Katalog

19 MART 2013 SALI CUMHURİYET [email protected] SAYFA n Kültür Servisi İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali’nin direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu, bienaldeki görevini yine aynı kurumda Yurtdışı Projeler Direktörü olarak görev alan Deniz Ova’ya devretti. Özkaraoğlu’nun ise artık danışman ve danışma kurulu üyesi olarak çalışmalarını sürdüreceği belirtildi. Tasarım Bienali’nin ikincisi 18 Ekim14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek. n Kültür Servisi Bugüne kadar birçok önemli festivalde çeşitli ödüllere değer görülen, Emin Alper’in yönetmenliğini üstlendiği “Tepenin Ardı” filmi 17. Uluslarası Sofya Film Festivali’nde “Balkan” yarışmasında En İyi Film Ödülü’nün sahibi oldu. Dünya çapında festivallerde gerçekleşen gösterimlerden sonra film, 10 Nisan’da Fransa’da gösterime girmeye hazırlanıyor. Festivalde “Tepenin Ardı” ile aynı bölümde yarışan Yeşim Ustaoğlu’nun filmi “Araf” ise Bulgar Sinema Eleştirmenleri Ödülü’ne değer görüldü. n Kültür Servisi Türk resim sanatının ustalarından Nuri İyem adına 2006 yılından bu yana verilen “Nuri İyem Resim Ödülü”ne resim teslim tarihleri 242526 Mayıs olarak belirlendi. Birincinin 10.000 TL para ödülüne sahip olacağı yarışmanın seçici kurulunda Cansen Ercan, Memet Güreli, Prof. Hakan Gürsoytrak, Prof. Kemal İskender, Ümit İyem, Prof. Dr. Erhan Karaesmen, Temür Köran, İrfan Önürmen ve Prof. Zeliha Akçaoğlu Tetik bulunuyor. Yarışma hakkında şartname ve detaylı bilgi için www.evinart.com. KÜLTÜR 17 ‘Stamboli, Şehre Doğru’ Bienalde görev değişikliği Tepenin Ardı’na Sofya’dan ödül Nuri İyem Resim Ödülü ‘İşte Kral’ DAVID BOWIE’NİN ALBÜMÜ İNGİLTERE’DE 1 NUMARA göz göre göre… ÖZLEM İNAY ERTEN Mehmet Güleryüz yeni sergisinde İstanbul’un kentleşme politikalarıyla hesaplaşıyor İstanbul, BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ 150. YIL ETKİNLİKLERİ ‘The Next Day’ ilk hafta 94 bin Kültür Servisi David Bowie’nin yeni albümü “The Next Day”, İngiltere listelerinde 1 numaraya yerleşti. Bowie’nin, 1993 yılında çıkardığı “Black Tie White Noise”dan sonra ilk kez 1 numaraya yükseldiği “The Next Day”, piyasaya sunuluşunun ilk haftasında 1 numaraya tırmanarak yılın en hızlı satan albümü oldu. 66 yaşındaki müzisyenin yeni albümü, geçen hafta, Bon Jovi’nin ikinci sıradaki albümünü geride bırakarak 94 bin adet satıldı. “The Next Day”in ilk hafta satışları, geçen ocak ayında İngiltere’de ilk haftasında 71.600 satan Biffy Clyro’nun “Opposites”ini de geride bırakmış oldu. Kendini “rock bukalemunu” olarak tanımlayan David Bowie’nin “The Next Day” albümünü çıkaracağı geçen ocak ayında albümde yer alan “Where Are We Now?” adlı parçanın single’ıyla birlikte duyurulmuş ve müzik dünyasınca sürpriz olarak nitelenmişti. Gazetemizin müzik yazarlarından Zülal Kalkandelen, 13 Mart Çarşamba günü yayımlanan yazısında, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, 2003’te ‘Reality’ albümünde durduğu yerden daha ileriye geçti David Bowie. ‘The Next Day’, gerçekten de çok sağlam bir rock albümü. Rock bukalemunu Bowie’nin sürekli evrilişini izlemek hâlâ çok heyecanlı” demişti. Edmondo de Amicis adeta bir masal tadında anlattığı “İstanbul” adlı 1874 tarihli kitabında şöyle bir kehanette bulunur: “Gelecekteki İstanbul’u, korkunç ve gamlı haşmetiyle dünyanın en güler yüzlü şehrinin harabeleri üzerinde yükselecek Şark’ın Londrası’nı görür gibi oluyorum. Tepeler düzleştirilecek, korular yerle bir edilecek, rengârenk küçük evler yıkılacak; ufuk, koynundan binlerce kocaman fabrika bacasının ve ehram şeklindeki kule çatısının yükseldiği, saray, işyeri imalathane dizileriyle her taraftan kesilecek; [...] her şey sağlam, hendesi, faydalı, kurşuni ve kasvet verici olacak...” ne getiren bir hücum var. Şehir silueti, tarihsel doku tehdit altında. Dolayısıyla gözümüzün önünde, ‘Göz Göre Göre’ bir tahribin inşa edilme durumu var ve burada insan mefhumu da kalmıyor, insanın geleceğinin ipotek altına alınması, hatta nefes alma hakkının elinden alınması söz konusu. Çok ileri bir teknoloji gibi gösterilen inşaatlar vs. bence gerçek bir medeniyetsizlik abidesidir.” Güleryüz’ün biraz da ironik bir şekilde insansız bir doğa içinde ele aldığı İstanbul resimleri, insanların ve iktidarların mekânlara etkileri ve yine kendi yarattıkları mekânların onlar üzerindeki etkileri de de sanatçının geçmişten beri süregelen bakışını devam ettiriyor. Sanatçının 1985’te “Deniz” serisiyle başlayan ve 1990’da Irak Savaşı’nın yaşandığı yıllarda “Karşı Rüzgâr” serisiyle devam eden, insan ve doğa ilişkisinin sorgulandığı bir sürecin de devamı niteliğindeki bu resimlerde Güleryüz’ün kendi mükemmeliyetçiliğine uymayan kişilere, olaylara ve düşüncelere karşı takındığı tavrın şehre olan bakışı ve onu yorumlayışında da devam ettiği görülüyor. Sergide yer alan “Stamboli: Şehre Doğru” (250 x 180 cm x 2, diptik) isimli, etkileyici boyutuyla da dikkat çeken yapıt İstanbul’un eski isimlerini hatırlatıp kentin tarihine bir gönderme yaparken adeta petrole bulanmış bir denizin ortasında, beton yığınlarından başka bir şeyin gözükmediği, sıkışmış, insansız yapısıyla izleyiciyi sarsıyor ve sanatçının şehrin geleceğiyle ilgili kaygılarını da gözler önüne seren ideolojik bir söylem ortaya koyuyor. Güleryüz, kayıtlar tutan biri olarak şehrin yaşadıklarından etkilendiğini, bunları söylemek istediğini belirtiyor ve şehirle ilgili kaygılarını şöyle dile getiriyor: “Bitmekte olan şehir bizim belleğimizdeki İstanbul’dur. Şehir şüphesiz ki bizim hatıralarımızdaki gibi kalamazdı, acıklıydı o da ayrı bir mesele ama o şehir bakirdi, bomboştu. Biz geleceğin bu olacağını düşünmedik hiçbir zaman. Yeni köprüleriyle, kesilecek ormanlarıyla, gelecek projeleriyle şehri düşünmek bile istemiyorum. Bunun kimseye faydası yok, bu anlatmaya çalıştıklarımın da üstü kapanacak biliyorum ama ben buna katılmıyorum ve kaydediyorum. Tırnağımı duvara geçirip, oraya bir şey kazımaya çalışıyorum, bir ressamın da yapabileceği budur.” Kente bakış ‘Yazı ve Muhalefet’ u ‘Yazı ve Muhalefet’ panelinde, Boğaziçi Üniversitesi’nin çok yönlü ve toplumsal muhalefete yer açan kültürel ortamında yetişen çok sayıda edebiyatçının yanı sıra edebiyat tarihinde iz bırakan birçok düşünce kolektifi ve dergi konu edilecek. Tuzağa düşmeden Umutsuz kehanetler ‘Haset, Husumet, Rezalet’ n Kültür Servisi Emre Baykal’ın küratörlüğünde 7 Nisan’a kadar devam edecek olan “Haset, Husumet, Rezalet” başlıklı sergi kapsamında Hera Büyüktaşçıyan ve Merve Ünsal söyleşisi gerçekleşecek. Sergide Hera Büyüktaşçıyan’ın “Kayıp Guguk Kuşu”, “Ada”, “Arada Bir Yerde” ve “Terki Dünya” isimli çalışmaları bulunuyor. Söyleşi yarın saat 19.00 20.00 saatleri arasında Arter Sanat Galerisi’nde. Salon’un konuğu Frank Gambale Sahiden de o dönemlerde bir gezginin gözünde dünyanın en görülesi kentlerinden biri olan; fakat yine de geleceğe dair umutsuz kehanetler barındıran bu şehir, bizim belleğimizde Edmondo’nun İstanbul’u mudur, yoksa Levni’nin minyatürlerindeki İstanbul mu, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Huzur” romanında anlatılan şehir midir, yoksa Metin Erksan’ın “Ah Güzel İstanbul” filminden bir kare mi ya da oryantalistlerin tablolarındaki o bakir şehir mi? Tarih boyunca birçok edebiyatçıya, sanatçıya ilham veren bu şehri günümüz Türk resminin en önemli temsilcilerinden biri anlatacak olsaydı nasıl betimlerdi peki? İşte Güleryüz adeta Edmondo’nun kehanetine kaldığı yerden devam ediyor ve izleyiciyi güzel bir İstanbul peyzajıyla baş başa bırakmak yerine onu bu kentin gerçekleriyle yüzleşmeye çağırarak, şehrin çığlığına kulak veriyor: “İstanbul’un büyük bir rant kavgasıyla bütün doğal alanlarının tahribine giden bir süreç ve bunu adeta bir kıyım hali Sanat haya tın yılını geride da 55. b Güleryüz, T ırakan he Empire Project’te a çtı Göre Göre’ ğı ‘Göz ad sergide İsta lı nbul’un kentleşme politikalarıy la hesaplaşma niteliğindek i resimleri ve ti ilişkisini ya yatroyla ns desenleriyle ıtan izleyiciye fa rklı bir birliktelik sunuyor. n Kültür Servisi Kariyerinin 30. yılını tamamlayan ve Chick Corea, JeanLuc Ponty, Stanley Clarke, Lenny White gibi caz müziğin sevilen isimleri ile çalışan ünlü gitarist Frank Gambale, Natural High Trio ile yarın akşam saat 21.30’da Salon İKSV’de olacak. Grammy Ödülü sahibi Gambale, konser öncesi saat 16.30’da ise gitar tekniğinin inceliklerini anlatacağı bir atölye düzenleyecek. Şehrin çığlığı ni sorguladığı resimler olarak serginin odak noktasını oluşturuyor. Aslında Güleryüz’ün bu resimleri onun öteden beri süregelen tavrıyla, yani estetik çekiciliğin tuzaklarına düşmektense izleyiciyi ürküten, acıtan bir anlatımcılığı seçen ve onun muhalif yanını ortaya koyan önceki çalışmalarıyla da örtüşüyor. Türkiye’de figür resminin en güçlü temsilcilerinden biri olmasına rağmen, insan figürünün yer almadığı; fakat varlığının, onun kente olan etkisinin hissedildiği bu resimler, sanatçının yine insana olan bakışını dürüstçe dile getiriyor. Güleryüz’ün tiyatroculuk geçmişinin de etkisiyle izleyiciyle birebir iletişim kurmayı hedefleyen, anlatımcı yanı ağır basan ve yaşadığı toplumun sorunlarıyla hesaplaşan tavrı bu sergi Kültür Servisi “Boğaziçi ve dergi konu edilecek. Bu kapsamda 1980’ler ve Üniversitesi’nde 150. Yıl” etkinlikleri çerçevesinde üniver 1990’larda edebiyatın yanı sıra sitede edebiyat deneyimini ve felsefe, sosyoloji, bilimkurgu gigeçmişini tartışan toplantılar bi alanlarda da önemli yapıtlar vermiş Akıntıya Karşı, Metis Çeviri, düzenlenecek. 1 8 6 3 y ı l ı n d a B e b e k Defter ve Hayalet Gemi gibi derKampusu’nda Robert Kolej ola giler tartışılacak. Panelin katılımcıları arasında bu rak eğitim ve öğretime başladergilerin oluşumuna katkıda mış olan Bobulunmuş isimlerden Bülent ğaziçi ÜniverSomay, Meltem Ahıska, Musitesi, dünyada ve rat Gülsoy, Müge Sökmen, Türkiye’de yaratNazlı Ökten ve Semih Sökmış olduğu eğitim men yer alacak. geleneğiyle akadeBülent Somay “Boğaziçi mik ve kültürel deÜniversitesi’nde ğerleri 201314 yılMurat 150. Yıl” etkin larında 150. yıl dolikleri çerçevesinlayısıyla düzenle Gülsoy de düzenlenecek yeceği etkinlikleredebiyat konulu etle toplumun farklı kesimleriykinliklerde Boğazile paylaşıyor. çiedebiyat ilişkisiBu kapsamda düzenlenecek etkinliklerin ilki olan “Yazı nin zaman içerisinde aldığı farklı ve Muhalefet” paneli, yarın sa haller ve Boğaziçi’nde öne çıkan at 16.00’da Boğaziçi Üniversitesi edebiyat türleri gibi konular ele Rektörlük Konferans Salonu’nda alınacak.   Halide Edip Adıvar, Halikarnas Balıkçısı ve Tomris gerçekleştirilecek. “Yazı ve Muhalefet” panelin Uyar gibi artık hayatta olmayan de, Boğaziçi Üniversitesi’nin çok Boğaziçili yazarların ya da Defyönlü ve toplumsal muhalefete yer ter, Akıntıya Karşı, İzlerimiz gibi açan akademik ve kültürel ortamın eski edebiyat dergilerinin de deda yetişen çok sayıda edebiyatçı ğerlendirileceği bu toplantılarla, nın yanı sıra edebiyat tarihinde iz Boğaziçiedebiyat ilişkisi bütün bırakan birçok düşünce kolektifi yönleriyle irdelenecek. TAKSAV ve SineYol Kolektifi’nce hazırlandı ‘Karık’ belgeseli gösterimde Kültür Servisi Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf’ın (TAKSAV) SineYol Kolektifi’yle ortaklaşa hazırladığı “Karık” adlı belgesel, yarın saat 19.30’da Şişli Belediyesi’nce yeni açılan Kent Kültür Merkezi’nde (eski Kent Sineması) gösterilecek. “Karık” belgeseli, 1970’li yıllarda toplumsal uyanış dalgasının parçası olarak Uşak’ın Büyükkayalı köyünde yeşeren yeni hayatta halkın kendi öz gücü ve dayanışmasıyla neler yapabileceğini anlatıyor. “Başka bir dünya” kurulabileceği inancını taşıyan bilim insanları, ayrın, sanatçı, işçi, memur, işsiz, öğrenciler ve yaşamın her kesiminden insanlar tarafından 1993 yılında kurulmuş olan TAKSAV, toplumsal, kültürel ve sanatsal yaşamın gelişimine bilimsel, özgürlükçü ve demokratik bir anlayışla katkıda bulunmayı; yaratıcı ve araştırıcı düşüncelerin gelişimine yardımcı olmayı amaçlıyor. TAKSAV’ın kurucuları arasında Can Yücel, Rıfat Ilgaz, Emil Galip Sandalcı, Fikret Başkaya, Korkut Boratav, Meral Özbek, Halit Çelenk, Ali Asker, Halil Ergün, İlyas Salman, Tülin Öngen, Oğuzhan Müftüoğlu, Ertuğrul Kürkçü, Haluk Gerger, Yaşar Seyman, Menderes Samancılar, Feyziye Sayılan, Can Kozanoğlu, Bülent Somay, Kemal Işgın Keleşoğlu gibi adlar yer alıyor.