23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Esenkent’te bazı Alevi yurttaşların evleri işaretlenerek üzerine ‘Ölüm’ yazıldı Maltepe’de çirkin saldırı İÇİŞLERİ BAKANLIĞI FAALİYET RAPORU: Sabahın Sahibi Var Tarihin diyalektiği kimi zaman acımasızdır. Düz bir çizgi izlemiyor. Kurtuluş Savaşı yıllarının İlk Meclis’inde savaşanları ürkek titrek bir muhalefetle tökezletmek isteyen “İkinci Grup” yenilmişti. Ama Kurtuluş Savaşı’na “kazanılamaz” diye bakan ve yüzünü geçmişe dönen, o yılların siyasi karmaşasında yeraltına çekilen o derin muhafazakârlık, bugün böyle bir diyalektiğin zafer kazanmış siyaseti olarak yalnız Meclis’te değil, toplumda da güç sahibidir. Tıpkı İlk Meclis’in “İkinci Grubu” gibi gözü dışarıda ve geçmiştedir. Onların kendilerine liberal adını takanlardan aldıkları destekle başarı kazandıklarını kabul etmek ve ama tarihin diyalektiğinin bu geçici halinin özellikleri üzerine düşünmek zorundayız. ??? Düşünelim o zaman. Tarih kendini yinelemez. Aynıyla tekrarlamaz. Tekrarın tekrarındaki imkânsızlık, Nâzım’ın “Masalların Masalı”nda anlattığı gibi “suda suretimiz çıkıyor, suyun şavkı vuruyorsa bize” yenilir. Peki öyleyse benim pazartesi akşamı Mimar Sinan Üniversitesi’nde kuruluş toplantılarını izlediğim Fikir Kulüpleri Federasyonu neyin tekrarı? 60’lı yılların Fikir Kulüpleri Federasyonu yeniden mi kuruluyor? Bir anlamda evet. Üniversiteli gençler o yılların bu ilginç ve çok önemli deneyimini önlerine koymuşlar, ona sahip çıkıyorlar ve adıyla sanıyla onu yeniden kuruyorlar. Yeniden ama tekrarlamadan kuruyorlar gördüğüm kadarıyla. Tarih kendini yineliyor, ama bir üst düzeyde. Helezon yukarı doğru tırmanıyor, diyalektiğin kuralları işliyor ve eğer insan elinin değdiği koşullar insanın elinden, beyninden, teorisinden ve pratiğinden etkileniyorsa tekrarın tekrarındaki niteliksel sıçrama gerçekleşiyor demektir. ??? Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun kuruluşu bu açıdan heyecan vericidir. Onların büyük bir coşkuyla gerçekleştirdikleri kuruluş toplantılarını izlerken kendi kişisel tarihimden sayfalar geçti gözümün önünden. 1969 yılında Hukuklular Fikir Kulübü’nün sekreterliğini yaparken, FKF İstanbul Sekreterliği Yönetim Kurulu’nda bir delikanlı olarak koşuşturur, büyük bir heyecanla İzmit’ten İstanbul’a sırtımızda “Onlar ortak biz pazar” yazılı çuvaldan bozma kılıklarımızla yürürken aklımdan geçenleri düşündüm... O günler aklı başında, okur yazar, birikimli ve devrimci gençliğin ayağa kalktığı yıllardır. 71’in generalleri o nedenle “Bu anayasa bize bol” diyerek saldırılarının sivri ucunu 61 Anayasası’na çevirdiler, o nedenle gençleri astılar. 12 Eylül’ün generalleri ise öncekilerin tamamlayamadığı işi büyük bir gaddarlıkla, zulümle tamamlamaktan zevk aldılar. ??? Şimdi yeni bir evredeyiz. “İkinci Grup” artık o İlk Meclis’in ürkek muhalefeti değildir; iktidardadır ve karanlık Türkiye’nin üzerine tam anlamıyla çökmek üzeredir. Ama “sabahın bir sahibi var”, öyle değil mi arkadaşlar. Onlar uzun ve yoğun bir çabayla gençliği kültürden, edebiyattan, sanattan ve tümünün birikimi, sonucu olarak politikadan uzaklaştırmayı amaçladılar, epeyce de yol aldılar. Şimdi akşamın alacakaranlığındayız. Öyleyse bize düşen tekrarın tekrarındaki imkânsızlığı bilerek tarihin diyalektiğinden güç almak, şemalardan uzak durmak, helezonu bir üst düzeyde tamamlamak ve “sabahın sahibinin” kim olduğunu göstermektir. Yolunuz açık olsun arkadaşlar. Valilerin yetkileri artırılsın İLHAN TAŞCI ANKARA 1 Mayıs’taki sert müdahale nedeniyle İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu eleştiri oklarının hedefi olurken İçişleri Bakanlığı, kaymakam ve valilerin yetkilerinin daha da artırılmasını önerdi. Bakanlık bu öneriyi sınırlı yetkinin “il sistemini zayıflattığı” gerekçesine dayandırdı. Güvenlikle ilgili faaliyet alanlarının diğer faaliyet alanlarının önüne geçmesi, raporda bakanlığın “zayıflığı” olarak değerlendirildi. İçişleri Bakanı Muammer Güler’in sunumunun da yer aldığı bakanlığın faaliyet raporunda, “üstünlükler, zayıflıklar” irdelenirken öneri ve önlemlere de yer verildi. Kamuoyu nezdinde terör, toplumsal uzlaşmazlık gibi kritik konularda bakanlığını devletle özdeşleşmiş olmasının üstünlükler arasında sayıldığı raporda, bakanlığa verilen görevlere paralel mali kaynakların sağlanmaması, mevzuattaki değişikliklerin uygulamaya aktarılmasında sıkıntılar yaşanması, bakanlığın güvenlikle ilgili faaliyet alanlarının diğer faaliyet alanlarının önüne geçmesi “zayıflıklar” arasında gösterildi. “Farklı yapı ve büyüklükteki yerel idarelerin, farklılaştırılmamış mevzuata tabi tutuluyor olması”nın da zayıflık olarak değerlendirilmesi dikkat çekti. Sivil toplum kuruluşlarının kamu karar alma mekanizmalarında yer almasının teşvik edilmesi istendi. Öneriler arasında şu değerlendirmeler dikkat çekti: “İl sistemini zayıflatan nedenlerin ortadan kaldırılması, bazı bakanlık, kurum ve kuruluşların mevzuatında vali ve kaymakamların yetkilerini kısıtlayan hükümlerin kaldırılarak, il idaresi kanunuyla uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Vali ve kaymakamların birinci derecede sorumlu oldukları emniyet ve asayiş hizmetlerinde gözetim, denetim, müdahale ve icra yetkilerini daha etkin kullanabilmeleri için kurumsal kapasitelerini artırmaya yönelik olarak yapılan çalışmaların devam ettirilmesi önem arz etmektedir.” İstanbul Haber Servisi Maltepe Esenkent’te ikamet eden bazı Alevi yurttaşların evleri pazar akşamı kimliği belirsiz kişiler tarafından işaretlenerek üzerine “ölüm” yazıldı. Evlerinin işaretlenmesine tepki gösteren Aleviler, önceki gün yaptıkları yürüyüşle işaretlemeleri protesto etti. Esenkent Mahallesi’nde pazartesi sabah uykudan kalktıklarında evlerinin kapılarında ve duvarlarında çeşitli işaretler ve üzerinde “Ölüm” yazan yazıları gören Alevi yurttaşlar, şaşkına döndü. Aynı mahalle içerisinde 10 evin işaretlendiğini gören yurttaşlar durumu polise bildirdi. Polisler, çevrede incemelerde bulunarak çalışma başlattı. Olayın ardından Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Maltepe Şubesi üyesi bir grup, önceki gün akşam Esenkent’te bir araya gelerek duruma tepki gösterdi. Üzerlerine işaret konulan evlerin önünde yürüyüş yapan grup üyeleri burada 2012 ALEVİ RAPORU Erdoğan 6 kez nefret dili kullandı yaptıkları basın açıklamasında faillerin yakalanmasını istedi. Alevi evlerinin bilinçli olarak işaretlendiğine dikkat çekilen açıklamada, “Komşu ülkelerde bombaların patladığı bir ortamda ülkemiz iç ve dış politika alanında hızla kaosa sürükleniyor. Aleviler, Sünniler, Kürtler, Türkler ve Araplar birbirlerine düşman edilmeye çalışılıyor. Bugün de Esenkent Mahallesi’nde Alevi evlerine işaretler koyulmuş ve evlerin duvarlarına ‘Ölüm’ yazılmıştır. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin yıldönümünde karşılaşmış olduğumuz bu çirkin saldırı tesadüf değildir” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Alevi Bektaşi Federasyonu’nun Alevilere yönelik hak ihlallerini değerlendirdiği “AleviRapor 2012” açıklandı. Rapora göre, geçen yıla ait ihlal, ayrımcı, ötekileştirme vakası sayısı 70. Bunlardan 32’si kamu kaynaklı. Mahalle baskısı türündeki suçların sayısı 19 ve çoğunluğunu Alevi evlerinin işaretlenmesi oluşturuyor. Yürütmenin alanına giren vaka sayısı 9 ve tıpkı 2011’de olduğu gibi 2012’de de Başbakan Tayyip Erdoğan bu kapsamda 6 kez nefret dili kullanmış ve hakaret etmiş. İngiltere Alevi Kültür Merkezi ve Fransa Alevi Birlikleri Federasyonu tarafından Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak yayımlanan “AleviRapor”da yer alan saptamalardan bazıları şöyle: “Ayrımcılık, hak ihlali, nefret suçu, inkâr, baskı, şiddet, hakaret, ötekileştirme”nin kaynağında kamu siyaset alanı oldukça büyük bir ağırlığı oluşturuyor. 2011’de kamu kaynaklı ihlal, ayrımcı, ötekileştirme vakası 18, yasama alanına giren 1, siyaset kurumuyla bağlantılı vaka sayısı 1, toplum baskısından kaynaklı olanı ise 7. 2011’de bizzat hükümet kaynaklı vaka sayısı 10. Bunların 9’unda nefret dilini kullanan kişi Başbakan Erdoğan. Eğer, nefret suçları yasal mevzuatımız içine girseydi, Erdoğan, tam 9 kez hâkim karşısına çıkacaktı. Toplam vaka sayısının 70 olduğu 2012’de ise kamu kaynaklı suç 32. Bunların büyük kısmını eğitim kurumlarında yaşanan ihlaller oluşturuyor. Mahalle baskısı türündeki suçların sayısı 19 ve çoğunluğunu Alevi evlerinin işaretlenmesi oluşturuyor. Yürütmenin alanına giren vaka sayısı 9 ve 2011’de olduğu gibi 2012 yılında da Erdoğan bu kapsamda 6 kez nefret dili kullanmış ve hakaret etmiş. Yasama alanına giren vaka sayısı 6, yargı alanı kapsamındaki vaka sayısı ise 4. Başkanlık sistemine AKP içinden en sert çıkış Günay’dan ‘Diktatörlük’ uyarısı ERDEM GÜL İle özel yasa olsun Terör mağdurlarına 3 milyar lira Raporda, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun ile ilgili işlemler de incelendi. Yasa yürürlüğe girdiği günden bu yana 361 bin 256 kişi başvururken bunlardan 318 bin 575’inin karara bağlandığı belirtildi. 171 bin 249 dosyada olumlu karar çıktı. Başvuruculara ödenecek tutar 2 milyar 952 milyon 905 bin lira olarak hesaplandı. HOPA DAVASI’NDA SONA DOĞRU Amir yine gelmedi mahkeme vazgeçti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Ankara İl Başkanlığı önünde yapılan Hopa protestosuna ilişkin 37 kişi hakkında açılan terör örgütü üyeliği davasında sona yaklaşıldı. Mahkeme, esas hakkındaki mütalaanın açıklanması için dosyayı savcıya gönderdi. Hopa olaylarına müdahale eden polislerin amiri Osman Can, mahkemenin çağrısına rağmen dün de duruşmaya gelmedi. Bunun üzerine mahkeme, müşteki Can’ın ifadesini almaktan vazgeçti. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşma öncesi Halkevleri üyeleri, adliye önünde “Metin Lokumcu ölümsüzdür”, “Halkın hakları yargılanamaz” yazılı pankart açtı. Mahkeme Başkanı Dündar Örsdemir, bazı sanıkların eylemdeki faaliyetlerinin tespiti amacıyla, fotoğraf ve görüntü kayıtlarının incelendiği bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını bildirdi. Sanık avukatlarından Ayhan Erdoğan bilirkişi raporunu incelemek ve bilirkişilerin mahkemede dinlenmesini istedi. Duruşma sonunda müşteki Can’ın dinlenilmesinden vazgeçilmesine karar veren mahkeme, bilirkişilerin, mahkemede dinlenilmesi talebini, “yargılamaya yenilik katmayacağı” gerekçesiyle reddetti. ANKARA AKP’nin başkanlık sistemi ısrarına parti içinden en sert çıkış eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ dan geldi. Günay, “Kuvvetler ayrılığı olmayan bir sistemin diktatörlüğe dönüşeceği” uyarısında bulundu. Günay, başkanlık sistemine yönelik “diktatörlük” uyarısını AKP’nin haftasonunda gerçekleştirilen Kızılcahamam kampında yaptı. Günay, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın katılmadığı oturumda TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun sunumunu yaptığı başkanlık modelini eleştirirken 2007’de kendisinin de içinde yer aldığı yeni anayasa çalışmalarını anımsattı. Günay şöyle dedi: “O zaman belirlediğimiz ilkelere göre yeni anayasa kısa, öz ve anlaşılır olacak ve mutlaka kuvvetler ayrılığı prensibine oturacaktı. Ama bugün görüyoruz ki çok farklı şeyler anlatılıyor. Bir de başkanlık sistemi söyleniyor. Başkanlık modeli kuvvetler ayrılığı ilkesine tamamen aykırı. Başkanlık sistemi, Güney Amerika’da askeri darbelere ve 1970’li yıllarda tartışılan Asya Tipi Üretim Tarzı modellerinin uygulandığı ülkelerde de diktatörlüğe dönüştü. Mevcut sistemle kuvvetler ayrılığının olmadığı bir başkanlık modeliyle diktatörlüğe dönüşme riskimiz var.” Günay, başkanlık sistemine, “Kişilere ve konjonktüre dayalı anayasa yapılmaz” diyerek de karşı çıktı. İkinci gün oturumda Erdoğan eleştirileri kastederek “Daha biz kendi arkadaşlarımızı bile ikna edemedik ki” dedi. İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN TAKSİM’DEN SONRA ÇAĞLAYAN ADLİYESİ DE YASAKLANDI İstanbul Haber Servisi İstanbul’da Taksim Meydanı’nın gösteri ve basın açıklamalarına kapatılmasının ardından, önceki gün de Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nın önünde basın açıklaması yapılması yasaklandı. Siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütü üyeleri, avukatlar, öğrenciler, tutuklu yakınları dahil pek çok grubun, sesini kamuoyuna duyurmak için bir araya geldiği Çağlayan Adliyesi’nin C kapısında basın açıklaması yapılması yasaklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı üzerine, adliyenin güvenliğinden sorumlu Emniyet yetkilileri dün (önceki gün) itibarıyla adliyenin C kapısında açıklama yapmak isteyenlere izin vermedi. Açıldığından bu yana 2 yılda yaklaşık 250 basın açıklamasının adresi olan C kapısı, güvenlik gerekçesiyle eylemcilere kapatıldı, kapıya çevik kuvvet ekibi yerleştirildi. Açıklama yapmak isteyenler adliyenin karşısındaki meydana yönlendirildi. [email protected] www.halitcelenk.org Halit Çelenk’in savaşımı internette ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İki yıl önce yaşamını yitiren demokrasi ve insan hakları savaşımcısı, “Üç Fidan”ın da avukatlığını üstlenen Halit Çelenk’in kitapları, yazıları, söyleşileriyle avukatı ya da sanığı olduğu dava dosyalarına erişilebilmesi için www.halitcelenk.org internet adresi oluşturuldu. Kızı Serpil Güvenç ile damadı Kaya Güvenç internet sitesini “Biz bu sitede, yaşamı boyunca emeğin metalaşmasına karşı çıkmış olan Çelenk’in düşüncelerini, incelemelerini ve mücadelesini dünyayı değiştirmek isteyenlerle, özellikle de genç kuşaklarla paylaşmak istedik” sözleriyle özetledi. www.halitcelenk.org sitesini Halit Çelenk’in damadı Kaya Güvenç hazırladı. Teknik tasarımını Erdem Olcay’ın yaptığı sitede yer alan belgelerin düzenlemesini ise Yener Yentek yaptı. Ender Yeşildağ, Can Soyer ve Bülent Akça da videoların düzenlenmesine katkıda bulundu. İnternet sitesinde, Çelenk’in çocukluğundan gençlik yıllarına ve avukatlık dönemlerine ilişkin ayrıntılı bilgi ve belgeler yer aldı. Sitede, Halit Çelenk’in yayımlanmış on dört kitabı ve dört broşürü de yayımlandı. İnternet sitesinde, Halit Çelenk ile yapılmış söyleşilerle videolara da yer verildi. Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan CHP Beyoğlu İlçe Örgütü tarafından Taksim’den Galatasaray Meydanı’na yapılan meşaleli yürüyüşle anıldı. Deniz Gezmiş’in heykeli depoya Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişinin 41. yılında yeniden kurulan Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi bahçesine diktiği 3 metrelik Deniz Gezmiş heykeli, aynı gece okul yönetimi tarafından depoya kaldırıldı. Öte yandan İstanbul’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde “Bir Avuçtular Deniz Oldular” sergisi açıldı. Sergide Deniz’in çok sayıda çocukluk fotoğrafları ile yeşil parkası, idama giderken ipleri kesilerek çıkarılan postalı yer aldı. Sergide ayrıca Hüseyin İnan’ın kazağı, mektubunun orijinali, Yusuf Aslan’ın ilk kez sergilenecek fotoğrafları ve ailesine yazdığı son mektubu da yer alıyor. Esenyurt’ta ise Üç Fidanlık’ta yapılan anmaya siyasi parti temsilcileri, demokratik kitle örgütleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Hatay’da Deniz’leri anmak için Ulus Meydanı’na doğru yürümek isteyen gruba cop, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale eden polis 5 öğrenciyi gözaltına aldı. Fotoğraf: VEDAT ARIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle