12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 MART 2013 CUMARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] ‘Ötekilerin’ lideri Chavez’i Venezüella’nın başkentinde, kırmızılar giyinmiş milyonlarca kişi uğurladı Caracas’ta kızıl dalga Dış Haberler Servisi Milyonlarca Venezüellalı, Latin Amerika liderleri ve başta ABD karşıtı ülkeler olmak üzere dünyadan da çok sayıda lider, Güney Amerika siyasetinde ezilenler, dışlananlar, ötekiler için başka bir dünyanın kapılarını açan Hugo Chavez’in cenazesinde buluştu. 58 yaşında, 2 yıl mücadele ettiği kansere yenik düşen Chavez’in arkasından en çok ağlayanlar, ülkenin petrol zenginliğinde kendilerinin hakkı olduğunu ilk kez Chavez’le gören yoksullar oldu. 26 yaşındaki Anibal Arcineiegas, “Liderden çok babamız gibiydi, bizim de görülmemizi sağladı” sözleriyle yoksulların paylaştığı hisleri dile getiriyordu. Kırmızı beresiyle gece yarısı kuyruğa giren şoför Luis Herrera (49) için “Kaç saat beklediğinin hiç önemi yoktu.” Naaşının bulunduğu ve çarşamba gününden beri 2 milyondan fazla kişinin gittiği askeri akademideki törene yüz binlerce kişi sabah erken saatlerden itibaren akın etti. Çoğu kırmızı gömlekler giyen, Venezüella bayrakları ve Chavez resimleri taşıyan Venezüellalılar, “Chavez ölmedi, çoğaldı. Devrim sürüyor” sloganları attı. Ekvador Devlet Başkanı Rafel Correa , Brezilya’nın şimdiki ve eski liderleri Dilma Rousseff ile Luiz Inacio Lula da Silva, Küba Devlet Başkanı Raul Castro cenazede hazır bulunan liderler arasındaydı. Chavez’in 14 yıllık iktidarındaki 4 seçim zaferine atıfta bulunan Castro, “O yenilmezdi, aramızdan zaferle ayrıldı” sözleriyle uğurladı Venezüella liderini. Cenaze töreninin ardından başkan yardımcısı Nicolas Maduro, seçimlere kadar görevi üstlenmek üzere yemin etti. Maduro yaptığı açıklamada, “Devlet Başkanımızın naaşını, halka her zaman açık olabilmesi için mumyalamaya karar verdik. Tıpkı Hoşimin, Lenin, Mao Zedung gibi...” dedi. Maduro’nun geçici devlet başkanlığı Yüksek Mahkemece de onaylandı. Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko ile İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad gibi tartışmalı isimlerin katıldığı törene ABD üst düzeyde kimseyi göndermezken, Türkiye’yi Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay temsil etti. Nihat Doğan da Twitter hesabı üzerinden cenazeye katılacağını açıklamıştı. Laiklik Kadın Demektir Laiklik “kadın”dır ya da kadın demektir (“La laicità è donna”), İtalya’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle çıkan bir kitabın adı. Örtünme, türban konusunda Fransa ile beraber Türkiye örneğine de başvuran kitap; laikliğin gerilemesiyle kadın haklarının sistemli biçimde geri gittiğini söylüyor. İtalyan anayasasının laikliğiyle konuya yaklaşan kitap, kürtaj ve suni döllenme gibi alanlarda Katolikliğin bu anayasal laikliği delmesiyle, kadın haklarının geri gittiğini söylüyor. Bunun yanı sıra göçle birlikte İtalya’ya giren İslamiyete, “İslamcı yönde” verilen tavizlerle, bu hakların gene katmerli bir geri dönüş yaşadığını belirtiyor. Günümüzde kadınların evden çıkıp özgürleşmeleri adına sözüm ona “modern mahrem” aracı olarak savunulan türbanın aslında bir itaat, boyun eğme ve teslim olma aracı olduğunu söylüyor “Laiklik Kadın’dır” kitabı... Hangi mazaret altında savunulursa savunulsun “laiklik ve kadın haklarına” ayrılan 116 sayfa boyunca türban bir gerileme simgesi olarak öne çıkıyor. Marilisa D’Amico adındaki yazar, tez çalışması olarak yaptığı araştırmada, “elde edildiğini varsaydığımız ve bir nihai varış noktası olarak gördüğümüz temel haklar, bugün (postmodern yorumlar ve uygulamalar nedeniyle) tartışmaya açıldı ve belirsizlik içine girdi” diyor ve özetle “laiklik güçlendirilmeden, kadın haklarında anlamlı iyileştirmeler yapılamayacağını” savunuyor. Hangi din söz konusu olursa olsun, laiklikten verilen ödünlerin bedelini kadınlar ağır biçimde ödüyor. Bu küçük ancak içi dolu kitabı okurken insan; demokrasi, feminizm ve laiklik mücadelelerinin sade Türkiye’de değil İtalya gibi gelişmiş bazı Batı ülkeleri için dahi giderek nerdeyse geçmişte kalan geçen yüzyılın güzel düşleri olduğunu düşünüyor. İster istemez “Bu düşlere sonuna dek inanmış bir kadın olarak acaba ben bir yol kazası mıyım?” duygusuna kapılıyor. Bildiğimiz, inandığımız değerler bağlamında hafsalanın almadığı şekilde geri giden bir dünyada yaşıyoruz. Böylesi bir ortamda şuursuzca yapılan “kadınlar günü kutlamalarına” artık ne yalan söyleyim, bozuluyorum. Dünden beri posta kutum, bir bayram yaşıyormuşuz gibi “kadınlar gününüz kutlu olsun” mesajlarıyla doluyor… 8 Mart, oysaki bir bayram değil bir anma günü. Bu olsa olsa yaslı bir anma günü olabilir. Kadınlara gönderilmesi gereken 8 Mart mesajları da, kutlama değil “yitirdiğiniz hakların ve değerlerin acısını duyuyor, paylaşıyorum” sözleri olabilir ancak. 8 Mart’ı öncelikle bu vahim anlam kaymasından kurtarmamız gerekiyor. Ortada kutlanacak bir şey olmadığını görmek için “Dünya Ekonomik Forumu” nun (WEF) Küresel Cinsiyet Uçurumu raporlarına göz atmak kâfi. 2006’dan beri düzenli olarak yayımlanan bu raporlarda Türkiye sistemli olarak hep geri gidiyor. AKP iktidarlarının laikliği mayınladığı ölçüde kısacası, kadın hakları da yıldan yıla eriyor. Raporun ilk yayımlandığı yıl olan 2006’da, cinsiyet eşitsizliğinde 105. sıradaki Türkiye; altı yılda 135 ülke arasında 124. sıraya düşmüş… Yerkürede daha beter durumda olan sadece 11 ülke var... Onlar da Suudi Arabistan ve İran gibi evlerden ırak tescilli “kadın düşmanı” rejimlerle; “dünyanın kadınlar için en tehlikeli yerinden” biri olarak nam salan Pakistan gibi coğrafyalar… Buna karşın Ortadoğu’da Lübnan (122), Anıtkabir ziyaretinde gözyaşlarını tutamayan Kral Abdullah’ın ülkesi olan Ürdün (121), Körfez şeyhliklerinden Katar (115), Birleşik Arap Emirlikleri (107) “kadın erkek eşitliği” konusunda hep Türkiye’den daha üstün, daha iyi yerlerdeler. Kadınların eğitime erişimi 2006’da 92. sıradayken arka arka gerileyerek 108. sıraya düşmüş. “Ekonomik yaşama katılım ve fırsat eşitliği” gibi konularda da 2006’daki 106. sıradan, 129. sıraya düşülmüş. “Fırsat eşitliği” bağlamında bu da “kadın için dünyada en kötü 6. ülke” olmak demek oluyor. G20’lerde kadının durumunu mercek altına alan “TrustLaw” raporuna baktığımızda ise kadınların “yüzde 74”ünün Türkiye’de çalışmadığı gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Aynı rapor; 3.8 milyon kadının Türkiye’de hâlâ okuma yazma bilmediğini; yeni gelinlerin yüzde 26’sının 1619 yaş arasında olduğunu ortaya koyuyor. “Kadınlar ve kızlar, Türkiye’de hâlâ töre cinayetlerine kurban gidiyor, genç yaşta evlenmeye veya ev içi esarete mahkum ediliyorlar” diyor Türkiye’ye ilişkin raporun ilk cümleleri ve arkadan şöyle devam ediyor: “İşgücü ve karar alıcı mevkilerde kadınlar ciddi biçimde düşük oranlarda temsil ediliyor. Siyasete ana akıma dönüşen muhafazakârlık, kadınların özgürlüklerini kısarken geleneksel cinsiyetçi rol modellerini pekiştiriyor.” Okuduğum en özlü “8 Mart” sözünü dün Önay Alpago söyledi. Çiller döneminde “Aileden Sorumlu Bakan” olan Alpago; “Geldiğimiz nokta, kadının eşitlik hakkından çok, yaşam hakkını savunma noktasına geriledi” dedi. Kadının “esir” edildiği yerde, başka ne beklenir? Cam kaplamalı tabutun içinde, yeşil askeri üniformalı ve 14 yıllık iktidarının simgesi kırmızı bereli naaşını sadece birkaç saniyeliğine de olsa görebilmek ve bir kez dokunabilmek için kavurucu sıcak altında 12 saatin üzerinde bekleyen Chavez taraftarları, geceyi bile alanda geçirdi. (Fotoğraflar: AFP/REUTERS) Bin Ladin’in damadı mahkemede (REUTERS) Kim, “Düşmanı yok edin” diyerek, Güney Kore ile gerginliğin artması durumunda “İlk ateş eden siz olun” emrini verdi. Kuzey Kore, BM kararlarını ihlal ederek geçen aralık ayından beri üç nükleer deneme gerçekleştirdi. n Dış Haberler Servisi El Kaide’nin öldürülen lideri Usame bin Ladin’in, Türkiye’de yakalandığı ancak bırakıldığı bildirilen damadı Süleyman ebu Geyt’in ABD’de olduğu doğrulandı. Ürdün’de geçen hafta yakalanarak ABD’ye götürüldüğü bildirilen Geyt, terör örgütünün sözcülüğünü yapmak suçlamasıyla New York’ta ilk kez hâkim karşısına çıktı. Geyt, suçsuz olduğunu savunurken savcı Abu Geyt’in, 11 Eylül’ün planlayıcısı olduğunu öne sürerek ömür boyu hapis istedi. Duruşma 8 Nisan’a ertelendi. Ebu Geyt’in İran’dan çıkarıldığı, daha sonra sahte pasaportla Türkiye’ye geçtiği ve Ankara’da, Çankaya’daki bir otelde yakalandığı, çıkarıldığı mahkeme tarafından sahte pasaportla giriş yapmak dışında Türkiye’de işlediği suç bulunmadığı için serbest bırakıldığı yazılmıştı. Askerlere seslenen Mescidi Aksa’da gerginlik Dış Haberler Servisi Kudüs’te cuma namazından sonra, Mescidi Aksa’ya giren İsrail güvenlik güçleri ile cemaat arasında çıkan çatışmada, 35 Filistinlinin yaralandığı bildirildi. Yaklaşık 5000 Filistinlinin katıldığı cuma namazı ertesinde, 100 kadar Filistinlinin, bir İsrail polisinin geçen hafta Mescidi Aksa’da Kuranıkerim’i çiğnemesini ve geçen hafta bir Filistinlinin Batı Şeria’da öldürülmesini protesto için İsrail askerlerine taş attığı, İsrail askerlerinin de göz yaşartıcı gaz ve plastik mermiyle yanıt verdiği bildirildi. Polis ise Kuran’ın çiğnendiği iddialarını yalanladı. ABD, İsrail ve Yunanistan’ın savaş gemileri, 7 Mart’ta Akdeniz’de “Noble Dina” olarak adlandırılan ve off shore gaz tesislerini savunmaya yönelik olduğu da söylenen ortak deniz tatbikatına başladı. Mavi Marmara öncesi İsrail’in ABD ve Türkiye ile tatbikat yapmıştı. Bayram değil yas günü! K.Kore gözünü kararttı Dış Haberler Servisi Nükleer programından ötürü uluslararası toplumun yaptırım baskısı altında olan Kuzey Kore, BM’nin yeni yaptırım kararlarının ardından Güney Kore ile arasındaki kırmızı telefon hattını ve bütün saldırmazlık anlaşmalarını iptal ettiğini, sınır kapısını da kapattığını açıkladı. 1971’de oluşturulan kırmızı hat, iki ülke arasında gerginlik durumunda doğrudan iletişim kurulmasını amaçlıyordu. Kuzey Kore lideri Kim Yongun ise Güney Kore’yi 2010’da bombalayan, tartışmalı sulardaki iki adada konuşlanmış birlikleri ziyaret etti. Kim önceki günkü ziyaretinde yaptığı ve dün televizyonlardan yayımlanan konuşmasında, ordunun “Kore tarzı topyekun savaşa tamamen hazır olduğunu” söyledi. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney de ülkesinin Kuzey Kore’den gelecek bir balistik füze saldırısına karşı kendini savunabilecek güçte olduğunu bildirdi. Çin ise hem Kuzey hem de Güney Kore’ye itidal çağrısı yaptı. ‘Suriyeli muhalifleri eğitiyoruz’ n Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, ilk kez resmen Suriyeli muhalifleri eğittiklerini açıkladı. Kerry, Katar’ın başkenti Doha’da yaptığı açıklamada ayrıntılara girmek istemediğini söyleyerek ülkesinin yanı sıra “birçok ülkenin” bu eğitime destek verdiğini de bildirdi. Kerry’nin sözleri, Türkiye’nin de eğitim faaliyetlerine katılıp katılmadığı sorusunu gündeme getirdi. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Esad’a görevi bırakmasını söylemelerinin “asla” mümkün olmadığını bildirdi. Tatbikatta Türkiye yok Serap Teyzem Aydınlık olsun yolun... Ben Ve bütün ‘’ince şeyler’’ Ve mavi yelek ile mor düğme Ve Şarköy’ün başka hiçbir yerdekine benzemez göğü Ve o göğün altındaki demlenmelerimizin anısı Ve bahçene diktiğim cevizler Ve ruhumun bahçesine diktiğin tüm erdemler Sana selam ederiz... “Var”lığın “var”lığıma bir armağandı. Teşekkür ederim. Merhum Osman Ekin ve merhume Bedriye Ekin’in kızları, Demet Özer, Mazlum Ekin ve merhume Hale Özdemir’in ablası, Yeşim, Işın, Emrah ve eşlerinin can teyzesi, Sidar Kleis ve Zeynep’in ‘’anane’’si, Kırk yıllık dostum, can tanem SERAP JALE EKİN’i kaybettik. Acımız sonsuz… Sıcaklığını hep yüreğimizde hissedeceğiz... Not: Cenazesi 10 Mart 2013 Pazar günü öğle namazını müteakiben Teşvikiye Camii’nden kaldırılacak ve Şarköy’de defnedilecektir. Şarköy’e gitmek isteyenler için otobüsümüz hazır olacaktır. teyzeleri, kuzenleri ve yeğenlerinin bir tanesi Kadın AKP ile ‘esir’ edildi Işın Neslihan Domaniç (Bambi’n) AİLESİ Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünden aldığım geçici mezuniyet belgemi kaybettim. Hükümsüzdür. AKANDA ACI T.C. KADİRLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2013/64 Esas Osmaniye ili, Sumbas ilçesi, Gaffarlı Köyü, Turunçlu mevkiinde Tufan oğlu, Yasin Güvel’in zilyetliğinde bulunan bahçe vasıflı, tescil harici 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 adet hurma ağacı, 5 adet erik ağacı, 17 adet portokal ağacı, 6 adet zeytin ağacı, 25 adet nar ağacı, 2 adet incir ağacı, 2 adet limon ağacı, 2 adet şeftali ağacı, 12 adet dut ağacı, 2 adet ceviz ağacı ve 6 adet zanzalak ağacının bedelinin tespiti ile muhdesatın Maliye Hazinesine ait olduğunun tespit edilmesi halinde bedelin ödenmemesine, muhdesatın Yasin Güvel’e ait olduğunun tespit edilmesi halinde ise bedelinin ilgiliye ödenmesi ve mütemmim cüzlerin bedelinin tespit edildikten sonra taşınmaza giriş izninin verilmesi talebi ile Davacı Devlet Şu İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, mahkememize 2013/64 esas sayı ile kamulaştırma davası açılmış olup konuya ve taşınmaz malın değerine ilişkin tüm savunma ve delillerin, ilan tarihinden itibaren ON GÜN içinde mahkememize yazılı olarak bildirilmesi gerektiği, ilan tarihinden itibaren BİR AY içinde itiraz edilmemesi halinde kamulaştırma bedelinin tespit edilen zilyede ödenmesine karar verileceği, kamulaştırma bedelinin Vakıflar Bankası Kadirli Şubesi’ne yatırılacağı hususları, 2942 Sayılı Kamulaştırma Yasasının 19. maddesi uyarınca ilan olunur. 05/02/2013 (Basın: 13301) “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. GÖKMEN KAYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle