11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 MART 2013 CUMARTESİ [email protected] 16 KÜLTÜR Ut virtüözü Ara Dinkjian tüm insanların aynı şarkıyı söyleyebildiği bir dünya hayal ediyor İnsanlığın ‘ortak amentü’sü taviloğlu’NuN koleksiyoNu tabaNlıoğlu imzasıyla bir biNaya kavuşacak u Yarattığı ‘Mudo’ markasıyla tanınan çağdaş sanat koleksiyoneri ve işadamı Mustafa Taviloğlu, oluşturduğu kültürel birikimi İstanbul Mecidiyeköy’de Tabanlıoğlu Mimarlık imzasıyla inşa edilecek eski Mudo binasının yerinde kamu ile paylaşacak. CEREN ÇIPLAK 14 No’lu kutuNuN replikası loNdra tasarım müzesi’Nde sergileNecek Koleksiyonunu kamuya açıyor EVRİM ALTUĞ İşadamı Mustafa Taviloğlu öncülüğünde 30 yılı aşkın süredir oluşturulan çağdaş sanat koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturacak. Kurumsal yapının mimari düzeydeki tohumlarını, Sapphire Istanbul, Atatürk Kültür Merkezi, İstanbul Modern, Zorlu Center gibi yapılarda imzası bulunan Tabanlıoğlu Mimarlık ofisi atacak. Taviloğlu koleksiyonunun izleyici ile buluşmasının beklendiği bu süreçte inşa edilecek ve 56 katlı olması düşünülen yapı, koleksiyonerin kararı ile İstanbul Mecidiyeköy’deki eski Mudo binasının yerinde yükselecek. Akbank Private Banking ana sponsorluğundaki Contemporary Istanbul (Ci) Çağdaş Sanat Buluşmaları etkinliğine Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ve sanatçı Seçkin Pirim ile katılan Taviloğlu, “müjde kıymetindeki” açıklamayı, önceki akşam Nişantaşı The Sofa Otel’de verdiği sunumla gündeme taşıdı. Uluslararası sanat yapıtı koleksiyonu oluşturma konusunda uzun yıllar ne denli çekimser davrandığını ve bunun için hayli pişman olduğunu anlatan Taviloğlu, Cihat Burak’ı özlemle andığı konuşmasında elindeki birikimi özellikle Avni Arbaş, Mübin Orhon, Komet ve Mehmet Güleryüz gibi sanatçılarla birebir kurduğu dostane ilişkiler sonucunda hayata geçirdiğini belirtirken, son dönemde özellikle Türkiye’den çağdaş sanat alanındaki yeni isimlerin desteklenmesine yönelik bir girişimi kurgulamakta olduğunu da açıkladı. Toplantıda koleksiyonunun kamuoyu ile paylaşılması ve gelecek neslin sanatının bu birikim ışığında desteklenmesi gibi unsurları ön planda tutacağını belirten Taviloğlu, Türkiye’de yayımlanmış ilk özel koleksiyon kitabının kendisine ait olmasının şahsına kattığı güzel duygulara değinirken, yine bu ihtiyacı karşılayacak ve koleksiyondaki yeni yapıtları içeren ikinci bir kitabın hazırlıklarına şimdiden başlandığını anlattı. Koleksiyonerliğinin sırrını, müze, atölye ve galeriler ile fuarları tutkuyla gezerek edindiği “göz eğitimi” ile kazandığını itiraf eden Taviloğlu bununla beraber, Mecidiyeköy’de ortaya çıkacak yeni kültür ve sanat yapısı için bir “müze” tarifinin yapılmasına mesafeli ve kuşku ile baktığını vurguladı. Ci’nin düzenlediği yemekli etkinliğe, konuşmalarıyla ayrıca Akbank Private Banking adına genel müdür yardımcısı Saltık Galatalı ile kurumsal bir sunum yapan Akbank Sanat Genel Müdürü Derya Bigalı ve Ci Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli de katıldı. Gecede ayrıca Prof. Kahraman da binlerce yıllık sanat tarihinden yaptığı seçkiyle çerçevelediği “çağdaş sanat tarihi ve sanatın yatırım boyutu” içerikli sunumuyla alkışlandı. Bu yılki Ci etkinliğinin 70 uluslararası, 40 yerli galerinin katılımıyla 710 Kasım 2013 tarihinde İstanbul’da düzenlenmesi planlanıyor. Ahmet Kaya’nın yorumladığı Atakoğlu’yla birlikte İstanbul Kongre Merkezi “Ağladıkça”, Sezen Aksu’nun Harbiye Oditoryumu’nda. Dinkjian’ın yakında çıkacak “Sarışınım” ve “Vazgeçtim” albümündeki parçalardan biri parçalarını hepimiz biliriz. Bu parçaların gizli kahramanı Er‘Ortak Amentü’ adını taşıyor. meni besteci, ut virtüözü Ara Dinkjian bugün Sezen Aksu ve Fahir Atakoğlu’yla birlikte bir konser verecek. 4. Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamındaki konser saat 20.30’da İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek. Üçlünün konseri 18 Mart saat 20.30’da da Ankara Congressium’da tekrarlanacak. Mine Koşan, Kibariye ve Coşkun Sabah’a da besteler veren Dinkjian’la konser öncesi konuştuk: Müzikleriniz 1213 dilde vücut buluyor. Farklı coğrafyalarda farklı sözlerle söyleniyor. Yaptığınız müziklerin sözlerine bakınca sizin duygularınızla ne kadar örtüşüyor? Hiçbir zaman söz yazarına ne yazması gerektiğini söylemedim, söylemem. Zaten sanatın güzelliği de kişinin onu yorumlamasında saklıdır. Kendimi müziğim aracılığıyla ifade ediyorum. Söz yazarı da kendini bu şekilde ifade ediyor. Çıkan sonuç, benim özgün motivasyonumla örtüşmese bile söz yazarı da kendinden bir parça taşıyor o şarkıya. Müziğinizi bir şeye adamak gerekirse neye adarsınız? Mesela, kimsenin doğduğu topraklardan kendi rızası dışında miş. Sayesinde üstadı olduğunuz o ut duruyor ayrılmak zorunda kalmaması mu hâlâ? olabilir mi? Evet. İronik bir şekilde, Kudüs’te 2006’da baBenim müziğimin her bir parçası insanlık denebamın konserine eşlik ettiğimde, küçükken elime yiminin bir parçası. Bir müzik için tema her zaalmamın yasaklı olduğu o udu çalmıştım. Tabii ki man çoktur. Örneğin bir kadına duyulan aşk, bir onu kırma korkusuyla! çocuğa duyulan sevgi, bir sevgiliyi kaybetmek... Müzisyen babanız doğduğu Diyarbakır Bunlar dışında evet topraklarından uzak kalanlatoprağına özlem duyuyordu. Siz en çok neleri ra da adıyorum. özlüyorsunuz? CD’lerinizden birinin adı “Amerika’da ErBenim yaşamım kutsanmış gibi. Açlığı, korkumeni Olmak”… ABD’de Ermeni olmak, müziyu, baskıyı, önyargıyı, ırkçılığı ve savaşı yaşağinize nasıl yansıyor? madım çünkü. Dünyanın geri kalanıyla bu şanslı Evet, ABD’de büyümüş bir Ermeni olduyazgımı paylaşabilmeyi çok isterdim. ğum için müziğim Anadolu köklerimin işaret Bir arkadaşım müziklerinizde Ermeni kililerini, makamlarını ve melodik göstergelerini, se müziğini duyduğunu söylüyor, hatta enerjiBatı’nın değerleri ile birlikte harmanlanarak tanizi en çok kiliseden aldığınızı söylüyor. şıyor. ABD’de yaşamanın güzel yanlarından biri Ermeni kilisesinde 40 yıl boyunca kilise orgu de kim olduğunuz ve kim olmayı istediğinizle ilçalıyordum, her ne kadar enerjimin kaynağının gili olarak kendinizi tamamen özgürce ifade edebu olduğunu söyleyemesem de Ermeni dini müzibilme şansınızdır. ği beni etkiledi. Örneğin yakında çıkacak olan al “Ezgileri direkt duyuyorum, üzerinde çalışmıbümümde, bütün insanlığın aynı şarkıyı söyleyeyorum” diyorsunuz. Öyleyse peşinize düşen bu bildiği bir hayali dünyadan küçük bir parça ekleezgiler ne anlatıyor size? dim ve bunun adını “Ortak Amentü” koydum. Şarkılar bana “göründüğünde” ben onların Sezen Aksu ve Fahir Atakoğlu ile aynı sahanlamını biliyor olmuyorum. Dürüst olmak gereneyi paylaşacağınız konserle ilgili olarak neler kirse beynimi tamamen rahat bırakıyorum ve gelecek olan her şeyin gelmesine izin veriyorum. söylemek istersiniz? Sonrasında tekrar geri dönüp dinlediğimde şarSezen Aksu’yla ilgili olarak söyleyebileceğim kının tam olarak ne anlama geldiğini, neyle ilgili şey şu: Sezen sizin şarkınızı söylerse hayatınızı olduğunu o zaman açık bir şekilde anlıyorum. değiştirir! Fahir Atakoğlu’yla 1994’te tanışmış Evde babanızın değerli bir udu varmış, dotım. İnanılmaz yetenekli bir insan. Piyano, ut ve kunmak yasakmış. O udu gizli gizli çalmaya sesin ne kadar ayrı ayrı eşsiz ve bu sanatçıların başlamışsınız. Aileniz de yeteneğinizi keşfetne kadar önemli olduğunu gördüm. Ara Dinkjian bu akşam Sezen Aksu ve Fahir Masumiyet Müzesi Londra’da Kültür Servisi Orhan Pamuk’un aynı adlı romanından esinlenilerek gerçekleştirilen Masumiyet Müzesi, 20 Mart’tan 7 Temmuz’a kadar sürecek bir sergi ile Londra Tasarım Müzesi’nde. Bir romandan yola çıkılarak yapılan ilk müze olma özelliğini taşıyan Masumiyet Müzesi, Londra Tasarım Müzesi’nce her yıl düzenlenen ve tüm dünyadan en yenilikçi, farklı ve öncü tasarımların katıldığı Dünyada Yılın En İyi Tasarımları Ödülü’ne mimarlık dalında aday olmuştu. Orhan Pamuk ve birlikte çalıştığı mimarlar İhsan Bilgin, Gregor SunderPlassman ve Cem Yücel’in aday gösterilmesinin ardından, şimdi de Masumiyet Müzesi’nin “İstanbul’un Sokakları, Köprüleri, Yokuşları, Meydanları” adını taşıyan 14 no’lu kutusunun replikası Londra Tasarım Müzesi’ndeki sergide yer alacak. “Masumiyet Müzesi” romanının 14. bölümünü yansıtan 14 no’lu kutu, İstanbul’da kadınların sokakta uğradığı tacizi anlatıyor. Pamuk, bir müze kataloğu olarak hazırlanan “Şey’lerin Masumiyeti”nde, “Üç yıl bu kutuyu bölümle birlikte hayal ettim ve daha romanı bitirmeden bir tiyatro sahnesi gibi onu kurdum” demişti. Çukurcuma’da 1897 yapımı bir binada yer alan ve “bir aşk hikâyesinin görselleştiği mekân” olarak nitelenen Masumiyet Müzesi’ni açılışının yapıldığı geçen nisan ayından bu yana yaklaşık 30 bin kişi gezdi. ‘Mem u Zin’ hakkında Boynukara’dan suç duyurusu Kültür Servisi “Mem u Zin”i tiyatroya uyarlayan yazar Cuma Boynukara, Van Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen oyunun “değiştirilerek ve tahrif edilerek” sahnelenmesi nedeniyle Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ve oyunun icrasında yetkili olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Yazarın avukatı Şahin Doğan yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nce yapılan “anlam ve yapısal dil değişiklikleri ve oyunun ruhuyla özdeşleşmeyen müziklerin eser sahibinin hiçbir izni ve onayı yapılmaksızın sahnelenmesi” nedeniyle dava açtıklarını duyurdu. Açıklamada, değişikliklerin yazarın izni olmadan yapıldığı belirtilerek “Sahnelerin çıkarılması, metnin değiştirilmesi oyunun ana temasına aykırı müzikler ve motifler kullanılarak yapılmıştır. Yazar, söz konusu değişiklikleri kabul etmemekte ve oyunun devamına izin vermemektedir. Tüm bunlara karşın oyun sahnelenmekte, oyunun mali hakları eser sahibine ödenmemekle birlikte eser ile arasında sıkı sıkıya manevi bağ bulunan yazar, toplumsal sorumluluğunun ağır yükü ile söz konusu ihlallerin devamını engelleyememekle büyük bir manevi ıstırap yaşamaktadır” denildi. n Kültür Servisi Sanatsal Etkinlikler Komisyonu (SEK), Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali ve Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali yetkilileri 2013 yılı festival tarihlerini belirlemek üzere İstanbul’da Sinema Güç Birliği Merkezi’nde bir araya geldi. Komisyon üyeleri ve festival yetkililerinin oluşturduğu platformun antalya ve adana festival tarihleri belirlendi toplantısı sonucunda 20. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nin 1621 Eylül 2013 ve 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ise 0411 Ekim 2013 tarihleri arasında yapılmasına karar verildi. Son yıllarda her iki festivalin takvimlerinin üst üste gelmesi iki festivalin çakıştırıldığı yönünde söylentilere neden olmuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle