18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 NİSAN 2013 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 11 Lufthansa 1720 uçuştan yalnız 32’sini gerçekleştirecek. Hava İş ‘greve uçuyoruz’ mektupları gönderdi Çocukların Çığlığı Nisan ayı bir anlamda çocuk ayı. Yalnız 23 Nisan Bayramı nedeniyle değil, 17 Nisan’ın Köy Enstitülerinin kuruluşlarının 73. ve sağcı DP iktidarınca tamamıyla kapatılmalarının da 60. yılı olması bu ayın çocuklarla bağına ayrı bir anlam katıyor. Bu anlam çocuk işçiliği konusunun irdelenmesini gerektiriyor. TÜİK, 2 Nisan tarihli haber bülteninde, 2012 yılının son üç ayına ait Çocuk İşgücü Durumu’nu yayımladı. Resmi istatistiklere göre 617 yaş çocuklarının toplam sayısı 15 milyon 247 bindir. Bu toplamın 1 milyon 297 bini, yani, çocukların yüzde 8.5’i okula devam etmiyor. Bunun anlamı çok açıktır: Günümüzde bu ülkenin her on çocuğundan yaklaşık biri okula gidemiyor. Okula gitmeyen çocuklar ne yapıyor? Bu toplamın yaklaşık üçte biri bir gelir karşılığı olarak ekonomik işlerde çalışıyor; beşte ikiye yakınının ev işlerinde çalıştığını TÜİK saptıyor; dörtte biri de çalışmıyor yine de okula gitmiyor. Son bir nokta daha ekleyelim. Çalışan çocukların yarısından fazlası kırsal kesimde bulunuyor. HHH Başbakan, uzun bir süredir, her ailenin üç ya da beş çocuk sahibi olmasını ısrarla istiyor. İktidarı on yılını tamamlandığında da yaklaşık 1.3 milyon çocuk okul yüzü görmüyorsa, ailelerden daha fazla çocuk sahibi olmaları hangi, hadi yüzle demeyeyim, düşünceyle istenir? Gerçekte, Başbakan nüfus artışını kadınları eve hapsetmek istemesine ek olarak iki nedenle istiyor: Bunlardan biri ucuz işgücü; daha doğrusu işsizler ordusunu sürekli büyük kılarak, ücretleri ve kaldıysa sendikacılığı baskı altına almaktır. Bilinir ki, diğer koşullar veri alınırsa, düşük ücret yüksek kâr demektir. İktidarın kapitalizme hizmeti de ancak böyle olur! İkincisi de tüketici ya da boğaz sayısını yüksek tutmak ve böylelikle iç pazarın canlılığını sürdürmek ve arttırmaktır. Bu iki nedene ek olarak, ekonominin kimi alt sektörlerinde hâlâ geçerli olan ilkel makine kullanımı biçimleri, ekonomik ve teknik nedenlerle, yani ucuz ve esnek olduğundan, çocuk işçiliğini, işveren kârlarının arttırılması için çok çekici kılmaktadır. Ucuz işgücü ve tüketime dayalı bir ekonomi anlayışı AKP’nin ekonomik büyüme politikasının asıl dayanaklarıdır. Bu ekonomik büyüme politikasında, işgücünün niteliğinin arttırılması önemsenmiyor. İktidar, bilimsel bilgiyi hiçe sayıyor; sanata ters bakıyor. Böyle olunca da çağdaş bilimsel eğitime önem verilmesi; çocuğun ve gencin, sanatsal yaratıcılık yeteneklerini geliştirmesinin yollarının açılması gerektiği ve bunların yapılmasının ülkeyi yönetenler için bir toplumsal sorumluluk olduğu, akla bile gelmiyor. Başbakan’ın dayatmasıyla geçen ders yılı başında uygulamaya konulan ve adına 4+4+4 denilen eğitim sistemi, bu düşüncenin temelidir. Çocuk işçiliğini körükleyeceği kesin olan bu düzenleme sonucu, dört yıllık temel eğitimden sonra, yaklaşık 6.5 milyon çocuğun, çırak ve stajyer olarak çalışmaya başlayacağı konunun uzmanlarınca öngörülüyor. Sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulaması sırasında çocuk işçi sayısının, bir milyon 700 binden yarı yarıya azaldığı, ancak yukarıdaki istatistiklerin de kanıtladığı gibi, 2012’de yeniden tırmanışa geçtiği anlaşılıyor; yalnızca son bir yılda 38 çocuğun iş kazalarında yaşamını yitirdiği görülüyor (Ayşen Çatak Yalman, Radikal İki, 7 Nisan). İşgücü istatistiklerinin ölçmediği çok sayıda çocuk sömürüsü biçimlerinin olduğu da bilinmektedir. Özetle, 2013 Nisanı’nda da okul yerine işe gönderilen, ezilen ve sömürülen çocukların çığlığı yine duyulmuyor; Türkiye yarın bir kez daha çocuklarına yaptıklarından ve onlar için yapması gerekenleri yapmadığından utanmadan Çocuk Bayramı kutluyor! Şimdi grev zamanı Lufthansa’da sendika, çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve yüzde 5.2 ücret artışı isterken, Hava İş, THY’de grev aşamasına gelen toplusözleşme görüşmeleri hakkında bilgi vermek için işveren derneklerine mektup gönderdi. Ekonomi Servisi Hem ülkenin dört bir yanında hem de yurtdışında çeşitli ülkelerde haklarını almakta zorlanan emekçiler grev silahına başvurmaya zorlanıyor. Dünyanın önde gelen havayolu şirketlerinden Alman Luftansa şirketinde, Verdi sendikası şirketin telifini “müzakere edilemez” nitelemesiyle geri çevirirken, Türkiye’de THY’de işverenle toplusözleşme görüşmelerinde uzlaşamayan Havaİş sendikası grev uygulama kararı aldı. Bir yandan 60 yıllık tarihinde grev yaşanmayan Çaykur’da işçiler iş bırakmaya hazırlanırken öte yandan 150 bini aşkın metal işçisi greve zorlanıyor. Bugün yapılacak uyarı grevi nedeniyle Lufthansa’da çok sayıda uçuş iptal edildi. Lufthansa’dan yapılan açıklamada, Verdi sendikasının bugün yapacağı grev nedeniyle hava trafiğinde aksaklıklar yaşanacağı, planlanan 1720 uçuştan sadece 32’sinin gerçekleştirileceği belirtildi. Özellikle Almanya ve Avrupa içi kısa mesafeli bağlantılarda aksaklıkların meydana geleceği kaydedilen açıklamada, yolcuların uçuşların iptal edilip edilmediğiyle ilgili www. lufthansa.com adlı adresten bilgi alabilecekleri ifade edildi. Verdi sendikası Lufthansa’nın sunduğu teklifi müzakere edilemez olarak niteleyerek geri çevirmişti. Sendika, teknik ve servis elemanlarının çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve yüzde 5.2 ücret artışı talep ediyor. Havaİş Sendikası, THY’de grev aşamasına gelen toplusözleşme görüşmelerine ilişkin TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON, TİSK, TURSAB, TESK ve Türkiye İhracatçılar Birliği (TİB) başkanlarına mektup gönderdi. Havaİş Genel Sekreteri Mustafa Yağcı, THY’de uygulamaya konulacak grev kararının turizmden ithalatihracata kadar geniş bir alanda etkileri olacağını söyledi. Yağcı, “Grevin uygulanEkonomi Servisi Çaykur’a bağlı 58 işyerinde 10 bin işçinin katılımıymasıyla ortaya çıkacak ak la, 5 yıllık geçmişe dönük alacaklar ve zam farklarını tahsil etmek amacıyla saklıklar için ‘sendika bize grev başlıyor. Çaykur’da yapılacak grev aynı zamanda son 20 yılda kamubilgi vermemişti’ gibi ya daki en büyük katılımlı işçi eylemi niteliğini taşıyor. kınmaları ortadan kalTekgıdaİş Genel Başkanı Mustafa Türkel grevi çay kampanyası öncesindırmak için resmi yol de başlatarak Çaykur yönetimine kaosa yol açmamak için anlaşma fırsatı sağlardan bu örgütleri bil ladıklarını belirterek, “Gelin inattan vazgeçin işçilerin haklarını verin anlagilendirmeyi tercih et şalım” mesajı gönderdi. Greve Sendikal Güç Birliği Platformu’na bağlı Türkİş tik. Aynı zamanda çö üyesi sendikaların başkanları, DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş Sendikası yönetimi züme katkı koyabile ile Rize ve çevre illerdeki partiler, sivil toplum ve esnaf örgütleri de destek veriyor. ceklerse, bunları da Sendika Genel Başkanı Mustafa Türkel, son dakikaya kadar anlaşma umuduyalmak istedik” dedi. la ellerini Çaykur yönetimi ve Kamuİş’e iyi niyetle uzattıklarını ancak bir yanıt Toplusözleşme süre alamadıklarını söyleyerek, “Bu grevin bir hafta veya 10 gün sürmesiyle birlikte cinde 6 gün önceden fabrikaların yeni yaş çay kampanya dönemine yetişmeme durumu var. Kamtebliğ etmek şartıy panya döneminin açılmasıyla birlikte grev devam ettiği için müstahsil çayını la greve çıkabilecek toplayamayacak ve çay dalında kalacaktır” dedi. noktada olduklarını Emekçi greve uçuyor dile getiren Yağcı, grev tarihi için önlerinde 20 Mayıs’a kadar süre bulunduğunu, somut gelişmeler olmaması halinde bu tarihin beklenmeyebileceğini kaydetti. Tekgıdaİş: İnattan vazgeçin işçinin hakkını verin Sert iniş gözle görüldü Ekonomi Servisi Türkiye ekonomisinde yaşanan “sert iniş”, reel sektöre yansıdı. Karşılıksız çek, protestolu senet sayısında artışın sürdüğü 2013’ün ilk çeyreğinde kapanan şirket sayısı yüzde 27 arttı. Reel sektör açısından tüm göstergelerin şu anda negatif bir seyre dönmüş durumda olduğunu ifade eden Ekonomistler Platformu Başkanı Dr. Oğuz Demir, “Karşılıksız çek sayısı, protestolu senet sayısı ve takibe düşen brüt krediler reel sektörün ciddi ödeme güçlüğüne düştüğünü gösteriyor” dedi. 2013’ün ilk çeyreğinde karşılıksız çek sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.7 artışla 228 bin 517’ye ulaştı. Karşılıksız çek sayısı martta geçen yılın aynı ayına göre, yüzde 8.3 artışla 59 bin 543’ten 64 bin 490’a, yükseldi. Protestolu senet sayısı, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11.6 artışla 265 bin 181 adede, protestolu senet tutarı yüzde 35 artışla 1 milyar 806 milyon TL’ye ulaştı. İSMMMO’dan 25 milyon çalışan için öneriler CHP’de taşeron artık yok ANKARA (ANKA) CHP Genel Merkezi’nde taşeron firma aracılığıyla çalışan 37 kişi kadrolu personel statüsüne geçirildi. CHP’den yapılan açıklamaya göre, CHP’de 2011 seçim bildirgesinde yer alan “taşeronu kaldırma” vaadi, genel merkezde hayata geçirilmiş oldu. Açıklamaya göre, böylece Türkiye’de taşeron işçiliğe son verilerek tüm çalışanlarının sendikalı ve toplusözleşmeli olduğu ilk parti CHP oldu. Ekonomi Servisi Türkiye’de çalışan sayısı 25 milyona yaklaşırken “Çalışma Hayatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” adlı bir rapor hazırlayan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) yasal düzenlemeler ve uygulamalarla ilgili değişiklik önerilerini açıkladı. İSMMMO’nun “Çalışma Hayatında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri” raporuna göre 30 maddelik değişikliğin hayata geçmesiyle, sosyal barış ve iş yaşamındaki huzuru daha da artırmak mümkün. Türkiye’de resmi verilere göre 24 milyon 433 bin kişinin istihdam edildiğini vurgulayan İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, çözüm önerilerini içeren raporu yasa koyucu ve uygulayıcı kamu kurum ve kuruluşlarına sunduklarını belirterek, “Kayıt dışı ekonomi ve işsizliği en aza indirecek bir mücadele için herkes sosyal sorumluluğunu sahiplenmeli” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle