18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 NİSAN 2013 ÇARŞAMBA 10 Başbakan Erdoğan’ın ille de ‘3 çocuk yapın’ dediği Türkiye’de nüfusun yüzde 20.2’sini oluşturan 617 yaş grubu 15 milyon 247 bin çocuktan 893 bini çalışıyor. Olayın daha vahim kısmı çalışan çocukların yüzde 50.2’Si okula gitmiyor. EKONOMİ [email protected] Çocuk yapın işçi olsun! yüzde 66.5’i kentsel, yüzde 33.5’i kırsal yerlerde tespit edildi. Çocukların yüzde 91.5’i bir okula devam ederken, yüzde 8.5’i okula devam etmediği öğrenildi. Yaş grupları itibarıyla, 614 yaş grubundaki çocukların yüzde 97.2’si, 1517 yaş grubundaki çocukların ise yüzde 74.7’si okula devam etti. * Çocukların istihdam oranı, 614 yaş grubunda yüzde 2.6, 1517 yaş grubunda ise yüzde 15.6 oldu. Türkiye genelinde 617 yaş grubunda istihdam edilen çocukların yüzde 44.8’i kentsel, yüzde 55.2’si kırsal yerlerde yaşamakta olup, yüzde 68.8’i erkek ve yüzde 31.2’si ise kız çocukları olarak belirlendi. * Okula devam eden 617 yaş grubundaki çocukların yüzde 3.2’si ekonomik işlerde ve yüzde 50.2’si ev işlerinde faaliyet gösterirken, yüzde 46.6’sı herhangi bir faaliyette bulunmadı. * Çalışan çocukların yüzde 44.7’si (399 bin kişi) tarım, yüzde 24.3’ü (217 bin kişi) sanayi ve yüzde 31’i (277 bin kişi) hizmet sektöründe yer aldı. Sektör bazındaki sonuçlar, 2006 sonuçları ile karşılaştırıldığında tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 8.1 puan artarken sanayi sektörünün payı 6.6 puan ve hizmet sektörünün payı ise 1.5 puan azaldı. * İşteki duruma göre; çalışan çocukların yüzde 52.6’sı (470 bin kişi) ücretli veya yevmiyeli, yüzde 46.2’si (413 bin kişi) ise ücretsiz aile işçisi olarak belirlendi. * Anketin referans dönemi içinde süresi ne olursa olsun ev işlerinde ailesine yardımcı olduğunu ifade eden 617 yaş grubundaki 7 milyon 503 bin çocuğun; yüzde 4.2’sini (3 milyon 540 bin kişi) haftalık çalışma süresi 2 saat ve daha az olanlar, yüzde 80.1’ini ise (6 milyon 12 bin kişi) haftalık çalışma süresi 7 saat ve daha az olanlar, yüzde 56.8’ini (4 milyon 261 bin kişi) kız çocukları, ev işi türlerine göre ilk sırayı yüzde 29.7 ile hane için alışveriş yapan çocuklar oluşturdu. Nurettin Eroğlu Ekonomi Servisi Türkiye’de 2012’de çalışan çocuk sayısı 614 yaş grubunda 292 bin kişiyken, 1517 yaş grubunda 601 bin kişi olarak tespit edildi. Çalışan çocukların yüzde 49.8’inin bir okula devam ettiği, yüzde 50.2’sinin ise okula gitmediği ortaya çıktı. Ekonomik faaliyette çalışan 617 yaş grubundaki çocukların istihdam oranı yüzde 5.9 oldu. Bu yaş grubundaki istihdam oranı 2006 sonuçlarına göre aynı düzeyde kalırken çalışan çocuk sayısında 3 bin kişilik artış gerçekleşti. Türkiye İstatistik Kurumu, 2012 yılı Çocuk İşgücü anketi sonuçlarını açıkladı. Ankette şu tespitlere yer verildi: * 617 yaş grubundaki çocukların Eroğlu’ndan Seyrantepe’ye 700 milyon dolar yatırım Ekonomi Servisi Eroğlu Gayrimenkul 1000 ünitelik içinde ofis, otel, AVM ve konutların yer aldığı Skyland İstanbul’u Seyrantepe’de inşa ediyor. 700 milyon dolar yatırımla hayata geçen proje kapsamında 2 tane 287 metre, bir tane 200 metre uzunluğunda 3 kule yer alıyor. Proje 2016’da teslim edilecek. Eroğlu Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, projelerini tekstil sektöründeki çevreleri ile portföyünde bulunan müşterilere tanıttıklarını ve yüzde 20’lik ön satış gerçekleştirdiklerini söyledi. Maslak’taki ofis stokunun yüzde 95’leri geçmesi nedeniyle projelerindeki ofis bloklarına yoğun ilgi olduğunu anlatan Eroğlu, “300 odalı otel bölümü için 2 grupla görüşüyoruz. Bunlardan biri körfez, diğeri ABD kökenli şirketler. AVM bölümümüzü ise 2 kat açık, 3 kat kapalı alan olarak tasarlıyoruz” dedi. Projelerine Türk Telekom Arena’ya olan yakınlığı nedeniyle Galatasaraylı yönetici ve taraftarın da ilgi gösterdiğini dile getiren Eroğlu, Körfez ülkelerine satış için de girişimlere başladıklarını ifade etti. Stüdyo dairelerin 330 bin TL’den başladığı projede ortalama metrekare satış fiyatı 3 bin 500 dolar. Avrupa işsizlikten kırılıyor Ekonomi Servisi Avro bölgesinde ocakta yüzde 12’ye revize edilen işsizlik oranı şubatta değişmezken işsizlerin sayısı artmaya devam ediyor. AB istatistik kurumu Eurostat’ın verilerine göre Avro bölgesinde işsizler ordusu, şubatta 33 bin yeni ilaveyle 19 milyon 71 bin kişi oldu. AB genelinde ise şubatta işsizlerin sayısı 76 bin artışla 26 milyon 338 bine ulaştı. Son 12 ayda işsiz sayısındaki artış, Avro bölgesinde 1 milyon 775 bin ve AB genelinde ise 1 milyon 805 bin düzeyinde. İşsizlik, Yunanistan’da yüzde 26.4 ve İspanya’da y ü z d e 26.3’le Ekonomi Servisi Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Ekonomi Servisi rekor Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiades, ekonomiyi Türkiye’de son yıllarda kırardı. canlandıracak yollar olarak kumarhane yasağını kaldırmayı mevduattan istediği getiriyi sağlayamayan ve dışarıya çıkarılmayan kârlar üzerinden vergi indirimleri yatırımcının sağlamayı düşündüklerini söyledi. Reuters’ın haberine göre, yeterli seçeneği Anastasiades, 12 maddelik bir büyüme planı hazırlandığını ve bulunmadığını bunun iki hafta içinde kabinenin onayına sunulacağını söyledi. öngören Plan, offshore finans merkezi olan bölgeye yabancı yatırım çekmeyi Odeabank, İş, ve burada elde edilecek kârların yeniden yatırıma dönüştürülmesi Ak, Finans ve halinde vergi muafiyetleri vaat ediyor. Ayrıca kredilerin ödeme TEB Portföy ile koşulları ve faizlerde de kolaylıklar sağlanacak. Cem Muratoğlu Yıldız’dan İsrail ‘gazı’na yeşil ışık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İsrail’le ilişkiler konusunda, enerji konuşmanın, özrün temel gerekçelerini gölgelemek anlamına geleceğine inandıkları ve süreci izlediklerini ileri sürerken İsrail’de bulunan doğalgazın Türkiye’den taşınmasına da yeşil ışık yaktı. Yıldız, İsrail’in Türkiye’den özür dilemesinin gerekçesinin enerji projeleri olmadığını ama sonuçlarının enerji projeleri olabileceğini söyledi. Yıldız, “İsrail’de bulunan doğalgazla ilgili projelerin Türkiye olmaksızın gerçekleşmesi fizibilitesini kaybediyor. Güney Kıbrıs için de aynısı geçerli. Pire için yorgan yakılmaz” dedi. Güney Kıbrıs’ta kurtuluş umudu kumarhanecilikte Mevduattan kaçan fon kanalına akacak Lübnanlı Odeabank, varlık yönetimi konusunda İş Portföy, Ak Portföy, Finans Portföy ve TEB Portföy ile işbirliği yaparak yatırım fonu dağıtım kanalı kurdu. katıldığı toplantıda konuşan Odeabank Bireysel Bankacılık’tan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Muratoğlu, dinamik bir yapı kurduklarını belirterek müşterilerinin beklentilerine göre ileride çeşitlilik sağlayabileceklerini kaydetti. Muratoğlu, satışa sundukları 9 fonun 400 fon arasından 20 kritere göre seçildiğini ifade etti. Odeabank’ın yatırım fonu dağıtım kanalı Türkiye varlık yönetiminde ilk uygulama oldu. Muratoğlu, ilk şube açılışından bu yana 5 ay geçtiğini ve 4 bine yakın üst segment bireysel müşteriye hesap açtıklarını ve 4 milyar liranın üzerinde bireysel müşteri varlığına ulaştıklarını ifade etti. 5 liralık banknotlar morardı Ekonomi Servisi Merkez Bankası, 5 liralık banknotların hâkim rengini mor olarak değiştirdi. Yeni banknotlar 8 Nisan’da tedavüle çıkarılacak. 1 Ocak 2009’da tedavüle çıkarılan ve halen tedavülde bulunan I. Türk Lirası banknotlara kıyasla, II. tertip 200 TL, 50 TL ve 5 TL banknotlardaki imzalarda da değişikliğe gidildi. Yeni Bakan Georgiades Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, istifa eden Michael Sarris’in yerine Maliye Bakanı olarak Harris Georgiades’i atadı. Yaklaşık bir ay önce göreve başlayan Güney Kıbrıs hükümetinde Çalışma Bakanı ve Maliye Bakan Yardımcısı olarak görev yapmakta olan Georgiades bugün yemin ederek görevine başlayacak. Bu arada “Temiz Banka” oluşturma operasyonu çerçevesinde de Bank of Cyprus ve Cyprus Popular Bank hisseleri de 15 Nisan akşamına kadar işleme kapatıldı. Üniversiteye girişte ilk eleme sınavı 8 gün gibi kısa sürede açıklandığı için ne kadar övünsek az. Büyük başarı. Tıpkı “Avrupa’nın en büyük adalet sarayı”nı biz inşa ettik demeye benziyor Ya da “dünyanın en büyük alışveriş merkezini biz açtık” demeye... Sınavda sıfır çeken YGS’ci sayısının yüzde 83 düşmesiyle de övünüyoruz. Az buz değil yani düşüş! Geçen yıl 50 bin 805 kişi sıfır almışken bu yıl bu sayı 8 bin 586’ya düşmüş. Peki nasıl? Sihirli değnekle mi? Eğitim sistemini mi değiştirdik? Ya da öğrenciler bu yıl daha mı çalışmaya hevesli çıktı? Ne oldu sahi? Her yıl ortalama 1.5 milyon lise mezununun üniversiteye başvurduğu bir ülke burası. En önemli motto “üniversite diplomasına sahip olmak”. Nasıl olursa olsun, öncelik diploma... Bu yüzden tüm yurtta üniversitelerin sayısını da 170’e çıkardık. Yani biraz daha gaza basarsak her öğrencinin okuyabileceği sayıda üniversiteye ulaşabileceğiz. Ama ne yazık ki çoğu paralı... Eğitim bu ülkenin yıllardır en derin, kanayan yarası... Ve yıllardır nicelik üzerinde durulduğu, rakamlarla konuşulduğu; türban, imam hatip, din dersleri, katsayı vs. tartışmalarına kilitlenildiği; asla ve asla eğitimin kalitesi kapsamlı biçimde masaya yatırılamadığı için yara artık kangrene dönüştü. Ve ne yazık ki çoğumuz hâlâ bunun farkında bile değiliz. İşin en ironik yanı ise artık Türkiye’de bölgesel, sınıfsal ayrım yap işbirliği yaparak yatırım fonu dağıtım kanalı kurdu. Bank Audi’nin yüzde 100 iştiraki olan ve Türkiye bankacılık sektörüne geçen yıl giren Odeabank, ilk etapta dört büyük kurumun 9 fonunu müşterilerine sunuyor. İş Portföy, Ak Portföy, Finans ve TEB Protföy’ün genel müdürlerinin de Eğitimde Akıl Tutulması madan istisnasız her aile, çocuğunun okumasının önemini kavramış ve bunun için maddi manevi olağanüstü bir çaba içine girmiş olması... Eğitimin öneminin kavranmış olması son derece iyi, ancak ne yazık ki toplumdaki bu bilinç dönüşümü, “kaliteli eğitim” ve “sosyoekonomik eşitsizliklerin azaltılmasında eğitimin itici güç olması” gibi son derece yaşamsal iki adımla desteklenmedi. Sonuçta Türkiye’de eğitim devasa bir sektör, koca bir pazar haline getirildi yalnızca... Peki sonuçları ne oluyor? Karşımıza çıkan yansımaları ne? Gelin biraz da onlara değinelim satırbaşlarıyla: Türkiye, “ne eğitimde ve ne istihdamda” genç nüfusu en yüksek OECD üyesi. Evet ortaokulda okullaşma arttı ama okulu terk edenlerin sayısında bir azalma olmadı. TÜİK’in çalışan çocuklar hakkında yaptığı araştırmanın sonuçları ekonomik eşitsizliklerin çocukların okulu terk etmesine yol açan en önemli faktörlerden biri olduğuna işaret ediyor. TÜİK’e göre çalışan çocuklar arasından okula devam etmeyenlerin yüzde 20’si okul masraflarını karşılayamadığı için okuldan ayrılıyor Öğrenciler büyük oranda ailelerinin sosyoekonomik özelliklerine paralel lise türlerine yerleşiyorlar ve yerleştikleri bu liseler de üniversiteye gidip gidemeyeceklerini belirliyor. Toplumdaki sosyoekonomik eşitsizlikler, önce nitelikli eğitim veren okullara erişimde eşitsizliğe, ardından akademik başarıda ve nihayet istihdamda, mesleki başarıda ve kazanılan gelirde eşitsizliğe dönüşüyor. Ve sonuç olarak hâlâ kuşaklar boyunca yeniden üretiliyor. Bir ülkenin yaşam kalitesinin asıl belirleyicisi o ülkenin yetiştirdiği insanın başarısıdır, bunu unutmayalım. Uluslararası ilişkileri yöneten diplomatları, teknik insanları, mühendisleri, sanatçıları, akademisyenleri, eğitimcileri, siyasetçileri, hukukçuları, yöneticileri... Eğitimin rolünü bu gözle irdelediğimizde ve nasıl bir üniversite, nasıl öğrenciler sorusunu yönelttiğimizde bugün karşımıza çıkan büyük tablo (istisnaları tabii ki var) “üniversitede okuma hakkı kazanan gençlerin büyük çoğunun bu fırsatı sadece bir kişisel gelişim için ya da sadece bir diploma için kullanıyor olması...” Kabul edelim ki bugün üniversitelerin önemli bir kısmı hem akademik kadro hem de öğrenci kalitesi açısından yerlerde sürünüyor. Bu tablo üniversite öncesi gençlerde de farklı değil. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından geliştirilen ve 65 ülkenin akademik başarı seviyesi ve öğrencilere yönelik eşitlik politikasındaki gelişmeleri derleyen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) bu tabloda Türkiye’nin yerini açıkça ortaya koyar. 15 yaş grubunun okuma, matematik ve fen okuryazarlıklarını ölçen PISA göstergelerinde Türkiye daima son sıralarda yer almıştır. PISA tarafından hazırlanan son raporda, “Ülkeler Daha Eşit Eğitim Sistemlerine Doğru İlerliyor mu?” araştırmasının sonuçlarına da yer verilmiş ve Türkiye’deki eğitim sisteminde akademik performans ve eşitlik düzeyinin kötü durumda olduğu belirtilmişti. Türkiye hem adil eğitim sistemi hem de başarı ortalaması bakımından ilerleme grafiği kötü olan Bulgaristan ve Kırgızistan gibi ülkeler arasında bulunuyor. Eğitim başta da dediğimiz gibi Türkiye’nin artık kangren olmaya yüz tutmuş yarası. Başbakan Erdoğan’ın ısrarla tekrarladığı “34 çocuk doğurun” söyleminin yarısı kadar “eğitimin kalitesi” üzerinde konuşulsa bir nebze ilerleme olur mu? Bilmiyorum. Bildiğim “eğitimde kalitenin artmasının” bu ülkeyi yönetenlerin derdi olmadığı... Haksız mıyım? Milano’da Melkan Gürsel ve Murat Tabanlıoğlu’nun ‘Zamanın Sürekliliğinin Formları’ çalışması da sergilenecek. Türk mermeri ‘Işıkla Yıkanıyor’ Ekonomi Servisi İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB), Türkiye’deki doğal taşların renk, desen ve kalite özelliklerindeki çeşitliliği sergilemek için mermer ve travertenlerden oluşan sanat eserleriyle Milano Tasarım Haftası’na katılıyor. İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, 914 Nisan tarihleri arasında, Türk doğal taşının hikayesinin ünlü sanatçı ve tasarımcıların yorumlarıyla hayat bulacağı serginin Mehmet Özer temasının ‘Işıkla Yıkanmak’ olduğunu söyledi. Özer, “Doğal taş sektörü 2012’de 7.9 milyon tonluk ihracat yaptı, bunun karşılığı toplamda 1.9 milyar dolardır. Hedefimiz 2023’te bu rakamı 7 milyar dolara çıkarmak” dedi. Serginin kuratörlüğünü üstlenen Demirden Design Tasarım Direktörü H. Demir Obuz, “Doğal taşların katma değer yaratması için tasarımla birleşmesi gerekiyor” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle