Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS 2013 PAZAR 14 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK “Bir şey değil, beni bu telaş öldürecek!” Hep telaştayız. Acele acele... Hemen, şimdi, vakit geçirmeden... Otur dur bekle... Olmaz ille de istediğin olacak, olması için gereken yapılacak. Koşmak, koşmak... Nereye yetişmek istiyorsun? Tren mi kaçıyor, vapur mu? Bizler her zaman uyanık olacağız, dalmak biraz şöyle oturup dinlenmek yok. Bir koşudur yaşam diyenler haklı. Nereye kadar mı? Ölçüler, kopuşlar. Yüz metre, beş yüz metre, maraton... En iyisi maraton mudur? Odalar, sofalar, bahçeler, tarlalar, yokuşlar, inişler çıkışlarla aşılmaya çalışılan mesafeler. Yorgun bitkin menzile ulaşınca yere yıkılmışsın, ama kazanmışsın... Böyledir yaşamın her alanı, her bölümü; bir telaş, bir telaş. Elinde kaçırılacak değerler var. Kap onları, başkalarına kaptırma. Varsın onlar yenilsin. Hep sen, hep ben. Ya onlar? Uzaktakiler seyirci kalır bizim başarılarımıza. Katılmaya kalkışırlar, yaşam serüvenimize. İteriz, kakarız, tekmeleriz; sen bizle yarışamazsın deriz. Bu dediğimizi de yapmak için her yola başvururuz. Örneğin bu pazartesi günü Fikret, Zeki Başkan, Karakartal Hüsnü diye. Tavlanın pullarından kentler kurmuştum misafir odasının halısının üstünde. Evler, sofalar, maçlar. Benim maçlarımda hep Fener’di yenen. O kadar ki pulların üstüne adları da yazmıştım... Nerde o eski tavla şimdi. Nasıl gizlice onu gözlerden saklamıştım. Bir tereke vardı, evimizin eşyaları açık artırmayla satılıyordu. Ben tavlamı gizledim, her şey iyi kötü satıldı, ama benim kaçırıp gizli bir yerde sakladığım tavla elimde kaldı. O gün bugün hep yanımda, elimde. Kimi zaman tek başıma oynamak için ya da hayali biriyle maç yaparcasına... Tavla telaşla oynanmaz. Düşüneceksin, ah bir düşeş gelse, yok dubara da iyidir diye kendini oyalamak. Güzel bir avunmadır, telaşa kapılmadan oynarsan. Kişiyi dinlendirir, bir garip huzura götürür, yensen de yenilsen de... Bir telaşla başladım yazıya. Ama daha yarı yolda yoruldum. Mahalle kahvesinin önünde nargile içenlerin yanında oturdum bir süre... Telaş diye bir şey yok. Bir mayıs sabahının tadını çıkarmak, yanında tavla oynayanların zaman zaman küfürlü seslerini dinleyip geçmişteki oyunlara giderek... GÜNCEL n Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM MUSTAFA BALBAY başbakan görmek, izlemek isteyen olursa eğer; buyursun Türkiyemize!.. Bu nitelikteki tüm özellikleri taşıyan başbakan bizde. Osmanlı gibi olmak için ölüp ölüp diriliyor. Kavuklu değil kravatlı. Sadrazam değil başbakan! Sağ kanattaki politikacılar, AKP’den MHP’ye kadar hemen hepsi, gecenin bilmem ne saatinden sabah erken saatlerine kadar alkollü içki satmayı, kullanmayı yasaklamakta birleşti... Gidişatı görmezden gelen, hatta çağdaş yaşamdan geriye dönüşe sırt çeviren, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın”dan başka hiçbir ilkeye bağlı görünmeyen toplumu sergileyen tipik bir örneği, bir TV programında izledik. Kafayı bulmaya yarayacak “alkolsüz içecek” icat ettiğini övünerek açıklayan ve bu sayede işletmesinin dolup taştığını söyleyen esnaf ve gençyaşlı, kadınerkek katılımcıları oldukça; bu zorba, oy şımarığı Başbakan’dan Türkiye Cumhuriyeti’nin normal yaşama aykırı daha çok uygulamalar, kararlar, yasalar göreceğinden kuşkunuz olmasın. HHH “Özel yaşama müdahale edilmeyecek” diye nutuklar atan bu Başbakan; önce “dindar genç nesiller yetiştireceğiz” diyerek çağdaş eğitimin çarkına okudu. İlk eğitim çağındaki bebelere, gençlere Kuran, peygamberin yaşamını okuma öğrenme zorunluluğu getirdi. Şimdi de sözüm ona toplumsal sağlığı koruyacağını, kafası kıyak olmayan nesiller yetiştireceğini savunarak insanların özgür yaşamına müdahale ediyor... İçki yasağını Türkçe anlatma olanağı kalmamış gibi, “şaribül leyli ven nehar”ı, “gece gündüz içki içen devamlı sarhoş” anlamındaki Osmanlıca bir cümleyle savunurken… ... Osmanlı’ya, Osmanlı gibi olmaya ve yaşamaya doğru koşuyor!.. HHH Basında içki yasaklarına karşı duran eleştirel içerikli haberlere göre; alkole çoğu ülkeden daha sert kısıtlamalar getiren Türkiye; alkol tüketiminde 30 ülke içinde son sırada. İskandinav ülkelerinde, örneğin İsveç’te sıkı yasaklara karşın alkol tüketimi kişi başına 6.7. Yasaklar gelmeden Türkiye’de alkol tüketimi 1.4 litre! Üç kez “Halkım bana yetki verdi. Ben bildiğimi yapar, insan haklarına da demokratik bütün kurallara da aykırı her yasayı çıkarır, kararlar alır uygularım” diyen, “gözü atide değil mazide olan” bu kafa ve… ... Ne yazık ki yalakalığın dik âlâsına örnek; Osmanlı tarihinin en tartışmalı padişahı 2’nci Abdülhamit’e onursal doktora unvanı verecek üniversiteler (Karabük) oldukça… Ne yazsan, hangi örnekleri sıralasan nafile! “Uyan Türk uyan, bu hâbı gafletten” demekten gayrı… Ama bu çağrılara karşın, üç seçimdir uyanamıyor!! HHH Bildiğini okuyan RTE’nin aykırı uygulamalarına karşı çıkar gibi duran muhalefette yeterli değil. Olamadığı da gün gibi aşikâr.. Bu bir yana. Bir gazetenin arka sayfalarında kıyıda köşede kalan habere bakınız: “AKP’nin saldırılarına karşı CHP, seçim taktiklerini yeniledi!” Nedir bir yenilikler: İzmir’de 31 bin partiliyle ev ziyaretlerine başlayacak olan CHP’de “iletişim kitabı” yazıldı. Buna göre seçmeni ikna etmek için ev ziyareti yapacak olan partililer konuşmaya, “Selamünaleyküm” diyerek başlayacak; evden ayrılırken de “Allahaısmarladık” yerine, “Allaha emanet olun” ya da “Hayırlı günler” diyecek. Kitapçıkta yer alan öneriler şöyle: Konuşmaya iyi günler, selamünaleyküm diye başlayın. Eve ayakkabı ile girmeyin. İnsanlara adlarıyla hitap edin. Süslü söylemde bulunmayın! HHH Ana muhalefet “taklitlerinden sakının” sloganını acaba ne zaman anımsayacak? Canlı Bir Anı birazcık dolaşmaya çıkmak isterim. Pazaryerine gitmek, alışveriş yapmak, sonra elimde paketlerle dönmek eve. Yaşadığını anlarsın böyle anlarda. Ne güzel yaşamak keyfince. Bacaklarının ağrısını unutmaya çalışmak, ama bir süre yürüdükten sonra bir kahveye koşmak. Tavla oynayan birkaç tanışla günün havasına girmek. Evet her günün ayrı bir havası vardır. Örneğin cumartesileri tavla günüdür. At zarı düşeş gelsin. Derken kapat tavlayı, koltuğunun altında evine dön. Bu tavla eski dosttur. Nerdeyse çocukluğumdan bu yana elimin altındadır. Siyah beyaz pulları benim gözümde birer canlıdır. Çocukluk hülyası işte; onlara isimler vermiştim; Fenerbahçeli, Galatasaraylı oyuncuların adlarını o siyahlı beyazlı pullara. Fikret, Baba Yasaklar sonucunda gece hayatının İran’daki gibi yaşanacağına dikkat çekildi Yeraltına inecek MELTEM YILMAZ Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Eşbaşkanı Tahir Berrakkarasu, TBMM’de kabul edilen alkol düzenlemesinin suiistimale son derece açık olduğunu belirterek “Türkiye’de son bir yılda catering firmaları sayısında yüzde 500 artış var. Bu demek oluyor ki eğlence hayatı dış ortamlardan iç mekânlara kayıyor. Bu yasalarla eğlence hayatının İran gibi yeraltına alınacağını düşünüyorum” dedi. Alkol düzenlemesiyle birlikte İstanbul’da “eğlencenin kalbi” olarak anılan Beyoğlu’ndaki 3 bin eğlence mekânı ve eğlence hayatının geleceği de tartışma konusu oldu. 2008’de hayata geçen kapalı yerde sigara içme yasağı, 2011’de uygulanan masa sandalye yasağı ve şimdi gelen alkol yasağının eğlence hayatını ciddi bir şekilde krize sokacağı belirtiliyor. Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Eşbaşkanı Tahir Berrakkarasu, son iki yılda Beyoğlu’ndaki mekânların yüzde 30’unun kepenk kapattığına dikkat çekerek “Son zamanlarda zaten otel sahipleri mekânlarımızı elimizden alma Reklamlara veda Yasa değişikliği nedeniyle alkollü içecek üreticileri de birer birer reklamlarla vedalaşıyor. Efes’in adını bile yazmadan şişesinin resmiyle verdiği “Biz birbirimizi görmesek de tanır, görmesek de biliriz” ilanının ardından Yeni Rakı da “500 yıllık kültürümüz eskiyecek sanılır, sen sahip çıktıkça hep yeni kalır. Muhabbetimiz bitecek sanılır, sen dostlarla buluştukça hep yeni kalır” diyerek vedalaşıyor. Yasanın yürürlüğe girmesiyle alkollü içecek firmaları ürün ilanı veremeyecek. ya çalışıyordu. Şimdi gelen alkol yasası da son vuruş oldu” diyerek şöyle devam etti: “Başta Ayhan Işık Sokak, Erol Dernek Sokak ve Kocaağa Sokak olmak üzere Beyoğlu 1. bölgede eğlence amaçlı kullanılan 50 kadar bina, son dönemde apart otel, butik otel ve hostele dönüştürülmüş durumda. Bunun yanı sıra aynı bölgede 300 kadar eğlence mekânına da bu yönde bir teklif götürüldüğünü biliyoruz. Alkol düzenlemesinin 6. maddesine göre müşteri, herhangi bir mekânda kapının önüne çıkıp içkisini içemeyecek. Eğer içerse mekân sahibine 5 ila 200 bin para cezası kesilecek. Ancak bu durum, suiistimale son derece açık. Beyoğlu’nun giderek oteller bölgesine dönüştüğü günümüzde, bu yasayla birlikte, birileri mekânlarımıza müşteri kılığında insanlar gönderip onların kapıda içki içmesini söyleyebilir. Mekân sahiplerinin de ceza ödemek zorunda kalması, bir süre sonra beraberinde yılgınlık getirir ve bu durum mekânı devretmemizle sonuçlanır.” SOSYAL MEDYADA TEPKİ ‘Halifeliği sana vermezler’ HİCRAN ÖZDAMAR İçki yasağını işyerini yakarak protesto etti Serseri kurşun can alıyordu n Haber Merkezi İstanbul Gaziosmanpaşa’da bir otomobilden rasgele açılan ateş, az kalsın bir faciaya neden oluyordu. Önceki gece 01.30 sıralarında yaşanan olayda, kurşunlardan biri evindeki camın kenarında oturan Seda Terkoz’un başının üzerinden geçerek duvara saplandı. Kızının çığlıkları üzerine uyanan baba Saffet Terkoz, durumu polise bildirdi. Ekipler duvardan çıkardıkları kurşunu incelemek üzere aldı. İZMİR Alkolün satışına geniş yasaklar getiren tasarının TBMM Genel Kurulu’nda gece yarısı kabul edilmesi üzerine sosyal medyada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik ilginç yorumlar yer aldı. Sosyal medyada, Başbakan Erdoğan, “En çok vergiyi alkolden alıyor. Hep yasak hep yasak’, ‘Sen kimsin ki Allah’ın kullara verdiği seçme hakkını elinden alıyorsun. Gündem değiştirmenin böylesi...’, ‘Halifeliği sana vermezler başkanım” ifadeleriyle protesto edildi. Beşiktaş taraftar topluluğu Çarşı Grubu da “Şerefine Tayyip” sloganlarıyla çektikleri videoyu sosyal medyada paylaştı. Yasayı değerlendiren Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, yasanın TBMM’de geçmeden önce tartışılması gerektiğini belirtti. Haber Merkezi Antalya’da TEKEL büfe sahibi olan Caner Altıntaş (37) isimli esnaf, TBMM’de onaylanan içki satışıyla ilgili yasakları protesto etmek için işyerini yaktı. İşyerine benzin döküp ateşe veren Altıntaş’ın elleri ve ayağında yanıklar oluştu. Haşim İşcan Mahallesi, Arık Caddesi’nde meydana gelen olayda, işleri iyi gitmeyen “Kaan Tekel Shop”un sahibi Caner Altıntaş, sabah saatlerinde sinir krizi geçirdi. Çevrede bulunan esnafa, “Ben bu alkol yasağını protesto edip işyerimi yakacağım” diyerek dükkândan ayrılan Altıntaş, kısa süre benzin şişesiyle geri döndü. İşyerine ve üzerine benzin döken Altıntaş, dükkânını ateşe verdi. Çevredekilerin işyerinden çıkardığı Altıntaş olay yerine çağırılan ambulansla Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ellerinde ve ayaklarında yanık oluşan Altıntaş’a, Acil Serviste müdahale edildi. Yangını kısa sürede söndüren itfaiye ekipleri çevrede inceleme yaptı. Komşu esnaf Şafak Giriş, “Sabah yanımıza geldi. ‘Sadece akşamları içki satıyorum. Etrafım hep süpermarket. Saat 22.00’den sonra içki satabiliyorum. Bir sürü borcum var. İçki yasağını protesto etmek amacıyla dükkânımı yakacağım’ dedi. Biz de yapma, yazık olur dedik. Ama bizi dinlemedi, yaktı” diye konuştu. halk tarafından belirleneceği cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Bu iki seçimin yanında bir de anayasanın kaderi belli olacak. İktidarın planı anayasa referandumunun da aynı yıl içinde yapılması ve yeni cumhurbaşkanının hangi yetkilerle Çankaya’da oturacağının belli olması. Bu trafik, “havada ikmal” diye özetlenebilir. Başbakan’ın özel zevkleri arasında sürekli seçim tarihleriyle oynamak var. Geçen sonbahar yerel seçimleri 6 ay erkene almak için adım atmış ancak partideki hesap Meclis’e uymamıştı. O gün başlayan plan sapması aşama aşama yaşanıyor olmalı ki, Başbakan ABD gezisi öncesi de genel seçimlerin bir yıl ileri atılabileceğini söylemişti. HHH Bütün bu gelgitler halkın sandık tercihlerini hükümetin de tam kestiremiyor olmasından kaynaklanıyor. “Ne yesem yarıyor” diye bir söz vardır ya, 10 yıldır AKP ne yapsa yarıyordu. Reform diye bir adım atıyor, içtedışta övgüler alıyor, bunun yanlış olduğu anlaşılıyor, değiştiriliyor, o da reform diye sunuluyor. Ancak bu sihirin bozulmakta olduğu dikkati çekiyor. Artık AKP ne yapsa yaramıyor. Sık sık ters tepiyor. Bu durum sandığa nasıl yansır? AKP’nin hesaplarını yukarıda özetledik. Sorunun yanıtını CHP penceresinden vermeye çalışalım. İktidar, 2014’te 3 sandık diyor ya, bakarsınız 4 olur. Yerel seçimle genel seçim birleşir, ya da genel seçimle cumhurbaşkanlığı seçimi bir arada olur. Bu olasılıklar CHP’nin içinde de konuşuluyor. Bir başka deyişle CHP’nin içinde sadece CHP’nin içi konuşulmuyor. En son 19 Mayıs’ta olduğu gibi ulusal bayramları unutturmama kararlılığından terör örgütü ile yapılan pazarlığın sorgulanmasına kadar halkın sağduyusu hükümetin karşısında. Bu sağduyunun doğal siyasal yatağı CHP’dir. 19 Mayıs etkinlikleri çerçevesinde örgütlü örgütsüz bir araya gelenler, hükümetin ülke bütünlüğünü zedeleyen bir tutum içine girdiğini düşünenler, Türkiye’nin bu hassasiyetlerine duyarlı bir iktidar tarafından yönetilmesini istiyorlar. CHP’nin ilki 18 Mayıs’ta Aydın’da yapılan, ikincisi 1 Haziran’da İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirilecek olan, devamı 8 Haziran’da Mersin’de, 15 Haziran’da Ordu’da planlanan demokrasi ve özgürlük mitingleri bu arayışın ufkuna oturuyor. Mademki 2014 geldi; CHP’nin toplumun bütün kesimlerinde ortaya çıkan, “nereye gidiyoruz” sorusuna cevap vermekle kalmaması gerekiyor. O aşama geçildi. Seçim konuşulmaya başladığı an, yarış başlamış demektir. CHP doğal olarak bu yarışın ortağıdır. Başarılı olması için toplumsal etkenler uygundur. Toplumun birbirinden farklı gibi görünen pek çok kesimi AKP iktidarının icraatından rahatsızdır. CHP işte bu farklı kesimlerin içinde dağılmak yerine, onları yeni bir iktidar beklentisinde birleştirmek durumundadır. Bu anlamda CHP’nin dağınık görüntü sergilediği algısıyla bütün kesimlere el uzatıp iktidara yürümekte olduğu algısı, bir dürbünü ters çevirerek düzgün bakmak kadar değiştirilebilir bir görüntüdür. Bütün mesele iktidar hedefine odaklanmak, bunun gerektirdiği küçükbüyük bütün toplumsal mutabakatları gerçekleştirmektir. HHH Akla ilk gelen 1977 seçimleri olmak üzere CHP’nin zaferle çıktığı tüm seçimlerin altında, sandıktan önce yapılan böylesi mutabakatlar vardır. Büyük ırmaklar, derelerin birleşmesiyle oluşur. Topluma dayanan güçlü iktidarlar da farklı kesimlerin eğilimlerini bünyesinde birleştirerek büyür ve bunu başardığı ölçüde kalıcı olur. Parti ruhu olmayan, sadece iktidar hedefiyle bu tür hareketleri başaranlar iktidardan düşünce dağılmıştır. Bunun yakın geçmişteki örneği ANAP’tır, yakın gelecekteki örneği AKP olacaktır. CHP, parti ruhunu iktidar hedefi ile ete kemiğe büründürmezse, AKP’nin yerine bir başka toplama parti geçebilir. CHP’nin 1 Haziran İstanbulKadıköy mitinginin büyük bir toplumsal buluşma olmasını diliyoruz. Senaryoydu gerçek oldu Babasını bıçakladı n Haber Merkezi Konya’da Endüstri Mühendisi Mehmet Ali Ö. (31), iş bulmasını istediği için tartıştığı babası İsa Ö’yü (56), yatağında göğsünden meyve bıçağıyla yaraladı. Genç adam, ardından bıçakla, kendi kol ve bacaklarını kesti. Hafif yaralı babaoğul, ambulansla hastaneye kaldırıldı. n Haber Merkezi AksarayAdana ka İçki yasağı İngiliz basınında Haber Merkezi İngiliz The Daily Telegraph gazetesi, Türkiye’de alkol satışının sınırlanmasına, hükümetin ülkeyi İslamlaştırması endişesi yaşayan çok sayıda insanın tepki gösterdiğini yazdı. Gazetenin muhabiri Justin Vela’nın “Türkiye alkol satışı ve reklamına sınırlama getiriyor” başlığı ile yer alan haberinde, İstanbul Beyoğlu’nda içki satışı yapan bir TEKEL bayi işletmecisinin bu yasağı “İslami faşizm” olarak yorumladığı aktarıldı. Röportaj yapılan bir başka kişinin ise bu uygulamayı “laikliğe karşı” olarak gördüğünü yazan gazete, yüzde 99’u Müslüman olmasına karşın düzenin, ateşli bir şekilde laikliği desteklemeye çalıştığını, dinsel hareketleri de yakından izlediğini satırlarına ekledi. Gazete ayrıca Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Gece gündüz içki içen bir nesil istemiyoruz” açıklamasını aktararak uygulamanın, her yıl Türkiye’ye gelen 2.5 milyonu İngiliz olmak üzere 30 milyon turistin durumunu etkileyip etkilemeyeceğinin ise belirsiz olduğunu yazdı. ‘BALIKLA AYRAN GİTMİYOR’ İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Alkol düzenlemesini eleştiren eski AKP Güzelbahçe İlçe Başkanı Kerim Çetin, “AK Parti’liyim ama balıkla da ayran gitmiyor” dedi. AKP’li eski başkan, Facebook’ta yaptığı açıklamada alkol düzenlemesini eleştirdi. Esprili bir dille düzenlemenin faydası olduğunu belirten Çetin, “Netice olarak saat 22’ye kadar içkimizi alıp, gece yarısı tekel bayii aramayacağız. Ayrıca bu düzenleme yedekli olmamızı sağladı. Ama pide yerken milli içkimize devam, yaşasın ayran” diye yazdı. Çetin, daha sonra ise “Kimse kusura bakmasın. AK Parti’liyim ama balıkla da ayran gitmiyor be. 22’ye kadar da olsa gitmiyor” diye yazdı. n Haber Merkezi Konya’da özel bir televizyon kanalında yayınlanan dizi için kiralanan evde çekimler sırasında patlama meydana geldi. Selçuklu ilçesi Hocacihan Saray Mahallesi Saray Caddesi üzerindeki ev, patlama ve çıkan yangının ardından kullanılamaz hale geldi. Patlamanın çekimler sırasında kullanılan patlayıcının miktarının ayarlanamamasından kaynaklandığı bildirildi. Ehliyeti sahte çıktı Ecstasy operasyonu rayolu üzerinde evrak kontrolü yapan trafik ekipleri, kontrol sırasında Şeyhmus Atay (42) idaresindeki 01 CFK 83 plakalı kamyonu durdurdu. Ehliyet ve ruhsat sorduğu sürücünün evraklarını kontrol eden polis, 2006’da alındığı öğrenilen ehliyetin sahte olduğunu tespit etti. Gözaltına alınan Şeyhmus Atay, ehliyeti 7 yıl önce para vererek aldığını itiraf etti. Sürücü, 7 yıldır aynı ehliyeti kullandığını söyledi. n İSTANBUL (AA) İstanbul’da 300 bin ecstasy hapının ele geçirildiği uyuşturucu operasyonunda, 5 kişi tutuklandı. Narkotik ekipleri, bir şebekenin Hollanda’da üretilen uyuşturucu hapları Türkiye’ye sokup tatil bölgelerinde satmak istediğini belirledi. Belirlenen adreslere baskın düzenleyen polis, birisi Alman uyruklu 5 kişiyi gözaltına aldı. Aramada 4 farklı çeşitte 300 bin adet yaklaşık 70 kilogram ecstasy hap ele geçirildi. Mahkemeye sevk edilen 5 şüpheli tutuklandı.