24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 2013 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ? Alevi dernekleri konuyla ilgili suç duyurusunda bulunurken CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş, provokasyonlara karşı sağduyulu olunması çağrısında bulundu. Kemal Burkay: Kürt halkı bir bütün olarak muhatap Sadece PKK’yle sorun çözülmez MİYASE İLKNUR ‘Esad’a destek verenlerin başı kesilecek’ Alevi mahallesinde SAVAŞ KÜRKLÜ kesilecektir. Sen Eset köpeğinin salyasında abdest alan kâfir, Suriye kutsal Sünni devletinin toprakları sizin dökülen kanlarınızla yunup arınacak. Yüce Allah’ın kolumuza vereceği kudretle hepinizin sonu yakındır” denildi. Pir Sultan Abdal Derneği öncülüğündeki Alevi dernekleri yasal işlem başlatılması için savcılığa suç duyurusunda bulundu. “Özellikle Arap Alevi kesimini ve gençlerini kışkırtmaya yönelik bazı oyunların tezgâhlandığını biliyoruz” diyen CHP Adana Milletvekili Ümit Özgümüş şöyle konuştu: “Konu güvenlik güçlerimizin takibinde. Bu aşamada tepki göstermek bu provokasyonu tezgâhlayan alçakların amacına hizmet edecektir. Tüm Alevi kesimini ve özellikle gençlerimizi sakin olmaya ve araştırmanın sonucunu beklemeye davet ediyorum.” tehdit bildirisi ADANA Adana’da Alevilerin yaşadığı mahallelerde, cihat çağrısı yapan ve “Suriye Devlet Başkanı Esad’a destek verenlerin başının gövdesinden ayrılacağı” gibi tehditlerin yazılı olduğu bildiriler dağıtıldı. Alevilerin yoğun olduğu Hadırlı, Mıdık, Sucuzade, Havuzlubahçe, Mirzaçelebi gibi mahallelerle kent merkezindeki Küçüksaat kesiminde, “Muaz El Hatip Taburu” imzasıyla önceki gün cihat çağrısı yapan, tehdit ve hakaretlerin yer aladığı bir bildiri dağıtıldı. Bildiride, “Biz Allah yolunda cihat etmiş ve şehitlikle nasiplenmiş önderimiz Şeyh MuazEl Hatip Taburu’nun askerleri olarak Eset ve işbirlikçilerine sesleniyoruz. Kâfire destek vermeyin. Allah yolunda olun. Yoksa başınız bedeninizden Allah yolunda Yurtdışında 31 yıllık sürgün hayatından sonra Türkiye’ye döndüğünde Kürt sorununa siyasal çözüm önermesi ve PKK’nin silah bırakması çağrısında bulunması nedeniyle PKK’nin silahlı dağ kadrosu tarafından tehdit edilirken, siyasi uzantısı BDP’liler tarafından da gelişi “devlet projesi” olarak lanse edildi. Oysa Kemal Burkay’ın Kürt sorununa siyasal çözüm önerisi ve Kürt haklarının mücadelesinin silahsız da yapılabileceğine ilişkin görüşleri yeni değildi. PKK ve Öcalan tarih sahnesine çıkmadan da Burkay, bu görüşleri çerçevesinde mücadele yürütüyordu. Burkay’ın liderliğinde 1974’te kurulan Özgürlük Yolu’nun Kürt sorununa yaklaşımları bugünkü HAKPAR çizgisinden pek de farklı değildi. İllegal olarak kurulsa bile Özgürlük Yolu, 1977 yerel seçimlerinde Mehdi Zana’yı Diyarbakır, 1979 ara yerel seçimlerinde ise Urfan Alpaslan’ı Ağrı’dan belediye başkanı seçtirmeyi başarmıştı. Bugün gelinen noktada ise üç yıl önce siyasal zeminde mücadeleyi savunduğu ve silahların bırakılmasını önerdiği için Burkay’ı çarmıha geren PKK aynı şeyleri savunma noktasına geldi. Adına “barış süreci” denen ve hükümetle Öcalan arasında yürütülen görüşmelere ilişkin HAKPAR Genel Başkanı Kemal Burkay’ın ne düşündüğü merak ediliyordu. Burkay, sürece ilişkin sorulara oldukça ihtiyatlı yanıtlar verdi. Barış sürecinin işleyiş ve sistematiği sizce doğru zeminlerde yürütülüyor mu? Hükümet son girişiminin, yani bu sürecin, PKK’ye silah bıraktırmaya yönelik olduğunu söyledi. Öyle olunca buna ilişkin görüşmelerin PKK lideri Öcalan’la ve PKK ile yürütülmesi doğaldır. Öcalan’la başlatıldı ve daha sonra devreye DTK ve BDP de sokuldu; Kandil’le ve PKK’nin Avrupa kanadıyla ilişkileri şimdi bu kesim sağlıyor. Görüşmelerin MİT eliyle başlatılması ve ilk aşamada gizli olarak yürütülmüş olması da her iki tarafın tercihi. Belli ki önce Öcalan ikna edildi, o da örgütünü ikna ediyor. Biz HAKPAR olarak şiddetin sona ermesinden ve PKK’nin silah bırakmasından yana olduğumuz için bu süreci destekliyoruz. Silahların susması elbet önemli ve çözüm yönünde bir eşiğin aşılmasıdır. Ama tek başına bunu bir çözüm süreci gibi göstermek doğru değil. Çözüm ancak Kürt halkının tüm temel haklarının tanınmasıyla mümkündür ve kapsamlı bir projeyle olur. Bir süre önce HDK’nin özerklik açıklamasına rağmen Öcalan’ın şimdilik bu konuyu ötelemesi bir taktik mi yoksa ayrı devlet ve federasyon talebi gibi bu konudan da mı vazgeçti? Öcalan ve partisinin zaten 1999’dan beri federasyon diye bir talepleri yoktu. Demokratik özerklik ise ne olduğu pek anlaşılmayan amorf bir şeydi. Bundan vazgeçilip geçilmediğini bilemem. Hükümet sürecin sadece silah bıraktırmaya yönelik olduğunu söylüyor; Öcalan’ın mektubunun özü de budur, yani örgütüne silahları bırakın diyor. Bir hukukçu olarak PKK’nin silahlı unsurların yurtdışına çıkarken yasal bir güvence istemesi nasıl mümkün olabilir? PKK’nin bu konu üzerinde ısrarlı olmasının arka planında yatan nedir? Eğer bu konuda iki taraf arasında bir uzlaşma varsa, güvence istemek doğaldır. PKK 1999’da da, devletin isteği ve onayıyla, silahlı güçlerini sınır dışına çekmiş, ama çekilme sırasında yer yer saldırıya uğrayarak önemli kayıplar vermişti. Bu kez dilerim böyle olmaz. rispi derler Akil adamların hükümetçe seçimini nasıl buluyorsunuz, bunların işlevi ve katkısı ne olur? Biz Kürtlerde bu tür kişilere “rispi” (ak sakallı) denir, iki tarafın da kendilerine güven duyması esastır. Bu olayda akil adamları hükümet açıkladı. Öcalan’ın da katkısı olup olmadığını bilemem. Ama BDP ve PKK’den pek bir itiraz gelmedi. Kendilerinden beklenen, silah bırakma sürecinde bazı toplum kesimlerinde var olan kaygı ve endişeleri gidermek. Eğer bunu yapabilirlerse elbet bu katkı olumludur. Bizde özgür tercihi Halkın Süreç başarılı olursa bölgede sizin geleceğiniz ne yönde etkilenir? Silahlar susar ve PKK tümden silah bırakırsa yeni bir dönem başlar. Siyaset barışçı yöntemlerle sürdürülür, onun üzerinde silahların gölgesi kalkar. Kanımca bu, BDP de dahil, herkesin yararınadır. Görüş ve taleplerimizle kitlelere gideriz, halkın özgürce tercihi esas olur. Karadeniz ve Ege de var Toplum Bu sürecin başlama düdüğünü sizce AKP ve PKK mi yoksa ABD mi çaldı? Silahları susturma girişimi yirmi yıl öncesinden başlayan ve kesintilerle devam eden bir süreç. Başlama düdüğünü ne AKP, ne PKK, ne de ABD çaldı. Tarihi zorunluluklar, hayatın kendisi çaldı. Toplumsal gelişme belli bir aşamaya gelince bu düdük çalar. Türkiye de bir değişimin eşiğine geldi, Kürt sorununu çözmek ve demokratikleşmek zorunda. Bunu yapamadıkça toplum acı çeker, bedel öder. Bu değişimi anlamayan liderler silinir, yapabilenler ülkenin önünü açar ve iz bırakır. 11 kent daha CEMİL CİĞERİM Sığınmacılar için bedel öder Ama bence doğru olan silahların bulundukları yerde bırakılması ve silah bırakanlara evlerine serbestçe dönme olanağının tanınmasıdır. Başbakan’ın CNNTürk’teki ‘Türkiye’nin eyaletlere ayrılması’ söylemi HAKPAR olarak sizin federasyon talebinizle örtüşüyor mu? Bence Başbakan Erdoğan’ın eyalet sisteminden söz etmesi ve bundan korkulmamasını söylemesi, Osmanlı döneminde Kürdistan ve Lazistan eyaletlerinin varlığını örnek göstermesi gerçekçi, makul bir tutumdur. Bunun bizim federasyon talebimizle örtüşüp örtüşmediğini söylemek için erkendir; bu, eyaletlere tanınacak yetkilerin düzeyine bağlıdır. KOMKAR olarak siz daha önce silahlı mücadeleye karşı çıkmıştınız. Gelinen süreçte silahlı Kürt örgütlenmesinin muhatap alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanırım bir dönem genel sekreterliğini yaptığım Kürdistan Sosyalist Partisi’ni kastedi yorsunuz. KOMKAR ise bir siyasi örgüt değil, ama 1970’li yıllardan beri Federal Almanya ve diğer birçok Avrupa ülkesinde faaliyet gösteren bir demokratik örgüttür. KOMKAR da bizim gibi şiddeti onaylamayan bir örgüttür. Şu anda söz konusu olan süreç, hükümetin deyişiyle PKK’ye silah bıraktırmaya yöneliktir. Öyle olunca, PKK ve Öcalan’la yürütülmesi doğaldır. Buna bakarak PKK politikalarının haklı çıktığı söylenemez. Bence gelinen durum bizi haklı çıkardı. Şiddet ve zor yöntemleriyle ne devletin ne de PKK’nin amacına ulaşamayacağı görüldü, bu nedenle devlet de PKK de gelinen aşamada silahları susturmaya yöneliyor. Kürt sorununun çözümü ise farklı bir şey. Bu elbet sadece Öcalan ve PKK ile görüşülerek veya sadece o kesimle pazarlık edilerek sağlanamaz. Kürt halkı bir bütün olarak muhataptır ve onun temel hakları pazarlık konusu yapılamaz. Çözüm konusunda HAKPAR olarak muhatabız. SAMSUN İçişleri Bakanlığı, Suriye’deki iç savaştan kaçan sığınmacıların Türkiye’ye gelişinde yoğunluk olması nedeniyle aralarında Samsun’un da bulunduğu 11 kenti, “sığınmacıların serbest ikametlerine izin verilen” iller kapsamına aldı. İçişleri Bakanlığı tarafından Samsun Valiliği’ne gönderilen yazıda, “Samsun, Sinop, Zonguldak, Manisa, Karabük, Adıyaman, Elazığ, Giresun, Ordu, Trabzon ve Artvin illerinde, sığınmacıların veya sığınma başvuru sahiplerinin serbest ikametlerine izin verilen iller arasına alındı” denildi. Samsun Valiliği de kamu kurum ve kuruluşlarına gönderdiği “İltica / Sığınma Talebinde Bulunan Yabancılar” konulu yazısında konuyla ilgili tedbirlerin alınmasını istedi. Samsun Valisi Hüseyin Aksoy’un imzasıyla gönderilen yazıda şu ifadelere yer verildi: “Yakın zaman içerisinde ilimize yerleştirilmek üzere sevk edilecek olan yabancılara, hayatlarını kendi imkânlarıyla idame ettirene kadar ayni nakdi, barınma, sağlık, eğitim vb. konularda geçici olarak destek verilmek üzere kurumlarınızın hazır hale getirilmesi için gerekli çalışmaların tamamlanarak herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini rica ederim.” Suriyeli sığınmacılar Antakya, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Mardin, Urfa’ya yerleşmişti Bir çocuk daha okusun diye VEFAT Baromuzun 27973 sicil sayısında kayıtlı ANMA <UHôLWPFDQOÔODULoLQVHYJLGROX \LôLW\UHNOLoDOÔ÷NDQHQHUMLN VRQVX]SD\OD÷ÔPFÔ ACI K AY BIMIZ Merhum ve Merhume Ali ve Hatice Yıldırım'ın biricik evladı, Merhum Yusuf İzzettin Bozalp'in sevgili eşi, Halil, Hatice, Zübeyde, Aydın, Berrin ve Adnan’ın biricik anneleri AVUKAT MEHMET VEDAT CEM 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 '267ı16$1&$1,0,=%$%$0,= MEHMET ÜNER 6HQLQHOLQLWXWDPDGDQVDQDVÔPVÔNÔ VDUÔODPDGDQ³$÷NÔPVÔQ´GL\HPHGHQ *QOHUD\ODUKDWWDNRVNRFDPDQ o\ÔOJHoWLVHQVL]« ,ö,./$5ıdı1'(2/ 6(1ı6(9ı<258= 9HKHUJHoHQJQDUWDQELU|]OHPYH VRQVX]VHYJLLOHDQÔ\RUX] 11.04.2013 tarihinde vefat etmiştir. Aziz meslektaşımızın cenazesi 12.04.2013 Cuma günü (bugün), Karacaahmet Şakirin Camii’nde kılınacak öğle namazını müteakip, Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilecektir. Merhuma Tanrı’dan rahmet, kederli ailesine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz. Vecihe Bozalp 11 Nisan 2013 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 12 Nisan 2013 Cuma (bugün) Ataşehir Mimar Sinan Camii'nde kılınacak öğlen namazını takiben Karacaahmet Mezarlığına defnedilecektir. www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası Osmanbey Şubesi 00158007287986476 İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI &(5(11(9ı1h1(5 %$ö$.h1(5.2d*g.+$1.2d AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle