Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Bir başka hazin gerçek de şu: Hemen her çevrede maddi durumu çook ama çok tıkırında olanlar, bir gün sıra bana da gelecek korkusuyla suspus olmuş, biat etmenin başka çeşitlerini sergiliyor. Önceki gün Başbakan Taksim’deki yıkılan Topçu Kışlası yerine AVM, toplantı salonu, otel ve belki de rezidans inşa edileceğini açıkladı. TV’ler haberi verirken bir iki satırla daha önce İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın burada AVM inşa edilemeyeceğini açıkladığını duyurdu. Tabii, bu haberi, Başbakan’ın, belediye başkanını bir çırpıda harcadığına değinen tek cümle eleştiri eklemeden verdi. Kadir Topbaş’a da “Başbakanınız sizi yalanladı, ne dersiniz?” diyen klasik gazetecilik sorusunu bile sormadı. Sorulsaydı Topbaş, Başbakan’ına dikine bir yanıt verebilecek miydi? Hayali bile olanaksız! Bu örnek, medeni cesaret göstererek ters düştüğü RTE’ye karşı çıkamayanların içine düştüğü gaflet çukuruna bir örnek. ??? RTE çözüm sürecine destek vermeyen muhalefeti tehdit eden, şantaj kokan bir konuşma yaptı. “Herkesi bu sürece destek vermeye çağırıyorum. Çözümün parçası olmayanlar sorunun tarafı olurlar ve destek vermeyen partiler silinirler” dedi. Cümlenin ilk sözcüğü “herkesi” sözcüğünden ders çıkaranların başında Doğan Grubu’nun patronu Aydın Doğan geliyor. RTE’nin konuşmasından iki gün sonra alelacele Doğan Yayın İlkeleri Kurulu’nu topladı. Toplantının sonunda asıl amacının ne olduğunu açığa çıkaran bir açıklama geldi. Patron olarak Aydın Doğan, RTE’nin kendisine ve partisine karşı çıkanları devlet olanaklarını kullanarak, örneğin trilyonluk vergi cezalarıyla nasıl perişan hale düşürdüğünü bizzat yaşadığı için bugün, çağrısına katılmayanları neleri beklediğini pekâlâ biliyor.. Yayın İlkeleri Kurulu aracılığıyla RTE’ye Doğan Grubu’nun sürece destek verdiğini, çözümü eleştirerek karşı çıkanların “tarafı”nda olmadığını, olmayacağını duyuruyor. Bu örnek de RTE’ye karşı çıkamayan patronlara ve medyanın içine düştüğü duruma bir örnek! ??? Eğri oturup doğru konuşalım. Örneğin yerel yönetimlerin önemli ismi Kadir Topbaş; herhangi bir medya grubunun sahibi ve ondan ruhsat almayan yazarlar, çizerler... ...bir söylediğinin bir süre sonra tersini söyleyen konuşmalarını anımsatarak RTE’ye karşı dik durduklarını kanıtlayacak bir davranış gösterebilirler mi? Örneğin, kamuoyunda sözü ve etkisi olan her çevre; RTE’nin, ya sürece destek verirsiniz ya da karşı çıkan tarafta olur ve sonuçlarına katlanırsınız anlamına gelen tehditlerine karşı... ... (Ahmet Hakan anımsattı) “CHP, onun yanında MHP, onun yanında BDP, onun yanında PKK, onun yanında İmralı... karşılarında AKP” veya “Silivri ile Kandil arasında irtibat var. CHP ile BDP arasında muhabbet var” dediğinizi unutur ve bugün tam aksine demeçler verip BDPKandilİmralı ile derin muhabbetinizi eleştirenlere nasıl saldırırsınız, diyebilir mi? Elbette hayır!.. ??? Bu örnekleri vereceğinize Meclis Başkanı’nın kimlere karşı dik durmadığına değinsenize diyorsanız, haklısınız. Başkan Cemil Çiçek, yazdığı bir makalede Atatürk’ün adını anmayan bir kadın bakana hakaret ettiği iddiasıyla, ne ki Atatürk olmasaydı, kadın haklarından yoksun yaşayacağını anımsatan Kamer Genç’e “gerekenin yapılmasını” dayatan bir yazı gönderdi CHP’ye. Aynı Meclis başkanı, kürsüde kürtaj yasağını eleştirirken vajina sözcüğünü kullandı diye, CHP milletvekili Aylin Nazlı Aka’ya hakaret içerikli yanıt veren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a karşı tabii dik duramadı, kılı kıpırdamadı.. ??? Ne çare toplum da toplumun sesi olanlar da gerçekleri görmeyen, duymayan, konuşmayan üç maymunu oynuyor. HABERLER 32.5 yıl sonra tahliye olan Tahir Canan, ilk iş olarak 1 Mayıs kutlamalarına katılacak Ben bugün doğdum FIRAT KOZOK Ergenekon davası ANKARA Türkiye’nin en uzun süre cezaevinde kalan mahkumu olarak tarihe geçen ve 32.5 yıl cezaevinde yatan Tahir Canan, 4’üncü yargı paketi kapsamında serbest bırakıldı. Canan’ın ilk sözleri, “1 Mayıs’tan önce cezaevinden çıkmam, benim için doğum günü oldu. Yarın memleketimde kitleyle buluşmanın heyecanını yaşıyorum” dedi. 32.5 yıldır cezaevinde bulunan Tahir Canan, 4’üncü yargı paketi kapsamında dün saat 15.30’da serbest bırakıldı. Sabah saatlerinden itibaren Bandırma M Tipi Cezaevi önünde heyecanla bekleyen ailesi, cezaevi kapısından çıkan Tahir Canan’a uzun uzun sarılıp hasret giderdi. Ellerinde çiçeklerle bekleyen torunları arasında bulunan Bengisu Canan, tanıyamadığı için dedesinin kucağına korkarak gitti. Gürüz: Darbeden haberim olsa ihbar ederdim HATİCE TUNCER ‘Mücadelemiz devam edecek’ Ceaevi önünde babasını karşılayan Tahir Canan’ın oğlu İlhan Canan, babasına kavuşsa da hukuki mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek “Çok mutluyuz. Duygularımı nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum. Ancak bu tahliye her şeyin sonu değil. Hukuksal mücadeleyi, bundan sonra babamla birlikte, omuz omuza sürdüreceğiz. Fiili olarak ona kavuştum ama hukuki haklarının karşılığını henüz alamadık” dedi. Ergenekon davasında 28 Şubat soruşturması kapsamında Ankara Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yaptı. Hakkında hükümete darbe teşebbüsünden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Gürüz, “Benim Ergenekon ve darbelerle uğraşacak vaktim yoktu. Darbe teşebbüsünden haberim olsa şerefim üzerine yemin ederim ki ihbar ederdim” diye konuştu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Cezaevi Yerleşkesi’nde görülen davanın 290. duruşması yapıldı. “Hükümeti cebir ve şiddet kullanarak görev yapamaz hale getirmeye teşebbüs” etmek suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Prof. Dr. Kemal Gürüz, mütalaada irtibatı olduğu iddia edilen sanıklara ilişkin açıklama yaptı. Tahir Canan, Bandırma’dan memleketi Gebze’ye giderken ilk duygularını Cumhuriyet’e anlattı. Oğlu İlhan Canan’ın telefonu aracılığıyla konuşan Canan’ın ilk sözleri, “Ben önce Cumhuriyet’e teşekkür ederim çünkü bu zamana kadar en çok destek veren gazeteydi bize. Hayatta o kadar yabancılaşmışız ki şu cep telefonunu açıp kapatmayı bile yeni C umhuriyet’e teşekkür etti anladık. En son 2000’lı yıllarda karşılaşmıştım” oldu. 1 Mayıs öncesinde cezaevinden çıkmanın kendisi için ayrı önem taşıdığını anlatan Canan, “Bu benim için doğum günü oldu. Yarın memleketimizde 1 Mayıs’ta olacağız. En güzeli, orada kitleyle buluşmak olacak. 20 yıl sonra bu coşkuyla karşılaşacağım” dedi. “Yaşamda en çok neyi özlediniz” sorusuna “Bir Dedesine alışıyor boşluk var hâlâ, etrafıma boş boş bakıyorum. Geçtiğimiz yolları boş boş izliyorum. Şu anda sadece kendimi ailemin ellerine teslim ettim, onlar nereye götürürse oraya gidiyorum” yanıtını veren Canan, kendisini cezaevi kapısında karşılayan torunu Bengisu ile ilk karşılaşmasını da şöyle anlattı: “Daha önce hiç görüşmemiştik. Benden biraz ürktü, kaçtı. Yabancı biri gibi gördü beni, aramızda hiçbir şey yaşanma mış ki... Şimdi yavaş yavaş alışıyor dedesine.” Bundan sonraki yaşamına ilişkin hiçbir plan yapmadığını anlatan Canan, “Cezaevindeki hiçbir plan, dışarıya uymaz. Kendim ufak tefek yazıyordum, belki onlara başlayabilirim” dedi. Canan, “Şu andan itibaren hukukun egemen hale gelmesi için daha fazla çalışmak gerektiğini de biliyorum. Çünkü hukuksuzluğu iliklerine kadar yaşamış biriyim” diye ekledi. Darbe teşebbüsü Gürüz, darbe teşebbüsü iddialarını şöyle yanıtladı: “Ne yaptığım telefon konuşmalarında, ne evimde ele geçirilen belgelerde ne de kasamda darbe, şiddet ve iddia edilen Ergenekon terör örgütüne ilişkin bir şey, en ufak bir ima vardır. Darbe teşebbüsünden haberim olsa şerefim üzerine yemin ederim ki ihbar ederdim.” Demokrat Partili bir ailenin çoğu olduğunu ve 27 Mayıs’tan sonra ailesinin hakarete uğradığını anlatan Gürüz, “Türkiye’yi bu hale darbeler getirdi” dedi. Cumhuriyet’e molotof Mütalaada Cumhuriyet gazetesine 29 Mart 2008 tarihinde molotof kokteyli atılmasını azmettirmek ve Ergenekon örgüt üyeliği suçlamalarıyla 12.531.5 yıl cezası istenen Boğaç Kaan Murathan, esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasını yaptı. Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atmaktan sanık Bedirhan Şinal’in ilk ifadelerinde kendisine iftira attığını söyleyen Murathan, “Bu çocuk bizim milletimizin içinden çıkmış bir ruh hastasıdır” dedi. Fatma Kurtulan’ın da aralarında bulunduğu sanıklar 16 ay tutuklu kaldı İlk duruşmada 13 tahliye İstanbul Haber Servisi KCK operasyonuyla gözaltına alınan ve 16 aydır tutuklu olan BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Fatma Kurtulan, eski DEHAP Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın da aralarında bulunduğu 13 kişi davanın dün yapılan ilk oturumunda tahliye edildi. Dosya, yetkisizlik kararıyla Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, “silahlı terör örgütü yöneticisi olmak” suçundan yargılanan 13’ü tutuklu 21 sanık katıldı. Sanıkların kimlik tespitlerinin ardından Cumhuriyet Savcısı Murat İnam görüşünü açıkladı. Savcı İnam, suç yerinin Ankara olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Savcı İnam, 13 tutuklu sanığın, tahliye edilmelerini de istedi. Mahkeme heyeti CMK 12, 16 ve 18. maddeleri gereğince yetkisizlik kararı verdi. Dosya TMK 10. maddesiyle görevli Ankara Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Tutuklu 13 sanığın tutuklu kaldıkları süreyi göz önünde bulunduran heyet tahliye kararı verdi. Yurtdışına çıkışları yasaklanan sanıklar, her ay polis ya da jandarma merkezine giderek imza verecek. Cezaevinde cep telefonu Sami Hoştan’a soruşturma açıldı ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Susurluk hükümlüsü, çete tutuklusu Sami Hoştan’ın Silivri cezaevindeki koğuşunda iki cep telefonu çıkmasına ilişkin cezaevinde alınan tüm tedbirlere rağmen zaman zaman önlemleri ihlal eden uygulamalar olabildiğini aktardı. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Ceza İnfaz Kurumlarında İnfaz Hizmetlerinin İyileştirilmesi Projesi”nin açılış toplantısından ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Silivri’de tutuklu bulunan Sami Hoştan’ın koğuşundan iki cep telefonu çıktığı iddialarının hatırlatılması üzerine Bakan Ergin, cezaevinde alınan tüm tedbirlere rağmen zaman zaman önlemleri ihlal eden uygulamalar olabildiğini aktardı. Ergin, “Kuralları ihlal edenler bu kuralların ihlalinden kaynaklanan sonuçlara katlanırlar. Bu hayatın her alanında böyle. Bu konuyla ilgili gereken soruşturma yapılmış, ilk tedbirler alınmış, soruşturma sonucuna göre de gereken işlemler yapılmaya devam edecektir” dedi. Öte yandan Hürriyet gazetesindeki haber üzerine, dün, gazetecilere avukatı aracılığıyla el yazısıyla yanıt gönderen Sami Hoştan, “Telefonlar bana ait değil, Tamer Kahraman isimli şahısa aittir. Benimle alakası yoktur” dedi. Eski Telekomünikasyon İletişim Başkanı Şimşek, başsavcı oldu ‘Dinleme’den savcılığa İLHAN TAŞCI İddianameye 1 Mayıs tatili OZAN YAYMAN İZMİR İzmir’deki “gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında iddianamenin okunmasına devam ediliyor. İddianamenin dün okunan bölümünde örgüt lideri olduğu öne sürülen şüpheli Bilgin Özkaynak’tan ele geçirilen “Pandora” veri tabanında yapılan incelemelere göre, suç örgütünün hedefine aldığı kişilerle ilgili çeşitli çalışmalar yaptığı, özellikle kadın zaafı olan kişileri seçtiği, bu kişilerin müstehcen görüntülerinin şantaj amacıyla gizlice çekilerek bu yönde kullanıldığının anlaşıldığı savlandı. İddianamenin okunmasına, 1 Mayıs’ın resmi tatil olması nedeniyle yarın devam edilecek. Dikili, Özgüven’i bekliyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 4. yargı paketini onaylamasının ardından gözler, eski Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’le cezaevindeki 8 belediye meclisi üyesine çevrildi. Belediye meclis üyeleri dün akşam saatlerinde tahliye edilirken, Özgüven’in de hakkındaki yakalama kararının kalkmasıyla, bugünkü 1 Mayıs eylemlerine katılabileceği bildirildi. 8 yıl 4 ay hapis cezası alan Özgüven, 150 günü aşkın süredir İsveç’te bulunuyordu. ANKARA Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), 2013 yılı adli ve idari yargı ana kararnamesini yayımladı. Telefon dinlemelerin merkezi olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nı (TİB) uzun yıllar sürdüren Fethi Şimşek Ankara Başsavcılığı’na atandı. Ergenekon davasında pek çok tutuklu için tahliye yönünde oy kullanan ve 2011 yılında Bolu’ya atanan Köksal Şengün ise Düzce hâkimliğine tayin edildi. Kararnamelerle 1923 adli, 148 idari hâkim ve savcının görev yerleri değişti. Kararnameye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Ethem Kuriş, Antalya Başsavcılığı’na atandı. Kuriş, atamayı Cumhuriyet’e, “Benim böyle bir talebim yoktu. Kurulun takdiri” şeklinde değerlendirdi. Kararnamenin Kuriş için sürpriz olduğu anlaşılırken, karanameden önce Kuriş’in, HSYK’ye 10 kişilik isim listesi gönderdiği öğrenildi. Kuriş, önerdiği bu isimler için yerlerinin değiştirilmesini istediği ancak atamaları içeren yaz kararnamesinde bu isimlerin hiçbirinin yer almadığı görüldü. Bu talebin aksine yalnızca Kuriş’in yerinin değiştiril mesi ise dikkat çekti. Kuriş, iktidarı zora sokan Deniz Feneri soruşturmasında Nadi Türkaslan’ın da arasında bulunduğu üç savcıyı görevden almıştı. Kuriş’in atadığı yeni savcılar ise basit suçlardan dava açmıştı. Kuriş’ten boşalan göreve ise Fethi Şimşek getirildi. Şimşek, tüm telefon izleme ve dinlemelerin hukuki denetimini yapıp yöneten TİB’in kurulmasından itibaren başkanlığını yürütmüş, aralık ayında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’na atanmıştı. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na getirildi. Kavak, Mahmur ve Kandil’den gelenlerin karşılandığı Habur sürecinde çadır mahkemesi tartışmalarının hedefindeki isim olmuştu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile MİT yöneticilerini KCK soruşturması kapsamında ifadeye çağırmasıyla iktidarın hedefi olan İstanbul Savcısı Sadrettin Sarıkaya, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’na atandı. Erzurum Başsavcı Vekili Rasim Karakullukçu Gölbaşı Başsavcılığı’na atandı. Karakullukçu, dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in evinin aramasına katılmıştı. Meclis’te rujlu eylem ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) THY’nin kırmızı ruj yasağına tepki gösteren CHP Ankara Mileltvekili Aylin Nazlıaka, bu olayı “iç yakıcı” diye niteledi. Nazlıaka bu yasağı kınamak için kırmızı ruj sürdüğünü, kırmızı giyindiğini belirtti ve THY hosteslerinin yanında olduklarını söyledi. Nazlıaka, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e, “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şahsıma sözlerin en ağırını söylerken sesinizi çıkarmadınız. Arınç’ın yaptığı sözel saldırıdan rahatsızlık duyuyor mu, duymuyor mu” sorusunu yöneltti. Nazlıaka, Bakan Şahin’e de, “Arınç bana sözlerin en ağırını söylerken sesinizi çıkarmadınız. Siz hak savunucusu değilsiniz. Kendi hakkınız söz konusu olduğunda aslan kesiliyorsunuz, başkalarının hakkı söz konusu olduğunda kedi oluyorsunuz. Burada benden ne özür dilendi ne de kınama cezası verildi. Hak savunuculuğu yürek ve samimiyet ister. Cesaretin bittiği yerde esaret başlar” diye seslendi. Dinç, daire başkanı oldu Dink cinayetinde bir isme daha terfi İstanbul Haber Servisi Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü sırasında gazeteci Hrant Dink’e yönelik ilk eylem bilgisine ulaşan ve Erhan Tuncel’i yardımcı istihbarat elemanı yapan Engin Dinç, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevine atandı. İstihbarat Daire Başkanlığı görevini yürüten Ömer Altıparmak’ın yerine önceki gün gerçekleştirilen atama ile Engin Dinç getirildi. Altıparmak’ın da yurtdışında görevlendirileceği belirtildi. Emniyet istihbaratının yeni patronu Dinç kamuoyunun da yakından tanıdığı bir isim. Hrant Dink’e suikast ihbarını ilk alan isim olan Engin Dinç, cinayetin planlayıcısı olarak yargılanan Erhan Tuncel’i de Trabzon İstihbarat Müdürlüğü görevi yürütürken yardımcı istihbarat elemanı yapan kişi olarak biliniyor. THY’den açıklama İstanbul Haber Servisi Türk Hava Yolları (THY) son günlerde ‘kırmızı ruj yasağı’ ile ilgili açıklama yaptı. Genel kabul görmüş uygulamalara göre hizmet sektöründe çalışan personelin sade, bakımlı ve pastel tonlarda makyaj yapması tercih edildiği belirtilen açıklamada, “Ortaklığımızın mevcut üniformasında yer almayan kırmızı, koyu pembe vb. renkte oje ve ruj da görsel bütünlüğü bozmaktadır” denildi. Açıklamada, bu uygulamaların yönetim tasarrufu değil, tersine uçuş emniyeti ve müşteri memnuniyeti kapsamında ilgili birimlerin yaptıkları çalışmaların sonucunda alınan kararlar olduğu belirtildi.