12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 MART 2013 CUMARTESİ HABERLER Japonya’daki eylemin adresi parlamento binasının önüydü... CUMHURİYET SAYFA 3 ÇORLU (Cumhuriyet) Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde S.G’nin (7) darp edildiğini gören komşuları, durumu polise bildirdi. Kız çocuğunu darp ettiği gerekçesiyle üvey baba Z.Ö. gözaltına alındı. Z.Ö. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. S.G. ile annesi de koruma altına alındı. Üvey baba dayağı BURSA (Cumhuriyet) Bursa’da dün sabaha karşı polisi arayan Aslıhan O., ayrılmayı kabul etmediği için şantaj yapan, kendisini sürekli taciz eden İlker K’yi öldürdüğünü belirtti. Olay yerine gelen polis, İlker K’nin cesedini bir araçta buldu. Ancak Aslıhan O’nun kardeşi Hüseyin O, emniyette verdiği ifadede, İlker K’yi, ablasını korumak için kendisinin öldürdüğünü itiraf etti. ‘Tacizcimi öldürdüm’ İstanbul Haber Servisi Greenpeace eylemcileri Fukuşima felaketinin yıldönümüne 2 gün kala, 3 farklı kıtada nükleer karşıtı eylemler yaptı. Fransa, Almanya, İsviçre, Belçika, Japonya, Amerika ve Ürdün’de eylemler yapan Greenpeace aktivistleri, Fukuşima nükleer santralının işletmecilerine malzeme tedarik eden GE, Hitachi ve Toshiba gibi şirketlerin, kazadan etkilenenlere gerekli tazminatı Üç kıtada protesto Kadın İçin Erkek Manifestosu: K. Dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ydü. Türkiye’nin bir çelişkiler ülkesi olduğunu vurgulayan bir gün daha yaşandı! Toplumsal çelişkilerimizin en önemli nedeni, önce geri kalmış sonra da sömürülerek geri bıraktırılmış Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal, ekonomik ve siyasal yapısı üzerine gelen Cumhuriyet döneminde, Atatürk Devrimleri ile yaşanan hızlı değişme ve gelişmelerdir: Toplumsal yapı feodalitenin kıskacında, ekonomik yapı kaynak yetersizliği kapanında debelenirken, siyasal ve hukuksal sistem aracılığıyla yapılan devrimler, bir türlü yeterince özümlenemedi! Dintarım değerleri, gelenekleri ve bunların siyasal yansımaları, her türlü çağdaşlaşma, özgürleşme ve demokratikleşme atılımlarının önüne büyük engeller çıkardı. Şimdi belli bir mesafe katedilmiş olmakla birlikte, yine de çağdaş, demokratik değerlerle, dintarım toplumu değerlerinin birlikte yaşaması ve bundan dolayı ortaya çıkan çelişkiler gerçeğiyle karşı karşıyayız… Çelişkilere örnek mi istiyorsunuz? 1) Fransa ve İsviçre’den önce kadına siyasal haklarını veren Türkiye, bugün kadına yönelik baskı gerçeğinde ve ölüme kadar giden şiddet olaylarında, ülkeler arasındaki sıralamada utanç verici bir durumda! 2) Belli kesimler, din adına, gelenek adına, kadını kapatmayı hâlâ ısrarla sürdürüyor ve üstelik bunu, ironik bir biçimde, “özgürlük” ve “demokrasi” adı altında kamufle ederek, her kesim için toplumsal bir baskı haline dönüştürüyor! 3) Kapatılmış kadını toplumsal bir simge haline getiren siyasal liderler, kadın hakları savunuculuğuna soyunuyor! vermelerini istedi. Greenpeace Uluslararası Nükleer Kampanya sorumlusu Dr. Rianne Teule, nükleer endüstrisinin sorumluluktan kaçmasının yalnızca Japonya’ya ait bir sorun olmadığını söyledi. TEMA Vakfı tarafından yapılan açıklamada ise ”Yeni Fukuşima felaketlerini yaşamamak için Akkuyu, Sinop, İğneada veya ülkemizin herhangi bir köşesinde nükleer santral yapılmamalı” dedi. ANTALYA (AA) Muratpaşa’da yaklaşık 6 ay önce yaşanan arabaya taş atma meselesi yüzünden, Tuncer, Serhat ve Ferhat Yener ile komşuları Şehmuz ve Evren Tunç arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu Tunç kardeşler pompalı tüfek ile kendilerine bıçakla saldıran baba ile iki oğluna ateş açtı. Baba Tuncer Yener ile Evren Tunç öldü. Serhat ve Ferhat Yener ile Şehmuz Tunç yaralandı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Taş atma kavgası: 2 ölü Başını açtı diye dayak yedi ALİCAN ULUDAĞ Türban takmadığı için şiddet gören kadın boşanma davası açtı yerinde açıp evde kapanmayı denedim. Tartışmalar baskı ve şiddete dönüştü.” Bir siyasi partide yönetici olarak çalışan koca A.Z. ise “eşinin başını açmasının aile çevresinde sıkıntılara yol açtığını” ileri sürerek “Ben de boşanmak istiyorum” dedi. Mahkeme iki çocuk için toplam 500 TL nafaka bağlanmasına karar verip duruşmayı erteledi. Bu miktarı fazla bulan koca A.Z. ise nafakanın 400 TL’ye indirilmesini istedi. ANKARA Ankara’da bir kadın, başını açtığı için kocası tarafından şiddet gördü. “Başını kapat” baskılarına daha fazla dayanamayan iki çocuk annesi kadın, boşanma davası açtı. Bir dönem hafızlık yaptığı öğrenilen koca ise kendisini mahkemede “Eşimin başını açması aile içinde sorunlara yol açıyordu” diye savundu. Ankara 2. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma dava sında, mağdur kadın N.Z., şunları anlattı: “Eşimle aynı üniversitede okurken tanıştık. 4 yıllık arkadaşlığımız sürdü. Bu süreçte başım hep açıktı. Ancak evlenince eşim başımı kapatmamı istedi. Bir süre kapattım. Hatta namaza başladım. 13 yıllık evliyiz, iki çocuğumuz oldu. Ekonomik sıkıntıya düşünce çalışmak istedim. Ancak işyeri başımın açık olmasını şart koştu. Ben de açtım. Eşim bir türlü başımı açmama izin vermedi. İş 4) Ülkenin Başbakanı, Uludere katliamını kadınların kürtaj hakkıyla ilişkili olarak ele alıyor ve bu hakkı kısıtlayacak ve sınırlayacak biçimde suçluyor! Bu çelişkiler elbette erkek egemen, dinci, feodal, tarım kültürünün ve bunun temsilcisi olan bir siyasal iktidarın uygulamalarının sonucu. Erkekler hâlâ siyasal yatırımlarını, ekonomik, mali nepotizmlerini, kadını istismar ederek onu örtmek üzerine inşa ediyor. Ama bütün erkekler öyle değil… Kadınları kendileriyle eşit görenler de var! Hiç kuşkusuz bunların tutum ve davranışları, temel insan hakları ve özgürlükler anlayışından kaynaklanıyor. İşte bu erkeklerin oluşturduğu bir ortak kitap yayımlandı Bencekitap Yayınevi tarafından. Adı “K.” 324 erkeğin kadın ve kadın hakları konusundaki yazılarından, yapıtlarından oluşuyor. Bir anlamda buna, herkesin kendi özel görüşünü ifade ettiği bir “ortak manifesto” da diyebilirsiniz. İktidarın, kürtaj ile Uludere katliamını ilişkilendirdiği günlerde, böyle bir fikir ile ortaya çıkmışlar… Çok da iyi etmişler! Çünkü çelişkiler ülkesi Türkiye’de, iktidarın “ileri demokrasi” söylemi ve eylemi, kadına şiddet ve kadın üzerindeki baskı ile el ele gelişiyor! Her kesimde olduğu gibi medyada da hâkim olan erkek egemenliği, bu kitabı henüz görmedi… Bu görmezden geliş ne kadar sürecek merak ediyorum. “K.” adı, pek çok başka kavramla birlikte “Kadın” ve “Kürtaj” sözcüklerini de çağrıştırıyor. Kitapta 324 kişinin katkısı var… (Aslında üretim sürecini düşünürseniz katkıda bulunanların sayısı çok daha fazla.) Bu değerli kitap, az da olsa karikatürist, fotoğrafçı ve ressam sanatçıların da yapıtlarıyla zenginleştirilmiş: Türkiye’yi “kadınlarla omuz omuza” ileri taşıyacak olan duygu ve düşüncelerin dışavurumu. Mutlaka okunması ve her evde bulundurulması gereken bir kitap… Belki “erkek egemen feodal kültürün” aile içindeki taşıyıcıları olan anneler de bundan bir şeyler öğrenir!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle