18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET [email protected] 26 NİSAN 2013 CUMA 18 KÜLTÜR Haftanın Sinema Çizelgesi’ne bugünden başlayarak Cumhuriyet Haber Portalı’ndan ulaşabilirsiniz. (www.cumhuriyet.com.tr) BAKA NL I K S İ NE M A D E S T E K LE M E KURUL U ’ NU ‘ TOPL A Y A M A D I . . . ’ SELDA GÜNEYSU Sinema destekleri sıkıntıda Herkesin taşıdığı bir yükü var 3040 yıl kadar öncesinin yıldız sistemine odaklanmış, taklitmelodram ağırlıklı yeşilçam sinemasını içerik ve biçim açısından yenileyerek bize ‘auteuryaratıcı yönetmen’ kavramını getirmiş, Yılmaz Güney kuşağı da denebilecek, artık tektük kalmış ama hâlâ çalışıp üreten sinemacılarımızdan Erden Kıral’ın yeni eseri bugün gösterime giriyor: “Yük.” Bir çift ve sonradan ortaya çıkan başka bir erkekten oluşan üçlüyü konu edinen, kocanın öteki erkeği öldürüp yaşadıkları daracık kondunun altına gömünce de kadının kafayı yiyerek kâbus ve sanrılar görmeye başladığı, Kıral’ın ilk dönem filmlerinden “Ayna”yı (1984) anımsattı bana “Yük” uzaktan uzağa. Kısa bir süre önce “Aynadan Yansıyan Hatıralar” adıyla meslek yaşamını yazıp yayımlayan yönetmenin, Engin Çetinbağ’ın “yaşanmış” bir öyküsünden yola çıkarak senaryosunu da yazdığı “Yük”ün kahramanları da eskiden tutkulu bir beraberlik yaşamış Cumali (Tansu Biçer) ve Zeynep (Tülin Özen) ikilisiyle Zeynep’in sonradan evlendiği Cemal’den (Nadir Sarıbacak) oluşan, malum bir aşk üçgeni. Geçmişle şimdiki zaman arasında gidip gelen ve çeşitli geriye dönüşlere dayanan karmaşık aşk hikâyesinin, pek açık edilmeyen yanlarını çoğu yerde se Erden Kıral’ın iyi çekilmiş ve oynanmış son filmi ‘Yük’, bir aşk ve ihtiras fırtınasına yakalanmış kahramanlar içeriyor Filmde Tülin Özen, Zeynep karakterini canlandırıyor ANKARA Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nce her yıl sinema alanında verilen destek yardımlarında “başvuruların yoğun olduğu gerekçesiyle” kurulun toplanmaması nedeniyle sıkıntı yaşanıyor. Genel müdürlükçe daha önce hangi projenin ne kadar destek alacağına ilişkin nisan ayı başında yapılması gereken duyuru, mayıs ayına ertelendi. Sinema Genel Müdürlüğü her yıl sinema dalında, sinemacılara, “Senaryo ve Diyalog Yazım Geliştirme”, “Kurgu Film Geliştirme”, “Amatör Yapım”, “Belgesel Film Geliştirme”, “Belgesel, Kısa ve Animasyon Film Yapım”, “Uzun Metraj Film Yapım”, “İlk Filmini Gerçekleştirecek Yönetmen” ve “Yapım Sonrası” alanlarında destek yardımları gerçekleştiriyor. Sinemacılar her yıl aldıkları bu yardımlar sonucunda projeleri için kolları sıvıyor. Ancak her yıl nisan ayı başında bakanlıkça açıklanan sinema destek başvuruları bu yıl “başvuru çokluğu”na takıldı. Sinema Genel Müdürlüğü’ne konuyla ilgili çokça telefon gelince, genel müdürlük açıklama yapmak zorunda kaldı. Söz konusu açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Daha önce nisan ayının birinci ve üçüncü haftalarında yapılacağı duyurulmuş olan Sinema Destekleme Kurulu toplantısı, başvuru sayısının fazla olması ve bu nedenle değerlendirme safhasında oluşabilecek sıkıntıları engellemek amacıyla mayıs ayına ertelenmiştir. Söz konusu toplantıda, proje destek başvuruları ile (Senaryo ve Diyalog Yazım Geliştirme, Kurgu Film Geliştirme, Amatör Yapım, Belgesel Film Geliştirme) Belgesel, Kısa ve Animasyon Film Yapım başvuruları ve Uzun Metraj Film Yapım, İlk Filmini Gerçekleştirecek Yönetmen ve Yapım Sonrası projeleri değerlendirilecektir. Sonuçlara ilişkin duyuru www. sinema.gov.tr adresinde ilan edilecektir.” Sinema yapımcıları ve meslek birlikleri ise söz konusu gecikmeye tepkili. Yeni Sinemacılar oluşumu üyelerinden senarist Tarık Tufan, söz konusu gecikmenin “sorun teşkil ettiğine” vurgu yaparak, “Senaristler söz konusu projelerini gerçekleştirmek için bu yardımları bekliyor. Bakanlığın söz konusu yardımlara ilişkin duyurularını ilan ettiği tarihte yapması gerekirdi” dedi. Tufan, söz konusu desteklere ilişkin sinemacıların başka sıkıntıları olduğundan da söz etti. Tufan, sinemacılar için en büyük sıkıntılardan birinin de “projelere verilen yardımların ne şekilde belirlendiği ve destek almayan projelerin hangi kriterlere göre destek alamamasının tam olarak belirtilmediği” olduğuna vurgu yaptı. u “Yük”, maden fonunda bir ihtiras fırtınası estiren ama derinlik kazanamadan anlattığı hikâyeyi seyircinin algısına bırakarak beceri isteyen, göz alıcı biçemi ve sıkı gözlemciliğiyle iz bırakan bir film. yircinin hayal gücüne bırakarak ilerleyen film, evliçocuklu Cumali’nin sevdalandığı Zeynep’le birlikte, el ele önüne dikildiği karısına (Suzan Genç) yekten “Biz birbirimizi seviyoruz, burdan da gidiyoruz” dediği bir sahneyle açılıyor. Karısının alın gerektiğinde bozdurursunuz diyerek verdiği altınlarını da cebine koyuyor, Zeynep aşkıyla gözü dönmüş Cumali. Muhtemelen Zeynep yüzünden bir nedenle ve husumet sonucu, kazayla Cumali’nin kardeşini öldürüp suçu da hapsi boylayan küçük kardeşine yükleyerek kaçan Cemal kömür çıkarılan bir maden ocağında çalışmaya koyuluyor ve aslında kanundan çok peşindeki Cumali’den kaçıyor. Sürekli ürkek, tedirgin Cemal’in ölümöldürülme korkusu, onu kovalayan Cumali’yle madende yüz yüze gelmesiyle sona eriyor ama o hadi bitir artık bu işi dedikçe, bir türlü öldüremiyor Cemal’i Cumali. Madenin klostrofobik dehlizlerindeki Cemal’in intihar gibi ölümünün ardından, ihtiraslı bir tutkuyla sevdiği, vazgeçemediği Zeynep’ten sunturlu bir def ol git yanıtı alınca çaresizce arabasına binip uzaklaşıyor arıza adam Cumali. Çevredeki köpek avı ya da ücretlerinin yeniden ayarlanmasını talep eden işçilerin mühendis şef (Murat Kılıç) ve yardımcısıyla (Sinan Demirer) takışması gibi eklenti yan hikâyelere de sapan film, kömür kirinin temizlendiği duş sekansı, yeraltına habire inip çıkması sıkça tekrar edilen kafes (asansör) sahneleri gibi, madenci yaşamını sıkı bir belgeselmişcesine başarıyla aktaran bölümlere de sahip. Islak giysiden sobaya şıp şıp su damlaması gibi ayrıntılarla bezeli minimalist anlatımı, yaşamın ağırlığını bir yükmüşcesine taşıyan karakterleri canlandıran oyuncuların katkısı, özel likle yine çok inandırıcı, ezik bir kaçankorkan adam portresi çizen Nadir Sarıbacak’ın yorumu, yeraltını ve tüm çalışanları, onca aletedavatlarıyla birebir karşımıza getiren kameraman Feza Çaldıran’ın etkileyici görüntüleri, Mustafa Preşeva’nın akıcı montajı ve ses tasarımlarıyla 74 dakika süresince, gitgide çoğalan bir merak ve ilgiyle seyrettiğim “Yük”, biçim ve altyapı olarak usta işi ancak konusundaki kimi bilinmeyen yanlarının sırrına açık ve net olarak pek varamadığım, sonuçta da trompetli bir müzik eşliğinde, gündelik maden rutinine hazırlanan işçilerin genel bir manzarasını topluca vererek final yapan, gerçekten ustalık ve beceri gerektiren dahili mekân çekimleriyle akılda kalan bir film oldu. Kariyerindeki “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Hakkâri’de Bir Mevsim”, “Mavi Sürgün”, “Ayna”, “Yolda” gibi önemli filmleriyle çoktan sinema tarihimize geçmiş Erden Kıral’ın, seyirciyi bir kez daha yakınlarda “Kelebeğin Rüyası”yla indiğimiz Zonguldak’taki kömür madeninin bulanık karanlıklarına soktuğu “Yük”, maden fonunda bir ihtiras fırtınası estiren ama derinlik kazanamadan anlattığı hikâyeyi seyircinin algısına bırakarak beceri isteyen, göz alıcı biçemi ve sıkı gözlemciliğiyle iz bırakan bir film. Jacques Audiard’ın yönettiği ‘Pas ve Kemik’ 3 Mayıs’ta gösterime girecek ASLI SELÇUK Sıradışı bir aşk gü bir evren tüm bunlar ve krizi çok iyi tanımlıyorlar. Bu kitap insanlar kaosla nasıl İşsiz, meteliksiz Ali (Matthias Schoenabaşedecekler sorusunu vurguluyor” diyen erts) çok az tanıdığı 5 yaşındaki oğlu Sam yönetmen Pas ve Kemik’i ABD’de çekmeyi (Armand Verdure) ile Antibes’te yaşayan hiç düşünmemiş, boks maçlarını Avrupa’nın kız kardeşi Anna’nın (Corinne Masiero) ya var olan sokak dövüşlerine dönüştürmüş. nına sığınır. Melodramındaki başat amacı hiçbir şeBir gece kulübünde koruma olarak çalışyi abartmamak, duygu sömürüsü yapmamak. maya başlar. Kentin su parkında katil balina Su parkındaki kaza sahnesinin minimalist çeeğitmenliği yapan güzel, çekici Stéphanie’yle kimi Audiard’ın sanatının doruğunda olduğu(Marion Cotillard) tanışır. Su parkındaki nu gösteriyor. gösteri sırasında Stéphanie kaFiziksel ve psikolojik açıza sonucu bacaklarını yitirir, dan ağır bir çöküntüye uğrayan u ‘Pas ve Kemik’te bu trajedi Stéphanie’yle Ali’yi Stéphanie’nin dramını sinemacı bir kadın, bir birbirlerine yaklaştırır. bir süre sonra izleyiciye unutturerkek, bir çocuğun Yaratıcı yönetmen Jacques mayı başarıyor. Audiard (Un prophète/2009) Genç kadın bacaklarının artık olçevresinde geçen yine yaşamda tutunamayan yamadığını unuttuğu bir anda baliöykünün baş payalnız iki bireyin beklenmenaları yönetirken yaptığı hareketkarakteri aşk. dik karşılaşmasını anlatıyor. leri yineliyor. Stéphanie’yi Oscar İlk kez melodram türünü deödüllü Marion Cotillard yalın, ölAudiard’ın kadın neyen Audiard melodramında çülü bir yorumla yansıtıyor. Bir kahramanları göz yaşartıcı her öğeden uzak kadın, bir erkek, bir çocuğun çevolağanüstüdürler, durmayı da başarıyor. Sinemaresinde geçen öykünün baş karakcı toplumda yer edinememiş teri ise aşk. çok güçlüdürler, antikahramanların öykülerini Stéphanie bedenen sağlam kalduyarlıdırlar, tüm yeğliyor, onun gözde temaları saydı belki de yalın yaşamın içivarlıklarıyla yaşayan ne giremeyecekti, kibirli, gururlu karmaşık aile ilişkileri, sosyal karakterlerdir. yaşamdaki şiddet. bir prenses olarak kalacaktı, kenHem kendisi hem de başkaladini herhangi birine koşulsuz tesrı için tehlikeli, bilinçsizce ablim edemeyecekti. İletişim kuralasını kendi yazgısına sürüklemekten çekinmayan, duygularını dile getiremeyen, vahşi meyen, çocuğunu yetiştirmekten aciz, cinsel bir hayvana benzeyen Ali’de aşkı keşfederek açlığını gelişigüzel ilişkilerle gideren karizilk kez bir kadına seni seviyorum der, oğluymatik Ali, bir yandan da kaçak sokak dövüş la da gerçek bir babaoğul ilişkisi kurmayı bu lerinden para kazanmaya çalışıyor. Audiard yoğun duyarlılık sonucunda başarır. serbest dövüşlerdeki şiddetle, Stéphanie’ye Kemik ve Pas, yazarın şiddet dolu öyküleAli’nin sevişmelerindeki hüznün karşıtlığını rinin tersine masalsı bir özellik taşır, bu maustaca yansıtıyor, De rouille et d’os (Pas ve sal bir çocuğun bakış açısından anlatılır, film Kemik/2012) gücünü bu karşıtlıklardan, ger uyuyan Sam’in görüntüleriyle başlar. çekçi ve şiirsel anlatımından alıyor. Audiard’ın kadın kahramanları olağanüsGüncel krizle ilgili bir proje yapmak istetüdürler, çok güçlüdürler, duyarlıdırlar, tüm yen Audiard, 5 yıl önce kendisine doğum gü varlıklarıyla yaşayan karakterlerdir. Bu alınünde armağan edilen Amerikalı yazar Crag şılmadık romantik öyküyü kara film, sosyal Davidson’ın öykü kitabına yönelir. “Daviddram türleriyle karıştıran, gözyaşları, kahkason, boks, köpek dövüşleri, porno, şiddet halar, çığlıklar, sessizlikler arasında gezinen dolu bir dünya betimliyor. Amerika’ya öz “Pas ve Kemik” 3 Mayıs’ta gösterimde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle