23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 katılan müdahil avukatlarının savunmalarımız sonrasında hakkımızda ne düşündüklerini hep merak ettim. Kendileri, Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın yargılandığı davada da sanıkları ve savunmalarını uzatmaya yönelik birer piyon rolüne sokulmaya çalışıldıklarını, kullanıldıklarını anlayabilmişler miydi acaba? İstanbul İshal Festivali! “Türkiye’nin en kapsamlı yemeiçme ve eğlence festivali” olarak tanıtılan “Arçelik Gastro İstanbul”, bu akşam Maçka Küçük Çiftlik Park’ta yapılacak görkemli bir törenle başlıyor. Ana sponsorluğunu Arçelik’in üstlendiği festivale, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir ve Şişli Belediyesi, THY, CocaCola, Garanti Bankası, Öztiryakiler, Türkiye İhracatçılar Meclisi, TÜRSAB, Kırcı Group, vb. gibi kodaman kurumlar destek vermiş. Türk Mutfak Derneği içerik ortağı olmuş! Ama anlaşılan Hürriyet, NTV, Radikal, ve reklamcı olduğunu tahmin ettiğim Dream Design Factory gibi “okur yazar” olması gereken medyacılar ve VIP sponsoru Johnnie Walker dahil, İngilizcesi pek gelişmiş bu kurumlardan kimsenin işi bugüne değin mide ve bağırsak bozukluğundan ötürü hastanelere düşmemiş ki... Böyle bir festivale GASTRO adını yakıştırmakta hiçbiri beis görmemişler. Oysa, akıllarınca “gastronomi”nin kısaltması sandıkları “gastro”; dünya tıp dilinde “gastroenteroloji” bölümünü ilgilendiren bir hastalığın teşhis adıdır. Yeryüzünün tüm halkları bu hastalığı mideden çok bağırsak bozukluğuyla özdeşleştirmiş olup “Gastro oldum” dediniz mi, her dilde ishal olduğunuz anlaşılır! Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın nelere kadir olduğunu bildiğimden hiç şaşırmadım, ama doğrusu ana sponsor Arçelik başta, birbirinden iddialı sponsor markaların, üstelik “en büyük yeme içme festivali”ni ishalin Latincesiyle taçlandırması, ayıp ötesi bir cehalet faciası. Gastro İstanbul’u düzenleyenlerin Türk mutfağını vezir yapmak isterken rezil etmek başarısı, doğrusu beni bile şaşırttı! Kardak’ta Kahraman, Hasdal’da Esir “Üzerine günlerce konuşulan, medyada fırtınalar koparılan Kafes davası da diğer kurgu ürünü davalardan öz itibarıyla farklı değildi. Levent Bektaş’ta bulunduğu iddia edilen bir CD ve bir DVD’deki verilerden oluşuyor ve kamuoyu üzerinde beklenen etkiyi fazlasıyla yerine getiriyordu. Türkiye’yi karanlıklara sürükleyecekleri iddia edilen, Hrant Dink’in katlinden operasyon olarak bahseden eli kanlı bahriyelilerin Deniz Kuvvetleri’nde yuvalandığına inandırılan en önemli kesim, Hrant Dink ailesi ve avukatları oldu.(...) 2010 yılında başlayan Kafes davası duruşmalarına ve müteakiben Poyrazköy duruşmalarına katılan Agos gazetesi ve Aris Nalcı vekillerinin tavırlarında çok önemli bir değişiklik gözlendi. Duruşmalar sürdükçe, müdahil avukatlar da kimin asıl mağdur olduğunu görmeye başladılar. Hatta bu anlayış öyle bir seviyeye geldi ki, birleşen PoyrazköyAmirallere SuikastKafes davalarının 1012 Ekim 2011 tarihli duruşmaları da dahil 2012 yılında hiçbir duruşmaya katılmadılar. HHH Sadece duruşma salonunda karşılaştığımız ve genelde her duruşmaya kadınlı erkekli kalabalık bir avukat grubu olarak Levent Bektaş ise düşünülenin aksine Agos gazetesi ve Aris Nalcı vekili müdahil avukatlarının mahkemedeki varlığını önemseyecek ve 16 Temmuz 2010 tarihli duruşmada şöyle diyecekti: ‘Sayın Agos müdahili avukatlarımız buradalar. Ben dinlemişlerdi. öncelikle kişisel değerlendirmemi Mahkemenin kendilerine söylemek istiyorum. Bu salonu karşı tutumu, Ogün Samast’ın dolduran hukuk bilgisine sahip arkasındakilerin ortaya değerli heyetiniz dahil olmak üzere çıkarılmaması için neler yapıldığı, hukukçuların çok olması, bizim olayların nasıl örtbas edilmeye özgürlüğümüze giden yolumuzun kısalmasında en önemli güvencemizdir. (...) Burada TCK, CMK’yi, uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerimizi çok güzel ifade ettiler. Bütün bu bilgilere sahip olduklarını değerlendiriyorum. Ancak CMK’nin buradaki sanıkların lehine olan maddelerinin de kendileri tarafından aynı şekilde savunulmasını bekliyorum. Eğer onları da aynı şekilde savunurlarsa, burada olma Fotoğraf: Ali Arif ERŞEN nedenlerinin siyaseten değil, hukukun, maddi gerçeğin ortaya çalışıldığını ve hepsinden öte, 17 konulması açısından olduğuna bütün Ocak 2012 günü verilen kararla herkesi de inandıracaklardır.’ ”* olayda çete bağlantısı olmadığı Ali Türkşen yönündeki kararını öğrendikten *Alıntı: Kardak’ta Kahraman sonra acaba Poyrazköy davasında Hasdal’da Esir/ Kaynak Yayınları, yargılanan bizler hakkında ne 2013 düşünüyorlardı? Bir süre sonra duruşmalara giriş çıkışta karşılıklı nezaket “Süren acılara dayanm cümleleriyle selamlaşmaya çabucak ölmekten çok da ak, başladığımız avukatlar, acaba ha büyük bizim üzerimizden oynanmaya bir kahramanlıktır.” çalışılan komplonun farkına FERNAND CROMMLYN varabilmişler miydi? Kendilerinin CK de tamamen davaları HHH Barış mı Demokrasi mi? Son günlerde medyada tartışılan konu bu! Barış mı yoksa demokrasi mi öncelikli olmalı? Eli kalem tutan, ağızları iyi laf yapan bu insanlar, nasıl oluyor da demokrasinin evrensel koşullarının var olmadığı bir ortamda barışın demokrasiden, demokrasinin de barıştan soyutlanarak birine öncelik tanınabileceğini düşünüyorlar? Aklım ermiyor. Çünkü burada söz konusu olan ateşkes değil, kalıcı olması öngörülen bir barıştır. Yoksa taraflardan birinin veya her ikisinin de demokratik rejime sahip olmadığı ülkeler arası çatışmalar ateşkes kararıyla sonlandırılabilir. İranIrak, Güney KoreKuzey Kore örneklerinde olduğu gibi, bu ateşkes süreçleri, içinde her zaman bir savaş potansiyelini barındırır. Türkiye’deki barış ise devlet ile devlete karşı ayaklanmış yerli bir silahlı bir güç arasında sağlanacaktır. Bu güç (PKK) devlet ile yapılan görüşmeler sonrası bugün itibarıyla eylemcilerini silahlarıyla birlikte sınır dışına çekmeye başlayacağını açıklamıştır. Birkaç aydır çatışma bölgesinden silah sesi duyulmamıştır. Bu, olumlu bir adımdır. Fakat bundan “barışın geldiği” anlamı çıkartılmamalıdır. Süreç henüz ateşkes aşamasındadır. Yarın ne olacağı belli değildir. Top şimdi devlettedir, devleti yöneten siyasal iktidardadır. Yarının ne getireceğini baştaki iktidar belirleyecektir. Yeni bir anayasa için TBMM’de AKP, CHP, MHP ve BDP’nin katılımları ile kurulan ve uzunca bir süredir partilerin önerileri üzerinde tartışan Anayasa Komisyonu’nun çalışmaları, ateşkesi barışa götürecek sürece çok önemli katkılar sağlayabilirdi. Ne var ki AKP bu komisyona dayattığı “başkanlık sistemi” önerisiyle çalışmaları tıkamıştır. Bu davranışı AKP’nin kalıcı bir barışın olmazsa olmazı olan özgürlükçü demokratik bir düzen düşüncesini içselleştiremediğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Oysa Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Kürtlerin kendilerini tam anlamıyla eşit yurttaş olarak hissetmelerini sağlayacak ve üzerinde geniş bir uzlaşma sağlanacak birçok anayasal adıma gerek vardır. İki gün önce yayımlanan “Barış ve Özgürlükçü Demokrasi” bildirisinde dile getirildiği gibi “Farklılıkları koruyan; çoğulculuk, özgürlükçülük ve eşitlik ilkelerine dayanan; etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı ile eşit yurttaşlık anlayışını güçlendiren; Türkiye’de yaşayan her yurttaşın kendi dil ve kültürünü korumasını, geliştirmesini ve gelecek kuşaklara aktarmasını sağlayacak; yurttaşların demokratik süreçlere katılımını artıracak şekilde yerel iktidarları ve karar alma süreçlerini güçlendirecek değişikliklerin yapılması ve geçmişte Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerini tüm çıplaklığı ile ortaya koyacak bir geçmişle yüzleşme mekanizmasının kurulması gibi adımların atılması, sadece Kürt sorununun değil, Türkiye’nin genel demokrasi sorununun çözümü için de hayati önemdedir”. Barıştan ve demokrasiden yana olan tüm aktörler demokratik ilkeler temelinde bir anayasal uzlaşı sağlanması için çalışmalıdır. Çünkü silahlı ayaklanmanın temeli olan “Kürt sorunu” çözülmeden barış bir özlem olarak kursaklarda kalmaya mahkumdur. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK G NOKTASI [email protected] Şampiyon... Şampiyon GS’yi sokaklara dökülerek kutladığımız pazar akşamından bu yana düşünüyorum; başta Fatih Terim, yardımcıları ve oyuncuları olmak üzere tüm GS kurmaylarını, yönetimini, kulübün emektarlarını ve camiayı alkışlamak elbette ki hepimizin görevi ama “şampiyon” denince yıllardır akla hep “üç büyükler”in gelmesini “sorgulama” dönemi de artık gelmedi mi? GS, BJK ve FB’nin Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren “kupa”ları kulüplerinin şeref köşelerine koymaları olağandı. Ülkenin birçok alandaki tek gelişmiş “şampiyon adayı” olacak şekilde güçlenmeleri için harekete geçmek gerekmiyor mu? Futbolda ülkeyi temsil edebilmenin ön ve tek koşulu olan “paranın saltanatı”na son verecek ulusal spor politikaları için ne zaman kafa yormaya başlayacağız? “Süper!” paralar ödenen yabancı futbolcuların yerini kendi spor okullarımızda altyapıdan yetişen gençlerimizin almasını ne zaman hedefleyeceğiz? Her transfer mevsiminde yabancı futbolcu aramak yerine kendi kabiliyetlerimize değer vermeyi ne zaman önemseyeceğiz? ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaracı@gmail.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN kenti İstanbul’dan, profesyonel futbolun da güçlü takımları çıktı ve “ulusal taraftarlar”ıyla spora adlarını yazdırdılar... Ne var ki artık ne Türkiye sadece İstanbul’dan ibaret ne de Anadolu kentleri “şampiyon” takımlar yaratmaktan acizler... Bunun “nadir” de olsa örneklerini yaşadığımıza göre, acaba neden “üç büyükler” yerine “ulusal büyükler” denebilecek takımların yaratılmasını gündeme almıyoruz? Örneğin ligin “ilk beş”i arasında Anadolu’dan sadece Bursa var; kalan dördü GS, BJK ve FB ile birlikte Kasımpaşa; yani o da İstanbul’dan.. “Anadolu” ise puan cetvelinin daha aşağılarında… sırasıyla Kayseri, Gençlerbirliği (Ankara), Antalya, Trabzon, Eskişehir, Gaziantep, Elazığ, Sivas, Karabük, arada İstanbul’un yeni yıldızı Büyükşehir Belediye Spor, sonra yine Anadolu’dan Akhisar, Ordu, Mersin... Bu tablonun “tepede İstanbul/alta Anadolu” görünümünden kurtulup diğer Süper Lig takımlarımızın da her yıl ayrıcalık Ve Taksim’de HARBİ SEMİH POROY Pazar gecesi GS’nin şampiyonluğunu kutlamak için sokaklara dökülen taraftarın soluğu “Taksim Meydanı”nda alması ise güzel, anlamlı ama düşündürücüydü. 1 Mayıs’ta insanları Taksim’e sokmamak için kilometrelerce uzakta barikat kuran; aşmaya çalışanlara ise kentte savaş görüntüleri yaratan biber gazı saldırılarıyla engel olan o güçlü ve acımasız polis acaba neredeydi? Emekçilerin bayramındaki bu görülmemiş “önlem”in(!) gerekçesi olarak yetkililer dediler ki: “Taksim şantiye halinde; dev çukurlar ve inşaat çalışmaları tehlikeli, gösteri alanı olamaz.” Oysa sabaha dek süren şampiyonluk kutlamalarında ne çukurlar kapatılmış ne de inşaat bitmişti… Futbolumuza bu açık “ayrıcalığı” sağlayan siyasi erkin, aynı heyecanın Anadolu’da da yaşanması için ne düşündüğünü çok merak ediyor; GS’yi tekrar kutluyor; darısı tüm takımlarımızın başına diyorum?.. Bir çocuk daha okusun diye... T.C. ANKARA 2. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Esas No: 2006/248 Karar No: 2009/309 Davacılar Özgür Atermit Sanayi ve Ticaret A.Ş ve Atermit Endüstri ve Ticaret A.Ş. vekili Av. İhsan Tellioğlu tarafından davalı Panelsan Çatı Cephe Sistemleri San. Tic. A.Ş aleyhine Faydalı Model Belgesine Yapılan Tecavüzün Men’i, Haksız Rekabetin Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat istemli açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM: Açılan Davanın Kısmen Kabulüne, Davalının üretim ve satışını gerçekleştirdiği perçinli kanatlı alın kaplama panelleri ürünlerinin davacının 1996/514 sayılı faydalı model belgesinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, 2.400,02.TL maddi ve 3.000,00.TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişir oranlı reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, 1996/514 sayılı faydalı model belgesinin koruma süresinden önce üretilen ürünlere el konulmasına ve imhasına, Kararın kesinleşmesini müteakip özetinin masrafı davalıya ait olmak üzere tüm Türkiye’de yayınlanan gazetelerden birinde bir defa ilanına, Fazlaya ilişkin istemlerin reddine, dair, yasa yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı 03.12.2009 tarihinde verilen iş bu mahkememiz kararı kesinleşmiş olmakla ilan olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 27181) 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Telefon: 0212.274 15 02 0212. 213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 1/ Edirne yö 1 resine özgü 2 bir tür peynir tatlısı... 3 Akım şidde 4 ti birimi kilo5 amperin kısa yazılışı. 2/ Bir 6 renk... Güneş 7 bulut arkasın8 da kaldığında oluşan gölgeli 9 durum. 3/ Te 1 2 3 4 5 6 7 8 9 pe, tümsek... “Gönül tandırında bir 1 K E V D E R E S pişiyor / Yanan 2 I R A MA R K E ciğer midir yürek 3 K O N Y A K O L mi bilmem” (Sey 4 I S A R A V E rani)... Japon lirik 5 R A L E M D A R dramı. 4/ Uzak... A V N İ Üzeri otla ya da 6 L A L A O F toprakla örtülü sa 7 I R A M A K man yığını. 5/ 1517 8 K A R U M A T E yılında yapılan ve 9 S A K A NGU R Mısır’ı Osmanlı toprakları arasına katan savaş. 6/ Bektaşi dervişi... İlgi eki. 7/ Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da küçükbaş hayvanların kışı içinde geçirdiği dam... Sığ sularda ağır yükleri taşımakta kullanılan, altı düz tekne. 8/ Şarbon hastalığına verilen bir başka ad. 9/ Kulak tırmalayıcı, hoş olmayan ses için kullanılan sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bulgur, soğan, domates, maydanoz, biber ve asma yaprağıyla yapılarak çiğ olarak yenen bir yiyecek. 2/ Aynı ahır adına koşan yarış atlarına verilen ad... İnce dantel. 3/ Ufak yeşil yaprakları yenebilen bir kır bitkisi. 4/ Fas’ın plaka imi... Antalya’nın bir ilçesi... “Doktor ”: İlk James Bond filmi. 5/ Muğla’nın bir ilçesi... Yarı, yarım. 6/ Baharatlı sirkeye yatırılmış koyun etiyle yapılan şiş... “Geçme namert köprüsünden aparsın su seni” (Diyarbakırlı Sait Paşa). 7/ Rey... İnsan sesiyle ezgili sesler çıkarma, müzik yapıtlarını seslendirme sanatı. 8/ Birbirine geçme küçük ve düzgün ahşap parçalarıyla yapılan bezeme tekniği. 9/ Endonezya’da yaşayan cüce bir manda cinsi... Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturma. 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle