Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  23	ARALIK	2013	PAZARTESİ  4  HABERLER  Erdoğan kabine, bürokrasi ve partide yapacağı düzenlemelerle seçim öncesi önlem alma peşinde  AKP’den ‘Savaş kabinesi’ ERDEM GÜL  ANKARA  Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümeti sarsan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan AKP’nin “savaş” ve “yeni operasyonlara karşı açık kapatma” diye adlandırılan kabine değişikliği, Emniyet’ten sonra valilerin de görevden alınması ve partide seçim öncesi olası bir zaafı önleyecek adımlar atılması şeklinde üç ayaklı bir stratejiyle çıkmayı planlıyor. Erdoğan’ın ortaya çıkan yolsuzlukların etkisizleştirilmesine karşı peş peşe atacağı adımlara ilişkin kulislerdeki beklentiler şöyle: Savaş kabinesi: Erdoğan ilk adımı Bakanlar Kurulu’nda atacak. Erdoğan, kabinede yerel seçimlerde aday olacakları kesinleşen üç bakanın yanı sıra çok daha kapsamlı bir değişiklik yapacak. Kabinede değişecek bakan sayısının 10’un üzerine çıkabileceği belirtiliyor. Yolsuzluk operasyonu sonrasında Emniyet’te “cemaatçi” olarak nitelenen polis şeflerinin görevden alınmasına paralellik taşıyacak yeni isimlerle oluşacak Bakanlar Kurulu, “savaş kabinesi” diye isimlendiriliyor. Erdoğan’ın yeni kabinede siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ya da Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’ya yer verebileceği belirtiliyor. Daha önce partiye transferi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve cemaate karşı mesaj olarak algılanan Numan Kurtulmuş’un da bakan yapılabileceği ifade ediliyor. Adı geçen bakanlar: Erdoğan’ın yolsuzluk operasyonunun başlangıcında adı geçen bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Erdoğan Bayraktar ve Egemen Bağış’ı kabine dışında bırakacağına kesin gözüyle bakılıyordu. Ancak ilerleyen süreçte Erdoğan’ın yolsuzluk operasyonunu “hükümete karşı komplo” olarak yansıtması ve bakanların savunma açıklamaları yapmaları üzerine kulislerde “bu bakanlar görevde kalacak mı” soruları da ortaya atıldı. Partide birinci görüşe göre “4 bakan daha fazla sayıda bakanla birlikte kabine dışı bırakılarak görevden almanın yolsuzlukla ilgisi olmadığı görüntüsü” verilecek. İkinci görüşe göre ise bu 4 bakan alınmayacak. Ancak 4 bakanın alınmaması durumunda parti içinde rahatsızlıklar yaşanacağına da dikkat çekiliyor. En az 10 vali gidici: Emniyet’teki hükümet operasyonu, valilerle sürecek. Kulislerde valiler arasında da çok sayıda “cemaatçi” bulunduğu seslendiriliyor. Özellikle operasyonlar konusunda polise mülki amirlere haber verme zorunluluğu getiren yönetmelik değişikliği sonrasında valilerin konumunun daha önemli hale geldiği belirtiliyor. Bu nedenle kabine revizyonuyla eşzamanlı ya da hemen ardından valiler için de düğmeye basılacak. Sayısı 10’un altında kalmayan valinin ilk etapta alınacağı bilgileri diye getiriliyor. Kamuda da sürecek: “Cemaatçi” operasyonu bürokrasinin tüm alanlarına yayılacak. Seçim süreci de gözetilerek bürokraside yaygın görevden almalarla “temizlik sürdürülecek.” Partide önlem: Erdoğan, üçüncü önlemini ise partide alacak. İdris Bal ve Hakan Şükür’ün ardından yeni istifaların önlenmesi için adımlar atılacak. AKP yönetimi, cemaatle çatışma süreci nedeniyle bundan sonraki istifa sayısının çok sınırlı kalmasını sağlamaya çalışacak. Partide 2011 seçimlerinde “Cemaat tarafından aday olmaları için 46 kişilik liste verildiği, Erdoğan’ın ise bu listeden yalnızca 46 ismin seçilmesini sağladığı, bu nedenle istifa sayısının çoğalmadığı” belirtiliyor. Erdoğan’ın yerel seçimler öncesi yolsuzlukların partide zaaf yaratmaması için yeni adımlar atacağı ve yeni görevlendirmeler yapacağı da konuşuluyor.  BAŞBAKAN ERDOĞAN GİRESUN’DA CEMAATE YÜKLENDİ, YİNE DIŞ GÜÇLERİ SORUMLU TUTTU  Toplumsal	 Duyarsızlık	 Aşılır	mı?..							 İnsanlar olan biteni elbette izliyor. AKP’lisi de, CHP’lisi de, MHP’lisi de, İşçi Partilisi de, partisizi de, genci yaşlısı, kadını erkeği olan biteni izliyor. Ortaya çıkan büyük ölçekli yolsuzluklardır. İmara açılan kamu toprakları, ihale yolsuzlukları, usule aykırı krediler, rüşvetler... Konuyla ilgili soruşturma, belgeleme çalışmaları gizli yürütülmüş, kimi üst görevlilere bilgi verilmemiş, bakanlar haber alamamış, konu ilgili savcılar ve polis tarafından yürütülen bir operasyonla ortaya çıkmıştır. Şimdi bu durumda vatandaş ne düşünür? Ne düşünmelidir? İş buraya gelince düşünceler, duygular duruma göre, vatandaşın yer aldığı kesime göre değişir mi, değişmez mi? Vatandaşın şöyle düşünmesi doğru değil midir? Bu çapta bir yolsuzluk, buralara kadar tırmanmış bir yolsuzluk ortaya çıkarılmalı, suçlular cezalarını çekmelidir. Eğer buraya kadar gelen bir yolsuzluktan haberleri yoksa, sadece adı geçen ya da oğlunun adı geçen bakanlar değil, bütün bakanlar ve Başbakan da istifa etmelidir. Demek ki siz iktidarınızın içinde, yanıbaşında olup bitenlerden ya habersizsiniz ya da olup bitene aldırmıyorsunuz. Vatandaşın böyle düşünmesi, bu doğrultuda tepki göstermesi gerekirken “sessiz seyirci” durumu nasıl açıklanır? Konuyu AKP cemaat çatışması açısından almıyorum. Sadece olup bitene toplumsal tepkiyi görmeye çalışıyorum. Büyük bir yolsuzluk olayı ortaya çıkmıştır. Elbette çok iyi olmuştur. Şimdi oyunun devamında neler oluyor. Buyrun. Konuyu ortaya çıkaran savcılar etkisiz kılınmaya çalışılıyor, polis şeflerinin yerleri değiştiriliyor, olayı yapanlardan önce ortaya çıkaranların üstüne gidiliyor. Bu ne demektir? AKP iktidarı konuyu kapatmaya çalışıyor demektir. Sislendirme, karartma çalışmaları başladı bile. Dış güçler, Gezi Parkı planlayıcıları, içerdeki çeteler, iktidarın yıpratılmak istenmesi, üzerine gidilecek devlet içindeki devlet vb. savlarla “ne oldu”nun üzerinin örtülerek “neden oldu” senaryoları üretmek. Her zamanki tutum. Başarılı olur mu? Başarılı olursa neye bağlıdır? HHH AKP döneminde iktidar kutsallaştırıldı. Gözden kaçmaması gereken durum budur. “Kutsal iktidar” eleştirilirse, yıpratılırsa “kutsala karşı çıkmış olma psikolojisi” yaratıldı. Toplumun dinle ilgili korkulu saygısı kullanılarak “iktidara karşı çıkan, kutsala isyan etmiş olur” duygusu toplumsal bilinçaltına yerleştirildi. Siyasal iktidarın başı da “kutsal emir” mertebesine çıkarıldı. Başbakan’ın otoriter tutumunun etkileyici olmasında bu durumun büyük payı vardır. Bu nedenle de bilinçaltında bu duyguyu taşıyan vatandaş duralamakta, en açık gerçekler karşısında bile “hele bekleyelim, işin içinde ne var anlayalım” diye kutsal gücün ne diyeceğine bakmaktadır. “Kutsal iktidar” inancı devam ettiği sürece bloke edilmiş zihinsel işlem gücünün ipotekten kurtulma şansı olmayacaktır. Burada en önemli konu, toplumu ve insanları bu konuda aydınlatmak olmaktadır. İnanç hakkı kutsal bir haktır. Herkes istediği gibi inanmakta, inancını değiştirmekte, inanmamakta özgürdür. İnancına göre ibadet etmek de her insanın hakkıdır. Bu hak anayasa güvencesi altına alınmalıdır. İnanç hakkını, inanma ve inancını istediği gibi yaşama hakkını siyaset için kullanmak ise bu hakka saygısızlık etmektir ve suç sayılmalıdır. İnancı, inanmış insanların bağlılıklarını, yolsuzlukları örtmek için kullanmak ise büyük bir suç sayılmalıdır. Din değerleri açısından da bu tutum büyük bir saygısızlık, büyük bir suç olmalıdır. Siyasal iktidar kutsal değildir. Siyasal iktidar, demokratik olduğu kabul edilen bir sistemde vatandaşların oylarıyla ve seçimle değişir, yerini başka bir siyasal iktidara bırakır. Bu inanç söyleminin yolsuzlukları örtmek için kullanılması ise her bakımdan yanlıştır ve hiçbir şey bu yolsuzlukların sorumluluğunu örtmeye yetmez, yetmemelidir. Ama eğer, böylesine açığa çıkmış bir yolsuzluk bile toplumda duyarsızlıkla karşılanır, tepkisiz “hele bakalım, acele etmeyelim, bunlar da neden böyle yapılıyor, tertemiz insanlara atılan bir iftira komplosu mudur?” yollu “sessiz onay” sürecine sokulursa o toplumda demokrasinin “D”si bile ağza alınmamalıdır. Sorun toplumu bu duyarsızlıktan kurtarmaktır. İşte, PISA araştırmasındaki “matematiksel düşünme”, “fen bilgisiyle bakma”, “okuduğunu anlama” becerilerinin önemi de buradadır. Akılla değil de güdüyle, yargıyla değil de önyargıyla, inançla değil de körinançla yönlendirilmiş kişinin ne özgür aklı olabilir ne de özgür iradesi. Bu insanların toplumu da bu doğrultuda biçimlenecektir. İşte, ülkemizin temel sorunu budur...  Gülen’e beddua yanıtı Giresun’da	toplu	 açılış	töreninde	 Erdoğan’a	tüfek	 ve	kemençe	hediye	edildi.	Fethullah	Gülen’in		 yolsuzluk	yapanlara	yönelik	 beddualarına	da	 göndermede	bulunan	Erdoğan,	 “Sizin	hayır	dualarınız;	o	bedduaları,	o	saldırıları	da	sandığa	gömecektir”	ifadelerini	kullandı.	  (Fotoğraf: DHA)  ‘Plan ABD’de yapıldı’ Yurt	Haberleri	Servisi		AKP’li	bakanlara	uzanan	rüşvet	ve	yolsuzluk	 operasyonu	Başbakan	Recep	Tayyip	Erdoğan’ın	Giresun’daki	mitinginin	gündemini	oluştururken,	Başbakan	yine	“dış	güçleri”	sorumlu	tuttu.	Daha	sonra	Trabzon’a	geçen	Erdoğan,	buradaki	konuşmasında	Halk	 Bankası’ya	yönelik	operasyon	planının	Nisan	2013’te	ABD’de	yapıldığını	ileri	sürdü.	 Operasyondan	sorumlu	tuttuğu	 cemaate	yönelik	tehditlerini	sürdüren	Erdoğan,	Giresun’da	toplu	açılış	 töreninde	partililere	hitap	etti.	Erdoğan,	iki	bakan	oğlunun	da	bulunduğu	24	kişinin	tutuklandığı	rüşvet	ve	 yolsuzluk	operasyonu	için	“Biz,	babamızın	oğlu	olsa	devletin	malını	çalıyorsa	bunun	hesabını	sorarız”	dedi.	 Kendi	anlayışlarında	“kula	kulluk”	 bulunmadığını	ileri	süren	Erdoğan,	 “Şunu	da	dost	düşman	çok	iyi	bilsin.	 Eğer	istiklalimize	el	uzatan	olursa,	 eğer	bu	ülkeyi	karıştırmak	için	kirli	tuzaklar	kurulursa,	biz	evet	o	elleri	kırarız”	dedi.	Operasyonlara	ilişkin	 dış	güçleri	ve	isim	vermeden	cemaati	sorumlu	tutan	Erdoğan,	“Hangi	örgütü	kullanırlarsa	kullansınlar,	hangi	maşayı	kullanırlarsa	kullansınlar.	 Hangi	ajanı,	hangi	haini	kullanırlarsa	 kullansınlar,	bu	millet	istiklali	uğruna	 o	uluslararası	örgütlere	de	onların	 maşa	örgütlerine	de	gereken	cevabı	gerektiği	gibi	vermesini	bilir.	Herkes	haddini	bilecek.	Türkiye	karanlık	odakların,	onların	maşa	örgütlerinin,	hainlerin,	ajanların,	provokatörlerin	gelip	istedikleri	gibi	davranabilecekleri,	operasyon	yapabilecekleri	 bir	ülke	değil”	diye	konuştu. Yargı	ve	Emniyet’te	“birtakım	 odaklar	eliyle	komplo	kurulduğunu”	 ileri	süren	Erdoğan,	“yolsuzluk	kisvesi	altında	çirkin	ve	karanlık	tuzak	 kurulduğunu”	ileri	sürdü.	Erdoğan,	 “Birtakım	gazetelerin,	ajanların	hukuku	çiğneyerek	yayımladıkları	görüntülere,	manşetlere	aldanmayınız”	 dedi. Hedef	aldığı	CHP	Genel	Başkanı	Kemal	Kılıçdaroğlu’nun	SSK	Genel	Müdürlüğü	dönemine	atıfta	bulunarak	“Genel	Müdür”	diye	hitap	 eden	Erdoğan,	Kılıçdaroğlu’nun	operasyon	yapan	polislere	“sahip	çıkmasını”	eleştirdi.	Erdoğan,	“Çarkçıbaşı	diyorsak	boşuna	demiyoruz;	nerede	çete	varsa	CHP’yi	onun	yanında	 bulursunuz”	dedi.	 onu	yapana	gider”	diyen	Erdoğan,	 “Bin	düşünüp	bir	konuşmamız	lazım.	 Bu	makamlar	gelip	geçicidir”	dedi.	  Operasyon	planı	Kongre’ye	 gelecekti,	engelledik “Birileri	havaalanı	çıkışlarındaki	 billboardlara	‘kardeş	olacağız’	diye	 yazmış”	diyen	Erdoğan,	“Bir	tarafta	 ‘Gezi’ci,	bir	tarafta	polis.	İyi	güzel	de	 bu	nasıl	kardeşlik	ki,	öbür	taraftan	 kardeşlerini	lanetleyip	beddua	edeceksin.	Biz	sabrediyoruz.	Ancak	devletin	içindeki	çeteleşmeye	de	müsaade	etmeyeceğiz”	şeklinde	konuştu. “Nereden	gelirse	gelsin,	rengi	ne	 olursa	olsun	taviz	yok”	diyen	Erdoğan,	“Herkes	bilsin	ki	anayasanın	 çizdiği	sınırlar	içerisinde	yasama	nasıl	görevini	yapıyorsa,	yürütme	de	 yargı	da	öyle	yapacak.	Bir	erk,	bir	diğerinin	üzerinde	baskı	oluşturma	 gayreti	içerisine	girmesin.	Girdiği	anda	yasama	ve	yürütmedeki	gücümüzü	kullanırız.	Nisan	2013’te	ABD’de	 Halk	Bankası’na	yönelik	operasyonun	projeleri	hazırlandı,	planları	yapıldı.	Bunu	Kongre’ye	getirmek	istediler.	Halk	Bankası’nın	uluslararası	 piyasalardaki	çalışmalarına	ket	vurmak	istediler.	Bunu	engelleyince	rahatsız	oldular.	Bu	oyuna	gelmedik,	 gelmiyoruz	ve	Halk	Bankası’nı	da	yedirtmeyeceğiz.”  ‘Halkbank’ı	yedirtmeyiz’ Daha	sonra	Trabzon’a	geçen	Başbakan	Erdoğan,	havalimanında	kendisini	karşılayan	kalabalığa	hitap	 ederken	gündeminde	yine	rüşvet	ve	 yolsuzluk	operasyonu	vardı.	“Lanet	 Müslümanlar	arasında	öyle	berbat	 bir	tezgâhtır	ki,	bumerang	gibi	döner	  MHP LİDERİ BAHÇELİ  İktidar delilleri karartma çabasında  ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)  İstanbul merkezli, 3 bakana uzanan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu değerlendiren MHP lideri Devlet	Bahçeli,	“Emniyet’teki	toplu	kıyımlar,	çığ	 gibi	büyüyen	ve	her	tarafa	sıçrayan	görevden	almalar,	hükümet	üzerindeki	şüpheleri	 alabildiğine	kuvvetlendirmiştir.	Gayri	meşru	 yollardan	servet	edinen	haramzadelerin	yakasını	ve	peşini	bırakmayacağız” dedi. Bahçeli dün yaptığı yazılı açıklamada, “Kamuoyuna	yansıyan	haber	ve	görüntüler	hakikaten	de	hazmedilecek	ve	geçiştirilecek	 türden	değildir.	Ne	var	ki,	bu	kapsamda	de  vam	eden	hukuki	sürecin	AKP	hükümeti	tarafından	engellenmek	ve	yıpratılmak	istendiği	de	gözlerden	kaçmamıştır.	Rüşvet	ve	yolsuzluk	soruşturmasının	kapsamı	derinleştikçe,	bazı	bakanlar	dahil	olmak	üzere	yürütülen	operasyonun	yelpazesi	genişledikçe,	 AKP	hırsızları	temize	çıkarmak	ve	delilleri	 karatmak	amacıyla	tüm	imkânlarını	harekete	 geçirmiştir.	Adli	Kolluk	Yönetmeliği’nde	yapılan	gece	yarısı	değişiklik,	söz	konusu	soruşturma	sürecini	budamak,	baltalamak	ve	 benzeri	hukuki	vakalar	için	ön	almak	maksadıyla	gerçekleştirilmiştir”	dedi.  36 YILDIR AYAKTA DURABİLEN TEK DERGİ  AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik:  Yazılarıyla YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN (E.) ORG. ÇETİN DOĞAN YUSUF ERKUT GÜSAR PROF. DR. MESUT PARLAK ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU ANKARA (Cumhuriyet BüKÂMRAN İNAN r osu)  AKP Genel Başkan YarGÖKÇE FIRAT ÇULHAOĞLU dımcısı ve Parti Sözcüsü HüseATTİLA KART yin Çelik, “4 bakan arkadaşıAYŞE JALE AĞIRBAŞ mız, ‘Kamuoyunda bizimle ilgili böyle bir algı oluşturulmak istenBUĞRA ATSIZ di, biz sizin istediğiniz her an göNİHAT KOSOVA revimizi bırakmaya hazırız’ deRAUF TAMER di. Bakanlar istifalarını sunuDR. UMUT ARIK yordu. Buna bizzat ben şahidim” diye konuştu. Çelik, FetPROF. DR. ÖVSEV DÖRTLEMEZ hullah Gülen’in son açıklamalaPROF. DR. HALİS DÖRTLEMEZ 35 YILDIR AYAKTA DURABİLEN TEK DERGİ rına ilişkin ise “Ben onun bedPROF. DR. ALİ ERCAN dua ettiğine ilk defa şahit oluPROF. DR. COŞKUN ÖZDEMİR yorum. Hepimiz memleketin zararına hareket edenlere bedPROF. DR. CAFER TAYYAR SADIKLAR dua etmeliyiz, böyle bir beddua PROF. DR. UĞUR BÜGET varsa buna hepimizin katılması PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ lazım, ben bunu üstüme almam ÖZGÜR ERDEM  SERAP YEŞİLTUNA şahsen. Bir söz vardır, çıktıNİHAT AL ERİŞ ÜLGER NİHAT KOSOVA ğın kapıyı sert vurma, belki geHalkla İlişkiler: Hülya Yıldırım ri dönmen gerekir” dedi. KatılCEVAT BAYRAKTAR ZAHİDE UÇAR Tel: (0216) 347 49 69 dığı televizyon programında koAV. CEMİL CAN  NAHİT ERUZ  NAHİT nuşan Çelik, yolsuzluk operasyoFax: (0216) 347 46 26 KATLAN  DR. HÜSEYİN SEKBAN nuna yönelik yapılan eleştirilere,  4 bakan istifalarını Başbakan’a verdi Erdoğan Pakistan’a Çağlayan’la gidiyor ANKARA	(Cumhuriyet	Bürosu)	 Başbakan Tayyip	Erdoğan, 2224 Aralık tarihlerindeki Pakistan ziyaretine oğlu Kaan	 Çağlayan ve özel kalem müdürü Onur	Kaya “rüşvet	almaktan” tutuklanan Ekonomi Bakanı Zafer	Çağlayan ile gidiyor. Erdoğan, hafta sonu Karadeniz gezisinde de yanına, oğlu tutuklanmayan ancak hakkındaki yolsuzluk iddiası devam eden Çevre Bakanı Erdoğan	Bayraktar ile çıkmıştı. Çağlayan’ın oğlu Kaan Çağlayan, büyük yolsuzluk operasyonu çerçevesinde “rüşvet	 almaya	ve	vermeye	aracılık	etmek”, özel kalem müdürü Kaya ise “rüşvet	almak”	suçlamasıyla tutuklanmıştı. Oğul Çağlayan ifadesinde, rüşvet vermekle suçlanan ve tutuklanan işadamı Rıza	Sarraf’tan valiz ve takım elbise aldığını belirtmişti.  ÜNAL YALTIRIK’ın yönetiminde; www.mayadergisi.com  MAYA YAZARSA DOĞRUDUR  “Eğer biz gereğini yapmazsak milletin eli iki yakamızda olsun” şeklinde karşılık verdi.   
            
    
