükkân sahipleri de halkı kırmıyor. Medya ilgisiz. Halk da bunun bilincinde olsa gerek, meydandaki naklen yayın araçlarına yönelik slogan atıyorlar: “Korkak basın, bunu da yazın...” Gerçekten o sırada haber kanalları futbolcu ropörtajları, yemek tarifleri, Avro ve dolar analizi yapıyor. Polis ikinci bir emirle Taksim’den sonra Nişantaşı metro istasyonunu da kapatıyor. Çünkü meydana yürüyenlerin artık binlerle değil, on binlerle ifade edilecek sayıda. Fısıltı gazetesinin haberine göre de, üzerlerinde futbol takımlarının forması bulunanlar Taksim’e alınmyor. Sadece Galatasaraylılar mı var derken, Nişantaşı’nda buluşan Beşiktaş Çarşı grubu resmen gövde gösterisi yapıyor, “Gün doğdu hep uyandık siperlere dayandık bağımsızlık uğruna al kanlara boyandık” sloganı ile. Göztepe, Eskişehir, Bursa Çarşı’ya destek veriyor, Fenerbahçe ve Galatasaraylı gruplar aralarına Trabzonluları almış; futbol sahalarında asla yan yana gelmeyenler iş çevrecilik olunca omuz omuza... Esnaf, Taksim’e yürüyenlere, bedava süt ve su dağıtıyor ve benzeri kuruluşların gaz maskesi ve pamuk maske stokları anında tükeniyor ve bu arada bir polis telsizinden şu anons yapılıyor: “Bunlar marjinal grup değil. Halk...” Evet, dün Taksim’de halkın dediği oldu... Ailesindeki herkesi katletti n KARAMAN (Cumhuriyet) Cinnet getiren 19 yaşındaki Afganistan uyruklu mülteci Nezar Afzaly, annesini, babasını, ablasını ve kız kardeşini bıçaklayarak öldürdü. Evdeki kediyi de boğazını keserek öldüren Afzaly, kanlı elbiselerle fırından ekmek almaya gitti.Psikolojik rahatsızlığı olduğu öne sürülen işsiz Nezar Afzaly tutuklandı. İZLENİMLER... Halka eziyet günü!.. n ERZURUM (Cumhuriyet) Erzurum’da 14 yaşındaki lise öğrencisi M.T’ye tecavüz eden ve “Ailene söylerim” diyerek tecavüzlerini sürdüren 49 yaşındaki M.A. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 23 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada 7.5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, savcının verdiği mütalaadan hareketle, M.T’nin kemik yaşının 18 çıkması ve aynı kişiyle birden fazla ilişkiye girmesini gerekçe göstererek sanığa tecavüz yerine “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçundan ceza verdi. M.A. yaklaşık 9 ay tutuklu kaldıktan sonra bir önceki duruşmada tahliye edildi. Tecavüzcüyü korudular