14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 9 LPG ve benzine arka arkaya yapılan 30 ve 10 kuruşluk zamların ardından motorin de sıraya girdi Esnaf da çileden çıktı TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken akaryakıt ve otogazda arka arkaya yapılan zamlardan sonra yazılı bir açıklama yaparak, “Şoför esnafı çileden çıkar hale geldi” dedi. Palandöken’e göre dünyanın en pahalı benzinini kullanan ülkemizde bu zamların anlatılır bir yanı yok. Ekonomi Servisi Benzine yapılan son zam esnafı da isyan ettirdi. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken LPG ve benzine arka arkaya yapılan 30 ve 10 kuruşluk zamların şoför esnafını çileden çıkartır bir hale getirdiğini belirtti. Palandöken, benzin ve LPG’ye yapılan zammın anlatılabilir bir yanı olmadığını vurguladı. Yazılı bir açıklama yapan TESK Genel Başkanı Palandöken petrol fiyatlarındaki artışların hemen pompa satış fiyatlarına yansıdığını belirterek “Zam üstüne zam yapılıyor. Ama fiyatlar düştüğü zaman zamlar aynı hızla geri alınmıyor. Şimdi ise dolardaki kur yükselişi bahane edilerek benzin fiyatlarının artırılması ulaşıma zammı kaçınılmaz kılıyor” dedi. Palandöken, “Türkiye’de azalan üretim nedeniyle zaten işlerimiz düşmeye başladı. Bir de akaryakıta Hapishane Edebiyatı... En güzel şiirlerin, romanların yazılmasında demir parmaklıklar arkasında geçirilen günlerin katkısı yadsınabilir mi? Aydınları, sanatçıları, demokrasilerde yeri olmaması gereken düşünce suçluları olarak çok ağır koşullarda çok uzun soluklu demir parmaklıklar arkasında kalmış ülkemiz edebiyatının zenginleşmesinin odağında cezaevi günlerinin, yaşamının, çok etkin, zengin var olması bundandır. Sanatçı kimliği, yeteneği olmayanlar için de bol bol okuma, yaşamı sorgulama, felsefe geliştirmede katkıları, insan kafaya koymuşsa sınırsız olabilir... Cezaevi günleri gözlemleri, deneyimleri ile, özgürlüğe kavuşulduktan sonraki yaşamda başarılı olma şanslarını artıranların örnekleri de çoktur... Ancak topu topu 4 aylık bir cezaevi günlerini siyasette kazanıma dönüştürme, mağdurluk üzerinden siyaset üretip, on yıllarca kullanabilme, hep yeniden yeniden artı hanesine yazdırabilme rekoru, ödülü kesinlikle Başbakan Erdoğan’a verilmelidir... Siyasette seçmeni etkilemede işe yarıyor, yutturabiliyorsanız istediğiniz algılamayı sınırsız kullanabilirsiniz... Şapka çıkarılır... İlk yıllar Başbakan Erdoğan’ın cezaevi günlerini siyasette kullanmasının, kamuoyunun parmaklıklar arkasında olup bitenlerle ilgilenebilmesi anlamında yararı olacağını da düşünmüşümdür. En hafifi ile insanların düşünce suçundan cezaevlerine atılmalarına yönelik bir toplumsal duyarlılığı, sorgulamayı gündemimize taşıyabilirdi... İktidarlarının on yılı geçen uygulamalarında düşünceleri nedeniyle yargısız infaz niteliğinde tutuklu kalanlar, cezalandırılanlardaki patlamaya bakılırsa, İktidarlarının yandaşı olmayan her düşünce ve örgütlenmeden, cepheden gelenlerdeki patlama, çok ağır insan hakları ihlalleri göz önüne alınınca ortaya, hukuk devleti düzeninin işleyişi, demokrasimiz, algılanması adına bir garabet çıkıyor... İktidarları cephesinden mağdurluk edebiyatının yapılması sonsuz, insan hakları hesaplaşması haklı haksız sınırsız ve sonsuz... Cumhuriyet tarihi, liderleri Mustafa Kemal Atatürk, İnönü öncelikli, CHP başta olmak üzere tüm siyasal iktidarlarından, bugünün örgütleri, liderleri üzerinden geçmişe dönük birçok haksız, izansız hesaplaşma “tarihimizle yüzleşmeliyiz” sloganı ile günlük siyasal gündemde sonuna kadar kullanılırken... En uç boyutlarda siyasal İslamcılar öncelikli mağdurlar edebiyatı seçim kampanyalarının odağında kullanılırken... İktidarlarının doğrudan sorumlu olduğu, askeri diktatoryal dönemlerinin darbe hukuku düzenleri ile yarışan, sivil iktidar sorumluluğunda sivil darbe hukuk uygulamaları, hakhukuk ihlalleri, yargı bağımsızlığının siyasal iktidar güdümüne sokulmuş kadrolaşma, denetim çarkları içinde ne ölçüde katledildiği gerçeği sorgulanmadan, “yargı kararlarına saygılı olmak zorundayız” sloganı ile toplumun dikkatinden uzak tutulmaya çalışılıyor... HHH Yerel seçimler adaylarını açıklamak, kampanyaları başlatmak çerçevesinde Başbakan Erdoğan’ın, dünün açılışını hapis yattığı Pınarhisar’dan başlatması, “şiirden hapis yatmış, çileler çekmiş siyasi lider” imajını bir kez daha öne çıkarması, gerçekten mizah yanı olan, iç acıtan bir boyutta değil miydi? Sonuçta İktidarlarının uzun soluklu anayasa değişiklikleri, yargı reformu icraatları, paketleriyle, bugünkü görev alanları ve oluşumundan çok hoşnut kaldıkları, en azından İktidarları olarak birinci elden sorumlu oldukları Anayasa Mahkemesi’nin oybirliği ile verdiği Balbay ve Haberal kararı sonrasında göze batmıyor muydu? Eski derin devletin yapılanması olarak suçlayamayacakları Anayasa Mahkemesi’nin, Balbay’ı haklı, her anlamda çok ağır mağdur bulan, yargısız infaz içeriğinin, haksız uzun soluklu tutukluluğun, seçildikleri andan sonrası için serbest bırakılmış olmaları gerektiğinin kalın kalın altı çizilen kararı ortada, yorum yapılamayacak açıklıkta... Balbay 4 yıl 276 gündür tutuklu, hücrede yatmanın 2 yıl 282. gününde, milli irade 2 yıl 179 gündür tutuklu. Anayasa Mahkemesi’nin kararını dün gün boyu inceleyen tutukluluktan sorumlu mahkeme, karar vermeyi erteledi. Benim bildiğim tahliyenin hukuken gerekli görüldüğü hallerde günü unutun, saatle bekletilme olmaz... İki gündür Balbay’ın evine telefon etmeye utanıyorum... Eşinin, çocuklarının, aile büyüklerinin bu çok çarpıcı belirsizlikte çekmekte oldukları işkenceden insanlık adına utanıyorum... Başbakan’ın Pınarhisar konuşmasında cezaevi günlerini, nasıl mağdur edildiğini uzun uzun anlatırken, arada dinleyenlerden daha coşkulu destek istemesi, bu kez hakları kendileri için isteyen çifte standardın sergilenmesi anlamında daha bir gözüme batıyor, içimi acıtıyor... Elbette Başbakan, Anayasa Mahkemesi kararı karşısında verilecek kararı inceleyen yargıçlar arasında, doğrudan sorumlu değil. Ancak İktidarları olarak yargı kadrolaşmasında Adalet Bakanlığı aracılığı ile öylesine yetkili ve etkili, donanımlılar ki... Bana sorarsanız kendi mağduriyetleri üzerinden siyaset yapmalarının hiç de zamanı değil... Bütün haklarıhukukları onlarınkiyle kıyaslandığında katlanarak çiğnenmiş, sorumlu oldukları yargı düzeninin ürünü, İktidarları sürecinin, çok cepheli bedel ödetilen ötekilerinin, hakhukuklarının çiğnenmesinden siyaseten çok ağır sorumlular... art arda gelen zamlar belimizi büktü. LPG, benzin ve motorin gibi lokomotif ürünlere A’dan Z’ye her şeye zam gelir. Yurtdışına litresi 1.60 1.65 kuruşa benzin satılırken ülkemizde 4 lira 89 kuruşa satılması inanılmaz bir durum. Yani bu zammın anlatılır hiçbir tarafı yoktur” dedi. Öte yandan LPG ve benzinden sonra motorine de zam geldi. Motorin fiyatına dün geceden geçerli olmak litrede 8 kuruşluk zam yapıldı. Bir sektör kaynağının verdiği bilgiye göre zam, kurdaki ve ürün fiyatlarındaki artışa paralel olarak yapıldı. Önceki gece yarısı da aynı gerekçelerle benzine litrede 89 kuruşluk zam yapılmıştı. Suudi Arabistan’ın LPG’nin hammadde fiyatlarını sert şekilde yükseltmesinin ardından, hafta başında LPG fiyatları da yaklaşık yüzde 10 artmıştı. Motorine de zam Piyasalarda Fed dalgası Ekonomi Servisi ABD’de tarımdışı istihdam verisinin tahminlerin üzerinde gelmesiyle ilk tepki olarak satışlarla karşılaşan piyasalar, verinin daha önce fiyatlanmış olması nedeniyle artıya geçti. ABD Çalışma Bakanlığı verilerine göre, kasımda tarım dışı istihdam 203 bin ile tahminlerin üzerinde artarken; işsizlik oranı yüzde 7’ye geriledi ve Kasım 2008’den beri en düşük seviyede açıklandı. Veri sonrası gelen satışlarla 71 bin 600 puana kadar gerileyen Borsa İstanbul daha sonra gelen alımlarla toparlandı ve günü yüzde 1.93 yükselişle 73 bin 378 puandan tamamladı. ABD borsaları işlemcilerin ülke ekonomisindeki toparlanmanın, tahvil alımlarının azaltılacağına ilişkin etkiyi gölgede bırakacağına olan güvenlerinin etkisiyle yükseldi. Avrupa borsalarında da yükselişler gözlenirken, gelişmekte olan piyasalar endeksi de artıya geçti. Veri ile ilk tepki olarak sert değer kaybeden TL, sonrasında kayıplarının tamamını telafi ederek değer kazancına geçti. Veri 2.4265 ile yeni tarihi zirvesini test eden sepet bazında TL, 2.3951’e kadar geriledi. TANAP’ta paylar artacak Ekonomi Servisi Azerbaycan gazını Avrupa’ya taşıyacak olan gaz boru hattının Türkiye geçişini inşa edecek olan Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nde BP yüzde 12 hisse satın alımı için anlaşmayı paraflarken, Türkiye ve BP projeden daha fazla hisse alabilir. Reuters’a bilgi veren yetkililer, Türkiye’nin TANAP Projesi’ne büyük önem verdiğini ve projedeki hissesini artırmasının gündeme gelebileceğini söyledi. “Türkiye sadece TANAP’ta hisse artışının yanı sıra TANAP’ın devamı niteliğinde olan TAP’da da hissedar olabilir” dedi. Başka bir yetkilinin verdiği bilgiye göre, projede kısa sürede yatırım kararı alınması beklenirken, gelecek iki hafta içinde hissedarlık konusunun kesin karara bağlanması bekleniyor. FATİH’e en düşük teklif Vestel’den Ekonomi Servisi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın FATİH Projesi kapsamında 347.367 akıllı tahta alımı için bugün gerçekleştirdiği ihalede en düşük teklifi 999.72 milyon lira ile Vestel Elektronik verdi. Şirketin Kamuoyunu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamaya göre, ihalenin ihale komisyonunun değerlendirmelerinin ardından sonuçlanması ve ihale sonucu ile ilgili resmi açıklamanın önümüzdeki günlerde yapılması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle