24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2013 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 11 Kalbinizi tasarımıyla, aklınızı avantajlarıyla büyüleyecek. 55.640 TL’den* ba layan fiyatlar ve 36.000 TL ye 36 ay vadede % 0,73 faiz oranıyla. *Bu fiyat otomobilin ba langıç fiyatıdır. Kampanya stoklarla sınırlıdır. Hyundai ix35 modellerinin ortalama yakıt tüketimi 6,87,2 lt/100 km ve CO2 emisyonu 158189 g/km arasında deği mektedir. EC715/2007*566/2011 hyundai.com.tr facebook.com/hyundaiturkiye twitter.com/hyundaiturkiye Projelerin adı yetti tarlalar kapışıldı u AKP’nin kuzey ormanlarını tehdit edecek yeni şehir, 3. havalimanı ve 3. köprü ile Kuzey Marmara Otoyolu projeleri ve Kanal İstanbul iddiası yatırımcının parasını Arnavutköy’e çekti. Emlakçilerin 10 gün sonrasına bile fiyat vermekten kaçındığı bölgede su havzasındaki tarlalar peynir ekmek gibi satılıyor. Bölgede fiyatlar, son iki yıl içinde bölgenin genelinde rekor oranda arttı. FATMA KOŞAR İktisat Bilimi Krizler, gelir ve servet dağılımı adaletsizliği, çevre kirliliği, gerçekleşmeyen öngörüler, sağlıklı gözlemlere dayanmayan teoriler, kaynak savurganlığı, haklı olarak iktisat bilimi hakkında kuşkular yaratıyor. Günümüzdeki görüntülere, sonuçlara karşın, iktisat aslında insancıl, toplumsal amaçlı bir bilimdir. İktisatta iki temel kavram var. Kıtlık ve yarar. Bilinen kaynaklar, insan gereksinimlerini karşılamakta kıt olmasaydı, iktisat bilimi oluşmazdı. Herkesin dilediği şekilde tüm gereksinimlerini karşıladığı bir yaşam ortamında, kıt kaynakları nasıl kullanalım soruları da gündeme gelmezdi. Gereksinime göre kıtlık, iktisat bilimini doğurmuştur. Amaç, kıt kaynakları en verimli kullanarak gereksinimleri karşılamak, insanların yaşam düzeyini, yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu amaç dikkate alındığında; “İktisat insancıl ve toplumsal amaçlı bir bilimdir” savı abartılı bulunmamalıdır. Kıt kaynakları nasıl kullanalım da insanlar için en fazla yararı sağlayalım, fayda yaratalım? İşte iktisadın yanıtlanması gereken temel sorusu da budur. Bu sorunun yanıtında farklı yaklaşımlar söz konusudur. Adam Smith ’den bu yana egemen görüş; insanlar kendi çıkarını kollayarak en fazla yarar yaratırken, toplumsal açıdan da en fazla yararı sağlamış olurlar. Kişisel çıkar ile toplumsal çıkar bağdaşır. Gerçi Adam Smith, bazı hallerde kişisel çıkarın toplumsal çıkara ters düşebileceğini öngörmüştür. Serbest pazar ekonomisinin paradigması da işletmelerde kârın ençoklanmasıdır (kâr maksimizasyonudur). Kârın ençoklanması, çoğunsanması, kaynakların en verimli şekilde kullanıldığını, en düşük maliyetle üretimin yapıldığını gösterir. Serbest pazar ekonomisi sanaldır; serbest pazar koşulları bir varsayımdır. Gerçekte böyle bir pazar yoktur, tam rekabet koşulları hiçbir pazarda sağlanamamıştır. Piyasalarda egemen rekabet şekli, eksik rekabettir. Bunun ağırlıklı örneği de az sayıda üreticinin egemen olduğu oligopol piyasalarıdır. Bu rekabet şeklinde kârın ençoklanması için üretimin en düşük maliyetle gerçekleştirilmesi şart değildir. Firmalar, piyasayı etkileme güçlerine göre kârlarını ençoklayacak fiyatları belirleyerek, üretim miktarlarını ayarlarlar. Kaldı ki muhasebenin maliyet ve kâr anlayışı ve hesabı ile toplumsal maliyet ve kâr anlayışı aynı değildir. Günümüzün muhasebe kuralları, kavramları, çevre kirliliği, topluma getirilen maliyetleri, yükleri gibi dışsallıkları hesaba katmaz. Toplumsal maliyeti çok yüksek olan işletmeler çok kârlı görülebilirler. Ayrıca açıklanan tablolarda kârlar ne derece gerçeği yansıtır, ne ölçüde makyajlıdır? Sözde kalan şeffaflık, sözde gerçekçilik de ayrı bir sorundur. Kişilerin gerçek sağlıklı bilgi edinmeleri için çeşitli kurumlar oluşturulmuştur. Denetleme, denetim, kredi değerleme kuralları, uluslararası düzeyde araştırma yapan kurumlar. Denetim, denetleme, araştırmalar iktisadın temel amacı olan kaynakların insanların refahını artıracak şekilde kullanılmasına ne ölçüde katkıda bulunuyor? Bu bağlamda da ciddi kuşkular vardır. Neler gizleniyor, neler algılandırılmaya çalışılıyor? İrdelenmesi gereken sorulardır. İktisat, çıkar hesapları nedeniyle uzun süre laahlaki, etik dışı olarak nitelendirilmiştir. Ancak günümüzdeki uygulamalara bakıldığında, yanlış öngörüler, kasıtlı, hatalı değerlendirmeler, çıkar beklentileri ile iktisat, etik dışı olmaktan da çıkıp gayri ahlaki, etiğe aykırı bir görünüş, izlenim yaratıyor. İktisat kandırma, yönlendirme, istismar aracı olarak kullanılıyor. Ortaya atılan teoriler, büyük iktisatçı olarak nitelenenler, düzenleme, denetim, değerleme kurumlarını, insanların genel refah düzeyinin artışına, kaynakların toplum yararına kullanılmasına ne ölçüde katkıda bulunuyor diye irdelemek, sorgulamak gerekir. Örneklere bakılacak olursa iktisat, toplumda egemen çevrelerin maddi, çıkar hesaplarını güden bir uygulama izlenimini yaratıyor. Halbuki iktisat bilimi, insanların genel gönencini (refahını) yükseltmeyi, hakça gelir ve servet dağılımını, kıt kaynakların toplumsal maliyeti en düşük düzeyde verimli kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor. İktisat, teorisi ile de uygulaması ile de etik dışı, etiğe aykırı değil, toplumsal etiğe uygun olmalıdır. Hükümetin üç mega projesiyle dikkatleri üzerine çeken Arnavutköy’de fiyatlar baş döndürücü bir hızla artıyor. Su havzasında kalan tarlalar, imar çıkacağı beklentisiyle peynir ekmek gibi satılıyor. Araziler şimdiden “Kanal İstanbul manzaralı”, “havaalanına yakın mesafe” gibi ilanlarla satışa çıkıyor. Bölgede tarla hissesi satışları büyük bir hareketlilik içinde. Öyle ki bazı emlakçiler, arayan alıcı adaylarına örneğin bir hafta, 10 gün sonrası için fiyat sözü vermiyor. Kanal İstanbul’un Sazlıbosna Barajı ile Küçükçekmece arasında açılacağı beklentisiyle bazı noktalarda fiyatlar bir, iki yıl öncesine kadar 45 kat artmış durumda. 25 yıl öncesine kadar 1.500 nüfuslu bir köy olan Arnavutköy’e bağlı yerleşimler mahalle ilan edildi. Boğazköy, Bolluca, Haraççı, İmrahor ve Taşoluk, Arnavutköy’ün yeni mahalleleri oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Arnavutköy ile birlikte ilçeye bağlı Baklalı, Balaban, Boyalık, Çilingir, Dursunköy, Durusu, Hacımaşlı, Hadımköy, İslambey, Karaburun, Sazlıbosna, Tayakadın, Yassıören, Yavuzselim ve Yeniköy’ün imar yetkisini yaklaşık bir ay önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) elinden aldı. İstanbul’un Avrupa Yakası’nda kurulması planlanan bir milyon nüfuslu yeni şehir nedeniyle bu yetki devrinin gerçekleştiği iddia ediliyor. anal İstanbul manzaralı! Gerçekleştirilmesi çok güç ve uzun yıllar alacak bir proje olarak dursa da araziler şimdiden Kanal İstanbul manzaralı satılıyor. Gayrimenkul uzmanları, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) Küçükçekmece Gölü’nü koruma alanı olmaktan çıkardığını ifade ediyor. Arnavutköy’de beklenti Sazlıbosna Barajı’nın da koruma alanından çıkarılması yönünde. Sazlıbosna Barajı ile Küçükçekmece Gölü arasında 22 kilometrelik bir mesafe olduğu belirtiliyor ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kanal projesinin burada hayat bulabileceği ifade ediliyor. Bölgeyle ilgili beklentiler bu kadarla kalmıyor. AğaçlıAkpınarYeniköy arasında yapılması beklenen 3. havalimanı ile birlikte Arnavutköy ile Halkalı arasında inşa edilecek raylı sistem hattının da ihaleye çıkacağı konuşuluyor. Ayrıca, 3. köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu ile birlikte hızlı tren planlandığı aktarılıyor. K Planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda 5 yıldır imara kapalı olan bölgede, Arnavutköy ve belde merkezleri için yeni imar planları hazırlanıyor. Yeni imar planlarında, kapalı alan oranlarının yüzde 50 düşürüldüğü belirtiliyor. Yani yeni imar planına göre bin metrekarelik bir arsaya 500 metrekare kapalı alan yapılabiliyor. Bölgedeki emlakçiler, sokak aralarında kalan 200250 metrekarelik arsalara yüzde 1015 imar verildiği için inşaat yapılamadığını söylüyor. İmar yetkisinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrinin ardından, bölgeye özel yeni imar planlarının hazırlanması bekleniyor. Büyük inşaat firmalarının da bölgeye ilgisinin artacağı tahmin ediliyor. Arnavutköy’ün merkezinden geçen yolun üzerindeki ticari imarlı bir arsanın metrekaresi 10 bin TL’ye kadar çıkıyor. Arnavutköy’e bağlı köylerde de fiyatlar yükselmiş durumda. Boyalık’ta 250 metrekarelik bir tarla hissesi 50 bin liraya, 400 metrekareyi 80 bin liraya satılıyor. Çilingir’de 500 metrekarelik bir arsayı 6080 bin TL’ye, Tayakadın’da altı dönümden büyük bir araziyi yaklaşık 1.5 milyon lira fiyatla almak mümkün. Haraççı, Boyalık, Yeniköy, Dursunköy, Nakkaş ve Yassıören’de arazi fiyatları yükselmeye devam ediyor. Kanalın Karadeniz’e açılacağı ve havaalanının olacağı söylenen Yeniköy’de 9 dönüm arazi için milyonları saymak gerekiyor. Borsa gibi... İstanbul başta olmak üzere pek çok yerden yatırımcının akın ettiği bölgede şirketlerin de büyük alımlar yaptığı belirtiliyor. Talebin artmasıyla da arazi fiyatları borsadaki hisseler gibi günlük değişmeye başladı. Bir gün önce 120 bin TL değer biçilen bir arsaya, ertesi gün 125 bin TL istenebiliyor. Arnavutköy’ün merkezinde imarlı ve ifrazlı arsaların metrekare fiyatı 500 TL’den başlıyor. İlçenin merkezinden geçen yolun üzerindeki ticari imarlı bir arsanın metrekaresi 10 bin TL’ye kadar çıkıyor. Örneğin merkezde 2.10 imarlı bir arsanın metrekare fiyatı 1500 TL’den başlıyor. Fiyatlar imar oranına göre değişirken, 1.10’a düşen yerlerde ise 500 TL’ye kadar iniyor. İSMMMO’da seçim günü Ekonomi Servisi İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) dün başlayan Genel Kurulu bugün seçimle devam edecek. Nispi temsil sisteminin uygulandığı seçimlerde, yönetimde olan Çağdaş Demokratlar Grubu, mevcut Başkan Yahya Arıkan’ın öncülüğünde 3 ayrı grup ile yarışacak. Arıkan, meslek odalarını denetim altına almak isteyenlerin 2011’de “Türkiye Muhasebe Standartları’nı oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliği” kurmak iddiasıyla Kamu Gözetim Kurumu’nu faaliyete geçirdiğini belirtti. Arıkan, kurumun uygulamalarıyla özellikle genç meslektaşlarının geleceğini ipotek altına alan bir tavır sergilediğini söyledi. Arıkan, saldırılara karşı üyeleri sandığa çağırdı. Seçimlerde Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Birliği (ÇDMB) grubu adına Yahya Arıkan, Demokratik Değişim grubu adına Hamdi Balcı, Meslekte Birlik grubu adına Mustafa Çaya, Ulusal Muhasebeciler Birliği grubu adına Oktay Yeşilyurt aday. Shell gençleri yarıştırdı u 29. Shell Ecomarathon’da Sakarya Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi takımları da yarışı başarıyla tamamlayarak sıralamalarda yer aldı. Ekonomi Servisi Shell’in, gençleri, geleceğin enerji alternatifleri ile çalışan araçları geliştirmeye teşvik etmek için 29’uncusunu düzenlediği Shell Ecomarathon, Rotterdam’da heyecan dolu yarışlarla tamamlandı. Avrupa’nın 24 ülkeden 183 öğrenci takımı 1 litre yakıt veya 1kWs enerji ile en uzun mesafeyi kat etmek için mücadele etti. Öğrencilerin tasarlayarak ürettiği araçlarla gerçekleştirilen yarışlarda 5 rekor kırıldı. Prototip benzinli araç kategorisinde Fransa adına yarışan MicrojouleLa Joliverie takımı, bir litre yakıtla 2 bin 980 kilometre yol kat etti. Sakarya Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Celal Bayar Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi takımları da yarışı başarıyla tamamlayarak sıralamalarda yer aldılar. Sanatçı Keremcem de etkinlikte ‘Shell FuelSave Yılın Sürücüsü’ olmak için diğer ülkelerin marka elçileriyle yarıştı. Bu yıl Shell Ecomarathon’a Türkiye adına 7 şehirden 13 takım katıldı. Şehir kon septi kategorisinin, 30 takımın yarıştığı ‘akü beslemeli elektrik’ sınıfında Sakarya Üniversitesi’nden SAİTEM takımı 7’nci, Yeditepe Üniversitesi’nden Cereyan 7 takımı ise 12’nci oldu. Celal Bayar Üniversitesi’den EcoMagnesia takımı 20’nci, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Ae2Project takımı 25’inci sırada yer aldı. Royal Dutch Shell Üst Yöneticisi (CEO) Peter Voser yarışlardan sonra şunları söyledi: “Shell Ecomarathon, bu yıl da yeniliklerin ve yaratıcı teknolojilerin sergilendiği bir platform oldu. Yarışlara katılan 3 bin öğrencinin yanı sıra takımları desteklemek ve Shell Enerji Laboratuvarı’nı ziyaret etmek için Rotterdam’a gelen 50 binden fazla ziyaretçinin katılımıyla çok başarılı bir etkinlik gerçekleşti. Bu ölçüde büyük bir kitlenin inovasyonlar ve enerjinin geleceği etrafında şekillenen etkinliklerden zevk alması umut verici bir gelişme.” TURMEPA Sabri Ülker Ödülü Karaca’nın Ekonomi Servisi Yıldız Holding’in kurucusu merhum Sabri Ülker adına bu yıl ilk defa düzenlenen TURMEPA Sabri Ülker Çevre Ödülü, Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunis Karaca’nın “Kaynayştır Projesi”ne verildi. Ev, ofis, hastane gibi toplu yaşam alanlarında, binalara entegre edilen kanallar sayesinde atık yağlardan cama, plastikten kâğıda ve pile kadar her türlü atık, binaların altında bulunan ilgili depolama alanında ayrıştırılıp doğrudan geri dönüşüme gönderilerek ekonomiye kazandırılıyor. 1 litre kullanılmış yağın 1 milyon litre suyu kirlettiği dikkate alınırsa, bu sistemle on binlerce litre atık yağın su kaynaklarımızı kirletmesi önlenmiş, kara ve denizdeki çöp dağlarının oluşması da engellenmiş oluyor. 100 bin TL’lik ödülü, Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, Karaca’ya verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle