18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2013 CUMARTESİ 6 HABERLER İnsan Utanır YARSAV Genel Merkezi’nde düzenlenen açıklamayı üç dernek adına YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal okudu. ÇHD Ankara Şubesi üyeleri Ankara Adliyesi önünde açıklama yaptı. Savunma baskı altında 5 Nisan Avukatlar Günü’nde 41 avukat cezaevinde. Meslek örgütleri, avukatlara uygulanan baskıları eleştirdi Haber Merkezi 5 Nisan Avukatlar Günü, 41 avukatın tutuklu olması nedeniyle buruk kutlandı. Ankara’da 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle YARSAV, Demokrat Yargı ve Yargıçlar Sendikası ortak basın açıklaması yaptı. YARSAV Genel Merkezi’nde düzenlenen açıklamaya ÇHD Genel Sekreteri Hüseyin Aslan ve Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz da katıldı. Üç dernek adına açıklamayı okuyan YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal, “Savunma görevini yürüten avukatlar, mesleki faaliyetleri nedeniyle soruşturma ve kovuşturmalara maruz bırakılmakta, hatta katledilmektedir. Hukuk artık egemen ve üstün değildir” dedi. ÇHD Ankara Şubesi üyeleri de Ankara Adliyesi önünde konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, “Siyasal iktidar avukatları hedef göstermeye, siyasal iktidarın denetiminde bulunan kolluk, yargı ve madya da saldırmaya devam ediyor. Bu saldırılar karşısında, meslek örgütlerimiz suskunluğunu korumaktadır” diye konuştu. Ankara Barosu tarafından yapılan yazılı açıklamada, avukatlara uygulanan baskılara tepki gösterildi. İstanbul’da Kamu Avukatları, Cağaloğlu’ndaki İstanbul Defterdarlığı Muhakemet Müdürlüğü önünde toplanarak güvencesiz çalışmaya ve avukatlığın itibarsızlaştırılmasına karşı eylem yaptı. Grup adına açıklama yapan avukat Songül Beydilli, kamu avukatlarına yönelik itibarsızlaştırmanın yasal düzenlemeler ve uygulamalarla her geçen gün arttığını belirtti. İzmir’de Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle önceki akşam ağırladığı avukatlara, belediyeye yönelik operasyon ve dava sürecindeki desteklerinden ötürü teşekkür etti. Etkinlikte yer alan İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş da avukatlar gününü bu yıl hüzünlü ve buruk kutladıklarını belirterek “Bağımsız savunma, sadece hukuk devletlerinde vardır. Biz bugün gizli dosyalarla karşı karşıyayız. Dosyaları inceleyemiyor, gazetelerden öğreniyoruz. Avukatlara savunma yapmak için süre verilmiyor” dedi. Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, “Hukuksal ve yeterli gerekçesi olmayan karar hüküm/yargı sayılmaz. Eksiktir, topaldır” dedi. Aydın Barosu Başkanı Sümer Germen de açıklamasında, hukuk dışı uygulamalara karşı seslerini yükseltmeye devam edeceklerini vurguladı. Eskişehir Barosu Başkanı avukat Rıza Öztekin, “Faşizm bağımsız yargı istemez. Böyle bir sistemde yargıç ve savcılar iktidarın birer memuru ve ajanıdırlar. Avukatların da böyle olması istenir. Ancak bizler biat etmeyeceğiz” dedi. Bu sırada türbanlı bir kadın Öztekin’i protesto etti. Diyarbakır Adliye Sarayı önünde toplanan avukatlar adına basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, KCK ana davasında müdafilik yapan 103 avukat hakkında soruşturmanın sürdüğünü, KCK davasında 40’tan fazla avukatın yargılandığını anımsatarak açılım sürecini desteklediklerini söyledi. Amasya Barosu Başkanı Melih Değirmendere de “Bugün ne yazık ki savunma mesleğini icra eden avukatlar kendilerini savunur hale geldi” dedi. Yalova Baro Başkanı Cevdet Bekler, “Barış şarttır ancak ülkemizin temel değerlerinin, onurunun ve üniter yapının korunması da şarttır” dedi. KILIÇDAROĞLU: Savunma kendini savunmak zorunda bırakıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, savunma makamının kimlik, kişilik ve tüzel varlığını savunmak zorunda bırakıldığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, avukatların hukuku savunmakla görevli olduklarını ancak kendilerini bile savunamaz hale getirilmek istendiklerini belirterek “Ne yazık ki hukukun ayaklar altına alındığı, bağımsız yargının görevinin özel yetkili mahkemelere devredildiği günümüzde, en az iddia ve hüküm merci kadar önemli olan savunma makamı görmezden gelinmekte, etkisizleştirilmeye çalışılmakta ve duruşma salonlarındaki sav, savunma, hüküm, karar üçlüsünün dışına itilmeye çalışılmaktadır” dedi. CHP lideri, AKP iktidarının kendisinden olmayan herkesi hasım gördüğünü ve karşıtlarını etkisizleştirdiği belirtti. SEHVEN EVRAK Ergenekon davasında mahkemeyi etkilemek ve görevini yapmayı engellemek suçlamasıyla haklarında açılan davaya ilişkin emanet eşya makbuzu adı altında yönetim kurulu üyesi Hasan Kılıç ve eşya sahibi olarak Mehmet Durakoğlu’nun adının geçtiğini anlatan Ümit Kocasakal,“Ele geçirilenler arasında kova, kazma, keser, levye, ölçü ipi, inşaat küreği ve benzin bidonu yazıyor. Bunu mahkemeye sorduğumuzda ‘sehven’ olduğunu belirttiler. Bu ülkede sehven neler yapıldığını ve hangi sonuçların ortaya çıktığını görüyoruz. Bir baro başkanı ve yönetim kurulunun yargılandığı davaya böyle ‘sehven’ bir belge giriyorsa varın diğer davalarda olanları siz düşünün” dedi. Kocasakal: Saldırılar yoğunlaştı İstanbul Haber Servisi İstanbul Barosu Başkanı Doç.Dr. Ümit Kocasakal, avukata ve onun örgütlü gücü barolara karşı saldırıların yoğunlaştığı, tamamen gözdağı amaçlı siyasi davaların açıldığını belirterek “Avukatın adliyede bir müşteri gibi görüldüğü ve mesleğin adeta çilekeşliğe dönüştürüldüğü, kısaca ileri faşizmin toplumun tüm kesimlerine karşı her geçen gün artan baskı ve sindirme girişimlerinin kara bir duman gibi etrafı kapladığı bir ortamda yaşıyoruz. Artık 5 Nisan bizim için bir direniş günü. Bizler birilerinin düşündüğü gibi mahkeme salonlarından geri geri çıkmayacak, her zaman olduğu gibi başı dik çıkacağız” dedi. Baro Başkanı Doç.Dr. Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu dün İstanbul Barosu’nun kuruluşunun 135. yılı ve 5 Nisan Avukatlar Günü’ne ilişkin cübbeleri ile İstanbul Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Kocasakal, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsız olduğu, avukatların salondan çıkarılmadığı ve robocopların saldırmadığı bir ülkede büyük bir coşku ve bayram havasında avukatlar günü kutlamayı istediklerini belirterek özetle şunları kaydetti: “Avukata ve onun örgütlü gücü barolara karşı saldırıların yoğunlaştığı, gözdağı amaçlı davaların açıldığı, meslek onurumuza ağır saldırıların gerçekleştirildiği kısaca ileri faşizmin toplumun tüm kesimlerine karşı her geçen gün artan baskı ve sindirme girişimlerinin kara bir duman gibi etrafı kapladığı bir ortamda tutuklu ve yargılanan arkadaşlarımız varken bugünü kutlamak içimizden gelmiyor. Yargının amaca uygun olarak dizayn edildiği, bu ortamda savunma dimdik ayaktadır. Bedeli ne olursa olsun avukatlar; hak, hukuk, adalet, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, tam bağımsızlık taleplerinden vazgeçmeyeceklerdir. Kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin tüm hukuksuzluklara karşı asla susmayacaklardır. Hiçbir gücün karşısında boyun eğemeyecekler, diz çökmeyecekler, biat etmeyeceklerdir. Avukatlar asla birilerinin düşlediği gibi mahkeme salonlarından geri geri çıkmayacaklar, her zaman olduğu gibi başı dik çıkacaklardır. Avukatlar hiçbir zaman efendi kabul etmeyeceklerdir.” Yazının başlığını koydum ve ne yazacağımı, nereden başlayacağımı bilemeksizin bilgisayar ekranının karşısında oturuyorum. Söylenmedik bir şey kaldı mı? Yazıya başlamadan önce internet haberlerine, gazetelere göz attım. Şu “akil adamlar” konusu günlerdir benim de zihnimi kurcalıyor. “İnsan utanır” sözcükleri, zaten bu “akil adamlar” konusu zihnimde dolaşıp durmaktayken geldi. İnsan utanır, evet. Birazcık insanlık onuru, sağduyusu, birazcık akıl, bilinç, aydın olma haysiyeti gibi şeyler kalmışsa... ??? Bir ülke düşünün. Bir gazeteci, düşünce adamı, dört yıldır hapiste, hücrede. On iki yaşındaki kızı baskılar sonucunda okulundan ayrılmak zorunda kalıyor. Bu gazeteci, hapishane koşullarında, üstelik bilgisayar, daktilo gibi araçlardan yoksun, üst üste kitaplar yazıyor. Sonuncusu bir oyun: Yargıtatör. Akil adamlar bu kitapları, Yargıtatör’ü okumuş olabilir mi? Vicdanları buna yeter mi? Okumuş olsalar, bu vicdanlarda herhangi bir kıpırtı, akıllarda bir hareket olur mu? Sanmıyorum… Çünkü ruh, vicdan, ahlak, bir kere şeytana satılıp ya da kiralandı mı, geri dönüş yolları artık kapalıdır. Kimlerden, bu adamların ve kadınların hangilerinden söz ettiğimi tahmin edersiniz... ??? Bir ülke düşünün. Biyoloji (yaşam bilim) derslerinde bundan böyle insanın bir evrimleşme sonucunda oluşmayıp birdenbire yaratılmış olduğu öğretilecek çocuklara. Kimileri birkaç dil bilen, öğretim üyeliği yapan ya da yapmış olan bu akil adamlar ve kadınlar, bunu yalayıp yutacaklar. İnsan utanır. Sizlerin çocuklarınız, torunlarınız bu okullarda okumuyor mu, okumayacak mı? Bir ülkenin yazgısıyla, yaşamıyla, geleceğiyle nasıl oynandığını görmüyor musunuz? Bu kadar mı körleşip, aptallaşıp, vicdansızlaştınız? Lise sırasında tepeden tırnağa kara çarşafa bürünüp oturan genç kızın, ilkokula türbanla gelen çocuklarımızın görüntüleri sizi incitmiyor mu? Uygulanmakta olan yeni eğitim politikası sonucunda on binlerce kız çocuğunun eğitim dışı kaldığını öğrendiğinizde, bunda benim de sorumluluğum var diye düşünüp tedirgin olmadınız mı? Egemen siyasetin emperyalizme araç, sizlerin de bu aracın aracı olduğunuzun farkında değil misiniz? Bilinciniz bu kadar mı körleşip sağırlaştı? Ruhunuz, kimliğiniz bu kadar mı karanlıklara gömüldü? İnsanlığınızı bu kadar mı yitirdiniz? ??? Heeeyyy diye haykırmak geliyor içimden kimileriyle ilk gençlik yıllarımızda arkadaş olduğumuz bu insan topluluğuna... Bu nasıl bir alçalma, nasıl bir kimlik bozulması, aklım almıyor... Demek ki insan olmanın bir özelliği de, alçalmanın da yücelmenin de sonu olmayışı... İçeride bir onur anıtı gibi gitgide yücelenlerin yanı sıra, dışarıdaki yerlerde sürünürcesine alçalmaya bakın... İnsan utanır... Eğer içinde, kimliğinde, ufacık bir insanlık kırıntısı kalmışsa... Bu sözleri ve daha da ağırlarını, 8 Nisan Pazartesi günü, Silivri Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi denilen engizisyon cehennemini çevreleyen barikatların önünde de haykıracağım... Önkol soruşturmasında karar isyan ettirdi MAHMUT ORAL ORAN’DAN BAKAN’A ZİYARET STK’LER: BARİKATLARIN ÖNÜNDE OMUZ OMUZAYIZ ‘Biz de gerginlik istemiyoruz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP heyeti, İçişleri Bakanı Muammer Güler’i ziyaret ederek 8 Nisan’da görülecek Ergenekon duruşması için Silivri’ye gelecek yurttaşlara “güvenliğinin sağlanması ve kötü muameleye maruz kalmamaları için gerekli hassasiyetin gösterilmesini” istedi. Talebi olumlu karşılayan Güler, “Ben de gerginlik çıkmasını istemiyorum” dedi. İçişleri Bakanlığı’nda gerçekleştirilen görüşmeye CHP’den genel başkan yardımcıları Umut Oran ve Bülent Tezcan ile Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil katıldı. Basına kapalı yapılan görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. On binler Silivri’ye İstanbul Haber Servisi CHP, İP, GÖP, Sanatçılar Girişimi, Vardiya Bizde Platformu, ADD ve TGB, 8 Nisan’da Silivri’de görülecek Ergenekon duruşmasına katılım çağrısı yaptı. Çağrıda, “Hukuktan, adaletten yana olan bütün yurtseverleri, 8 Nisan’da Silivri’de görülecek Ergenekon duruşmasına katılmasını bekliyoruz”denildi. Ergenekon davasında mütalaanın verilmesinden sonra 8 Nisan Pazartesi görülecek olan duruşmaya yurdun dört bir yanından siyasi parti, sanatçı, sivil toplum örgütleri ve yurtseverlerden oluşan on binlerce kişinin akın etmesi bekleniyor. Çok sayıda sanatçı tarafından oluşturulan Sanatçılar Girişimi, “Vicdan ve onur sahibi on binlerle, yüz binlerle, gerçek Türkiye ile Silivri zindanını çevreleyen barikatların önünde omuz omuzayız” değerlendirmesi yapıldı. 68’liler Birliği Vakıf Başkanı Sönmez Targan 8 Nisan’ın “dur deme” günü olduğunu belirterek “Bugün, ayrımcılığın değil, birleşmenin günüdür. Silivri tutsaklarına destek vermek için, 8 Nisan 2013 Pazartesi günü saat 09.00’da vakıf binasında (Kurabiye Sokağı Eski Dünya Sinemasının arkası No: 9/3 Beyoğlu DİYARBAKIR Diyarbakır’ın Lice ilçesi Paşaciya mezrasında 4 yıl önce bomba atar mermisinin patlaması sonucu yaşamını yitiren 12 yaşındaki Ceylan Önkol soruşturmasında kamu görevlileri hakkında takipsizlik kararı verilmesi aileyi ve hukukçuları isyan ettirdi. Önkol ailesinin avukatı olan İHD Genel Başkan Yardımcısı avukat Serdar Çelebi, “Askerlerin delilleri toplamaları gerekirdi. Askerler için kovuşturmaya yer verilmemesi kararı vermek ne kadar hukuki ve ne kadar meşru, tartışılır. Bu kararı vicdan kabul etmez” dedi. İst.) toplanarak Silivri’ye gidiyoruz” dedi. İP İstanbul İl Başkanı Osman B. Kuruca ise “Halk büyük ilgi gösteriyor. İP’in bütün ilçelerin meydanlarında açtığı stantlara yurttaşlarımız başvurarak Silivri’ye kalkacak otobüsler için adını yazdırıyor” dedi. Türkiye Gençlik Birliği (TGB) üyeleri de 15 Nisan arasını “Yutseverlere Özgürlük Haftası” olarak ilan ederek İstanbul Üniversitesi’nin (İÜ) çeşitli fakültelere afiş ve pankart astı. Gazetecilere Özgürlük Platformu da (GÖP) duruşmaya katılacak. Çeber davasında müebbete onama istemi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Engin Ceber’in Metris Cezaevi’nde işkenceyle öldürüldüğü savıyla açılan davada, infaz koruma memurları Selahattin Apaydın ve Sami Ergazi ile cezaevi 2. müdürü Fuat Karaosmanoğlu’na verilen müebbet hapis cezasının onanmasını istedi. Yerel mahkeme, sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına, sanıkların yargılama sürecindeki davranışlarını dikkate alarak bu cezada takdiri indirime gidilmesine ve sanıkların cezasının müebbet hapis cezasına indirilmesine hükmetmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle