18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 NİSAN 2013 PERŞEMBE HABERLER CUMHURİYET SAYFA 7 Babasını baş selamıyla uğurladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in önceki gün yaşamını yitiren babası emekli Albay Seyfettin Özel (95) için Kocatepe Camisi’nde askeri tören düzenlendi. Törene, devlet erkânı tam kadro katıldı. Törene, Özel ve yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan, Başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Ali Babacan, bakanlar, MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, kuvvet komutanları, milletvekilleri ile eski Genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral Işık Koşaner, subaylar ve astsubaylar da katıldı. Sivil kıyafetiyle Kocatepe Camisi avlusuna gelen Orgeneral Özel, eşi Kamuran Özel, annesi Betül Güzin Özel ve kız kardeşleriyle taziyeleri kabul etti. Seyfettin Özel için öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in kıldırdığı cenaze namazı sonrası Özel’in Türk bayrağına sarılı tabutu, askerlerin omzunda top arabasına taşındı. Askeri törenin ardından cenaze aracına alınan Özel’in naaşı, defnedilmek üzere Cebeci Asri Mezarlığı’na götürüldü. Aracın tören alanından ayrılışı sırasında Orgeneral Özel, babasının naaşını başıyla selamladı. Emekli Piyade Albay Seyfettin Özel, 1918’de Konya’da doğdu. 1941’de Kara Harp Okulu’ndan mezun olan Özel, Kara Harp Okulu Öğrenci Alay Komutan Yardımcılığı da dahil TSK’nin çeşitli birimlerinde görev aldı. 1969’da emekliye ayrılan Özel’in 4 çocuğu var. Hukukumuzun Kayıpları... Türkiye çok kısa bir süre içinde iki ünlü hukukçusunu yitirdi. Aramızdaki adlarıyla önce Gülçin Abla’yı (Çaylıgil), ardından da Burhan Ağabey’i (Apaydın) sonsuzluğa uğurladık. Burhan Ağabey’in daha önce aramızdan ayrılan Orhan Ağabey’in yanına uğurlandığını söylemek yanlış olmaz. Çünkü ortak bir büroda çalıştıkları için duruşmaları ya da dava ile ilgili uygulamaları yoksa gittiğinizde ikisine de gitmiş olurdunuz. ??? 12 Eylül sabahı sokağa çıkma yasağı konmuştu ama gazetecilerin işleri nedeniyle yasağı dinleyecek halleri yoktu. Yazıişlerinden Müfit Alaçalı, gazeteye gitmek için bana da uğradı. Yolda konuşurken aklımıza geldi. Orhan Ağabey’i de alalım dedik. Ama kapısına vardığımızda tombul, babacan bir gece bekçisinin beklemekte olduğunu gördük. Sakıncalı İstanbul Barosu Başkanı ev hapsine alınmıştı. Ardından düzmece Barış Derneği Davası geldi. Sıra hapishane hapsine gelmişti. Burhan Ağabey’e de bu kez kardeşini savunmak görevi düşmüştü. ??? Burhan Ağabey, İstanbul Hukuk’u bitirdikten sonra Anayasa Kürsüsü’ne asistan olmuş, avukatlığa daha sonra başlamıştı. Bu özelliğiyle 1961 seçimleriyle oluşan TBMM’de Anayasa Komisyonu başkanlığına getirilmişti. Bana da imzaladığı ilk anı kitabı “Adaleti Arayan Adam” hukuk düzenimizdeki aksaklıkları da yansıtan bir başyapıt düzeyindeydi. Apaydın kardeşlerle Yassıada davalarının başlaması ile daha yakın olduk. Arada bir kaybolurlar, döndüklerinde üç numara kesilmiş saçlarından Balmumcu’da misafir edildiklerini anlardık. 12 Eylül öncesi ve sonrasındaki sıkıyönetim sırasında Cumhuriyet’in sorumlu yazıişleri müdürü olarak postu deldirmememi onlara borçlu olduğumu hiç unutmam. ??? Burhan Ağabey gibi Gülçin Abla’nın unutulmaz hukuk savaşımcılıklarına ilişkin olarak yazılıp söylenenleri yinelemek niyetinde değilim. Gülçin Abla ile geride kalan anılar İstanbul’dan ayrılmadan önce Moda’daki kahvelerde buluşup ettiğimiz sabah kahvaltılarında yatıyor. Fikret İlkiz ve Edibe Buğra ile şimdi aramızda olmayan Yılmaz Öztürk’ün örgütlediği sabah kahvaltılarının katılımcılarından biri de Gülçin Abla’ydı. Sohbet sırasında yaşadıklarına ilişkin anılarının tatlı olanlarından söz eder, hem dinler hem de moral bulurduk. ??? Üçünü de özlüyoruz... DİKKAT ÇEKEN TAVIR Devlet erkanının tam kadro katıldığı törende protokoldeki yerinde durmamayı tercih eden eski Genelkurmay Başkanı Koşaner, taziye töreninin ardından da komutanların yanına gitmedi. Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ Yönetim şirketle mahkemelik oldu. Danıştay ihalenin iptalini istedi ancak herhangi bir adım atmadı TRT’de bir garip ihale FIRAT KOZOK ANKARA TRT, kurumun 2 yıllık temizlik ve parkbahçe bakım hizmeti için 12.5 milyon TL’lik ihaleye çıktı. İhaleye katılan 16 firmanın 12’si komisyon tarafından çeşitli gerekçelerle elendi ve ihale yaklaşık maliyetin 110 bin TL altında teklif veren şirket ortaklığına verildi. İhalenin iptal edilmesini isteyen TRT Yönetim Kurulu ile şirket mahkemelik olunca, konu Danıştay’a kadar uzandı. Danıştay ihalenin iptal edilmesine karar verdi ancak idare, sözleşmenin iptali için adım atmadı. Sayıştay, “Danıştay kararının uygulanmayarak kurum menfaatı uygun olmayan hizmet sözleşmesinin iptal edilmeyip sürdürülmesi Maliye Bakanlığı’nca soruşturulmalı” dedi. Cumhuriyet’in TRT Yasası’nda Sayıştay’ın yıllık ve ara raporlarında TRT’nin idari, mali ve teknik işlemleri ile ilgili bazı konuların soruşturulmasının istendiği durumlarda Başbakan’ın tensibi ile Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu’nca yapılacağına işaret edilerek konunun soruşturulması gerektiği belirtildi. SAYIŞTAY: SORUŞTURULSUN ulaştığı rapora göre süreç şöyle gelişti: Kurumun, 265 işçi ile iki yıl süreyle malzemeli genel temizlik ve parkbahçe bakım hizmeti alımı için ihaleye çıkılabilmesi amacıyla 16 Haziran 2010’da yönetim kurulu tarafından karar alındı. İhalenin yaklaşık maliyeti 12.5, şirket kârı ise 1.1 milyon TL olarak belirlendi. Açık ihaleye 16 firma kapalı zarfla teklif verdi. İhale komisyonu bunlardan 3’ünü eksik ve uygun olmayan belge verdikleri gerekçesiyle eledi. Daha sonra da yapılan değerlendir melerin ardından 9 firma daha süreçten çıkarıldı. Fiyat teklifi yaklaşık maliyetin üstünde bulunan bir firma ile birlikte dört firmanın teklifleri değerlendirilme kapsamına alındı, yaklaşık maliyetin 110 bin TL altındaki teklif, ekonomik açıdan en avantajlısı olduğu gerekçesiyle TRT Yönetim Kurulu’na sunuldu. Ancak TRT Yönetim Kurulu yeterli rekabetin gerçekleşmediği ve kamu yararı gerekçeleriyle ihaleyi iptal etti. Komisyon tarafından en avantajlı teklifi verdiği saptanan şirketin TRT’ye ve Kamu İhale Kurumu’na itirazları sonucu değiştirmeyince, konu yargıya taşındı. Davayı görüşen Ankara 5. İdare Mahkemesi, başvuruyu haklı bularak iptal kararının yürütmesini durdurdu. Bölge İdare Mahkemesi de itirazı geri çevirdi. Mahkeme kararına göre 30 gün içerisinde işlem yapılması gerekliliği üzerine, ihale komisyonunun kararını bir kez daha değerlendiren yönetim kurulu, bu kez kararı onayladı ve iş ortağı firmalarla sözleşme imzalandı. Ancak bu kez de Danıştay’dan TRT Yönetim Kurulu lehine bir karar çıktı ve idare mahkemesinin kararını bozdu. Ancak TRT haklı çıktığı davayla ilgili idare herhangi bir adım atmadı. Sayıştay raporuna göre 13 Şubat 2012’de Danıştay kararı kuruma tebliğ edildi. Ancak firma ile imzalanan sözleşme sürdürüldü. Göbekli Tepe antikçağın yeni harikası ? LONDRA (Cumhuriyet) Şanlıurfa’da bulunan ve yakında sular altında kalacak Göbekli Tepe, “antikçağın yeni harikası” olarak ilan edildi. İngiliz Telegraph gazetesince yayımlanan makalede Göbekli Tepe’nin milattan 9 bin yıl önce inşa edildiğine dikkat çekilerek “Stonehenge veya piramitlerden iki kattan fazla eski ve metallerin, seramiğin ve tekerleğin bile keşfinden önce kalma” denildi. Koğuşa alınana kadar direneceğiz B en, MersinSilifke Atatürk Ortaokulu’nda öğretmenlik yapan bir eğitim emekçisiydim. Aynı MEHMET DOĞAN zamanda EğitimSen Silifke TemsilEğitimSen Silifke Temsilciliği ciliği Yönetim Kurulu Sekreterliği görevini sürdürüyordum. 19 Şubat Tutuklu Yönetim Kurulu Sekreteri 2013 günü sabahın seherinde 28 ilde olduğu gibi Silifke’de de polisin yukarıda ise susuz, dilsiz, lavabosuz kapıyı döven sesiyle uyandık. Günün kör ikinci bir musluk çaresizlik içinde aydınlığını karanlığa çevirmek için duvardan sarkıyordu. gelmişlerdi. Çocuklarımızın uykulu Haklılığımızdan aldığımız güçle gözleri polisin telsiz sesiyle aralandı. umutlarımıza gölge düşürmeden bu Babalarını almaya gelmişlerdi. 19 ayhücreden çıkarılana kadar açlık grelık kızım Zerem her sabah okula yolvindeyiz dedik, yemek kabul etmedik. culadığı gibi o sabah da beni yolcu etO gün öğleden sonra başka bir hücti. Hâlâ gözü kapıda okuldan dönmereye alındık. Kapalı bir tuvaleti, duşu, mi bekliyor. Suç aletlerim olan kitap, akar musluğuyla lavabosu ve küçücük dergi, gazete, CD ve bilgisayarla birbir havalandırmasının olması olumlu likte Mersin Emniyet Müdürlüğü’ne geyanlarıydı. Hücre içinde iki ranzadan tirildik. arta kalan alanda iki kişi yan yana geBeni, Dr. Mustafa Abacı’yı ve deçemiyor. Elbise dolabı, masa, sandalye mokratik eylemlere katıldığı için tuyok, olsa dahi koyacak yer yok. Yatuklanmış olan esnaf ağabeyimiz taklarımızın üzerinde hem yemek yiMehmet Bıldırcın’ı Ceyhan M Tipi Kayoruz hem de mektup yazıyoruz. Bir palı Hapishanesi’ne getirdiler. Nereye avuç gökyüzüne bakan havalandırma sevk edildiğimiz ve sevkin sebebi 7’ye 3 adımlık bir alan. Üç kişinin ayhakkında hiçbir açıklama yapmadılar. nı anda volta atması mümkün değil. Buraya geldiğimizde ise hapishanede Güneş bile yasak, ne hücremize, ne de yer olmadığını öğrendik. 600 kapasihavalandırmamıza ulaşabiliyor. Hateli hapishanede 900 kişi kalıyormuş. mamböcekleriyle salyangozlar rutubetli Muhalefeti susturmak, sindirmek için hücremizi çok seviyorlar. önüne geleni hapsedince hapishaneBurası bir disiplin hücresi. Disiplin ler dolmuş taşmış. Boş koğuş olmacezamız olmadığı için de bunu açıkdığını söyleyerek bizi bir müşahede ça itiraf edemiyorlar. Her tutuklu ve hühücresine koydular. kümlünün insan onuruna yakışır bir Küçücük hücrenin içini iki ranza dolyerde tutulma hakkı vardır. Tutuksuz durmuş durumdaydı. Ranzalardan aryargılanabilecekken tutuklama tedbita kalan köşeye ise bir tuvalet taşı konrini ihtiyaç gören adalet mensupları bidurmuşlar. Tuvalet taşının önü açık, bir zi insan onuruna yakışır bir yerde tutyanına da diz hizasında zavallı bir dumakla mükelleftir. Bu insanlık dışı var örmüşler. İnsan onurunu ayaklar almuameleyi kabul etmemiz mümkün tına alan böyle bir tuvaleti kullanmak değil. Sorumlular hakkında suç dumümkün değil. Utancından kapkara yurusunda bulunacağız. Bu koşullara kesilmiş tuvalet taşının yanında duran teslim olmayacak, koğuşa alınana taharet musluğu ise akan tek musluk kadar inancımızla, bedenimizle diolmanın gururunu yaşıyordu. Biraz renmeye devam edeceğiz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle