18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 MAYIS 2013 PAZAR 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada Çekingendir, korkaktır. Hastalığa toplumsal ana gövdenin direndiğini görünce yılar; yeniden baş kaldıracağı elverişli ortamı gözeterek geri çekilir. Nedense bu hastalık hem milletin vekili olduklarından iftihar edenlere hem de vekil ama yaşam düzeninde milletten farklı olduklarını iddia eden insanlara musallat olan bir virüstür... Milletin vekili bunlar. Ne ki ana maaşa, emekli olmadan emeklilik gelirini ekleyerek bugün toplam 20 milyar dolayında aylığı yeterli görmüyorlar. 20 milyarcık ile yaşama zorluğu çektiklerini gerekçe gösterebiliyor, daha fazla maddi olanaklara hak kazandıklarını gönül rahatlığıyla savunabiliyorlar... Oysa dünden bugüne maddi olanaklarını geliştirdikçe geliştirdiler. Aylık gelir bir yana; hastane, yurtiçinde ve dışında tedavi, ilaç, aracına benzin, daha kim bilir neler neler bedava! HHH Anlatılanlara inanmazdım. Bir zamanlar, hani şu RTE’nin hayranı olduğu anlı şanlı Osmanlı dönemi var ya; o dönemde İstanbul’da köprüden geçiş halka paraylaymış ama başka ülkenin insanları, “Ben yabancı!” der, ödeme yapmadan geçermiş köprüden! Şimdi de milletin vekili oldun mu tak yakana milletvekili rozetini. Çık sokağa, adam döv, polise hakaret et, “dokunulmazsın!” Bir süre önce var olan fahri trafik müfettişlerinden biri anlattı. Trafikte hatalı vekili rapor ediyor. Mahkemeye gönderilen milletvekillerinden tek birine ne ceza ne de uyarı... Milletvekilidir diye kafadan af! HHH Neyse ki yanlış adım kapıdan döndü. Başbakan, toplumda tepkilerin ayyuka çıktığını görünce, partideki bir numara genel başkan yardımcısı Mehmet Ali Şahin’i arayarak güya vekillere ayrıcalıklar tanıyan yasa önerisini gazetede görmüş. “Bu yasa ne iştir?.. Ankara’ya dönünce bir bakalım” demişmiş. Tabii bu açıklamanın tek anlamı var; RTE’nin her hatadan, her yanlışlıktan mutlaka korunması sanki Allah’ın emri. Değil partide, ülkede sinek uçsa üzerinden haberi oluyor. Aaaa! Baktık ki kıyaktan habersizmiş! Yardımcısına açıklattığı telefon konuşmasıyla, yasadan haberi yokmuş gibi toplumda bir izlenim yaratmaya çalışıyor. Oysa 4 partinin grup yöneticileri genel başkanlarından yasa önerisine imzalamaları talimatını alarak harekete geçtiler. MHP lideri Bahçeli; RTE’nin tezgâhlamaya çalıştığı bu son alaturka oyunun farkına varan ilk parti genel başkanı. Grup Başkan Vekili Oktay Vural’a “Başbakan hem imzalayın emri veriyor hem de vermemiş gibi, farkında değilmiş gibi davranıyor. Bu, ‘münafık siyaset.’ Çekin imzaları” dedi. Ardından CHP… BDP! HHH AKP, yasaya sahip çıktı. Kıyak önerisinde bazı düzenlemeler yapacaklarını açıkladılar. Parti adına atılan imzaları geri çekerler mi, çekmezler mi ayrı konu. Yetkili ağızların söylediğine göre, hayır! AKP kıyak yasasını çoğunluğuna dayanarak Meclis’ten geçirme hazırlığında. Kıyak önerisi yasalaşırsa imzaları çeken, görüşmelerde aleyhte oy kullanan MHP, CHP ve BDP’nin genel başkanları, milletvekilleri, bilumum yöneticileri; direnmemize karşın yasalaşan, Meclis Başkanlığı’nca uygulamaya konulacak kıyakların sağladığı her türlü maddi olanağı almayacağız, diyebilecekler mi acaba? HHH Bu soru; demokrasimizin ilk yılları, 194650 arasında yaşanan benzeri bir olayı anımsattı... O dönemde milletvekili maaşlarına okkalı zam sağlayan bir yasayı Meclis’e getiren tek başına CHP iktidarı; zamma karşı çıkan muhalefetteki Demokrat Parti’nin geniş ve sert tepkisiyle karşılaştı. Ne ki DP’nin kurucu üyelerinden Prof. Fuat Köprülü’nün bir konuşmasında; “CHP’nin zam yasasına karşı çıkarız ama yasalaştıktan sonra zamları da cebe atarız!” dediği haberleşti ve zamanın gazetelerinde alaylı yorumlarla günlerce yer aldı. HHH Ne dersiniz, acaba tarih “tekerrür” eder mi? HABERLER Reha İsvan için ilk tören dün İstanbul’da düzenlendi. İsvan bugün Yalova’da toprağa verilecek GÜNDEM Barışın simge ismi uğurlanıyor MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada seçim dönemi yaklaşırken halkın, “devleti şu parti yönetsin” demesini sağlamaktır. O dönem geliyor... 10 ay sonra yerel seçimler, 15 ay sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Devamında da 2015’te genel seçimler olacak. Hükümet barış sürecinden yeni anayasaya, çiftçi kredilerinden askerlik süresine kadar her alanda sandık hesabıyla hareket ediyor. Temel hedef halkın başka bir iktidar arayışına girmemesini sağlamak. En azından şunu dedirtmek: “Öteki partiler yapamaz...” Bu amaçla iktidar destekçiliği iki yöntemle yapılıyor: 1 İktidarın her yaptığını olumlamak. 2 Seçenek çıkmasını engellemek. İkisinin birleşiminden “istikrar” doğuyor! HHH Bu tablonun başlıca muhatabı CHP’dir. Demokrasilerde ana muhalefet partisi en önemli iktidar seçeneğidir. O nedenle iktidar destekçiliğinin, “seçenek çıkmasını engelleme” bölümünün de başlıca hedefi CHP’dir. Hükümet ve çevresinin ülke sorunlarını çözmeden önce CHP’yi çözme çabası yine bu hedefin bir parçasıdır. Türkiye’de iktidar yandaşlığı ezeli bir tutumdur, çok da garip karşılanmaz. Ancak muhalefet düşmanlığı, ileri demokrasilerde görülen bir yöntem! Üstelik düşmanlık salt siyasal yarış çerçevesinde kalmıyor. Hukuk da adeta bir silah olarak kullanılıyor. Gelişmeleri biraz tarafsız izleyen herkesin gördüğü bu gerçekleri derinleştirmenin gereği yok. Kaldı ki, bunlar sonuçta CHP’nin iktidar seçeneği olma mücadelesinde bahane olamaz. Olsa olsa bir an önce aşması, çare üretmesi gereken sorunlar olabilir. Başta vurguladığımız, “o dönem geliyor” saptamasını, bu sorun ışığında yinelersek şöyle diyebiliriz: Hiçbir bahane, umut üretmenin yerini tutamaz. Aldığım mektuplarda, duruşma salonundaki çok çok kısıtlı görüşmelerde en sık vurgulanan cümlelerden biri şu: “CHP’ye çok iş düşüyor.” Bunun devamında CHP’ye yönelik beklenti yüksekliği, bunun karşılanamamasından kaynaklanan eleştiri geliyor. CHP’nin en büyük gücü bu beklenti ve eleştiridir. Bunlar azaldığı gün CHP’nin gücü ve ağırlığı azalmakta demektir. Bugün o güç devam etmektedir. Bütün mesele bu gücü iyi kullanmak; umuda, enerjiye ve üretime dönüştürmektir. Eğer dönüştürülemezse, o güç kendisine zarar vermeye başlar. HHH 4 Mayıs’taki CHP Parti Meclisi toplantısından çıkan demokrasi ve özgürlük mitingleri yapma kararına ilişkin haberleri görünce, aklıma ilk CHP’ye yönelik yüksek beklentiler geldi. Bütün kimliklerim bir yana, sadece bir yurtsever olarak toplumun önemli bir kesiminde olduğunu düşündüğüm beklentilerle CHP’nin bütünleşebilmesini arzu ediyorum. Ama bunun için önce CHP’nin kendi içinde bir bütün olarak halka gitmesi gerekiyor. 4 Mayıs’tan itibaren oluşturulan yeni iklimi de bu bakımdan umut verici buldum. Zira kitle partilerinde başlıca birleştirici unsur eylemdir. CHP’nin daha aktif olmasını, köklerine daha sıkı sarılmasını isteyen, serpilip gelişmesini yürekten dilediğim hareketlerin toplantılarında yer alan etkili konuşmacıların CHP milletvekilleri olduğunu, sağduyulu toplum kesimlerinin yüzde 100’ünün arzu ettiği iç barış özlemini CHP’liler dillendirince manşete çıkarıldığı dikkate alındığında taban genişliği ortaya çıkıyor. Bütün mesele bu tabandan iktidar üretmek. CHP’den beklentinin temeli budur. İstanbul Haber Servisi 12 Eylül döneminde Barış Derneği davasında yargılanan, barış mücadelesinin simge isimlerinden Reha İsvan eski dava arkadaşları, sevenleri, dostları ve ailesi tarafından son yolculuğuna uğurlandı. 88 yaşındaki İsvan, dün Levent Camii’nde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından bugün toprağa verileceği Yalova’ya gönderildi. Levent Camii’nde düzenlenen törende taziyeleri eşi CHP’li eski İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan ve çocukları kabul etti. Törene katılan isimlerden CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Reha İsvan’ın çağdaş Türk kadınının direniş sembolü olduğunu belirtti. Altan Öymen, “Barış ve demokrasi mücadelesinde büyük bedeller ödedi. Çizgisini hiç terk etmedi” dedi. Barış Derneği davasının avukatı Turgut Kazan “Darbenin içinde darbeciye de onun hukuk tanımaz maşası hâkime de dimdik ayakta duran Reha İsvan’ın cenazesinde ‘darbelere kar şıyız’ diye türkü söyleyenlerin hiçbiri yok” diye konuştu. Törene aralarında CHP’li milletvekilleri Prof. Dr. Süheyl Batum, Kadir Gökmen Öğüt, CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı, CHP PM üyesi Ercan Karakaş eski bakanlardan Yaşar Okuyan, Hikmet Çetin ve Fikret Ünlü, eski milletvekilleri Akın Birdal, Nurettin Sözen, Bülent Tanla, Çe tin Soysal, Rıdvan Budak, Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Prof. Dr. Tolga Yarman, Rahşan Ecevit, Alp Selek, 12 Eylül öncesi CHP Gençlik Kolları üyeleri, Metris Cezaevi’nde birlikte kaldığı arkadaşları, Barış Davası’nda birlikte yargılandığı arkadaşları yazarımız Ali Sirmen, Niyazi Dalyancı ve Ergun Elgin’in de bulunduğu çok sayıda isim katıldı. İstanbul Haber Servisi CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı, kadına yönelik şiddete tepki göstermek amacıyla düzenlediği “Kadına Şiddete Karşı Sesim Ol, Yanımda Ol” projesinin ilk etkinliğini, Anneler Günü nedeniyle “Anneler Öldürülmesin” temasıyla gerçekleştirdi. Kadıköy İskele Meydanı’nda dün saat 12.30 sıralarında başlayan etkinlikte konuşan CHP İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Arzu Öner, Anneler Günü’nü kutlayarak “Ülkemizde son yıllarda basında kadınların şiddete maruz kaldığı, öldürüldüğü haberlerini görmek günlük olağan bir hal aldı. Biz CHP İstanbul İl Kadın Kolları olarak, iktidarın bu konuda artık daha samimi çözümler gerçekleştirmesini talep ediyoruz” dedi. Ailenin korunması hakkında yasa çıkarılmış olmasına karşın, henüz hayata geçmediğine dikkat çeken Öner, “Evden uzaklaştırılan erkekler, uzaklaştırma denetimine tabi olmadığı için, karar verilmiş olmasına rağmen, eşlerini uzaklaştırma kararı olan mekânlara girmek suretiyle öldürmüş, darp etmiştir” diye konuştu. Arzu Öner, “Sesim Ol Yanımda Ol şiarı ile çıktığımız bu yolda kadına yönelik şiddete artık son verilmesini, kadınların kimliklerini iadei itibarı öngörüyoruz. Sağlıklı bir toplumun yetişebilmesi için anneler öldürülmesin, çocuklarımız sağlıklı psikolojiyle yetişsinler, büyüsünler istiyoruz” dedi. Öner, öldürülen her bir kadının anısına 6 ay boyunca etkinlikler yapacaklarını söyledi. Etkinlikte Arman ve Suzan Kardeş’ler konser verdi. Anneler öldürülmesin CHP, öldürülen her kadın anısına 6 ay boyunca etkinlik düzenleyecek Balbay’ın annesi yalnız bırakılmadı İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Balbay’a Özgürlük Girişimi, Anneler Günü’nde gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ın annesi Melek Balbay’ı yalnız bırakmadı. Balbay’ın Nazilli’deki evine ziyarette bulunan girişim üyeleri, Melek Balbay’ın Anneler Günü’nü kutladı. Balbay’a Özgürlük Girişimi Sözcüsü Gürol Saygı, 5 yıldır Balbay’ın ailesini yalnız bırakmadıklarını belirterek, “Mustafa Balbay özgür kalıncaya dek onların yanında olmaya devam edeceğiz” dedi. Balbay’ın annesi Melek Balbay da ziyaretten çok memnun olduğunu belirterek, “Mustafama çok çok selamlar. Gelenlerin ayaklarına sağlık. Bir gün olacak burada Mustafamla sarılacağım. Bunu yapanları Allah’a havale ediyoruz. 5 yıldır ne diyeceğimizi bilemedik” diye konuştu. Balbay’ın babası Fevzi Balbay da “Sağ olsunlar. Geliyorlar gidiyorlar, bize teselli veriyorlar. O orada nasıl yatıyorsa biz de buradayız. Ama Allah sabır veriyor” dedi. Şişli Belediye Başkanı Sarıgül, Anneler Günü için Karşıyaka’daydı Zübeyde Hanım’ı ziyaret etti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve beraberindeki ekip, Karşıyaka’da yer alan “Zübeyde Hanım Anıt Mezarı” önünde, Anneler Günü’nü kutladı. Sarıgül, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü topluma armağan eden Zübeyde Hanım’a şükranlarının sonsuz olduğunu söyledi. Türkiye Değişim Hareketi Karşıyaka Örgütü üyelerinin anıt mezar önünde plaket verdiği Sarıgül, burada yaptığı açıklamada, “Zübeyde Anamıza ne kadar dua etsek azdır” diyerek “Bir anne bir evlat yetiştiriyor ki, o evlat binlerce Mehmet Kayıplar bulunmadan İstanbul Haber Servisi Cumartesi Anneleri, dün 424. kez gözaltında kaybedilen yakınları için Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yaptı. Kayıp yakınları bu haftaki eylemde, 1994 yılında gözaltında kaybolan amca çocukları Halil Alpsoy ve Kasım Alpsoy’un akıbetini sordular. Kasım Alpsoy’un oğlu Mehmet Alpsoy, “Babam Emniyet’e kimliğini almaya gittikten sonra bir daha geri dönmedi” dedi. barış sağlanamaz Vefasız toplumlar yıkılır Sarıgül, vefasız olan toplumların çok fazla ayakta kalma şansının olamayacağını vurgulayarak, “Bugün dünya genelindeki İslam ülkeleri içerisinde biz demokrasi ile yönetiliyorsak bunu Mustafa Kemal’e borçluyuz. İran’a, Suriye’ye, Ürdün’e, Suudi Arabistan’a bir bakın. Bir de bizim ülkemize bakın. Tüm bunlar Mustafa Kemal’in eseridir” diye konuştu. çik ile birlikte mücadele ederek cumhuriyeti kuruyor. Bu topraklar üzerinde cumhuriyet ile yaşıyorsak bunu Zübeyde Hanım’ın evladı Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz” dedi. “Zübeyde Anamız bizden evladının kurduğu cumhuriyeti sahiplenmemizi bekliyor” diyen Sarıgül şunları kaydetti: “Zübeyde Anamıza söz veriyoruz ve evladının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatacağımızı bir kez daha yineliyoruz. Unutulmasın ki bu cumhuriyette Mustafa Kemal’ler bitmez. Geleceğimiz için, bayrağımızın özgür biçimde dalgalanması için buradayız ve alanlardayız.” Fotoğraf: SERKAN YILDIZ Platformun İstanbul Beşiktaş Meydanı’nda düzenlediği “Sessiz Çığlık” eyleminin 33’üncüsü annelere adandı. Balyoz davasından 16 yıl hapse çarptırılan sivil memur Güllü Salkaya’nın kızı Gamze Salkaya, annesine yazdığı mektubu okudu. Gamze Salkaya annesine yazdığı mektupta “Senin de bildiğin gibi ne mahkeme, ne de başka bir merci, senin analık haklarını elinden alabilecek bir cesarete sahip değil. Çünkü o kutsal hakka uzanan merhametsiz ve zalim eller, kutsallığın ateşinde yanar giderler” dedi. Vardiya Bizde Platformu üyeleri, İzmir ve İstanbul’da adAlet isteğini yineledi: 500. günde Uludere için oturma eylemi Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Meclisi, 21 Aralık 2011 tarihinde askeri bombardıman sonucu Uludere’de yaşamını yitiren 34 yurttaşın sorumlularının 500 gündür bulunmadığına dikkat çekerek, “Roboski’yi unutmayacağımızı, hesabını soracağımızı hatırlatmak için buradayız” açıklamasını yaptı. Galatasaray Meydanı önünde dün toplanan HDK üyeleri, “Roboski 500 gün oldu sorumlular nerede?” pankartı açarak, “Barış için birleş katillerden hesap sor” ve “Roboski halkı yalnız değildir” sloganlarını attı. Grup Uludere’de yaşamını yitiren 34 yurttaş için oturma eylemi yaptı. (Fotoğraf: SERCAN MERİÇ) Metin Kara’ya özgürlük istemi İstanbul Haber Servisi İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu tarafından, ağır hasta tutuklu ve hükümlülerin serbest bırakılması istemiyle her cumartesi düzenlenen “F oturmaları” eyleminin dün 62’ncisi Galatasaray’da gerçekleştirildi. İHD’liler adına okunan basın açıklamasında, halen Dicle Üniversitesi Hastanesi Mahkum Koğuşu’nda yatmakta olan kanser hastası Metin Kara’nın durumuna dikkat çekildi. Yargıtay haksızlığa son vermeli İSTANBUL/İZMİR (Cumhuriyet) Balyoz davasından yargılanan emekli ve muvazzaf askerlerin yakınlarının kurduğu “Vardiya Bizde Platformu” üyeleri, İzmir ve İstanbul’da düzenlediği “Sessiz Çığlık” eylemleriyle adil yargılama isteklerini yeneledi. İzmir’de Konak Alanı’nda toplanan platform üyeleri adına açıklamada bulunan Ercüment Yaman, “Delillerle varılan sonuçlar arasında mantıksal ve hukuksal bir bağ kurulamamıştır. Yargıtay’dan beklentimiz haksız, uygulamalarla mağdur edilen sanıklar serbest bırakılmasıdır” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle