28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2013 CUMARTESİ kultur@cumhuriyet.com.tr 18 Hüsamettin Koçan, Baksı Müzesi’ne verilen 2014 Avrupa Müze Ödülü’nün heyecanını yaşıyor KÜLTÜR İzmİr TİyaTro FesTİvalİ Tiyatro özgürlük istedi OĞUZ YILDIZ n ı r a l n Kadı yönettiği müze u Baksı Müzesi düşünü 2010’da hayata geçiren Koçan, ödülü, müzeyi uluslararası ölçeğe taşımada çok önemli bir basamak olarak görüyor. Koçan, bölgeden yurtdışına giden işçilerin çocuklarının Baksı Müzesi’ni görmek için sık sık kendi topraklarına gelmeye başladıklarını söylüyor. CEREN ÇIPLAK Doğu Karadeniz’de, Bayburt’un 45 km dışında, Çoruh Vadisi’ne bakan bir tepenin üzerinde kurulu bir müze... Eski adıyla Baksı, bugünkü adıyla Bayraktar köyünde yükselen bu müze, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına aynı çatı altında yer veriyor. Baksı Müzesi, Bayburt doğumlu sanatçı ve akademisyen Hüsamettin Koçan’ın bir düşü ve bu düş 2010 yılında hayata geçti. Hüsamettin Koçan şu sıralar Avrupa Konseyi tarafından verilen 2014 Yılı Avrupa Müze Ödülü’ne değer görülmenin heyecanını yaşıyor. 40 dönümlük bir araziye yayılan Baksı Müzesi’ni bir “kültürel etkileşim noktası” olarak tanımlayan jüri üyeleri, müzenin geleneksel kültürleri güncel hayat tarzları ile birleştiren konseptinden etkilendiklerini belirtti. Avrupa Konseyi Müze Ödülü, Baksı Müzesi için ne anlama geliyor? Ödül, Avrupa ölçeğinde verilen en büyük müzecilik ödüllerinden biri. Bu ödül, bildiğim kadarı ile daha önce, Türkiye’den İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne verildi. Yurtdışında ise bu ödülü alan kurumlar arasında, Liverpool Müzesi, Joan Miro Müzesi gibi önemli müzeler bulunuyor. Bu açıdan Baksı bu ödülle dünyanın önemli müzeleri arasında yer almış oldu. Bunun müzecilik ve Türkiye açısından büyük bir anlamı olduğunu düşünüyorum. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Kültür Komisyonu tarafından verilen “Avrupa Konseyi Müze Ödülü” Baksı Müzesi’ni uluslararası platforma taşımada çok önemli bir basamaktır. Bu müzeyle kendi toprağınıza sanatla kök saldınız. Peki Baksılıların yerel sanatı müzeye kök salıyor mu? Küçük ölçekte Baksılılar, orta ölçekte Bayburt, büyük ölçekte bulunduğumuz coğrafi bölge Baksı Müzesi’ni içtenlikle benimsediler. O bölge insanı kendisine sunulan her imkânı bir armağan olarak görür. Müzenin bulundu ğu köykent bu anlamda Baksı’ya her zaman büyük ilgi gösterdi. Bir örnek verecek olursam; bölgeden yurtdışına giden işçilerin çocukları Baksı Müzesi’ni görmek için Baksı’ya, kendi topraklarına sık sık gelmeye, bu vesileyle ailelerini ziyaret etmeye başladılar. Devlet desteği almadan Avrupa Konseyi’nin 2014 Yılı Avrupa Müze Ödülü, Avrupa Parlamentosu’nda oylanıyor. Bu yıl 47 ülkeden yaklaşık 100 müzenin başvurduğu ödül için Türkiye’den dört müze başvurdu. Ödüle değer görülen Baksı Müzesi’nin kurucusu Hüsamettin Koçan, “Parlamentoda 9 kişilik bir jüri, seçenekleri üçe indirmiş. Tartışılırken bana bir telefon geldi ve müze inşaatında devlet desteği alıp almadığımız soruldu. Hayır, almadık. Devlet bürokrasisi destek vermek için çok hırpalıyor insanları. Özerk olamıyorsunuz. Elbette ki bir müze statüsüne sahip olmak için devletin desteği gerekiyor, ama maddi kısmına gelince çok zorunlu bir şey olduğunu düşünmüyorum” dedi. Baksı köyü restore edilecek Yeni projeler var mı? 2014 yılı içerisinde ana binada büyük bir sergi açma çalışmalarını yoğun bir biçimde sürdürüyoruz. Bu sergi bir kadın küratör tarafından yürütülsün istiyoruz, bu nedenle Baksı’ya bazı seyahatler düzenledik. Kurumsallaşma yolundaki çalışmalarımız da devam ediyor. Bir sponsorluk geliştirme projesi üzerinde çalışıyoruz. Müzenin 40 yatak kapasiteli konukevini ve öteki hizmet birimlerini kültür turizmine açıyoruz. Bu doğrultuda Baksı köyünün restorasyon çalışmaları da gündeme gelecek. Baksı köyünü, uzmanların önerileri doğrultusunda geleneksel omurgasını koruyarak örnek bir köy olarak yeniden tasarlama projemiz var. Baksı’nın diğer müzelerden farkı ne? Baksı tüm öteki müzelerden çok farklı bir kurum. Her şeyden önce bulunduğu konum nedeniyle farklı. Baksı seyirlik bir müze değil, aynı zamanda insanların ürettikleri, paylaştıkları kültürel ve ekonomik sorunlarını çözebildikleri bir müze. Üretim atölyelerimiz var. Sanat ve zanaat ayrımını bir kenara bırakıp insanoğlunun yaratma eylemi için bir ortak zemin oluşturuyoruz. O nedenle geleneksel olanla güncel olan bu müzede aynı platformda buluşabiliyor. Bir başka farkımız da müze yönetiminin tümünün kadınlardan oluşması; kadın duyarlılığının müze yapısına çok değerli katkıları olduğuna inanıyoruz. BELGESELİN DVD’Sİ ÇIKTI ‘Benim Çocuğum’ Kültür Servisi Çocukları lezbiyen, gay, biseksüel, trans bireyler olan bir grup anne babanın hikâyelerini konu alan “Benim Çocuğum” adlı filmin DVD’si çıktı. Can Candan’ın yönettiği film; muhafazakâr, homofobik, transfobik bir toplumda bir yandan aile, bir yandan da aktivist olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlayan yedi ebeveynin deneyimlerini aktarıyor. Daha önce, Boston Türk Festivali Belgesel ve Kısa Film Yarışması En İyi Belgesel Seyirci Ödülü’ne değer görülen film, 10 Aralık Salı günü AB İnsan Hakları Film Günleri’nde açılış filmi olarak gösterilecek. PERA FİLM LATİN AMERİKA SİNEMASINA ODAKLANIYOR Kültür Servisi Pera Film, aralık ayı boyunca Latin Amerika sinemasına odaklanıyor. “Latin Amerika’dan Öyküler” başlığıyla bugün başlayacak ilk etkinlik 15 Aralık’a kadar devam edecek. Pera Film, Kolombiya Büyükelçiliği ve Instituto Cervantes’le işbirliğiyle son on yıl ‘Latin Amerika’dan Öyküler’ da kaydadeğer bir büyüme yaşayan Kolombiya sinemasının büyümesini ve yaratıcılığını araştıran dört filmlik bir seçkiyi izleyicilerle buluşturacak. Etkinlik boyunca “Sofia ve İnatçı”, “Şişman, Kel ve Kısa Adam”, “Yengeç Kapanı”, “Saklı Yüz” filmleri gösterilecek. İZMİR Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf (TAKSAV) tarafından düzenlenen ve bu yılki teması “itiraz” olan 2. Uluslararası İzmir Tiyatro Festivali’nin açılışına “Gezi Direnişi” damgasını vurdu. Festivalin önceki akşam Fransız Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törenine katılanlar, hep bir ağızdan “Her yer Taksim her yer direniş” sloganları attı. 2013’e damgasını vuran “Gezi” olayları nedeniyle festivalin bu yılki temasını “itiraz” olarak seçen tiyatrocular, “Toplumlarla sanat arasındaki bağın kopukluğu, çağdaş, yaşanılabilir bir dünyaya yönelik beklentileri boşa çıkarıcı gelişmelere yol açmakta, yaratıcı, özgür düşüncenin gelişmesini engellemekte” vurgusu yaptılar. Gecede konuşan TAKSAV Genel Başkanı Emin Koramaz, “TAKSAV’ın kuruluşunda Oğuzhan Müftüoğlu’ndan Halit Çelenk’e, Korkut Boratav’dan Hayri Kozanoğlu’na, Can Yücel’den Rıfat Ilgaz’a dek 150’nin üzerinde aydın, bilim adamı, Türkiyemizin düşün insanları bir araya geldiler. u Açılışa katılanlar TAKSAV, top‘Her yer Taksim lumun kültürel ve sanatsal açıdan her yer direniş’ gelişimine katkı sloganları atarken, sunmayı, yaratıcı, Tiyatro Platformu araştırıcı düşüncelerin geadına konuşan Orçun lişmesine yardımcı olmaMasatçı, ‘Bizim için yı amaç edindi” sadece Taksim değil, dedi. Rojava da direniş TAKSAV İzmir Temsilciliği alanıdır’ dedi. Festival Sorumlusu Serpil İnan Eti de insanca yaşama koşullarını ortadan kaldıranlara, olup bitenlere “itiraz” ettiklerini belirterek “Gezi, kuşkusuz temamıza da esin kaynağı olmuştur. Bir parktan yükselip ülkemizin dört yanına yayılan ve uluslararası platformlarda yankı bulan ‘Gezi’, yalnızca itiraz boyutuyla değil, yoğun ve fenomenliği sonuna kadar hak eden bir itiraza anlam kazandıran, tarihsel niteliği ile de bir öneme sahiptir” diye konuştu. Festivale katkılarından dolayı plaket verilen KESK İzmir Dönem Sözcüsü Ramiz Sağlam da Gezi eylemleriyle bir tarih yazıldığına dikkat çektti. Sağlam, “Bu eylemlere destek veren özel tiyatrolara AKP iktidarının baskısı ve 2014 yılı içerisinde kamu emekçileri ile ezilenlere, işçilere yoksulluğu dayatanlara karşı KESK olarak 19 Aralık’ta greve çıkacağız” diye konuştu. Tiyatro Platformu adına konuşan Orçun Masatçı, “Gezi olaylarına katılan tiyatrolara yardımda bulunmayan Kültür Bakanlığı ve onun iplerini elinde tutan iktidara bir şey hatırlatmak istiyoruz; bizim için sadece Taksim değil, Rojava da, Armutlu da direniş alanıdır. Her yer Taksim, her yer direniş. Her yer Rojava, her yer direniş” dedi. Festival 16 Aralık’a kadar kentin dört bir yanında sürecek. T.C. ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ ESAS NO: 2013/973 Davacı AYŞE GÖLCÜK tarafından dayalı MUSTAFA GÖLCÜK aleyhine açılan BOŞANMA davasının yapıları yargılamasında verilen ara karan uyarınca Davalı MUSTAFA GÖLCÜK’ün MERKEZ İTRİYAT KOZMETİK GIDA SAN. TİC. AŞ. BAHÇEKAPI MAH. 9. CAD. NO: 3 ANKARA adresine çıkarılan tebligatların tebliğ edilemediği ve adreslerinin de zabıtaca yapılan araştırmada tespit edilemediğinden adı geçen davalının duruşma günü olan 12/12/2013 günü saat 09.05’te tüm delillerle birlikte mahkememizde hazır bulunması ve kendisini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmalara yokluğunuzda devam edileceği ve karar verileceği HMK’nin147. maddesi gereğince tebliğ yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 75377)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle