18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 NİSAN 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, hükümetin söylemediği şeyleri akil insanlara söyletmek istediğini vurguladı Ayna Ayna Söyle Bana!.. Tayyip Bey, siyasette modern yöntemleri kullanan, halkın nabzını tutmaya önem verip başaran bir politikacıdır. Bu yüzden, kamuoyu yoklamalarını önemser, bunlardan sıkça yararlanır. Tayyip Bey’in başarısının sırlarından biri de siyasette algının olgu kadar, hatta ondan da önemli olduğunu kavramış olması, gereğini yerine getirmesidir. Yalnız Erdoğan, siyasette gerçekle bağdaşmayan algının hedefinin yönetilen olduğunu, yönetenlerin bu gibi durumlara düşmemesinin zorunluluğunu bilir. Bu yüzdendir ki, Başbakan’ın kendisi terör açılımı dediği Kürt politikasını halkın yüzde 58’inin desteklediği yönündeki açıklamasını yaparken kendi söylediğine inanıp inanmadığı konusunda ciddi olarak kuşkuya düştüm. Öyle görünüyor ki, Başbakan burada, halkın nabzını tutacak araştırma yaptırmaktan çok, yine yanlış algı yaratacak bir girişimde bulunmaktadır. Herkes bilir ki, kamuoyu yoklamalarında, gerçeği yansıtmayan sonuçları, gerçekten elde etmek pek de zor değildir. Burada önemli olan soruyu sorma biçimidir. İçinde bulunduğumuz durumda da şu soruyu sorduğunuzda alacağınız yanıt bellidir: Barış’ı istiyor musunuz? Kan ve gözyaşının dinmesinden yana mısınız? Bu soruya kim “hayır” yanıtı verebilir ki? HHH Geçenlerde, kırk yılı aşkın süredir Kürt sorununu araştıran, Molla Mustafa Barzani ile yıllar önce ilk röportajı yapan dostum Hulusi Turgut ile konuşurken sordum: Hükümetin Kürt konusundaki son açılımına ne diyorsun? Tahmin ettiğim gibi aklın yolunu gösterdi: Karara varmak için karşılığında ne vaat edildiğini, ne verileceğini bilmek gerek. Onu bilmeden verilecek yanıt aptalca olurdu. Yoksa herkes barışçı çözümden yanaydı ama barışçı çözüm neleri içerecek, nasıl bir sonuca ulaşacaktı? Bu soruların yanıtını bilmeden “evet” veya “hayır” demek düpedüz akıl tutulmasıydı. Kamuoyu ise bunları bilmiyor, şu anda görüşmelerin gerçek niteliğini ve içeriğini Başbakan’ın çevresinde, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan başlayan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve siyasi danışman Yalçın Akdoğan’ı kapsayan dar bir çember biliyor. Bekir Bozdağ’ın bile ne olup bittiğinin ayrıntılarıyla farkında olduğu söylenemez. Bu durumda “sen bu politikayı destekliyor musun” sorusunun asıl anlamı şudur: Sen meçhule destek veriyor musun, vermiyor musun? Bu soruya verilecek tek akıllı cevap bellidir: Dur bakalım neler olduğunu öğrenelim, neye destek istendiğini anlayalım hele! HHH Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün CHP’nin de sürece dahil edilmesi önerisini bu çerçeve içinde ele almak gerekir. Herhalde Sayın Gül, “CHP de gözü kapalı meçhule destek vermeli” demiyor. Söylemek istediği olsa olsa şudur: CHP’nin de sürece dahil olması için gereken yapılmalıdır. Başbakan, her ne kadar CHP’nin katılımını önemsiz göstermek, her şeyi tek başlarına kotarmaya kadir olduğu izlenimi yaratmak istiyorsa da çözüm yolunda adım atmak için, ana muhalefetin katkısı gerekli, hatta elzemdir. Ama Başbakan bilmeli ki, kimse ne olduğunu tam olarak bilmediği bir şeyi desteklemez, tabii eğer “akil insan” değilse. Bu durumlarda neyin ne olduğunu bilmeden anketlere verilen yanıtlar da sureta “evet” olmanın ötesinde anlam taşımaz. Başbakan’ın yüzde 58 destek gösteren anketi de bu türdendir. Masaldaki aynayı anımsayalım: Her sabah kraliçenin aynaya sorduğu soru aynı: Ayna ayna söyle bana, benden güzeli var mı? Aslında masaldaki sihirli ayna da bunun bir soru olmayıp teyit emri olduğunu bilir. Bu durumda, ayna aynalıktan çıkar, dalkavukluğa soyunur. Ama ayna, bir gün canına tak edip gerçeği söyleyiverir, işte trajedi de o zaman başlar. ‘Neyi anlatacaklar?’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, akil insanlar komisyonuna ilişkin, “Burada seçim Sayın Başbakan tarafından yapıldı ve bir psikolojik hareketle görevlendirildiler. Hükümetin söyletemediğini bunlar söyletmeye çalışıyorlar. Bu sivil inisiyatif değil” ifadelerini kullandı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çözüm sürecinde kullandığı ifadelerin çok sert olduğunu dile getiren CHP lideri, “Eskişehir’deki konuşmasında, ‘ana muhalefet ve yavru muhalefet öfkeden kuduruyor’ dedi. Bu dili kullananla nasıl bir araya geleceğiz” dedi. Katıldığı televizyon programında soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle: Çözüm süreci: Bizim önerimizin 2 ayağı vardı. Uzlaşma komisyonu. Statüsü olmayacak, parlamentonun ayaklarından kurulu. Her siyasi partiden eşit sayıda milletvekili. Bizim önerimiz buydu. Bir de buna bağlı olarak sivillerden oluşan Türk vatandaşlığı Türk sözcüğü kaldırılsın diye tartışma oldu. Onun da kalkmasını uygun bulmuyoruz. Bizim maddemizin başlığı Türk Vatandaşlığı. Devrim yasalarıyla ilgili bazı tartışmalar var. İlk 4 maddenin korunmasını istiyoruz. Türk Ulusu kavramının başlangıç bölümünde bir ülkeye yakışır görkemli ifadelerle yer almasını istiyoruz. Sarıgül’e çağrı İstanbul’la ilgili birden fazla aday var. İki türlü çalışma sonunda olacak. Kamuoyu yoklaması ve örgütümüzde eğilim yoklaması yapacağız. Bu sadece İstanbul değil Ankara için de, diğer yerler içinde aynı olacak. Mustafa Sarıgül’ün önce üye olması lazım. ‘Ben gelirsem 3 bin kişiyle gelirim’ dedi. ‘Niye 3 bin, 5 bin kişiyle gelin’ dedim. CHP’DEN ÖNERİYE SERT TEPKİ: İktidarı aklama komisyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, akil insanlar komisyonu için “hükümetin halkla ilişkiler firması” nitelemesinde bulunurken CHP’nin önerdiği komisyon ile AKP’nin komisyonunun hiçbir benzerlik taşımadığını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan da, “İktidarı aklamak için bir komisyon kurulması Meclis’in, Öcalan’ın oyuncağı olmasının resmen kabulü demektir” dedi. Loğoğlu, yaptığı açıklamada “Kürt meselesinin çözümü için elini taşın altına koymaktan ve sorumluluk üstlenmekten kaçınmayan” CHP’nin 31 Mayıs 2012’de TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e 10 maddeden oluşan kapsamlı bir çözüm önerisi sunduğunu, bu önerilerin Başbakan Tayyip Erdoğan’la da paylaşıldığını ancak dikkate alınmadığını söyledi. Loğoğlu, “CHP’nin önerdiği “akil insanlar grubu” sivil alanda çalışacak ve TBMM çatısı dışında faaliyet gösterecek bir oluşumdur. Ancak grup hükümete değil, Meclis’e karşı sorumlu olacaktır. AKP’nin “akil adamları” grubunun hükümet adına bir halkla ilişkiler firması gibi görev yapacağı anlaşılmaktadır” dedi. CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, akil insanlarla ilgili olarak “Bu komisyonların içinde Ali olsa ne yazar, Veli olsa ne yazar. Hatta içinde, ‘Türk bayrağının adı değişsin’ diyen bir kadın olsa ne yazar, ‘Gün gelecek sizi keseceğiz’ diyen bir adam olsa ne yazar. Artık bu magazinleşmiş, ciddiyetsiz süreçten tüm sonuçlarıyla Başbakan sorumludur. Çünkü kendini aklamak için kurdurmayı amaçladığı komisyonun hukukta bir karşılığı yoktur. Bize gelen son istek ise Başbakan’ın yanlışlarının ve terör örgütünün meşrulaştırılmasına dönük zavallı bir çabadır. İktidarı aklamak için bir komisyon kurulması Meclis’in, Öcalan’ın oyuncağı olmasının resmen kabulü demektir” diye konuştu. bir kurul. Komisyona bağlı olacaklardı. Siyasi partiler Türkiye’nin en temel konusunda görüşlerini iletsinler sorumluluk alsın. Halka güven veren bir yapı olsun. Ben bunlara gittim. Kabul görmedi bugünkü yapıya geldi. AKP’ninki ile bizimkinin hiç alakası yok. Biz karışmıyoruz orası bir öneri getirebilir. Bu başka bir olay. Sayın Başbakan, “Silahsız çıkacaklar dışarı” dedi. İnşallah çıkarlar ama burada önemli olan eğer gerçekleri araştırma komisyonu bizim düşündüğümüz şekilde çalışsaydı, Türkiye’nin gerçekleri neler, halk nele ri kabul eder, oturup medenice tartışabilirdik. Akil insanlar: Olayın PR’ını yapmak için görevlendirildiler. 63 kişinin bir araya gelip ortak bir yol bulacaklarını düşünmüyorum. Üstelik taban tabana zıt görüşleri var. Bu insanların hepsi değerli insanlar ama hükümetin söyletemediğini bunlar söyletmeye çalışıyor. Bu sivil insiyatif değil. Özenle seçilmiş insanlar var. Neyi anlatacaklar? Barışı. Birisi, “sizin çözümünüz nedir” diye soracak. Benim çözümün şudur diyebilecek mi? İki partili komisyon: Biz sorunun çözülmesini istiyoruz. Katkıyı vermeye hazırız. Samimi, dürüst olacaksın, kişisel bir ajandan olmayacak. Halkın kabul etmeyeceği angajmanlara girmeyeceksin dedim. Başbakan ertesi gün kabul etmedi. Kullanılan dil, üslup temel bir sorunu çözmeye uygun değil. Ben yol haritası ile gittim, ertesi gün yapılan açıklamalar bakın. Öyle sert ifadeler kullandı ki MHP hiç gelmezdi zaten. Eskişehir’deki konuşması, “ana muhalefet ve yavru muhalefet öfkeden kuduruyor” dedi. Bu dili kullananla nasıl bir araya geleceğiz. SONAR’IN ARAŞTIRMASINA GÖRE ÇÖZÜM SÜRECİ AKP’NİN OYLARINI GERİLETTİ İstanbul Haber Servisi “Çözüm süreci” ilk sinyalini verdi, AKP oyları 5 puan gerileyerek 45.6’ya düştü. MHP oyunu 17.27’ye yükseltirken, CHP de oyunu 26.09’a çıkardı. 2012 yılının Şubat ayında AKP’nin oyu 53.15, CHP’nin oyu 19.82, MHP ise 16.02’ydi. Sonar tarafından yapılan “Nisan ayı siyasi eğilimler araştırması”, “yüz yüze anket yöntemi” kullanılıp, 3 bin kişiyle görüşülere gerçekleşti. İstanbul, Tekirdağ, Balıkesir, İzmir, Aydın Manisa, Bursa, Kocaeli, Ankara, Konya, Antalya, Adana, Hatay, Kırıkkale, Kayseri, Zonguldak, Kastamonu, Samsun, Trabzon, Ağrı, Malatya, Erzurum, Van, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin gibi 26 il ve 35 köyde araştırmanın yüzde 21’inin kır özelliği taşıyan ilçe ve köy merkezlerinde yapıldığı kaydedildi. “Bu pazar günü genel seçim yapılması halinde hangi partiye oy verirsiniz” sorusuna karşılık seçmenlerin eğilimi şöyle: AKP: 45.6, CHP: yüzde 26.09, MHP:17.27, BDP:7.09, SP:1.70, İP:1.58, diğerleri: 1.21. Kararsızlar ve görüş belirtmeyenlerin dağıtılmamış haliyle ham sonuçları da şöyle: AKP: 39.83, CHP: 23.07, MHP:15.27, BDP: 6.27, SP:1.50, İP:1.40, diğerleri: 1.07, kararsızlar: 11.59. ‘Meclis Öcalan’ın oyuncağı’ 45 milletvekili Diyarbakır, Batman ve Siirt’te temaslarda bulunacak AKP çözüm turuna başladı MAHMUT ORAL BAHÇELİ’DEN AKİLLERE ÇAĞRI DİYARBAKIR Hükümetin başlattığı çözüm süreci kapsamında 45 AKP milletvekili, Diyarbakır’a giderek çözüm turuna başladı. AKP’liler 3 gün boyunca Diyarbakır, Batman ve Siirt’te temaslarda bulunacak. Kürt sorununun çözümü için başlatılan yeni süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla AKP Grup Başkanvekili Ahmet Aydın başkanlığındaki 45 AKP milletvekili, dün Diyarbakır’a gitti. Milletvekilleri alanda AKP Diyarbakır milletvekilleri Galip Ensarioğlu ve Oya Eronat tarafından karşılandı. Milletvekilleri daha sonra temaslarda bulunmak üzere gruplar halinde araçlara binerek Diyarbakır’ın ilçelerine dağıldı. AKP Grup Başkanvekili Aydın da bir grup milletvekili ile birlikte, daha önce sürecin bozulmasına neden olan 14 Temmuz 2011 tarihinde 13 askerin şehit olduğu saldırının gerçekleştiği Silvan ilçesine gitti. Aydın, ziyaretlerinin süreçle ilgili olmadığını bölgeyle diyalog kurmak için geldiklerini belirterek “Bizler Türkiye’nin milletvekilleriyiz. İnsanlarımızı yakından görmek, tanımak zenginliklerimizi görmek için burdayız. Daha önce böyle buluşmalar yapıyorduk” dedi. 1 Nisan şakası gerçek oldu DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, KCK davası kapsamında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e verilen yurtdışı yasağını kaldırdı. Baydemir’in 2010 yılından bu yana yurtdışı yasağı bulunuyordu. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 1 Nisan’da Twitter hesabından yurtdışı yasağının kaldırıldığını duyurmuş ancak daha sonra bunun şaka olduğunu açıklamıştı. ‘Yanlıştan dönmek için vakit var’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “63 karanlık yüz” ve “63 aklı karışık” diye tanımladığı akil insanlar heyetinin yanlıştan dönmeleri için vakitleri bulunduğunu belirterek “Kendilerini akıllı ya da akil sanıp hiç kimsenin 76 milyonu küçümsemeye haddi yok” dedi. MHP lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin Türk milletine yanlışın, kötülüğün ve ayrılığın kabullendirilmesi amacıyla her yolu, her yöntemi kurnazca, pişkince ve sinsice harekete geçirdiğini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ve sözde akil adamlar heyetinin önceki gün İstanbulDolmabahçe’de gerçekleştirdikleri toplantının bu yöntemlerden yalnızca birisi ve belki de en acımasızı olduğuna işaret eden Bahçeli, “Çözüm süreci isimli ihanetin artan doz ve ölçekte yayılıp, yaygınlaştırılması maksadıyla hummalı bir faaliyet edep ve hayâ hudutlarını çiğneme pahasına ilerletilmektedir” dedi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da düzenlediği basın toplantısında, akil insanlar heyetinini çözüm sürecinin propaganda timi olduğunu belirtti. Akgiller tiyatrosunun galasını yaptığını kaydeden Vural, heyetin programın içeriğini, çözümün ne olduğunu ve ne yapacaklarını bilmediğini ifade etti. ŞEHİT BABASI ÇÖZÜM İSTİYOR: Öcalan’ın mektubu Kandil’e götürüldü Korucu Faruk bırakıldı MAHMUT ORAL Kan dursun silahlar sussun KAHRAMANMARAŞ (AA) Hatay’ın İskenderun ilçesinde polis merkezine düzenlenen saldırıda şehit olan polis memuru Kadir Alcıoğlu’nun babası Ali Alcıoğlu, çözüm sürecini desteklediğini belirtti. AKP’nin başlattığı süreci olumlu olarak değerlendiren Alcıoğlu, çözüm sürecine destek verdiğini belirterek “Devletin çözüm çağrısına herkesin kulak vermesini istiyorum. Akan kanlar dursun, silahlar sussun, aileler ağlamasın. Hiç kimsenin evine dargınlık düşmesin” diye konuştu. DİYARBAKIR Terör örgütü PKK tarafından 9 ay önce kaçırılan geçici köy korucusu Esat Faruk, İHD ve Mazlumder heyetine teslim edildi. Terör örgütü PKK, geçici köy korucusu Esat Faruk’u Hakkâri’nin Işıklı köyü yakınlarında 21 Temmuz 2012’de kaçırmıştı. Faruk’un ailesinin başvurusu üzerine İHD ve Mazlumder, Faruk’un bırakılması için harekete geçti. Örgütün Faruk’u bırakacağını bildirmesi üzerine İHD Hakkâri Şube Başkanı İsmail Akbulut, Mazlumder Hakkâri Şube Başkanı Cengiz Şen ve Hakkâri Barosu’ndan avukat Erol Çallı’dan oluşan heyet Kuzey Irak’a gitti. PKK, Metina kampında Faruk’u İHD ve Mazlumder heyetine teslim etti. PKK’nin elinde bulunan Hakkârili korucubaşı Sadi Özatak ise heyete teslim edilmedi. DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ikinci mektubu BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul milletvekillleri Sırrı Süreyya Önder tarafından Kandil’e götürüldü. BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da mektubu Brüksel’e götürecek. Öcalan ile yapılan 4. görüşmenin ardından Öcalan’ın örgütün Kandil ve Avrupa’daki yöneticilerine yazdığı mektup önceki akşam BDP’ye ulaştı.Mektubun MİT aracılığı ile BDP’ye teslim edilmesinden sonra Demirtaş ve Önder, mektubu Kandil’e götürmek üzere dün sabah saatlerinde Habur Sınır Kapısı’ndan Irak’a geçti. Demirtaş ve Önder’in mektubu örgütün Kandil’deki yöneticisi Murat Karayılan’a ileteceği, Kandil’in yanıtını da aldıktan sonra Türkiye’ye döneceği bildirildi. Pervin Buldan’ın ise mektubun bir kopyasını PKK’nin Avrupa kanadına teslim etmek üzere Brüksel’e götüreceği ifade edildi. ‘Akgiller tiyatrosu galasını yaptı’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle