Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA 10 HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK CUMHURİYET 8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNCEL ? Baştarafı 1. Sayfada cümleyi siyasal ayet diye kabul eden medyamızda bir tartışma telaşıdır başladı, hâlâ sürüyor. Pazartesileri toplanan Bakanlar Kurulu’nda neler görüştüklerini basına açıklayan yardımcısı, sözcü Bülent Arınç’ın gazete başlıklarından hükümette askerliğin kısaltılması kararı yok, dediğini öğrendik. Konu ya Bakanlar Kurulu’nda görüşüldü, askerlik süresinin indirilmesini erken buldu bakanlar ya da Başbakan iki gündür gazetelerdeki süreyle ilgili tartışmalardan bunaldı. Hükümet sözcüsü Arınç’a haberi usturuplu biçimde yalanlamasını buyurdu. O da her zaman yüzünde ciddi insanlara özgü maske, doğruları söylediğini inandırıcı olmaya çalışan yumuşak ses tonuyla “Bugün verdiğimiz bir karar yok” dedi. ??? Fakat gazeteler Başbakan’ın sözlerini yalanlayan Arınç’ın açıklamasına fazla itibar etmedi. Dün inadına askerliğin 18 aydan 12 aya indirilmesiyle ilgili yeni haberler üretip yayımladılar. Son haberlere göre hükümetin karşı çıkmasına karşın Genelkurmay askerlik süresinin kısaltılmasına olumlu bakıyor. Başbakan’ı, Başbakan Yardımcısı’nın yalanlamasından sonra; bu kez Genelkurmay’ın hükümetle ters düştüğünü içeren haberler gündeme düşmüş oluyor. ??? Zaten bu tür kararlara da gerek yok! Silahlı Kuvvetler kendiliğinden eriyor. Bir önceki aya kıyasla subay sayısı 179, astsubay sayısı 539, uzman jandarma sayısı 21 azaldı. Erbaşlar sayısı da bir önceki aya kıyasla 36 bin 438 azalarak 379 bin 439’a düştü. Nisan 2013 itibarıyla TSK’nin personel toplamı 681 bin 881 iken, Mayıs 2013’te bu rakam 645 bin 384’e düştü. Böylece bir ayda TSK’nin personel oranı yüzde 5.3 oranında azalmış oldu. Generallere gelince… RTE, adeta Adnan Menderes’in TSK’yi yedek asteğmenlerle de yönetirim dediğine geliyor... Değerli birçok general/amirali darbeci diye içeriye attığı yetmiyormuş gibi; şimdi emeklilik taleplerinin işleme konulmasıyla Ağustos 2012’den bu yana istifa eden general/amiral sayısı da giderek artıyor. Darbe korkusu sarmış RTE’yi. Kasımpaşalı edasıyla öyle bol keseden attığı cesaret simgesi nutuklara kulak asmayın. Yeni Şafak dün açıkladı. RTE’nin “2023 vizyonu”na göre TSK, küçülecek, sadece dış tehdide karşı görev yapacak, jandarma “kır polisine” dönüşecek!.. ??? Bunların “Ordu bizim ordumuz” söylemlerine bakmayın. Her fırsatta askeri karalıyorlar. Daha modern bir ordu yaratmak propagandasıyla, ama asıl amaçlarını örtmek için ulusal ordunun varlığını korumasını savunanları darbeci diye suçlayıp yandaş medya ile el ele, teşhir ediyorlar. Ama bilinçaltındaki asıl duygularını dışarıya vuran örnekler yaşandı... Örneğin Bülent Arınç; gazetelere sızdırılan, çoğu bir zaman sonra asılsız olduğu ortaya çıkan haberleri kaynak göstererek; “Yahu bunlar (generaller, amiraller, her rütbeden subaylar) düşmanla nasıl savaşacaklar? Darbe planlamaktan başlarını kaldıramıyorlar” diye ekranlarda alaylı konuşmalar yaptı. Bu türden içlerindeki askere olumsuz bakışı dışa vuran son konuşması; son 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tarihli. 2013’e kadar türbanlı eşli Meclis başkanlarının resepsiyon çağrılarını reddeden Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının, bu kez eşleriyle davete gelmelerini Bülent Arınç, “Düne kadar Meclis Başkanı’nın 23 Nisan resepsiyonuna katılmayanlar bugün gelip Meclis Başkanı’nın önünde şak diye selam duruyorlar” diye ve elbette içlerindeki sönmeyen nefreti dışarı vuran bir cümle ile böyle yorumladı. ??? “Bizim asker büyük asker” dememek, askeri uğurlayanlara dedirtmemek için çırpınıyorlar! Şayet hem cumhurbaşkanı, hem başbakan, hem parlamento, hem yargıçyargı konumuna gelmeyi başarırsa… …2023’te TSK’de işlem tamam! Başsavcıyı ‘MİT’ götürdü Ankara Başsavcısı Kuriş’in tenzili rütbe ile Antalya Başsavcılığı’na atanmasının perde arkasında, Erdoğan ve MİT Müsteşarı Fidan hakkında Ankara’da yürütülen gizli bir ‘Oslo soruşturması’nın olduğu iddia edildi ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş’in tenzili rütbe ile Antalya Başsavcılığı’na atanmasının perde arkasında Başbakan Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında Ankara’da yürütülen gizli bir “Oslo soruşturması”nın neden olduğu iddia edildi. PKK ile MİT’in Oslo’da yaptığı görüşmelere ilişkin soruşturmanın İstanbul’dan bağımsız olarak yürütüldüğü öğrenildi. Bu soruşturma, yeni kurulan TMK’nin başına başsavcıvekili Murat Esen’in atanmasıyla ortaya çıktı. Esen, hemen soruşturmada takipsizlik kararı verdi. HSYK, 30 Mayıs günü 1923 hâkim ve savcıyı kapsayan bir kararname yayımlamıştı. Kararnamede, en dikkat çeken atama, 2010’da Ankara Başsavcılığı’na getirilen İbrahim Ethem Kuriş’in sürpriz bir şekilde Antalya Başsavcılığı’na atanması olmuştu. Bu tenzili rütbe olarak yorumlanmış, ancak atamanın gerekçesi anlaşılamamıştı. Hatta Başsavcı Kuriş, HSYK’ye 10 kişilik bir liste vererek, bu savcıların yerlerinin değiştirilmesini istemişti. Kurul ise beklenmedik şekilde lis Kuriş’in gönderilme nedeninin, Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesi ile görevli Ankara Başsavcı Vekilliğinde yürütülen bir Oslo soruşturması olduğu iddia edildi. Konuyla ilgili sürecin şöyle geliştiği belirtiliyor: Dönemin özel yetkili başsavcıvekili Hüseyin Görüşen’e Oslo görüşmelerine ilişkin suç duyurusu niteliği taşınan bir ihbar maili geldi. İhbar dilekçesinde, MİT’in Oslo’da PKK ile yaptığı görüşmelere ilişkin şu ana kadar gün yüzüne çıkmamış bilgilerin yer aldığı öğrenildi. İhbar üzerine soruşturma başlatan, bunu UYAP’ta numara vermeyerek gizlilik içinde yürüten Görüşen, İstanbul Başsavcılığı’na yazı göndererek oradaki Oslo dosyasının örneğini istedi. Ancak hükümet, Hakan Fidan’ın ifadeye çağrıldığı MİT krizinden sonra özel yetkili savcılıklar yerine terörle mücadele savcılıklarını kurdu. HSYK de bu yeni TMK hâkim ve savcılıklarına yeni isimler atadı. Bu kapsamda Hüseyin Görüşen’in özel yetkileri alınarak, yerine kurulan TMK’ye Başsavcı Vekili Murat Esen getirildi. “Başbakan’a operasyon” olarak yorumlanan bu gizli Oslo soruşturması nedeniyle Başsavcı Kuriş’in gözden düştüğü konuşuluyor. Kuriş’in bu nedenle Ankara’dan alınıp, Antalya’ya atandığı dile getirildi. Kuriş’in görev yaptığı dönemde MİT Müsteşar Yardımcısı Muhammed Dervişoğlu hakkında haksız mal varlığı davası açılmıştı. Bu davanın da atamada etkili olan diğer neden olduğu konuşuluyor. Yeni başsavcı Fethi Şimşek’in göreve başlamasından sonra bazı başsavcıvekillerinin de pasif göreve getirileceği konuşuluyor. Öte yandan Ankara’da Memur Suçları Soruşturma Bürosu’nda görevli savcı Murat Demir de Konya’ya tenzili rütbe ile atanmıştı. Demir, Başbakanlık’ta yaşanan koruma kavgasına ilişkin soruşturmayı yürütüyordu. Başsavcı Kuriş, olaya ilişkin görevi kötüye kullanma iddiasıyla Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Ramazan Bal’ın arasında bulunduğu 5 koruma hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istemişti. Kuriş’in yanı sıra Demir’in görevden alınma nedeninin bu soruşturma olduğu savlanıyor. Neden Oslo mu? teyi değil, Kuriş’in yerini değiştirmişti. Ankara’da yürütülen gizli Oslo soruşturmasının varlığı da Murat Esen’in gelişiyle ortaya çıktı. Esen, geçen yaz sonu dosyaları devralırken, bir soruşturma dosyasının eksik olduğunu fark etti. Bunun üzerine yapılan araştırmalarda Hüseyin Görüşen’in makamında bulunan özel kasada Oslo soruşturmasının dosyası çıktı. Dosyada Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın isimleri “şüpheli” olarak yer aldı. Murat Esen, göreve gelir gelmez soruşturmanın Erdoğan ve Atalay’la ilgili bölümüne takipsizlik kararı verdi. Başsavcıvekili Esen, Hakan Fidan’la ilgili olan bölümü ise yetkisizlik kararı ile İstanbul’a gönderdi. İstanbul da bununla birlikte tüm Oslo soruşturmasına geçen ay takipsizlik kararı vermişti. Bu gizli soruşturmadan Hüseyin Görüşen’in yanı sıra başsavcı Kuriş ile vekilleri Şadan Sakınan ve Nuri Yiğit’in de bilgileri olduğu ileri sürüldü. Bazı kaynaklar ise Kuriş’in haberinin olmadığını iddia etti. Demir’i korumalar yaktı Suriyeli ile Türk vatandaşın kavga etmesi sonucu başlayan gerginlik sonrası ilçe halkı sokağa döküldü Reyhanlı’da tehlikeli gerginlik Gladyo’yu başka yerde aramayın HATİCE TUNCER İŞÇİ PARTİLİ ÇİÇEK SON SAVUNMASINI YAPTI: FotoğraflarAACEM GENCO MEHMET ALİ SOLAK AKIN BODUR Kamplar dışındaki Suriyeliler kimler? CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl de “Reyhanlı’da yaşanan olayların başka ilçelere de sıçramaması için Suriyeli mültecilerin barındığı kampların çevresinde güvenlik artırılmalı ve kamlarda kalanların elini kolunu sallayarak kent merkezlerinde dolaşmalarının önüne geçilmelidir. Hatay’ın muhtelif yerlerinde kamp dışında ikamet eden, iş yeri açan Suriyeliler bulunuyor. Benim vatandaşım yasalara riayet etmeksizin adım atamazken kamplar dışında yaşayan Suriyeliler kimdir, nerede kalır, ne yaparlar bunu bilmiyoruz” dedi. Avukatların ‘dijital’ isyanı OZAN YAYMAN İZMİR İzmir’de 79’u tutuklu toplam 357 sanığın yargılandığı “gizli belge ve bilgi bulundurma” davasında avukatlar, dijital verilerin kendilerine “devlet sırrı” gerekçesiyle verilmemesini eleştirerek “Savunma yapmamız engelleniyor” dedi. Davanın dünkü duruşmasında, kurulduğu savunulan örgütün iki numaralı ismi Narin Korkmaz savunma yaptı. Korkmaz, dosya kapsamında yer alan klasörlerden pek çoğunda, koordinatör olarak gözüktüğünü ve bu klasörlerin oluşturulma tarihinin, kendisinin ilkokul çağında olduğu döneme tarihlendiğini söyledi. Korkmaz, kendisinin sürekli TSK tesislerine giren çıkan birisi olarak yansıtıldığını anımsatarak “Ben bugüne kadar TSK tesislerine üç kez girdim. Birisi asker emeklisi olan dayım ile sosyal tesislere, diğeri erkek arkadaşımın görev yaptığı askerlik şubesine olmak üzere toplam üç girişim mevcut. 2006 yılından bu yana TSK ile ilişki halinde olduğum iddia ediliyor. Ben 2006 yılında 16 yaşındayım. Bir de, ben bu örgütün işleyişini tek tek Word dosyasına yazmışım. Böyle bir iddia var. Ben bunu yaptıysam bu benim düpedüz salak olduğumu gösterir” dedi. Bu arada avukatların, mahkeme heyetinden dijital belgelerin orijinallerinin kendilerine verilmesi yönündeki ısrarları sürüyor. Avukat İlker Savran, bu aşamada üzerinde en fazla durulması gereken konulardan birisinin bu olduğunu vurgulayarak “Mahkeme söz konusu belgeleri, içerisinde devlet sırrı olduğu gerekçesiyle veremeyeceğini söylüyor. O zaman, bu dijital belgelerin kütüklerini versinler ve bizler de, ne zaman kim ya da kimler tarafından oluşturulduğunu öğrenebilelim” diye konuştu. HATAY Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde bir Suriyeli ile Türk vatandaşın kavga etmesi sonucu başlayan gerginlik sonrası ilçe halkı sokağa döküldü. Polisin müdahale ettiği olaylarda 7 kişi gözaltına alındı. Reyhanlı ilçe merkezinde bir lokantada yemek yiyen Suriyeli bir sığınmacı ile lokantanın sahibi bir Türk arasında hesap yüzünden kavga çıktı. İhbar üzerine lokantaya gelen polis ekipleri, Suriyeli vatandaş ile lokanta sahibini alarak polis merkezine götürdü. Daha sonra “Suriyeliler tarafından Türk bayrağı yakıldığı, polislere saldırıldığı” söylentisi üzerine çoğunluğu gençlerden oluşan çok sayıda yurttaş sokağa döküldü. Atatürk Caddesi’nde toplanan kalabalığı polis cop kullanarak dağıttı. Hatay İl Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç, ilçeye gelerek gelişmeler hakkında bilgi aldı. Hatay’dan çevik kuvvet polisi ile özel harekât polislerinin yanısıra çok sayıda jandarma da takviye kuvvet olarak ilçeye sevk edildi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı ilçedeki olaylara karıştığı belirlenen Suriyeli ve Türk 7 kişi gözaltına alındı. Özgür Suriye Ordusu’na destek veren Selefi gurupların yerleştiği Reyhanlı’da, radikal dinci grupların sınırdan silahlarıyla istedikleri gibi giriş çıkış yapabildikleri belirtilirken, Reyhanlı’da Suriyeli muhaliflere ambulansla silahların taşındığı iddia edilmiş, Türkiye’ye sığınan Suriye askerlerinin kaçırılması gibi olaylar yaşanmıştı. İki hafta önce Reyhanlı Gölü kenarındaki piknik alanında bir Suriyeli yanındaki el bombasının pimini çekerek orada bulunanlara tehditler savurmuştu. Bölge halkı ise Suriyeli muhaliflerin kendilerini rahatsız ettiğini, yemek yedikleri ve alışveriş yaptıkları yerlerde hesap ödemediklerini, hastane ve kamuya açık alanlarda sürekli olay çıkardıklarını anlattı. CHP’Lİ ÜYELER AVCI’YI DİNLEMEK İSTİYOR MAHMUT LICALI Ergenekon davasında hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen Albay Cengiz Köylü, “Hakkımdaki iftiralar Alevi olduğum yalanına dayandırılıyor” diyerek ailesinin nüfus kaydını mahkeme heyetine gösterdi. İşçi Partili Aydınlık gazetesi yazarı Hikmet Çiçek, “Gladyo’nun elemanlarını bu davanın sanıkları arasında aramayın. Gladyonun imzasını, iddianamede ve mütalaadaki imzalarda arayın” dedi. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, son savunmasını hazırlamak için süre istedi. Ergenekon davasının 293. duruşmasında tutuksuz yargılanan, Yargıtay aşamasındaki Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Albay Cengiz Köylü, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yaptı. Köylü, TSK’de Alevi yapılanması iddialarını içeren MİT tarafından hazırlanan bilgi notu nedeniyle suçlandığını ifade ederek “Bana iddianamede yöneltilen suçlamalar, MİT’in ham duyumlara ve doğruluğu teyit edilmemiş iftiralara dayanıyordu. Mütalaa da iftira olduğu ispatlanan aynı bilgi notuna dayandırılıyor. MİT’in Karargâhevleri bilgi notu, iftira ve hiçbir hukuki dayanağı olmadığı gibi gerçekleri de yansıtmamaktadır” dedi. Resmi kayıtlardan gerçeğe ulaşılabileceğini ifaden eden Cengiz, “31 yıl hizmet ettiğim kurum beni neden bu iftiralara karşı korumuyor. Adalet sistemi beni bu iftiralar karşısında neden korumuyor? TSK ve MİT’in, Al evi olduğum yalanı üzerine kurulan iftiraları araştırmaması art niyet değil mi? Aynı merkezin iftiraları nedeniyle 5 yıldır burada tutukluyum” dedi. ikmet Çiçek: Saha temizliği yapıldı Tutuklu sanık Aydınlık gazetesi yazarı Hikmet Çiçek, son savunmasında 2 saatlik sürenin yetersiz olduğunu ve usulsüz ve hukuk dışı uygulamalar yapıldığını belirterek şunları söyledi: “Siyasi davalar da hukuk davasıdır. Hukukun temel ilkelerinin bu davada da uygulanacağını zannediyorduk. Ne kadar safça düşündüğümüzü geçen 5 yıllık yargılama sonunda anladık.” Ergenekon operasyonları ve yargılama sürecinde özel yetkili mahkemelerde Cumhuriyet hukukunu savunan hâkimlerin görevlerinden uzaklaştırıldığını ifade eden Çiçek şöyle devam etti: “Bu mahkemenin başkanı Köksal Şengün başta olmak üzere, Zafer Başkurt, Şeref Akçay, Oktay Kuban, Necdet Ede, Erkan Canak gibi meslektaşlarınız çeşitli gerekçelerle görevlerinden alındı ve özel yetkili mahkemelerden uzaklaştırıldı. Yeni HSYK tarafından bir ‘saha temizliği’ yapılmış oldu. Kalan hâkim ve savcılara ‘hukukun değil siyasal iktidarın istek ve taleplerine uyun’ mesajı verilmiş oldu.” Daha sonra tutuksuz sanıklar emekli Hâkim Albay Tanju Güvendiren, yönetmen Yavuz Işıklar, gazeteci Adnan Bulut, İnternet Andıcı dosyası sanığı emekli Deniz Yarbay Recai Alkan son savunmalarını yaptı. Duruşma yarına ertelendi. H ANKARA Yasa dışı dinleme ve izlemeleri engellemek amacıyla kurulan TBMM Böcek Araştırma Komisyonu’nda AKP ile CHP’li üyeler arasında Hanefi Avcı krizi çıktı. AKP’li üyeler komisyonun çalışmalarını tamamladığını ve rapor yazım sürecine geçme yönünde karar alırken CHP’li üyeler Avcı’nın dinlenmesini talep ediyor. CHP’li komisyon üyeleri Adalet Bakanlığı’ndan izin alarak Avcı’yı dinleyip görüşlerini muhalefet şerhi olarak verecek. Komisyon henüz resmi çalışma süresi sona ermeden çalışmalarını tamamlayarak rapor yazım aşamasına geçti. Bu kapsamda rapor yazımı için ek bir aylık süre talebinde bulu nacak komisyonda bugüne kadar resmi kurum ve kuruluşların yanı sıra eski istihbaratçılar da dinlendi. Komisyonda AKP’li üyeler geçen hafta CHP’lilerin toplantının başında eski Komisyon Başkanı Zeyid Aslan’ın CHP’li Kamer Genç’e küfürlü konuşmalarına tepki göstererek ayrılmasının ardından rapor yazım aşamasına geçilme kararı aldı. Ancak komisyonun dört CHP’li üyesi komisyonun çalışmalarını erken bitirdiği görüşünde. CHP’li üyeler; Devrimci Karargâh Örgütü’ne yardım ettiği suçlamasıyla tutuklu bulunan Avcı’nın dinlenmesini talep ediyor. Aslan’ın istifa etmesiyle boşalan Komisyon Başkanlığı için bugün yapılacak seçimde CHP’li komisyon üyelerinin bu konuyu tekrar gündeme getirmesi bekleniyor. İstanbul Haber Servisi Balyoz davasında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in, Balyoz davasını anlattığı “Cambazı Bırak, Balyoz’a Bak” isimli bir kitabı çıktı. Örnek kitabında, Balyoz davası sürecinde ifade vermeye gelmeyen eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’a sitem ederek tanık olarak çağrılmayacaklarını kendilerinin önceden bildiğini söyledi. Nergiz Yayınları’ndan çıkan 650 sayfalık kitabı eşi Sevil Örnek’e ithaf eden Örnek, “Seni çok üzdüler...” dedi. Örnek, önsözünde, kitabı herkesin masum olduğunu göstermek için yazdığını belirterek, “Bu insanlar hain bir komplonun kurbanıdır” dedi. Özden Örnek, Balyoz davasının kitabını yazdı