28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 NİSAN 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Hazır giyim markaları, Teşvik Yasası ve çözüm süreci sonrası Şanlıurfa’da üretim üssü kuruyor uHazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Kurulu, Şanlıurfa’da kümelenme metoduyla sektöre yönelik bir üretim üssü kuruyor. 350 dekarlık alanda başlayacak proje, talebe göre büyütülecek ve yatırımcılardan arazi bedeli alınmayacak. Yatırımcıdan barışa destek Türkiye, İtalya’dan sonra hazır giyim ürünlerini en pahalı satan ülke konumunda. Hazır giyimciler şimdi İstanbul’u moda, Anadolu’yu üretim merkezi yapmayı hedefliyor. Ancak kur politikalarının rekabette en önemli parametrelerden biri olduğuna dikkat çekiyorlar. ‘Diyarbakır’a Çanak Tutan Faşistler’ Başbakan Erdoğan’ın akla karayı ters yüz eden, ustalık dönemine giren akil insanlara yönelik son söyleminde, son birkaç ay içindeki kimi siyasetçi, akademisyen, yazarların sergilediği faşizmin, terör örgütünün 29 yılda yaptığı tahribattan daha ağır olduğunu söyleyip, Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananları da anımsatınca... O yılların yaşanmışlıkları, gazetecilik anılarım, tanıklıklarım sinema şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Daha 1981 yılı içinde, Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak Bingöl’ün merkez ilçesine bağlı köyünde yaptırdığımız ilkokul binasının açılış töreni için yönetim kurulu olarak köye topluca gidişimiz söz konusu idi. Bölgeye gitmişken Cumhuriyet adına bir hafta kadar ek süre kalıp bölge illerini dolaşıp hayvancılıkla ilgili bir yazı dizisi hazırlamıştım. Elazığ, Bingöl, Batman, Diyarbakır ağırlıklı turun dönüşünde önce Ankara’ya gelmiş, Türkİş’in çoğunluk sendika başkanlarının bulunduğu sohbet toplantılarına katılmıştım. Sadece Diyarbakır Cezaevi’nde yaşanmakta olanlarla sınırlı değil, bölge halkına yönelik her türden baskının çok acımasız, taze örnekleri ile isyan halinde anlatırken, çok sık ve net söylemle, “Bu gidiş terörü hortlatacak. Çok kan dökülecek. Düşmanlık tohumları ekilecek. Dönüşü çok zor, kolay kolay onarılamayacak düşmanlıklar, yaralar açılacak” vurgulamalarımı, hak verseler de sessizce, tepkisiz dinleyen sendika liderlerine kızgınlığımı da unutmuş değilim. Bugünden geriye bakınca PKK terörünün tırmanışında 12 Eylül’ün şiddetinin katkısını yadsıyan yok. Sonraki yıllarda üst üste yığılan sorunları, cepheleşme sorumlulukları, sorumsuzluklarını uzun uzun örneklemek bu yazının konusu değil. Beni acı acı gülümseterek geçmişe götüren görüntü kareleri, iktidar gücünün başını çekenlerden, en geniş cephede alt kademede gür sesle çıkış yapan koroya... Görüşleri alınmak üzere konuşturulan, bugünün barış isteyenler, geçmişten en sert çıkışlarla hesap soranlar cephesinde, gönüllü görev alanlar, bilim insanı, sanatçı, siyasetçi, gazeteci vb. akil insanlar içinde olanların o tarihlerdeki bire bir konumlarını, suskunluklarını, görünmez, arazi olma hallerini anımsamam. Gerçi bugün aynı, benzer sivil toplum örgütlerini temsil eden kimi isimlerde değişiklik var. Aslında çok da yok ya... Ama gidenlerin yerine gelenler de ideolojik ortaklıkta, yandaş cephelerden... Güce teslim olarak günü bedel ödemeden kurtarma, “görmedim, duymadım, bilmiyordum, suçum, katkım yoktu”yu oynama öylesine yerleşik bir çıkar kültürü ki... Güç dengeleri ters yüz olduğunda, çıkarlar, korkular adına suç ortaklığının da ayıbını örtmeye yönelik, “geçmişin hesabı sorulacaktır” söylemi ile en çok bağıranlar da onlar.. HHH Evet Sayın Başbakan, insanlık tarihinin her döneminde faşizme hizmet veren yazarların, aydınların, sizin dilinizle “toplumsal tahribat” yapma etkileri hafife alınmamalıdır. Faşizme hizmet verme suçu görerek, bilerek, bazen korkarak, bazen de kirli çıkarlar adına, insan haklarına, demokrasiye, hukuk devleti düzenine karşı işlenen suçları görmezlikten gelme, seyretme ile başlar. En büyük sorumluluk bu suçların işlendiği tarihlerdeki suç ortaklıkları ile başlar. Yani bugünün aydını, demokrat geçineni, sivil toplum örgütlerinde sorumluluk üstlenmişlerin, sanatçıların, gazetecilerin öncelikle bugünün işlenmekte olan insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeni suçları ihlallerine karşı durmada sınav verme sorumlulukları vardır. Bu ülkenin 12 Eylül süreci öncesindeki sol, toplumsal örgütlülüklerinin silindir gibi ezilmesini, 60 binin üzerinde insanın cezaevlerinde işkenceden geçirilmesini, bu arada Kürt sorunu üzerinden terörü hortlatacak kadar ağır, haksız, ayrımcı politikalar üreten uygulamalarla, geçmişle hesaplaşmayı bugün slogan yapmanın bedeli değil, olsa olsa ödülü var. Bugünün insan hakları, demokrasi, hukuk devleti savunuculuğunda öncelik, bugünün çoğunluk iktidar gücü ile yaşatılan ihlallere karşı bedel ödemeyi göze alarak durabilmektir. Yazarların faşistlik sınavı, tıpkı 12 Eylül sürecinde olduğu gibi öncelikle yaşanan tarihin içindeki ihlallere karşı yürekli duruşla ancak verilir. O tarihlerde arazi olmuşların bugünkü, o güne yönelik haykırışları ne ölçüde inandırıcı değilse, bugüne yönelik suskunlukları çok daha ağır faşizme hizmet içeriklidir. Diyarbakır’a çanak tutan faşistler, o tarihlerde yaşananlarda arazi olup bugün Diyarbakır üzerinden sadece çığırtkanlık yapıp Silivri’ye göz yumanlardır. Sivil, uzun süreçli çoğunluk iktidarı sürecinde, asıl bugün işlenen insan hakları, demokrasi, hukuk devleti ihlallerine karşı suskunluk, barış içinde, birlikte yaşam yollarına konulacak dinamitler gibidirler. Hukuksuz, haksız darbelerle hesaplaşmaya kalkışmak, en sıradan iktidar karşıtı eleştiri, protesto eylemlerine katılmış öğrencileri yıllarla içeride tutmak, YÖK’ü de kullanarak geleceklerini karartmak, KCK en büyüğü, kitlesel siyasi yargılamalarda her türden muhalefet odaklarından tutukluluklarla cezaevlerini doldurmak... Çözüm süreci olabilir mi? Ekonomi Servisi Mücevher ve savunma sanayiden sonra ihracatta en yüksek katma değeri sağlayan hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, Şanlıurfa’da kümelenme metoduyla üretim üssü kuruyor. Sektör, Teşvik Yasası’ndan yararlanırken barış sürecine ekonomik destek sağlamayı da hedefliyor. Başkanlığını Ahmet Akbalık’ın yaptığı TİM Hazırgiyim ve Konfeksiyon Sektör Kurulu’nun öncülüğünde planlanan ve yaklaşık 5 bin kişiye istihdam sağlaması hedeflenen hazırgiyim havzası Hazırgiyim Organize Sanayi Bölgesi’nin (HOSAB) diğer sektörlere de örnek olması bekleniyor. Proje Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Şanlıurfa Valisi Celalettin Güvenç, Şanlıurfa Belediye Başkanı Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası ile OSB Başkanı Sabri Ertekin’in de katılımıyla tanıtıldı. Ahmet Akbalık’ın yaptığı sunuma göre, 350 dekarlık alanda başlayacak proje, talebe göre 700 dekara kadar çıkartılabilecek ve yatırımcılar arazi için bir bedel ödemeyecek. Bakan Çelik, teşvik paketi ve barış süreci sonrası bölgenin ve kentin öneminin artığına dikkat çekerek “Bölgeye sağanak yağmur gibi yatırım yağacak” dedi. İstihdam olsun cep de dolsun Ahmet Akbalık’ın yaptığı sunuma göre, HOSAB’ın kurulacağı Şanlıurfa, genç işgücü, üretim altyapısı, tekstil üretimi yapılan bölgelere ve Ortadoğu pazarına yakınlığı gibi sebeplerle tercih edildi. Kent ayrıca teşvikte 6. bölgede. Sigorta primlerinde işçi hissesinin asgari ücrete karşılık gelen kısmı 12 yıl süreyle, gelir vergisi stopajının da asgari ücrete karşılık gelen tutar üzerinden yi Erken emeklilik için çalışıyoruz Bakan Çelik, prim günü ve hizmet yılını tamamladığı ne 10 yıl süreyle devlet tarafından karhalde yaş şartından dolayı emekli olamayanlarla ilgili sorular üzerine, şılanacak. Dolayısıyla örneğin, 3.5 konuyla ilgili çalışma yapıldığını söyledi. milyon TL yatırımla, ortalama 500 Çelik şöyle konuştu: “Emeklilikte yaş kişilik bir işletme kuran yatırımbekleyen milyonlarca kişi var. Bunlar cı yaklaşık 1 buçuk yıl içinde 2000 yılı öncesinde mağdur edilmiş, emekli yatırımını amorti edebilecek. olmayı beklerken yaş şartına takılmış. Aynı yatırımcının 10 yılda Çalışma yapılıyor. Seçenekler netleşince “toplam teşvik kazanç tubu çalışmaların sonuçlarını Ekonomi tarı” 23 milyon 965 bin TL Koordinasyon Kurulu’na sunarız. Hayli zor görünüyor. Yine de olabilir mi diye bakıyoruz.” olarak hesaplandı. 2.5 milyon dosya var u 10 offshore bölgesinde 122 bin şirket, 12 bin aracı ve 130 40’ı aşkın ülkeden gazeteci üyelerinin desteğiyle 15 bin kişi hakkında bilgi içeren dosyaların ayrnıtılarının çıkmasının ay yürütülen araştırmanın ilk başta halihazırda ekonomik krizle boğuşan Avrupa ve diğer bölümünde dikkat çeken iddicoğrafyalarda hararetli tartışmalara yol açması bekleniyor. alar ve isimler şöyle: l ICIJ’nin elinde sızdırılan 2.5 Dış Haberler Servisi Ulus dırıcıların isimlerinin de yer milyondan fazla dosya mevcut. lararası siyaseti toz duman eden aldığı yurtdışında milyarlarca l Yunanlıların bağının olduğu 107 WikiLeaks’in ardından bu kez dolarlık gizli yatırım ve heoffshore şirketinden sadece 4’ü vergi vergi kaçırma, gizli hesap sap akışı gözler önüne seribeyan etti. Bu nedenle Yunanistan’da larilişkilerle anılan offsho liyor. Offshore sistemindeki 70 milyar dolarlık kayıp yaşadı. re bankacılığın küresel bo 32 trilyon doları bulan para l Aralarında UBS, Clariden ve Deyuttaki “sızıntısı” dünya üzerinden vergi kaçakçılıutsche Bank gibi dünyanın en büyük bankalarından bazıları da müşterilerini gündemine damgasını ğıyla ilgili kirli çamaşırlagizli şirketlerden faydalandırdı. vurdu. Yaklaşık 60 ül rı ortaya dökeceğine işaret l Gürcistan başbakanı, 5 milyar dokeden 160 gazetecinin ediliyor. larlık servetiyle ülkesinin en zengini olaICIJ editörlerinin, İngiliz oluşturduğu Uluslarararak gösterilen Bidzina Ivanishvili’nin Virsı Araştırmacı Gazeteci Virgin Adaları, Cook Adaları gin Adaları’nda şirketi var. ler Konsorsiyumu’nun ve Singapur’daki 10 offshol Rusya Başbakan Yardımcısı Igor (ICIJ) yaptığı araştır re bölgesinde 122 bin şirket, Shuvalov’un eşi Olga Shuvalova’nın çok mada Azerbaycan’dan 12 bin aracı ve 130 bin kişi haksayıda offshore hesabı bulunuyor. Rusya’ya, Gürcistan’a, kında bilgi içeren dosyaları taral Fransa Cumhurbaşkanı’nın sağ kolu JeFransa’dan Pakistan’a, dığı ifade ediliyor. Dev finansal anJacques Augier, Virgin Adaları’nda bir Myanmar’a birçok ül sızıntının siyaset, iş dünyası açışirketle Çin’de dağıtım işi yapan Cayman kedeki tanınmış siya sından hangi şiddette bir depreAdaları merkezli bir şirkete yüzde 25 ortak. set, iş dünyasının ya me yol açacağı henüz bilinmese İddalarda henüz Türkiye’den bir isim dikkat nı sıra generaller, dik de biraz da malumun ilamı olaçekmedi. Ancak yeni belgeler yayımlanacak. tatör yakınları, dolanrak görülebilecek gizli hesap/ya Offshore sızıntısı krizi tetikler Azerbaycan’da iktidarı elinde tutan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve eşi Mihriban Aliyeva, kızı Arzu Aliyeva’nın şirketleri dışında Dubai’de 100 milyon dolarlık mülkleri var. tırım/işbirliği akışının detaylarıyla ortaya çıkması başta halihazırda ekonomik krizle boğuşan Avrupa ve diğer coğrafyalarda tartışmalara yol açması bekleniyor. Araştırmanın WikiLeaks’in yayımladığı ABD Dışişleri Bakanlığı kriptolarından 130 kat daha büyük olduğu savunuluyor. “Kıyı ötesi” anlamına gelen offshore bankacılığı, çok düşük vergi ya da sıfır vergi imkânı, gizlilik ile siyasal ve finansal istikrarsızlığa karşı koruma olarak biliniyor. Yeraltı ekonomisi, organize suç, vergi kaçırma ve kara para aklama gibi konularla gündeme geliyor. YATIRIMCI FİZİBİLİTE YAPIYOR Komşunun gözü İzmir’de Ekonomi Servisi Ülkelerindeki kriz nedeniyle yatırımlarını Türkiye’ye yapmak isteyen Yunanlı yatırımcılar İzmir’de fizibilite çalışması yapıyor. İstanbul ve Ankara’ya oranla gayrimenkulde halen ucuz bir kent olarak tanımlanan İzmir, kentsel dönüşüm ile ilgili düzenlemeler sonrası yatırımcının gözdesi haline geldi. İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, 12 yıldır gayrimenkulde büyük bir hareketlilik yaşandığını ifade etti. Bu yıl 23 büyük projenin daha temelinin atılmasının beklendiğini, bu bölgede arazi fiyatlarının metrekaresinin 200300 liradan, 15002 bin liraya kadar çıktığını dile getiren Güleroğlu “Bayraklı bölgesine İtalyan, Danimarka ve Hollandalı firmalar yatırım yaptı. Yunanlı gayrimenkul yatırımcıları da İzmir’de inşaat yapılacak alanları araştırıyor” dedi. Hollywood’dan 3 milyar dolarlık plato Ekonomi Servisi Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, “Entertainment Development Partners, Hollywood’daki film platoları ve turizme dönük tesislerinin benzerini Türkiye’de kurmak istiyor” dedi. Los Angeles kentinde, Hollywood film sektörü temsilcileri ile görüşen Çağlayan, proje sahiplerinin yer olarak İstanbul’un Avrupa yakasını tercih ettiklerini dile getirdi. Çağlayan, her şeyin proje aşamasında olduğunu gerçekleşmesi durumunda 3 milyar dolarlık yatırım planlandığı aktardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle