18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 NİSAN 2013 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] Cumhurbaşkanına hakaretten yakalama kararı çıkarılan komedyen 2 bin dolar kefaletle serbest Mısır’da mizaha kıskaç Dış Haberler Servisi İslami değerleri ve Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi aşağıladığı gerekçesiyle hakkında yakalama kararı çıkarılan Mısırlı ünlü komedyen Besim Yusuf kendi isteğiyle savcılığa giderek ifade verdi. Komedyen ifadesinin ardından 2 bin 200 dolar kefaletle serbest bırakıldı. Yusuf daha sonra Twitter hesabından yaptığı açıklamada “kendisine bir bardak su bile verilmediğini” belirtti. Ünlü komedyen daha önce birçok kez Mursi’ye hakaret gerekçesiyle davalık olmuştu. “ElBernameg” adını taşıyan programındaki şovlarında hukuk davalarını da hedef alan komedyen hakkında İslamcı hukukçularca, “ahlaki değerleri” ve “dini ilkeleri” çiğnediği gerekçesiyle de davalar açılmıştı. Şovlarından birinde eski Devlet Başkanı Enver Sedat’ın katillerinden birinin pişmanlık duyarak Sedat’la birlikte yanlışlıkla öldürdüğü kişiler için oruç tuttuğunu hatırlatan Yusuf, “Nasıl mesaj ama. Birileri din adına, Allah adına bir suikast gerçekleştirecek, sonra birden pişman olup üç ay oruç tutacak ve din adına böylece aklanacak” sözleriyle şimşekleri üzerine çekmişti. Yusuf hakkında verilen yakalama kararı, demokrasi yanlısı bazı aktivistler hakkında verilen benzer kararın ardından geldi. Arap dünyasının ünlü simaları arasında yer alan 71 yaşındaki eski aktör/komedyen Adil İmam da İslam’a hakaret ettiği gerekçesiyle 3 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. Adil İmam’ın, 2007’de üniversite diploması satın al İlk değil Besim Yusuf, savcılığa giderken destekçileri yanından ayrılmadı. (Fotoğraf: AP) maya çalışan ahlaksız bir işadamını canlandırdığı filmde “İslam’a dil uzatmaktan” suçlu bulunduğu kaydediliyor. Mısır’da geçen ay da liberal Özgür Mısırlılar partisinin kurucusu Necib Seviris adlı işadamı, sosyal paylaşım sitesi Twitter’da, ünlü çizgi film karakterleri Mickey ve Minnie Mouse’u İslami kurallara uygun giysiler içinde gösteren resimler yayımladığı için benzer suçlamalarla karşı karşıya kaldı. Kuveyt’te de Hamid el Halidi adlı muhalif attığı Twitter mesajı nedeniyle iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Halidi’nin, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el Ahmed el Sabah’a hakaret ettiği ileri sürülüyor. Geçen hafta da Bedir el Raşidi adlı bir muhalif emire karşı darbe çağrısı yaptığı ve emire hakaret ettiği gerekçesiyle 5 yıl hapse mahkum edilmişti. Açılım, Katılım ve Dönüşüm “Kürt meselesi” üzerindeki “çözüm süreci” 1991’den beri, “reel politikanın” belirlediği bir sürecin içinde adım adım yürütülmekte ve ilerlemektedir. 1991’de Çekiç Güç ile başlayan fiili durum, Kuzey Irak Kürdistanı’nın bugünkü noktaya gelmesinde gerekli altyapıyı hazırlamıştır. Bugün Irak Kürdistanı’nda yalnız ABD ve Avrupa firmaları değil Türk şirketleri de kolları sıvamış, “mamur” bir Kürdistan’ın inşası için, hem de kâr ederek faaliyet gösteriyorlar; Ankara, Irak Kürdistanı’nın petrolünün değerlendirilmesi ve Akdeniz’e ulaşmasında etkili olmaktadır. Suriye’deki Arap Baharı yalnızca Şam’ı Tahran’dan koparmak için değildir; “Suriye Kürdistanı” da hazırlanmaktadır. Güneydoğu Anadolu, 22 Mart Öcalan mesajı ve Diyarbakır mitingi ile geri dönülemeyecek bir sürecin içine girmiştir. Ankara ile Kürt tarafı arasındaki diyalog ve görüşmeler, ABD ve AB tarafından da desteklenerek belli bir noktaya getirilmiştir. BDP ve yerel yöneticilerle Erbil arasında diyalog sağlıklı bir biçimde yürüyor. AKP hükümeti, Kürt sorununun çözümünde başlattığı girişimlerle ABD ve AB’den destek aldı. İsrail ise fiilen çok etkili olmasına karşın kendisini geri planda tutuyor. Ancak masanın altı ile üstü kaçınılmaz olarak yakınlaşmak zorunda; Tel Aviv’in Ankara’dan özür dilemesi bunu açığa çıkardı. Ankara ile İsrail arasında Kürt sorunu konusundaki yakın ilişki, gün ışığına çıkmak zorunda. Kürt sorunundaki yeni diyalog açılımı, CHP’den de dolaylı destek almış durumda. ABD, AB ve Türkiye içinde geniş bir kesimin destek verdiği bir noktada CHP karşı çıkamazdı. Diyalog ve çözüm konusunda içerden ve dışardan büyük destek var. Sorun, “nasıl bir çözüm” konusunda düğümleniyor; Kimilerine göre bu uzun bir süreç olacak. “Hele bir başlasın, gittiği yere kadar gider” diye değerlendirenler “başlamanın, kendi dışsallıklarını yaratacağına inanıyorlar”. Bu aslında, yabana atılamayacak gerçekçi bir trenddir. Kimileri ise Kürt kimliği ve milliyetçiliği yerine İslami şemsiyeyi öne çıkarmaya çalışıyorlar. Bu ise geçiş döneminin geçici enstrümanı. Tabii olaya bir de devlet ve hükümet politikaları açısından bakanlar var. Eğer federal yapı ve özerkliğe altyapı hazırlayacak bir anayasa kabul edilirse Cumhuriyetin temel niteliklerinde önemli değişiklikler ortaya çıkacaktır. Cumhuriyetle, Lozan’la kavgası olan kimi çevreler yeni bir yapılanma istiyorlar. Daha önce defalarca yazdığım gibi “Kürt faktörünü, Arap, Fars ve Türk faktörlerinin (oluşumlarının) yanına ayrı bir güç olarak yerleştirmek” kimi küresel ve bölgesel güçlerin işine gelmektedir. Bu da onların penceresinden yadırganmaması gereken bir bakış açısıdır. Uluslararası ilişkilerin odağında, güç ve iktidar kavgası vardır. Bugün Türkiye kamuoyunda barışın sağlanması konusunda oldukça güçlü bir paydanın oluştuğunu görüyoruz. Sadece, barışın koşulları konusunda önemli görüş ayrılıkları bulunuyor. Türk ve Kürt unsurları birleştirici, ülkenin bütünlüğünü bozmayan bir süreç geniş bir kesim tarafından destekleniyor. Sorun barışın, bu koşullar altında sağlanıp sağlanamayacağında yatıyor. Sağlanması, en büyük umudumuz ve beklentimiz. 13 TÜRK DUMANDAN ZEHİRLENDİ Almanya’da yine yangın, yine şüphe Dış Haberler Servisi Almanya’nın Köln kentindeki Höhenberg semtinde Türklerin oturduğu 14 daireli bir apartmanda önceki akşam çıkan yangında 1’i kadın 2 kişi öldü. Ölenlerin 30 yaşında bir Alman ile 19 yaşındaki Arnavut asıllı kız arkadaşı olduğu öne sürüldü. İtfaiye sözcüsü, yangının yerel saatle 21.30 sıralarında bilinmeyen bir nedenle çıktığını, yangında aralarında dumandan etkilenenlerin de bulunduğu 29 kişinin hastaneye kaldırıldığını, dumandan etkilenenler arasında 13 Türk bulunduğunu açıkladı. Kızıltaş, Coşar ve Atile ailelerinin de oturduğu binadan yükselen alevleri görenler polis ve itfaiyeye haber verirken yangına ilk müdahaleyi karşıdaki apartmanın görevlisi olan bir Türk yaptı. İtfaiye ve kurtarma ekiplerindeki 42 görevli yangına 23 araçla müdahale ederken yangın 6 saatte söndürülebildi. Yangının meydana geldiği apartmanın sahibi Yusuf Kızıltaş, binada oturan herkesi tek tek aradığını ve tüm Türklere ulaştığını söyledi. Sadece Arnavut asıllı 19 yaşındaki kadın kiracıya ulaşamadığını ifade eden Kızıltaş, söz konusu kiracıyla iki hafta önce anlaştığını ve sözleşme dahi imzalamadığını belirtti. Yangında ölen diğer kişinin 30 yaşında bir Alman olduğunu bildiren Kızıltaş, bu kişinin Arnavut asıllı kadının evinde bulunduğunu kaydetti. Polisin kundaklama şüphesiyle başlattığı soruşturma da sürüyor. Apartmanda oturan Türklerden ölen olmadığı, bazılarının dumandan etkilenerek hastaneye götürüldüğü belirtiliyor. Olay yerine giden Türkiye’nin Köln Konsolosu Yonca Sunel ve Avrupa Demokratlar Birliği Genel Başkanı Süleyman Çelik’in yetkililerle iletişim halinde oldukları bildirildi. Dış Haber ler Servisi İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen DEBKAfile sitesi, Türkiye ve Lübnan üzerinden Suriyeli muhaliflere sağlanan silahların El Kaide’ye bağlı El Nus ra Cephesi’ne satıldığının öğrenilmesi üzerine Türkiye ve Batı’nın isyancılara silah ambargosu başlattığını öne sürdü. Haberde, “Batı’nın Beşşar Esad ile savaşan Suriyeli muhaliflere yönelik oluşturduğu silah boru hattı, silahların bazılarının satılıp El Kaide tarafından kullanıldığının ortaya çıkması üzerine kurumaya başladı” denildi. DEBKAfile, Türk makamlarının da Akçakale’de 5 bin silaha el koyduğunu hatırlatarak, “askeri kaynaklara” dayanarak Batı’nın “fiilen” bir ambargo uyguladığını, isyancıların tek silah kaynağının artık Suudi Arabistan ve Katar olduğunu iddia etti. Haberde, son haftalarda, Suriyeli muhaliflere, özellikle Özgür Suriye Ordusu’na gönderilen silahların bir kısmının, El Nusra’ya satıldığı yönünde Washington, Paris, Ankara ve Kudüs’e bilgi ulaştığı belirtildi. DEBKAfile, Kudüs, Anka ‘Suriyeli muhaliflere silah ambargosu’ ra ve Amman’da, Suriye’den gelebilecek kimyasal silah tehdidine karşı savaşmak üzere oluşturulan ortak komuta merkezlerinin, Suriye içerisinde operasyon yapılacak bölgelere işaret edilen haritalar hazırladığını hatırlatarak, komuta merkezlerinin bu planlar doğrultusunda geçen hafta operasyonel duruma geçtiğini de yazdı. Haberde, “El Nusra Cephesi’nin Suriye’de bazı bölgeleri ele geçirmesinin yarattığı alarmın, ABDİsrail, ABDÜrdün ve ABDTürkiye ortak komuta merkezlerinde kimyasal tehdide ilişkin görüşmelerin önüne geçtiği” de ileri sürüldü. DEBKAfile ayrıca Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriye konusunu, İsrail ile barışmadan ayrı tutmaya yönelik “ikna edici olmayan bir girişim” yaptığı da iddia ederek, “Ancak gerçek şu ki tarihte ilk defa ABD’nin komutası altında bir Arap ülkesinin topraklarında ortak operasyon için Türkiye’yi İsrail ve Ürdün ile bir araya getiren, bölgeye 2022 Mart günlerinde yaptığı ziyaret sırasında Barack Obama oldu” diye yazdı. (AFP) Ve çözümün koşulları ‘Ölenler Türk değil’ Yangının ardından Köln Konsolosu Sunel olay yerinde apartmanın sahibi Yusuf Kızıltaş’la görüştü. (AA) Fransa’nın başkenti Paris ve Saint Quentin şehrinde önceki akşam çıkan iki yangında 5’i çocuk 8 kişi öldü. Paris’in Aubervilliers banliyösünde eski bir binada çıkan yangında 3 kişinin hayatını kaybettiği, 4’ü ağır 15 kişinin yaralandığı açıklandı. Yaklaşık 60 kişinin yaşadığı binanın eski ve güvenli olmadığı bildirildi. Bir görgü tanığı ise binaya molotofkokteyli atıldığını, yangının bu yüzden başladığını öne sürdü. Ülkenin Aisne bölgesindeki Saint Quentin şehrindeki yangında ise 2 ile 10 yaşları arasındaki 5 çocuk hayatını kaybetti. Çocukların babasının, dumanı fark edince birinci kattaki evin penceresinden atladığı, ancak içeride kalan çocuklara itfaiye gelene kadar yardım edilemediği öğrenildi. Fransa’da facia: 8 ölü Mescidi Aksa’da arbede İsrail polisi, Mescidi Aksa’da namaz kılan 10 Filistinliyi gözaltına aldı. Filistinliler, Mescidi Aksa’nın avlusunda ibadet etmek isteyen Yahudi yerleşimcilere engel oldu. İsrail polisinin, yaşanan arbedeye elektrikli tabancayla müdahale etmesi sonucu bazı Filistinlilerin yaralandığı bildirildi. Olayların ardından İsrail polisi Mescidi Aksa’nın giriş kapılarını kapatarak Filistinlilerin girişini engelledi. Bir grup Yahudi yerleşimci de İsrail ordusunun himayesinde Batı Şeria’daki Filistin yönetiminin kontrolünde bulunan Süleyman Göletleri’ne giderek ibadet etti. Ayrım Duvarı ve Yerleşimcilere Karşı Direniş Komiteleri Koordinatörü İbrahim Musa, AA’ya yaptığı açıklamada, Beytüllahim kentindeki Süleyman Göletleri’ne giren Yahudi yerleşimcilerin, kendilerini kovmak isteyen Filistinlilerin toplanmasından sonra bölgeden ayrıldığını söyledi. İsrail’de yayımlanan Maariv gazetesinin haberinde, bölgede görev yapan İsrail Ordusu Orta Bölge Komutanlığı’nın, 1995 yılında imzalanan ikinci Oslo anlaşmasından beri ilk kez tamamen Filistin yönetiminin kontrolü altındaki Süleyman Göletleri’ne Yahudi yerleşimcilerin girmesine izin verdiği belirtildi. Yahudi geleneğinde Süleyman Göletleri’nin 3 bin yıl önce Yahudi Kral Hirodes tarafından yaptırıldığına inanılırken Filistinliler göletlerin Osmanlı eseri olduğunu savunuyor. İTALYA Hükümet krizine akil adam formülü Dış Haberler Servisi İtalya’da Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano’nun hükümet krizine çözüm için ortaya attığı “akil adamlar” formülü siyasi partiler tarafından olumlu karşılandı. Seçimlerin üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen hükümet kurulamayınca devreye giren Cumhurbaşkanı Napolitano, siyaset, hukuk ve ekonomi uzmanlarından oluşan 10 kişilik bir “akil adamlar” heyeti kurulması önerisinde bulundu. Seçimlerden birinci olarak çıkan merkez solun lideri Pier Luigi Bersani, Napolitano’nun önerisine uymaya hazır olduklarını açıkladı. Seçimlerde aldığı oy oranıyla sürpriz yapan 5 Yıldız Hareketi adına konuşan iletişim koordinatörü Claudio Messora da hükümeti kurma görevinin kendilerine verilmesinin daha uygun olacağını ancak böyle bir zamanda cumhurbaşkanının formülünün çözüme yakın bir yol olduğunu belirtti. Başbakan Mario Monti’nin merkez hareketi adına konuşan senatör Andrea Olivero, Napolitano’nun krizi çözmek için yaptığı seçimi mükemmel olarak niteledi. Merkez sağ blokun çatı partisi Özgürlükçü Halk Partisi’nin genel sekreteri Angelino Alfano ise cumhurbaşkanının önerisini takdirle karşıladıklarını ancak kendi pozisyonlarında değişiklik olmadığını, ya geniş kapsamlı bir hükümet kurulması ya da yeniden sandığa gidilmesi gerektiğini savundu. Karzai Taliban’a ofis istedi Dış Haberler Servisi Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai’nin, barış masasına oturmasını sağlamak için Katar’dan Taliban’a ofis açılmasını istediği bildirildi. Bu amaçla Katar’a giden Karzai, uzun zamandır Taliban’ın Afganistan dışında büro açmasına karşı çıkıyordu. Karzai’nin ABD’nin Afganistan’dan çekilecek olması nedeniyle Taliban’ın masaya oturması için böyle bir istekte bulunduğu belirtilirken Afganistan yönetimi de açılacak ofisin sıkı kontrol altında olmasına ve ofisin barış görüşmeleri dışında bir amaç için kullanılmaması gerektiğine dikkat çekti. Afganistan yönetimi daha önce silahlı gruplarla görüşmelerin ancak El Kaide ile ilişkilerin kesilmesi halinde başlayabileceğini açıklamıştı. BM de Karzai’nin Katar ziyaretini memnuniyetle karşıladığını açıklayarak Taliban’a müzakere masasına oturma çağrısı yaparken Taliban’dan bu çağrıya gelen cevap olumsuz oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle