14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Çetelermeteler, derken birileri malı götürüyormuş... Birileri “bana da bana da ver” demiş mi dememiş mi? Bakıyorum emniyet müdürlerinin çoğu çeteden çıkmış... Bunca yıl görev yapmış onlar emniyet teşkilatında... Bugüne dek çete olmadıklarına göre rüşvet ve yolsuzluk operasyonu bombası patlayınca “çete” oluvermiş... Türkiye, demokrasiyi içselleştirmiş bir hukuk devletidir, guguk devleti değil... Ülkeyi yöneten siyasal erk yargının denetimindedir. HSYK’yi oluşturanlar bunu görmezden gelemezler ve gelmediler de... HSYK, yazılı bildiride bunu açıkladı: “Yargı, yönetenlere karşı, yönetilenlerin güvencesidir...” Böyledir... Bunun nedenini herkes bilir. HHH Demokratik bir hukuk devletinde yönetenlerin de herkes gibi denetlenmesi gerekir... Siyasal erk daha düne kadar polise de savcıya da yargıca da güvenirken bugün niçin güvenmiyor? Adli kolluk güçleri, cumhuriyet savcılarının adliyeye ilişkin tüm buyruklarını yerine getirmeyenlerin doğrudan soruşturulacağını bilmiyor mu? Biliyor! Bildiği halde bu buyrukları yerine getirmeyenler yasal ve anayasal suç işlemiyor mu? Elbet işliyor! Türkiye tarihinde ilk kez böyle bir durumla karşılaşılıyor... Bu ülke ben bildim bileli bir rüşvet ve yolsuzluk imparatorluğudur... Yolsuzluk yapanlar, ihaleye fesat karıştıranlar, kurtuluşu siyasete atılıp milletvekili seçilmekte bulurlar. Yargıda pek çok dosya vardır... Yüce Divan’da yargılanan siyasiler vardır... Hepsi gidip yargı önünde hesap vermişler, tutuklanmışlar ya da serbest bırakılmışlardır... HHH Yargının bağımsızlığını engelleyen bir dönemin içinden geçiyoruz... Para, ün, nüfuz!.. Milyar dolarlar, kasalar, para sayma makineleri... Bakan Bayraktar’ın o sözleri: “Milletin rahatlaması için Başbakan istifa etmelidir...” Bir ülkeyi yönetenler yargı denetiminden kaçıyorsa, yargıyı ve polisi baskı altına alıyorsa... Yandı gülüm keten helva! Başka söze gerek yok... HÜKÜMETİN ADLİ KOLLUK YÖNETMELİĞİ’NDE YAPTIĞI DEĞİŞİKLİĞİN YÜRÜTMESİNİ DURDURDU Bir tokat da Danıştay’dan İLHAN TAŞCI ANKARA Danıştay 10. Dairesi, bakanların oğullarının gözaltına alındığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından jet hızıyla yaptığı operasyonlarda polise amirine bilgi verme zorunluluğu getiren Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki değişikliğin yürütmesini durdurdu. Daire 1’e karşı 4 üyenin oyuyla aldığı kararı, “telafisi güç zararlara” neden olabileceği, “kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırılığı” ve “soruşturmanın gizliliğini zedeleyeceği” gerekçelerine dayandırdı. Böylece polisin amirine, savcının yaptığı işlemlerle ilgili bilgi verme zorunluluğu kalkarken vermesi de yeniden suç haline dönüştü. Adli kolluk görevinin tamamlanabilmesi için yapılması zorunlu düzenlemenin idare hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde yapılması gerektiği anlatılan kararda, “Elbette yapılacak böyle bir düzenlemede adli makamların yargı sürecine ilişkin görev ve yetki alanına herhangi bir şekilde müdahalede bulunulmayacağı açıktır. Yasa hükmüyle Adalet ve İçişleri bakanlıklarına idari düzenleme yapma yetkisi tanınmıştır. Esasen yargı alanının, kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği ancak yasayla düzenlenebileceği, yönetmeliklerle düzenlenemeyeceği açıktır” denildi. Adli görevi olmayan üstlerinden adli görevleriyle ilgili olarak talimat almayan adli kolluk görevlilerinin adli olaylarla ilgili konulan sıralı amirlerine; savcılarının da başsavcılıklarına bilgi verme yükümlülüğünün, yargılama alanına ilişkin bir konu olması nedeniyle yönetmelikle düzenlenmesine olanak bulunmadığı vurgulanan kararda, şu değerlendirme yapıldı: “Sonuç olarak adli kolluk görevlilerini, kolluk amirlerini, cumhuriyet savcılarını, sıralı amirlerine ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na adli olayları bildirmekle yükümlü tutan dava konusu yönetmelik hükümleri; kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı biçimde, ceza soruşturma sürecine ilişkin usul kuralları içermekte; adli makamların görev ve yetki alanlarına ilişkin düzenleme getirmektedir. Aynı zamanda Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 157’nci maddesinde yer alan soruşturmanın gizliliği kuralını da zedeleyecek nitelikteki anılan hükümler, idari düzenleme yetkisinin aşılması nedeniyle yetki yönünden açıkça hukuka aykırı bulunmaktadır. Yetki yönünden açıkça hukuka aykırı bulunan dava konusu yönetmelik hükümlerinin; anılan düzenlemenin uygulanmasıyla adli makamların görev ve yetki alanının olumsuz etkileneceği, telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açabileceği sonucuna varılması nedeniyle yürütülmesinin durdurulması gerekmektedir.” Üye Mustafa Elçim, davalı taraflar olan İçişleri ve Adalet Bakanlığı’nın savunması alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle karara karşıoy yazdı. Haydi Kaç Kaçabilirsen... Saflar ayrılmış, eski dostlar, kardeşler düşman olmuş, salvo atışlarının yerini çapraz ateş almış... Ne yapacaksın, nereye kaçacaksın? Mermi plastik değil... Gaz bombası yok! TOMA falan da... Basınçlı su hiç mi hiç yok! Kolluk yönetmeliği bir hukuk devletinin bodrum katlarında hazırlanıyor. Hükümet, yargı, polis ve cemaat! Göz gözü görmüyor. Kurtuluş yok! Kaçın, dış düşman geliyor... Siperlere yatın! Cinayet zincirlerini göremeyen devlet, şimdilerde “derin yargı” derken acaba Gezi olaylarında polis kurşunuyla, copuyla ölenleri anımsıyor mu? Benim polisim, benim savcım, benim yargıcım! Devletin içindeki çeteleri temizlemek, derin güçleri ortaya çıkarmak için yeri göğü inletenler, kendi çetelerini mi yaratmak istiyor? Bugün çetelerden, cemaatin devlet içinde örgütlenmesinden söz edenlerin açıklamalarını, yandaş gazetelerin manşetlerini okuyunca gülümseyip geçiyorum: “İşte Cemaatin emniyet imamı!” Yesinler sizi! HHH Yine Hrant Dink suikastına geleceğim... Dink’i öldürme planını kimler yapmıştı? Planın Trabzon’da yapıldığını “büyük abi” Erhan Tuncel mahkemede açıkladı... Cinayeti baştan sona izleyen, gizleyen polis ve jandarmaydı. Neredeyse altı yıl önce işlenen bu cinayeti izleyen polis müdürü, daha sonra istihbaratın başına getirilip Ankara’ya atandı. Aynen böyle oldu! Ankara’da, Eskişehir’de, Reyhanlı’da ölenler, o büyük patlama, terör... Hepsini ama hepsini bir araya getirmeye çalışınız... O fotoğrafa bakın uzun uzun, her şeyi ama her şeyi göreceksiniz. Şimdi bir savaş var ortada... Ortaklık bozuldu. İllegal bir yapının devlet içinde varlığı tartışılmaya başlandı... HHH Hani çetelerle savaşmak için mücadele veriyordu hükümet? Demek ki hepsi boş sözlermiş! Erdoğan hem HSYK’yi hem Danıştay’ı hedef aldı: Gereği yapıldığı zaman görürsünüz Yargıyı tehdit etti Yurt Haberleri Servisi Hükümeti sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yargıyı tehdit etti. Operasyonun ardından değiştirilen Adli Kolluk Yönetmeliği’nin anayasaya aykırı olduğu yönünde bir bildiri yayınlayan HSYK’yi, “Suç duyurusunda bulunuyorum. Bu HSYK’yi kim yargılayacak. Öyle bir yetkim olsa anında yargılayacağım” diyen Erdoğan, yönetmeliği iptal eden Danıştay için de “Gereği yapılır, yapıldığı zaman görürsünüz” dedi. Sakarya Üniversitesi’nde toplu açılış törenine katılan Erdoğan, yargıya çok sert sözlerle yüklendi. Türkiye’nin bugün böyle bir yol ayrımına geldiğini anlatan Erdoğan, yolsuzluk operasyonunun yeni Türkiye’yi inşa etmenin önüne çıkarılan bir engelleme olduğunu savundu. Erdoğan, “İşte buyrun akşam başsavcı, savcının bunu nasıl servis ettiğini açıkladı. Şimdi ben buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, onlar da burada suç işlediler. Onlar ne yaptılar? Adli kollukla ilgili Danıştay’da bir dava sürerken onlar o davanın sürdüğü esnada kalkıyorlar, bir açıklama yapıyorlar ve bu açıklamayla anayasanın 138. maddesine aykırı hareket ediyorlar. Şimdi soruyorum, peki bu HSYK’yi kim yargılayacak? Öyle bir yetkim olsa anında yargılayacağım. Kim yargılayacak biliyor musunuz? Millet yargılayacak” diye konuştu. Oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) operasyon kapsamında tutuklanan bazı işadamları tarafından milyonlarca lira aktarıldığı iddiasını haberleştiren gazetemizi bu kez isim vermeden eleştiren Erdoğan, “Diyelim ki bir vakıf hizmeti yapacaklar, bu vakıf hizmeti nedeniyle yaptıkları hizmetlerde şahsı ile alakalı yok, yüksek tahsil öğrenci yurdu vs. bunlarla ilgili tahsislere yönelik, bunlar yasal yapılmış olan iş derken, bunları dahi suç olarak ilan edecek kadar maalesef seviyesiz, karakter yoksunu insanlar var. Hukuk başka bir şeydir, kanun başka bir şeydir. Biz hukuktan yanayız, kanundan yana değil. Eğer kanun hukuka ters düşüyorsa orada sıkıntı vardır” dedi. Yolsuzluk soruşturması elinden alınan Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın “Soruşturma yapmam engelleniyor” demesini ve adliye önünde konuyla ilgili yazılı açıklama yapmasını da eleştiren Erdoğan, “Bir savcı adliyenin önünde basın mensuplarına bildiri dağıtır mı ya? Ve böyle bir savcı, bizim için adaletin yüz karasıdır, yüz karası. HSYK, sen bu zatla ilgili ne yapıyorsun veya ne yapacaksın? Tabii bizim iki özelliğimiz var, hem yasamayız hem yürütmeyiz ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’, yargının değildir. Ama kalkıp yargı, ‘egemenlik kayıtsız şartsız benimdir diyorsa’ bunu da bilelim. O zaman da adımlarımızı ona göre atarız” dedi. ‘Adam izindeyiz’! Havalimanına Erdoğan’ı karşılamaya gelenlerin bazıları kefen giyerken “Adam izindeyiz” yazılı tişörtler ile “One minute Fethullah hoca” dövizleri dikkat çekti. Dağılırken partililer VIP yoluna çıkmak isteyince arbede yaşandı. Polis ile AKP’liler arasında küfürlü tartışma oldu. Erdoğan Kısıklı’daki evinin önünde bekleyen partililere de seslendi. (AA) ‘Dershaneyle başladılar İstanbul Haber Servisi İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nda kendisini karşılayan partililere seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu hakkında “Bunun adını yolsuzluk operasyonu koyanlar yolsuzluğun içinde olanların ta kendileridir” dedi. Erdoğan oğlu Bilal Erdoğan’a uzanan ikinci yolsuzluk soruşturmasını yürütürken dosyası elinden alınan savcı Muammer Akkaş’ın yaptığı yazılı açıklamaya da tepki gösterdi. Erdoğan savcının İstanbul Adliyesi’nin önünde militanlar gibi basın bildirisi dağıttığını söyledi. Kalabalığa seçim otobüsü üzerinden seslenen Erdoğan, “Vur vur inlesin, cemaat dinlesin” şeklinde slogan atılması üzerine “Katiyen. Her şeyden önce bir meşrebi, bir oluşumu istismar edenlere sözümüz var. Asla oraya gönül verenlere bizim sözümüz olamaz” dedi. Baş buraya getirdiler’ bakan Erdoğan “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” atasözünü anımsatarak “Bunlar çaldıkları minarenin kılıfını hazırladılar. Bunlar ailelerin mahremine girecek kadar haysiyetsiz” diye konuştu. Erdoğan “Gezi’de ülkeye çok şey kaybettirdiler. Şimdi de bununla kaybettiriyorlar. Dershaneler ile başladılar, işi buraya getirdiler. Şu olaylar tamamıyla dershane sürecinin bir devamıdır” ifadesini kullandı. Kabine değişikliğine de değinen Erdoğan “Bizimle yola çıkıp da bize ihanet edenlere de hâlâ ‘beraber yürüyelim’ demeyiz” dedi. Gösterinin izinsiz olduğu gerekçesiyle polis Taksim’de yurttaşlara müdahale ederken havaalanını miting alanına çeviren AKP’liler metroya ücretsiz binerek evlerine döndüler. Metroyu ücretsiz kullandılar YENİ BAKAN BOZDAĞ’DAN HSYK’YE TEPKİ Arınç: İnen de olur binen de MANİSA (Cumhuriyet) Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, partiden istifa eden milletvekillerine ilişkin, “Gidene ‘güle güle, oh ne iyi oldu, bilmem nereye kadar yolunuz var’ diyemem, demem. Trene binenler de olur trenden inenler de ama tren yoluna devam eder” dedi. MÜSİAD Manisa Şubesi’nin açılışında konuşan Arınç, iktidara mensup milletvekillerinin Başbakan’ı, hükümeti ve partiyi gözetmesi gerektiğini savundu. Arınç, “Bir milletvekili partisine, Başbakan’a zarar vereceğini düşünüyorsa kendisini feda etmelidir” diye konuştu. İsim vermeden “Başbakan da istifa etmeli” diyen eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a tepki gösteren Arınç, bunun yanlış olduğunu ifade etti. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik, yolsuzluk soruşturması kapsamında yaşananlar hakkında yolsuzluğun üzerine usulsüz gidilemeyeceğini söyledi. Çelik, Twitter’dan yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Piyasalardaki hareketlilik genelde ülkeye, özelde vatandaşa, borçlu sanayici ve esnafa büyük zarar verir.” ‘Anayasa ihlal edildi’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) HSYK’nin önceki gün yaptığı ve Adli Kolluk Yönetmeliği’ndeki değişikliğin yargı bağımsızlığına aykırı olduğu uyarısını içeren açıklaması, yine önceki gün Adalet Bakanlığı görevine getirilmesi ile birlikte HSYK’nin de başkanı olan Bekir Bozdağ tarafından, “HSYK’nin kesin kanaat içeren bir açıklama yapması, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkeleriyle bağdaşmaz” sözleriyle değerlendirildi. Yaptığı yazılı açıklamada HSYK açıklamanın kendi bilgisi ve onayı olmadan yapıldığını bildiren Bozdağ, anayasanın ihlal edildiğini savundu. MALM 69¨ ANTILOP Güvenlik kemerli mama sandalyesi Sarkıt lamba (45 cm) 69¨ evinizin her şeyi 99¨ 39,99¨ 39,99¨ 29 ,99¨ Axess ile IKEA Aile Kart sahiplerine 12 taksit. © Inter IKEA Systems B.V. 2013 2 çekmeceli şifonyer (40x55 cm) DINERA IKEA 365+ BRASA 18 parça yemek takımı 99¨ 49¨
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle