18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA İkinci soruşturma dalgasında, mal varlıklarına tedbir konulan işadamlarının büyük bölümü, kamuoyunun yakından bildiği isimler. Bu isimler arasında, bir dönem Telekom özelleştirilmesinde tartışmaların odağına yerleşen Abdullah Tivnikli’nin yanı sıra ortağı Mustafa Latif Topbaş da yer alıyor. Her iki ismin de adı daha yakın zamanda birlikte ortak oldukları Akabe İnşaat dolayısıyla TBMM gündemine geldi. 2. dalga kapsamında olduğu konuşulan ve içinde; Halkbank’ın, 5 milyon metrekarelik arsanın ihalesiz satışı, muvazaalı şirket operasyonları olan büyük ve karmaşık bir hikâyeyi anlatma zamanı: Başlangıcı 15 yıl öncesine giden bir rant öyküsü bu: l Meksan Makina adlı şirket, 1998’de Halkbank’tan 5.8 milyon dolar kredi kullanıyor. Karşılığında İstanbulPendik’te 5 milyon metrekarelik bir arazi teminat olarak alınıyor. l Geri ödemelerinde sorun çıkması üzerine, banka krediyi yasal takibe alıyor. Meksan, Temmuz 2009’da mahkeme kararıyla iflas ediyor. l Halkbank, icra takibinde 137 milyon TL olarak hesapladığı alacağını, iflas masasına 50 milyon TL olarak bildiriyor. Böylece Meksan’ın Halkbank’a borcu 86 milyon TL düşürülüyor. l 2011’e gelindiğinde ilginç bir gelişme oluyor. Halkbank, icra takibinde 137 milyon dolar bildirdiği alacağını Akabe A.Ş. adlı şirkete 15 milyon dolara temlik ediyor. l Normal koşullarda, kamu bankalarının, “kalitesiz alacaklarını”, BDDK’ce belirlenmiş Varlık Yönetim Şirketleri’nden birine devretmesi gerekiyor. Ancak EKONOMİ [email protected] dese de itirazı kabul görmüyor. l 120 milyon TL’den satışa çıkarılan bu arazinin değerine Kadıköy 3. İcra ve İflas Müdürü’nün görevlendirdiği bilirkişi itiraz ederek, arazinin değerini 198.6 milyon TL olarak takdir ediyor. l Ancak iki itiraz da sonuç vermiyor. Ve 30 Kasım 2012’de pazarlık usulü satışa çıkarılan arazi, tek alıcı olarak katılan Güven Enerji’ye 120 milyon TL’ye satılıyor. Şimdi sıkı durun: 1. Güven Enerji bu satıştan sadece üç gün önce el değiştirmiş bir şirket... 2. Arazi satışına katılmak için gerekli olan 40 milyon teminatı da Al Baraka’dan sağlamış. 3. Güven Enerji’nin şirket adresi; Eksim Holding ile aynı. 4. Eksim Holding’in büyük ortağı ise Abdullah Tivnikli. Toparlayacak olursak: Bir kamu bankasının batık alacağını değerinin çok altına devralan da, o alacağı ipotekli çok kıymetli gayrimenkulü satışa çıkaran da, satışa çıkan araziyi alan da aynı kişiler... Buraya kadar yazdıklarımın bir kısmı, CHP milletvekilleri Oktay Ekşi ile o dönem KİT Komisyonu üyesi olan Aykut Erdoğdu tarafından TBMM gündemine taşındı. Bu rant öyküsüne rağmen, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını hâlâ “darbe” diye niteleyen, Halkbank’ı da küresel güçlerin yıkmak istediğine inananlar şüphesiz olacaktır. Yine de bu dosyanın tamamının belgeli olduğunu not düşelim. O çok sevdikleri deyimle, “tüyü bitmemiş yetim hakkı” adına. 19 2. Dalga’dan Büyük Bir Rant Öyküsü Akabe, 2001 krizi sonrasında geliştirilen bu düzenleme kapsamındaki şirketlerden biri değil. Böylece bir kamu bankası olan Halkbank, 137 milyon TL’lik alacağını, o günün kurlarıyla 27 milyon TL’ye devrederken 110 milyon TL’den vazgeçiyor. l Akabe de Meksan’ın ödeyemediği kredi borcunu 13 yıl sonra “elverişli koşullarda” devralmış oluyor. Ortaklar: Mustafa Latif Topbaş, Mahmut Muhammet Topbaş ve Abdullah Tivnikli. l Bu devirden 7 ay sonra Meksan’ın iflas masası toplanıyor. Şimdi başa dönerek Halkbank’ın teminat olarak aldığı o çok kıymetli arazinin başına gelenlere bakalım: l 20 Haziran 2012’de Meksan’ın 1998’de aldığı krediye teminat olarak gösterdiği 5 milyon metrekarelik arazinin 120 milyon TL’den az olmamak üzere “pazarlık usulüyle” satışına karar veriliyor. Meksan alacaklılarından Av. Ufuk Erdoğan Sabuncuoğlu, “Pazarlık yanlış. İhale açmanız gerekir” Şimdi Ne Olacak?.. Hukukun gücünün değil, gücün hukukunun geçerli olduğu İktidarlarının ortaklık paylaşım savaşlarında, kördüğüme birkaç düğüm daha atılmasını getiren, dünün yeni şok gelişmelerinin haberleri gelmeden, ataklar, operasyonlara nokta konulmuşçasına, sabah piyasaların açılış öncesi bir soluk alma çabası ile depremin ekonomideki hasarlarını ölçmeye çalışan uzmanları dinliyordum. Dünyanın, piyasalar, kurumlarının noel tatilinde olmasının genel olarak bir şans, en azından dıştan gelecek tepkileri durduran etkisinin altını çiziyorlardı. Bizim piyasalardaki çarpıcı çöküşü ortaya koyan verilerin tümü ile siyasal darbenin ürünü olduğunun altını çiziyorlardı. Bizdeki durumun değerlendirilmesi noktasında tatil sonrası dıştan çok olumsuz gelecek dalgaları ölçmeye çalışıyorlardı... Açık açık, Halkbank operasyonunun anlamı masaya yatırılırken ayakkabı kutuları, operasyonların kamuoyuna yansıyan ilk verileriyle kayıtlı ya da kayıtsız, Hindistan, Çin’in İran’a yönelik ambargoyu delmede Türkiye, banka üzerinden işlem yaptıklarının akışının ortaya çıkmış olabileceği dillendiriliyordu. “Umarız bu akış kayıtlı, yasal olsun. Kayıtsız, Türkiye’ye getirisi olmayan para aktarımı, hele de rüşvetin kanıtları ortaya çıkarsa... Türkiye zaten uluslararası piyasalar kurumlarının notlarına göre gri renkli ülkeler arasında sayılıyordu. Kara listeye geçirilirsek vay halimize...” cümleleri iç acıtmanın ötesinde, piyasalardaki panik çöküşü ya da fırsatçılığı da açıklıyor... İktidarda kutsal ortaklığın bozulması sonrası hukuk, yargı üzerinden yaşanan paylaşım, iktidar kavgalarında, hakhukuk, gerçekler adına söylenenleri akılmantık süzgecinden geçirmek şöyle dursun, baştan sona uzun soluklu İktidarları sürecinde oluşturulmuş kadrolarla, karar vermede yetkin hukuk kurumlarının bir diğerini hukuk adına yok sayan yeni kararlarını şaşkınlık içinde izlemeye çalışıyoruz. Yargının üst kurulu HSYK’nin hükümetin adli kolluk yönetmeliğini “hukuksuzluk” olarak ilanı, hükümet adına Başbakan, bakan açıklamaları ile haberlerde “hukuksuzluk” olarak reddedilirken... Gelen en son dakika haberiyle, hükümetin adli kolluk yönetmeliğinin yargı kararı ile iptal edildiği duyuruluyordu. Hukuk devletinin işlerliği için gelinen an içinde, nelerin hukuka uygun nelerin hakhukuk katliamı olduğunun ölçülebilmesinde yaşanılan süreç, hukukçular katında bile işin içinden çıkılamaz boyutlarda bilgi, kararlar çelişkileri kirliliğine bulaştırılmıştı... HHH Son hafta içinde, “Cumhuriyet tarihinin en büyük kirlilik operasyonu, en büyük hukuksuzluk örnekleri, kararları...” sözcüklerini, en etkin, yetkin hukuk, siyaset kurumları, yöneticilerinin ağzından, ilan edilmiş bu kör savaşın karşı tarafını yemek, yok etmek adına en izansız suçlamalarıyla toptan aşındırıldı... Olup biteni kimin kime, son dakika golü attığı ile ancak ölçmeye kalkar olduk. Ulusal egemenlik sonuçta kuşkusuz milletin. Ancak iktidar ortaklıkları bozulunca kıyasıya birbirini yok etmeye çalışan HükümetCemaat cephelerinin, kuralsız, hukuksuz, yürütmeyargı gücünü kullanmadaki kirli çıkar savaşlarında, gün gün, saat saat yaşananlara, henüz şaşkın, seyirci... En ağır şaşkınlığı yaşayanlar ise kuşkusuz İktidarları cephesine inanmışlar. Sadece savaşan, bugüne kadar yaşananlarda ortak sorumlulukları olan iki cephenin bir diğerini ağır suçlamaları karşısında hangi tarafa hak vereceklerini bilememek, gerçekleri görememekten de değil... Kirli savaşın üzerlerine, aslında ülkeye, hepimize bulaşmış çamurundan bataklığa saplanmadan nasıl çıkılacağını bilememenin korkusu, paniği egemen... Günübirlik alışverişe giden sıradan insan, günübirlik fırlayan bir tek vurgunculukla açıklanabilecek sebze, meyve fiyatlarının hesabını kimden sorabilecek? Dünya borsaları olumlu giderken Türkiye özelindeki olumsuz gidiş bulaşıcı panik yaratmışa benziyor. En korkutucusu kendini, çevresini koruma adına önünü görememek... İş dünyasının yıl sonunda öne çıkan borç ödemeleri derdinde, doların önlenemez yükselişinde kendini güvenceye almada doğru karar verme güdüsü... Yatırımlar, harcamaların kesilmesi kaçınılmaz da, döviz güvencesi hangi ölçülerde yükseltilecek, en az zarar etme noktası nasıl bulunacak? Aile bütçesinin çapı, derdi küçük gibi, insanların yaşamına dayatmaları çok daha acımasız boyutlarda... Zincirleme başıbozukluk öylesine başını almış yürümüş ki... Deprem riski uç noktalarda, yeniden yapılanma projesi kapsamında olduğunu bildiğim sokaklarda... Örneğin otoritesi son operasyonla dibe vurmuş Fatih’in ara sokaklarında dün onlarca yeni inşaat gördüm. Toptan yıkılıp yeniden yapılanma projesi kapsamında olan bu sokaklarda aralıklı inşaatların bir tekinde bile inşaat ruhsatının, yasallığın belgesi tabelaları göremedim. Bazıları yolum üstünde olduğu için günlerle izledim; depremler, meslek uzmanlıkları ile olan habercilik ilişkilerim bağlantılı görmem gereken temel yapılaşmasına da tanıklık edemedim. Kaygım o ki, fırsat bu fırsat kentin göbeğinde kaçak, deprem için yeniden büyük risk inşaatlar alıp başını gitmiş. Nasıl olabilir? Darbe mi dediniz? Halkbank 110 milyon TL’den vazgeçti Üç günlük şirkete göz göre göre... Son 11 yılda 8 kat artan özel sektör borcu sadece kur nedeniyle 101 milyar 662 milyon 335 bin lira arttı Borçluları ateş bastı Artan siyasi gerginlikle dolar rekor üstüne rekor kırarken reel sektörün 257 milyar dolarlık dış borcu alarm veriyor. Dolar kuru 2.18 liraya dayanınca özel sektörün borcu da katlandı. Yılbaşında 1.7850 olan dolar kurundan hesaplandığında şirketlerin dış borcu TL bazında 459 milyar 410 milyon 805 bin lira iken şu an 561 milyar 73 milyon 140 bin liraya çıktı. Yani sadece kur nedeniyle özel sektörün borcu 101 milyar 662 milyon 335 bin lira arttı. PELİN ÜNKER Dolar kuru 2.17’yi aşıp rekor tazelerken Avro kuru 2.9867’ye kadar yükseldi. Gösterge bileşik faiz iki yılın zirvesine çıktı. Piyasa yangın yeri Hükümet ve yargı arasında artan siyasi gerilim nedeniyle piyasalarda panik havası sürüyor. TL dün de sert değer kaybederken gösterge tahvil çift haneye yükseldi. Dolar/TL 2.1765’e kadar yükselerek tarihi rekorunu yeniledi. Sepet bazında TL ise yeni zirve olan 2.5896’yı gördü. 2 yıllık gösterge bileşik faiz yüzde 10.36 ile 2 yılın zirvesine çıktı. 10 yıllık tahvilde en yüksek yüzde 10.60 seviyesi test edildi. Hafta başından bu yana yüzde 7 gerileyen Borsa İstanbul (BIST) 100 Endeksi’nde ise ise kayıplar gün içinde yüzde 5’i aştı. Endeks günü yüzde 1.04 düşüşle 63 bin 885 puanda kapadı. Serbest piyasada dolar 2.1590, Avro 2.9760 TL’den günü tamamladı. Merkez, daha önce 30 Aralık için açıkladığı 450 milyon dolar olan döviz satım ihalesindeki en düşük tutarı dün 600 milyon dolara revize etti. Merkez’in açıklamasının hemen ardından TL’deki değer kaybı hızlandı. Dolar yine zirve yaptı. Son 11 yılda 8 kat artan reel sektörün dış borcu kurdaki son gelişmelerle birlikte yeni bir krizin kapıda olduğunu gösteriyor. Yüksek cari açık ve dış borcu nedeniyle gelişen ülkeler arasında Fed kararından en çok etkilenen Türkiye’nin ekonomik riskine son dönemde tavan yapan siyasi riskler de eklenince piyasalar ağır yara aldı. Doların 2.18 liraya fırlamasıyla gözler dış borçla boğuşan reel sektöre çevrildi. Yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrası hükümet içinde oluşan çatlaklar ve yargı mensuplarıyla büyüyen çatışma Türkiye’nin kırılganlıklarını artırıyor. Zira kur arttıkça durduk yerde döviz borcu olan firmaların borcu da katlanıyor. Yıl başında 1.7850 olan dolar kurundan hesaplandığında şirketlerin dış borcu TL Ekonomi Servisi Yatırım fonu Pacific Investment kilde sert satış gördü. bazında 459 milyar 410 milyon 805 bin * Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bunu dış müManagement Co.’nun (PIMCO) Üst Yöneticisi (CEO) lira iken şu an 561 milyar 73 milyon 140 Muhammed el Erian, yolsuzluk ve rüşvet süreci dahale ve yargının taraflı olduğu söylemlerinden dabin liraya çıktı. Yani sadece kur nedeniyle nin etkin bir şekilde yönetilmemesinin, Türkiye bor ha az şikâyet ederek önleyebilir. Bu süreçte Erdoğan özel sektörün borcu 101 milyar 662 milyon salarının ötesinde zarara neden olacağını vurguladı. kendisine yöneltilmiş suçlamalara açıklık getirme335 bin lira arttı. Reel sektörün döviz El Erian, Business Insider’da kaleme aldığı yazısın li ve siyasi ortaklarının bazılavarlıkları Eylül 2013 itibarıyla 92 milyar da Türkiye’deki son gelişmeleri şöyle değerlendirdi. rını daha az savunmalı. Ayrı972 milyon dolar iken yükümlülükler * Son gelişmeler ve yabancı sermayeye bağlılığı ca krizin ekonomik sonuçları ile 257 milyar 373 milyon dolara yükseldi. Türkiye’deki finansal piyasaları sert vurdu. Hisse etkin bir şekilde ilgilenebilmesi Bu dönemde net döviz pozisyonu açığı ler siyasi krizin ekonomik büyümeye zarar vereceği, için Merkez Bankası’nın da baise 164 milyar 401 milyon dolar oldu. yabancı yatırımları azaltacağı, sermaye çıkışına ne ğımsızlığını sağlaması gerekiyor. 1994 ve 2001 krizinde kurdaki artış, * Türkiye’deki piyasaların öteden olacağı, kısa vadeli fon akışını uzaklaştıracağı ve borçlu birçok şirket için, aldıkları uluslararası re sinde zarar verecekbu sürecin öndöviz kredileri oranında ciddi bir zervleri boşalta lenmesi için Erdoğan’ın olaysorun oluşturmuştu. Firmalar hiç cağı tahminleri lara bir an önce açıklık getirhesaplamadıkları bir girdaba kapılmış, ne uygun bir şe mesi gerekiyor. birçok firma bu nedenle iflasın eşiğine gelmişti. Yolsuzluk krizinden sonra dolar/TL kuru tarihi zirvesine fırlayınca aynı sorun yeniden hortladı. Küresel krizin patlak verdiği Eylül Borsadaki performanslara bakıldığında, Ekonomi Servisi Yolsuzluk bakan Erdoğan ve Cumhurbaş2008’de reel kesimin döviz pozisyon döviz borcu yüksek olan şirketlerin, 17 u Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yaratkanı Gül’ün görevlerine bir döaçığı 79 milyar dolar dolayındaydı. Aralık’ta gerçekleştirilen yolsuzluk ve rüşvet tığı deprem piyasaları sarsmaya nem devam etmeleri. Bu senarReel sektör, kriz nedeniyle ortaya operasyonundan sonra hızlanan TL’deki değer operasyonu devam ederken gündeme erken yoda erken seçim kararı ile Erçıkan riskler üzerine döviz pozisyon kaybından, operasyonda adı geçen firmalarla sonrasında seçim de girdi. doğan görevine devam ederken açığını küçülterek 2009 sonu itibarıyla birlikte en fazla etkilenenler olduğu görülüyor. ortaya çıkan Waal Street Journal’de yer hem içeriye hem de dışarıya halalan görüşler özetle şöyle: Strakın yanında olduğu mesajını ve65.5 milyar dolara kadar çekmişti. Borsa İstanbul’da en yüksek açık pozisyonu siyasi kriz şirketler arasında Ak Enerji, Aksa Enerji, teji Menkul Değerler Fon Müdürü rir. Piyasa da bunu kısa vadede Merkez Bankası’nın Mayıs 2013’e olan Ford, Zorlu Enerji, Tüpraş, Türk Telekom, Türk piyasaları Bülent Topbaş: Ölçüsüz ve büolumlu karşılar. ait finansal kesim dışındaki firmaların Hava Yolları, Anadolu Efes ve Migros öne yük bir siyasi risk var. Bu nedenBosphorus Capital Genel Müdöviz varlık ve yükümlülükleri çıkıyor. Doların rekor üstüne rekor kırdığı 17 sarsmaya le panik satışlar oluyor. Artık erdürü Murat Salar: Seçimlerin Aralık’tan bu yana Tüpraş hisseleri yüzde verilerine göre, 2002’de 6.5 milyar devam ediyor. ken seçim kararı alınması geremevcut Meclis aritmetiğini büdolar olan döviz açığı, eylül sonunda 11.8, Türk Telekom yüzde 9.02, THY yüzde ken noktaya geldi. Bu, kısa süyük ölçüde değiştirmesini bekBazı uzmanlara 164.4 milyar dolara kadar yükseldi. Yani 17, Anadolu Efes yüzde 7.1, Ak Enerji reli bir şok etkisi yaratabilir ama lemem. Dolayısıyla piyasaya da yüzde 17.6, Aksa Enerji yüzde 15.8, göre erken seçim riskleri öngörülebilir hale getirir. etkisi sınırlı olur. Bunun yerine yaklaşık 11 yılda şirketlerin döviz açığı Ford yüzde 10.2, Zorlu Enerji Global Source Ekonomisuluslararası sistemle uyumlu bir 157.9 milyar dolar arttı. Bu, açığın 25 kat kararı ortamı biraz yüzde 21, Migros hisseleri ti Atilla Yeşilada: Piyasa açıhükümet görünümü piyasalara arttığı anlamına geliyor. 2012 yılı sonuna ise yüzde 19.7 düştü. sakinleştirir. sından en olumlu senaryo Başyeniden güven kazandırabilir. göre ise net döviz pozisyonu açığı 23 milyar 17 milyon dolar arttı. Reel sektörün döviz borçları 257.3 milyar dolar iken bu borçların 147.3 milyar zartesi gününe ertelendiği belirtildi. tısının da yapıldığı önceki gün öğleMUSTAFA ÇAKIR doları yurtiçinden sağlanan krediler, Asgari Ücret Tespit Komisyoden sonra gerçekleşen görüşmede 83.7 milyar doları ise yurtdışından nu 4. toplantısına katılmayan ÇaMemurSen yöneticilerinin, Kamu ANKARA Perşembe günü açıksağlanan kredilerden oluşuyor. İthalat lışma Bakanı Faruk Çelik, asgaPersoneli Danışma Kurulu (KPDK) lanması beklenen yeni asgari ücreborçları ise 26.3 milyar doları buluyor. ri ücret toplantısının yapıldığı gün toplantısında üzerinde uzlaşmaya tin pazartesi gününe kalmasının arEylül 2013’te kısa vadeli varlıklar Ankara’da MemurSen yöneticilevarılan 29 maddenin hazırlanacak kasında, hükümeti sarsan yolsuzri ile görüştü. Bu görüşmenin fotorba yasaya eklenmesini istedik78 milyar 819 milyon dolar iken kısa luk operasyonları ile Bakanlar Kutoğrafını paylaşan Çelik, “Memurleri öğrenildi. rulu’ndaki istifaların bulunduğu öğvadeli borçlar 93 milyar 567 milyon Sen Genel Başkanı Sayın Ahmet MemurSen ise dün yaptığı “Bürenildi. Bakanın asgari ücret zamdolar oldu. Kısa vadeli net döviz Gündoğdu’yu makamımda kabul yük Türkiye idealine sahip çıkımını bu yoğunluk nedeniyle Başpozisyonu açığı ise 14 milyar 748 ettim. Taleplerini dinledim” ifadeyoruz” başlıklı açıklamada, cemabakan Tayyip Erdoğan ile görüşemilyon dolar olarak gerçekleşti. sini de ekledi. Asgari ücret toplanate “kavgayı bırak” mesajı verdi. mediği, bu nedenle toplantının pa ‘Erdoğan yolsuzluğa açıklık getirsin’ Borcu olanın hisseleri eriyor ‘Erken seçim piyasayı rahatlatır’ Asgari ücrete ‘yolsuzluk’ rötarı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle