18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ‘AYM’nin kararına uymayacaklarsa neye uyacaklar’ Hukukukçular ‘1 saniye dahi fazla kalamaz’ dedi ama... AYŞE SAYIN Karar haftaya kaldı HATİCE TUNCER Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “hak ihlali” kararına karşın dün Mustafa Balbay’ın tahliye istemini hükme bağlamadı. Avukatların isteği üzerine savcılık mütalaasının karar ile birlikte verileceği belirtildi. Mahkeme, Balbay’ın tahliye isteminin ne zaman değerlendireceğine ilişkin de açıklama yapmadı. AYM’nin, Ergenekon davasından 5 yıla yakın süredir tutuklu bulunan Balbay’ın “uzun tutukluluk nedeniyle seçilme hakkının ihlal edildiği” kararı üzerine önceki gün avukatlar Mehmet İpek, Aydın Metin, Ulaş Özkan ve Oktay Yılmaz mahkeme kararlarının bağlayıcı olduğuna dikkat çekerek tahliye isteminde bulunmuştu. Balbay’ın avukatları Yılmaz ve Özkan, tahliye taleplerine ilişkin mahke me kararını almak için dün sabah 10.45 sıralarında Silivri Cezaevi karşısındaki büyük adliye binasına geldi. Avukatlar, çok sanıklı davalar için özel olarak inşa edilen adliye binasında mahkemenin kararını açıklamasını bekledi. Avukatlar KCK basın davasının görüldüğü salonun karşısındaki baro odasında kararı beklerken heyetin öğle tatiline girdiğini öğrendi. Saat 15.30 sıralarında mahkeme kaleminden bir görevli, baro odasında bekleyen avukatların yanına gelerek mahkeme heyetinin “Bugün karar çıkmayacak, boşuna beklemesinler” şeklinde haber gönderdiğini açıkladı. Avukatlar Özkan ve Yılmaz’a, mütalaasını istemelerini üzerine savcının, “Mahkemeden alabilirsiniz” dediği belirtildi. Mahkeme heyetinin de avukatlara “Kararla birlikte mütalaayı alabilirsiniz” dediği belirlendi. Özkan ve Yılmaz’ın, mahkemenin kalemi kapanana kadar adliyede beklediği öğrenildi. ANKARA Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından, avukatlarının İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye talebinde bulunduğu gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, bundan sonraki beklentisini “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymayacaklarsa acaba neye uyacaklar? Artık ben bugünden sonra her türlü hukuka rağmen tutukluyum” sözleriyle dile getirdi. Tahliye edilmeyi bekleyen Balbay, önceki akşam saatlerinde CHP’nin Cezaevi İnceleme Komisyonu üyeleri Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Manisa Milletvekili Özgür Özel, Muğla Milletvekili Nurettin Demir ve Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ile görüştü. Balbay, CHP’li milletvekillerine “Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşı tutukluluğumun ikinci günündeyim” dedi.. Balbay milletvekillerine, 2004’ten beri Türkiye’de var olan gerilimi yazdığına dikkat çekerek, Taraf gazetesi yazarı Mehmet Baransu’nun son dönemde yazdığı belgelerin, kendi yazdıklarının haklılığını ve gerçekliğini ortaya koyduğunu söyledi. Balbay, CHP heyetine şu değerlendirmeyi yaptı: “1985’ten sonra elime silah almadım, yaşamım boyunca şiddeti savunmadım. Yaşamım boyunca darbeyle, darbecilerle ilişkim olmadı ama şimdi bu iddialar nedeniyle buradayım. Anayasa Mahkemesi, milletvekilliği yapsın diyor. ‘Balbay, ben hep gazetecilikten tutukluyum’ diyordum. Önce ‘zaman’ sonra Anayasa Mahkemesi beni haklı çıkardı.” Balbay, CHP tarafından hazırlanan tutuklu milletvekilleri raporuna göre kendilerinden önce tutukluyken vekil seçilen herkesin tahliye olduğunu anımsatarak, “Dünyada ve Türkiye’de örnekleri var ancak seçilip de içeride kalan sadece biziz. Bu bile bizim ne kadar haksızlığa uğradığımızın kanıtıdır” dedi. İşte Size Fişleme Furyasının Nedeni... Dershane tartışması, hangi yasaların niye çıkarıldığını, bunlara dayanılarak kimi operasyonların neden yapıldığını ve hangi tasarıların niçin yasalaştırılmadığını açık seçik ortaya koydu. Önce Silivri davaları operasyonları kapsamında yargılanan Mustafa Balbay ile Prof. Dr. Mehmet Haberal’a yönelik hak ihlali kararı için “hak yerini” buldu diyelim. Hakları yenilen öteki sanık ve hükümlüler için de beklentimiz olduğunu yineleyelim. Ancak sevgili Balbay’a bir kez daha eylemli kavuşma olanağından duyduğumuz mutluluğu vurgularken özel görevli mahkemenin vereceği kararın kuşku içinde beklenmesi gerektiğini de anımsatalım. HHH Giriş bölümünde belirttiğim yasalaştırılmayan tasarıların başında 10 yıldır uyutulan “Kişisel Verilerin Korunması Yasa Tasarısı” geliyor. Bu köşede defalarca yazdığım gibi o tasarı ile ilgili çalışmalar, dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından yapılmış ve 17 Temmuz 2003’te tartışmaya açılmıştı. Ama tasarı, kimi değişiklikler de yapılarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından ancak 22 Nisan 2008’de Meclis’e gönderilebildi. Tasarının tartışmaya açılmasından 10 yılı, Meclis’e sunulmasından da 5 yılı aşkın bir süre geçti. Dershane kavgası nedeniyle yapılan belge sızdırma haberleri tasarının hangi amaçlarla yok sayıldığını da ortaya koydu. HHH Korunacak “kişisel veriler” tanımının kapsamı, uyutulan tasarının genel gerekçesinde şöyle sıralanıyor. Yanlarına da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararlarının tarihleri konulmuş durumda. “Tıbbi veri bankaları (1981), bilimsel araştırma ve istatistik (1983), doğrudan pazarlama (1985), sosyal güvenlik (1986), polis kayıtları (1987) istihdama ilişkin veriler (1989), elektronik ödeme ve ilgili işlemler (1990), verilerin kamu kuruluşlarınca üçüncü kişilere açıklanması (1991), kişisel verilerin telekomünikasyon alanın da ve özellikle telefon servislerinde korunması (1995), tıbbi verilerin korunması (1997), istatistik amaçlı toplanan ve işlenen kişisel verilerin korunması (1997), internette özel hayatın gizliliğinin korunması (1999), sigorta sektöründe kişisel verilerin korunması (2002). Okuyunca insan, Türkiye’de yaşayanların kişisel verileri yönünden ne kadar korumasız olduğunu görüp dehşete kapılıyor. Dehşetin nedenlerinden biri de yürütmenin başındaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yasasızlıktan yararlanıp kişilerin fişlenmesini özendirerek sonuçlarını kendi çıkarı için kullanıyor olması. Anlaşılıyor ki AKP, kişisel verilere ulaşma, derleme, değerlendirme ve elde ettiği verileri baskı aracı olarak kullanma sürecini henüz tamamlayamamış. Bu nedenle de Türkiye’de yaşayanlar (sadece yurttaşlar değil, yerleşen yabancı uyruklular ve ekonomik yaşama katılan yabancılar) hem de ileri demokrasi döneminde (!) başlarına örülebilecek çorapların tedirginliği içinde bulunuyorlar. HHH Ortalığa dökülen fişlemelerin bir bölümünden yola çıkarak aklımıza takılan soruların kimilerini sıralayalım. l MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü insanların tüm özelliklerini ki kimileri olasılık olarak kayda geçiyor, fişleyebilir miydi? l Fişlemelerin sızdırılması ile sızdıranın ve kullananın yanına kâr kalır mıydı? l TÜİK, hane halkı anketlerinde canının istediği sorulara yer verebilir miydi? Ya da özel yaşama ilişkin sorularına yanıt vermeyenlere para cezası kesebilir miydi? l Sağlık Bakanlığı “kürtaj yaptıranları bana bildirin” diye sağlık kurumlarına ve doktorlara baskı yapabilir miydi? l Milli Eğitim Bakanlığı’nın isteği üzerine tutulan, öğrencilerin kendilerine ve aile bireylerine ilişkin kayıtlar ortalığa dökülebilir miydi? l Kamu ve özel kurumların reklamları cep telefonlarına ulaştırabilir miydi? l Siyasetçilerin çok özel ilişkilerini görüntüleyen kasetler piyasaya sürülebilir miydi? l F tipi emniyetçiler özel yaşamla ilgili telefon konuşmalarını yazıya dökebilir ve özel görevli savcı ve yargıçlar belge diye ekleyip herkese açık duruma getirebilirler miydi? HHH Soruları uzatmak olası. Ama yanıtlanması gereken bir soru daha var. Muhalefet partileri, üniversiteler ve gazeteciler neredesiniz? Devamı pazartesiye. l TRABZON (Cumhuriyet) Trabzon havalimanı VIP salonu önünde Bakan Nusret Bayraktar ile AKP eski Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş’ın tartışma görüntülerinin televizyonda yayınlanınca valilik soruşturma başlattı. Görüntüleri çeken polis memuru Adem Aydın ile Muhabere Elektronik Şube Müdürü Aydın Öztürk açığa alınarak haklarında soruşturma başlatıldı. l İstanbul Haber Servisi Adli Tıp, “kumar çetesi” davasında tutuklu yargılanan ve Ergenekon davasında 10 yıl hapis alarak hastalığı nedeniyle bir süredir tedavi gören Sami Hoştan ile ilgili rapor hazırladı. Raporda, “6 ay süreyle infazına ara verilmesi uygundur” denildi. Bunun üzerine Hoştan’ın avukatı, tahliye talebinde bulundu. Balbay kararını veren heyetin Başkanı Kaleli: aydınlatacak İLHAN TAŞCI Gerekçeli karar ANKARA Gazetemiz yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ile ilgili kararı veren Anayasa Mahkemesi heyetinin başkanı Serruh Kaleli, son derece önemsenen bir karar olduğu için gerekçeli kararı hafta başında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ulaştırmak için yoğun olarak çalıştıklarını bildirdi. Kaleli, “Gerekçeli kararımızı herkesin bilebilir hale gelmesiyle farklı yorum ve anlaşılmaları ortadan kaldıracağımızı düşünüyoruz” değerlendirmesini yaptı. Hüküm üzerine karar vermediklerine işaret eden Kaleli, “Vermiş olduğumuz karara sebep olan ihlal neyse o ihlal giderilecek” dedi. Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın bireysel başvurusunu sonuçlandıran ve hak ihlaline uğradıkları saptamasını yapan heyete başkanlık eden Serruh Kaleli, konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı. Kararla ilgili tartışmalara girmek istemediğinin altını çizen Kaleli, “Kamuoyunda son derece önemsenen bir karar olduğu için yoğun bir çalışmayla gerekçeli kararımızı tamamlamaya çalışıyoruz. Planlamamıza göre hafta başında mahkemesine (13. Ağır Ceza Mahkemesi) ulaştıracağız. Gerekçeli kararımızı herkesin bilebilir hale gelmesiyle farklı yorum ve anlaşılmaları ortadan kaldıracağımızı düşünüyoruz” görüşünü dile getirdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hüküm vermesi nedeniyle dosyadan el çektiği gerekçesiyle yeniden ele almayabileceği yorumlarını anımsatmamız üzerine Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Serruh Kaleli, “Hukukta katı yorumdan ziyade haktan ve özgürlükten yana lehe yorumlar getirmek lazım. Bir boşluk olmadığını da düşünmek lazım. Birisi bu görevi üstlenecek. Hakkın özüne dokunan ihlalin ortadan kaldırılmasına yönelik kullanılacağı açıktır” yorumunu yaptı. Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuru konusundaki yetki ve pozisyonunun kimi zaman yanlış yorumlanabildiğini söyleyen Serruh Kaleli, bulundukları konumu ve aldıkları kararın yansımasını şöyle açıkladı: “Biz hüküm üzerine karar veren bir mahkeme değiliz. Sadece hak ihlalini tespit ediyoruz. Yeni bir hüküm kurmuyoruz. Vermiş olduğumuz karara sebep olan ihlal neyse o ihlal giderilecek. O ihlalin giderilmesinin sorumlusu da mahkemesidir. Yoksa biz hükme ilişkin bir şey söylemiyoruz. Kararımız yargılama dosyasının esasına ve hüküm fıkrasına ilişkin değildir. Kurulmuş hükümle bizim bir hukuki bağlantımız yok. Doğrudan doğruya yargılama süreci içerisinde ihlal edildiğini düşündüğümüz bir hakkın giderilmesine yönelik. Yasanın işaret ettiği mahkeme, ihlal kararını ve sonuçlarını ortadan kaldıracak bir karar kuracak. Mümkünse de dosya üzerinden verecek. Yasa bu şekilde diyor.” ‘MAHKEME ‘ALIKOYMA SUÇU’ İŞLİYOR’ AYŞE SAYIN ANKARA CHP’nin hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın tahliye başvurusuyla ilgili kararını haftaya bırakmasına “Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin makul sürenin aşıldığı ve hak ihlali tespitine rağmen, makul süreyi aşmaya devam ediyor. Bu hürriyeti tahdit, yani hürriyetinden alıkoyma suçu oluşturur” sözleriyle tepki gösterdi. Tezcan “özgürlük” ve hak ihlali sözkonusu olduğunda mahkemelerin hiçbir mazeret gösteremeyeceğini ve derhal başvuruyu karara bağlaması gerektiğini belirtti.Tezcan, “kararın Pazartesiye ertelemesi, başlı başına hukuka aykırı uygulama” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç da, “AYM’nin kararının muhatabı ilk kademe mahkemesidir. 13. Ağır Ceza, bir gün dahi geciktirmeden AYM kararının gereğini yerine getirmek zorundadır. Geciktirmesi ihlal suçunun devam ettiğini gösterecektir” dedi. Herkes için MUSTAFA BALBAY İLHAN TAŞCI ‘Yanlış anlaşılmalar giderilecek’ başlangıç olsun Hakları Mahkemesi’nden önce Türkiye’de bir mekanizmanın daha oluşturulmasının, Anayasa Mahkemesi’nin devreye girmesinin anlamı olmalı” diyor. Cebinden çıkarttığı Anayasa Mahkemesi’nin kısa kararını göstererek “Tekrar tekrar okudum. Çok net görünüyor. Ortada bir hak ihlalinin olduğu ve bunun giderilmesi gerektiği vurgulanıyor. Gerçekten bu tüm hukuk ve adalet bekleyenler için iyi bir başlagıç olsun diyorum” deyip ekliyor, “Artık özgürlükler konuşulmalı.” Bütün bu dönemeçleri atlatan Balbay’ın aklı, mantığı, Deniz ile Yağmur’a olan özlemi, yeniden maraton koşacağı günlerin hayali ile birleştiğinde Anayasa Mahkemesi’nden alınmış karar yüreğini umutla dolduruyor, sonra da “yine de her şeye hazırlıklı olmalıyız” diye mırıldanıyor. Silivri’den Sincan’a geldikten sonra güneşle randevulaşmaya da başlamış. Silivri’de kasım ayından şubatın sonlarına kadar göremediği güneş, bugünlerde 4045 dakika havalandırma duvarına konuk oluyormuş. O da fırsat bu fırsat deyip sırtını duvara, yüzünü güneşe dönüyormuş. 80 ülkeyi adım adım gezen Balbay bir “iç kazısının” sonlarına gelmiş. Yeni bir kitap daha yolda. Belki de “siyasetçi” Balbay’ın ilk kitabı olacaktır, kim bilir. Balbay, Anayasa Mahkemesi hak ihlalini saptayan kararına karşı oldukça umutlu ama bir o kadar da temkinli bekleyişini sürdürüyor. BDP’Lİ VEKİLLER İÇİN TAHLİYE BAŞVURUSU MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Diyarbakır Barosu Başkanı avukat Tahir Elçi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Balbay kararı sonrasında KCK davalarından tutuklu bulunan BDP’li milletvekillerinin tahliye edilmesi çağrısında bulundu. Elçi, KCK davalarından tutuklu 5 milletvekili için Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye dilekçesi verdi. Basın toplantısı düzenleyen Elçi, “Hiçbir kişi, organ veya mercii AYM’nin kararlarını göz ardı edemez. Kararın icrası çerçevesinde Mustafa Balbay’ın tahliye edilmesi gerektiği gibi, özellikle makul olmayan tutukluluk durumu bağlamında seçilme hakkının da ihlal edildiği tespiti nedeniyle aynı durumda olan diğer tutuklu milletvekillerinin de tutukluluk haline son verilmesi gerekmektedir. ‘Özgürlükten yana yorumlanmalı’ ‘Hüküm vermiyoruz’ İstanbul Haber Servisi Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’de yargı hiyerarşisinin de işlemediğini belirterek “Anayasa Mahkemesi, Türkiye’nin en üst yargı organıdır. Özel yetkili hâkim kendisini muhtemelen oranın da üstünde görüyordur. Kararı Haşim Kılıç değil de Sayın Başbakan açıklamış olsa herhalde mahkemeler üzerinde daha etkili olurdu. Çünkü mahkemeler siyasi baskıdan daha fazla etkileniyorlar” dedi. Demirtaş, dün Silivri’de KCK Basın davasını izledi. Öğle arasında soruları yanıtlayan Demirtaş, “Anayasa Mahkemesi’nin kararı, sadece milletvekilleri açısından değil, bütün uzun tutuklu ve hükümlüler açısından emsal teşkil etmesi lazım. Mahkemeler AYM’yi ne kadar dikkate alacaklar mesele odur” diye konuştu. DEMİRTAŞ: KARARI ERDOĞAN AÇIKLASAYDI ANKARA Sabahın ilk ışıklarıyla düşüyoruz Sincan Cezaevi’nin yoluna. Mustafa Balbay’ın özgür günlerinde her sabah koştuğu ODTÜ ormanının yanından geçerek. Bizleri gözümüzden tanıyan demir kapıları bize eşlik eden infaz memurlarıyla birer birer aşarak açık görüş salonuna geçiyoruz. Duvarlarda mahkumların çiziktirdiği resimlere göz gezdirirken demir kapı açıldığında o buz gibi salonu Balbay’ın sıcak gülüşü ısıtıyor. Kendi elleriyle plastik sürahiye demlediği çay ve bisküvilerimizi masaya yayıp dost meclisimizi kuruyoruz. Hal hatır, ev halleri sormalarının ardından Anayasa Mahkemesi’nin kararını konuşmaya koyuluyoruz. O bütün coşkusuyla önce “Oluşan iklim umut verici” diyor, diyor da arkasından uzunca bir “ama” ekliyor. Haksız da sayılmaz. Tutuklandığı günden bugüne kadar tam altıncı dönemeç bu. Önce yargılamanın başladığı, dönemin 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün’ün iki üyenin tutukluluk yönündeki oyuna karşılık tahliye oyu, sonra milletvekili seçilmesi. Umut, Meclis’in açılışı. Olmadı AKP dışındaki partilerin uzlaşısı. Tahliye geldi geliyor denilen 3. Yargı Paketi derken geldik, Anayasa Mahkemesi’nin kararına. Gelinen noktada Türkiye’nin normalleşmeye gereksinimi olduğunun altını çizen Balbay, bunun en sağlıklısının “hukuk üzerinden” olacağını düşünüyor. Balbay, “Avrupa İnsan Tartışmanın faturası polise çıktı Sami Hoştan’dan tahliye talebi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle