18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 MAYIS 2013 CUMA 4 HABERLER Özel ayrıcalıklar getiren düzenleme Plan Bütçe Komisyonu’nda 3 buçuk saatte geçti Memleketimden Hapishane Manzaraları2 Dün “Memleketimden Hapishane Manzaraları1” yazısında, İrfan Eskibağ ile Fatih Hilmioğlu’nun durumlarından söz ettim. Bu yazıyı yazarken bilgisayarıma ibretlik bir ileti düştü. Sayın Emel Türk, 28 Şubat tutuklusu olarak Sincan’da bulunan eşinden aldığı mektubu aynıyla bana postalamıştı. Yer dolayısıyla çok az kısaltarak, sizinle paylaşmak istedim: “Orkun Gökalp ile 2002 yılında Bosna Hersek’te tanıştık. O tarihte ikimiz de binbaşı rütbesiyle SFOR’da görevliydik. Saraybosna’nın hemen dışında yer alan Butmir kışlasındaki karargâhta kapı komşusuyduk. Hep gülen yüzüyle, pırıl pırıl yüreğiyle dünya tatlısı bir insan olan, doğa ve fotoğraf âşığı Orkun’la irtibatımız Türkiye’ye döndükten sonra da ‘mail’leşerek’ sürdü. En son adını Balyoz’da duydum. Halen Hasdal’da yatan Orkun’dan nisanın ortalarında uzun bir mektup aldım. ‘Bak şu başımıza gelenlere vallahi...’ diye başlayan mektubunda çokça kahkaha ikonu olmasına rağmen yaşananlara şaşkınlığı geçmemiş gibiydi. Nasıl geçsin ki? Anlattıklarına şaşmamak mümkün değil. Hele benim için...” HHH “İşte kendisine suç isnat edilen tarihlerde benimle birlikte Bosna’da olan Orkun şunları yazıyordu (kısaltarak aktarıyorum): Abi, ben tutuklanalı 26 ay bitti.(...) İddiaya göre 2002’nin Aralık ayında dönemin 1’inci Ordu Komutanı Org. Çetin DOĞAN ile yüz yüze görüşerek Balyoz Darbe Planı içinde yer almayı kabul etmişim. ‘Yahu ben o tarihte Butmir’deyim, Çetin Paşa İstanbul’da... Nasıl yüz yüze görüşmüşüz?’ diye sordum, ama cevap veren olmadı. İsmim sözde 2002 Aralık ayında yayımlanan bir görevlendirme yazısında geçiyormuş. Yazı deyince yanlış anlama, imzalı bir evrak falan değil; bir CD içinde yer alan düpedüz sahte olarak düzenlenmiş bir Word dosyası... (...) Bosna’da olduğumuz süreçte, sorumluluk bölgem olduğu iddia edilen İstanbul’da darbe timlerine personel seçmekle suçlandım.(...) ‘Ben o tarihlerde Bosna’daydım, söz konusu seminere de katılmadım, katılamazdım’ dedikçe savcılık makamı bana Bosna hariç yeni görev yerleri buldu, ama bir türlü yurtdışında olduğumu kabul etmedi. Mahkemenin talebi üzerine Genelkurmay, K.K.K’lığı, Emniyet Genel Md’lüğü resmi yazı gönderip yurtdışında olduğumu bildirdi, ama mahkeme gerekçeli kararında ‘Sanığın savunmasına itibar edilmemiştir’ dedi. Yani aslında bana değil, devletin resmi kurumlarına itibar etmiyor. Sonuç, ağırlaştırılmış müebbet... Teşebbüs aşamasında kaldığı iddiası ile 16 yıla indi. (...) Sen ne dersen de, istersen ben suç tarihinde doğmamıştım de yine de fark etmez. Aslında ortada bir suç olmadığı gibi suçlu da olmadığını onlar da biliyor.(...) Sen bu kirli senaryo içinde seçilmiş bir karaktersin ve sana biçilmiş rolü sen benimsemesen de zorla sana oynatıyorlar. Çünkü bu davalardan elde edilecek siyasi rant her türlü insan hakları ve masumiyetin üzerinde.” HHH “İşte bu anlatım ve tespitlerin ardından, ben bu noktada halen temyiz sürecindeki Balyoz davasına bakan Yargıtay’a şu çağrıda bulunuyorum: Değerli Yargıtay hâkimleri, Gizli tanıkların bol bol sahne aldığı bu davalarda, ben bir ‘açık tanık’ olarak belirtirim ki Balyoz sanığı Orkun GÖKALP Kasım 2002 Mayıs 2003 tarihleri arasında benimle birlikte Bosna Hersek’te idi. Yani kendisine isnat edilen suçu işlemiş olması mümkün değil. Bilgilerinize önemle sunarım! Alican TÜRK (E) Albay 28 Şubat Tutuklusu” İşte size iki hapishanemizden iki subay mektubu, memleketimden iki hapishane manzarası daha. Şimdi bunu okuyup, benzeri örnekleri yazacaklar çoktur. Zahmet buyurmasınlar biliyorum, biliyorlar, biliyoruz. Vekile kıyağa jet hızı MAHMUT LICALI KADINLARA 16 HAFTALIK DOĞUM İZNİ Tüm partilerin ortak önergesiyle kadın milletvekillerine doğum izni hakkı verildi. Buna göre kadın milletvekili doğumdan önce ve sonra toplam 16 hafta süreyle annelik izni kullanabilecek. Çoğul gebelik durumunda bu süreye iki hafta daha eklenebilecek. ANKARA TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen milletvekillerine özel ayrıcalıklar getiren yasa önerisinde yapılan değişiklikle milletvekillerinin resmi ziyaret ve programları gereğince kullanılan araçlara ceza kesilemeyecek. Vekil aracının içinde yer almasa dahi geçiş üstünlüğü kapsamında kullanılan araçlar dokunulmaz olacak. Kadın milletvekillerine de doğumdan önce ve sonra 16 hafta izin kullanma hakkı getirildi. Tüm siyasi parti grup başkanvekillerinin imzasıyla sunulan ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülen milletvekillerine özel ayrıcalık getiren yasa önerisi jet hızıyla yaklaşık 3 buçuk saatte kabul edildi. Yasa önerisinin görüşmelerinde açıklama yapan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, kamuoyunda vekil türlü tedavi giderlerinin TBMM tarafından karşılanmasına yönelik düzenlemeye de sınırlama getirildi. Tedavi hakkını düzenleyen hükümdeki “her türlü gider” ifadesi anlaşılmaz olduğu gerekçesiyle yasa önerisinden çıkarıldı. Başka bir önergeyle de vekillerin araçlarına içinde vekil olup olmadığına bakılmaksızın kısmen dokunulmazlık getirilerek her türlü cezadan muaf tutulması sağlandı. Vekillerin ziyaret ve programları sırasında kullandıkları araçlara tanınan geçiş üstünlüğü kabul edilen önergeyle ziyaret ve program gereğince kullanımında bulunan araçlara tanındı. Devlet protokolünde TBMM üyelerinin Meclis’teki protokole göre 10. sıradaki kuvvet komutanlarından sonra gelmesi kabul edildi. Buna göre vekiller devlet protokolünde 2 sıra yükseldi. BASK: lerin maaşlarının arttığı yönünde bir algı yaratıldığını belirterek yasanın amacının milletvekili statüsünün belirlenmesi olduğunu kaydetti. Çiçek, “Fiilen uygulamada ne varsa bunları bir çatı altında toplamaya çalışıyoruz” dedi. AKP’li Süreyya Bilgiç, vekillere getirilen geçiş üstünlüğünün yanı sıra şoför tahsisi ve plaka düzenlemesi yapılması gerektiğini savundu. CHP’li Kazım Kurt, tutuklu vekiller sorunu çözülmeden bu düzenlemenin yeterli olmadığını kaydetti. MHP’li Erkan Akçay, en muhalif basından en iktidar yanlısı basına kadar bütün medyanın milletvekilliği düşmanlığında birleştiğini söyledi. CHP’li Mevlüt Aslanoğlu, vekillere koşulsuz ve süresiz silah ruhsatı verilmesine yönelik düzenlemenin kaldırılmasını isteyerek “Kamu görevlilerinin de silahlarını alalım, bize de böyle bir hak verilmesin” dedi. Konuşmaların ardından yasa önerisi tüm partilerin ortak önergeleriyle kabul edildi. Araca dokunulmazlık Yakışıksız teklif geri çekilmeli ANKARA (ANKA) Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, TBMM’de grubunu bulunan partilerin eski ve yeni vekillere pek çok imtiyaz getiren kanun teklifinin yakışıksız olduğunu vurgulayarak “Toplumla alay eden, kamu vicdanını rencide eden, demokrasiye ve parlamentoya güveni kemiren bu teklif geri çekilmelidir” dedi. Akay yaptığı yazılı açıklamada, TBMM’de grubu bulunan partilerin, eski ve yeni vekilllere pek çok imtiyaz getiren yakışıksız kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunmakla toplumsal vicdanda onarılmaz bir yara açtıklarını dile getirdi. Akay, toplumla alay eden, kamu vicdanını rencide eden, demokrasiye ve parlamentoya güveni kemiren bu teklifin geri çekilmesi gerektiğini vurguladı. “Memurun, işçinin, işsizin, yoksulun, emeklinin, dul ve yetimin sorunları söz konusu olduğunda asla uzlaşamayan dört siyasi partinin, konu kendileri olunca ittifak içerisinde olmaları manidardır” diyen Akay, bu görüntüsüyle TBMM üyelerinin ayaklarına balta vurulduğunu, bu parlamentonun kabul edeceği her yasanın tartışmalı ve kuşkulu olacağını dile getirdi. “Halkın içinden çıkan vekillerin Ankara’ya gelince ‘jakoben’ bir anlayışa bürünmesi üzüntü verici olmaktan öte ürkütücüdür” diyen Resul Akay, “Bu kanun teklifi ile getirilen imtiyazlar milletvekillerine itibar kazandırmayacaktır. Bu kanun teklifinin geri çekilmesi TBMM’ye yakışan bir tutum olacaktır” dedi. ağlık harcamalarına sınırlama Milletvekilleri ve ailelerinin her S CHP’DE KRİZ SÜRÜYOR İğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN Ulusalcılardan 111’lere karşı bildiri [email protected] u CHP’li 7 ulusalcı vekil, 111 imzalı “barış için demokrasi” bildirgesine imza atan CHP milletvekillerini eleştirip, imzacı vekilleri “imzaladıkları bildirinin içeriğini yeniden değerlendirmeye ve partinin birliğini, bütünlüğünü korumaya” çağırdı. Konuk bakan basın toplantısında bayıldı ANKARA (AA) Burkina Faso Dışişleri ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Djibrill Yipene Bassole, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile düzenlediği ortak basın toplantısı sırasında kısa süreli baygınlık geçirdi. İkili temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gelen Burkina Faso Dışişleri ve Bölgesel İşbirliği Bakanı Bassole, Davutoğlu ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısı sırasında fenalaşarak yere düştü. Davutoğlu’nun müdahalesiyle ayağa kalkan Bassole, olayın ardından kısa bir süre basın toplantısı salonunda dinlendirildi. Konuk Dışişleri Bakanı daha sonra Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülürken, Davutoğlu da Bassole ile hastaneye gitti. Bassole’nin gribal enfeksiyon geçirdiği ve yorgunluğa bağlı olarak da bayıldığı öğrenildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP’de, bildirge “kavgası” büyüyor. CHP içindeki ulusalcı milletvekilleri, Kürt sorunu konusunda anayasal ve demokratikleşme taleplerini içeren 111 imzalı “barış için demokrasi” bildirgesine Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun da bilgisi dahilinde imza atan 25 dolayındaki milletvekillerine “karşı bildiri”yle tepki gösterdi. Ulusalcı 7 milletvekili yaptıkları ortak açıklamayla imzacıları “imzaladıkları bildirinin içeriğini yeniden değerlendirmeye ve partinin birliğini bütünlüğünü korumaya” çağırdı. CHP içinde “bildiri krizi” dün, 7 ulusalcı milletvekilinin “karşı bildirisiyle” tırmandı. Kürt sorununun çözümü konusunda “etnisite temelli olmayan yurttaşlık tanımı” talebinin yer aldığı bildirdirgesine 25 dolayındaki milletvekilinin imza koymasına, ulusalcı kanattan tepki gelirken, Genel Başkan Kılıçdaroğlu, imzacı milletvekillerine sahip çıkmıştı. Bu gelişmelerin ardından ulusalcı kanattan Nur Serter, İsa Gök, Dilek Akagün Yılmaz, Gürkut Acar, Şevki Kulkuloğlu, Birgül Ayman Güler ve Süheyl Batum, bir basın toplantısı düzenleyerek “barış ve özgürlükler” bildirgesini imzalayan milletvekillerine tepki gösterdi. “Birliğe çağrı” başlığı altında kaleme alınan ve Nur Serter’in okuduğu “ulusalcıların” açıklamasında, CHP’nin terör örgütü ile pazarlık sürecinin ve “barış altında sergilenen çözülme senaryosunun paydaşı olmayacağı” vurgulandı. Partinin ilkeleri ve ideolojisiyle bağdaşmayan, CHP’nin öncülük etmediği ve kurumsal kimliğini taşımayan bildirilere imza atılmasının partinin birlik ve bütünlüğüne zarar verdiği belirtilen açıklamada, “barış için demokrasi” bildirgesinin PKKBDP tezlerini desteklediği, “Etnisite temelli olmayan bir yurttaşlık tanımı” önererek Türk milleti ve Türk vatandaşlığı kavramlarının anayasadan çıkarılmasının öngörüldüğü ifade edildi. Bildirgenin Abdullah Öcalan’a yeniden yargılanma ve salıverilme yolunu açtığı kaydedilen açıklamada, “imzacı” vekillere şu çağrı yapıldı: “Öcalan’ın taleplerinin anayasa çalışmasında yer almasını amaçlayan ve buna ‘barış süreci’ adı veren anlayışın CHP politikalarında yeri yoktur. Bazı milletvekilleri ve parti yöneticilerinin, partimizin resmi söylemi dışındaki arayışlara destek vermeleri, CHP’de izlenen politikanın etkinliğini ve güvenilirliğini zaafa uğratmaktadır. Bu nedenle, tüm arkadaşlarımızı ve partimizin yetkili kurullarını söz konusu bildirinin içeriğini yeniden değerlendirmeye ve partimizin ilke ve ideolojisiyle birlik ve bütünlüğünü korumaya davet ediyoruz.” PKK kontrollü olarak militanlarını sınır dışına çekmeye devam ediyor Çekilme sürüyor Fotoğraf: DHA DİYARBAKIR / VAN (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK militanları, Abdullah Öcalan ve örgütün Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’ın çağrısıyla önceki gün başlattıkları çekilmeyi sürdürüyor. Terör örgütü PKK kontrollü olarak silahlı militanlarını sınır dışına çekmeye devam ediyor. Hakkâri ve ilçelerinde çekilme sürerken PKK’nin “Orta Saha” olarak adlandırdığı Diyarbakır, Bingöl, Erzurum, Muş, Elazığ illerini kapsayan bölgeTerör örgütü PKK çekilirken Diyarbakır’ın Lice kırsalında geride de “İrfan Amed” kod adlı yol kesme eylemlerinde yakıp güç gösterisi için yol kenarlarında sergilediği araçlar, kayalara çizdiği örgüt amblem ve yazıları kaldı. Mehmet Tahir Kılıç’n sorumluluğundaki militanların, yerlerini terk etmediği, diğer bölgelerden gelenleri koorIRAK DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: dine etmek üzere kendilerine göre güvenli koridor oluşturduğu belirtildi. Karadeniz bölgesindeki silahlı militanların önce Tunceli’ye, oradan da Diyarbakır bölgesine geçerek sınır dışına çıkacağı ifade edildi. Dış Haberler Servisi Irak Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’den Örgütün Kuzey Irak’taki çekilen PKK’lilerin, Irak topraklarına girmesine karşı oldış ilişkiler sorumlusu Ahduklarını bildirdi. met Deniz, “Geri çekilmeBakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, ülkedeki emniye büyük önem veriliyor. yet ve istikrarın bozulması tehlikesine karşı Türkiye’den Demokratik çözüm süreçekilen PKK’lilerin Irak topraklarına girmesinin mümcinin önemli bir aşamasıdır. Bunun bazı kesimkün olmadığı belirtildi. “Irak hükümeti, Türkiye’deki ler tarafından fırsat olaKürt sorununun siyasi ve barışçıl yollarla çözümü rak değerlendirilmemesi konusundaki çabaları takdirle karşılıyor” ifadelerine gerekir. Bizim gösterdiyer verilen açıklamada, “Bununla birlikte, Irak’ın egeğimiz hassasiyetin Türkimenliği, toplum güvenliğinin ve istikrarının sağlanye tarafından da gösterilması ve başka ülkelerin içişlerine karışmama ilkelemesi gerekir” dedi. Çekiri gereğince, Irak hükümeti PKK’lilerin Irak topraklalen militanların henüz Kurına girmesini kabul etmiyor” denildi. Açıklamada ayzey Irak’taki kamplara ulaşrıca, silahlı grupların Irak’a girmesinin bölge ülkelerinin madığını belirten Deniz, önüde güvenlik ve istikrarını tehlikeye sokacağı belirtilerek müzdeki hafta Irak tarafına Irak hükümetinin tutumunun uluslararası hukuk ilkelerigeçen gruplar ile ilgili bir ne ve Irak anayasasına dayandığı vurgulandı. basın programı düzenlenebileceğini söyledi. PKK’lilerin Irak’a girmesine karşıyız Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinin Derecik, Zerzani Botan, Şehidan, Şeytan Üçgeni ve Çarçelan bölgelerinde çekilmeyi izleyen 30 kişilik komisyon Yeşilova köyüne geçerek inceleme yaptı. Çatışmalı ortamda 30 kişinin öldüğü, onlarca kişinin yaralandığı 3 bin nüfuslu köyde korucusundan vatandaşlara herkes savaşın bitmesini istiyor. Yüksekovahaber’e konuşan köy korucusu Kadir Üzmen, “Yeter ki huzur olsun, koruculuğu bırakmaya hazırım” dedi. Van’da konuşan DTK Eş Başkanı ve Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, Kürtlerin sorumluluklarını yerine getirdiğini belirterek “Şimdi gözümüz hükümette, devlette. Top onlarda. Kürtler statüye kavuşmadan ve Öcalan özgürleşmeden barış olmaz. Barış avucumuzda, kaçırmayalım” dedi. “Ergenekon ve milliyetçi bir kesim bu süreci ortadan kaldırmak istiyor” diyen Türk, “Bu süreçte MHP’nin söylemleri bizi incitmez. Ama Kılıçdaroğlu gibi bir Kürt’ün bu sürece karşı çıkması inanılmaz ve anlaşılmazdır. Bizi bu incitiyor” diye konuştu. Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk da “Şimdi sıra devlette. Yıllardır ‘Silahlı güçler var, onun için biz bu sorunu çözmeyeceğiz’ diyen devlet, bundan sonra ne yapacak? Artık devletin hiçbir bahanesi kalmadı. Devlet bu sorunu çözmek zorundadır” dedi. ‘
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle