18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 güzel yurdumda. Sevdalar çiçeklenmiyor! Öpüşmek yasak, sevişmek yasak! Yanına konuşmanın, yazmanın, düşünmenin yasak olduğunu koyduğunuzda, karşınıza ileri demokrasi çıkıyor. Puslu çiçeklerin arasında dolaşıyorsunuz... Artık yaralı gibiyiz hepimiz, kolayca ürperen, kolayca uçuveren. İnatçı beklentilerimiz biraz olsun avuntumuz oluyor. Bir genç kız, bir delikanlı kirpiklerini titreterek: “Belki bir gün öpüşmek serbest olur, sevişmesek bile!” O zaman bir denizi düşünüyorsunuz... Aylak dalgaları... Solgun bir gökyüzü, suskun bir yel. Yalnızlık! Umut! Umutsuzluk! Ruhumuz sessiz! Hüzün! Acı! Zamanın durağında beklemekten yorgun. Lajos Kassak’ın mayıs türküleri gibi: “Yaşamak ve güneş belleksiz İç içe gökle, uzak hasret artığına sürgün; Yaşamak bize kalandır hâlâ Parmaklarımız çoktan buza tutuklu.” HHH Bu ülkede darbelerin yapıldığı, darbeseverlerin varlığı elbet kesin ama aynı kesimin birbirleriyle ilişkileri sürekli... Rant, yağma, vurgun! 40 yıl önce de böyleydi, 40 yıl sonra da... 28 Şubat’ın generallerinden hesap sorulurken, 12 Eylül’ün generallerinden hesap sorulmuyor, soruluyormuş gibi yapılıyor. Diyarbakır, Mamak, Aydın zindanlarında kaç kişi öldürüldü işkenceyle?.. Kaç kişi poliste işkencede can verdi, sonra şu açıklama yapıldı: “Gözaltındayken beşinci kattan atlayıp intihar etti!” Susurluk ve 90’lı yıllar... Faili belli olan faili meçhuller... Vurgun ve talan! Uyuşturucu işi falan! Susurluk ruhunun varlığını 2007’li yıllarda görmedik mi? Hrant Dink göz göre göre öldürülmedi mi? Malatya Zirve Yayınevi katliamı neydi ne değildi? Hablemitoğlu ve Rahip Santoro niçin öldürüldü? 90’lı yıllar da önemli, 2000’li yıllar da... Bombalar, mayınlar, kör terör, Eşref Bitlis, Cem Ersever, Mehmet Sincar ve niceleri... Neler olup bittiğini iyi bilenlerin bazıları öldü, bazıları yaşıyor. Onlara dokunan var mı? Yok! Bir giz perdesi var... O giz perdesini kim açacak? Kim? Parayla korkutamazsın Erdoğan’ın açtığı 1 milyon liralık tazminat davasına sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu ‘Mümkün olsa kefene cep yapacaklar, öteki dünyaya dolar götürecekler’ dedi ANTALYA (AA) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir şoför CHP heyetini Suriye’ye götürmüş, o heyete dedim, ‘Arabayla değil, deveyle gidin.’ O zaman da ‘Develer Esed’in devesi’ diyecekti. Sen bize leke atamazsın, biz temiz, düzgün insanız, kul hakkı yemeyiz, kan dökmeyiz, haram yemeyiz, haramzade değiliz” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, iki günlük Antalya programı kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Gençlik ve Çocuk Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, gençlere yapılan yatırımı, ülkenin geleceğine yatırım olarak gördüklerini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 1930’lu yıllar ve CHP’ye yönelik eleştirilerine değinen Kılıçdaroğlu, “Sizin alıp veremediğiniz nedir? O insanlar 1930’lu yıllarda Merkez Bankası’nı kurdular, o insanlar senin sata sata bitiremediğin Etibank’ı, Sümerbank’ı yaptılar. Osmanlı’nın borcunu son kuruşuna kadar ödediler. Kalkmış 30’lı yıllardan bahsederek kötülemeye çalışıyor” diye konuştu. İngiltere’de bir kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle ülkenin başbakanının yurtdışı gezilerini iptal ederek ülkesine döndüğünü anlatan KıCHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın Reyhanlı’ya 2 hafta sonra gitmesini eleştirdi. (DHA) lıçdaroğlu, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise 51 kişinin hayatını kaybettiği Reyhanlı’ya ancak bugün gidebildi” dedi. Hükümetin Suriye politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Bir gecede ‘Kardeşim Esed’, sabah uyandık ‘Düşmanım Esad’e dönmüş. Aynı şeyi Libya’da Kaddafi’ye yaptı, elinden gidip ödül aldı, dolarlar aldı. ‘Şehit ailelerine bağışlayacağım’ dedi. Siz hiç duydunuz mu bağışladığını? Ben de duymadım. Ne dedim ‘Yalancıdan başba Erdoğan’a develi yanıt kan olmaz’. Erbakan’ı da arkadan hançerledi. ‘Gömleği çıkardık’ dedi. Çıkardığı gömlek gerçek değil. Şimdi de CHP’yi suçlamaya kalkıyorlar. Bir şoför CHP heyetini Suriye’ye götürmüş, o heyete dedim, ‘Arabayla değil, deveyle gidin.’ O zaman da ‘Develer Esed’in devesi’ diyecekti. Sen bize leke atamazsın, biz temiz, düzgün insanız, kul hakkı yemeyiz, kan dökmeyiz, haram yemeyiz, haramzade değiliz.” ‘Bir gizli tanık bulsun..’ Başbakan Erdoğan’ın kendisi hak kında 1 milyon liralık tazminat davası açtığını da anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Beni parayla korkutacağını söylüyor, Allah’tan başka korkacağım bir şey yoktur. Sen başta olmak üzere onların hayatı para. Ceplerinden 5 kuruş eksilse dünyaları yıkılır. Mümkün olsa kefene cep yapacaklar, öteki dünyaya dolar götürecekler. Parayla bizi korkutacağını sanıyor. Bizim imanımız var, inancımız var, kararlılığımız var. 51 kişinin katili değil sadece, Uludere’de öldürülenlerin katili, Cilvegözü’ndeki şehit olan polisin katili de Recep Tayyip Erdoğan’dır. Herkes bunu böyle bilsin. Ülkeyi yöneten o değil mi? İstihbarat raporları ona gitmiyor mu? Kimi sorumlu tutacağız? Reyhanlı’daki manavı mı tutacağız? Sanırım Antalya’daki ayakkabı boyacısını sorumlu tutacağız. 51 kişi hayatını kaybediyor, beyefendi Amerika’ya gidiyor. Sorumlu kim? CHP. Ben ona bir yol, yöntem öğreteyim. Gizli bir tanık bulsun, o da ‘Vallahi Kılıçdaroğlu bombaları verdi’ desin. Onlarda para çok. Bir tane adam bulurlar, ‘Kılıçdaroğlu patlattı bombaları, kendisi de başka yerdeydi’ dedirtirler.” Giz Perdesi Açılır mı?.. Bir çaresizlik, darbelerin arasında sıkışıp kalmış bir yürek, insanlık onurunun ayaklar altına alınması... 1 Mayıs 1977’den kalma o yılgınlık, iç çekiş, boğazın düğüm düğüm olması, derin bir sessizlik. Tıpkı kelimelerin sessiz oyunu gibi... Asker intiharları, şehitler, anaların gözyaşları, azgınlaşan terör, demokrasi, özgürlük, sivil anayasa. Mayıs sonlarında sıcak bir hava... Düş yağmuru altında yıldızların denizin üzerinde kayışı... Bu ülkede öpüşmek yasak, düşünmek yasak... Temel hak ve özgürlüklere kelepçe vurulmuş... Elinde kalem olanlar zindanlara tıkılmış. 2013’ün 1 Mayıs’ında İzmir’de yüreğine inen bıçakla can veren 58 yaşındaki İbrahim... Sol gruplar arasındaki tartışma neden cinayete dönüşür? Bu soruya yanıt bile aramayan yine solcular, devrimciler, yurtseverler! İnsanlık tarihinin sayfalarından ders çıkarmayan bir toplumun çaresizliği sıkıyor insanın canını. 80 öncesi o kanlı cinayetler, 90’lı yıllardaki faili meçhuller, Gladyo, derin devlet, tetikçi, itirafçı karışımı kanlı cinayetleri gerçekleştirenler. Ve sonra utanmadan sıkılmadan gazetelere röportaj verenler: “Ben devletimin emrindeyim, bugün emekli olsam bile!” HHH Doğan Öz, Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink için “ölüm fermanı” yazan derin devlet, bugün bile yerli yerinde duruyor. Sivas katliamını aydınlatamayan, kanlı Gazi Mahallesi katliamını çözmeyen, 12 Eylül’ün hesabını sormayanlar, kendilerine dokunanlarla hesaplaşırken, Reyhanlı eyleminin üzerindeki giz perdesini kaldırmayı düşünmüyor. Demokrasiler yasaklarla değil yasalarla korunur... Medyaya sansür, patronlarına baskı! Bir yandan devletin baskısını, acımasızlığını protesto etmek için 1 Mayıs’ta alanları dolduranların 58 yaşındaki İbrahim’i bıçakla öldürmesi... Bu ne yaman çelişkidir böyle! Kanayan bir günün ardından, vadilerden gölgeler süzülürken ölüm makineleri kan kusuyor hâlâ benim ‘Reyhanlı’nın sorumlusu sadece Erdoğan’ İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, 1 Mayıs günü Taksim’deki çukurun yedek MOBESE sistemleri ile korunduğunu belirterek “Jandarma ve MİT raporuna rağmen Reyhanlı’da MOBESE sistemleri niçin karartıldı. Bombalı araçların, Rakka şehrinden MİT’in ve jandarmanın tüm uyarılarına karşın Reyhanlı’ya nasıl geldiği ve patladığı sorularının cevaplarını alamadık. Reyhanlı’da hayatını kaybeden 51 yurttaşımızın sorumlusu yalnızca Erdoğan’dır” dedi. Tekin, Kâğıthane Nurtepe Mahallesi’nde CHP mahalle temsilciliği açılışını gerçekleştirdi. Açılışa CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz ve eski İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de katıldı. Tekin, Zeytinburnu’nda yükselen gökdelenlerin kent siluetini bozacağını 2.5 yıl önce kendilerinin söylediklerini belirterek, “Başbakan’ı küstüren zatı muhterem, AKP İstanbul İl Binası’nın sahibi çıktı. İl binası da bir Alevi tekkesinin üstüne yapılmış. ” dedi. (Fotoğraf: CANAN COŞKUN) İNCE’DEN ÖZELEŞTİRİ ‘Onlar iyi değil, biz kötüyüz’ Haber Merkezi CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “AKP iyi olduğu için burada değil, bence biz kötü olduğumuz için onlar burada” dedi. Washington’da Türk derneklerinin düzenlediği toplantıya katılan CHP Grup Başkanvekili İnce, alkol yasağına tepki göstererek “AKP, alkole kafayı takmış durumda. Keşke bu alkole gösterdikleri duyarlılığı; hırsızlığa, yolsuzluğa, ihaleye fesat karıştırmaya, kent rantını yandaşlara dağıtmaya gösterselerdi” diye konuştu. “İhalelere nasıl fesat karıştırdıklarından, özellikle İstanbul’da kent rantını nasıl yandaşlarına verdiklerinden bahsetmiyorlar. Burada hiç haram akıllarına gelmiyor ama içki, dini referans kabul ederek Türkiye’yi dönüştürmek, yaşam şeklini değiştirmek, yaşam şekline müdahale etmek anlamında akıllarına geliyor” ifadesini kullanan İnce, “AKP iyi olduğu için burada değil, bence biz kötü olduğumuz için onlar burada” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle