Katalog

SAYFA 4 HABERLER CUMHURİYET 1 NİSAN 2013 PAZARTESİ CHP PM üyesi Ercan Karakaş, barış sürecinde dayatmanın yeri olmadığını söyledi ‘Demokrasi önkoşul’ ? MANİSA (Cumhuriyet) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Çözüm süreci, Türkiye’deki fetret devrini yok edecek, bitirecek. Fetret yok edildiğinde, ayağımızdaki prangalardan biri kalkacak” dedi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile katıldığı, partisinin Salihli’deki eğitim programında konuşan Davutoğlu, devletlerin belli dönemlerde “hücre yenilemesi” yaptığını, bu dönemde de bunu gerçekleştirdiklerini söyledi. Hücreleri yeniliyoruz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Parti Meclisi (PM) üyesi Ercan Karakaş, iktidarın barış sürecindeki tavrını eleştirirken “Umutlarımızın önkoşulu barış ise barışın da kalıcılaşmasının önkoşulu ‘insan haklarına dayalı, çoğulcu ve özgürlükçü bir çizgideki tam demokrasi’dir. Barış sürecinde dayatmanın yeri yoktur” dedi. “Akil insan”lar arasında da adı geçen Karakaş, “barış umudu”nu demokrasi ve sol açısından değerlendirdi: Kürt sorununun çözümü konusunda ciddi bir çalışması olmayan AKP hükümeti “Kürt meselesi bizim meselemizdir” dediği 2005 yılından bu yana barışçıl çözüm ortamını sağlayamadı. AKP hükümetinin bu süreçteki tutumunu iki adım ileri iki adım geri olarak özetlemek mümkün. 2005’teki “Kürt Açılımı” ve “Alevi Açılımı” bu nedenle sonuçsuz kaldı ve düş kırıklığı yarattı. 2013’e gelindiğinde, İmralı’da Öcalan’la görüşmeler, müzakereler, Kandil’e BDP’lilerce gönderilen mesaj ve 21 Mart’ta Diyarbakır Nevruz’unda okunan çağrı toplumda yeni umutlara yol açıyor. İn ‘ELEŞTİRMEK, BARIŞ KARŞITLIĞI DEĞİL’ osyal demokratların, CHP’nin barışa karşı olması düşünülemez. Sosyal demokrasi için barış yalnız bir hedef değil, aynı zamanda bir temel değerdir. S CHP, 21. yüzyılda artık siyasi sorunların silahla, şiddetle ve terör uygulayarak çözülmesinin mümkün olmadığına inanmakta ve barışçıl demokratik çözümü savunmaktadır. Hükümetin; çözüm yolunda endişelerini, yapılan yanlışları dile getiren ve gidişe ilişkin soru soranları “barış karşıtı” olarak göstermekten vazgeçmesi, farklı görüş ve yaklaşımların kamuoyu önünde tartışılmasını demokrasiye ve sağlıklı çözüme katkı olarak değerlendirmesi gerekir. Kürt sorununun barışçıl çözümü; akan kanın durması; yaşanan acıların, travmaların atlatılması yönündeki her samimi adım kadar her yapıcı eleştiri de önemlidir. Çünkü sürecin henüz başlangıcındayız ve daha tartışılması gereken önemli süreçler olacak. Gönüllü Kölelik Nasıl Oluşturulur? Tarih boyunca merak edilmiştir; insanlar nasıl olup da gönüllü köleler gibi başlarına bir efendi getirip itaat etmişlerdir? Geçmişin kralları, imparatorları, sultanları, beyleri, ağaları, günümüzün patronları, siyasal liderleri nasıl oluyor da itaatli bireyleri, sessiz kitleleri yaratabiliyor? Frédéric Lordon, “KapitalizmArzu ve Kölelik” adlı kitabında bu konuyu inceliyor. (Metis Yayınları, Mart 2013). Marx ve Spinoza’nın işbirliğine dayanan çalışma, insanların iradesine el koyan etkenlerin ne olduğunu araştırıyor. Kısaca şöyle: Bireyin beğenilme, sevilme, hoşa gitme dürtüsü ile bunu sağlayacak şeyleri satın alma güdüsü buluşturuluyor. Yeme içme, barınma, giyinme gereksinimleri reklamlarla desteklenen satın alma, başkalarına gösterme ve görünme güdüsüyle yönlendiriliyor. Bunları yapabilmek için gerektiği kabul edilen paranın kazanılması için de “ücretli emek” doğmuş oluyor. İşte, “ücretli emek” pazarına çıkan kişi de durumuna, niteliğine göre değişse de “gönüllü köle” olarak hayatını sürdürüyor. Bu durumun temel noktası, “bireyde yaratılan arzu”dur. Sonuçta arzu olarak dile getirilen dürtüler, bilişsel kontrolü devre dışı bırakıyor, kişi de arzularının esiri olarak “gönüllü köle” oluyor, artık durumunu sürdürmekten başka bir derdi de kalmıyor. Küresel kapitalizmin bireyi “gönüllü köle” yapma mekanizması budur, görünen de budur, yaşanan da budur. ??? AVM’lere koşuşan insanlar, vitrinlerden ayrılamayan gözler, her yeni ürüne duyulan iştah, neden ve neye yarıştığını bilmeden yarışan insanlar. Kendinden hoşnut olmayan kadınlar, hırsla koşuşan erkekler, ne yapacağını bilmeyen gençler, doyumsuz çocuklar hep bu amacından sapmış yaşam ekseninin sonuçlarıdır. Sağlık, güzel olma, genç olma eksenine kaymıştır. Başarı, başkasından üstün olma eksenine kaymıştır. Bilinç, yerini inanç eksenine bırakmıştır. Güven, yerini güvensizliğe terk etmiştir. Gelecek, geçmişte aranır duruma gelmiştir. Para, günümüzün totemi, tapınma nesnesidir. Parayı elinde tutanlar günümüzün efendileridir. Geriye kalanlara yaşamak için “ücretli emek” sığınağı kalmaktadır ki bu da işte bireyin “gönüllü köleliği”dir. Bireyin “gönüllü köleliği”, toplumun “sessiz itaat”e teslim olmasıdır. Günümüzün “manzarai umumiye”si budur. ??? Ne yapılabilir? Bu durumda bir şey yapılabilir mi? Arzulardan vaz mı geçilmelidir? Güdülere kulak verilmemeli midir? Bunlar olası değildir. Dürtüler de bizimdir, arzu nesneleri de isteklerimizdir. Güdüler de toplumsal kökenleriyle inkâr edilemez. Duygularımız temel gücümüzdür. Aklımız da rotamıza egemen olmalıdır. Yapacağımız, bu enerji odakları arasında denge kurmaktır. Kendimizi sisteme teslim etmemektir. Toplumu bu “gönüllü kölelik”ten kurtarmak için çalışmaktır. Bu çalışma kendi kurtuluşumuz için de zorunludur. Bilinç, bilinç, bilinç... Ne yaptığını, neden yaptığını, kimin için yaptığını bilme. Yaşam eksenini kendi iradesiyle yönetme. Bireyin kurtuluşu da dünyanın değişimi de burada. Ya bunu yapacaksın ya da “gönüllü köleliğe” devam… sanların barış için umutlanması son derece doğal. Hiç kuşkusuz bu sürecin başarılı olması için Türkiye’de insan haklarına dayalı, evrensel normlarla uyumlu, çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü demokrasinin kurulması gerekir. Uluslararası kuruluşların da saptadığı gibi Türkiye, böylesine bir demokrasi anlayışının çok uzağında ve maalesef “2. sınıf demokrasiler” kategorisinde yer alıyor. Ülkemizde barışın kalıcılaşması için demokrasinin eksiksiz hale gelmesi bir önkoşuldur. Yani “umutlarımızın önkoşulu barış” ise barışın da kalıcılaşmasının ön koşulu “insan haklarına dayalı, çoğulcu ve özgürlükçü bir çizgideki tam demokrasi”dir. Barış sürecinde dayatmanın yeri yoktur. Toplumun çeşitli kesimlerinin, Kürtlerin, Alevilerin, İslam dışındaki inanç gruplarının, emekçi kesimlerin hak ve özgürlük taleplerinin karşılık bulması ve dolayısıyla eşitlik temelinde, barış ve güven içinde birlikte yaşamı böyle bir demokrasi anlayışı ve pratiği olmaksızın tam olarak gerçekleşemez. AKP hükümetinin en büyük açmazı buradadır. Yani şu anda yaşanan “2. sınıf” demokrasiyi “ileri” demokrasi diye takdim etmeye çalışmasındandır. Hükümetin, parlamenter demokrasiyi güçlendirmek, insan hak ve özgürlüklerini ve hukuk devletini güvenceye almak amacıyla TBMM’de başlatılan anayasayı yenileme çalışmasına “Türk tipi otoriter başkanlık sistemi”ni dayatması da ifade özgürlüğünün önündeki engellere dokunmayan “4. yargı paketi” de demokrasinin genişletilmesine hayrı olmayan girişimlerdir. Hatta önerilen başkanlık sistemi, barış sürecine de zarar verecek ve belli toplum kesimlerini ikilem içinde bırakacak gereksiz, yanlış, demokrasi yerine otoriteyi güçlendirecek bir öneridir. ? ANKARA (ANKA) içişleri Bakanı Muuammer Güler, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün’ün göz yaşartıcı silahların kullanımıyla ilgili soru önergesini yanıtladı. Güler, göz yaşartıcı gaz silahları ve mühimmatının, bu konuda eğitim almış personel tarafından kullanıldığını savundu. ‘Biber gazı uzmanında’ymış Öcalan’la görüşmeye AKP’li seçmenin desteği yüzde 50’nin çok altında kaldı Ankette Öcalan sıkıntısı ERDEM GÜL ? ANKARA (ANKA) CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, siyasi suçlarda tutukluluk süresinin 10 yıl olarak uygulanmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu vurguladı. Tanrıkulu; Özgür Kabadayı, Hikmet Korkusuz ve Hüseyin Akın’ın tutukluluk süreleri 10 yılı aşmış olmasına karşın tahliye taleplerinin reddedilğini anımsattı. Uzun tutukluluk Meclis’e taşındı ‘Türkeş olsaydı destek verirdi’ ? KARABÜK (Cumhuriyet) AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, partilsinin İl Başkanlığı Danışma Meclisi toplantısında konuştu. Şahin, muhalefet partilerinin çözüm sürecine ‘Vatan bölünüyor’ söylemiyle karşı çıktıklarını savundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ‘Bu savaş sürsün’ dediğini savunan Şahin, “MHP’nin başında şu anda rahmetli Türkeş olsaydı, çözüm sürecine en büyük desteği verirdi” dedi. ANKARA AKP’lilerin halk desteğinin yükseldiğinin en önemli kanıt olarak gösterdikleri çözüme desteğin yüzde 58 olarak çıktığı ankette Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Abdullah Öcalan sorusunu açıklamaması dikkat çekti. Aynı ankette yer alan sürecin Öcalan’la görüşülerek yürütülmesine destek yüzde 50’nin çok altında kaldı. AKP’ye oy vereceğini söyleyen seçmenler de sürecin Öcalan’la görüşülerek yürütülmesine karşı çıktı. AKP’nin İmralı’da Öcalan’la yürütülen görüşme sürecine ilişkin ikinci anketinin sonuçları geçen hafta Erdoğan tarafından, AKP’nin Akdeniz Bölgesi milletvekilleri toplantısında açıklandı. Öcalan’ın Nevruz’da Diyarbakır’da okunan mesajı öncesinde AKP tarafından ANAR’a yaptırılan ankette, “Çözüm sürecinde AKP’nin izlediği politikayı nasıl buluyorsunuz” sorusuna yüzde 58 oranında destek çıktı. Ancak, Erdoğan ve AKP yöneticilerinin aynı ankette sorulan Öcalan’la ilgili soruyu açıklamadıkları ortaya çıktı. Edinilen bilgilere göre ankette, “Sürecin Öcalan’la görüşülerek yürütülmesine nasıl bakıyorsunuz” sorusu yöneltildi. Anketten sürecin Öcalan’la görüşülerek yürütülmesine büyük bir çoğunlukla olumsuz yanıt geldi. Öcalan’la görüşmeye Türkiye genelindeki destek, yüzde 30’ların ancak biraz üzerinde çıktı. AKP seçmeni arasında da Öcalan’la görüşmeye destek yüzde 50’lerin altında kaldı. Aynı anketteki partilerin oy oranlarında AKP’nin oyu yüzde 53 çıkmasına karşın AKP’liler arasında Öcalan’la görüşülmesine destek yüzde 40’larda kaldı. Muğla Üniversitesi, önceki geceyi gergin geçirdi. Prof. Ethem Ruhi Fığlalı Öğrenci Yurdu’nda çıkan tartışmanın büyümesi üzerine iki grup birbirine girdi. Karşıt grupların kavgasına polis TOMA, panzer, akrep ve özel harekât birimleriyle müdahale etti. İki grup arasına barikat kuran polis, dağılma uyarılarının dikkate alınmaması üzerine 7 öğrenciyi gözaltına aldı. Olaylarda yaşanan arbedede bir polis memuru hafif yaralandı. Öğrenciler Emniyette ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar da yurt binasına gelerek olay hakkında bilgi aldı. (Fotoğraf: DHA) Üniversitede gerginlik CHP’li başkandan sürece tam destek: Artık Mardin’de güller açsın ADNAN AVUKA ifade eden Ayaz, “6 dönemdir belediye başkanlığı yapıyorum. Bir gün bile içimiz rahat olmadı. Tek düşüncemiz acaba bugün ne olacak? İlçemizde insanlar kaçırıldı, öldürüldü. Memurlar buraya gelemez oldu. Gelenler hep istifa edip dönmek istiyor. Sonuç ne oldu, insanlar hep zarar gördü” diye konuştu. Barış gelince bölgenin de kalkınacağını, işsizlik sorununun çözüleceğini vurgulayan Ayaz, “Dünyanın en güzel illerinden birisi olan Mardin ve ilçelerinde artık güller açsın, solmasın” dedi. MARDİN Mardin’in tek CHP’li Belediye Başkanı olan Savur Belediye Başkanı Eşref Ayaz, Kürt sorununun çözüm sürecine tam destek verdiğini açıkladı. Ayaz, “Ülkesini ve milletini seven herkes, hangi partiden olursa olsun bu barış sürecini desteklemeli. Analar ağlamasın, sevgililer ağıt yakmasın. Terör nedeniyle ilçemizi terk edenler geri gelsin” dedi. Barışın bölgede huzur ve güvenlik sağlayacağını ULUSA SESLENİŞ KONUŞMASI MHP LİDERİ’NDEN SERT ELEŞTİRİ CHP Milletvekili Öztürk 250 kilo eroin ele geçirildi ? HAKKÂRİ (AA) Güvenlik güçleri Yüksekova’nın İran sınırındaki Yediveren bölgesine hava destekli operasyon düzenledi. Operasyonda 250 kilogram eroin ile uyuşturucu yapımında kullanılan 1 ton malzeme, 4 Kalaşnikof tüfek, Glock tabanca ele geçirildi. Eroinin piyasa değerinin 8 milyon TL olduğu öğrenildi. Erdoğan: Kan tutkusu içine girmişler ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, “Millete Hizmet Yolunda” adlı Ulusa Sesleniş konuşmasında çözüm sürecini eleştirenlere sert çıktı. Erdoğan, “Siyasi hırsla, rant hırsıyla, aklı yedeğe almış bir gözü dönmüşlükle, tarihe, ecdada, şehitlerimize sırtını dönmüş bir şaşkınlıkla, kan tutkusu içine girmiş, izanını yitirmişlerin öfke nöbetlerine aldanmayın” dedi. Erdoğan, konuşmasında başta MHP olmak üzere çözüm sürecine karşı çıkanlara ağır sözlerle yüklendi. Erdoğan, “Sürecin hassasiyetinin idrakiyle, diğerleri gibi sorumsuz davranmıyoruz. Yoksa söyleyecek çok sözümüz var” derken hırsa ve öfkeye kapılıp süreçten vazgeçmeyeceklerini belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne pazarlık, ne taviz ne de geri atma bizim anlayışımızda yer bulamaz.” ‘Başbakan İmralı’nın kölesi olmuş’ ANTALYA (Cumhuriyet) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile görüşecek heyeti belirlemesini sert bir dille eleştirerek “Öcalan’ın himayesine girmiş, onun kölesi olmuş. Şimdi de ağalık satıyor” dedi. Antalya’da Serik Belediyesi’nce düzenlenen Cuma Pazarı ve Alışveriş Merkezi’nin temel atma törenine katılan Bahçeli, tören alanına partililerin “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganları eşliğinde girdi. Bahçeli, iktidarın PKK ile mücadele edeceği yerde müzakereye başlayan ‘zavallı’ bir konuma düştüğünü söyledi. Bahçeli, şöyle devam etti: “AKP hükümeti milli değerlerimizi ve milli birliğimizi çöpe atmak için sabırsızlanmaktadır. Başbakan, tümüyle İmralı canisinin çekim alanına girmiştir. PKK’nin elinde oyuncağa dönüşmüştür.” CHP’liler kaza yaptı MERSİN (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya, milletvekili Ali Rıza Öztürk, Ankara İl Başkan Yardımcısı Fahri Yıldırım, Akkaya’nın danışmanı Tayfun Şahin ve bir sürücü trafik kazası sonucu hafif yaralandı. Silifke ilçesindeki bir programa katılacak olan CHP’lileri taşıyan Veli Çamöz yönetimindeki otomobil, merkez Mezitli ilçesi Tece Plajı yolunda dönüş yapmak isteyen Mehmet Ali Havuçgil’in kullandığı TIR’la çarpıştı. Kazada, Akkaya, Öztürk, Yıldırım, Akkaya’nın danışmanı Tayfun Şahin ve sürücü Çamöz yaralandı. Mersin Devlet Hastanesi’ne kaldırılan yaralıların durumlarının iyi olduğu belirtildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da kaza geçirenleri arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti. (Fotoğraflar: DHA)