22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 MAYIS 2013 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 AKP’nin alkol yasakları genişliyor; geri adım atılmazsa turist de içki bulamayacak İçkide keyfi yasak Teklif yasalaşırsa alkollü içki satış ruhsatı olan turistik işletmeler dahil restoranlar, bakkallar, büfeler, tekel bayileri ve marketlerin yüzde 6070’inin ruhsatları iptal edilecek. Camilere 100 metre olan yasak, sürücü, dans ve her türlü mesleki kursu içerecek biçimde genişletiliyor. Ekonomi Servisi Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve alkollü içki satış ve pazarlama kurallarını yeniden düzenleyen torba kanun bu şekliyle kabul edilirse, turizm teşvik belgesine sahip olan ve Turizm Bakanlığı’ndan ruhsat alan oteller de dahil olmak üzere, 100 metre yakınında bir eğitim kurumu bulunan satış noktası ve restoranlarda içki satılamayacak. Hazırlanan kanun teklifinde hiçbir ayırım yapılmadan, “İbadethanelerle her türlü eğitim ve öğretim faaliyetinin icra edileceği tesisler” denildiği için, yüz metre yakınında sürücü kursu olan bir turistik tesis, bir içkili restoran, otel, bakkal ya da marketin alkollü içki satış ruhsatı iptal edilebilecek. Maddeye göre kapalı içki satışı yapılan bakkal, market, büfe gibi perakende noktalarla açık içki satışı yapılan restoran, bar gibi işyerleri ve turizm teşvik belgesine sahip tüm işletmelerden oluşan satış noktalarının cami ve her türlü eğitim faaliyetinin yapıldığı tesislere 100 metre mesafeden yakın olması yasaklanacak. Bu madde böyle geçerse, sadece okullar değil, sürücü kursu, bilgisayar kursu, mesleki kurslar, dans kursu gibi akla gelebilecek herhangi bir Yasa teklifinin Türk turizkurs da eğitim tesisi sayılabilecek ve 100 mini baltalayacağı ve turistik metre yakında hiçbir şekilde şişeyle ya tesislerin yüzde 70’inin ruhsatını da kadehle içki satılamayacak. Bu yitireceği eleştirileri üzerine teklifte kural uygulanırsa İstanbul’da İsimzası olan AKP milletvekili ve Plan tiklal Caddesi’nde, Çiçek Pasajı, ve Bütçe Komisyonu üyesi Recai BerAsmalı Mescit ve Nevizade zor ber, teklifin turizm işletme belgesi olan tesisler için yeniden gözden geçirilmedurumda kalacak. Çünkü İstiklal si gerektiği görüşünde olduklarını vurgulaCaddesi üzerinde birçok binada AYŞE SAYIN dı. Ayrıca mevcut ruhsat sahipleri için ‘mükçeşitli kurslar veriliyor. Çiçek tesep haklar’, kazanılmış hakların da göz önüPasajı’nın karşısında GalatasaANKARA AKP’nin “alkol yasane alınması gerektiğini söyledi. Berber, teklifin ray Lisesi olduğu için bu pağının” kapsamını genişleten “torba” Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri sırasında sajdaki restoranların ruhsatları yasa önerisinden ilginç bir düzenlegözden geçirilerek hem turistik tesislerin istisna tehlikede. Sultanahmet Meyme çıktı. Hükümetin TBMM’den kapsamına alınması hem de kazanılmış hakların danı, Galata Kulesi civarınkaçırdığı Sayıştay raporunda, Hakorunması için düzenleme yapılacağını açıkladı. daki oteller de ruhsatlarından Kaldırım işgallerini belediyelerin önleyememezine arazileri üzerinde bulunan cavazgeçmek durumunda kalasi nedeniyle yetkinin valilik ve kaymakamlıklara vemi ve mescitlerin ticari ünitelerinin caklar. Ortaköy’deki, Kumrildiğini belirten Berber, “Bu haliyle olursa vali tüm herhangi bir yasal mevzuata dayankapı’daki ya da Kadıköy’deilde içki satışını yasaklayabilir” iddiasına da yamaksızın Diyanet’e devredildiği ve ki birçok restoran da içki sanıt verdi. Berber, “Bu kesinlikle mümkün değil; kriHazine’ye aktarılması gereken getamayacak. Bodrum, Çeşme, ter belli: Eğitim kurumu ve ibadethaneye 100 metre lirlerin yüzde 25’inin usulsüz olaAntalya gibi turistik yerlerde mesafeyi korumayanlara ruhsat verilemez. Bunun rak bir dini vakfa aktarıldığı eleşdışında bir sınırlama bulunmuyor” diye konuştu. de içkili restoran sayısı en az tirisi üzerine bu uygulama “yasal” yüzde 6070 azalacak. hale getiriliyor. Teklifteki bir başka maddeYasa önerisine göre Diyanet, bu ye göre, alkollü içki satılan ve tür ticari işletmeleri Türkiye Diyatüketilen yerlerde içki içildiği net Vakfı’na işlettirecek ve sağlanan ve satıldığının dışarıdan görüngelirlerden Hazine’ye pay da memesi gerekiyor... Maddede, bu aktarılmayacak. Torkurala uymayan işletme sahibiba yasa önerisi ile ne 50 bin TL’ye kadar para cezaDiyanet’in “eğitim sı verilmesi öngörülüyor. faaliyetleri” ndeki Hazırlanan taslağın 6. maddesiyetkileri, “alım satım nin 7. bendine göre; alkollü içkiyapma”ya da olanak lerin satışına ve tüketilmesine izin tanıyacak şekilde genişverilen yerlerde bu ürünler işletme letildi. Yasa önerisine dışından görülecek şekilde satışa göre, mevcut yasadaarz edilemez. Bu maddeye aykıki Diyanet’in “Kuran rı hareket edenlere, on bin Türk kurslarında okuyan Lirası’ndan (10 bin TL) 50 bin liöğrenciler için yurt raya kadar idari para cezası verilir. Valilik izin vermezse itiraz yok Mevcut kanuna göre belediyeler restoranlara işyeri ruhsatı verirken kanundaki şartlara bakıp içkili yer ruhsatı da veriyordu. Ama şimdi bu torba yasa teklifi ile bütün yetki valilik ve kaymakamlıklara veriliyor. Vali bir restorana veya bakkala ruhsat vermek istemezse buna itiraz hakkı bile yok. Böylece valilik ve kaymakamlıklar isterse şehrin tamamında bile içki satışını yasaklayabilir. Çünkü teklifte ruhsatın hangi koşulda verileceği ya da hangi durumda iptal edileceğine ilişkin bir kriter de bulunmuyor. Teklifte ayrıca, perakende içki satan bakkallar, marketler ve büfeler de camlarını içerisi görünmeyecek şekilde boyamak zorunda. Ayrıca hiçbir yerde alkollü içki reklamı yapılamayacak; üretici firmalar, marka yerine kendi adlarını da kullanarak tanıtım yapamayacak ve sosyal sorumluluk projesi yürütemeyecek. Bu İntikam Duygusu Yetemez ki... Evet Sevgili Balbay, İktidarları cephesinin aylar yıllar süren yargısız infaz, tek yanlı karalamaları, darbecilikten mahkum etme çabaları, 810 günü hücrede yattıktan sonra, İktidarlarının ittifak cephesi medyada sansürlenen 2 saate sıkıştırılmış son savunmada, “Bu intikam duygusu yetmedi mi” diye bir soru sordun. İftira atarken bile daha özenli davranılacağını anımsatarak, suç tarihi, suç tarifi, delili olmayan bir suçlama ile yatma denklemini Einstein’ın bile çözemeyeceğini vurguladın... Ülkesini seven, çocuklarının geleceği için sorumluluk, kaygı duyan, Cumhuriyete, Atatürk devrimlerine bağlı milyonların susturulması, örgütlü duruşların silindir gibi ezilmesi, halkın teslim alınması adına... İbret olsun diye seçilmiş, en yaşamsal insan hakları gasp edilmiş, onuru ile direnmenin bayrağını kapmış, ön safta dik duruşta yerini almış biri olarak, bu intikam duygusunu en içten duyumsayanlar, hepimiz adına bedel ödetilenlerin başını çekenler arasındasın... Bu bitmez tükenmez, yetemez intikam duygusunun, suçlulukhaksız yaptıklarından, bir de sizin direnişinizden ölesiye korkmak duyguları ile katlanarak beslendiği en yanılsanamaz denklem kuralları değil mi? Haksızlıklar, hukuksuzluklar çoğalıp, diktatörlükler güçlendikçe, milyonları teslim almak, bedel ödetilerek biat ettirmek üzere, baskıların, haksızlık, hukuksuzlukların katlanması, insan haklarına aykırı, akıl dışı olsa da en ilkel canlı savunma refleksi... Uç örnek kendi ölümü pahasına canını koruma uğruna sokan arınınki değil mi? Yandaşı, teslim alınmışı medya, sindirilmişliği, baskıyı en içten duyumsayan olarak, kendini koruma refleksi adına, kâğıt üstünde kalsa da rejimi demokrasi olan, sivil iktidar eliyle yönetilen bir ülkede yayın yapmanın olmasa olmaz gazetecilik ilkelerini yok sayarak, yıllarca yargısız infaz yaptığı, suçladığı, damgaladığı sizlerin savunmalarınızdaki son sözlerinizle sesinizi kamuoyuna duyurma haklarınızı yoka sayıyor... Tabii ki size yaşatılan haksızlık, hukuksuzlukların kamuoyunca anlaşılabilmesine asla yetmez, ancak kimi çarpıcı haksızlık, hukuksuzluklar olsun, hak edilmiş haber değerleri ile çarpıcı kamuoyuna yansıyabilseler. Yargısız infaz bu kadar ağır karalanma, damgalanmanın perdesi aralanamaz mıydı?.. HHH 12 Mart askeri darbesi yetmemişti... 12 Eylül askeri darbesi, yargısız infaz askeri darbe hukuk uygulamaları binler, on binlerin cezaevlerinden geçirilmeleri, işkenceler, bu ülkenin tüm vatandaşlarının kazanılmış sosyal devlet, insan hakları, hakhukuk düzenlerinin geriye püskürtülmesiydi. Sol örgütlenmeler, siyasi partiler, sendikalar silindir gibi ezilmeseydi, bir kalemde yoksuldan, emeği ile geçinenlerden, kazanılmış hakları, beyinlere kazınmış bireysel, örgütlü bilinç geri alınabilir miydi? Geçen ay Çaykur’da yaşanan grevin uygulanamaması, İktidarlarının sarı sendika oyunu oynanabilir miydi? Dün Türk Hava Yolları’nda yaşanan 16 bin sendikalı üyeli grevin uygulanamamasında Bakan kamuoyunun karşısına çıkıp “Sendikanın grev uygulaması gösterisinde bir tek üye işçisi yoktu. İşçiler THY’ye sahip çıktılar” diye dalga geçebilir miydi? 47 yıllık gazeteciliğim bu alanda geçti, dünyada rejimi demokrasi olan, sendikal hakların kullanılabildiği hiçbir ülkede bu boyutlarda bir grev kırılması, işini kaybetme tehdidi ile işçinin teslim alınması örneğinin olmadığını, olamayacağına yemin edebilirim... Yanlarına kâr kalmayacağının tartışmasını başka yazılara bırakmalıyım, bugünün gündemi Silivri simge, sivil İktidarlarının gücü ve yönetimlerinde özel, sivil yargı eliyle ülkemizde yaşananlar, yaşatılanlar... İktidarları cephesinden bakanlar içinde bile, Silivri simge özel yargı ya da HSYK eliyle teslim alınmış, güdülenmiş yargı eliyle yaşatılan haksızlıkhukuksuzlukların sonuçlarının bireysel, örgütsel muhalefeti susturmak, teslim almak olduğu gerçeğini göremeyen, yadsıyan kalmadı... İktidar cephesinden bakanlar bu sivil darbe hukuku içerikli sonuçların kaçınılmaz, amaçlarına uygun ve de çok insafsız olmadığı teziyle kendilerini savunmaktalar. İktidarlarının bu ülkede yapmak istediklerine engel oluşturacak düşüncelerin, örgütlenmelerin baskılanması gerektiğini açık açık savunuyorlar. İstedikleri rejim değişikliği, düzen kurulduktan sonra daha demokratik, hukuka uygun bir düzene geçilebileceğini savlamaktalar. Askeri darbeler hukuk uygulamalarının da aynı gerekçelerle aynı suçları işledikleri gerçeğini görmezlikten gelerek elbette. Devekuşu örneği kafalar öylesine kuma gömülmüş ki, Cumhuriyetin devamını, Atatürk devrimlerini, laikliği, ülke bütünlüğünü savunmak, öğrencinin üniversitesinde parasız eğitim istemesi gibi masum bir duruş, sözde Kürt açılımı gündemde iken, KCK tutukluları için benzer hukuksuzluklar.. geçici tezi ile hafife alınmaktalar... Sivil iktidar cephesi, gücünün, eleştirel yaklaşan her düşünce ve örgütlenmeyi düşman belleyip ezmeye kalkışma fiilinin diktatoryal tehdit boyutlarını algılayamayan bu biadın, akla yakın, insancıl boyutu olabilir mi? Berber: Düzeltiriz Alkol yasağından Diyanet’e ‘pay’ çıktı ve pansiyonlar açma” yetkisi, “Kuran kursu, yurt ve pansiyonların iaşe ve ibadet ihtiyaçları ile diğer harcamalarına ilişkin bütçelerini, mali yıl itibarıyla düzenleme, yurt ve pansiyonların her türlü alımsatım işlemlerini yürütme” şeklinde genişletildi. Yapılan bir başka düzenleme ile de AKP hükümetinin 2013 bütçe görüşmeleri sırasında Meclis’e gönderilmesini engellediği Sayıştay raporunda eleştiri konusu olan ve Maliye Bakanlığı ile yapılan protokole dayanılarak, Diyanet’e bağlı cami ve mescitlerin ticari ünitelerinin işletilmesi ve sağlanan gelirlerin ne şekilde kullanılacağı da “yasal güvence”ye alınıyor. Yasa önerisi ile mülkiyeti Hazine’ye veya kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazların üzerindeki cami ve mescitlerin ticari faaliyetlerde kullandırılması öngörülen kısımlarının Diyanet tarafından işletilmesi veya “gelir paylaşımı esasına” göre düzenlenecek protokolle ve alt kiracılık hakkı tanınarak Türkiye Diyanet Vakfı’na işlettirilmesi veya kiralanması yolu açılıyor. Kira geliri, cami ve mescitler ile Kuran kursları ve bunların müştemilat ve her türlü gereksinim ve giderlerinin karşılanması için kullanılacak. Ancak taşınmazın sahibi olan Hazine veya ilgili kamu kurumuna herhangi bir pay aktarılması öngörülmüyor. BAŞSAĞLIĞI DİLEĞİ ESKİ SAVAŞÇILARDAN KİM KALDI?.. İşçi sınıfının siyasal mücadelesinde yaşamını ortaya koymuş; yiğit kardeşimiz, can dostumuz, devrimci yurtsever arkadaşımız; “TABANCASINI HELADA UNUTAN ADAM” ALPER SAVAŞKUL’u ansızın yitirdik. Ailesinin, yakınlarının, 68’lilerin, devrimci arkadaşlarının, CUMOK’ların, onu seven ve değer verenlerin, hepimizin başı sağ olsun. Sevgili arkadaşımızı 16 Mayıs 2013 Perşembe günü (bugün) öğlende İçerenköy Merkez Camii’ndeki törenden sonra saygıyla, sevgiyle, özlemle sonsuzluğa uğurlayacağız. Nişasta kotasına sınır yok MUSTAFA ÇAKIR AİLESİ VE DEVRİMCİ ARKADAŞLARI İletişimBilgi: 0538 239 83 04 0532 281 54 54 www.cumokistanbul.org T.C. ANKARA İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN ADI TASFİYE VE İFLASIN AÇILMASI İLANI Müflisin Adı ve Adresi: Sınırlı Sorumlu Cebeci Pazaryeri Seyyar Satıcıları Dayanışma ve İşletme Kooperatifi Erzurum Mah. Geçit Sokak Cebeci Halk Pazarı İçi CebeciÇankaya/ANKARA İflasın açıldığı tarih: 27.11.2012 Günü Saat: 09.50 Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesinin 2010/437 Esas ve 2012/525 Karar sayılı kararları ile iflasına karar verilmiş olan yukarıda adı ve adresi yazılı müflis hakkında tasfiyenin şimdilik adi tasfiye şeklinde yapılması tensip kılınmış olduğundan; 1 Alacaklıların ve istihkak iddiası sahiplerinin alacak ve istihkaklarını ve bunların dayanağı olan belgelerini veya örneklerini bu ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Müdürlüğümüze kaydettirmeleri veya tevdi eylemeleri, 2 Müflise borçlu Dosya No: 2012/24 olanların aynı süre içinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri aksi halde ( İc.İf.K.nun 336. maddesi uyarınca) cezai sorumluluğu gerektireceği, 3 Müflis mallarını her ne surette olursa olsun ellerinde bulunduranların o mallar üzerinde kanuni hakları saklı olmak şartıyla bunları aynı süre içinde iflas dairesi emrine tevdi etmeleri, makul özüre dayanmaksızın vermezlerse cezai sorumluluğa uğrayacakları ve rüçhan haklarından mahrum kalacakları (İc.İf.K.m.336), 4 30.05.2013 günü saat: 14.00’te Ankara İflas Müdürlüğünde ilk alacaklılar toplantısı yapılacağından alacaklıların bu toplantıya gelmeleri veya yetkili bir vekil göndermeleri, müflis ve müşterek borçlu olanlar ve kefillerinin ve borcu tefekkül eden sair kimselerin bu toplantıda hazır bulunmaya hakları olduğu ilan olunur. 09.05.2013 (İc.İf.K.m.219,336) “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 29470) ANKARA Hükümet, mısırdan elde edilen ve sağlığa zararlı olduğu gerekçesiyle dünyada kullanımı sınırlanan nişasta kökenli şeker (NBŞ) kotasını yüzde 38 oranında artırırken, Meclis’e sunulan tasarıda Bakanlar Kurulu’na şekerde arz açığı oluşması halinde açığı kapatmak için kotayı daha da artırma olanağı sağlanıyor. AB ülkelerinde ortalama yüzde 2 olan NBŞ kotası, Türkiye’de yüzde 10. Hükümet, bu kotayı da 2002’den bu yana yüzde 50, yüzde 35, yüzde 25 ve son olarak yüzde 38 olmak üzere değişik oranlarda sürekli artırıyor. Oysa yüzde 50 düşürme yetkisi de var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle