18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA 14 HABERLER CUMHURİYET 3 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA Kanseri dövme SİBEL BAHÇETEPE Erken tanı ve korunmayla hastalıktan kurtulmak mümkün İnşaat Mühendisi Nedret Oğan: Hemen hemen her ailede görülmeye başlanan çağın vebası kanser, erken teşhis ve tedaviyle kurtulması mümkün bir hastalık. Hastalığa, her yıl dünyada 10 milyon, ülkemizde ise 150 bin kişi yakalanıyor. Önlem alınmadığı takdirde 2030 yılında bu rakamın 400 bine çıkacağı tahmin ediliyor. Araştırmalar, kanserlerin büyük bir bölümünün saptanabilir ve kontrol edilebilir olduğunu gösterirken sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara ve alkol kullanmama, stresten uzak bir yaşam, düzenli sağlık taramalarından geçmenin önemli olduğu vurgulanıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde erkeklerde en sık görülen ilk üç kanser türü akciğer, prostat ve mesane iken kadınlarda meme, kolorektal (kolon ve rektum) ve tiroid kanseri geliyor. Meme kanserine yakalanan Nilüfer, Vahide Gördüm, Deniz Uğur’dan yumuşak doku kanserine yakalanan Kayahan’a, gırtlak kanseri olan Savaş Ay’dan nazofarenks kanserine (burun ve ağız arkasında kanser) yakalanan Filiz Akın’a dek birçok ünlü ismin kanseri yenmesi, hastalığın erken teşhis ve tedavisinin önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Tedavi sırasında “moral” faktörü çok önem taşırken kişiye özel tedavi yöntemleri seçenekleri de hastaları umutlandırıyor. Her yıl 17 Nisan “Kanser Haftası” nedeniyle çeşitli etkinlikler yapılıyor. Hafta boyunca yapılan etkinliklerle yurttaşlar, hasta ve hasta yakınları kanser, tedavisi, korunma yolları gibi konularda bilinçlendiriliyor. “Kanserden Korkma Geç Kalmaktan Kork” projesi ile özel etkinlikler düzenleyecek olan Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, kanserin erken teşhis edildiğinde, tedavi şansı ve başarısının yüksek olduğunu söylüyor. Duruman, “Bu konuda toplum bilinçlendikçe kanserle savaşta başarı kazanılırken, aynı zamanda kanser tedavisi için devlet harcamalarından da büyük tasarruf edilecektir” diyor. vakti Riski azaltın ? Nutrigenetik ve yaşam tarzı tıbbı uzmanı Dr. Nurhayat Gül, yiyeceklerin kanserden korunma konusunda büyük önem taşıdığını vurguluyor. Beslenme dışında tütün kullanımı, radyasyon ve kimyasallara maruz kalmak, bakteriyel ve viral enfeksiyonların da çeşitli kanserlerin oluşumuna neden olduğunu anımsatan Gül, lifli gıdalar, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmenin kişilerde kansere yakalanma riskini düşürdüğünü söylüyor. Gül, kanserden korunmak için beslenme tarzındaki değişiklikleri ise şöyle sıralıyor: “Araştırmalara göre, yaygın görülen kanserlerin özellikle et gibi yağlı gıdaları daha çok miktarda yiyen; sebze, meyve, tahıl ve bakliyatları daha az miktarda yiyen toplumlarda sıklıkla görüldüğünü ortaya koyuyor. Antioksidan özelliği bulunan yeşil çay, soya, üzüm, çilek, turunçgiller, yapraklı sebzeler ve üzüm çekirdeği gibi yiyecekleri sayabilirim. Ayrıca meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve bakliyatlar çok önemli besin bileşenlerine sahiptir.” Betonarme bina dönemi kapanmalı ? Neredeyse İstanbul’un her yerinden görülen Avcılar’daki çelik yapı Double Tree By Hilton Oteli’nin yatırımcısı Doğan, “Devlet nedense betonarme lobisine çok özen gösteriyor. Oysa betonarme, deprem kuşağındaki Türkiye için asla kabul edilmemesi gereken bir sistem” diyor. LEYLA TAVŞANOĞLU İstanbul, Avcılar’da son aylarda yüksek çelik bir yapı dikkatleri çekiyor. Neredeyse İstanbul’un her yerinden görülme özelliğine sahip bu yapının ne olduğunu merak ediyorum. Sonunda Double Tree By Hilton Oteli olduğunu öğreniyorum. Otelin yatırımcısı Nedret Oğan isimli bir inşaat mühendisi. Japonya’ya gide gele, ülkenin deprem kuşakları üzerinde olmasından hareketle Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın da tamamı çelikten yapılma en yüksek binasını inşa etmeye karar vermiş. Zemin üstünde 27, zemin altında üç kat olmak üzere 30 katlı, 110 metre yüksekliğindeki otelin 231 odası var. Hedef kitlesi iş yaşamı içindeki insanlar. Lobi katındaki salonda Nedret Bey’le buluşuyoruz. Çalışma hayatına ilk atıldığı Meme onarımına ne gerek var demeyin ? Meme kanseri nedeniyle memesini kaybeden kadın psikolojik sorunlar yaşayabiliyor. Hasta yakınları her ne kadar bu süreci bir an önce atlatabilmek için meme onarımına “Ne gerek var?” diye yaklaşsalar da Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Sühan Ayhan, hastaların ilk kanser teşhisi konulduğunda onarım seçenekleri hakkında da bilgilendirilmelerinin önemine dikkat çekiyor. yıllarda inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini söyleyen Nedret Bey’in ağzından yaşam serüvenini dinliyorum: “Geceleri Yıldız Teknik Okulu inşaat bölümüne devam ediyor, gündüzleri de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Kliniği’nde arşiv memurluğu yaparak geçimimi sağlıyordum. Böylece mezun oldum ve inşaat mühendisliğine başladım. Şu anda yanımda 450 kişi çalışıyor.” Nedret Bey, 1993’te Özdemir Sabancı’nın telkiniyle SONKAR isimli şirketini kurup otomotiv sektörüne adımını atmış. Toyota’nın Türkiye’deki en büyük bayilerinden birisi olmuş. Bugün Yenibosna ve Avcılar’da iki Toyota bayisi bulunan SONKAR otomotiv, toplam 14 bin metrekare alanda hizmet veriyormuş ve 244 çalışanı varmış. Beşiktaş Belediyesi İstanbul Haber Servisi Beşiktaş Belediyesi ve Liv Hospital işbirliği ile “Biliyorum” projesi kapsamında 10 bin kişiye ücretsiz kanser taraması yapıyor. Beşiktaş Belediyesi’nin 444 44 55 numaralı çağrı merkezinden randevu alarak Liv Hospital’a gelenler meme, akciğer, kolon, rahim ağzı ve prostat kanserleri için son yöntemlerle taramalardan geçirilecek. Beşiktaş sınırlarında ikamet edenlerin yararlanabileceği proje temmuz ayı sonuna dek sürecek. 0107 Nisan Kanser Haftası’nda başlayan proje ile ilgili dün Ulus’taki Liv Hospital’da basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan hastanenin Tıbbi Direktörü Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Oktar Asoğlu, “Günümüzde her 8 kadından biri meme, her 10 kişiden biri kolon, her 13 kişiden biri akciğer kanserine yakalanıyor. Tıptaki yenilikler sayesinde bazı kanser türlerinde erken tanıyla tamamen kurtulmak mümkün. Herkesi ücretsiz kanser taramasına davet ediyoruz. Böylece tanı ve tedavi için geç kalmamış olacağız” dedi. Binalar depreme karşı Nedret Bey inşaat mühendisliği sürecini anlatıyor: “Rahmetli Özdemir Sabancı’nın fabrikasını da ben yaptım. Böyle dost olduk. Bir gün bana Japon otomobil markası Toyota’yı Türkiye’ye getireceklerini, beni de Toyota bayisi yapmak istediğini söyledi. ‘Ben o işten anlamam; mühendisim’ dedim. Bunun üzerine bana, ‘Biz bu işi senin, benim gibi anlamayanlarla yapacağız. İki anlamayan bir anlayan eder’ dedi. İşte, ben 22 yıldır Toyota bayiliği yapıyorum.” Avrupa’nın en yüksek çelik konstrüksiyon otelini yapma fikrinin nasıl doğduğunu da Nedret Oğan şöyle anlatıyor: “Çalışma yaşamım boyunca hep betonarme, prefabrike binalar yaptım. Ama hep içimde bir çelik bina inşa etme isteği vardı. Sistem olarak betonarme bina artık Türkiye için haram. Çünkü betonarme inşaatın sisteminden, ülkenin de deprem kuşağı üzerinde bulunmasından dolayı ülkenin yapısına uymuyor. Betonarme bina ne kadar sağlam yapılırsa Ücretsiz tarama çelik gibi ayakta kalır yapılsın sistem nedeniyle bir depremde şansı yok. Oysa çelik çok şiddetli bir depremde bile ayakta kalıyor. Zaten bir deprem ülkesi olan Japonya’da da artık çelik yapılara yönelindi. Benim burada bu arsam vardı. Buna bir bina yapmak istiyordum. Sonunda Avcılar’ın deprem bölgesi olması nedeniyle de çelik bina yapma fikri doğdu. Buraya 2.683 ton çelik kullanıldı. Bu çelikler gemiyle Lüksemburg’dan Gebze’ye geldi. Gebze’den TIR’larla Ankara’ya gitti. Çünkü burayı şu anda Azapkapı’daki Haliç Metro Köprüsü’nü yapan Ankaralı bir firma yaptı.” Otel inşaatı iki yıldan fazla sürmüş. Çünkü çelik kalıpları Lüksemburg’dan ithal edip işlemek işlemleri bir hayli sürmüş. Nedret Bey anlatmayı sürdürüyor: “Türkiye’de ne yazık ki yapı çeliği yapılamıyor. Devlet istese çok rahatlıkla yapılır. Ama devlet nedense betonarme lobisine çok özen gösteriyor. Herhalde bu lobiyi üzmek istemiyor.” İstanbul Haber Servisi Memorial Ataşehir Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Gökhan Kandemir’den kanserden korunma önerileri: ? Sigara içmemek. Kanserden ölümlerin yüzde 30’undan, akciğer kanseri vakalarının yüzde 87’sinden sigara sorumlu. ? Alkol almamak ya da miktarını sınırlamak. Alkol ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalınbağırsak, pankreas ve meme kanserinin bilinen nedenlerinden. ? Radyasyondan ve solaryumdan uzak durmak. ? Enfeksiyonlardan korunmak. Human papilloma virüsü rahim ağzı kanserine, hepatit B virüsü karaciğer kanserine neden oluyor. ? Sağlıklı beslenmek. Kısa zamanda yüksek ateşte pişirme gibi yöntemlerden kaçınmak önemli. Sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalı. Günde 23 gramdan fazla tuz tüketilmemeli. ? Egzersiz yapmak. Her gün 30 dakika egzersiz yapanlarda meme, kalınbağırsak, rahim ve prostat kanseri daha az görülür. ? Kiloyu korumak. Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere kalınbağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri ile çok yakın ilişkili. ? Kanserin erken belirti ve bulgularını bilmek. Açıklanamayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, deri değişiklikleri, bağırsak ve idrar alışkanlıklarındaki değişiklikler, beklenmedik ve anormal kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma güçlükleri, hazımsızlık ve ses kısıklığı kanserin belirtileri olabilir. ? Kanser riskini bilmek ve kanser tarama programlarına girmek. ? Stresle başa çıkmak. Stres, dolaylı olarak kanseri tetikleyebilir. SGK’ye: Tasarrufu ilaçtan yapma İstanbul Haber Servisi Devlet, üretici firma ve eczacı arasındaki iskonto sorununun bir türlü çözülememesi, kanser tedavisinde kullanılan bazı ilaçların piyasada bulunamamasına neden oluyor. Eczanelerde ilaçlarını bulamayan hastalar Türk Eczacılar Birliği’ne (TEB) başvurarak veya yurtdışındaki bir yakını aracılığıyla yüksek ücretler ödeyerek ilacını alıyor. Kanser hastaları ilaç probleminin bir an önce çözülmesini istiyor. Piyasada özellikle prostat, lenfoma, cilt, karın içi, testis, rahim ve meme kanseri ilaçları bulunamıyor. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih Güngör, özellikle ithal ilaçlarda SGK’nin fiyat yapılandırması nedeniyle yaşanan sorunların devam ettiğini anımsatarak “Yalnızca ithal ilaçlarda değil, gelinen noktada Türkiye’de ilaç üretmek bu koşullarda mümkün olmayacak” dedi. İthalatçı firmanın, SGK’nin ve Türk Eczacılar Birliği’nin (TEB) farklı fiyat uygulaması nedeniyle 3 değişik fiyat uygulaması olduğunu, ithalatçı firmanın da ilacını bu nedenle Türkiye’de satmak istemediğini anımsatan Güngör, “Firma böyle bir 3. fiyat uygulaması varken kalkıp da ucuz fiyata Türkiye’ye ilaç getirmeye devam etmek istemiyor. Türkiye’de 8 lira olan bir ilaç Avrupa’da 2040 Avro ile satılıyor. Böyle olunca uluslararası firma Türkiye’de satarak uğraşmak istemiyor. Çözüm yolu firmalarla anlaşılıp yeni bir fiyatlandırma yapılması” dedi. Güngör, SGK’nin tasarrufu ilaç üzerinden yapmasından vazgeçmesi gerektiğine dikkat çekti. 10 altın kural Devlet teşvik etmeli ? Çelik binanın maliyeti betonarmeye göre daha pahalı. Meşakkati daha fazla. Ama ne kadar pahalı olursa olsun insanın değerinden daha pahalı değil. O nedenle çelik binalar yapılmalıdır. Devlet, insanları buna teşvik etmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle