24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] 13 Irak güçleri Suriye’ye sızmaları engellemek gerekçesiyle El Anbar çevresine operasyon başlattı Bağdat’tan Sünni kuşatması Dış Haberler Servisi Irak güçlerinin dün ülkenin batısında Şii El Maliki yönetimine karşı Sünni grupların ayaklanmasına sahne olan El Anbar bölgesi yakınlarında geniş çaplı operasyon başlattıkları belirtildi. Iraklı yetkililer operasyonun Suriye’de çatışmalara dahil olan El Kaide dahil Sünni silahlı gruplara yönelik olduğunu savunurken birliklerin ayrıca Suriye sınırına doğru da ilerlediği duyuruldu. Yaklaşık 20 bin kişilik birliğin Suriye’de çatışmalara dahil olan Sünni grupların kullandığı güzergâh çevresinde konuşlandığı, zaman zaman El Kaide de dahil olmak üzere bu gruplarla çatıştıkları kaydedildi. AFP Ajansı’na konuşan kara birliklerinin başındaki General Mecid operasyona hava güçlerinin de destek verdiğini, bazı El Kaide üyelerinin ele geçirildiğini söyledi. Mecid, “Operasyonun hedefi çölü teröris Kuseyr’de yoğun çatışmalar S uriye’nin stratejik önemi olan Kuseyr kentinde Lübnan Hizbullahı güçlerinin desteklediği ordu ile muhalifler arasındaki çatışmaların dün daha da şiddetlendiği belirtildi. Muhalif kaynaklar ordunun bombardımanında dün 24 kişinin öldüğünü savundu. Öte yandan Suriye krizinin etkilerinin görüldüğü Lübnan’ın Trablus kentinde önceki gün Şam yönetimi yanlıları ile karşıtları arasında çıkan çatışmalarda 4 kişinin öldüğü belirtildi. bar ve Nineveh bölgelerinin yakınlarında sürdürüldüğüne işaret ediliyor. Bölgede Sünni aşiretlerle güvenlik güçleri arasında çatışmalar yaşanmıştı. Öte yandan muhalif şemsiye örgüt Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’ndan bazı isimler gel tlerden temizlemek” dedi. Haberde, El Kaide’nin Irak kolunun iki üst düzey isminin öldürüldüğü iddiaları aktarıldı. Operasyonla Bağdat’ın Suriye güzergâhındaki yolları kontrol altına alarak Sünni militanların sınırı geçişlerini engellemeyi amaçlandığı savunuldu. Operasyonun halihazırda Şii El Maliki yönetimine karşı ayaklanmanın olduğu El An Muhaliflere Kardeşler baskısı ecek ay ABD ve Rusya’nın önerisiyle yapılması planlanan 2. Cenevre toplantısına katılım koşullarına ilişkin kendi aralarında henüz uzlaşı sağlanamadığına işaret etti. AFP’nin haberine göre, muhalif bazı isimler İstanbul’da yaptıkları toplantıya dikkat çekerek koalisyon üzerinden yabancı ülkelerin çekişmesine vurgu yaptı. Bu çerçevede S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin konseydeki Müslüman Kardeşler ağırlığını ortadan kaldırmak amacıyla 30 yeni üyenin oluşuma katılması yönünde baskı yaptığı savunuldu. Diğer yandan da Türkiye ve Katar’ın konseyin olduğu şekilde korunmasından yana oldukları öne sürüldü. Habere göre bir koalisyon üyesi, “S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin kendilerini istedikleri genişlemeyi kabul etmemeleri halinde muhaliflere para ve silah yardımı yapmamakla, hatta Esad iktidarının sürmesine ses çıkarmamakla tehdit ettiklerini” söyledi. Alkol Yasağı ve ‘Dumanı Tüten Silah’ Turistik Otelciler ve İşletmeciler Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, alkol yasağının Türk turizmine indireceği darbeyi anlatırken, “Bu (darbe) iki şekilde olur” demiş, özetle; “yurtdışı yayınlarda ‘Katı Müslüman olan idare artık alkolü de yasaklıyor’ gibi haberler çıkmaya başlar. Yatırımlar etkilenir” diye eklemişti. Turizmci Bayındır’ın uyarısının üzerinden 24 saat geçmeden, İtalya’nın amiral gazetesi Corriere della Sera’da çarpıcı bir yorum çıktı. Erdoğan’ın “Kafa kıyak dolaşan nesil istemiyoruz!” sözlerine yer verilen yorumda “alkol yasakları yasasının”, AKP’nin “gizli ajandası” bağlamında kısaca “üzerinden duman tüten silah” mahiyetinde olduğu belirtiliyor. “Türkiye, Alkole Karşı Seferberlik; Otoriterleşme Riski” başlığı taşıyan makalede yasaklar uzun uzadıya sıralandıktan sonra, bu şartlarda pratikte artık alkol içmenin neredeyse imkânsız hale geldiği anlatılıyor. Yapılan değerlendirmenin en çarpıcı satırları, Erdoğan’ın yükselişine destek olan liberal aydınların pişmanlığına ayrılmış: “Otoriterleşmeye yöneliş riskine, askerlere karşı Erdoğan’ı destekleyen liberal ve laik aydınlar da inanmaya başlıyor” diyor Corriere della Sera ve özetle devam ediyor: “Milliyet gazetesi köşe yazarlarından Mehveş Evin dünkü yazısında despotik bir yasadan bahsetti. Ve… ‘Erdoğan’ın böyle bir baskıcı düzen kurmaya çalışmayacak kadar pragmatik olduğuna inanmıştım. Ama yanılmışım’ diye yazdı. Bu düşüncede olan yalnız o değil.” Corriere della Sera’daki yorumun ardından, referans olarak gösterilen Mehveş Evin’in yazısını buldum. “Rakı da İçerim Ayran da” başlıklı (23 Mayıs) yazısında Evin; “Canımı en çok sıkan, bundan 10 yıl önce, AKP ilk iktidara geldiğinde laik kesimin ‘Amanın öcüler geliyor!’ feryadına karşılık, ‘Abartmayın’ diye savunmaya geçmiş olmam. ‘Yarın öbür gün örtünmek zorunda kalacak, içki içemeyecek, dini kurallara göre yaşayacaksın’ diyenlere kızdığımı da hatırlıyorum. Çünkü AKP ve Erdoğan pragmatizmine baktıkça, bu kadar baskıcı bir düzen kurmanın işlerine gelmeyeceğini düşünüyordum. Yanılmışım.” Evin daha ileri gidiyor ve şunları ekliyor: “Cumhuriyet’in ‘Tehlikenin farkında mısınız?’ reklamlarını hatırlarsınız. AKP’nin her adımını, muhafazakârların her söylemini ‘takıyye’ diye yorumlayanları da… Eee haklılık payı varmış.” Liberallerin pişmanlığı dış basında Müslümanlara iki çocuk kısıtlaması Dış Haberler Servisi Myanmar’ın Arakan eyaletinde iki bölgede Rohingya Müslümanlarına iki çocuk kısıtlaması getirildi. Yetkililer geçen hafta alınan karar çerçevesinde ayrıca çok eşli evliliklere de yasak getirildiğini duyurdu. Karara gerekçe olarak ise hükümetin “Budistlerin Müslümanlara yönelik saldırılarının engellenme çabaları” gösterildi. Bir yetkili bölgedeki Müslümanların nüfus artışının Budistlere göre 10 kez daha yüksek olduğunu söylerken “aşırı nüfus, gerginliğin sebeplerinden biri” ifadesi dikkat çekti. Arakan’da Müslüman ve Budist gruplar arasında çıkan çatışmalar, çok sayıda kişinin ölümüne, çoğu Müslüman yaklaşık 125 bin kişinin evlerini terk etmek zorunda kalmasına yol açmıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü geçen ay Myanmarlı yetkilileri, Arakan’da Müslümanlara karşı etnik temizlik yapmakla suçlamıştı. Önce güvenlik sonra demokrasi MİNE ESEN İsrail’de halk tercihini yapmış... Ancak daha havaalanında bitmek bilmeyen pasaport kontrol sırasındayken kendini hissettiren güvenlik vurgusu İsrail içinde Arap nüfusun ötekileştirilmesine, ayrımcılığa uğramasına yol açan politikaları besliyor. dalfettah, İsrail’in ayrımcı politikalarına yönelik sert eleştirilerde bulunurken Filistinİsrail barış görüşmelerinin başından bu yana yaşanan süreci Güney Afrika’daki Apartheid rejimine benzetiyor. İsrail’in saldırgan ve ayrımcı politikalarının sürmesi halinde 3. intifadanın gelebileceğine işaret ediyor. Batı Şeria ve Gazze’deki eski Yahudi Toplumları Konseyi Başkanı Dani Dayan ise iki devletli çözümün hiçbir zaman hayata geçmeyeceğini savunuyor. İsrailli Araplara yönelik ayrımcı uygulamalara yönelik eleştirilerin çoğunu sert bir dille reddediyor. Bar Ilan Üniversitesi’nden Prof. Menahem Klein, İsrail hükümetinin çözümsüzlükten rahatsız olmadığını, Filistinlilerin harekete geçmesi gerektiğini kaydediyor. Panelin sonunda Ortadoğu sorununun çözümünün nasıl bir çözümsüzlük içinde olduğu bir kez daha kendini gösteriyor. İspanya Prensesi yine yolsuzlukla suçlandı Dış Haberler Servisi İspanya Kralı Juan Carlos’un kızı Prenses Cristina hakkında vergi kaçakçılığı ve para aklama şüphesiyle soruşturma başlatıldı. Prenses hakkında daha önce de eşi Palma Dükü İnaki Urdangarin’in de sanık olduğu, Noos Enstitüsü’nde kamu mallarının kötüye kullanılmasıyla ilgili bir soruşturma açılmış, suçlamalar delil yetersizliğinden dolayı düşmüştü. Şimdi de Prenses Cristina eşi Urdangarin ile yüzde 50 ortağı olduğu bir firmadaki bazı usulsüzlüklerden dolayı soruşturmaya dahil edildi. ‘Satırcı saldırgana MI5 iş önermiş’ Dış Haberler Servisi İngiltere’nin başkenti Londra’da geçen çarşamba günü bir askeri satırla katleden saldırganlardan birine İngiliz İç İstihbarat Servisi’nin “kendileriyle çalışma” teklifinde bulunduğu öne sürüldü. İngiliz basınında yer alan haberlere göre saldırgan Michael Adebolajo’nun arkadaşı Ebu Nusaybah, Adebolajo’nun geçen yıl Kenya’da tutuklandığını, işkence gördüğünü öne sürdü. BBC’ye konuşan Nusaybah yaklaşık 6 ay önce de Adebolajo’ya MI5 tarafından “çalışma” teklifinde bulunulduğunu belirtti ancak arkadaşının bunu reddettiğini savundu. Nusaybah’ın iddialarının sonrasında gözaltına alındığı kaydediliyor. Saldırılar sonrasında ülkede Müslümanlara yönelik aşırı sağcı grupların tehditlerinin arttığı, polise geçen çarşambadan bu yana en az 140 ihbar yapıldığı gelen bilgiler arasında. üksek bir tepeden önümüzde uzanan coğrafyaya bakıyoruz... Kimi yerde çoğalan irili ufaklı, bakımlı bakımsız binalar, evler; daralan ince, uzun kimi yerde kıvrımlı yollar... Yeşilin arasında çöl renginin hâkim olduğu alanlar... Sırtımızı verdiğimiz, Samuel’in kabrinin olduğu da söylenen tarihi alanı saymazsak, aslında her coğrafyada karşımıza çıkabilecek sıradan bir manzara belki... Oysa kan ve şiddet döngüsündeki Ortadoğu coğrafyasından bir kesit... İsrailFilistin hatta Ürdün toprakları öyle birbirine geçmiş gibi uzanıyor önümüz ‘BENİM GAZETEM CUMHURİYET’ Gezimizin de... Sıcak güneş altında İsrail duraklarından biri de Tel Aviv’de bulunan İsrail’deki Türk yerleşimleri, Filistin bölgeleri kökenli Yahudi cemaati Arkadaş Derneği. Tek katlı binanın ni doladıkça dolayan yaklaşık bahçesinde Atatürk köşesi var. Yemek sırasında Abraham 800 km. duvardan, tel örgüler Bey ile sohbete dalıyoruz. 1964’te ailesiyle İsrail’e göç den, İsrail kontrol noktalarından ettiklerini söylüyor. “Benim iki annem var” diye anlatıyor bir kesiti çıplak gözle görme der Türkiye ve İsrail sevgisini... Atatürk’ün uluslararası dindeyiz. İsrail’in BM’nin uya bir devrimci, dâhi olduğunu ifade ederken “AKP’nin yaptığına şaşırıyoruz, Atatürk’e size kazandırdıklarından rılarına karşın güvenlik gerekçedolayı borçlusunuz” diyor. Sık siyle çevirdiği Filistin topsık İstanbul’u ziyaret ettiğini a Esad raklarında inşa ettiği tünelvurguluyor. Sohbet “Benim gazetem lerden biri dikkatimizi çesonrası...’ Cumhuriyet’tir” deyince daha da kiyor. İsrailli rehber, aynı bir keyifleniyor. Kadehler kalkıyor, İsrail’de yakın dönemde yapızamanda savunma uzmakalabalık fotoğraflar çekiliyor. lan seçimlerin ardından bir kez nı, bu sayede Filistinliledaha başbakanlık koltuğuna gerasiden önce gelir” düşünrin kontrol noktalarına talen Netanyahu’nun Türkiye’den cesinde olduğunu ortaya ko özrü kimi siyasi çevrelerde olması gerekılmadan Filistin bölgeleyuyor. Ancak daha havaala ken yapıldı diye yorumlanıyor. Dışişleri rinde serbest hareket edebildiklerini söylüyor. Bu ifade ise “yeraltı nında bitmek bilmeyen pasaport kontrol sı bakanlığına ziyaretimizde üst düzey bir özgürlüğü” nasıl olur acaba sorusunu ak rasındayken bile kendini hissettiren güven diplomatın “Kriz ortamını artık geride lik vurgusu İsrail içinde Arap nüfusun öte bırakalım; bölgedeki yeni gelişmelere, lımıza takıyor. Bir grup gazeteciyle İstanbul Kültür Üni kileştirilmesine, ayrımcılığa uğramasına yol tehditlere karşı işbirliğine odaklanalım” versitesi bünyesindeki GPOT, İsrail Van Le açan politikaları da besliyor. Panelde ko mesajı dikkat çekiyor. İsrail parlamentoer Estitüsü ve Friedrich Ebert Vakfı’nın dü nuşmacılardan Prof. İzak Galnur İsrail’de su Knesset’te görüştüğümüz muhalefetzenlediği çalıştay çerçevesinde Kudüs’te demokrasi olduğunu söylüyor söylemesine ten İşçi Partili milletvekili Nohman Şay yiz. Mavi Marmara saldırısı sonrasında da ama diğer yandan da Yahudi devleti vurgu da “Artık geleceğe bakmalıyız” diyor. ha da artan İsrailTürkiye ilişkilerindeki bu suna işaret edilince de demokrasinin yanına Hükümet ve birçok İsrailli gibi o da zul ikliminin Netanyahu cephesinden ge dini veya başka bir kelime eklemenin pek İsrail’e yönelik en büyük tehdit olarak len özür ve tazminat görüşmelerinin başla de iyi olmadığını dile getiriyor. İran’ı ilk sırada gösteriyor. Suriye konuması sonrasında yumuşama sinyalleri arasunda ise soru işaretleri olduğunu, Esad’ı yrımcı politikalar sında Kudüs’te nabız yokluyoruz. İsrail, diİlk Zeytin Dağı’ndan seyre daldığım ar pek beğenen olmasa da radikal kesimlerin bindeki Suriye’deki gelişmelere karşı Hizgüçlendiği de hesaba katılırsa yerine kibullahİran eksenini kırma amaçlı tutum iz dından dar sokaklarında keşfe çıktığım Es min geleceğinin kendilerinde olduğu gilerken İsrailFilistin barış görüşmelerinde ki Kent içinde gerek Yahudi gerekse Müs bi Ankara’da da kaygı yaratması gerekWashington’ın canlanma getirme çabaları lümanların kutsal saydıkları bölgelerinde tiğini söylüyor ve ekliyor; “Irak’ı, Kürt nın henüz sorunun başaktörlerinde ne faz konuştuğum İsrailli ve Filistinliler her ne sorununu düşünün...” la bir umut ne de heyecan yarattığı görü kadar “tabii barıştan yanayız” deseler de Koalisyon hükümetinin ortaklarından lüyor. Kudüs’te konuştuğumuz birçok ki ardından da ekliyorlar, “bu koşullarda birYeş Atid partisinden Ronen Hoffman likte yaşamak zor” . şi ABD’nin henüz masaya yeni bir şey geda Suriye’de Esad’ın gidişinin kaçınılİsrailli Arap nüfus için sıkıntı büyük. Fi tirmediği görüşünde. Kimi İsrail ve Filistin cephesinden isim, Abbas liderliğindeki Fi listin yönetimlerinin kontrolündeki bölge maz olduğunu ama sonrasının bilinmezlilistin yönetimini etkin olmamakla eleştiri lere serbest girişleri olmadığı gibi İsrail’de ğini sürdürdüğü görüşüne katılıyor. Ama yor, “Oraya da Arap Baharı gelecek” di yaşadıkları için de kimi zaman şüpheyle gerek muhalefet gerekse koalisyon ortağı yenler var. İsrailli akademisyenler İsrail’de karşılanıyorlar. İki devletli çözümün ele partilerde siyasetin barış sürecinden ziyademokrasi konusunu tartışırken çıkan ortak alındığı bir panelde İsrailli Arapların Ba de ekonomi gibi iç gelişmelere daha çok sonuç halkın genelinin “Güvenlik demok lad partisinin Genel Sekreteri Awad Ab odaklandığı yorumları dikkat çekiyor. Zeytin Dağı’ndan Eski Kent manzarası Y ‘Y A Vay be! Demek…“Haklılık payımız varmış.”Kısmen de olsa, kıyın kıyın liberaller artık “haklılık payımızı” teslim ediyorlar… “Bu da bana ha bi ders olsun!” diyen Temel fıkrası gibi. Meşhur fıkradır hani… Temel’in boynuna ilmiği geçirip tam idam sehpasında sorarlar; “Son sözün nedir?” İşte onun gibi… Liberal aydınlarımız son dönemde birbiri ardına, boynuna ilmik geçirilmiş Temel misali, “Bana bir ders olsun!” diyor ama geçti borun pazarı ne yazık ki. “Tehlikenin farkında mısınız?” uyarısı yapanları vaktiyle ciddiye hiç almadıkları gibi; uyarıyı yapanları “laik teyze”den.. “endişeli moderne” uzanan bir yelpazede doya doya tiye almışlardı.“Yapmayın etmeyin. Yanlış ata oynuyorsunuz!” diyen bizlerin sesi boş kubbede yankılanırken ayağının tozuyla geldiği ilk gün zinayı hemen “suç” yapmak isteyen Erdoğan’ın “pragmatizmine” nedense gözü kapalı bel bağlamayı tercih ettiler. Mehveş Evin sadece bir örnek… Erdoğan’a koşulsuz kredi açan “laik” kesimden tüm aydınlar, AKP liderinin “pragmatik” damarının, her nasılsa “camiler kubbemiz, minareler süngümüz” ideolojisine baskın çıkacağını düşündü/düşünmek istedi. Ve… dört yılda bir balkondan; “Yaşam tarzınızın teminatı benim!” diye seslenen bir başbakana, gözü kapalı teslim olmayı birlikte seçtiler. Demokrasiye ve laik rejime bağlılığı kanıtlanana dek Erdoğan’a açık çek vermenin ciddi bir tarihi hata olacağını söyleyen bizler, en ufak şekilde etkili olamadık. Gelinen noktada çok derin hüzün ve ağır bir yenilgi hissediyorum. Ünlü İranlı ressam dostum Farideh Lashei ile yıllar önce yaptığım bir konuşma geliyor aklıma. Bu kış içinde kaybettiğimiz tanınmış İranlı sanatçı, şaha karşı Humeyni devrimini destekleyen solculardandı… Yağmurdan kaçarken bu sebeple doluya tutulmuş olan ressam arkadaşım, hayatı boyunca bu siyasi hatasının vicdan azabını duyarak yaşadı. İstanbul’a son dönemde birkaç kez gelen Farideh; “Türkiye’nin her şeye rağmen aynı hataya düşmeyeceğini düşünüyorum” demişti:“Niye” diye sorduğumda bana şu yanıtı vermişti:“Türkiye, 70’li yıllar İranı’ndan çok farklı çünkü. Siz olan biten her şeyin farkındasınız. Biz Humeyni’yi desteklediğimizde dünyadan bütünüyle habersizdik. Bunca büyük bir stratejik hatanın içine o nedenle düştük!” Ülkelerin göz göre göre duvara toslamasına, olan biteni bilmek engel olmuyor demek ki… AKP’yi bile bile lades destekleyen aydınlarımız sayesinde bunu da test etmiş olduk. ‘Bu da bana ders olsun!’ 16 ÇOCUK YAŞAMINI YİTİRDİ BARIŞ İÇİN 10 BİN BALON Şiddet sarmalındaki Afganistan’ın başkenti Kâbil’de halk dün güne gökyüzünü dolduran pembe balonlarla uyandı. ABD’li Yazmany Arbuleda isimli sanatçının barış konulu çalışması çerçevesinde Kâbil semalarına 10 bin balon uçuruldu. Dış Haberler Servisi Pakistan’ın Gujrat kentinde dün bir okul servisinde çıkan yangın sonucu 16 çocuk ve bir öğretmen yaşamını yitirdi. 7 çocuğun yaralandığı olaya ilişkin yetkililer şoförün gaz tankındaki alevleri fark ettikten sonra kendisini dışarı atarak kurtulduğunu belirtti. Kurtulan öğrencilerden biri şöföre araçta kötü bir gaz kokusu olduğunu söylediklerini ancak şöförün uyarıya kulak asmadığını ardından da patlamanın yaşandığını anlattı. Pakistan’da okul servisinde yangın Dağıstan’da ‘Kara Dul’ saldırısı Dış Haberler Servisi Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti’nin başkenti Mahaçkale’de düzenlenen intihar saldırısında 5’i polis 12 kişi yaralandı. İçişleri Bakanlığı binası yakınında bir kadın intihar eylemcisinin polislerin bulunduğu alana yaklaşarak üzerindeki bombayı patlattığı açıklandı. BBC’nin haberinde saldırganın “Kara Dullar” olarak anılan Moskova karşıtı İslamcı kadın eylemcilerden olabileceği kaydedildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle