18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2013 PERŞEMBE [email protected] 14 KÜLTÜR Yeni ufuklara davet u Altın Palmiye peşinde koşacak 20 filmin çoğu yıl boyunca birçok ülkede gösterilecek. Yan bölümlerde seyircisini yeni ufuklara davet eden, sinemayı sanat yapan yüzlerce film ise ancak başka festivaller ağında yer bulabilecek. MEHMET BASUTÇU CANNES Yan bölümler Cannes Festivali’nin esas çekirdeğidir görüşü, karmaşık bir gerçeğin çarpıcı ifadesi olagelmiştir hep. Bu yıl ana bölümde gözlemlenen kutuplaşma, yan bölümlerin temel işlevini daha da önemli kılıyor. Öyle ya, Altın Palmiye peşinde koşacak 20 filmin hepsi olmasa da ezici çoğunluğu, dünyanın birçok ülkesinde yıl boyunca sinema afişlerine gelmeyecek mi? Üstelik, Cannes’da yarış heyecanı nedeniyle yaratılan medyatik rüzgârlar, kırk yılda bir sinemaya gidenleri bile öncelikle bu filmlere çekmeyecek mi? Halbuki, seyircisini yeni ufuklara davet eden, içeriği ve biçimiyle bir bütün olarak sinemayı sanat yapan yüzlerce film, festivalin yan bölümlerini izleyebilen bir avuç ayrıcalıklı sinefil çemberi dışına ancak başka festivaller ağında yer bularak çıkabilecek... Artık iç çelişkileri açıkça görülen bu çarpıcı gerçek, festival yöneticilerinin çok önceden öngördükleri kaçınılmaz bir süreçti. Ciddi bir sinema eleştirisi geleneği olan Fransa’da ilk tepki, eleştirmenler derneğinden gelmişti: 1962’de Cannes’ın ilk yan bölümü “Eleştirmenlerin Haftası”nı yaşama geçirirken, ilk ve ikinci filmlerini gerçekleştiren genç yönetmenlere büyük bir The Bling Ring 66. CAnnes FilM FestivAli’nde yAn BÖlÜMlerin dAyAnılMAz çekiCiliği n Kültür Servisi Balkan müziği veya Çingene punk’ı olarak nitelendirilen müzik akımının günümüzdeki önemli temsilcilerinden Kultur Shock İstanbul’a geliyor. Topluluk, yeni albümü sonrası “Grandpa Guru knows it all!” turnesi kapsamında 24 Mayıs’ta Beyoğlu Roxy’de konser verecek. n Kültür Servisi Tarabya Kültür Akademisi 25 Mayıs Cumartesi günü saat 20.30’da Yerebatan Sarnıcı’nda ünlü Alman şair ve yazar Gerhard Falkner’in “Istanbulist distURBANt city” başlığı altında, Anadolu tınıları üzerine elektronik yaklaşımlarla bezeli multimedya gösterisini düzenliyor. Gerhard Falkner bundan birkaç yıl önce, “Diyafon Şehir” adlı, Berlin’le ilgili bir uzun şiir yayımlamış ve bu şiir, eleştirmenler tarafından “yüzyılın en iyi şiirlerinden biri” olarak nitelendirilmişti. Roxy’de ‘Kultur Shock’u kapı açtılar. Ardından, Fransız yönetmen ve yapımcılar birliği, ana bölümün kemikleşen klasik sinema anlayışına karşı tavır alarak, yenilikçi filmleri tanıtmayı hedefleyen “Yönetmenlerin 15 Günü” yan bölümünü 1969’da organize etmeye başladı. 1978’de festivalin yönetimine gelen Gilles Jacob, yan bölümlerin dayanılmaz çekiciliğine direnebilmek için, aynı yıl, ana seçkide “yer bulamayan” yaratıcı sineması örneklerinden oluşan, “resmi seçki” damgalı “Belirli Bir Bakış” yan bölümünü kurdu. Ana organizasyonun desteğiyle giderek önem kazanan bu bölüm, ayrı bir jüri tarafından verilen ödüllerle, aynı mekânı paylaştığı festival içinde, ikincil değil, farklı bir seçki niteliğiyle diğer yan bölümlerin önemini bir oranda azaltmak hedefinde giderek başarılı oluyordu... Bu akşam, 7 yıl önce “Marie Antoinette” ile ana bölümde yarışan Sofia Coppola’nın, gerçek bir olaydan esinlenerek, Los Angeles’taki ünlülerin villalarını soyan bir grup gencin öyküsünü anlatan filmi “The Bling Ring” ile açılacak olan “Belirli Bir Bakış” seçkisinde, Claire Denis, Rithy Panh, Hiner Saleem ve ilk filmini gerçekleştiren Valeria Golino gibi tanınmış adlar yanında, ilk filmleriyle Altın Kamera adayı olacak 5 kadın yönetmen daha var. Ana bölümde hiçbir ilk film olmadığını ve sadece bir kadın yönetmenin (Valeria Bruni Tedeschi) yer aldığını anımsarsak, “Belirli Bir Bakış”ın çok daha çoğulcu ve sinemasal açıdan heyecan verici bir seçki olduğu ortaya çıkacaktır. Jüriler... Steven Spielberg yönetimindeki ana jüri, gerilimli Altın Palmiye yarışı için olağan diplomatik dengeleri aramaya çalışırken, Danimarkalı genç yönetmen Thomas Vinterberg başkanlığındaki “Belirli Bir Bakış” jürisi, kuşkusuz daha rahat ve daha heyecanlı bir ortamda seçim yapabilecek. Bu iki jürinin farklı yapıları bile yazımızın konusunu özetler nitelikte. Nicole Kidman’lı, Daniel Auteuil’lü ana jüri, Fransız ve Amerikan sinemalarının ana seçkide üçte ikiye varan çoğunluğunu pek fazla yadsımıyor. Cannes’daki diğer önemli jüri, bu yıl Agnès Varda’nın başkanı olduğu “Altın Kamera” jürisi, bağımsız yan bölümler dahil tüm seçkilerde yer alan 23 ilk filmden birini ön plana çıkaracak. Festivalin dördüncü jürisini de unutmayalım: Jane Campion önderliğinde, Semih Kaplanoğlu’nun da görev aldığı “Cinéfondation ve Kısa Filmler” jürisi... Yerebatan’da Falkner ‘Müzeler Gecesi’ ücretsiz n Kültür Servisi Pera Müzesi, “Müzeler Gecesi” kutlamalarında zengin ve renkli etkinliklerle, 18 Mayıs Cumartesi 19.00 24.00 saatleri arasında açık ve ücretsiz olacak. Etkinlikte, “Manolo Valdés, Resimler ve Heykeller” sergisinin yanı sıra “Kesişen Dünyalar: Elçiler ve Ressamlar”, “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri ile Kütahya Çini ve Seramikleri” koleksiyon sergileri de gezilebilecek. Ayrıca Pera Müzesi, Müzeler Haftası kapsamında 21 Mayıs Salı günü tüm ziyaretçilere ücretsiz olacak. Mimarlık ve kente dair Haz arayışının söylemi u Rahmi Öğdül “Bedenin Topografyası: Soylu ve Soysuz Bedenler” başlıklı sunumunda müstehcenliğin uç bir deneyim vaat ettiğine ve pornografinin haz arayışının söylemi olduğuna vurgu yaptı. ‘oneMent vı’ 80 Milyon tl Boğaziçi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ‘Müstehcenlik ve Beden’ konferansı düzenlendi Newman kendi rekorunu kırdı Kültür Servisi Soyut dışavurumculuk akımının en önemli temsilcilerinden kabul edilen Amerikalı ressam Barnett Newman’ın eseri, New York’ta düzenlenen açık artırmada 43.8 milyon dolara (yaklaşık 80 milyon TL) alıcı buldu. Sotheby’s Müzayede Evi, Newman’ın “Onement VI” adlı tablosunun adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncu tarafından satın alındığını açıkladı. Serinin beşinci tablosu, geçen yıl 22.4 milyon dolara satılmıştı. “Onement VI”, 1970’te hayata veda eden Newman’ın şimdiye kadar en yüksek fiyata satılan eseri oldu. Kültür Servisi Boğaziçi Üniversitesi Eleştiri ve Kültür Araştırmaları Yüksek Lisans Programı’nın düzenlediği “Müstehcenlik ve Beden” konferansı, akademisyenlerin bu alandaki farklı bakış açılarını bir araya getirdi. Konferansın ilk oturumunda konuşan Cenk Özbay beden, film, dizi ve gazete haberlerine yer vererek, erkek bedeninin çağdaş kültürde tıpkı kadın bedeni gibi erotik bir öğe olarak resmedildiğini ve müstehcenleştirildiğini söyledi. Ardından, “Son Âdet Tarihiniz Nedir, Müstehcenliğin Sınırları” başlıklı sunum yapan Dr. Nil Mutluer, kendi kadınlık deneyimlerinden yola çıkarak hükümetin kadın bedeni üzerinde kurduğu denetim mekanizmalarını eleştirdi. Mutluer, siyasi söylemde kürtaj, âdet ve gebelik gibi kadınlık deneyimlerinin müstehcen olanla özdeşleştirildiğine dikkat çekti. İkinci oturumda konuşan Yavuz Selim Karakışla, 1869 ile 1925 arasında yazılmış edebi metinler üzerinden yola çıkarak “Geç Dönem Osmanlı Edebiyatı”nda müstehcenliğin tarihsel bir portresini çizdi. Karakışla, Osmanlı’da gay ve lezbiyen pratikleri içeren metinler olduğunu belirterek bu müstehcen metinlerin zamanında sansüre maruz kaldığını söyledi. Ardından, “Sansür Sadece Sansür Değildir” başlıklı konuşma yapan Sel Yayıncılık’tan İrfan Sancı, yayıncılık hayatında maruz kaldığı, bugün hâlâ süren dava ve soruşturmalardan söz etti. Üçüncü oturumda, “Görülebilecek Her Şeyi Göstermek” başlığı altında konuşan Bülent Somay, pornografide asıl sömürülen ve nesneleştirilenin kadın bedeninden çok seyircinin bakışı olduğuna dikkat çekti. “Biriken” tiyatro topluluğunu temsilen konferansa katılan Melis Tezkan ve Okan Urun sunumlarını birlikte gerçekleştirdi. Tezkan ve Urun, “Yala Ama Yutma” adlı oyunlarının müstehcen ve pornografik bulunduğu için sansürlendiğine dikkat çektiler. “Bataille ve Pornografi” başlıklı konuşmasında Zeynep Direk, müstehcenliğe ve pornografiye Fransız düşünür ve edebiyatçı Georges Bataille üzerinden yaklaştı. Pornografinin ahlakın getirdiği sınırları ihlal edici özelliğine dikkat çeken Direk, müstehcenliğin aynı zamanda dünyaya ve özneye yeni bir bakış açısı getirdiğini anlattı. Konferansın son konuşmacısı Rahmi Öğdül “Bedenin Topografyası: Soylu ve Soysuz Bedenler” başlıklı sunumunda, sanat tarihinde yer etmiş pek çok müstehcen imge üzerinden cinselliğin doğasından, sınır ihlalinden ve “iğrenç” kavramından bahsetti. Öğdül, müstehcenliğin uç bir deneyim vaat ettiğine ve pornografinin haz arayışının söylemi olduğuna vurgu yaptı. Konferans, dinleyicilerin yorumları ve soruların ardından son buldu. Kültür Servisi Başta mimarlar olmak üzere geniş bir kitlenin takip ettiği “İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali”, bu yıl 713 Ekim tarihleri arasında düzenleniyor. Mimarlar Odası tarafından 2007’den bu yana gerçekleştirilen festival, “Mimarlık ve Kent” konusu kapsamında belgesel ve canlandırma türündeki filmlere yer verecek. Son başvuru tarihinin 29 Ağustos olduğu yarışmada her dalın birincisine 4 bin, ikincisine 2 bin, üçüncüsüne ise bin lira para ödülü verilecek. Festival, yeni yapımları özendirmeyi ve beğeni kazanmış filmleri izleyiciler ile buluşturmayı amaçlıyor. (www.arcfilmfest.org) n Kültür Servisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları ile Türk Kadınlar Birliği İstanbul Şubesi’nin oluşturduğu, her yıl “29. Gençlik Günleri” kapsamında yapılan ve Şehir Tiyatrosu’ndan genç kadın oyunculara verilen 19. Bedia Muvahhid Ödülü’ne bu yıl Şehir Tiyatrosu sanatçısı Nazan Yatgın değer görüldü. “29. Gençlik Günleri” kapsamında yapılan Bedia Muvahhid Ödül Töreni, bugün saat 19.00’da Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde gerçekleştirilecek. Bedia Muvahhid Ödül Töreni bugün Aydın Üniversitesi’nde uluslararası sempozyum Yeni Tiyatro Dergisi’nin ödülleri sahiplerini buldu Çellonun parlayan yıldızı Emek ve başarı ödüllendirildi Kültür Servisi Yeni Tiyatro Dergisi’nin bu yıl ilk kez verdiği “Emek ve Başarı Ödülleri”, önceki akşam Moda Double Tree & Hilton Otel’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Törende Rutkay Aziz, Ferhan Şensoy, Prof. Dr. Murat Tuncay, Menemen Belediye Tiyatrosu ve Kocaeli Oyun İstasyonu’na “Emek Ödülü”, Jeyan Mahfi Ayral’a ise “Onur Ödülü” sunuldu. Törende, Yılın Yapımı İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun “Sessizlik” oyununa, Yılın Yönetmeni ise Cef Tiyatro & Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu’nun “Hamlet” oyunuyla Kemal Başar’a gitti. Yılın Kadın Oyuncusu “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” oyunundaki rolüyle Sumru Yavrucuk’a, Yılın Erkek Oyuncusu ise “Ocak”taki rolüyle Erkan Sever’e verildi. Diğer bazı ödüller şöyle: Yardımcı Rolde Yılın Kadın Oyuncusu: Ayça Bingöl – Çehov Makinesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu Yardımcı Rolde Yılın Erkek Oyuncusu: Kubilay Çamlıdağ – Pippa – Talimhane Tiyatrosu Yılın Sahne Tasarımcısı: Nurullah Tuncer – Dar Ayakkabıyla Yaşamak – İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Yılın Oyun Müziği: Burçak Çöllü – Ay Ecesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu Yılın Kostüm Tasarımcısı: Şirin Dağtekin Yenen – Çehov Makinesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu Yılın Işık Tasarımcısı: Arif Akkaya – Gerçek Hayattan Alınmıştır – Altıdan Sonra Tiyatro Yılın Dans Düzeni: Hugo Wollf – Hamlet – Cef Tiyatro & Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu Yılın Dramaturgu: Müge Gürman – Çehov Makinesi – İstanbul Devlet Tiyatrosu. UlUslArArAsı Aspendos FestivAli Uygarlıklar buluşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nce (DOB), Aspendos Antik Tiyatrosu’nda 20 yıldır düzenlenen “Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali”, 222 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Festivalin açılışında gerçekleştirilecek “20. Yıldönümü Gala Gecesi” konserini, dünyaca ünlü Arjantinli tenor ve orkestra şefi Jose Cura yönetecek. Festival, 2 Haziran Pazar günü “20. Yıldönümü Gala Gecesi” konseriyle sanatseverlere “merhaba” diyecek. Bu yıl tüm dünyada çeşitli etkinliklerle kutlanan Giuseppe Verdi’nin doğumunun 200. yılı nedeniyle Verdi eserleri ile gerçekleşecek “20. Yıldönümü Gala Gecesi” konserinde birçok sürpriz konuk sanatçı yer alacak. Antalya DOB orkestrası ve korosu, Jose Cura şefliğinde sanatseverlere müzik ziyafeti sunacak. Aspendos Antik Tiyatrosu, bir dünya prömiyerine sahne olacak. Festivalin 20. yıldönümü için özel olarak bestelenen “Aspendos Yüzyılların Aşkı” bale eserinin müzikleri Hasan Niyazi Tura’ya, librettosu ise Şefik Kahramankaptan’a ait. n İstanbul Haber Servisi İstanbulAydın Üniversitesi’nde “Çokkültürlülük ve Çeviri” ana başlığı ile uluslararası sempozyum düzenleniyor. 1617 Mayıs tarihlerinde üniversitenin Florya yerleşkesinde gerçekleştirilecek sempozyumda, üniversitenin Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü Prof. Veysel Kılıç, Rusça Çeviri Bölüm Başkanı Prof. Ataol Behramoğlu, İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Nedret Öztokat, Kayseri Erciyes Üniversitesi’nden Prof. Sevinç Üçgül, Beykent Üniversitesi’nden Prof. Visam Mansur’un yanı sıra Fransa, Rusya ve Letonya’dan katılımcılar bildirilerini sunacaklar. u Festival iki ünlü kadın yönetmen Lynne Ramsay (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) ile Julie Taymor’ı (Frida) da ağırlayacak. Kültür Servisi Dünyaca ünlü isimleri ağırlayan “İstancool 4. İstanbul Uluslararası Sanat ve Kültür Festivali” bu yıl 69 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek. İstanbul’74 tarafından düzenlenen İstancool, sanat, edebiyat, tasarım, moda, müzik ve sinema alanlarında, ücretsiz ve herkesin katılımına açık bir etkinlik olarak gerçekleştirilecek. Bu yıl festivale katılacak isimler arasında; İngiliz küratör ve sanat tarihçisi Sir Norman Rosenthal, İngiltere Kraliyet edebiyat topluluğunun üyesi yazar Geoff Dyer, Hollandalı ünlü fotoğrafçı ikilisi Inez ve Vinoodh, Sundance Film Festivali’nde özel ödüle değer görülen oyuncu Felicity Jones, “Frida”nın yönetmeni Julie Taymor, “Kevin Hakkında Konuşmalıyız” filminin yönetmeni Lynne Ramsay. Ülkemizden ise oyuncu Saadet Işıl Aksoy, yazar Perihan Mağden festivalde yer alacak isimler arasında bulunuyor. İstancool’a yıldız yağacak Kültür Servisi İş Sanat’ın, yetenekli genç müzisyenleri müzikseverlerle buluşturduğu “Parlayan Yıldızlar” serisi Şemsa İdil Ural konseriyle tamamlandı. Genç kuşağın önde gelen piyanistlerinden İris Şentürker’in eşlik ettiği çellist Şemsa İdil Ural, Brahms, Faure, Schumann ve Rahmaninov gibi bestecilerin yapıtlarından oluşan bir repertuvar sundu. Konseri, Popper’in İspanyol Dansları’ndan Serenade adlı yapıtıyla sonlandıran Şemsa İdil Ural dakikalarca alkışlandı. ‘Delkos’tan Karaburun’a’ sergisi Kültür Servisi Milliyet gazetesi çizeri Haslet Soyöz’ün Karaburun izlenimleri, Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki “Delkos’tan Karaburun’a” sergisinde ziyarete açıldı. Haslet Soyöz, yaklaşık beş yıl önce fotoğrafla başlayan, zamanla tuvale dökülen Karaburun’a dair çalışmalarında, doğal ve toplumsal hayatın güzellik ve inceliğini yansıtmaya çalışıyor. Haslet Soyöz’ün üçüncü kişisel sergisi “Delkos’tan Karaburun’a”, 16 Haziran’a kadar görülebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle