23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA 2 départ” (fo depar)larımız çok oluyor, kural dışı yanlış çıkış yüzünden yarışa hiç başlamamış sayılırcasına vakit ve enerji kaybımız oluyor. Elbet, “vaktimiz yok, tehlike kapıda, Cumhuriyet yıkılıyor” diyebilir ve ilkbakışta haklı görünebilirsiniz. Ama, amaç fırlamak, hem de kıra döke öne geçip yalnız ve yanlış bir hedefe varmak mıdır? Tartışılarak, ortak akılla kararlaştırılmış hedefe erişip toplumu da oraya taşımak değil midir hedef? üzde otuzu biraz aşmış oy sayısıyla devlet yönetimine geçen iktidar partisi seçim sistemini düzeltmek ve örneğin yüzde on barajı indirmek yerine kendi işine gelen durumu sürdürmek ve üstüne üstlük kendisine özgü anayasa siparişleri vermekle ilk yanlış çıkışını yapmıştı. O yüzden güvenirliğini yitirdiği için istediği sağlam sonuca varmakta güçlük çekiyor. Politika özde iktidar sahibi olmak ve onunla toplumu daha iyi durumlara taşımanın yarışıdır ama, spor gibi onda da centilmenlik temel kural olmalıdır. Rakı içmiş fare misali, gereksiz kabadayılık politikaya hiç yakışmıyor; çünkü insanlar ne kedi ne de fare. İnsan olarak ayran kabartmakla da bir yere varılmıyor. OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yeni Petrol Kanunu: Açık Konuşmak Rezerv ya da petrol fiyatının artmasıyla devlet ile yatırımcı arasında çıkar paylaşımı orantısız biçimde oluşuyor. Bu oluşum petrol yasalarında ana ilke olan çıkarların devlet ile yatırımcı arasında adil biçimde paylaşılması ilkesine açıkça ters düşmektedir. Bunun nedeni, tasarıda benimsenmiş olan, katı yapılı DH/V sistemidir. Dr. Ferruh DEMİRMEN ğına işaret ediyor. Tasarıya şekil veren çalışma grubu toplantılarından yansıyan haberler bu yönde. Aynı şekilde komisyonun kaleme aldığı “muhalefet şerhi”nde bu noktada bir çekince yok. Öngörü çalışmalarında ev sahipliği yapması gereken Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (PİGM) bu hususta kamuoyuna açıklama yapması beklenir. Öngörü çalışmalarının yapılmaması ciddi bir eksiklik. Petrol şirketleri genel olarak bu tür öngörü çalışmaları yapar; devlet niye yapmıyor? Soru: Bu kazanımlar dünya normlarına kıyasla ne anlam ifade eder? Yanıt: Karadaki petrol ve doğalgaz faaliyetlerini kapsayan çalışmalarımız, tasarı altında devletin kazanımının değişik rezerv/ üretim senaryolarında genellikle yüzde 3040 dolaylarında olacağını göstermektedir. Yatırımcı için iç kârlılık oranı 4 milyon varil rezervden 60 milyon varil rezerve kadar sürekli artıyor, yüzde 75 düzeyine çıkıyor. Çalışmalarımız deniz faaliyetlerini kapsamadıysa da bu kazanım trendlerinin bu faaliyetlerde de geçerli olacağı düşünülmektedir. Devlet için yüzde 3040’lık kazanım dünya ortalamasının oldukça altında. Devletin kazanımı zengin petrol ülkelerinde yüzde 9095’e kadar çıkar ise de dünya ortalaması yüzde 67. Yatırımcı için görünen kârlılık dereceleri gayet çekici. Soru: Petrol ve doğalgaz fiyatlarının belirli ölçüde yükselmesi ve düşmesi kazanımları rakamsal olarak nasıl etkileyecektir? Bu durum Petrol Kanunu’ndaki “istikrarı” nasıl etkiler? Yanıt: Kara faaliyetleri ile ilgili çalışmalarımız petrol fiyatlarının belirli ölçüde artması durumunda devletin kazanımının yüzde 3035 dolaylarında durağan kalacağı, hatta bir miktar düşeceği, buna karşılık yatırımcının iç kârlılık oranının petrol fiyatlarına paralel olarak artacağını göstermektedir. Aksi durumda, petrol fiyatları düştüğünde yatırımcının kârlılığı doğal olarak düşüyor; devletin kazanımı da bir miktar azalıyor, genel olarak durağanlığını koruyor. Bu demek oluyor ki, rezerv ya da petrol fiyatının artmasıyla devlet ile yatırımcı arasında çıkar paylaşımı orantısız biçimde oluşuyor. Bu oluşum petrol yasalarında ana ilke olan çıkarların devlet ile yatırımcı arasında adil biçimde paylaşılması ilkesine açıkça ters düşmektedir. Bunun nedeni, tasarıda benimsenmiş olan, katı yapılı DH/V sistemidir. Aynı sistem üzerine kurgulanmış olan yürürlükteki 6326 sayılı Petrol Kanunu altında kimi şirketin Türkiye’de bir zamanlar yüzde 100’ü aşan iç kârlılık oranını gerçekleştirdiğini bir ek not olarak eklemekte yarar var. Bu kârlılığa sektörde çok ender rastlanır. Petrol fiyatlarının düşmesi durumunda oluşabilecek başka bir gelişmeye de değinelim: Fiyatların düşmesiyle yatırımcının kârlılığı buna paralel olarak düşecek, küçük rezervlerin geliştirilmesi aksayacak, belki de iptal edilecektir. Üretimi artırma gibi özel yöntemler de askıya alınabilecektir. Bu tür gelişmeler enerji açısından bir kayıp anlamındadır. Bunun nedeni yine tasarıda benimsenen DH/V sistemi. ÜP sistemi ve özel teşviklerle bu tür sakıncalar giderilebilir. Fiyat dalgalanmaları şimdiki sistem altında devleti ya da (daha çok) yatırımcıyı mağdur edebilecektir. Mağduriyetler devlet ile yatırımcı arasındaki ilişkileri (“istikrarı”) olumsuz etkileyebilecek, yasaya dönük revizyonlar ve yargı başvuruları gündeme gelecektir. Nitekim DH/V sistemini barındıran ülkelerde tek yanlı yasal revizyonlar (İngiltere’de yaklaşık 20 kez) sektörde hoşnutsuzluğa ve belirsizliğe yol açmış, yatırımları aksatmıştır. Soru: Doğalgaz kaynaklarının stratejik önem kazandığı Doğu Akdeniz’de kıyıdaş ülkeler Mısır, Suriye, İsrail, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Lübnan modern ÜP sistemini benimsemişken Türkiye’nin DH/V sisteminde direnmesinin nedeni nedir? Yanıt: Bu soruya yanıt vermemeyi yeğliyor, okuyucunun yorumuna bırakıyoruz. Ancak şurasını belirtmekte yarar var: Petrol sektörü 1954’ten bu yana çok değişti; petrol fiyatlarındaki istikrarlı dönem tarihe karıştı. Oysa yeni tasarı dizayn açısından hemen hiçbir yenilik getirmiyor. Tasarıyı geçmişe saplanmış bir zihniyetin ürünü olarak görmemek mümkün değil. Anlaşılıyor ki bu direnişin arkasında “bürokratik zorluklar” algısı var. Kanımızca “bürokratik zorluklar” bir mazeret; 70 küsur milyonluk Türkiye için yakışık almayan bir tutum. ÜP sisteminin zengin rezerve sahip ülkeler için daha uygun olduğu inancı da gerçekle bağdaşmıyor. DH/V ve ÜP sistemlerinin benimsenmesinde rezerv zenginliği rol oynamaz. Evet, Doğu Akdeniz’de kıyıdaş ülkeler ÜP sistemini benimsemişken (Mısır ve Suriye eskiden beri; İsrail, GKRY, Lübnan son yıllarda) Türkiye’nin DH/V sisteminde direnmesinin nedeni nedir? Bu sistemin sakıncaları olduğu yadsınamaz. Son olarak kayda değer ki, yukarıda belirtilen hususlar keşfedilmiş sahaların işletilmesi ile ilgili. Madalyonun öbür yanı arama süreci. Rezerv zenginliği ve teşvikler bu noktada rol oynar. Bu başlı başına bir konu. Tasarının aramacılık açısından da eksik noktaları olduğunu bir önceki yazımızda kısaca belirttik. Kedi DENİR ki, vaktiyle, ama çok eski devirde değil, rakının henüz milli içki olmayı sürdürdüğü yakın dönemde, farenin biri ev halkı uykudayken aile reisinin tabağına dökülmüş rakıyı içmiş ve kuyruğunu masaya vurarak “O kedi buraya gelecek!” diye bağırıp dururmuş hâlâ. Söylentinin bu kadarı bile hoş ve kolay anlaşılır olduğu halde ardına laf ekleyen ekleyene. Kimine göre, farenin kuyruğu öylesine güçlü ve acıtıcıymış ki, bırakın o kediyi, evin öbür fareleri de ürküp bir yerlere sıvışmışlar. züm yemek yerine bağcı Ü dövmek biçiminde anlatımlar da boldur bizim dilimizde ve kültürümüzde. Galiba birbirimizi kırmadan bir araya gelip hep birlikte doğru işler yapmakta güçlük çekiyoruz. Dışımızdakilerle, hatta karşımızdakilerle yarışmak yerine birbirimizle yarışmayı tercih eden bir havamız var. Sanki yer ya da sıra kapmak gibi. Öylesi ise, ister istemez kendiliğinden bir sabırsızlık ve telaş yaratıyor. O yüzden, atletizmdeki deyimle “faux Y Y eni Petrol Kanunu tasarısı hemen hiçbir değişiklik yapılmadan 26.03.2013 tarihinde TBMM Enerji Komisyonu’nda kabul edildi. Yakında tasarının Genel Kurul’da onaylanıp Cumhurbaşkanı’na imzaya gönderilmesi beklenmektedir. 1954’te yürürlüğe giren 6326 sayılı Petrol Kanunu’nun yerini alacak olan bu tasarının ciddi eksik yanlarını yarıkapalı bir ifade ile bir önceki yazımızda dile getirmiştik (Cumhuriyet, 21.2.2013). Kaygılarımız stratejik olduğu kadar önemli ölçüde ekonomik alanda idi. Bu bağlamda birtakım soruları gündeme getirmiş, komisyonun müzakerelerinde bu sorulara yanıt aramasının önemine değinmiştik. Vurgulamak gerekir ki, tasarının bugünkü şekliyle kanunlaşması Türkiye için bir şansızlık olacaktır. Bu yazının amacı, gündeme getirdiğimiz soruları kendimiz yanıtlayıp ekonomik yöndeki kaygılarımızı daha açık bir ifade ile dile getirmek. Tasarının öteki yanları konumuz dışı. Ekonomik sorunlar tasarının dizaynı şekli ile yakından ilgili. Tasarı şimdiki haliyle Devlet Hissesi/Vergi (DH/V) sistemini benimsiyor. Biz Üretim Paylaşımı (ÜP) sisteminin daha uygun olacağını belirttik. Sorduğumuz 4 soruyu şimdi mercek altına alalım: Soru: Tasarı hükümleri çerçevesinde devletin ve yatırımcının kazanımları değişik senaryolar kapsamında ne olabilecektir, tahminen saptanmış mıdır? Yanıt: Petrol yasası tasarıları normal olarak ileriye dönük ekonomik öngörüler (projeksiyonlar) çerçevesinde düzenlenir, gereğince ayarlama yapılır. Öngörü çalışmalarından yoksun yasa taslakları bir anlamda “boşluk” içinde düzenlenmiş sayılırlar. Öngörüler değişik senaryolar (rezerv, üretim düzeyi, petrol fiyatları vb. hususlar) bazında yapılır ve entegre meslek çalışmalarına dayanır. Öngörü değerlendirmelerinde devletin ve yatırımcının üretimden elde ettikleri kazanım dereceleri büyük önem taşır. Kazanım derecesi devlet için genellikle “devletin aldığı”, yatırımcı için “iç kârlılık oranı” kıstasları ile ölçülür. Bütün görünümler, sözü geçen yasa tasarısının düzenlenmesinde ekonomik öngörülerin yapılmadı Yatırımcı mağdur olur Ekonomik öngörüler KOBi’LERE 1 SMS’LE ANINDA KREDi PAKETi KOBİ’lere 50.000 TL’ye kadar Taksitli Ticari Kredi, Ticari Artı Para ve Axess Business’tan oluşan Anında Kredi Paketi 1 SMS’le Akbank’ta. ANINDA yaz boşluk bırak T.C. kimlik numaranı 4425’e gönder. /Akbank ‘Rüzgârlara ve Dalgalara Karşı’ Raziye KARABEY V E D N Ü G ’DEN le L T sitler k a 5 t 2 yan L başla T 0 0 20.0 i KRED Kredi Tutarı (TL) 10.000 20.000 20.000 50.000 Kredi Vadesi (ay) 18 24 36 36 Faiz Oranı (%) 1,09 1,09 1,09 1,09 Günlük Taksit Tutarı (TL) 21 32 23 57 Aylık Taksit Tutarı (TL) 618 958 681 1.702 Kredi Dosya Masrafı (TL) 199 199 199 399 Aylık Maliyet Oranı (%) 1,37 1,23 1,20 1,19 Yıllık Maliyet Oranı (%) 16,40 14,75 14,44 14,30 Turkcell hatlı cep telefonlarından 4425’e, diğer operatörlerden 0532 444 44 25’e SMS gönderilmesi gerekmektedir. Ticari faaliyeti bulunan ve vergi levhasına sahip şahıs firmalarının başvuruları SMS ile onaylanabilecek, diğer başvurular Akbank şubelerinde sonuçlandırılabilecektir. Toplam 50.000 TL’ye kadar, 36 aya varan vadeli TL Taksitli Ticari Kredi, Ticari Artı Para, Axess Business ve Çek Karnesi’nden oluşan ve SMS ile yapılan Anında Kredi Paketi başvuruları için geçerlidir. SMS ile müşteriye başvurunun ilk değerlendirme sonucu iletilmektedir. Kredi talebi, tüm evrakların tamamlanmasının ardından başvuru değerlendirilerek olumlu bulunursa karşılanacaktır. Bankanın göndereceği SMS’lerdeki banka, telekom ve istihbarat sistemi kaynaklı gecikmelerden Banka sorumlu değildir. Aylık ve yıllık maliyet hesaplarına tüm masraflar ile vergiler dahil edilmiştir. Akbank, kampanya koşullarında değişiklik yapma, durdurma hakkını saklı tutar. Paket avantajları: kobilersizinicin.com eyl ona barış bozucusu diyenlere! Bizlere armağan ettiği dünyanın en güzel sesleri mi toplumsal barışı bozmuş? Din örtüsü altında kötülük yapanları eleştirisi mi barışı yok etmiş? Evet, insanları harekete geçiriyor, ama sokağa dökmüyor, gökyüzünde uçuruyor, okyanuslarda gezdiriyor. Onun konserlerinde herkes huzur buluyor, yaşadıkları güzelliklerden gönül telleri titremiş, gözleri kamaşmış halde tüm evreni kucaklayan bir sevgiyle doluyor. Veyl onun seslerini duymayan, ondan feyz almayan nasipsizlerin TCK 126/3 yorumlarına! Yaşadığı çağa sözü, kaygısı var. Ve onu sıradan fanilerin üzerine çıkaran haslet: Zamanın ruhu değil, evrenin ritmi onun davası. İşte bunun için zamanenin fevkinde. Değil anlaşılması, “meşgul olunması” bile kapasite gerektirir. Onun insana ve evrene ait ne varsa kutsayan, varoluşumuzu anlaşılır ve hoş görülür kılan barış dilinden nasibini almamış sığlara veyl! Veysel’in bize tanıttığı toprağı o dost çevremize soktu, ölüm kusan Mezopotamya’yı onun sayesinde bağışladık, Hezarfen’in hızlanan kalp seslerini onunla duyduk, 33 aydının meramını onunla kavradık, YoYo Ma’nın gezdirdiği ipek yolunu onunla daha bir sevdik. Barışı, sevgiyi çığıran, insanlığı yücelten mucize tınıları sadece Kürt’ü, Türk’ü, Ermeni’yi, Rum’u değil, 41 milleti aynı duyguda birleştirdi. Sevgi ve barış tohumları ekti dünyanın gittiği her köşesine. Bir Hulusi Pur, bir Emre Bukağılı, bir Orkun Şimşek toz olup gittiklerinde, onun yaydığı tınılar ve güzellikler, hayranlıkla izlediği evrenin bilinmeyen uzaklıklarında ilerlemeye devam ediyor olacaklar. İnsanlığımızı ve insanımızı sevme ve umut etme çabamızda desteğini hep hissettik, teşekkürler sana. Barışçıl gözlerimize katkın için teşekkürler. Barışın sebatkâr ustası, güzelliğin kararlı yaratıcısı, TCK 126/3 minnettardır sana.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle